FETÖ’nün kapatılan yayın organı Today’s Zaman’ın eski Ankara Temsilcisi FETÖ firarisi Abdullah Bozkurt, seçim sonuçlarının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Huber Köşkü’ndeki konuşmasını coşkuyla karşılayan vatandaşlara sosyal medya hesabı üzerinden saldırdı.

Vatandaşların coşkusundan rahatsız olan Bozkurt, “Erdoğan taraftarları dini sloganlar atıyor.” yorumunu yaptı.

İsveç’teki Türklerin seçim sonrası kutlamalarından da rahatsızlık duyan Bozkurt, Uluslararası Demokratlar Birliğini (UID) de hedefe koyarak vatandaşların tekbir getirmesini eleştirdi.

Bozkurt, FETÖ’ye ait Türkiye’de yasaklı Turkishminute.com adlı sitede kaleme aldığı yazıda ise halkın iradesini yok saydı ve muhalefetin de kabul ettiği seçim sonuçlarını “tartışmalı” olarak nitelendirerek “kaos tacirliğini” sürdürdü.

“Neden saygı duyayım kardeşim”

FETÖ’ye ait Türkiye’de yasaklı tr724.com sitesinde Seçim Ardıç ismiyle yayımlanan makalede, özgür iradesini sandığa yansıtan Türk halkı adeta “günah keçisi” ilan edildi.

Makalede, “Ekonomi bu hâlde iken bunların müsebbibi bir isme yüzde 52 destek veren halk da Pirus zaferini kutlayabilir. Türkiye Erdoğan’ın elinde küçülecek, halk daha da fakirleşecek.” ifadesi kullanıldı.

Kapanan Zaman gazetesinin eski çalışanlarından Kamil Maman, “Şu cümleye bitiyorum: ‘Halkın iradesine saygı duymak gerek’. Neden saygı duyayım kardeşim.” yorumunu paylaştı.

Firari gazetecilerden Bülent Keneş de Twitter hesabında bu paylaşıma yer verdi.

Uluslararası topluma Türkiye’ye “baskı” çağrısı

FETÖ’nün ABD’deki çatı kuruluşu AfSV tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Uluslararası topluma, Türk hükûmetine baskı uygulamaya devam etme ve Erdoğan’ı tebrik etmekten kaçınma çağrısında bulunuyoruz.” ifadesine yer verilerek Türkiye’ye karşı ABD’de kara propaganda yapılıyor.

MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin gizli kalması gereken bilgi ve belgeleri casusluk amacıyla temin edip açıklama suçlarından yargılanan eski Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ise seçim sonuçlarının ardından yaptığı paylaşımda seçmenleri aşağılayarak “Uzay madenciliği: 30, kıraathanede kek: 52” ifadelerini kullandı.

FETÖ firarisi Ergun Babahan da sosyal medyada “Gece yarısı asker devreye girdi ve bütün partiler hizaya geldi bence.” ifadelerini paylaştı.

Erdoğan’ın “faiz lobisi” ile mücadelesinden rahatsızlık duydular

FETÖ’ye ait Türkiye’de yasaklı tr724.com sitesindeki makalede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “faiz lobisine” ilişkin tavrı da eleştirildi. Makalede, “İlk rövanş maçının ismi dünden belli. Kendi tabiri ile ilk hesaplaşmayı, doları ve faizi yükselten lobilerle yapacak.” yorumunu yapan FETÖ’cü yazar adeta “faiz lobisinin” avukatlığına soyundu.

Bununla yetinmeyen Ardıç, “faiz lobisiyle” mücadeleye muhalif tavır sergileyerek “Böyle bir iklimde Türkiye’nin bizzat Erdoğan’dan mütevellit riskleri daha da artacak.” ifadesinde bulundu.

FETÖ’nün “ayaklanma” beklentisi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimden galibiyetle çıkması halinde sokaklara çıkılması ve Gezi türü bir ayaklanma beklentisi içerisine giren bazı FETÖ’cüler bu arzularını açıkça dile getirdi. Firari FETÖ mensuplarından Emre Uslu, daha önce internet üzerinden yaptığı açıklamada “Seçim gibi kendi oyunu muhafaza etmek üzere insanların sokağa çıkması kadar meşru bir şey yoktur. Bütün dünya bunu alkışlar.” ifadeleriyle Gezi türü bir ayaklanma beklentisini açığa vurmuştu.

Ancak CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin “Kaybettik.” açıklaması sonrası beklentileri boşa çıkan FETÖ’cüler, sosyal medyadan buna tepki gösteren paylaşımlarda bulundu. ”Fuat Avni” adlı hesabın kurucusu olduğu tespit edilen ve firari olduğu gerekçesiyle hakkında yakalama kararı çıkarılan sanık Said Sefa, İnce’yi hedef tahtasına koyarak “Beyefendi, yeni düzeni meşrulaştırma aparatından öteye geçemeyen biri oldu, ya farkında değil hâlâ ya da farkında ve görevini icra ediyor.” yorumunu yaptı.

Muhalefete dair asparagas iddialar yalanlandı

FETÖ’cü hesaplardan, seçim gecesi İnce hakkında “kaçırıldığını” ima eden iddialar da ortaya atıldı.

Firari FETÖ’cü Abdulhamit Bilici, Twitter hesabından İnce’nin seçim sonuçlarının hemen ardından basın açıklaması yapmamasına ilişkin, “Kahramanca meydan okumalardan sonra bu sessizlik çok tuhaf. Karanlık koridorlarda cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmesi için çok saygın bir hukuk profesörünün kafasına silah dayatılmış bir ülke olduğumuz insanın aklına her şey geliyor.” iddiasını ortaya atmıştı. Ancak İnce’nin kaçırıldığına yönelik haberlerin tamamen asparagas olduğunu açıklaması FETÖ’cüleri “yalancı” çıkarttı.

“Balyoz’da kumpas” davası sanıklarından firari FETÖ’cü Tuncay Opçin’in “Seçim tam Nasrettin Hoca fıkrası. Kedi buradaysa ciğer nerede? Ciğer buradaysa kedi nerede? Mitingleri birlikte izledik.

Yüz binler buhar olup uçmadığına göre seçimde yaşanan başka bir ‘olay’ var.” açıklaması da tepki çekti.

Oylar çalındı diyerek halkı sokağa dökmek istediler

Firari Adem Yavuz Arslan da sosyal medya hesabından seçim akşamı Anadolu Ajansı (AA) ile TRT’ye ithamlar yöneltti. “YSK ile AA verileri arasında uçurum var.

Manipülasyonda çığır açıyorlar.” iftirasını atan Arslan’ın bu savı çok sayıda tepki mesajı aldı.

Ayrıca “Oldu bittiye getirip seçimi yine çalıyorlar. Aynı tezgâhlar aynı yöntemler.” gibi asılsız iddialarla seçimin meşruiyetine gölge düşürmeye çalışan Arslan, oyların “çalındığı” iddialarına da yer verdi.

Arslan, Ali İpek’e ait “Biz bas bas bağırırken kimse kafasını kuma gömmeseydi hiç gerek kalmayacaktı bunlara” tweetini de paylaşarak halka adeta sokak çağrısı yaptı.

FETÖ’cüler seçim sonuçlarını hazmedemedi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekilliği Seçimlerinde oy kullanmak üzere Pendik Mahir İz İlkokulu’ndaki 3253 numaralı sandığa gelen Hatice K’nın, okur yazar olmadığını belirterek yanında bulunan kocası İshak K. ve oğlu Ahmet K’nın da kendisiyle birlikte oy kullanma kabinine girmesini istediği ancak sandık başkanının mevzuata aykırı olduğunu belirterek izin vermediği öğrenildi.

Yaşanan tartışma sırasında kendisini yere atarak fenalaşan Hatice K’nın, sandığın bulunduğu sınıfa çağrılan sağlık ekiplerince yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye götürüldüğü bildirildi.

Söz konusu kadının hastaneye götürülmesine rağmen eşi İshak K. ve oğlu Ahmet K’nın sandığın bulunduğu yeri terk etmeyerek diğer seçmenleri provoke edici söylemler kullanmaları, sandık alanında sağlıklı oy kullanımını engellemeleri ve görevlilere tehdit ve hakaret içerikli sözler söylemeleri üzerine olay yerine polis ekipleri çağrıldı.

Olaya müdahale eden Pendik İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, GBT kontrolü yaptıkları ve FETÖ soruşturmaları kapsamında aranmalarının bulunduğu ortaya çıkan İshak K. ve oğlu Ahmet K’yı gözaltına aldı.

Şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin sürdüğü, İshak K’nın Halil ismindeki diğer bir oğlunun ise hâlen Kırgızistan’da FETÖ okullarında öğretmenlik yaptığı öğrenildi.

İstanbul’da sandık provokasyonunun arkasından FETÖ çıktı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Aralarında eski tuğgeneraller Gökhan Şahin Sönmezateş ve Mehmet Partigöç ile eski Albay Cemil Turhan’ın da bulunduğu Sincan Cezaevi’ndeki bazı FETÖ’cüler, kendileriyle görüşmeye gelen yakınlarından yarın yapılacak seçimlerde HDP’ye oy vermelerini istedikleri ortaya çıktı.

Tutuklu FETÖ’cülerin, telkinlerde bulundukları yakınlarına “cezaevinden kurtulmak için tek şanslarının HDP’nin barajı aşarak Meclise girmesi” gerektiğini söyledikleri belirtildi.

Geçmiş seçimlerde de aynı taktiği kullandılar

17/25 Aralık kalkışmalarıyla hükümeti düşürmeye çalışan ancak başarılı olamayan FETÖ, 30 Mart 2014 yerel seçim ile 7 Haziran ve 1 Kasım’daki genel seçimlerde de AK Parti karşısındaki en güçlü adayın desteklenmesi yönünde mensuplarına talimat göndermişti.

Örgütün bu talimatı, düzenlenen operasyonlarda ele geçirilen örgütsel dökümanlarda, örgüt mensuplarının verdikleri ifadelerde ve “ByLock” yazışmalarında da yer almıştı. Bu dökümanlara göre örgüt, elemanlarından “AK Partililerle seçim tartışmalarına girilmemesi, ülkedeki olumsuz olayları dile getirerek AK Parti’ye oy verilmemesi”ni istedi.

Darbeci generaller kurtuluşu HDP’ye oy vermekte arıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen Genelkurmay “çatı” davasının sanığı Savaş Kabaklı’nın duruşmanın ardından cezaevine götürülürken infaz koruma memurları tarafından kapıda yapılan üst aramasında, defterinin arasına saklanmış savunma içeriğiyle ilgisi olmayan bir not bulundu.

Cezaevi yönetimi, Kabaklı’nın üzerinde ele geçirilen “İman, teslimiyet, rıza, sabır ve zafer! Vesselam.” ifadelerinin yer aldığı not hakkında Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

Başsavcılığın talimatıyla ifadesi alınan Kabaklı, duruşmaya çıkmadan önce Sincan Cezaevi Kampüsündeki nezarethanede beklerken notu bankın üzerinde gördüğünü ve kimse sahiplenmediği için alıp defterinin arasına koyduğunu iddia etti.

Yazıların özlü sözler olduğunu düşündüğünü ve savunmasında kullanmak için yanına aldığını savunan Kabaklı, “Ben yazının devamını okumamıştım. Notta geçen ‘iman, teslimiyet, rıza, sabır ve zafer! Vesselam’ ifadelerini görseydim almazdım.” ifadelerini kullandı. Notu, kimin ne amaçla yazdığını bilmediğini iddia eden Kabaklı, kendisinin FETÖ ve darbe teşebbüsüyle alakası olmadığını savundu.

Soruşturma sonucunda Başsavcılık, Kabaklı’nın üzerinde bulunan notun cezaevinde bulunan örgüt mensuplarının moralini yüksek tutmak, motivasyonlarını artırmak ve örgütün çözülmesini engellemek amacıyla yazıldığını belirleyerek şüpheli hakkında “silahlı terör örgütü üye olmak” suçundan fezleke hazırladı.

Notta dikkat çeken ifadeler yer alıyor

Örgüt mensuplarının FETÖ elebaşına olan bağlılıklarını hikayeleştirerek anlattıkları ortaya çıkan notta, şu ifadeler yer alıyor: “Epiktetos topaldı. Bir gün sahibi (efendisi) bir kıskaçla onun bacağını burkarak eğleniyordu. Epiktetos yavaşça ona ‘Bacağımı kıracaksın.’ dedi. Efendisi eğlencesini ilerleterek sonunda bacağını kırdı. Epiktetos, bu kez soğukkanlılıkla ‘Kıracağınızı söylemiştim. İşte kırdınız.’ dedi. Hepsi bu. Ne kızma, ne bağırma, ne isyan, ne de hakaret. Sadece bir durum tespiti. Sahibine bu kadar teslim olmuş ve onun kendi üzerindeki tasarrufuna bu kadar razı olmuş bir köle, bir kul hiç şikayet eder mi? Kendinin topal oluşunu sorgularken bile bin iman ve teslimiyet içindedir.”

Notta, FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklananları motive etmek için ileride örgütün sözde zafer kazanacağı imasını içeren, “Hiçbir ilahi mesuta ulaşamamış bir kölenin sahip olduğu rıza ve teslimiyet duygusundan ders alarak içinde bulunduğumuz binlerce ya da bir kez yaşanan tarihi süreci yaşayabiliriz. İman, teslimiyet, rıza, sabır ve zafer! Vesselam.” ifadeleri dikkati çekti.

“Yurtta Sulh Konseyi” üyeleri arasında bulunuyor

Kabaklı’nın, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” ve “Türkiye Cumhuriyeti hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” suçlarından yargılanmasına devam ediliyor.

9 Mayıs’daki duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, Kabaklı’nın da arasında bulunduğu sözde “Yurtta Sulh Konseyi” üyelerinin 15 Temmuz’da yurt genelinde şehit edilen güvenlik güçleriyle vatandaşların ölümünden sorumlu tutulması ve 252 kez ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılmasını istedi.

Savcı, 2 bin 558 sivil vatandaş ile 177 güvenlik personelinin yaralanmasına neden olduğu gerekçesiyle aynı sanıkların 55 bin 880 yıl hapis cezalandırılmalarını da talep etti.

Sözde ‘Yurtta Sulh Konseyi’ üyesi FETÖ’cünün üzerinde “zafer” yazılı not bulundu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FETÖ firarisi Said Sefa daha önce yaptığı bir açıklama ile “24 Haziran’da Erdoğan seçilirse bugünlere de rahmet okuyacağız.” demişti.

"Fuat Avni" isimli hesabı yönettiği ortaya çıkan FETÖ'cü Said Sefa:
24 Haziran'da Erdoğan seçilirse bugünlere de rahmet okuyacağız." pic.twitter.com/KheXFkX4Nn

— Yekvücut (@yekvucutcom) May 13, 2018

FETÖ davalarına Başbakanlık adına katılan avukat Hayrettin Bıyıklıoğlu, yargılanmasına devam edilen darbe girişimi davalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Avukat Bıyıklıoğlu, sanıkların yargılama sürecini sekteye uğratmak için artık yeni stratejiler geliştirdiklerine dikkati çekti.

Davaları uzatma stratejisi

Bıyıklıoğlu, duruşma sürelerini uzatmak için sanıkların yoğun bir çaba sarf ettiklerini vurgulayarak “Darbe davalarında sona gelince sanıklar inkâr taktiğinden davaları uzatma stratejisine geçti. Savunma yapmaktan kaçarak davaların karara bağlanmasını engellemek isteyen sanıklar, bu tutumlarıyla örgüt adına hareket ettiklerini bir kez daha ortaya koymuştur.” tespitini yaptı.

“Suçsuzlarsa neden kaçıyorlar?”

Bıyıklıoğlu, “Aylar öncesinden hazırlanan duruşma listelerine rağmen bazı sanıklar savunma yapmaktan kaçıyor. Daha sonra bu sanıkların avukatları da duruşmalara gelmeyerek savunma alınmasını engelliyor. Madem suçsuzlar, neden savunma yapmaktan kaçtıklarını merak etmiyor değilim.” ifadelerini kullandı.

“İçerden çıkacaklarını zannediyorlar”

Sanıkların davaları uzatma girişiminin 24 Haziran’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerinin yaklaşmasıyla daha da yoğunlaştığına işaret eden Bıyıklıoğlu, şöyle devam etti: “Seçim yaklaştıkça darbe sanıklarını ilginç bir heyecan sardığını görüyoruz.

Ara verilen davaların bir sonraki duruşmasının 24 Haziran seçimlerinden sonraya bırakılması için ısrar eden sanıklar, mevcut siyasi konjonktürün değişmesiyle içeriden çıkacaklarını zannediyorlar.”

FETÖ sanıkları davalarını 24 Haziran’dan sonraya bırakmaya çalışıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.