Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) Hava Kuvvetleri mahrem yapılanması içinde yer alan önemli isimlerden biri olan Recep Vardi, Yozgat Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde yardımcı doçentti. 1 Eylül 2016 tarihinde yayınlanan 672 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildi. Hakkında yürütülen FETÖ soruşturmasında, kendisinin örgüt içinde sözde mollalardan olduğu belirlendi. Bunun üzerine hakkında yakalama ve gözaltı kararı çıkartıldı. 4 yıldır aranan Vardi, 21 Ekim tarihinde Edirne’den yurt dışına kaçmaya çalışırken yakayı ele verdi. Yakalanmasının ardından etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmayı talep eden FETÖ’cü Recep Vardi, örgüte dair bildiklerini itiraf etti. Hava Kuvvetleri yapılanması içinde yer alan Vardi’nin, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimini yöneten sivil imamlardan Adil Öksüz ve Akıncı Üssü’nde yakalanan sivil imamlarla irtibatı bulunuyor.

FETÖ’cü Recep Vardi il il dolaşmış

FETÖ’nün Hava Kuvvetleri yapılanmasında sözde molla olan Recep Vardi, Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından kurulan özel bir ekibi tarafından sorgulandı. Verdiği ifadelere göre, Akıncı Üssü’nün sivil imamlarından Kemal Batmaz ile ilişkisi 2006 yılına kadar uzanıyor. Vardi, Batmaz’a bu yıllarda dini konularda ders verdiğini ve ilerleyen tarihlerde Batmaz vasıtasıyla tanıştığı sivil imamlara ve askerlere de öğretmenlik yaptığını söyledi. Terör örgütünün Akıncı’da yakalanan isimlerinden Harun Biniş de, Vardi’nin eğitim verdiği kişiler arasında yer alıyor. Vardi, İstanbul dışında da, hava üssü bulunan Eskişehir, Ankara, Konya, Malatya ve Diyarbakır’da da FETÖ’cülere ders vermiş. Bu özelliğinden dolayı 15 Temmuz ile ilgili kritik bilgilere sahip olduğu belirtiliyor. Ders verdiği kişilerden “Cihat” kod isimli birisiyle ilgili Vardi;

 “Hava Kuvvetleri mahrem yapılanması içinde üst düzey biriydi. Üst düzey sorumlu olmasa Kemal Batmaz kendisine ders vermemi istemezdi.” ifadelerini kullandı.

Sistem deşifre oldu!

17-25 Aralık sürecinden sonra, Batmaz ile yüz yüze görüşmeyi kestiklerini söyleyen Vardi, Kemal Batmaz ile “İhsan” kod adıyla yer aldığı 4 kişilik bir mesaj grubu üzerinden iletişim kurduklarını söyledi. Vardi, darbe girişiminin ertesi günü 16 Temmuz sabahı, grupta yer alan “İrfan” kod adlı bir kişinin;

“Sistem deşifre oldu, telefonunuzu imha edin.”

şeklinde mesaj attığını belirtti. Bunun üzerine sim kartı ve telefonunu parçalayıp çöpe attığını anlattı.

Vardi, bu mesajı yazan İrfan’ı ise şu şekilde tarif etti:

“Bana fizik öğretmeni olarak tanıştırılan, o dönemlerde 35 yaşında olan bir şahıstır. FETÖ’nün Hava Kuvvetleri yapılanması içerisinde Kemal Batmaz’ın alt pozisyonunda olan şahıstır.” 

Adil Öksüz’le Ahmet Bedir tanıştırmış

Vardi’nin irtibatı olduğu ortaya çıkan Adil Öksüz ise FETÖ bünyesinde yer alan ve kırmızı listeyle aranan firari isimlerin en tehlikelilerinden biri. Öksüz, Sakarya Üniversitesi ilahiyat fakültesinde görevli bir akademisyenken, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tutuklanmış ve ardından şüpheli bir şekilde serbest bırakılmıştı. Vardi, darbe girişiminin mimarları arasında yer alan Öksüz ile Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Bedir aracılığıyla tanıştığını söyledi. Bedir’i ise, “FETÖ mollaları içinde akademik seviyesi en yüksek kişi” olarak tanımladı. Öksüz ile birçok kez görüştüğünü söyleyen Vardi, iletişimlerinin “akademik çalışmalarına destek vermekle sınırlı kaldığını” iddia etti.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

FETÖ’cü Recep Vardi şok itiraflarda bulundu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) Hava Kuvvetleri mahrem yapılanması içerisinde yer alan kritik isimlerden birisi daha itirafçı oldu. Recep Vardi, Yozgat Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde yardımcı doçentlik olarak görev yapıyordu. Hakkında yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında, 1 Eylül 2016 tarihinde yayınlanan 672 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildi. Daha sonra, kendisinin örgüt içinde “manevi büyük” anlamına gelen “molla”lardan olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine hakkında yakalama ve gözaltı kararı çıkartıldı. Yıllardır aranan Vardi, Ankara’da yapılan bir operasyon ile kıskıvrak yakalandı. Yakalanmasının ardından etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyen Vardi, örgüte dair bildiklerini itiraf etti. Hava Kuvvetleri yapılanması içinde yer alan Vardi’nin, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimini yöneten sivil imamlardan Adil Öksüz‘e yakın olduğu ve irtibatlarının bulunduğu deşifre oldu.

FETÖ elabaşının mollaları eğitmiş

Recep Vardi, hakkında gözaltı kararı çıkartıldıktan  yaklaşık 5 sene sonra operasyonla yakalandı. 4 yıl boyunca örgüte ait gaybubet evlerinde saklanan Vardi’nin, yakalanmamak için sık sık ev değiştirdiği belirtildi. Ancak, 21 Ekim’de Edirne’den yurt dışına kaçmaya çalışırken yakalandı. Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) tarafından oluşturulan özel bir ekip, şüpheli Vardi’yi Ankara’ya getirdi ve sorguya çekti. Ardından Vardi, çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. TEM polisinin sorgu işlemleri esnasında, Vardi’nin 8 yıl boyunca örgütün sözde mollaları Hüseyin Yağmur ve Ergün Çapan’dan eğitim aldığı kaydedildi. Bu isimlerin, FETÖ elebaşının tarafından bizzat eğitildiği biliniyor.

Adil Öksüz’e yakın isimler arasında yer alıyor

Recep Vardi ile irtibatta olduğu ortaya çıkan Adil Öksüz ise FETÖ bünyesinde yer alan ve kırmızı listeyle aranan firari isimlerin en tehlikelilerinden biri olarak biliniyor. Öksüz, Sakarya Üniversitesi ilahiyat fakültesinde görevli bir akademisyenken, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tutuklanmış ve ardından şüpheli bir şekilde serbest bırakılmıştı. Öksüz, darbe girişimininin mimarları arasında bulunuyor. Hava Kuvvetleri yapılanması içinde bulunan Recep Vardi’nin itiraflarına göre, örgütün finans kaynakları arasında bulunan ve KHK ile kapatılan Kaynak Holding’de çalıştığı sırada, sözde Hava Kuvvetleri imamı Kemal Batmaz ile tanıştı. Ardından Hava Kuvvetleri Komutanlığı mahrem yapılanması içinde molla şeklinde faaliyet yürütmeye başladı. Vardi’nin terör örgütünün mahrem yapılanması içerisinde yer alan üst düzey isimlerle irtibatlı olduğu kaydedildi. Örgütün bölge sorumlularıyla yüz yüze ve operasyonel hatlar üzerinden sık sık iletişim kurduğu da belirtildi.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

Adil Öksüz’e yakın o isim itirafçı oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

15 Temmuz darbe girişiminin başlamasıyla Akıncı Üssü’ndeki darbeci pilotların savaş uçaklarıyla Ankara ve İstanbul’da gerçekleştirdikleri alçak uçuş ve yaptıkları bombalı saldırılar sonucu 77 sivil ile kamu görevlisi şehit olmuş, 206 kişi de yaralanmıştı. 12 Temmuz’da, 9 bin 204 sayfalık gerekçeli kararı açıklanan Akıncı Üssü davasında, darbeyi yöneten ve FETÖ elebaşı ile yanında bulunan tepe yöneticileriyle anlık iletişim halinde olan sivil imamlar hakkında yeni bir soruşturma başlatıldı. Darbe girişimini Akıncı Üssü üzerinden yöneten mahrem imamlar Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Nurettin Oruç, Harun Biniş ve Hakan Çiçek, ihanetin merkez üssü olan Akıncı’daki eylemleri dolayısıyla yargılanmış ve 79’ar kez müebbet hapis ile cezalandırılmıştı. Mahkeme, Ankara Başsavcılığına suç duyurusunda bulunarak, örgüt içerisinde yönetici düzeyindeki bulunan bu kişilerin, yalnızca Akıncı Üssü’nde yaşanan suçlardan değil, ülke genelindeki tüm darbe suçlarından sorumlu tutulmaları ve cezalandırılmaları gerektiğini bildirdi. Bunun üzerine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, soruşturma başlattı.

Akıncı Üssü davasında yeni soruşturma başlatıldı

Darbe girişimini, Akıncı Üssü’nden yöneten sivil imamlar hakkında başlatılan soruşturmada, ülke genelindeki tüm suçlardan sorumlu oldukları kaydedildi. Ayrıca bu isimlerin, tüm suçlardan sorumlu tutulan sanıklar gibi 141’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmalarının da önü açılmış oldu.

Akıncı Üssü‘ndeki eylemlere ilişkin davada karar, 26 Kasım 2020’de çıkmıştı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Deniz Kuvvetleri imamı Hakan Çiçek, sivil imam Harun Biniş, Hava Kuvvetleri imamı Kemal Batmaz ve Jandarma Genel Komutanlığı imamı Nurettin Oruç, “anayasayı ihlal”, “Cumhurbaşkanına suikast” ve 77 kişiye yönelik “kasten öldürme” suçlarından 79’ar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Darbeyi Akıncı Üssü‘nden yöneten sivil imamlara ayrıca “kasten öldürmeye teşebbüs” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından da ceza verildi.

Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) elebaşı Fethullah Gülen’in ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) imamı Adil Öksüz‘ün dosyaları ise firari bulunmaları nedeniyle ayrıldı.

Darbe girişiminin yöneticisi konumunda yer alan sözde “Yurtta Sulh Konseyi” üyesi darbeci askerler de Genelkurmay çatı davasında yargılanmıştı. 141’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının yanı sıra süreli hapis cezasına çarptırılan cuntacılar, ülke genelindeki tüm suçlardan sorumlu tutulmuştu. Darbenin Akıncı Üssü‘ndeki sivil aktörlerinin de Yurtta Sulh Konseyi üyeleriyle aynı statüde olmaları nedeniyle aynı cezaya çarptırılmasında karar kılındı.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

Akıncı Üssü davasında yeni gelişme yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Sabah gazetesinden Kenan Kıran’ın haberine göre Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) kritik isimlerine yönelik tartışmalı bir karara imza attı. Mahkeme 15 Temmuz hain darbe girişiminin terörist başı Fetullah Gülen’den sonraki bir numaralı sanığı firari Adil Öksüz’ün amcasının oğlu İsmail Öksüz’ü serbest bıraktı. Mahkemenin, İsmail Öksüz’e iyi hal uygularken ileri sürdüğü gerekçe de tuhaftı: “Hakkında bir daha suç işlemeyeceği kanaati hasıl olduğu için iyi hal indirimi uygulanmasına karar verildi.” Mahkeme, Öksüz hakkında “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması”na da (HAGB) karar verdi.

Mahkemenin FETÖ’nün “Muğla subay imamı” olarak faaliyet gösteren İsmail Öksüz’ün bir daha suç işlemeyeceği kanaatine varması eleştirilere neden oldu. Örgütteki kod adı “Zeynel” olan Öksüz’ün ByLock kullandığı, örgüt için himmet topladığı, Bank Asya’ya para yatırdığı tespit edilmişti.

İsmail Öksüz, ByLock kullandığı halde ifadesinde “Ben Bylock kullandığımı hatırlamıyorum ama 15 gün girmiş görünüyorum” demişti. Mahkeme, İsmail Öksüz’e üzerine atılı “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan ise 6 yıl 4 ay hapis cezası verdi. Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi; İsmail Öksüz için TCK’nın 221/5 maddesi uyarınca bir yıl denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasını da kararlaştırdı.

Muğla’da tepki çeken FETÖ kararı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FETÖ’nün darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü’ndeki eylemlere ilişkin Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın firari sanıklarından Adil Öksüz’ün ByLock yazışmaları deşifre edildi.

Milli İstihbarat Teşkilatı ve emniyet birimlerince yapılan çalışmalarda, Öksüz’ün 10 Ağustos 2014’ten 2 Şubat 2016’ya kadar aktif ByLock kullanıcısı olduğu tespit edildi.

Deşifre edilen yazışmalarda Öksüz’ün kendisi gibi örgütün mahrem yapısında görevli kişilere örgüt elebaşı Gülen’in mesajlarını ilettiği ortaya çıktı.

Öksüz’ün 29 Ocak 2016’da örgüt yöneticilerinin olduğu gruba attığı ve darbe iması içeren mesajda, “Hocaefendi (FETÖ elebaşı) imtihanın zorlaşacağını söylemiş ve şöyle bir müjde vermiş. Bu yıl süfyaniyetin yıkılış yılı.” ifadeleri dikkati çekti.

Öksüz’ün Türkiye’de bulunan örgüt yöneticileriyle motivasyon içerikli yazışmalar yaptığı da belirlendi.

Darbe girişiminden önce FETÖ soruşturmalarında tutuklananları motive etmek için atılan mesajda, “Bu zamanın ehemmiyetinden bahsetmiş. Bu zamanda hizmet edenlerin şanslı olduğunu söylemiş. ‘En çok üzüldüğüm esnaf abiler ve ablalar. Yoksa alsınlar görev yapan arkadaşları, yatsın onlar.’ demiş.” ifadeleri yer alıyor.

Adil Öksüz örgüt üyelerine darbenin haberini 6 ay önce vermiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

“MİT elemanı gibi göster” emri

MİT mahrem imamı S.Z., 15 Temmuz darbe girişiminin kritik ismi olan firari Adil Öksüz ile ilgili sahte angaje formunu nasıl hazırladıklarını itiraf ederken özetle şunları anlattı: “MİT mahrem yapılanmasında görevliydim. Benim bir üstüm B.B. (şu an firarda olan mahrem imam) MİT’ten sızdırdıkları angaje formunu bana göndererek Adil Öksüz’ün MİT elemanı olarak gösterecek sahte belge hazırlamamı istedi. Bana gönderilen angaje formunun paraf ve imza kısımları boştu. Buraları uygun bir şekilde doldurmam için talimat verdi. MİT’te bize bağlı (FETÖ’cü) öğrenciler aracılığıyla temin ettiğim dökümanlar arasından seçtiğim isim ve imza bilgileri angaje formunun boş kısımlarına yapıştırarak Adil Öksüz’ü MİT elemanı olarak gösteren sahte belgeyi hazırladım.

Adil Öksüz adına hazırladığım sahte angaje formunu B.B.’ye gönderdim. Gönderdikten kısa bir süre sonra angaje formu @denizbayrak rumuzlu Twitter hesabından paylaşıldı. Bu hesap örgüt tarafından yönetiliyordu. Daha sonra sahte belge bu hesap üzerinden yayılmaya başladı.

“Kontrollü darbe algısı üzerine çalıştık” 

15 Temmuz darbe girişimi başarısız olunca algı operasyonlarına ağırlık vermemiz istendi. Tüm mahrem imamlara ‘kontrollü darbe’, ‘tiyatro’ gibi kavramları kullanarak, bu durumu destekleyecek materyaller toplamaları talimatı verildi. Örgütün üst yönetimi tüm mensuplarına bu yönde talimat verdi. Herkesin bu konuda sahte hesaplar üzerinde paylaşımlarda bulunması, bu konuların işlenmesi istendi.

“MİT’ten PKK’ya bilgi sızdırdık “

Mahrem imamlar, “devletin ‘çok gizli’ bilgi ve belgeleri belirli periyotlarla bize gelirdi” itirafında da bulundu. Mahrem imam Y.U., şu bilgileri verdi: “Bizden özelikle PKK ile ilgili gizli bilgi ve belgeleri temin etmemiz istenirdi. İstihbarat ve devletin önemli kurumlarındaki örgüt mensupları aracılığıyla bu bilgi-belgeleri alıyorduk. FETÖ çözüm sürecinin sekteye uğraması, çözüm sürecinin bitmesini istiyordu, bunun için çalışma yürütüyordu. Devlete ait çok gizli bilgi-belgeler PKK’ya sızdırıldı. PKK’ya sızdırılan bilgiler nedeniyle o dönem Doğu ve Güneydoğu’da görev yapan çok sayıda asker, polis ve köy korucusu şehit oldu. O şehitler nedeniyle vicdan azabı çekiyorum.”

FETÖ, Adil Öksüz’ü MİT ajanı gibi göstermiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

19 Temmuz-5 Ağustos 2016’da Üsküdar Cumhuriyet Mahallesi ve Zeynep Kamil’de iki ayrı FETÖ hücre evinde birer hafta gizlendi. Öksüz’ü Zeynep Kamil’deki evde bir hafta saklayan FETÖ’cü itirafçı oldu. Öksüz’ün örgütün Hava Kuvvetleri Mahrem yapılanması tarafından gizlendiği ortaya çıktı. Emniyet’in tespitlerine göre Öksüz, son olarak 5 Ağustos 2016’da Zeynep Kamil’deki adresten çıktı.

İstanbul Esenler’den Edirne yönüne doğru giden bir araçta seyahat etti. Aracın Öksüz’ü, Bayrampaşa’da indirdiği değerlendiriliyor. Adil Öksüz’ü, kayın biraderi Ali Sami Yıldırım 19 Temmuz 2016 günü İstanbul’a getirip Hava Kuvvetleri Yapılanması İstanbul sorumlusu Şükrü kod adlı Rüştü Karakaya’ya teslim etti. Öksüz’ü Karakaya’nın yönettiği mahrem yapılanma sakladı. Öksüz’ün kaçışına örgüt mahrem imamları Zafer Çay ve Alper Karabulut ve firari sanık Cihat Yıldız da yardım etti. Esenler’de ortadan kaybolan Öksüz’ün izine 5 Ağustos’tan itibaren ulaşılamadı.

Adil Öksüz 15 gün boyunca nasıl saklanabildi? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki beşinci duruşmaya tutuklu sanık Şenay Öksüz’ün, tutuklu bulunduğu Tarsus Kapalı Kadın Ceza İnfaz Kurumu’ndan Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılımı sağlandı. Esasa ilişkin görüşü sorulan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Caner Babaoğlu, bir önceki duruşmada verdiği mütalaayı tekrar ettiğini söyledi.

Mütalaaya karşı diyecekleri sorulan öğretmen Şenay Öksüz, “Önceki savunmalarımı tekrar ederim. Hastalığımın ileride telafisi güç zararlar doğurma ihtimali bulunmaktadır. Mahkemenin bunu göz önüne alacağını düşünüyorum. Beraatime ve tahliyeme karar verilmesini talep ederim.” dedi.

Avukatı hiçbir delili kabul etmedi

Sanığın avukatı Muttalip Töre Kayhan, iddianame ve mütalaanın dayanak gösterdiği delillerin tamamının atılı suçla ilgili olduğuna dair detaylı açıklama bulunmadığını savunarak, “Müvekkilimin suçlandığı hususlardan biri olan Bank Asya’da hesabının bulunmasına ilişkin dosyada herhangi bir hesap hareketine ilişkin rapor bulunmamaktadır. Üzerinde ele geçirildiği iddia edilen 1 doların örgütsel bağın delili olarak kabul edilmesine ilişkin rapor da mevcut değildir. Ayrıca Cacao Talk programının örgütsel delil olduğuna yönelik bir veri, bu dosyada ve diğer dosyalarda bulunmamaktadır. İltisaklı kurumda çalışması da aleyhe sonuç doğurmaz. Bu kurum, 15 Temmuz’a kadar Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetiminde olan bir eğitim kurumuydu. Maddi nedenlerle bu kurumda çalışmıştır.” diye konuştu.

Örgüt üyelerinin örgütten emir ve talimat alması gerektiğini ancak müvekkili Şenay Öksüz’ün böyle bir durumunun söz konusu olmadığını öne süren Kayhan, “Müvekkilimin gözaltına alınması, kendisinin hakkında yürütülen bir soruşturma değil, terör örgütünde önemli bir konumda olan kayınbiraderinin (Adil Öksüz) yakalanması için yürütülen soruşturma kapsamında yapılan, hedef saptırmak için atılan bir istihbarat sonucudur. Beraat ve tahliye yönünde karar verilmesini talep ederim.” ifadelerini kullandı.

“FETÖ/PDY Üyesi”

Duruşmada karar verileceği belirtilerek sanığa son sözleri soruldu. Şenay Öksüz, “Sağ mı ölü mü olduğunu bilmediğim o şahıs (Adil Öksüz) nedeniyle burada olduğumu belirtmek isterim. Adaletinize güveniyorum, beraat ve tahliyeme karar verilsin.” dedi. Davaya ilişkin kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık Şenay Öksüz’ün, “FETÖ/PDY üyesi olmak” suçundan, duruşmalardaki tutumu da göz önüne alınarak 6 yıl 3 ay hapisle cezalandırılmasına hükmetti.

İddianamede “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek” suçundan da cezalandırılması istenen Şenay Öksüz’ün bu suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeter derecede, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğini belirten heyet, sanığın bu suçtan beraatine karar verdi. Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Öksüz’ün verilen cezanın miktarı ve kaçma şüphesine göre tutukluluk halinin devamını da kararlaştırdı.

Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Şenay Öksüz’ün “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. Dosya, yetkisizlikle İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti.

Adil Öksüz’ün yengesi Şenay Öksüz FETÖ üyeliğinden ceza aldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Adana Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, terör örgütü ‘FETÖ’nün gizli haberleşme sistemi olan ByLock’ta örgütün üst düzey isimleri arasında yer alan bir kadının, söz konusu program üzerinden yaptığı şifreli yazışmalarda ‘Dilek’ ismine ulaştı.

Meslekten ihraç edilip tutuklanan eşi Murat M’nin de ‘ByLock’ kullanıcısı olduğu tespit edilen Dilek M’nin, hem görev yaptığı okuldaki kadın öğretmenleri, hem de mahallesindeki kadınları bir araya getirip, evinde sohbet toplantıları düzenlediği belirlendi.

Kocası gibi meslekten ihraç edilen Dilek M. ile ilgili bilgiler bununla da sınırlı kalmadı. Dilek M.’nin, ‘kanlı darbe girişimi’nden 6 ay önce 15 Temmuz’un başaktörlerinden Adil Öksüz’ün, Adana’da ve Ankara’da düzenlediği toplantılara katıldığı ortaya çıktı.

M’nin, o dönem 13 yaşında olan ve yatağa bağlı engelli oğlunu evde tek başına bırakarak 2 gün boyunca toplantı yapılan otelde kaldığı belirlendi.

FETÖ’cü anne Adil Öksüz ile toplantı için engelli oğlunu bıraktı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Sakarya’daki yaylalarda arandığı sırada Öksüz’ün HTS kayıtlarına göre Ataşehir’de 50 katlı ünlü bir rezidansta toplantı yaptığı ortaya çıktı.

Kayıtlara göre Öksüz’ün yanında bir akrabası ve 4 örgüt imamı daha bulunuyordu.

FETÖ tutuklusu eski Sakarya Kaçakçılık Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Ercan Özoğluöz yönetimindeki ekibin yaylalarda aradığı Adil Öksüz, Ataşehir’deki rezidansta toplantı yaptıktan sonra cep telefonunu susturarak kayıplara karıştı.

Tutuklanan Emniyet Müdürü Ercan Özoğluöz’la ilgili detaylar da ortaya çıktı. Özoğluöz, 17-25 Aralık sürecinden hemen önce Sakarya Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne “müdür yardımcısı” olarak atandı.

FETÖ ilişkisinden şüphelenilen Özoğluöz, 15 Ağustos 2014’te Olay Yeri İnceleme Şube Müdürü olarak tayin edildi.

O dönemde Sakarya İl Emniyet Müdürü olan Eyüp Pınarbaşı, Ercan Özoğluöz’ün bazı mafya gruplarıyla olan ilişkisini de belirterek görevden alınması için üst makamlara resmi yazı ile başvurdu. Ancak bu yazı dikkate alınmadı.

Pınarbaşı, çareyi Ercan Özoğluöz’ün emniyet binasına girmesini yasaklamakta buldu. Bir türlü görevinden alınamayan Emniyet Müdürü Ercan Özoğluöz, MİT’in ulaştığı SD karttaki bilgilerle başlayan mahrem imamlar soruşturması kapsamında FETÖ’nün kripto polis müdürlerinden olduğu tespit edilince açığa alındı.

Adil Öksüz Sakarya’da aranırken İstanbul’da lüks rezidansta toplantı yapıyormuş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.