Afganistan hükümeti, BBC’nin konuyla ilgili sorularına yanıt vermedi. Hem Birleşmiş Milletler (BM) hem de New York Times (NYT) gazetesi Afgan vurucu kuvvetlerinin daha önce gerçekleştirdiği öne sürülen çeşitli hak ihlallerine dikkat çekmişti. HRW’nin son raporu, ABD ve Taliban arasındaki barış görüşmelerinin Eylül ayında çökmesinin ardından yayımlandı.

HRW’nun raporunun başlığı “Bunlar gibi çok kişi vurdum: CIA destekli Afgan vuruş kuvvetlerinin keyfi gece baskınları”. Raporda yerel insan hakları örgütlerinin anlattıkları da aktarılıyor.

Raporda, 2017 sonundan 2019 ortasına kadar 14 ayrı vaka ele alınıyor. Rapora göre gece baskınları yapan güçler, hiçbir uyarıda bulunmadan insanları evlerinden çıkarıyor. Bu güçlere yöneltilen suçlamalar arasında Taliban’ın kontrolündeki veya çatışmalı bölgelerde militanları tedavi eden sağlık çalışanlarını hedef almak ve insanları gözaltında kaybetmek de var. Bu birlikler yanlış teşhis, yanlış istihbarat veya politik nedenlerle sivilleri hedef almakla da suçlanıyor.

Raporda son iki yıldaki baskınlarda sivil kayıpların arttığı aktarılırken “Bu vakalar savaş hukukunun ciddi bir şekilde çiğnendiğini gösteren örnekler. Bazıları savaş suçu boyutunda. Bu paramiliter güçlerin dokunulmaz bir şekilde faaliyet gösterdiği tüm bölgelerde bu fiillere rastlamak mümkün” ifadeleri kullanılıyor. Rapora göre CIA, 2001 yılından sonra ABD ordusundan bağımsız olarak “terörle mücadele operasyonları” yürütmeye başladı. Ülkenin dört bir yanında militanlara karşı savaşmak için savaşçılar yetiştirdi. HRW’ya konuşan bir diplomat bu ekipleri “ölüm mangası” olarak niteliyor.

Örgüte göre 2017’den bu yana ABD’li yetkililer, ABD askerlerinin mevcut olmadığı koşullarda bile ABD Hava Kuvvetleri’nden hava saldırısı talep etme hakkını bu paramiliter gruplara verdi. HRW Afgan hükümetine, tüm hükümet yanlısı milis örgütlerinin ve vuruş kuvvetlerinin dağıtılması, suçlamaların tümüyle incelenmesi, sağlık tesislerine yönelik saldırılara son verilmesi ve sivillerin ailelerine tazminat ödenmesi çağrısında bulundu.

ABD destekli Afgan güçleri savaş suçu işledi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Söz konusu kişileri Münih’ten Kabil’e taşıyan uçak Çarşamba sabahı erken saatlerde Afganistan’ın başkenti Kabil’e iniş yaptı.

Bu hamle ülkenin bugüne kadar toplu sınır dışı işlemleri için gerçekleştirdiği uçuşların en büyüklerinden birini teşkil ediyor.

Almanya, ülkede kalma hakkına sahip olmayanların taşınmalarını hızlandırmak konusunda kararlı görünüyor.

Sınır dışı edilen 51 kişinin yaşadığı Bavyera eyaletinin İçişleri Bakanı sınır dışı edilmeleri memnuniyetle karşıladı.

Joachum Herrmann, Almanya federal makamlarının Afganistan’a yapılacak kısıtlanmamış sınır dışıları yakın zamanda onayladığını ifade etti.

Afganistan’a yapılan sınır dışı işlemleri son yıllarda adli hüküm giymiş olan kişilerle sınırlıydı.

Almanya, 69 Afgan’ı sınır dışı etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İsveç’te Burkina Faso‘dan gelen 35 yaşındaki sığınmacı kadın sokağa mahkum edilmiş ve ölüsü sokakta bulunmuştu.

İsveç’te ayrıca uppgivenhetssyndrom adı verilen ve mülteci çocukların sınır dışı edilme korkusuyla bir nevi komaya girdikleri bir hastalık ortaya çıkmıştı.

İsveç’te açıklanan bir rapor, Burkina Fasolu mülteci kadının tek olmadığını gösterdi.

İsveç’in başkenti Stockholm’daki Karolinska Enstitüsünün açıkladığı rapora göre, ülkede geçen yıl 12 refakatsiz sığınmacı çocuk intihar etti.

Raporda, söz konusu çocukların büyük çoğunluğunun Afgan olduğu ve iltica talebelerinin reddedilmesinin intiharı tetiklediği belirtildi.

Raporu hazırlayan araştırmacılardan Ruh Sağlığı ve Sosyal Hizmetler Uzmanı Ellenor Mittendorfer Rutz, intihar eden çocukların geçmişlerinde büyük travmalar geçirdiklerini ve göç esnasında da işkence ve şiddete maruz kaldıklarını ifade etti.

Çocuk ve Genç Psikiyatri Merkezinden (PUP) yapılan açılmada ise, intihar eden sığınmacı çocuk sayısının gerçeği tam olarak yansıtmadığını ve durumun daha vahim olduğu kaydedildi.

Göçmenler Ofisinin verilerine göre, 2015 yılında İsveç’e 35 bin 360 refakatsiz çocuk sığınmacı girerken bu sayı, 2016 yılında 2 bin 199, 2017 yılında bin 334’e geriledi.

İsveç 2017 yılında 12 sığınmacı çocuğun ölümüne sebep oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İsmi açıklanmayan çocuk, altı kardeşinin bakımını üstlenmişti. İntihar girişiminin ardından hastaneye kaldırıldıktan bir gün sonra hayatını kaybetti. Kamu denetçisi Guenther Kraeuter, kamptaki yetkililerin durumdan haberdar olduğu fakat bir yardımda bulunmadığı iddiaları üzerine soruşturma başlatılacağını açıkladı.

Avusturya basınında yer alan habere göre, 23 yaşındaki ağabeyiyle birlikte kardeşlerinin bakımıyla sorumlu olan çocuğun bunalım sonucu intihar etmiş olabileceği öne sürüldü. Kamp yetkililerinin ailenin durumunu bildiği halde tedbir almadığı iddiası ise önümüzdeki günlerde soruşturmanın derinleşmesiyle açığa çıkacak.

Yetkililer, son haftalarda mülteci çocuk intiharlarındaki artışa dikkat çekiyor. Hükümetleri “koruyucu tedbirleri” almamakla suçlayan insan hakları grupları, küçük yaşta ailelerinin geçim sorumluluğunu kaldıramayan çocukların kendini yaralama veya intihar yoluna başvurduklarının altını çiziyor.

Son olarak 2017 Mart ayında İnsan Hakları Gözlemevi, kamplarda uzun süre geçiren çocukların psikolojisinin ciddi anlamda olumsuz etkilendiğini ve Yunanistan’daki merkezlerde birçok çocuğun intihar teşebbüsünde bulunduğunu ortaya çıkaran bir rapor yayımlamıştı.

11 yaşındaki Afgan çocuk Viyana’daki mülteci kampında initihar etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

20 yaşında iltica başvurusu reddedilen genç sığınmacı, Alman medyasına bir güvenlik görevlisiyle 30-40 Euro karşılığında cinsel ilişkiye girdiğini itiraf etti. Hayatta kalmak için para kazanması gerektiğini söyleyen Afgan mülteci, yaptığı şeyden ötürü utandığını da sözlerine ekledi.

Çıkan iddialara ilişkin açıklama yapan Entegrasyon, Emek ve Sosyal İşlerden Sorumlu Senato Yönetimi Sözcüsü, örgütlü fuhuş şüphesinin yetkililerce ciddiyetle ele alındığını bildirdi. Berlin’de yetkililer mültecilerin konaklama problemine ilişkin uzun süredir baskı altında tutuluyor. Sağlık ve Sosyal İşler Ofisi’ne bağlı mülteci yönetimi 2015 yılında karmakarışık olarak nitelendirilmişti. Önce kaçırılan mülteci çocuğun daha sonra öldürüldüğü ortaya çıkmış, aynı zamanda diğer suçların da gözlendiği belirtilmişti. Senato yönetimi, mülteciler için oluşturulan barınaklarda örgütlü fuhuş iddialarına ilişkin hareke geçildiğinin altını çizerek barınak yönetimi, güvenlik hizmetleri, fahri görevliler ve yerel otoritelerle birlikte toplantılar gerçekleştirildiğini belirtti. Senato sözcüsü, “Konaklama yerlerinde örgütlü fuhuş yapıldığına dair şuanda hiçbir kanıt yok.” ifadelerini kullandı.

Almanya’da özel güvenlikçiler mültecileri fuhuşa sevk ediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İsveç’te sığınma başvurusunun sonucunu bekleyen 18 yaşından küçük ve yanında ailesi olmayan Afgan mülteciler arasında uyuşturucu kullanımı giderek yaygınlaşıyor. İsveç’in başkenti Stockholm’de 2016 yılı içerisinde en az 1.000 sığınmacının eroin bağımlılığı tedavisi gördüğü belirtildi.

Fransız AFP haber ajansının haberine göre, başkent Stockholm’ün yaklaşık bir saat kuzeyinde bulunan üniversite kenti Uppsala’da da 18 yaşın altında olan ve yanında ailesi olmayan Afgan gençlerin arasında uyuşturucu kullanma oranı yüzde 10.

Bu kentte yaklaşık 1.000 reşit olmayan Afgan sığınmacı yaşıyor AFP’nin haber için görüştüğü çocuk ve genç sığınmacılar sığınma başvurularının sonucunu beklerken, yaşadıkları stresten dolayı eroin gibi uyuşturucuları kullanmaya başladıklarını anlattılar.

Sınır dışı edilme korkusu eroine başlatıyor

İsveç’te sığınma başvurularının sonuçlanması ortalama olarak bir yıldan biraz daha uzun bir zaman alıyor. Başvurusuyla ilgili kararı beklerken uyuşturucu kullanmaya başlayan 16 yaşındaki Mehdi, uyuşturucu kullanmaya başlamalarının nedenini sığınma başvurusuyla ilgili yanıt beklerken yaşadıkları sınır dışı edilme korkusu olduğunu anlattı.

Mehdi, hem gördüğü tedavi sonucu bağımlılığından kurtulan hem de sığınma başvurusu kabul edilen şanslı az sayıda kişiden biri. Uzmanlar ise uyuşturucu kullanımında sınır dışı korkusunun yanı sıra çocuk mültecilerin travmatik geçmişlerinin de rol oynadığını iddia etti.

Uppsala Sosyal Hizmetler Direktörü Hilde Wiberg de birçok sığınmacının geçmişte yaşadıkları travmalar nedeniyle ruh sağlığının bozulduğuna dikkat çekti. AFP’ye konuşan Wiberg, “Kendinizi sığınma başvurusu sürecinde ve verilecek kararı bekleme aşamasında bulmak oldukça zor bir durum” dedi.

İsveçli yetkililer eroinden değil hırsızlıktan korkuyor

İsveçli yetkililer de sığınma başvurusu yapan gençlerin yaşadığı uyuşturucu sorununun farkında olduklarını ve bu kişilerin hem toplum hem de kendileri için bir tehdit oluşturacak düzeye gelmesini engellemeye çalıştıklarını söyledi. Eroin bulundurmak ya da kullanmak, sığınma başvurusunda olumsuz etki yaratan unsurlar arasında yer almıyor.

Ancak yetkililerin esas endişesi, uyuşturucu kullanan gençlerin bu pahalı alışkanlığı finanse etmek için hırsızlık gibi suçlara yönelmeleri riski. Bu durumda bu gençler sığınma hakkı elde etme şansını kaybederken, kentler de suç oranlarının artması riski ortaya çıkıyor. İsveç’te mülteci statüsü almak için bekleyenlerin çoğunluğu Afgan göçmenlerden oluşuyor.

İsveç’in uzun süren mülteci başvuru işlemleri çocukları eroin batağına itiyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Geçen Ocak ayında Almanya ve Afganistan arasında mültecilerin geri gönderilmesine dair bir anlaşma imzalanmıştı.

Sınır dışı edilenlerden biri olan Ubeydullah Disan, ülkenin doğusunda Taliban ve Afgan hükümet güçleri arasında şiddeti çatışmalardan kaçmak için 7 sene önce Almanya’ya gitmek zorunda kaldığını anlattı.

Münih şehrinde çalıştığı restorandan mesai sırasında aniden beliren 4 polis tarafından zorla alınarak, sınır dışı edilmeden önce üç gün tutulduğu mülteci barınağına getirildiğini anlatan Disan, “Ne yapacağımı, geleceğin bana ne getireceğini hiç bilmiyorum” dedi.

Alman İçişleri Bakanlığı verilerine göre ülkede halen sığınma başvuruları reddedilen 12.000 civarında Afgan yaşıyor.

Almanya Afgan mültecileri ölüme gönderiyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.