ABD’nin Afganistan’daki operasyonlarında 50 bine yakın sivil öldü

ABD ise Afganistan’da yardımlarıyla değil daha çok bölgede 20 yıl sürdürdüğü karışıklıkla biliniyor. ABD, 2001’deki 11 Eylül saldırılarının ardından dönemin ABD Başkanı George W. Bush’un “terörizmle savaş” söylemiyle bölgeye operasyon başlatmıştı. ABD’nin Afganistan’a girişi her iki ülkede de büyük kayıplara yol açtı ve savaşta 172 bin kişi hayatını kaybederken bunların 47 bin 245’i siviller oldu. ABD’nin 20 yıl sonra bölgeyi tamamen terk etmesinin ardından ise Afganistan’da Taliban rejimi başlamıştı. ABD Başkanı Biden, Afganistan’ın dondurulan 7 milyar dolarının yarısının Afgan halkına insani yardım olarak aktarılacağını, diğer yarısının ise 11 Eylül kurbanlarının halen devam eden hukuki süreçleri ve tazminatları için kullanılacağını açıklamıştı.

Afganistan’ın parasına el koyan ABD’den yardımsever rolü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Afganistan’da çocuklar beslenme yetersizliğinden hayatını kaybediyor. Çocukları Kurtarın Vakfı (Save the Children), Aralık 2021’de Afganistan‘da 135 çocuğun zatürre ve yetersiz beslenmeden hayatını kaybettiğini duyurdu. Vakfın yaptığı açıklamada, Afganistan’da hastalık ve açlıktan ölen çocuk sayısının artmasından endişe duyulduğu ifade edildi. Afganistan’da geçen ay 135 çocuğun zatürre ve yetersiz beslenmeden hayatını kaybettiği ifade edildi. Ülkedeki ailelerin yarısından fazlasının yeterli sağlık hizmeti alamadığı belirtildi. Yurt dışındaki Afganistan’ın varlıklarının dondurulması ve bu ülkeye yardımların kesilmesi nedeniyle sağlık sisteminin çöktüğü kaydedildi. Bu durumun da Afgan çocuklar için ölümcül sonuçlar doğurduğu belirtildi. Ülkenin genelinde birçok sağlık merkezinin, özellikle kliniklerin, sağlık çalışanlarının maaşlarının ödenmemesi nedeniyle kapatıldığı bildirildi. Hasta çocukların da bu nedenle tedaviye ihtiyaç duyduklarında sağlık merkezi bulamadığı söylendi. Ayrıca eczanelerin de kapalı olduğu vurgulandı.

Afganistan’da çocuklar yeterli beslenemiyor

Çocukları Kurtarın Vakfı’nın yaptığı açıklamada, bu hastalıkların çocuklar arasında artmasına sebep olarak yetersiz beslenme gösterildi. Ayrıca açıklamada vakıf olarak ülkenin bazı bölgelerinde durumun iyileştirilmesi için çabaların devam ettiği aktarıldı. Mobil ekiplerce binlerce hasta çocuğun hayatının kurtarılması için ülkenin uzak bölgelerinde çalışmaların sürdüğü kaydedildi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 26 Ocak’ta yaptığı açıklamada, Afganistan’daki sağlık sisteminin çöküşün eşiğinde olduğu uyarısında bulunarak acil önlemlerin alınması çağrısı yapmıştı. Önceki hükümet döneminde Dünya Bankası, Avrupa Komisyonu ve ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı tarafından finanse edilen sağlık programı, uluslararası yardımların kesilmesiyle durduruldu. Taliban’ın Afganistan yönetimine geçmesinin ardından açlık ve sefaletin arttığı ülkede, başta Kovid-19 hastaneleri olmak üzere sağlık kurumları ısınma, yakıt, elektrik, gıda, aşı, ilaç ve tıbbi teçhizat yoksunluğu içerisinde hizmet vermeye çalışıyor.

Afganistan’da sağlık sistemi çöktü

Geçtiğimiz haftalarda Dünya Sağlık Örgütü de Afganistan’daki sağlık sisteminin çökme noktasına geldiğini duyurmuştu. DSÖ acil önlemlerin alınması çağrısında bulunmuştu. Afganistan’ın sağlık sisteminin belkemiği olan sağlık programı çerçevesinde ülke genelinde 2 bin 331 sağlık tesisi aracılığıyla milyonlarca kişiye hizmet sağlandığının altı çizilmişti. Açıklamada, ülkedeki insanların sağlığının ciddi şekilde tehlikede olduğu uyarısı yapılmıştı. Afganistan‘da şimdiye kadar sağlık sektöründeki tüm ilerlemelerin kaybedilmesinin muhtemel olduğu vurgulanan açıklamada, uluslararası camiaya, Afganistan’daki sağlık hizmetleri için derhal alternatif fon bulunması çağrısı yapıldı. Açıklamada, gerekli acil önlemler alınmadığı takdirde ülkedeki sağlık sisteminin çökeceği vurgulandı.

Afganistan’da çocuklar açlık ve hastalıktan ölüyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Afganistan’da çocuk ölümü sayısı giderek artıyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Afganistan’ın 2005 yılından bu yana dünyada en fazla çocuk ölümünün yaşandığı ülke olduğunu duyurdu. UNICEF’in yaptığı  açıklamaya göre, Afganistan’da son 16 yıl içerisinde şiddet olayları yüzünden hayatını kaybeden ve yaralanan çocukların sayısı 28 bin 500. Öte yandan açıklamada, bu rakamın dünyadaki çocuk ölümlerinin yüzde 27’sini oluşturduğu dile getirildi. Böylece Afganistan’ın 2005’ten bu yana en fazla çocuk ölümünün yaşandığı ülke konumunda olduğu bildirildi. UNICEF‘in yaptığı açıklamada, dünyanın her yerinde özellikle Afganistan’daki çocukları şiddetten korumak için her türlü çabanın gösterilmesi gerektiği belirtildi. 2021’in ilk altı ayında ülkede yaşanan savaş ve şiddet olayları neticesinde 460’tan fazla çocuk hayatını kaybetti. Yüzlerce çocuk ise yaralandı.

Afganistan’da çocuklar ölümle yüz yüze

UNICEF’in yaptığı açıklamada, silahlı çatışmalar ve savaştan kalma mühimmatın patlaması sonucu çocuk ölümlerinin devam ettiği belirtildi. Dolayısıyla bu durumdan endişe duyulduğu aktarıldı. Yaklaşık 40 yıldır süren Afganistan’daki çatışmalardan en çok kadınlar ve çocuklar etkilendiği kaydedildi. Diğer yandan UNICEF 20 Kasım’da da bir açıklamada bulunmuştu. Yapılan açıklamada, ülkede 14 milyon Afgan çocuğun açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtilmişti. Bu çocukları da bir milyonunun ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunulmuştu.

Afganistan’daki çocuklar ABD’ye götürüldü

Özgürlük getirme vaadiyle Afganistan‘a giren ABD, işgal ettiği topraklardan 2021 yılında tamamen geri çekildi. Ancak arkasında büyük bir yıkım bıraktı. Binlerce kişi bu yok yere yapılan savaşta hayatını kaybetti. Yüzlerce kişi göçmen konumuna düştü. Öte yandan geçtiğimiz günlerde Afganistan’dan arasında ailesi olmadan 1450 çocuk ABD’ye götürüldü. Tahliye edilen çocukların aileleri ile bir araya gelip gelemeyeceği ise belirsiz. Taliban’ın geçen ağustos ayında Afganistan’da kontrolü ele geçirmesinin ardından 100 binden fazla Afgan vatandaşı ABD‘ye tahliye edildi. ABD Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı verilerine göre, yaklaşık 1450 çocuk ise aileleri olmadan bu ülkeye geldi. Yetkililer, tahliye edilen çocukların bir kısmının sponsorlarla ve ABD’deki diğer akrabaları ile yaşadığını, yaklaşık 250 çocuğun ise hala devlet gözetiminde olduğunu belirtti. Tahliye edilen çocukların aileleri ile bir araya gelip gelemeyeceği ise belirsizliğini koruyor. Çocukların bir kısmı kaos ortamında yapılan tahliyeler sırasında ailelerinden ayrılmış, bazı aileler ise Hamid Karzai Uluslararası Havalimanına yönelik terör saldırısında hayatını kaybetmişti

Afganistan’da çocuk ölümü sayısı rekor seviyelerde yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD’nin Afganistan’daki Bagram ana üssünde bulunan hapishanede, mahkumlara işkence yapıldığı ortaya çıktı.

Mahkumlar dar kafeslerde tutuldu.

Geceleri uyumamaları için üzerlerine soğuk su atıldı. pic.twitter.com/earT5Ba8uy

— Yekvücut (@yekvucutcom) September 23, 2021

ABD askerlerinin Afganlı mahkumlara işkence ettiği ortaya çıktı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD Afganistan’dan çekilmeden önce, Kabil'de bir aracı, bomba yüklü olduğunu iddia ederek vurdu.

Aracın, ailesine su taşıyan yardım derneği görevlisi Zemari Ahmadi’ye ait olduğu ortaya çıktı. pic.twitter.com/WiPBzW42u7

— Yekvücut (@yekvucutcom) September 11, 2021

ABD, Afganistan’dan çıkarken bile sivilleri hedef aldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD'li komedyen ve politik yorumcu @jimmy_dore:

"Terörist olan bizleriz. ABD teröristtir. İran'ın yanındaki bir ülkede bir milyon insanı öldürdük. Bir milyon insanı da Libya'da öldürdük." pic.twitter.com/CxeNycwlSJ

— Yekvücut (@yekvucutcom) September 7, 2021

ABD’li komedyen Jimmy Dore: “Terörist olan bizleriz” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD, Başkan Joe Biden’ın talimatıyla işgal ettiği Afganistan topraklarından tamamen çıkma kararı aldı. Geçtiğimiz günlerde de son Amerikan askerinin bölgeden çekilmesiyle ABD’nin Afganistan’a karşı açtığı savaş son buldu. Ancak özgürlük getirme vaadiyle Afganistan’a giren ABD, geride yalnızca harap olmuş bir ülke bıraktı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, ABD’nin Afganistan’dan çekilme ve tahliyeleri tamamlaması ile Taliban’ın ülkede kontrolü tamamen ele geçirmesinden sonra yazılı bir açıklama yaptı. Guterres, ülkede yaşanan insani duruma dikkati çekti. BM Genel Sekreteri Guterres, Afganistan’da derinleşen insani ve ekonomik kriz ile temel hizmetlerin tamamen çökme riskinden derin endişe duyduğunu belirtti. “İnsani felaketin kapıda olduğu” uyarısında bulundu. Guterres, Afgan nüfusunun neredeyse yarısının, yani 18 milyon kişinin, insani yardıma muhtaç olduğunu belirtti. ”Her üç Afgandan biri, bir sonraki yemeğinin nereden geleceğini bilmiyor” diye konuştu.

Afganistan’da halk yardıma muhtaç

Guterres, Afgan çocuklarının yarısından fazlasının gelecek yıla kadar aşırı derecede yetersiz beslenmeye maruz kalmasının beklendiğine dikkati çekti. Guterres, ”Halk, her geçen gün temel hizmetlere erişimi kaybediyor. İnsani bir felaket kapıda” uyarısı yaptı. Ayrıca Afgan halkının şu an her zamankinden daha fazla uluslararası toplumun desteğine ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Guterres, ülkedeki şiddetli kuraklık ve yaklaşan sert kış koşulları nedeniyle daha fazla gıda, barınma ve tıbbi malzemeye ihtiyaç duyulacağını belirtti. Afganistan’daki tüm taraflara güvenli ve engelsiz insani erişime izin vermesi çağrısı yaptı. Öte yandan Guterres, gelecek hafta Afganistan’daki acil insani ihtiyaçları açıklayacaklarını belirtti. Uluslararası topluma da Afgan halkına en karanlık günlerinde finansal destek sağlamaları çağrısında bulundu.

Biden: Afganistan’da 200 ABD vatandaşı var

ABD Başkanı Joe Biden ülkesinin Afganistan‘dan çekilmesi üzerine açıklamalarda bulundu. Yaklaşık 200 ABD vatandaşının Afganistan’da kaldığını söyleyen Biden, gelmek isteyen ABD vatandaşlarına yardımcı olacaklarını söyledi. Biden, “Sonuç olarak Afganistan‘dan ayrılmak isteyen ABD‘lilerin yüzde 90’ını tahliye ettik. Kalanlar için son bir tarih yok. Çıkmak isterlerse onlara yardım edeceğiz. Dışişleri Bakanı Antony Blinken, her Amerikalı ve Afgan müttefikin güvenli çıkışı için diplomatik çabalarını sürdürüyor” diye konuştu. Biden ülkeden çıkarılan Afganlara dair ise “Dünya tarihinde hiç bu kadar sayıda kişi bir ülkeden çıkarılmamıştı. Biz bunları risk alarak yaptık” dedi.

Afganistan’da insani felaket kapıda yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

UNICEF: Afganistan çocuk olmak için dünyadaki en kötü yerlerden biri

UNICEF Afganistan Temsilcisi Herve De Lys, Afganistan’da yaklaşık 10 milyon çocuğun yardıma muhtaç olduğunu söyledi. De Lys, “Afganistan şu an çocuk olmak için dünyadaki en kötü yerlerden biri” diye konuştu. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Afganistan Temsilcisi Herve De Lys, Afganistan’ın başkenti Kabil’den video konferans ile basın toplantısına katıldı. De Lys, toplantıda ülkede yaşanan krizde en fazla bedeli çocukların ödediğini belirtti. Ayrıca çocukların silahlı gruplarca kullanıldığı yönünde haberler aldıklarını ifade etti. Sadece bu yıl 550 çocuğun çatışmalarda öldüğü 1400’den fazla çocuğun ise yaralandığını dile getirdi. De Lys, çocuklara onları ömür boyu felç bırakacak çocuk felci ya da hayat kurtaran diğer aşıların yaptırılmadığını açıkladı.

Çocuklar yetersiz besleniyor

De Lys, çoğu çocuğun yetersiz beslenmeye maruz kaldığını anlattı. “Afganistan şu an çocuk olmak için dünyadaki en kötü yerlerden biri” ifadelerini kullandı. De Lys, AA muhabirinin UNICEF’in dün ABD’nin Kabil’de DEAŞ-Horasan örgütünü hedef alan hava saldırılarında 7 çocuğun öldüğü yönündeki haberleri doğrulayıp doğrulayamayacağına ilişkin sorusuna ise “7 çocuğun öldüğünü anlıyoruz” yanıtını verdi. Kız çocuklarının eğitiminin kesintiye uğrayıp uğramadığına ilişkin ise De Lys, Taliban ile görüştüklerini ve şu ana kadar kız çocuklarının okula gitmesinin engelleneceğine dair bir emare görmediklerini açıkladı.

Afganistan’da çocuklar için harekete geçilmeli

Uzmanlar, ABD’nin 20 yıl süren Afganistan işgalinde, Birleşmiş Milletler (BM) Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin (UNHCR), çocuklara ve kadınlara yönelik hiçbir somut çalışmada bulunmadığını belirterek, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) başta olmak üzere uluslararası STK’leri acilen harekete geçmeye çağırdı. Afganistan’ı istikrar getirme vaadiyle 2001’de işgal eden ABD, ülkeyi tam bir kaosa sürükledi. 38 milyon nüfusun yaklaşık yüzde 54’ü yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Birleşmiş Milletlerin 2009-2019 yıllarını kapsayan istatistiklerine göre Afganistan’da sivil ölümlerin sayısı 111 bini geçti. Ağustos 2021’de yayınlanan BM “Silahlı çatışmalar ve çocuklar” raporuna göre ise son iki yılda Afganistan’da binlerce çocuk öldürüldü. Çocuk ölümlerinin, yaralanma ve kayıpların yüzde 46’sından silahlı gruplar ve Taliban’ın, yüzde 35’inden ise hükümetin sorumlu olduğu kaydedildi.

Çocuk olmak için en kötü yerlerden biri de Afganistan yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

New York Times gazetesinde yayımlanan “Afganistan’da savaş zorunlu muydu?” başlıklı makalede ABD Başkanı Joe Biden’ın Afganistan’dan çekilme şekli eleştirildi. Makale, 20 yıl süren savaşın gerçekten gerekli olup olmadığını sorguladı ve aynı zamanda eski ABD’li diplomatların görüşlerine yer verildi. 2001’de Taliban zayıf ve teslim olmaya hazırken ABD’nin bunu kabul etmediğinden bahsedilirken “yaklaşık 20 yıl sonra ise Taliban kartları elinde tutuyor” ifadesi kullanıldı. Taliban’ın, başta ABD’nin el Kaide lideri Usame bin Ladin’in teslim edilmesi uyarılarını dikkate almadığı ancak birkaç hafta sonra Amerikan bombaları düşmeye başladığında birçoğunun Kabil’den çorak dağlara kaçan harcanmış bir güç haline dönüştüğü makalede ifade edildi.

ABD anlaşmayı kabul etmedi

Kasım 2001’de, Taliban’ın o dönem Afganistan’ın geçici cumhurbaşkanı olmaya hazırlanan Hamid Karzai’ye ulaşmaya çalışıp anlaşma yapmak istediği kaydedildi. BM’nin siyasi işler biriminde çalışan Barnett Rubin’in ”Taliban tamamen yenilmişti, af dışında hiçbir talepleri yoktu” görüşüne yer verildi.  O dönem Karzai ile Taliban lideri Mullah Muhammed Omar’ın Kandahar’daki karargâhı arasında gidip gelen mesajların ardından, Karzai’nin Taliban’ın ülkenin geleceğinde önemli bir rol almasının önüne geçecek bir teslim olma anlaşmasını değerlendirdiği New York Times makalesinde belirtildi. ABD’nin Taliban’ın sonsuza dek ortadan kaldırılacağından emin olmasına ve anlaşmaya yanaşmadığına vurgu yapıldı.

ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in ”ABD’nin teslim olmayı müzakere etmeyeceği” ve Mullah Omar’ı ”ya yakalamak ya da öldürmek istediği” sözlerine makalede yer verildi. 20 yıl sonra ise güç dengeleri Taliban lehine değişti. Makalede, Biden’ın eski başkan Donald Trump’ın politikasını devam ettirmesinin Afganistan’daki ABD ve NATO misyonunu desteklemek için yıllarını harcayan diplomatlar için “ihanet” olduğu belirtildi.

Afganistan’da savaş zorunlu muydu? diplomatlar değerlendirdi

Afganistan’da savaş zorunlu muydu?” sorusunun tam cevabını vermese de makalede eski diplomatlar görüşlerini belirtti. Eski ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford’a üst düzey danışmanlık yapan Carter Malkasian’ın görüşüne makalede yer verildi. ”Hatalardan biri Taliban’ın müzakere girişimini reddetmemizdi. 2001’de kendimize aşırı güveniyorduk, Taliban’ın gittiğini ve geri dönmeyeceğini düşündük. İntikam da almak istedik ve bu yüzden yapmamamız gereken birçok hata yaptık” açıklamasında bulundu. Eski ABD’nin Afganistan Büyükelçisi Ryan Crocker da makalede görüşüne yer verilenler arasındaydı. “ABD’nin Doha’da Afgan hükümeti olmadan Taliban ile bir araya geleceğini duyduğumda, bu bir barış müzakeresi değil, bunlar teslim olma görüşmeleri dedim. Yani görüşmeler, biz çekilirken Taliban’ın bize ateş etmemesi içindi, karşılığında hiçbir şey almadık” değerlendirmesini yaptı.

Eski ABD’li diplomat James Dobbins makalede; ‘Taliban ile beraber bir dizi Afgan teslim olduğunda onları Bagram ve Guantanamo’da hapse attık ve bunun iyi bir fikir olup olmadığı hiçbir zaman tartışılmadı” açıklamasında bulundu.

Afganistan’da savaş zorunlu muydu? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Afganistan ve Irak işgalinde ABD’ye açık destek veren dönemin Birleşik Krallık Başbakanı Tony Blair Biden yönetimini eleştirdi. Irak’ı işgal etmek için ülkede kitle imha silahları olduğu yalanını söyleyen Tony Blair, Afganistan işgaline de açık destek vermiş ülkesinin askerlerini ABD ile birlikte Afganistan’a yollamıştı. Başbakanlıktan ayrıldıktan sonra özel danışmanlık yapan ve İsrail’in çıkarlarını korumak için özel mesai sarf eden Blair, Independent gazetesine yazdığı makalede Biden yönetimine “Afganistan’dan çekilince dünyanın geri kalanına nasıl sözünüzü dinleteceksiniz?” sorusunu yöneltti. Blair, söz konusu yazısında “Türkiye’nin İslamcı bir yolda ilerlediğini iddia ederek” Biden yönetimine hedef gösterdi. İngiltere İşçi Partisi’nin eski lideri Blair’in Avrupa’daki İslam düşmanı siyasetçilere bolca malzeme verdiği yazısının tercümesini yayınlıyoruz.

“Taliban ABD ve İngiltere’yi aşağıladı”

“Afganistan’ı ve halkını yüzüstü bırakmak trajik, tehlikeli, gereksiz ve ne onların ne de bizim çıkarımızadır. Afganistan’ı, 11 Eylül katliamının kaynaklandığı gruba neredeyse aşağılanmamızı sergilemek için tasarlanmış gibi görünen bir şekilde geri verme kararının ardından müttefikler ve düşmanlar tarafından ortaya atılan soru şu oldu: Batı stratejik iradesini kayıp mı etti? Meali; deneyimden ders alabiliyor mu, stratejik olarak düşünebiliyor mu, çıkarlarını stratejik bir şekilde belirleyebiliyor mu ve bu temelde stratejik olarak taahhütte bulunabiliyor mu? “Uzun dönem” bizim hala anlayabildiğimiz bir kavram mı? Politikamızın doğası artık geleneksel küresel liderlik rolümüzü iddia etmekle tutarsız mı? Umursuyor muyuz?

Taliban’ı yönetimden indirme meselesine Amerika’yı dâhil etme kararı aldığımızda ülkemizin lideri olarak yönetim kararlarının ne kadar zor olduğunu, eleştirmenin ne kadar kolay olduğunu ve yapıcı olmanın ise ne kadar çetin olduğunu çoğu kişiden daha iyi biliyorum.

20 yıl önce 11 Eylül’de ABD topraklarında 3 bin kişinin katledilmesinin ardından dünya kargaşa içerisindeydi. Söz konusu saldırı, Taliban’ın koruma ve yardım sağladığı İslamcı bir terör örgütü olan el Kaide tarafından Afganistan’ın dışında yapıldı. Şimdi unuttuk ancak dünya onun ekseninde dönüyordu. Muhtemelen daha kötü saldırıların düzenlenmesinden korkuyorduk. Taliban’a bir ültimatom verildi; el Kaide yönetimini teslim edin ya da Afganistan’ın saldırılar için daha fazla kullanılamayacağı bir şekilde yönetimden uzaklaştırılırsınız. Reddettiler. Güvenliğimiz için sözümüzü tutmaktan başka bir seçenek yokmuş gibi hissettik.

Tony Blair lütfetti: “Hata yapmış olabiliriz”

Afganistan’ı başarısız bir terör devletinden iyileşmekte olan işleyen bir demokrasiye dönüştürme umudunu büyük bir taahhütle destekledik. Bu yersiz bir hırs olabilir ancak aşağılayıcı değildi. Bunu takip eden yıllarda hata yaptığımıza dair şüphe yok ve bu hataların bazıları ciddiydi. Ne yazık ki hatalarımıza verilen tepki daha fazla hata şeklinde oldu. Bugün demokrasinin getirilmesini ütopik bir yanılsama ve müdahaleyi abesle iştigal olarak gören bir ruh hali içindeyiz.

Dünya şimdi Batı’nın nerede durduğundan emin değil çünkü Afganistan’dan bu şekilde çekilme kararının büyük bir strateji tarafından değil, siyaset tarafından yönlendirildiği çok açık.

Tony Blair Türkiye’yi suçlamayı ihmal etmedi

Bugün, Sahra Altı Afrika’nın kuzey kesimindeki ülkeler grubu olan Sahel’de büyük bir istikrarsızlık süreci yaşanıyor. Bu, Avrupa’yı kaçınılmaz olarak vuracak olan bir sonraki aşırılıkçılık ve göç dalgası olacak.

Benim enstitüm birçok Afrika ülkesinde faaliyet gösteriyor. Yeni tanıdığım bir başkan, bunun kendileri için büyük bir sorun olduğunu düşünmüyor ve bazıları için bu artık sorunun kendisi haline geliyor.

İran, Orta Doğu’daki ılımlı Arap ülkelerinin altını oymak için Hizbullah gibi vekilleri kullanıyor. Lübnan çöküşün eşiğinde.

Türkiye son yıllarda giderek artan bir şekilde İslamcı yolda ilerliyor.

Batı’da kendi Müslüman topluluklarımızın bazı kesimlerinin radikalleştiğini görüyoruz.

İslamcılık, uzun vadeli yapısal bir meydan okumadır çünkü hoşgörü ve laik hükümete dayalı modern toplumlarla tamamen tutarsız bir ideolojidir.

Ancak Batılı politika yapıcılar, buna radikal İslam demeyi bile kabul edemiyorlar. Bunu, her biri ayrı ayrı ele alınması gereken bir dizi bağlantısız zorluk olarak tanımlamayı tercih ediyoruz.

Bunu stratejik bir meydan okuma olarak tanımlasaydık ve onu parçalar olarak değil de bir bütün olarak görseydik, Afganistan’dan çekilme kararını asla almazdık

Tony Blair ABD’ye Afganistan’dan çekildiği için kızdı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.