Ahmet Şık arşivleri | Yekvucut Akıl ve vicdan sahiplerine Sat, 21 May 2022 09:53:36 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://yekvucut.com/wp-content/uploads/2022/11/favicon_yek.png Ahmet Şık arşivleri | Yekvucut 32 32 Ahmet Şık “Alevi Kemal Kılıçdaroğlu aday olmamalı” https://yekvucut.com/video/ahmet-sik-alevi-kemal-kilicdaroglu-aday-olmamali/ Sat, 21 May 2022 09:53:36 +0000 https://yekvucut.com/?p=55329 Terör örgütü PKK’nın taşeronu HDP’den milletvekili seçildikten sonra istifa ederek Türkiye İşçi Partisi’ne geçen Ahmet Şık,  “Alevi Kemal Kılıçdaroğlu aday...

Ahmet Şık “Alevi Kemal Kılıçdaroğlu aday olmamalı” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Terör örgütü PKK’nın taşeronu HDP’den milletvekili seçildikten sonra istifa ederek Türkiye İşçi Partisi’ne geçen Ahmet Şık,  “Alevi Kemal Kılıçdaroğlu

aday olmamalı” çağrısı yaptı. Yurt dışından aldığı fonlarla kamuoyunda gündem olan Ruşen Çakır yönetimindeki Medyascope’da yayına çıkan Ahmet Şık, muhalefetin cumhurbaşkanı adayının Ekrem İmamoğlu olması gerektiğini açıkladı. Ahmet Şık, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Ak Parti ve MHP’nin oy deposu olan İç Anadolu ve Karadeniz Bölgesi’nden oy alabilecek tek kişi olduğunu iddia eden Ahmet Şık’ın CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu için söyledikleri ise gündem oldu. Ahmet Şık, “Kemal Kılıçdaroğlu Alevi, aday olmadan önce Alevi olduğunu unutmasın.” diyerek tartışmaları başlattı. Terör örgütü PKK ve DHKP/C’ye yakınlığı ile bilinen Ahmet Şık‘ın bu açıklamasına Kılıçdaroğlu‘nun ne cevap vereceği merak ediliyor.

Ahmet Şık “Alevi Kemal Kılıçdaroğlu aday olmamalı” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Anayasa Mahkemesi Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Ahmet Şık’ı üzdü https://yekvucut.com/feto-gercekleri/anayasa-mahkemesi-ahmet-altan-nazli-ilicak-ahmet-siki-uzdu/ Thu, 27 Jun 2019 11:38:39 +0000 http://yekvucut.com/?p=23633 Anayasa Mahkemesi aralarında Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve Ali Bulaç’ın da bulunduğu FETÖ tetikçilerinin yaptığı bireysel başvurulara ilişkin kararlarının gerekçesi...

Anayasa Mahkemesi Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Ahmet Şık’ı üzdü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Anayasa Mahkemesi aralarında Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve Ali Bulaç’ın da bulunduğu FETÖ tetikçilerinin yaptığı bireysel başvurulara ilişkin kararlarının gerekçesi Resmi Gazete’de yayımlandı.

Buna göre, FETÖ‘nün medya yapılanmasının “darbe çağrışımı” davasında tutuklu yargılanan Ahmet Altan’ın bireysel başvurusunda hak ihlali görmeyen Anayasa Mahkemesinin kararında, Altan’ın darbe teşebbüsünden bir gün önce bir televizyon kanalındaki konuşmalarının, son dönemdeki yazılarının ve gazetesindeki konumu ile bu konumun ilişkisini anlatan gizli tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde soruşturma mercilerince işaret edilen olguların FETÖ ile bağlantılı bir suç işlendiğine dair kuvvetli belirti olarak kabul edilmesinin temelsiz ve keyfi olarak değerlendirilemeyeceği vurgulandı.

Kararda, Altan hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı yönündeki mahkeme değerlendirmesinin de keyfi ve temelsiz olmadığı belirtildi.

FETÖ’nün medya yapılanmasının “darbe çağrışımı” davasında tutuklu yargılanan Nazlı Ilıcak‘ın bireysel başvurusunda ihlal görmeyen Anayasa Mahkemesinin kararının gerekçesinde Ilıcak’ın FETÖ’nün medyadaki yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında “FETÖ üyeliği” suçundan tutuklandığı başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin kanuni dayanağının bulunduğu kaydedildi.

Ilıcak ile ilgili kararın gerekçesinde şu değerlendirmeler yer aldı: “Sulh Ceza Hakimliğinin tutuklama kararında kuvvetli suç şüphesinin varlığına ilişkin olarak başvurucunun 15 Temmuz 2016 tarihinde darbe girişiminde bulunan FETÖ’nün yayın organlarında ve bu örgütün amaçları doğrultusunda yazılar yazdığı ve paylaşımlarda bulunduğu ifade edilmiştir.

Soruşturma mercilerinin, başvurucunun konumunu, söz konusu paylaşımların yapıldığı dönemi, paylaşımların içerik ve bağlamını dikkate alarak anılan ifadeleri FETÖ ile bağlantılı bir suç işlendiğine dair kuvvetli belirti olarak kabul etmesinin temelsiz ve keyfi olduğu ifade edilemez.”

Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’nun bireysel başvurusunda da hak ihlali olmadığı sonucuna varan Yüksek Mahkemenin kararında başvurucuya isnat edilen suçlamanın temelinde gazetede yayımlanan manşet, haber ve yazılardan sorumlu olmasının gösterildiği bildirildi.

Sabuncu’nun bireysel başvurusundaki kararın gerekçesinde, başvurucunun FETÖ’nün yayın organlarına yapılan operasyonlara karşı çıkarak sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla bu örgütün mensuplarını mağdur gibi göstermeye çalıştığı, aynı şekilde paylaştığı mesajlarla PKK’nın propagandasını yapan yayın organına sahip çıktığı böylece anılan terör örgütlerine yardım ettiği iddiasında bulunulduğu aktarıldı.

“Keyfi ve temelsiz olduğu söylenemez”

Kararda, “Başvurucunun gazetede sorumlu olduğu dönemde yayımlanan haber, yazı ve manşetler ile başvurucunun sosyal medya paylaşımlarında eleştirel olma ve haber yapmanın ötesinde süreklilik arz edecek şekilde devletin PKK ve FETÖ’ye karşı verdiği mücadeleyi zayıflatacak yayınlar yapıldığı, toplumu kamplaştırmaya yönelik mesajlar verildiği, anılan örgütlerin masum ve mağdur olarak gösterilmeye ve lehlerine algı oluşturulmaya çalışıldığı, böylece başvurucuya yüklenen suçun işlendiği yönünde tutuklama için gerekli olan kuvvetli belirtinin bulunduğu sonucuna varılmasının keyfi ve temelsiz olduğu söylenemez.” ifadelerine yer verildi.

Bireysel başvurusunda hak ihlali olmadığı sonucuna ulaşılan Akın Atalay ve Önder Çelik ile ilgili kararda ise soruşturma makamlarının suç işlendiğine dair kuvvetli belirti bulunduğu yönündeki değerlendirmesinin keyfi ve temelsiz olduğunun söylenemeyeceği belirtildi.

Ahmet Şık’ın başvurusu

Gazeteci Ahmet Şık’ın bireysel başvurusunun, kişi hürriyeti ve güvenliği ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna hükmeden Yüksek Mahkemenin kararında, “Başvurucu yönünden özellikle kaçma ve delilleri etkileme şüphesine yönelen tutuklama nedenlerinin olgusal temellerden yoksun ve tutuklama tedbirinin ölçüsüz olduğu söylenemez.

Öte yandan başvurucunun yalnızca ifade ve basın özgürlüğü kapsamında kalan eylemleri nedeniyle soruşturmaya maruz kaldığı ve tutuklandığı iddiası yönünden derece mahkemelerinden farklı bir sonuca varılmasını gerekli kılan bir durum bulunmamaktadır.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Gazeteci Murat Aksoy’un bireysel başvurusunda hak ihlaline hükmeden Anayasa Mahkemesinin kararında, soruşturma makamlarının, başvurucunun yazı ve paylaşımlarının ifade özgürlüğü kapsamında olmadığını ortaya koyamadığı ifade edildi.

Yazı ve paylaşımların genel olarak hükümetin eleştirilmesi, politikalarının kötülenmesi, siyasal olaylar üzerinde fikirlerin ifade edilmesi niteliğinde olup şiddeti ve terör eylemlerini teşvik edecek bir dilde olmadığına işaret edilen kararda, şunlar kaydedildi:

“Başvurucunun yazılarında savunduğu görüşlerin terör örgütünün söylem ve görüşleriyle paralellik göstermesi ve kimi noktalarda örtüşmüş olması tek başına suç işlendiğine dair kuvvetli belirti olarak kabul edilemez.

Suç işlediğine dair kuvvetli belirtiler ortaya konulmadan temelde gazetedeki yazılarına ve sosyal medya paylaşımlarına dayanılarak tutuklama tedbiri uygulanması ifade ve basın özgürlüklerini de ihlal eder.”

Gürsel’in bireysel başvurusu Ahmet Kadri Gürsel’in bireysel başvurusunda da hak ihlali sonucuna varan Anayasa Mahkemesinin kararında, soruşturma makamlarınca başvurucunun yayın danışmanı olması sebebiyle Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan haber ve yazılardan sorumlu olduğunun ileri sürüldüğü ancak danışmanlıkla sınırlı bir görevin gazetenin yayın politikası üzerinde nasıl bir etkisinin bulunduğunun açıklanmadığı bildirildi.

“Başvurucunun yazısında, sert ve eleştirel bir üslup kullandığı söylenebilirse de açıkça şiddeti ve terör eylemlerini teşvik edici bir dil kullanılmamıştır.” ifadesine yer verilen kararda, şu tespitlerde bulunuldu:

“Öte yandan bir kimsenin terör örgütü ile bağlantılı suçlar nedeniyle hakkında soruşturma yapılan kişilerle görüşmüş olması tek başına suçlamaya konu edilebilecek bir husus değildir.

Bunun için görüşmenin örgütsel faaliyet kapsamında yapıldığının ortaya konulmuş olması gerekir. Somut olayda başvurucunun bu kişilerle görüşmesinin hangi amaçla yapıldığı soruşturma makamlarınca ortaya konulmamıştır.

Tüm bu hususlar değerlendirildiğinde, derece mahkemesince gösterilen gerekçeler kapsamında suç işlendiğine dair kuvvetli belirtinin yeterince ortaya konulamadığı sonucuna varılmıştır. Suç işlediğine dair kuvvetli belirtiler ortaya konulmadan temelde gazetedeki yazısına dayanılarak tutuklama tedbiri uygulanması ifade ve basın özgürlüklerine ilişkin güvencelere aykırıdır.”

Ali Bulaç‘ın bireysel başvurusunda da hak ihlali sonucuna ulaşan Yüksek Mahkemenin kararında, başvurucunun tutuklanmasına dayanak gösterilen olguların temelde gazete yazılarından oluştuğu, soruşturma makamlarının başvurucunun bu yazıları FETÖ’nün amaçları doğrultusunda yazdığını ileri sürdüğü hatırlatıldı.

Başvurucunun yazılarının şiddete ve isyana çağrı ya da nefret söylemi içermediği gibi terörü övücü ya da meşrulaştırıcı bir mahiyet de taşımadığı aktarılan kararda, yazıların genel olarak hükümetin ve hükümet politikalarının eleştirilmesi, siyasal ve toplumsal olaylar üzerinde sübjektif nitelikteki ve toplumun bir kesimi tarafından rahatsız edici bulunan fikirlerin beyan edilmesinden ibaret olduğu belirtildi.

Bulaç’ın söz konusu örgüte yakın bir gazeteci ve Yazarlar Vakfında mütevelli heyeti üyesi olmasının da tek başına örgütsel bağlantısı olduğunu göstermeyeceği ifade edilen kararda, hukukilik şartını sağlamayan tutuklama gibi ağır bir tedbirin, ifade ve basın özgürlükleri bakımından demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü bir müdahale olarak kabul edilemeyeceği aktarıldı.

Anayasa Mahkemesi Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Ahmet Şık’ı üzdü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Gene Cumhuriyet gene yalan https://yekvucut.com/gunun-yalanlari/gene-cumhuriyet-gene-yalan/ Sun, 15 Apr 2018 13:00:28 +0000 http://yekvucut.com/?p=16929 Cumhuriyet gazetesi 12 Nisan 2018’li tarihinde “Ankara’da deprem! Soylu’ya polis takibi!” başlıklı bir haber yayınladı. Ahmet Şık imzası taşıyan haber manşetten...

Gene Cumhuriyet gene yalan yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Cumhuriyet gazetesi 12 Nisan 2018’li tarihinde “Ankara’da deprem! Soylu’ya polis takibi!” başlıklı bir haber yayınladı. Ahmet Şık imzası taşıyan haber manşetten verildi. Söz konusu haberde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun telefonlarının izinsiz olarak dinlendiği ve takip edildiği iddia edildi. Söz konusu dinleme olayının ortaya çıkmasından sonra Bakan Soylu’nun işlemi yapan polisleri açığa aldırdığı ve görev yerlerinin değiştirdiği ileri sürüldü.

 

İçişleri Bakanlığı, Süleyman Soylu’nun takip edildiği ve telefonlarının dinlendiğine yönelik iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Söz konusu takip ve dinleme olayının gerçekleşebilmesi yargı izni gerekiyor. Ayrıca, 2559 Sayılı Polis Vazife Salahiyeti Kanunun Ek 7 inci maddesi uyarınca, her yıl istihbarat birimleri 81 ili kapsayacak şekilde iş ve işlemlerinin hukuka uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetliyor. Haberde yer alan konu ile ilgili, 2017 yılında yapılan denetimlerde usulüne uygun olmayan, yargı kararından yoksun bir dinleme tespit edilmedi. Ek olarak iddia edildiği böyle bir soruşturma kapsamında görevden alınan herhangi bir polis yok.

Bakanlık bu ve benzeri iddiaların itibarsızlaştırma ile kafa karıştırma ve güvensizlik ortamı oluşturma operasyonu olduğunu belirtti.

Gene Cumhuriyet gene yalan yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Cumhuriyet gazetesi davasında savcı Ahmet Şık dâhil 7 kişinin tutukluluk halinin devamını istedi https://yekvucut.com/feto-gercekleri/cumhuriyet-gazetesi-davasinda-savci-ahmet-sik-dahil-7-kisinin-tutukluluk-halinin-devamini-istedi/ Fri, 28 Jul 2017 15:26:18 +0000 http://yekvucut.com/?p=7653 Cumhuriyet Gazetesi davasında alınan savunmalar ve taleplerin ardından duruşma savcısı taleplere ilişkin mütalaasını açıkladı. Başsavcıvekili Hacı Hasan Bölükbaşı, Kadri Gürsel,...

Cumhuriyet gazetesi davasında savcı Ahmet Şık dâhil 7 kişinin tutukluluk halinin devamını istedi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Cumhuriyet Gazetesi davasında alınan savunmalar ve taleplerin ardından duruşma savcısı taleplere ilişkin mütalaasını açıkladı. Başsavcıvekili Hacı Hasan Bölükbaşı, Kadri Gürsel, Ahmet Şık, Akın Atalay, Murat Sabuncu, Önder Çelik, Hakan Kara ve Kemal Aydoğdu’nun tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.

Savcı, Güray Öz, Musa Kart, Mustafa Kemal Güngör, Turhan Güney ve Bülent Utku’nun ise tahliyesini istedi.

Savcı, gazeteci Ahmet Şık’ın savunmasında kullandığı ifadeler ve DHKP-C’li teröristlerin Savcı Selim Kiraz’ı şehit etmesini meşrulaştıran ifadeleri için suç duyurusunda bulundu.

Cumhuriyet gazetesi davasında savcı Ahmet Şık dâhil 7 kişinin tutukluluk halinin devamını istedi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Özel Haber: Mağduriyet oyunu oynamak için Ahmet Şık’ın 70 yaşındaki annesini kullandılar https://yekvucut.com/gunun-yalanlari/ozel-haber-magduriyet-oyunu-oynamak-icin-ahmet-sikin-70-yasindaki-annesini-kullandilar/ Tue, 25 Jul 2017 08:38:18 +0000 http://yekvucut.com/?p=7457 Cumhuriyet gazetesi yöneticileri ve yazarları hakkında açılan davanın ilk duruşması dün başladı. Duruşmada beklenildiği üzere CHP ve HDP başta olmak...

Özel Haber: Mağduriyet oyunu oynamak için Ahmet Şık’ın 70 yaşındaki annesini kullandılar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Cumhuriyet gazetesi yöneticileri ve yazarları hakkında açılan davanın ilk duruşması dün başladı. Duruşmada beklenildiği üzere CHP ve HDP başta olmak üzere birçok kurum ve kuruluş sanıklara destek olmaya gitti.

Davanın başlamasıyla birlikte, aileler üzerinden mağduriyet oyunu sergilenmeye başlandı. Bunlardan bir tanesi Ahmet Şık’ın annesinin “yemekler yaptım almadılar, İlhan Cihaner araya girdi gene almadılar.” sözleriydi.

Fatma Şık bir anne, elbette her anne gibi oğlunun suçsuz olduğunu düşünüyor. Maalesef hukuk da annenin evladı hakkındaki görüşleri bir delil teşkil etmediği gibi, bir annenin tutuklu oğlu için yapacağı her fiilin kabul edileceğine dair bir kural da yok.

“Ceza İnfaz Kurumlarında Bulundurulabilecek Eşya ve Maddeler Hakkında Yönetmelik” maddeleri içerisinde yer alan, “Koğuş, Oda ve Eklentilerinde Bulundurulabilecek Kişisel Eşya, Gıda, Tıbbi Malzeme ve Diğer İhtiyaç Maddeleri” son derece açık:

“Mutfak teşkilatı olmayan ceza infaz kurumlarındaki gıda maddeleri ve kullanılacak malzemeler
Madde 5 — Mutfak teşkilatı bulunmayan ceza infaz kurumlarında, yemek yapılabilecek herhangi bir yerin olmaması durumunda, hükümlülerin kaldıkları koğuş, oda ve eklentilerinde, idare tarafından verilen ve yemek yapmada kullanılacak her türlü gıda maddesi ve malzemesinin yeteri kadar bulundurulmasına izin verilir. Ancak; yemek yapmada kullanılan tüp gibi yanıcı ve parlayıcı madde veya malzemeler, yemek pişirilmesinden sonra, oda veya koğuşun dışında, idarenin kontrolünde bir bölüme alınır. Kurumun fiziki imkanları müsait olduğu takdirde, aradaki bağlantının standartlara uygun ve güvenlik bakımından sakınca oluşturmayacak şekilde, tüpün; koğuş veya oda dışında, ocağın ise; koğuş veya odada bulundurulmasına izin verilebilir.” 

Fatma Şık’ın bu mevzuattan haberi olmayabilir, fakat milletvekili olmadan önce Cumhuriyet Başsavcılığı yapan CHP Milletvekili İlhan Cihaner’in bunu bilmediği düşünülemez. Ya da Ahmet Şık’ı savunmaya gelen avukatlar ordusunun.

Tabi burada amaç bir annenin evladına yemek götürememesi ajitasyonu yaratarak psikolojik üstünlük kurma çabası değilse.

 

 

Özel Haber: Mağduriyet oyunu oynamak için Ahmet Şık’ın 70 yaşındaki annesini kullandılar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Can Dündar, Cumhuriyet gazetesini PKK ve FETÖ’den sonra Mihraç Ural’ın da emrine vermiş https://yekvucut.com/feto-gercekleri/can-dundar-cumhuriyet-gazetesini-pkk-fetoden-sonra-mihrac-uralin-da-emrine-vermis/ Wed, 19 Jul 2017 08:33:59 +0000 http://yekvucut.com/?p=7223 Firari Can Dündar ile Ahmet Şık’ın terör örgütü lideri Mihraç Ural’la birlikte hareket ettikleri ortaya çıktı. Reyhanlı katliamı ve MİT...

Can Dündar, Cumhuriyet gazetesini PKK ve FETÖ’den sonra Mihraç Ural’ın da emrine vermiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Firari Can Dündar ile Ahmet Şık’ın terör örgütü lideri Mihraç Ural’la birlikte hareket ettikleri ortaya çıktı. Reyhanlı katliamı ve MİT TIR’ları durdurulmasının ardından Dündar ve Şık’ı telefonla arayan Ural, “TSK, MİT ve hükümeti suçlayan haberler yaparak kamuoyu oluşturun” talimatını verdi.

Yenişafak gazetesinden Yılmaz Bilgen’in haberine göre, Reyhanlı katliamının sanığı Mihraç Ural ile Cumhuriyet gazetesi eski genel yayın yönetmeni Can Dündar ve gazeteci Ahmet Şık’ın Türkiye’de kamuoyu oluşturmak için birlikte hareket ettikleri ortaya çıktı. Suriye’de 2011 yılında Esed lehine savaşmaya başlayan Acilciler terör örgütü lideri Mihraç Ural Dündar ve Şık ile defalarca telefonda görüştü.

Eskiksiz yerine getirdiler

Güvenlik kaynakları tarafından da izlenen Mihraç Ural ile Ahmet Şık görüşmeleri sonrası Cumhuriyet gazetesinde MİT Tırları ve Reyhanlı Katliamına yönelik dizi yazılar yayınlandı. Sipariş haber dosyalarında, MİT, Muhalif Türkmenler ve hükümet üyeleri ile birlikte Suriye’ye yardım faaliyeti yürüten dernek ve vakıflar DEAŞ destekçisi olarak gösterildi.

FETÖ-Ural-Şık

Can Dündar’ın Ahmet Şık aracılığı ile bilgilendirildiği görüşmelere emniyet ve yargı içerisinde görev yapan FETÖ’cü savcılar da dahil oldu. Emniyet istihbarat tarafından servis edilen kaçak dinlemeler Ahmet Şık ve dönemin Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a servis edildi. İlki Cumhuriyet gazetesinde 2 Şubat 2015’te yayınlanan, “MİT Tırları Cihatçılara Gidiyormuş” başlığını taşıyan haberler dizisinde hükümet ve MİT doğrudan suçlu gösterildi.

Kara propaganda yaptılar

Dokuz gün devam eden yazı dizisinde Ahmet Şık ve Can Dündar’a FETO tarafından servis edilen telefon görüşmelerinin büyük bölümü yayınlandı. Can Dündar Cumhuriyet gazetesinden sonra tapelerinin bir kısmını ise Radikal ve Hürriyet gazetelerine servis etti. Hürriyet gazetesinde, 3 Mart 2015 tarihli, “Türk polisi IŞİD’e giden patlayıcı maddelerin geçişine yardım etmiş” başlıklı haberde yine hükümet ve MİT üzerinden teröre destek imasında bulunuldu. Böylece komplo süreci desteklendi.

Esedciler besledi 

Halen PKK ve FETÖ-PDY terör örgütleri lehine propaganda yapmaktan tutuklu bulunan Ahmet Şık’a Reyhanlı katliamı sanığı Mihraç Ural’la görüşme döneminde Ferhat Aktaş, Mustafa Seyfullah ve Ali Nuvvari isimli Esed destekçileri tarafından da beslendi.

Bir telefon üç haber!

Mihraç Ural Ahmet Şık-Can Dündar ikilisine Türkiye ile Suriye rejimi arasında tek sınır olan Kesep kapısının kapatılmaması gerektiği de konuşuldu. Mihraç Ural ikiliye, “Kesep bizim insan ve lojistik açıdan nefes kanalımız bu kapı açık kalmalı” mesajı verdi. Ahmet Şık ve Can Dündar görüşme sonrası muhalifler tarafından ele geçirilen Lazkiye-Kesep ile igili 3 ayrı haber yaptı.

Can Dündar, Cumhuriyet gazetesini PKK ve FETÖ’den sonra Mihraç Ural’ın da emrine vermiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>