28 Şubat arşivleri | Yekvucut Akıl ve vicdan sahiplerine Tue, 01 Mar 2022 14:35:37 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://yekvucut.com/wp-content/uploads/2022/11/favicon_yek.png 28 Şubat arşivleri | Yekvucut 32 32 28 Şubat İttifakı vaatleri kendisi için sıraladı https://yekvucut.com/feto-gercekleri/28-subat-ittifaki-vaatleri-kendisi-icin-siraladi/ Tue, 01 Mar 2022 09:24:20 +0000 https://yekvucut.com/?p=53909 Cumhuriyet Halk Partisi  Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Demokrasi ve Atılım Partisi Genel Başkanı Ali...

28 Şubat İttifakı vaatleri kendisi için sıraladı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Cumhuriyet Halk Partisi  Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Demokrasi ve Atılım Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun katılımıyla toplanan 28 Şubat İttifakı, uzun zamandır üzerinde çalıştıkları mutabakat metnini sonunda kamuoyu ile paylaştı.  “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni” verdiklerini metni imzalamak için salona birlikte gelen muhalefet liderleri, salona girişlerinin senkron içinde görünmesini sağlamak için özel çaba gösterdi. Muhalefet liderleri salona girerken tek sıra halinde yürümeye çalışırken, salonun dışında CHP ve İyi Parti korumaları kavga etti. Yaşananlar Türkiye’nin karanlık koalisyon dönemlerini tekrar hatırlattı.

28 Şubat İttifakı metnini kim okudu

6 partinin ittifak ettiği mutabakat metnini partilerin kurmayları okudu. Muhalefet partilerinin açıklamasını okuyan yöneticiler şunlar

  • “Sınırımızda PKK/PYD olabilir” açıklamasıyla akıllarda kalan CHP Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek,
  • Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarının yargılamalarının haksızlık olduğunu iddia eden DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu,
  • Demokrat Parti Hukuk ve Adaletten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp,
  • Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün,
  • 24 Haziran seçimleri öncesi HDP ile yapılan ortak anayasa çalışmalarına katılan ve Selahattin Demirtaş’ın serbest kalması için çağrı yapan İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Bahadır Erdem ve
  • Saadet Partisi Seçim İşleri Başkanı Bülent Kaya

İttifak ne vaat ediyor

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sona ermesini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın devrilmesini esas amaç olarak belirleyen muhalefet partilerinin açıkladıkları yeni sistemde önce çıkan maddelerse şunlar oldu:

  • Seçim barajı %3’e düşürülecek.
  • Hazine yardımından faydalanmak için %1 oy almak yeterli olacak.
  • Cumhurbaşkanı meclis kararlarını veto edemeyecek.
  • Hükümet, bakan ve başbakan hakkındaki gensoru geri dönecek.
  • Cumhurbaşkanı’nın görev süresini 7 yıl  ve yalnızca bir dönem olacak.
  • 7 yıl sonunda Cumhurbaşkanı aktif siyasete dönemeyecek.
  • Olağanüstü hal ilan etme yetkisi, TBMM onayına tabi olacak.
  • OHAL’de kararname çıkartılamayacak.
  • Kamu yönetiminde kadın yöneticilerin sayısını arttırılacak.
  • İnsan hakları ve kadın erkek eşitliği dersleri birinci sınıf müfredatına konulacak.
  • HDP”nin rahatsız olduğu belediyelere kayyum atanmasına son verilecek.

 

28 Şubat İttifakı vaatleri kendisi için sıraladı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Darbeler devri kapandı şimdi demokrasi sahnede https://yekvucut.com/video/darbeler-devri-kapandi-simdi-demokrasi-sahnede/ Mon, 28 Feb 2022 15:09:34 +0000 https://yekvucut.com/?p=53918 ‼️Darbeler devri kapandı, şimdi demokrasi sahnede.#28Şubat pic.twitter.com/MPBzYBvS7Q — Demokrasi Günlüğü (@demokrasigunluk) February 28, 2022 28 Şubat, Türkiye demokrasi tarihine büyük...

Darbeler devri kapandı şimdi demokrasi sahnede yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>

‼Darbeler devri kapandı, şimdi demokrasi sahnede.#28Şubat pic.twitter.com/MPBzYBvS7Q

— Demokrasi Günlüğü (@demokrasigunluk) February 28, 2022

28 Şubat, Türkiye demokrasi tarihine büyük bir kara leke sürdü. Dinini yaşayan insanlar hem kamudan hem sosyal hayattan izole edildi. Ancak 28 Şubat’ın geride bıraktıkları birer birer silindi, Demokrasi yeniden ayağa kalktı. 2009’da sadece imam hatipleri değil tüm meslek liselerini ikinci plana atan katsayı uygulaması sona erdi. Kur’an kursları için yaş sınırlaması getiren düzenleme 2011’de kaldırıldı. 2012’de İmam hatiplerin ortaokul kısımları yeniden açıldı ve Kur’an-ı Kerim ve Siyer dersleri seçmeli ders olarak müfredata girdi. Bir yıl sonra kamu kurumlarında yıllardır süren başörtüsü yasağı kaldırıldı. Merve Kavakçı 2 Mayıs 1999’da “Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz” sözleriyle Meclisten kovulmuştu. 2013 yılında 4 Başörtülü milletvekili TBMM oturumuna girdi. Ortaokul ve liselerde başörtüsü yasağı kalktı. Seçimler sonrası 21 başörtülü milletvekili Meclis’te yemin etti. 2016’da asker eşi ve yakını kadınların başörtüsüyle askerî tesislere girmesinin önündeki engel ve kadın polislerin başörtüsü takabilmelerinin önündeki engeller kaldırıldı. Darbecilerin siyasî haklarını gasp ettiği Merve Kavakçı Büyükelçi olarak atandı. 2017 yılında kadın subay ve astsubayların başörtüsüyle görev yapmalarının önü açıldı. Ayasofya Camii özüne döndürüldü ve 28 Şubat’ın sebeplerinden biri olarak gösterilen Taksim Camii tamamlandı. Yargılamaları tamamlanan darbeciler ise cezaevine konuldu.

Darbeler devri kapandı şimdi demokrasi sahnede yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Türk demokrasi tarihine sürülen kara leke: 28 Şubat https://yekvucut.com/video/turk-demokrasi-tarihine-surulen-kara-leke-28-subat/ Mon, 28 Feb 2022 14:32:14 +0000 https://yekvucut.com/?p=53907 #28Şubat darbesinde hafızalardan silinmeyen 10 utanç sahnesi👇 pic.twitter.com/zQ3GsT944c — Utanç Günlüğü (@UtancGunlugu) February 27, 2022 Türk demokrasi tarihine sürülen kara...

Türk demokrasi tarihine sürülen kara leke: 28 Şubat yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>

#28Şubat darbesinde hafızalardan silinmeyen 10 utanç sahnesi👇 pic.twitter.com/zQ3GsT944c

— Utanç Günlüğü (@UtancGunlugu) February 27, 2022

Türk demokrasi tarihine sürülen kara lekenin üzerinden 25 yıl geçti.  28 Şubat sürecinde Türkiye, Müslüman topluma yönelik korkunç zulümlere tanıklık etti. “Şeriat geliyor” söylemleriyle yaratılan suni korku politikasıyla, özellikle başörtüsüyle okumak isteyenlere büyük bir linç kampanyası başlatıldı. İmam hatip ve üniversite öğrencilerine okul kapıları birer birer kapatıldı. Başörtülü öğrenciler adeta terörist muamelesi gördü. Binlercesi gözaltına alındı ve okul bahçesine dahi sokulmadılar. O dönemde İstanbul Üniversitesi de büyük bir skandala imza attı. Rektör Yardımcısı Nur Serter’in kurduğu ikna odaları vicdanları sızlattı. Serter, psikolojik işkence yöntemiyle öğrencilere, okula başörtülü girmeyeceklerine dair taahhütname imzalattı. O dönemde yaşanan bazı olaylar ise hala hafızalarda taptaze.  Tuğgeneral Osman Özbek, Başbakan Necmettin Erbakan’a hac ziyareti nedeniyle hakaret etti. “Ulan p… Dinde krallık var mı arkadaşlar? Adam olan o krala gidip misafir olmaz.”  İstanbul Üniversitesi öğrencisi Nuray Canan Songür, başörtüsü nedeniyle yaka paça okuldan atıldı. Hamile olan Songür, aldığı darbeler nedeniyle bebeğini kaybetti.
Bursa Nilüfer İmam Hatip Lisesi öğrencisi Dilek Gürgen, polisten kaçarken kamyonun altında kalarak bir bacağını kaybetti. İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Nur Serter, ikna odaları kurdu. Kızlara psikolojik baskı yaparak başörtülerini açmaya zorladı. Cumhuriyet Üniversitesi Sivas Hemşirelik Meslek Yüksekokulu bölüm birincisi Behiye Karadeniz, mezuniyet töreninden darp edilerek dışarı atıldı. İstanbul Milletvekili Merve Kavakçı, Meclis’ten kovuldu.
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, “Burası devlete meydan okunacak yer değildir. Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz.” diyerek Kavakçı’ya sert çıkıştı.  Kanser ve böbrek hastası 71 yaşındaki Medine Bircan, başı açık fotoğrafı olmadığı için tedavi edilmedi. Gaziosmanpaşa’da bir İmam Hatip Lisesine keskin nişancılar yollandı.

Türk demokrasi tarihine sürülen kara leke: 28 Şubat yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
İslam’ın izlerini silme projesi: 28 Şubat süreci https://yekvucut.com/gundem/islamin-izlerini-silme-projesi-28-subat-sureci/ Mon, 28 Feb 2022 12:23:10 +0000 https://yekvucut.com/?p=53893 Türkiye, adına “post-modern darbe” denilen müdahaleyle 25 yıl önce tanıştı. Türk demokrasi tarihine kara lekenin sürüldüğü 28 Şubat süreci, Müslüman...

İslam’ın izlerini silme projesi: 28 Şubat süreci yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Türkiye, adına “post-modern darbe” denilen müdahaleyle 25 yıl önce tanıştı. Türk demokrasi tarihine kara lekenin sürüldüğü 28 Şubat süreci, Müslüman toplumda derin izler bıraktı. Üzerinden yıllar geçse de, o karanlık günler hâlâ hafızalarda yerini koruyor. Takvim yaprakları 24 Aralık 1995’i gösterirken, genel seçimlerde Refah Partisi ipi göğüslemişti. Parti, oyların yüzde 21’ini alarak sandıktan birinci çıkmış, Necmettin Erbakan’a başbakanlık yolu açılmıştı. Bu sonuç aynı zamanda Refah-Yol hükümetine giden dönemin işaret fişeğiydi. Ancak ordu içerisindeki darbeciler, farklı hesaplar yapıyordu. Refah Partisi’nin koalisyonda olmasını istemiyorlardı. Planın ilk adımını, hükümete gözdağı vererek başlattılar. Dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, başroldeydi. Karadayı, koalisyon ortaklarına verdiği brifingde “laiklik ve irtica” kelimelerini dilinden düşürmedi. O günden sonra “irtica” sözcüğü, uzun yıllar boyunca Türkiye’nin gündeminde kaldı.

“Demokrasiye balans ayarı”

Tarih 28 Haziran 1996’yı gösterdiğinde, uzun süren pazarlıklar sonucunda Refah Partisi (RP) ile Doğru Yol Partisi (DYP) arasında koalisyon hükümeti kuruldu. Genelkurmay Başkanı Karadayı ise Meclis Başkanı’nı arayarak, RP koalisyonu konusunda uyardı. Düzenlenen tüm oyunlar, planlanan darbeye zemin hazırlamak içindi. Bir kısım medya da sürece destek oldu. Nitekim ülkenin “zinde kuvvetleri”, bürokrasiyle birlikte medyayı etkin biçimde kullanıyordu. Manşetlerin her birinde “postal” izi vardı. Başbakan Erbakan’ın kanaat önderlerine verdiği yemek ise darbe heveslilerinin daha da iştahını kabarttı. 4 Şubat 1997’de, Sincan Belediyesi’nin düzenlediği Kudüs gecesi, darbeciler açısından bardağı taşıran son damla oldu. O geceden 76 saat sonra Sincan sokaklarında tanklar yürütüldü. Dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir, tankların Sincan’dan geçişi için “demokrasiye balans ayarı yaptık” dedi. 28 Şubat 1997’de Milli Güvenlik Kurulu, irtica gündemiyle toplandı. Sivil ve askeri kanat, masada karşı karşıyaydı. Askerler, REFAH-YOL hükümetinin önüne 18 madde koydu. MGK’nın kararlarında yer alan maddeler şöyleydi:

1-Anayasamızda cumhuriyetin temel nitelikleri arasında yer alan ve yine anayasanın 4’üncü maddesi ile teminat altına alınan laiklik ilkesi büyük bir titizlik ve hassasiyetle korunmalı, bunun korunması için mevcut yasalar hiçbir ayrım gözetmeksizin uygulanmalı, mevcut yasalar uygulamada yetersiz görülüyorsa yeni düzenlemeler yapılmalıdır.

2-Tarikatlarla bağlantılı özel yurt, vakıf ve okullar, devletin yetkili organlarınca denetim altına alınarak Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereği Milli Eğitim Bakanlığı’na devri sağlanmalıdır.

3-Genç nesillerin körpe dimağlarının öncelikle cumhuriyet, Atatürk, vatan ve millet sevgisi, Türk milletini çağdaş uygarlık düzeyine çıkarma ülkü ve amacı doğrultusunda bilinçlendirilmesi ve çeşitli mihrakların etkisinden korunması bakımından:

a-8 yıllık kesintisiz eğitim, tüm yurtta uygulamaya konulmalı.

b-Temel eğitimi almış çocukların, ailelerinin isteğine bağlı olarak, devam edebileceği Kuran kurslarının Milli Eğitim Bakanlığı sorumluluğu ve kontrolünde faaliyet göstermeleri için gerekli idari ve yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

4-Cumhuriyet rejimine ve Atatürk ilke ve inkılaplarına sadık, aydın din adamları yetiştirmekle yükümlü, milli eğitim kuruluşlarımız, Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun özüne uygun ihtiyaç düzeyinde tutulmalıdır.

5-Yurdun çeşitli yerlerinde yapılan dini tesisler belli çevrelere mesaj vermek amacıyla gündemde tutularak siyasi istismar konusu yapılmamalı, bu tesislere ihtiyaç varsa, bunlar Diyanet İşleri Başkanlığı’nca incelenerek mahalli yönetimler ve ilgili makamlar arasında koordine edilerek gerçekleştirilmelidir.

6-Mevcudiyetleri 677 sayılı yasa ile men edilmiş tarikatların ve bu kanunda belirtilen tüm unsurların faaliyetlerine son verilmeli, toplumun demokratik, siyasi ve sosyal hukuk düzeninin zedelenmesi önlenmelidir.

7-İrticai faaliyetleri nedeniyle Yüksek Askeri Şura kararları ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ilişkileri kesilen personel konusu istismar edilerek TSK’yi dine karşıymış gibi göstermeye çalışan bazı medya gruplarının silahlı kuvvetler ve mensupları aleyhindeki yayınları kontrol altına alınmalıdır.

8- İrticai faaliyetleri, disiplinsizlikleri veya yasadışı örgütlerle irtibatları nedeniyle TSK’dan ilişkileri kesilen personelin diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamı ile teşvik unsuruna imkan verilmemelidir.

9- TSK’ya aşırı dinci kesimden sızmaları önlemek için mevcut mevzuat çerçevesinde alınan tedbirler; diğer kamu kurum ve kuruluşları, özellikle üniversite ve diğer eğitim kurumları ile bürokrasinin her kademesinde ve yargı kuruluşlarında da uygulanmalıdır.

10-Bu maddenin tam metnini Türkiye’nin uluslararası ilişkilerini ilgilendirdiği için yayınlayamıyoruz.

11-Aşırı dinci kesimin Türkiye’de mezhep ayrılıklarını körüklemek suretiyle toplumda kutuplaşmalara neden olacak ve dolayısıyla milletimizin düşmanca kamplara ayrılmasına yol açacak çok tehlikeli faaliyetler yasal ve idari yollarla mutlaka önlenmelidir.

12-T.C. Anayasası, Siyasi Partiler Yasası, Türk Ceza Yasası ve bilhassa Belediyeler Yasası’na aykırı olarak sergilenen olayların sorumluları hakkında gerekli yasal ve idari işlemler kısa zamanda sonuçlandırılmalı ve bu tür olayların tekrarlanmaması için her kademede kesin önlemler alınmalıdır.

13-Kıyafetle ilgili kanuna aykırı olarak ortaya çıkan ve Türkiye’yi çağdışı bir görünüme yöneltecek uygulamalara mani olunmalı, bu konudaki kanun ve Anayasa Mahkemesi kararları taviz verilmeden öncelikle ve özellikle kamu kurum ve kuruluşlarında titizlikle uygulanmalıdır.

14-Çeşitli nedenlerle verilen, kısa ve uzun namlulu silahlara ait ruhsat işlemleri polis ve jandarma bölgeleri esas alınarak yeniden düzenlenmeli, bu konuda kısıtlamalar getirilmeli, özellikle pompalı tüfeklere olan talep dikkatle değerlendirilmelidir.

15-Kurban derilerinin, mali kaynak sağlamayı amaçlayan ve denetimden uzak rejim aleyhtari örgüt ve kuruluşlar tarafından toplanmasına mani olunmalı, kanunla verilmiş yetki dışında kurban derisi toplattırılmamalıdır.

16-Özel üniforma giydirilmiş korumalar ve buna neden olan sorumlular hakkında yasal işlemler ivedilikle sonuçlandırılmalı ve bu tür yasadışı uygulamaların ulaşabileceği vahim boyutlar dikkate alınarak, yasa ile öngörülmemiş bütün özel korumalar kaldırılmalıdır.

17-Ülke sorunlarının çözümünü “Millet kavramı yerine ümmet kavramı” bazında ele alarak sonuçlandırmayı amaçlayan ve bölücü terör örgütüne de aynı bazda yaklaşarak onları cesaretlendiren girişimler yasal ve idari yollardan önlenmelidir.

18-Büyük Kurtarıcı Atatürk’e karşı yapılan saygısızlıklar ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındaki 5816 sayılı kanunun istismar edilmesine fırsat verilmemelidir.

Bu bildirinin en önemli özelliği o güne kadar PKK terörü ülkenin birincil öncelikli sorunu olarak görülürken ikincil konumdaki irtica tehdidi 28 Şubat itibariyle ilk sıraya konuldu. Nitekim 29 Nisan 1997 tarihinde Genelkurmay Karargâhı’nda basın mensuplarına 3,5 saat süren bir brifing verilmiş ve bu brifingde Türkiye’nin savunma konseptinde değişiklik yapıldığı, ülke bütünlüğüne ve cumhuriyetin temel niteliklerine yönelik iç tehdidin dış tehditten öncelikli hale geldiği belirtilerek “irticanın yok edilmesi hayati önemi haizdir” denildi. Elbette Erbakan bildiriyi elinin tersiyle itti. Ancak günün sonunda kazanan darbeciler, kaybeden ise demokrasi oldu. REFAH-YOL hükumetini düşürmek için devreye yargı sokuldu. Refah Partisi’nin kapatılması istemiyle dava açıldı. Necmettin Erbakan, görevinden istifa etmek zorunda kaldı.

Darbe senaryosunda ikinci perde

İstifa açıklamasının ardından Çankaya Köşkü hiç olmadığı kadar hareketliydi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in hükumeti kurma görevini kime vereceği merak konusuydu. Koalisyon ortağı olan Tansu Çiller’in Başbakan olması bekleniyordu. Ancak Demirel, Başbakanlık görevini Çiller’e vermedi ve Mesut Yılmaz’ı hükümet kurmakla görevlendirdi. Darbe senaryosunda ikinci perde aralanıyordu, hedefte başörtüsü vardı. Bu süreçte Türkiye, Müslüman topluma yönelik korkunç zulümlere tanıklık etti. “Şeriat geliyor” söylemleriyle yaratılan suni korku politikasıyla, özellikle başörtüsüyle okumak isteyenlere büyük bir linç kampanyası başlatıldı. İmam hatip ve üniversite öğrencilerine okul kapıları birer birer kapatıldı. Başörtülü öğrenciler adeta terörist muamelesi gördü. Binlercesi gözaltına alındı ve okul bahçesine dahi sokulmadılar. O dönemde İstanbul Üniversitesi de büyük bir skandala imza attı. Rektör Yardımcısı Nur Serter’in kurduğu ikna odaları vicdanları sızlattı. Serter, psikolojik işkence yöntemiyle öğrencilere, okula başörtülü girmeyeceklerine dair taahhütname imzalattı.

El ele özgürlük zinciri

11 Ekim 1998’de sivil toplum eylemi düzenlendi. Yüzbinlerce insan el ele tutuşarak özgürlük zinciri oluşturdu. İstanbul’da başlayan eylem bütün Türkiye’ye yayıldı. Gösterilerde yüzlerce kişi gözaltına alındı, tutuklandı ve idamla yargılandı. Başörtülü öğrenciler aylarca giremedikleri okulların kapısında haykırdı. Ancak tazyikli su ve coplarla sert müdahalelere maruz kaldılar. Karnındaki bebeğini düşüren annelerin feryadı ise hiç dinmedi. Kamuda çalışan on binlerce insan da “irtica tehlikesi” adı altında disiplin cezası aldı. İstifaya zorlandılar veya memurluktan çıkarıldılar.

28-subat-darbesi
İslam’ın izlerini silme projesi: 28 Şubat süreci

Başörtüsü yasağı zulmü 2011’e kadar sürdü

Eğitim hakkı ellerinden alınan ve eşi görülmemiş zulümlerle karşı karşıya kalan öğrencilere, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan döneminde üniversiteye geri dönme hakkı tanındı. 2011 yılında başörtü yasağı kaldırıldı. 2014 Eylül’de de kılık kıyafet düzenlemesi yapıldı. Öğrencilere 5’inci sınıftan itibaren başörtüsü hakkı geri verildi. Öte yandan kamuda çalışanlarına da aynı hak tanındı. Ancak bu süreçte de hükümet, büyük bir dirençle karşılaştı. Çünkü İslam karşıtlığı, ülkemizde yapısal bir sorun ve ne yazık ki, “28 Şubat zihniyeti” her daim kendini canlı tutuyor. Her fırsatta özgürlük, çağdaşlık, demokrasi naraları atan sözde “laik”ler konu Müslümanlar olunca “ifade özgürlüğü” yalanına sığınıyor. Ne dersiniz? Sizce bir gün Müslüman ırkçılıklarının sonu gelir mi?

İslam’ın izlerini silme projesi: 28 Şubat süreci yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Bırakın artık bu mağdur edebiyatını” öyle mi? https://yekvucut.com/video/birakin-artik-bu-magdur-edebiyatini-oyle-mi/ Mon, 01 Mar 2021 14:30:32 +0000 https://yekvucut.com/?p=47790 ?"Bırakın artık bu mağdur edebiyatını" öyle mi??#28Şubat pic.twitter.com/QZwNwpiaBl — Yekvücut (@yekvucutcom) February 27, 2021

Bırakın artık bu mağdur edebiyatını” öyle mi? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>

?"Bırakın artık bu mağdur edebiyatını" öyle mi??#28Şubat pic.twitter.com/QZwNwpiaBl

— Yekvücut (@yekvucutcom) February 27, 2021

Bırakın artık bu mağdur edebiyatını” öyle mi? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Türkiye tarihinin kara lekesi: 28 Şubat https://yekvucut.com/video/turkiye-tarihinin-kara-lekesi-28-subat/ Sat, 27 Feb 2021 13:38:33 +0000 https://yekvucut.com/?p=47757 #28Şubat sürecindeki İslam karşıtı baskıları hatırlatıyoruz: ◼️Başörtülü öğrenciler, ikna odalarında başlarını açmaya zorlandı. ◾️Haklarını aramak isteyenler ise şiddete maruz kaldı....

Türkiye tarihinin kara lekesi: 28 Şubat yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>

#28Şubat sürecindeki İslam karşıtı baskıları hatırlatıyoruz:

◼Başörtülü öğrenciler, ikna odalarında başlarını açmaya zorlandı.

◾Haklarını aramak isteyenler ise şiddete maruz kaldı.

▪Post-modern darbe, tarihimize kara bir leke olarak kazındı! pic.twitter.com/OBJwldHtk1

— Utanç Günlüğü (@UtancGunlugu) February 27, 2021

Türkiye tarihinin kara lekesi: 28 Şubat yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Belçika’da temyiz mahkemesi başörtüsü yasağını kaldıran kararı bozdu https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/belcikada-temyiz-mahkemesi-basortusu-yasagini-kaldiran-karari-bozdu/ Thu, 26 Dec 2019 17:19:43 +0000 http://yekvucut.com/?p=26755 Belçika’daki Flaman Toplumu Eğitim Konseyi (GO), Flaman okullarındaki başörtüsü yasağına karşı 11 öğrencinin velisini, açtıkları davada haklı bulan mahkeme kararını...

Belçika’da temyiz mahkemesi başörtüsü yasağını kaldıran kararı bozdu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Belçika’daki Flaman Toplumu Eğitim Konseyi (GO), Flaman okullarındaki başörtüsü yasağına karşı 11 öğrencinin velisini, açtıkları davada haklı bulan mahkeme kararını temyiz etti.

Tongeren Birinci Asliye Mahkemesinin 11 öğrencinin okullarında başörtüsü takmasının önünü açan kararını yerinde bulmayan Anvers Temyiz Mahkemesi, başörtüsü yasağının geçerli olduğuna hükmetti.

28 Şubat’tan farksız

Tongeren Birinci Asliye Mahkemesi, “Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin hükümlerini göz önünde bulundurarak, Avrupa ülkelerinin vatandaşlarına dinlerini yaşamalarına hak tanımaları gerektiğine hükmetmiştir. Okulun öğrencilere yönelik yasağı dini özgürlüklere aykırıdır” açıklamasında bulunmuştu. GO, 2014’te ülkenin Flaman kesiminde ve kendi bünyesindeki tüm resmi okullarda başörtüsünü yasaklama kararı aldığını açıklamıştı.

Belçika’da temyiz mahkemesi başörtüsü yasağını kaldıran kararı bozdu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Cumhuriyet 28 Şubat zihniyetine sarıldı https://yekvucut.com/gundem/cumhuriyet-28-subat-zihniyetine-sarildi/ Tue, 24 Dec 2019 15:10:58 +0000 http://yekvucut.com/?p=26684 İslami bankacılığa ilişkin etik kuralların Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından başını Cumhuriyet’in çektiği sol medya 28 Şubat’çılığa soyundu. Sol medya 22...

Cumhuriyet 28 Şubat zihniyetine sarıldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
İslami bankacılığa ilişkin etik kuralların Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından başını Cumhuriyet’in çektiği sol medya 28 Şubat’çılığa soyundu. Sol medya 22 yıl önce olduğu gibi “laiklik elden gidiyor, şeriat geliyor” propagandasına başladı.

Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu tarafından Türkiye’de pazar payı günden güne büyüyen İslami (Faizsiz) bankacılığına ilişkin belirlenen etik kurallar 14 Aralık tarihinde Resmi Gazete’de yayınlandı. İslami finans kuruluşlarının denetimini yürüten denetçileri kapsayan kurallarda İslami referanslara yer verildi.

Amaç toplumsal kutuplaşma

Bu durum sol medyayı rahatsız etti. İrtica lobisi karardan günler sonra kutuplaşma yaratmak için harekete geçti. İslam karşıtlığının amiral gemisi Cumhuriyet, 19 Aralık tarihli “Resmen şeri karar” manşetiyle 28 Şubat zihniyetinin fitilini yaktı. Gazete o günkü manşetinde Türkiye’nin dönüştürüldüğünü iddia etti. Cumhuriyet, 20 Aralık’ta “Şeriat çalıştayı” sür manşetiyle çıktı.

Başörtü düşmanını konuşturdular

İslam karşıtı gazete 23 Aralık tarihli manşetinde ise asıl niyetini ortaya koydu. “Niyet şeri İslam devleti” başlığını atan gazete, hükumeti 28 Şubat’ın yaftalama taktiği olan “Laiklik karşıtı” olarak gösterdi. Başörtüsü düşmanı Eski YARSAV’cı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nu konuşturan gazete, Eminağaoğlu’nun “Laiklik cumhuriyetin vazgeçilmez niteliğidir” sözünü ön plana çıkardı.

Körfez’e bağladılar

Kızıl Soros lakaplı Osman Kavala tarafından fonlanan Birgün de toplumsal kutuplaşma arayışına girdi. “Şeriat hükümleri ilk kez Resmi Gazete’de: Körfezden sadece para gelmiyor” başlıklı haber yapan gazete İslami bankacılığın İslami kurallarının olmasını “Körfez sermayesiyle kurulan ilişkiye bağlayarak pes dedirtti.

Barolar yeniden devrede

Oda TV’de “Resmi gazetede ayetli hadisli kurallar” haberiyle topa girerken, 28 Şubat darbesinde işbirlikçi rol oynayan barolar da hükümeti hedef aldı. İzmir ve Ankara Barosu’ndan yapılan açıklamada “Laiklik ilkesinden taviz verilemez” denildi.

28 Şubat’ta aynı oyunu oynadılar

Laiklik aykırılık iddiası 28 Şubat darbesine giden süreçte en işlek senaryoydu. 28 Şubat darbesinde İsmail Hakkı Karadayı ve Çevik Bir cuntasının işbirlikçisi olan medya, Necmettin Erbakan’ın başbakanlığını yürüttüğü Refah-Yol hükumetine manşetleriyle “İrticacılık suçlaması yapıyor”, laikliğin elden gittiği propagandası üzerinden darbeye zemin hazırlıyordu.

 

Cunta ile işbirliği yapmışlardı

O dönem “Laiklik uyarısı” manşetiyle çıkan gazeteler Amerika Dışişleri Bakanı Albright’ın “Türkiye’nin laik bir ülke olması bizim için çok önemli” sözlerini veriyordu. “Ordudan ambargo, Refah’a 3 uyarı, Askerden RP’ye şok suçlamalar, Muhtıra gibi brifing” şeklindeki başlıklarla sürekli Refah Partisi’nin laiklik karşıtı olduğu, Şeriat devleti kurmak istediği bu yüzden ordunun bu duruma müdahale etmesi gerektiği işlendi.

Fitne sokmaya çalıştılar

28 Şubat döneminin manşetlerini yeniden atmaya başlayan sol medyanın amacı toplumsal kutuplaşmayla birlikte Libya mutabakatını hedef almaktı. Erdoğan, Libya Ulusal Mutabakat Hükumeti Başbakanı Fayiz Mustafa es-Serrac ile imzaladığı Akdeniz mutabakatıyla, Türkiye’yi Kıbrıs’a kadar olan bölge ile sınırlı tutma, diğer bir deyimle yeni Sevr planını bozdu.

Türkiye koruyacak

Türkiye, asker gönderme formülü de dahil olmak üzere BM tarafından resmi olarak tanınan Libya Ulusal Mutabakat Hükumetini koruyacağını ilan etti. Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere devletin tüm kademeleri, kurumları Libya konusunda mutabıkken Cumhuriyet’in başını çektiği sol medya denetçi kararnamesi üzerinden bu bütünlüğü baltalamaya çalıştı.

Cumhuriyet 28 Şubat zihniyetine sarıldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
28 Şubat’ın karanlık aktörleri https://yekvucut.com/video/28-subatin-karanlik-aktorleri/ Thu, 07 Mar 2019 09:42:20 +0000 http://yekvucut.com/?p=22164 Türkiye’de halkın iradesini ve inançlarını hiçe sayan, milyonlarca insanı fişleyen, mağdur eden #28Şubat darbesinin aktörlerini hatırlatıyoruz!

28 Şubat’ın karanlık aktörleri yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Türkiye’de halkın iradesini ve inançlarını hiçe sayan, milyonlarca insanı fişleyen, mağdur eden #28Şubat darbesinin aktörlerini hatırlatıyoruz!

28 Şubat’ın karanlık aktörleri yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
“Afrin’de karşımızda kim var diye araştıracak değiliz” https://yekvucut.com/feto-gercekleri/afrinde-karsimizda-kim-var-diye-arastiracak-degiliz/ Thu, 01 Mar 2018 07:07:03 +0000 http://yekvucut.com/?p=15484 Cumhurbaşkanı Erdoğan Afrika gezsinin ilk durağı olan Cezayir’de gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı: Afrin’de zor olan bölge aşıldı. Hilal gibi...

“Afrin’de karşımızda kim var diye araştıracak değiliz” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Cumhurbaşkanı Erdoğan Afrika gezsinin ilk durağı olan Cezayir’de gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı: Afrin’de zor olan bölge aşıldı. Hilal gibi orası çevrildi. 540 kilometrekarelik alan kontrol altına alındı. Ejderhayı yarı canlı bırakmayacaksın. Bu iş öyle veya böyle bitecek.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cezayir ziyaretini ve gündemdeki konuları gazetecilere değerlendirdi. ” diyen Erdoğan, Zeytin Dalı Harekâtı ile ilgili de, “Hilal gibi orası çevrildi. Artık sınırlarımızı rahatsız edecek koşullar büyük ölçüde kalktı” bilgisini paylaştı.

“Cezayir Başbakanı Uyahya ile etraflıca bir görüşme yaptık. Bu ziyaret, benim buraya dördüncü gelişim. En son, Kasım 2014’te gelmiştim. Cezayir’de şu an bine yakın Türk firması iş yapıyor. En güçlüsü Tosyalı. 2.5 milyar dolarlık bir yatırıma sahip. Konut yapımında da yine Türk firmalarının hissedilir ağırlığı var. Savunma sanayisinin üzerinde özellikle ısrarla durduk. Beraber yatırımlar olabileceği gibi bizim verebileceğimiz ürünler de var dedik. En önemlisi bence Stratejik İşbirliği Konseyi çalışmasını başlatma karanını almış olmamızdır. Cumhurbaşkanı Sayın Abdülaziz Buteflika ile de görüşmemiz gayet iyi geçti.”

Lafarge PKK’ya yardım ediyor 

Orada kim karşımıza dikiliyorsa biz onların karşısındayız. Karşımızda olanların kim olduğunu araştırmamız gerekmiyor. Bu konuda, ‘Kim kimdir Ansiklopedisi’ne bakacak değiliz. Ejderhayı yarı canlı bırakmayacaksın. Öyle veya böyle bitecek bu iş. Oralara gelen o mikserler çok ilginçtir. Mikserler kimin? Lafarge. Lafarge kimin? Fabrikaları var orada. O tünellerin halini gördük. Bu tünellerin içinden değişik yerlere giden yaşam alanları var. Bütün bunlar ortadayken batı bize hâlâ neyin hesabını soruyor? Türkiye eski Türkiye değil. F-16’larımız SİHA’lar, kara kuvvetlerimiz, hepsi gerçekten yeniden bir tarih yazdılar. 

Macron’la görüşmenizle ilgili olarak, size BM’nin Suriye’deki ateşkes kararına Türkiye’nin de uyması gerektiğinden söz edildiği biçiminde haberler çıktı…

O haberler doğru değil. Afrin’de terör unsurlarıyla mücadele ediyoruz. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok.

ABD ile ilişkiler üzerine temaslar oldu. Bundan sonraki yol haritamız nedir?

Biz ABD’nin bizlerle konuştukları ile arazide yaptıkları arasında bir uyum olmasını arzuluyoruz. Söylenenler ile yapılanların farklı olması kabullenilemez. Türkiye-ABD ilişkilerindeki sorunlara çözüm bulma amacıyla oluşturulan teknik komitelerin ilk toplantısı Suriye gündemiyle 8 Mart’ta gerçekleştirilecek. Dışişleri Bakanları düzeyindeki toplantının ise 19 Mart’ta yapılması planlanıyor. Bu süreçte biz Afrin’i terörden arındırmaya yönelik operasyonumuza da devam ediyoruz. Orada PYD-YPG çökmüştür. An itibarıyla orada 540 kilometrekarelik bir alanı kontrol altına aldık. Zor olan bölge aşıldı. Kolay olan bölgeye geliyoruz. Hilal gibi orası çevrildi. Artık sınırlarımızı rahatsız edecek koşullar büyük ölçüde kalkmış vaziyette. Geçenlerde gördünüz, Afrin’e 40 kamyon girmek istedi, onlar bertaraf edildi. Bu bir ordunun kendine özgüveninin göstergesidir. Harekât başarılı bir şekilde devam ediyor.

28 Şubat’ta görev alan generallerle ilgili savcı 60 müebbet istedi. Ergenekon ve Balyoz sanığı askerlerin ve medyanın bir bölümü ise 28 Şubat’ın FETÖ kumpası olduğunu savunuyor, siz ne dersiniz?

O süreci yaşamış, kısmen bedel ödeyerek yaşamış biriyim. O işin sivil kanatlarının bizim üzerimizde oynadığı oyunların gördük. Yargı sivil kanadın hangi boyutta olduğunu da ortaya çıkaracaktır.

Sivil kanat ile neyi kastediyorsunuz?

Sendikalar, medya, iş dünyası… O dönem ‘Beşli Çete’ mi ne diyorlardı? Ama bunlara hiç dokunulmadı şu ana kadar. Bizim tek arzumuz, adaletin tecelli edilmesidir. O zaman verilmiş kararlarla mağdur oldukları için haklarını arayan insanlar var. Bedel ödemesi gerekenler buyursunlar bedelini ödesinler. Biz adaletin tecellisinden başka bir şey istemiyoruz. Nitekim hak geç de olsa tecelli ediyor. 

 Önceki gün CHP, İP ve Saadet ile ittifak olabileceğini söyledi. Bu durumu CHP hâlâ eski sistemin devamını istiyor olarak mı yorumlayacaksınız? Sayın Devlet Bahçeli de ‘Cümbüş ittifakı kurun’ dedi. HDP ile üstü kapalı kumpaslar olduğu söyleniyor?

Diğerlerinin ne yaptığı bizi ilgilendirmiyor. Biz kendi işimize bakacağız. Bizimle beraber Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) de yürümesi söz konusu. İP’miş şuymuş buymuş falan bunların milli, yerli diye bir derdi yok. Biz bu ülkenin dertleriyle ile hemdert olan, ülkenin değerlerini benimseyen insanlarla cumhurun ittifakını kuruyoruz.

Cezayir ile savunma sanayisi alanında hangi kararlar alındı? Ayrıca Libya ve Mısır konuları da gündeme geldi mi?

Savunma sanayisinde, Cezayir’in şu anki ihtiyacı tahminlerin çok daha fevkinde. Yüzölçümü neredeyse bizim 3 katımız… Sınırlarının korunması gerekiyor. Hava, kara, İHA’lar vb. ihtiyaçları var. İlgili birimlerimiz görüş alışverişine devam edecekler. Ortak üretim talebi gelirse girebiliriz. Biz ürettiklerimizden verebiliriz. Bölgede Mısır’a sıcak bakmıyorlar. Rahatsızlar. Libya konusundaki gelişmelerden rahatsızlar. Özellikle teröre bulaşmış olanlar, Cezayir için de bir risk oluşturuyor. Cezayir bölgede önemli bir ülke. Doğalgaz fiyatlarının düşüşü biraz tedirginlik oluşturdu. Fiyatlar toparladığında elbette her alanda daha rahat adım atacaklardır.

Salih Müslüm’ün Çekya’da yakalanması konusunda ne diyorsunuz? Neden gözaltına alındı, neden bırakıldı?

Bu bize batıyı gösteriyor. Bunlar maalesef bugüne kadar adil olmadılar. Şu anda da ikircikli bir davranış içindeler. Çekya, Avrupa Birliği üyesi olan bir ülkedir. Peki, AB’de PKK terör örgütü olarak kabul ediliyor mu? Ediliyor. YPG-PYD’nin terör örgütüyle iltisaklı olduğunu belgeleyip ispat ettik mi? Ettik. Buna rağmen terörist başını serbest bırakmışlardır. Peki, neden aldınız, neden bıraktınız? 24 saat içinde ne değişti? Serbest bırakma kararı, Çekya’yı teröre destek veren ülke konumuna düşürmüştür.

Saadet Partisi ile görüşmeniz oldu, süreç nihayete erdi diyebilir miyiz?

Ben görüşmeyi yaptım ama oradan henüz maalesef bir ses çıkmadı. Önümüzde daha vakit var. Bizim açımızdan kapı kapanmış değil, yasal olarak kapanmadığı ana kadar.

Menbiç’e müdahale edersek ciddi dirençle karşılaşacağımız, sadece PKK/PYD değil ABD ve Avrupa’nın da Türkiye’yi engellemek üzere hazırlık yaptığı dillendiriliyor.

Bizim Menbiç konusundaki tavrımız öteden beri net. Orada terör örgütü olmamalıdır. Menbiç’in asıl sahibi kim? Araplar. Oranın asli sakinleri arasındaki Arapların oranı yüzde 90-95 civarında. Fakat bu insanlar oradan çıkarıldı. Arap aşiretleri, orayı koruma konusunda kararlılar. Biz Menbiç’in asli sakinlerine teslim edilmesi gerektiğini savunuyoruz. Bunu Rex Tillerson’a da söyledik. Menbiç, Menbiçlilerin olmalı.

 

“Afrin’de karşımızda kim var diye araştıracak değiliz” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>