Analist Paul Melly, Afrika devletlerinin silahlı gruplarla savaşmak için, dünyadaki çeşitli çatışmalarda etkili olduklarını kanıtlayan Türk İHA’larından giderek daha fazla edinmeye yöneldiğini yazdı. İngiltere merkezli BBC gazetesi Afrika’nın Türk SİHA’larına olan ilgisine dair haber yayınladı. Haberde, “Ukrayna, Rusya’nın işgaline karşı ilk mücadelesini hızlandırırken ve Batı’dan ağır topçular ve roketatarlar gelmeye başlamadan çok önce, Kiev hükümetinin halihazırda konuşlandırabileceği ve kullanabileceği güçlü bir silah vardı: Bayraktar TB2 SİHA.” denildi.

Afrika devletleri için sevkiyat sürüyor

Türk yapımı Bayraktar TB2 SİHA, 2020 Dağlık Karabağ savaşında Azerbaycan’ın Ermeni zırhlı kuvvetlerini yenmesine ve geniş toprakları geri almasına yardım etmedeki etkinliğini zaten kanıtlamıştı. BBC haberinde SİHA’ların başarısının kıtaları aştığını yazdı. Ancak SİHA’nın yeteneklerinin hayranları Doğu Avrupa ve Kafkasya ile sınırlı değil.

Son haftalarda, Burkina Faso’dan güneye hareket eden cihatçı savaşçıların sızmasını engellemek için mücadele eden Batı Afrika eyaleti Togo’ya teslim edilen Bayraktar TB2’lerin bir sevkiyatı görüldü. Mayıs ayında Nijer, Sahra Çölü’nün güneyindeki Sahel bölgesinde ve Çad Gölü çevresindeki isyancı gruplara karşı askeri operasyonları için bu çok yönlü ve uygun fiyatlı dronlardan yarım düzine satın aldı.

Diğer Afrikalı müşteriler Etiyopya, Fas ve Tunus’u içerirken, Angola da ilgilerini dile getirdi. Ancak Türklerin bu güçlü gözetleme ve saldırı silahlarını kıtada ilk kullanan ülke, 2019’da doğudaki isyancıları püskürten, BM tarafından tanınan Libya hükümetiydi. Afrikalı alıcılar, Türk SİHA’ları ile özellikle daha fakir ülkeler için, insanlı jetlerden oluşan geleneksel bir hava saldırı kuvveti geliştirmek için gereken ekipman ve yıllarca elit eğitimi için gereken büyük maliyet olmadan önemli hava gücü geliştirme şansı sağlıyor.

Türk SİHA’ları cazibe odağı

Sahel’in çalılık arazisinde tecrit edilmiş ordu ve jandarma karakollarına, sınır geçişlerine ve sivillere pusu kuran ve sürpriz saldırılar düzenleyen yüksek motivasyonlu ve hareketli cihatçı militan gruplarını dizginlemek gibi karmaşık bir zorlukla karşı karşıyalar. İşte bu nedenle Türk SİHA’ları, özellikle de Nijer ve Togo gibi devletler için özel bir cazibe odağı. Ayrıca, halkın eski sömürge gücü Fransa’ya güvenleri çok azalmışken hem Togo hem de Nijer için Türkiye ile tedarik ortaklığı aynı zamanda siyasi açıdan da faydalı.

Ankara’nın bakış açısına göre de çekici şeyler var: “İHA diplomasisi” ve askeri ortaklık, Erdoğan’ın Sahra’nın güneyindeki dış politikasında önemli bir araç haline geldi ve havaalanları /altyapı inşası ile diğer kilit önemdeki konuların gelişimine de önemli avantaj sağladı.

Afrika devletleri neden Bayraktar TB2 satın alıyor? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Farklı alanlarda gelişen ilişkilerin etkisi büyük

Atılan adımlarla Türkiye‘nin Afrika‘daki büyükelçilik sayısı 43’e yükseldi, karşılıklı ticari ilişkiler 30 milyar dolara yaklaştı. Birçok Afrika ülkesinde Türk yatırımcılarca havaalanları, stadyumlar, yollar, tren hatları ve camilerin inşa edildiği vurgulandı. The Economist‘in haberinde, Türkiye’nin, insani yardım çalışmalarıyla ilişkilerini güçlendirdiğine de dikkat çekildi. Türkiye’nin Libya gibi ülkelerde Fransa ile Somali’de Suudi Arabistan gibi nüfuz sahibi olmak isteyen ülkelerle yüzleştiğin belirtilen haberde, Türkiye’nin Nijerya, Senegal ve Togo gibi birçok Afrika ülkesiyle askeri alanda iş birliği anlaşmaları imzaladığı, Afrika ülkelerinin Türkiye’nin terörle mücadele tecrübelerinden faydalanmak istediği belirtildi. Haberde, Türkiye’nin savaşa dahil olmaktan ziyade insansız hava araçları başta olmak üzere ürettiği savunma sanayisi ürünlerini satmayı öncelikli hedef olarak koyduğu aktarıldı. Türkiye yapımı insansız hava araçlarının Ukrayna, Etiyopya, Libya, Fas ve Tunus gibi ülkelerde görüldüğü, Nijerya ile Ruanda gibi ülkelerin de bu silahları almak için adım attığı ifade edildi.

Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle ilişkileri meyvelerini veriyor

Afrika ülkelerinin Türkiye’ye ilgisinin arttığı ve Türkiye’de Afrika ülkelerine ait büyükelçilik sayısının 37’ye yükseldiği belirtildi. 14 binden fazla Afrikalı öğrencisinin Türkiye’de eğitim aldığının da altı çizildi. The Economist‘teki haberde görüşüne yer verilen Chatham House araştırmacılarından Abel Abate Demissie, Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle askeri alanda da ilişkilerini geliştirdiğini ifade etti: “Türkiye, özellikle askeri ve ekonomik alanda yardıma ihtiyaç duyduğunuzda açık çek vermekle tanınıyor.” yorumunu yaptı.

The Economist’ten Türkiye’nin Afrika politikasına övgü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Sadece yüzde 11 iki doz aşılandı

Oxfam‘ın verdiği bilgilere göre kıtada halkın sadece yüzde 11’i, yani yaklaşık 151 milyon insan iki doz koronavirüs aşısı olmuş durumda. Halkın Aşısı sayılara bakıldığında uluslararası çapta geliştirilen aşı inisiyatifi olan Covax’ın başarısızlığa uğradığını açıkladı. Açıklamada aşıların dağıtımından ziyade yerinde üretilmesi ve bunun için de patent haklarının kaldırılması gerektiği vurgulandı. İttifak bir kez daha Batı ülkelerine aşıların patent hakkını kaldırma çağrısı yaptı. Dünya Ticaret Örgütü de yaklaşık 6 ay önce benzer bir teklifte bulunmuştu. Bu öneri, kalkınmakta olan ve kalkınmanın eşiğindeki hemen hemen tüm ülkelerin yanı sıra ABD tarafından da desteklenmişti. Patent haklarının kaldırılmasına başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği karşı çıkmıştı.

“Alman hükümeti patent konusundaki blokajını kaldırmalı”

Oxfam’dan Pia Schwertner “Yeni Federal Hükümet patent haklarından feragat konusunda blokajını kaldırmalı ve ilaç şirketlerinin çıkarlarını Afrika’daki insanların hayatlarının üstünde görmeye bir son vermeli” ifadesini kullandı. Schwertner “Aşıların geliştirilmesi kamu kaynakları ile finanse ediliyor ve know-how da dünya ile paylaşılmalı ki tüm nitelikli üreticiler bu hayati öneme sahip aşıların üretimine geçebilsin” açıklamasını yaptı. Afrika’da aşılamanın geri kalmasının nedenlerinden birinin kıtada yeterince aşı olmaması olduğu Almanya Kalkınma Bakanlığı’nın bir iç yazışmasında da ifade edildi. Belgeye göre 2021’den bu yana Afrika’daki aşı üretim projelerine Almanya’nın yaptığı yardımın toplam hacmi ise yaklaşık 530 milyon avro.

AB Afrika’ya bağışladığından fazla aşıyı çöpe atıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY), dünyanın farklı ülkelerinde varlığını sürdürebilmek ve derin kadrolara sızabilmek için eğitim ve öğretim faaliyetlerini kullanıyor. Özellikle ABD’deki Charter Ağı’nı kuran örgütün, varlığını artırmak ve finansal gücünü katlamak için eğitimi nasıl suistimal ettiğini bu haberimizde gözler önüne sermiştik. ABD’de ve Avrupa’nın bazı ülkelerinde FETÖ’ye karşı uyanış başlarken, Afrika’da da terör örgütüne karşı mücadele uzun zamandır sürdürülüyor. İstihbarat raporlarına göre, Afrika FETÖ’nün uzun yıllar boyunca büyük önem verdiği bir kıta şeklinde ön plana çıkıyor. FETÖ, Afrika’da faaliyetlerine, bazı raporlara göre 1996 yılında başladı. Bunun yanı sıra, dış politikada attığımız başarılı adımlar sayesinde, Afrika’da FETÖ ile mücadelede büyük kazanımlar elde edildi. Sonuç olarak, Afrika’daki FETÖ faaliyetlerini temizlemek adına önemli adımlar atıldı. Bunlardan en önemlileri arasında, Afrika’da bulunan FETÖ okullarının büyük kısmının mahkeme kararıyla Türkiye Maarif Vakfı’na devredilmesi bulunuyor.

Cumhurbaşkanı zirve toplantısına katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrika ziyaretleri esnasında Togo, Burkina Faso ve Liberya liderleriyle bir araya gelerek zirve toplantısına katıldı. Cumhurbaşkanının mevkidaşlarıyla yaptığı bu zirve toplantısının ardından, ortak bir bildiri yayınlandı. Bildirinin en dikkat çeken tarafı ise, FETÖ ile ilgili kısım oldu:

FETÖ, Afrika’da terör örgütü olarak ilk kez resmi bir uluslararası metne girmiş oldu.

Türkiye Cumhuriyeti, Togo, Burkina Faso ve Liberya Cumhurbaşkanlarının görüşmesi sonrası yayımlanan bildiride, DAEŞ, FETÖ, El Kaide ve Boko Haram gibi terör örgütleri arasında ayrım gözetmeksizin terörizmle mücadele konusunda kararlılık vurgusu yapıldı.

Erdoğan, Togo’ya yaptığı ziyaret sırasında, FETÖ ile mücadele konusunda önemli mesajlar paylaştı. Erdoğan ve Togo Cumhurbaşkanı Faure Essozimma Gnassingbe, ortak bir basın toplantısı gerçekleştirdiler. Bu toplantıda Erdoğan, “Togo’nun FETÖ ile mücadele konusunda verdiği destek takdire şayandır.” dedi. Ardından;

“Sayın Cumhurbaşkanı, bizzat verdiği talimatlarla Togo’daki FETÖ okulunun kapatılmasında ve Maarif Vakfımızın okul açmasında ülkemize destek olmuştur. FETÖ ile mücadelemizdeki bu kararlı duruşundan ötürü kendisine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Afrika temasları arasında Nijerya da yer alan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Muhammed Buhari ile de ortak basın toplantısı yaptı. Erdoğan burada, FETÖ ile mücadelede iş birliğini vurgulayarak;

“FETÖ‘nün Nijerya’da sürdürdüğü yasa dışı faaliyetler hakkında Nijerya makamlarıyla gerekli bilgi paylaşımlarında bulunmaya devam ediyoruz” açıklamasını yaptı.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

FETÖ Afrika’da ilk kez resmi belgede yer aldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Le Figaro gazetesi “Erdoğan, Afrika’daki varlığını güçlendiriyor” başlıklı haberinde “Fransa SİHA üretiminde Türkiye’nin gerisinde kaldı” denildi. Erdoğan’ın 2000’li yıllarında başında “Batılı sömürgeci güçlerin” Afrika‘ya ilgisinin azaldığını tespit ettiği ve öncelikle Somali ve daha sonra Libya gibi “Müslüman Afrikalı ülkelerde” varlık göstermeye başladığı belirtildi.  Bu ülkelerin istikrarsızlığı onu korkutmadı. Türk Hava Yolları, Mogadişu’ya hizmet veren tek büyük hava yolu. Batılılar, 1992’den 1994’e kadar, “insani” bir askeri müdahale yürütmüş ancak on sekiz ay kaldıktan sonra usanmışlardı. Uzun vadeli diplomasi inşa eden Erdoğan, Somali’den hiç bıkmadı. Hatta 2017’de Mogadişu’da deniz kenarında bir askeri üs kurdu. Buradan Arap Denizi, Aden Körfezi ve Kızıldeniz’e erişimi sağlıyor. Yeniden bir deniz gücü olan Türkiye’nin hareket alanını Akdeniz ve Karadeniz ile sınırlamaya hiç niyeti yok. Doğu Afrika ve Hint Okyanusu ile ilgileniyor.

Fransa SİHA konusunda nasıl bu kadar geri kalabildi?

Sır olmaya devam eden bir nokta var: Fransa SİHA üretiminde nasıl Amerika, İsrail ve Türkiye’nin bu kadar gerisine düştü? Fransa SİHA tarihi oldukça açıklayıcı. 2008’de uçması beklenen ilk EuroMale projesi terk edildi ve 2014’te EuroDrone adı altında yeniden doğdu. Çeşitli maceralardan sonra 2018 yılında Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya tarafından Bayraktar TB2‘den on dört yıl sonra 2028 yılı için planlanan ilk uçuşla lanse edildi… Ancak bu konfederasyon, ağırlığı nedeniyle ne yazık ki Fransızlara özellikle Afrika’da terörle mücadele operasyonlarında çok yararlı olabilecek operasyonel bir insansız hava aracının teslimatını geciktirdi. Bunları Türk medyası değil Fransız medyasından Le Figaro gazetesi yazdı. Le Figaro aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Afrika gezisini de değerlendirdi.

SİHA’lar hayal edilen silahlar

Fransız sanayisi geri kalmışlığının yanında Le Figaro‘daki yazıda, petrol ülkeleri Angola ve Nijerya’da Erdoğan’ın asıl görevinin Türk silahlarını satmak olacağı belirtildi.

Bu silahlı İHA, hâlihazırda dört cephede parladığı için Afrika’da iyi satacak gibi görünüyor. Irak’ın kuzey batısındaki Sincar’da, Ağustos 2018’de PKK’nın çok üst düzey bir lideri olan İsmail Özden’i öldürmeyi başardı. Libya’da General Hafter ve Wagner grubunun Rus paralı askerlerinin Trablus’u ele geçirme taarruzunu engelledi. İdlib’de Beşar Esad’ın ordusunu yenilgiye uğrattı. Dağlık Karabağ’da ise Azerbaycan’a Ermenistan’a karşı zafer kazandırdı.

Aynı zamanda yazıya göre, bu insansız hava araçları, üçüncü dünya ülkelerinin yerel savaşları için ideal silahlar. Savaş uçaklarından yirmi kat daha ucuzlar ve hiçbir pilotu tehlikeye atmıyorlar. Afrika, Orta Doğu ve Orta Asya’da Türk nüfuzunun bir aracısı haline geldiler. Erdoğan’ın kendisinden daha güçlü ülkelerle -Amerika, Çin, Rusya- asla çatışmadan akıllıca geliştirdiği bir nüfuz bu. Ancak Haziran 2020’de Libya açıklarında denizlerde girdiği güç savaşında yenilgiye uğrattığı Fransa gibi bir alt seviyedeki güçlere meydan okumaktan çekinmiyor. Haberde, Türkiye’nin 20 yılda Afrika’daki büyükelçilik sayısını 9’dan 43’e çıkardığını ve ticaret hacmini 4 milyar dolardan 26 milyar dolara yükselttiğine dikkat çekildi.

Cumhurbaşkanının Afrika gezisinin değerlendirildiği yazıda gezinin olası ekonomik katkılarına da değinildi. Recep Tayyip Erdoğan; Angola, Nijerya ve Togo’yu ziyaret edeceği üç günlük bir Batı Afrika turu için 17 Ekim 2021’de yola çıktı. Peki, ülkesinden bu kadar uzakta Gine Körfezi’nde ne yapacak? Portekiz, İngiliz ve Fransız etkileri olan bu üç ülkeyle neden ilgileniyor? Altında Avrupa’daki rakiplerinden daha ucuz ve Çinli rakiplerinden daha kaliteli altyapı inşa edebilen büyük Türk inşaat şirketlerini desteklemek üzere sadece ekonomik bir neden mi yatıyor? Hâlihazırda Afrika’da 58 farklı noktaya uçuş düzenleyen Türk Hava Yolları’nın Afrika’da yaygınlaşmasını mı teşvik etmek istiyor? Bu ziyaret turu aslında Türkiye Cumhurbaşkanı’nın uzun süredir devam eden Afrika stratejisinin bir parçası. Neredeyse yirmi yıllık ve Osmanlı İmparatorluğu’nun çok eski bir geleneğini benimseyen bir politika. Massava’nın (şimdi Eritre’de) Aden gibi bir Osmanlı şehri olduğunu unutmayalım.

Fransa SİHA üretiminde nasıl Türkiye’nin gerisinde kaldı? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

2030 yılında sürdürülebilir kalkınma çabalarına rağmen dünyada genelindeki her 10 yoksuldan 8’inin Afrika’da olacağı tahmin ediliyor. Afrika Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Merkezi (SDGCA), Afrika’daki yoksulluğa dair bir rapor yayımladı. Hazırlanan rapora göre, Afrika’da şu anda yaklaşık 400 milyon kişinin yoksul olduğu açıklandı. 2030 yılına gelindiğinde ise kıtadaki yoksul nüfusunun 460 milyona çıkacağının tahmin edildiği bilgisi paylaşıldı. Raporda, gelir eşitsizliklerine de değinildi. Yoksul kesimin çoğunluğunu kırsal kesimin oluşturacağı vurgusu yapıldı. Raporda, “2030’da dünyadaki her 10 yoksuldan 8’i Afrika kıtasında yaşayacak.” denildi. Kıtadaki her 5 çocuktan birinin eğitim alamadığı belirtildi. Raporda ayrıca, Afrikalıların su ve enerji gibi temel hizmetlere erişim sıkıntısı yaşadığı bilgisine yer verildi. Kıtadaki yolların sadece yüzde 25’inin asfaltlı olduğu söylendi. Afrikalıların %26’ının internete erişebildiği kaydedildi.  SDGCA, Birleşmiş Milletlerin (BM) 2030 Kalkınma Hedeflerini açıklamasından sonra Afrikalı liderler tarafından 2016 yılında Ruanda’da kurulmuştu.

Yemenliler de yardıma muhtaç

Yemen’de Husiler ile hükümet arasındaki çatışmalar 7 yıldır devam ediyor. Çatışmaların hız kesmeden artması Yemen’deki insani krizin de rekor seviyelere ulaşmasına neden oluyor. Birleşmiş Milletler (BM) milyonlarca Yemenli için çağrıda bulundu. Yemen’in Marib kentinde, Husiler ile hükümet güçleri arasında artan çatışmalar nedeniyle şehirde 15 bin kişi kaldığı yerleri terk etmek zorunda kaldı. Bunun üzerine BM, ülkede insani durumun kötüye gittiğini ve milyonlarca kişinin kıtlık riskiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Dujarric, günlük basın brifinginde, Marib’de çatışmaların birden fazla cepheye sıçradığını söyledi. Ayrıca çatışmalar nedeniyle şubat ayının başından beri 15 bin kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığına da dikkat çekti. Dujarric, kentte insani durumun giderek kötüleştiğini vurguladı.

Milyonlarca Yemenli kıtlıkla savaşıyor

Dujarric, ülke genelinde ise 20,7 milyon kişinin insani yardıma muhtaç olduğunu dile getirdi. Milyonlarca Yemenli için durumun kritik olduğunu ve kıtlık riskiyle karşı karşıya bulunduklarını bildirdi. Dujarric, ülkede yakıt sıkıntısı da yaşandığına işaret etti. Geçen aylarda Hudeyde Limanı’ndan ticari yakıt ithalatına hiçbir şekilde izin verilmediğini söyledi. Sözcü Dujarric, tüm taraflara ülke çapında ateşkes çağrısını tekrar etti.

Afrika’da yoksulların sayısı 400 milyona ulaştı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerinden derlenen bilgilere göre, ocak-mayıs döneminde gerçekleştirilen ihracat, yıllık bazda yüzde 38,3 artarak 85,2 milyar dolara ulaştı. Afrika için satışlarda yıllık bazda 11 katlık artış gözlemlendi. Bu dönemde Türkiye’nin savunma ve havacılık sanayi ürünü ihracatı da yüzde 48,3 artarak 1 milyar 120,1 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Sektörden ocakta 166,9 milyon dolar, şubatta 233,2 milyon dolar, martta 246,9 milyon dolar, nisanda 302,5 milyon dolar ve mayısta 170,4 milyon dolarlık ihracat yapıldı. Yılın ilk 5 ayında sektör ihracatının bölgelere göre dağılımında ilk sırada 485 milyon 688 bin dolarla Kuzey Amerika yer aldı. Bu bölgeyi 176 milyon 958 bin dolarla Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT), 145 milyon 341 bin dolarla Orta Doğu, 121 milyon 173 bin dolarla Avrupa Birliği (AB) ve 74 milyon 461 bin dolarla diğer Asya ülkeleri takip etti.

İhracatın oransal artışında Afrika öne çıktı

Afrika, ocak-mayıs döneminde sektörün bölgelere göre yaptığı ihracatta yıllık bazda en fazla artış kaydedilen ülke oldu. Afrika ülkelerine dış satım söz konusu dönemde 11 kat artarak 61 milyon 207 bin dolara yükseldi. Oransal artışta Afrika’yı yüzde 511 ile BDT, yüzde 64 ile Kuzey Amerika ve yüzde 18 ile diğer Avrupa ülkeleri izledi. Öte yandan sektörün Uzak Doğu’ya ihracatı yaklaşık yüzde 71, serbest bölgelere ihracat yüzde 50 ve AB’ye ihracatı yüzde 21 azaldı.

Ruanda’ya 16,5 milyon dolarlık ürün satıldı

Ülkeler bazında ocak-mayıs döneminde sektör ihracatının yıllık bazdaki oransal artışında Ruanda dikkati çekti. Ruanda’ya geçen yılın ocak-mayıs döneminde neredeyse hiç ihracat yapılmazken bu yılın aynı döneminde 16 milyon 460 bin dolarlık ürün satıldı.

Söz konusu dönemde Türkiye’nin Çin’e sektör ihracatı 27 bin dolardan 10,1 milyon dolara, Tunus’a 109 bin dolardan 29,3 milyon dolara, Ürdün’e 100 bin dolardan 19,2 milyon dolara, Bangladeş’e 579 bin dolardan 57,8 milyon dolara, Özbekistan’a 223 bin dolardan 20,9 milyon dolara çıktı.

Sektör ihracatında geçen yıla kıyasla değer bazında kaydedilen yükselişte öne çıkan ülkeler ise ABD, Azerbaycan, Bangladeş, Tunus ve Özbekistan şeklinde sıralandı.

Türkiye’nin savunma ihracatında ABD ilk sırada

Savunma ve havacılık sanayisi ihracatının yılın ilk 5 ayında ülkelere göre dağılımına bakıldığında ise ABD’nin ilk sıradaki yerini koruduğu görüldü.

ABD’ye bu dönemde 476,2 milyon dolarlık ürün satan sektör şirketleri, bu ülkeye dış satımını yıllık bazda yüzde 66 artırdı.

Bu sıralamada ABD’yi Azerbaycan izledi. Türkiye’nin Azerbaycan’a gerçekleştirdiği savunma ve havacılık sanayi ihracatı geçen yılın ocak-mayıs dönemine kıyasla yaklaşık yüzde 1390 artarak 135 milyon 889 bin dolara ulaştı.

Sektör ihracatında bu ülkeleri 97,4 milyon dolarla Birleşik Arap Emirlikleri, 58,6 milyon dolarla Almanya ve 57,8 milyon dolarla Bangladeş izledi.

Afrika atağında Türk savunma ve havacılık sanayi gücü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İnsani diplomasi nasıl yapılır merak edenlere yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

"Türkiye ancak Afrika ülkeleriyle dost olur" diyenlere anlatıyoruz:

?? Dünyanın en güçlü ekonomileri Afrika'da güç mücadelesi veriyor. pic.twitter.com/retsIpVdlW

— Yekvücut (@yekvucutcom) January 27, 2021

Afrika’da güç mücadelesi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Gelecek yıl Covid_19 aşılarının uygulanması ile karantina tedbirlerinin ortadan kalkacağını belirten Mobius, “Her ne kadar 2021 yılında herkese aşı yapılması zor olsa da aşının olması muhteşem bir psikolojik etki yapacak. 2021 ekonomik açıdan çok iyi geçecek” öngörüsünde bulundu.

Mobius, gelişen piyasalarda Çin ve Hindistan’ın şu an kendileri için öne çıktığını belirtirken, “Ancak başka ülkeler de var. Güney Kore ve Tayvan önemli. Türkiye ve Güney Afrika’nın bundan 1-2 yıl sonrası için görünümleri çok iyi” ifadelerini kullandı.

Türkiye ve Güney Afrika’nın 1-2 yıl sonrası için görünümleri çok iyi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.