Ahmet Taşgetiren arşivleri | Yekvucut Akıl ve vicdan sahiplerine Wed, 21 Jun 2017 10:52:21 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://yekvucut.com/wp-content/uploads/2022/11/favicon_yek.png Ahmet Taşgetiren arşivleri | Yekvucut 32 32 Özel Haber: Ahmet Taşgetiren; feyizli bir abinin mağduriyet feryadı https://yekvucut.com/feto-gercekleri/ozel-haber-ahmet-tasgetiren-feyizli-bir-abinin/ Wed, 21 Jun 2017 10:52:21 +0000 http://yekvucut.com/?p=5986 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında başlatılan FETÖ operasyonlarına yönelik kara propagandalar devam ediyor. FETÖ tutuklamalarını ve soruşturmaları sekteye uğratmak için...

Özel Haber: Ahmet Taşgetiren; feyizli bir abinin mağduriyet feryadı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında başlatılan FETÖ operasyonlarına yönelik kara propagandalar devam ediyor. FETÖ tutuklamalarını ve soruşturmaları sekteye uğratmak için bazı FETÖ sempatizanı yazarlar ve sosyal medya hesapları organize halde çalışıyorlar.

Darbe teşebbüsünün üzerinden henüz 1,5 ay geçmişken yürütülen FETÖ soruşturmalarına ılımlı bir dille yaklaşan Star gazetesi baş yazarı Ahmet Taşgetiren “Fetöcü Tasfiyesi – Mağduriyetler” başlığı ile bir yazı yayınladı. 1 Eylül 2016 tarihli bu yazısında Taşgetiren FETÖ terör örgütünü aklamaya soyundu ve 248 şehit ile 2 bin 185 gaziden utanmayarak FETÖ’cülerin sözüm ona mağduriyetlerinden söz etti.

Yazıda şu satırlara yer verildi:

“FETÖ’cü tasfiyesinin zorluğu malum. En başından beri kurunun yanında yaşın yanması riski biliniyor. Hükümet çevreleri onun için ‘ince eleyip sık dokuma’nın altını çiziyorlar. Ama bizim mail kutularımız ya da telefonlarımız acılı seslenişlerden kurtulamıyor.

Bir problem var o alanda. Geçen gün yazdığım bir konu sebebiyle MİT cenahından ‘250 bin kişi hakkında soruşturma yürütülüyor, bunun yüzde 10’u hatalı olsa binlerce insan mağdur olur’ açıklaması geldi. İyi de, bunu mağdur olana nasıl anlatacağız?

Öyle bir haber: Açığa alınan öğretmenlerden 15 bini göreve dönecek.

Ne demek bu?

15 bin kişi yanlışlıkla açığa alınmış, demek. 15 bin. Bunların aileleri var, yakınları var. Ben biliyorum mesela, emekliliğine bir yıl kalmış bir ilkokul öğretmeni açığa alındı.” 

15 Temmuz’da 50 bin mermi ile Cumhurbaşkanı’na suikast düzenlemeye giden, Türkiye tarihinde ilk kez TBMM meclisini bombalayan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı rehin alarak ölümle tehdit eden ve ülkeyi bir gecede kan gölüne çeviren eli kanlı terör örgütüne karşı net bir tavır sergilemek yerine Taşgetiren kendini FETÖ mağduriyetlerinin sözcülüğüne adadı.

Taşgetiren aynı zamanda, Anayasa referandumunda hayır oyu verilmesi için köşesinde birçok yazı kaleme aldı. Bunlardan biri olan, 8 Ocak 2017 tarihli “Sistem Kurarken” başlıklı yazısında, referanduma sunulacak olan Anayasa değişikliği paketine karşı olduğunu şu cümlelerle ifade etti:

“Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde diyelim CHP’nin gösterdiği adayın seçilme ihtimali yüksek olsaydı, Ak Parti böyle bir sistem değişikliğine gider miydi?

Bunun ortak cevabının ‘Hayır’ olduğunu, Türkiye’de, Ak Parti çevresi de dahil herkes biliyor.”

FETÖ soruşturmalarında her defasında “hukusuzluk” bahanesiyle FETÖ’cülere destek veren Taşgetiren bu defa 25 Ocak 2017 tarihli ‘’Tayyip Bey, Ben ve Ötekiler’’ başlıklı yazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cezaevi günlerine atıfta bulunarak FETÖ soruşturmalarını destekleyen gazetecileri hedefe koydu; kamuoyunda FETÖ soruşturmalarını şaibeli gösterecek ve infial yaratacak söylemlerde bulundu. 

“Aziz dostum, git ve dön… Şiir oku, şiir yaz, şiir gibi yaşa…

Özgürlük yürektedir. Yüreği özgür olanı kimse mahkûm edemez.

Yüreğin daha da büyümüş olarak döneceğinden şüphemiz yok. Belki dün İstanbul doluşuyordu yüreğine, yarın tüm ülkeyi kuşatacaksın…

Bunu bugün hatırlatmak da, şayet ‘Tayyip Bey’e sadakat ispatı’ gibi algılanırsa, kendi adıma hayıflanırım. Tayyip Bey beni o halde görürse, onun da benim haysiyetim adına üzüleceğini düşünürüm.

Hayır, önümüzdeki sürecin, üstelik nevzuhur, nerede durdukları bilinmeyen adamlar tarafından herkesi biate zorlama süreci haline gelmemesi lazım. Benim ‘Bizim’ diyeceğim düzen o değil.”

Star gazetesi baş yazarı bu defa Türkiye’nin FETÖ soruşturmalarında 700-800 milyar dolarlık tazminat ödeyeceğini iddia ederek soruşturmaların meşruluğuna gölge düşürme çabalarına devam etti. FETÖ’cülere sağlam bir kanıt sunacağını düşünen Taşgetiren 30 Mayıs 2017 tarihli yazında FETÖ ile mücadele onbinlerce insanı cezaevine sokmakla olmaz” cümlesine yer vererek sosyal mecralarda meşhur FETÖ yanlısı hesapların ekmeğine yağ sürdü ve başından beri dillendirdiği mağduriyet iddialarına şu sözlerle devam etti:

“Cezaevinde büyüyen çocuklar sorunu belki Türk ceza sistemi için kadim bir sorun. Ancak son süreçte “Ablalık vs.” gibi FETÖ ile “iltisak” gerekçesiyle o kadar çok kadın, belki genç kadın tutuklandı ki, 500 kadar emzikli çocuğun anneleriyle birlikte cezaevlerini paylaşmaları durumu ortaya çıktı.”

Taşgetiren’e destek çıkan FETÖ’cülerin paylaşımları ve o paylaşımlara gelen yorumlar şu şekildeydi:

Bülent Arınç ve Kadir Topbaş’ın damatlarının kamuda infial yaratan tahliyeleri ardından da bir yazı kaleme alan Ahmet Taşgetiren FETÖ’den içeride bulunan diğer tutukluları gündeme getirdi. 11 Haziran 2017 tarihli yazısında bunların da mağdur ve mazlum durumda olduğu belirten yazar “Sayın Cumhurbaşkanı’nın şehit duyarlılığı çok güzel, mazlumiyet duyarlılığı da çok hayati bana göre.” sözleriyle yazısını bitirerek Cumhurbaşkanı’nın FETÖ tutuklularının tahliyeleri için devreye girmesini talep etti.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan Enis Berberoğlu için başlattığı yürüyüş de Ahmet Taşgetiren’in büyük desteğine mazhar oldu.

Taşgetiren bu konuda yazdığı ilk yazıda, Berberoğlu’nu tutuklayanların bir provokasyon içinde olduğunu belirtti. 16 Haziran 2017 tarihli “Berberoğlu kararı provokasyon mu?” başlıklı yazısında bu tutuklamayla ilgili iktidarın “Ne yapıyoruz biz?” diye tedirgin olması gerektiğini vurguladı.

Yazı, FETÖ terör örgütüne desteği ile bilinen medyada şöyle karşılık buldu:

Kılıçdaroğlu’nun başlattığı yürüyüşü öven Taşgetiren, yazısını şu sözlerle tamamladı:

 “Adaletin en yoğun biçimde tartışıldığı günleri yaşıyoruz.

Adaletin bu noktaya gelmesi iyi değil.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ‘Adalet’ diye yollara çıkıyor.

Bu yürüyüşün dünyada karşılık bulacağı muhakkak.

İnsanlar, yargılanmak üzere huzuruna çıkacakları yargıçtan emin değillerse ya da elinde silah operasyon yapan emniyet mensuplarından… İş çok sıkıntılı bir noktaya gelmiş demektir.”

Taşgetiren 18 Haziran 2017 tarihinde de yine Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünü öven cümlelerle karşımıza çıktı. “Yürüyüş” başlığı ile yayınlanan yazısına FETÖ soruşturmalarında doğduğunu iddia ettiği mağduriyetleri anarak başladı. Star gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, farklı cemaat ve tarikat mensubu kişilerin “ByLock” iddiası ile tutuklu olduğunu ileri süren, tutuklu bir profesörün mektubunu yayınladı. Yazarın söylemine göre Fethullah Gülen’in hakaret ettiği bir “Risale-i Nur talebesi” bile tutuklanmıştı. O satırlar şu şekilde:

 “ S.Ş. 51 yaşında, Oflu bir çay işçisi. İsmailağa’ya mensup, klasik Saadet Partili. Çocuklarını ilkokula bile göndermemiş, MEB ile problem yaşamış, 13 yaşındaki kızı bile çarşaflı, hem fakir, hem mevkisi yok, istese de cemaate almazlar.

A.G. 45 yaşında, Göğüs Doçenti, Risale-i Nur’da 2014, 2015, 2017 diye geçen tercihleri esas alarak 2017’nin Gülen Hareketinin sonu olacağına inanan fanatik bir Nur talebesi. Doçent olma sürecinde cemaatin ciddi kazığını yemiş, tehdit edilmiş, 17-25 Aralık sonrası  Rize RTE Tıp Fakültesi’nde cemaat aleyhine en fazla konuşan kişi.

E.A. 52 yaşında, 1983 yılından bu yana Gümüşhanevi dergahına mensup. 2012’de KTÜ’ye girmeye çalışırken cemaatin kazığını yedi. Cemaati destekleyen kayınpederiyle bile arası açıldı. 2013-2016 arası RTE Tıp Fakültesi dekanlığını yaptı, cemaatle ciddi mücadele etti ve pek çok kez tehdit edildi.

Bu üç isim de şu anda Rize L Tipi Cezaevinde ByLock iddiasıyla tutuklu.

Bu bilgileri bana gönderen kişi de şu anda Rize L Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bir profesör. Mesajının sonuna ‘Beni falanca kişiden sorabilirsiniz’ diye bir not düşmüş. O kişiyi çok iyi tanıyorum, açtım sordum, ‘Ben onu 10 yıldır tanıyorum. O yapı ile ilgisinin olduğuna dair en küçük bir şüphe taşımadım’ dedi.

Ardından yeniden Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşüne değinen Taşgetiren, yürüyüşü ikinci defa şu satırlarla övdü:

“Şu yürüyüş.

Nasıl bakmalı ona?

İktidarın küçümsemesi, medyada kimi köşelerin alaya almaları, yıpratmaya yönelmeleri tabii.

Ama bir toplumsal birikime tekabül etme amacı taşıdığını görmezden gelmemek gerekiyor.

‘Adalet talebi.’ ”

Yazı FETÖ soruşturmalarını her fırsatta küçümseyen muhalif medyada da yer buldu:

 

 FETÖ’ye yakınlığı ve FETÖ’yü öven yayınları ile bilinen yayın organı Yeni Asya gazetesi ise 19 Haziran 2017 tarihinde “Sansürlenen cümle” manşetiyle servis ettiği haberde Ahmet Taşgetiren’in bir yazısının sansürlendiğini iddia etti. Haberde şöyle denildi: “Gazetenin Ankara baskısında yer alırken bazı baskılarında ve internet sitesinde yer almadı. Taşgetiren şöyle demişti: ‘Bence iktidar ‘Adalet yürüşü’nü önemsemeli. Bekir Bozdağ üslubu ile olmaz bu iş.”

Son olarak Taşgetiren’e muhalif basından gelen desteğe Hürriyet’in “baş kıro”su Ertuğrul Özkök’ten gelen destek de eklendi. 21 Haziran 2017 tarihli köşe yazısında Özkök şu satırlara yer verdi:

“Gazetesi taşra baskısında yer alan bir cümleyi sonradan çıkarmış.

O cümle şuymuş:

‘Bence iktidar ‘Adalet Yürüşü’nü önemsemeli. Bekir Bozdağ üslubu ile olmaz bu iş.2

Bu cümlenin altına imzamı atıyorum. “

Kırmızı kitaba girmiş bir terör örgütüne sahip çıkıp örgütün sözcülüğünü üstlenen Star yazarı günden güne FETÖ soruşturmalarını sulandırmaya gayret ediyor ve “Fetullahçı terör” kelimelerini kullanmayı kendine zul addediyor.

FETÖ terör örgütüyle mücadelede, yazılarıyla meşruiyet sorunu çıkartan Taşgetiren’i esefle kınıyoruz.

Özel Haber: Ahmet Taşgetiren; feyizli bir abinin mağduriyet feryadı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Özel Haber: Ahmet Taşgetiren ve Selahaddin E. Çakırgil’i ciddiyete davet ediyoruz https://yekvucut.com/feto-gercekleri/ozel-haber-ahmet-tasgetiren-selahaddin-e-cakirgili-ciddiyete-davet-ediyoruz/ Mon, 12 Jun 2017 14:35:22 +0000 http://yekvucut.com/?p=5692 Dün, Star gazetesinin köşe yazarlarını okuyanların dikkatinden birbirine benzeyen iki köşe yazısı kaçmadı. Bir tanesi Ahmet Taşgetiren’e diğeriyse Selahaddin E....

Özel Haber: Ahmet Taşgetiren ve Selahaddin E. Çakırgil’i ciddiyete davet ediyoruz yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Dün, Star gazetesinin köşe yazarlarını okuyanların dikkatinden birbirine benzeyen iki köşe yazısı kaçmadı. Bir tanesi Ahmet Taşgetiren’e diğeriyse Selahaddin E. Çakırgil’e aitti.

Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı ve Bülent Arınç’ın damadı Ekrem Yeter’in FETÖ davalarından tutukluluk hallerinin son verilmesi üzerine başlayan tartışmalarda değerli görüşlerini belirten köşe yazarları özetle: ‘FETÖ soruşturmalarında binlerce insanın mağdur edildiğini, bu davaların artık tadında bırakılması gerektiğini’ ifade eden yazılar yazdılar.

Ahmet Taşgetiren ve Selahaddin E. Çakırgil’in yazılarının ortak noktalarından biri de yazılarının muhatabının okuyucuları değil, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmasıydı. Ahmet Taşgetiren yazısını, “Adalet olsun. Adalet mülkün temelidir. Geciken adalet olmasın. OHAL Komisyonu ‘işin komisyona havalesi’ gibi bir formüle dönüşmesin.  Mazlumiyet oluşmasın. Mazlumiyetin telafisi çok zor. Yüreklerde açılan yaranın en çok duaları etkileyeceğini unutmamak lazım. Sayın Cumhurbaşkanı’nın şehit duyarlılığı çok güzel, mazlumiyet duyarlılığı da çok hayati bana göre…” yazarak bitirirken, Selahaddin E. Çakırgil yazısını, “Bir yazar arkadaş da, ‘sırf sosyal faaliyetlere katıldıkları için tutuklanan örtülü hanımların sayısının bu derece zirve yaptığı hiçbir dönem yoktu. Bu ‘şeref’(!)  Tayyip Bey’e mi nasip olmalıydı?’ dedi. Bunları dile getirmek bile gönlümüze girân geliyor; ama, bilinsin ki, adâlet adına yapılan haksız uygulamalardan hoşnutsuzluk giderek derinleşiyor, Tayyip Bey… Sen de olmasan, kalp sancımızı söyle, kime açalım? yazarak bitirdi.

Yazılarında yola çıktıkları dayanaklardan bir tanesi de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın FETÖ’yü anlatırken kullandığı: “Tabanı ibadet, ortası ticaret ve tavanı hıyanet.” Sözüydü.

İki köşe yazarı 12 Ekim 2015 tarihinde söylediği bu sözleri 18 Ekim 2016 tarihinde söylediği “Her kim FETÖ’yü kendi halinde insanlar olarak görüyorsa onun sadece izanından değil niyetinden de şüphe ederim. İyi niyetliydim diyordum ki; tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı hıyanet diyordum. Ama tabanındaki ibadet de artık zedelenmeye başladı. Artık onu da söyleyemiyorum. Niye? Bu kadar gerçekler yaşanıyorken o taban hesap soramıyorsa kusura bakmasınlar.” sözlerini duymamış olabilirler. Haberimizi okuyunca hem duyacaklar hem de okuyacaklar.

Ahmet Taşgetiren ve Selehaddin Çakırgil’in  FETÖ’den mağdur olan masumlar var temalı yazılarını okuduğumuz gün; kapatılan Özgür Gündem eski Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin’in sosyal medya hesabından yaptığı, “OHAL sonucu işten atılan, 55 kişi intihar etmiş. Vicdanı olmayanlar anlayamaz bunu.” tweetini ve FETÖ’ye verdiği destekle bilinen Yeni Asya gazetesi karikatüristinin çizdiği “cezaevinde bebekleriyle kalan ‘masum annelerin’ dramını” konulu karikatürü ve Milliyet gazetesinde yer alan KHK ile görevden alınan öğretmenleri anlattığı, “Dönercide çalışan da var, besicilik yapan da” başlıklı haberi okuyorduk.

Ahmet Taşgetiren ve Selahaddin Çakırgil’in yazılarındaki diğer bir ortak noktaysa cezaevlerinde tutuklu bulunan FETÖ’cülerin, ‘FETÖ’nün ibadet katmanını oluşturan sıradan insanlardan olduğunu’ iddia etmeleriydi. Tevafuken aynı gün Star gazetesinde çıkan bir haberde, 161.752 kişiye FETÖ’den adli işlem yapıldığını, 50.402 kişinin tutuklandığını, 47.136 kişinin adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını, 12.753 kişinin kolluk kuvvetleri ve adliyedeki işlemleri sonrasında serbest bırakıldığını okuyorduk. Haber de tutuklananların bir dökümü de yapılmıştı. Tutuklananlar arasında 2.431 adli ve idari yargıda görevli hâkim ve savcı, 104 Yargıtay, 41 Danıştay, 2 Anayasa Mahkemesi, 3 Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyesi, 167’si general olmak üzere 6.982 asker, 8.816 polis, 23 vali, 72 vali yardımcısı, 112 kaymakam bulunuyordu. Kalan 31.550 kişi sivil veya düşük rütbeli memurdu.

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ortaya çıkan faaliyetlerine bakıldığında karşımıza; lise öğretmeniyken “Hava Kuvvetleri yöneticisi”, bir kamu kurumunda temizlik görevlisiyken, “Savcı ve Hâkimlerden sorumlu örgüt yöneticisi”, ev sohbetleri düzenleyen bir ev kadınıyken, “kamu kurumlarında çalışan kocalarının gizli bilgilerini örgüte aktaran kadınların sorumlusu” çıkıyor. Normal bilinen örgüt hiyerarşisine sahip olmayan,  birbirinden habersiz 30 yıl aynı kurumda çalışıp ayrı ayrı FETÖ’ye hizmet eden teröristlerin varlığı da artık sır değil.

Toplumu bilgilendirme konusunda önemli görevler icra eden değerli köşe yazarlarımızdan FETÖ gibi ülkemizin maruz kaldığı en büyük tehlikeyle mücadele konusunda yazarken, Özgür Gündem çizgisi ile aynı kareye girmemelerini, entelektüel birikimlerine yakışan hassasiyeti göstermelerini bekliyoruz.

Özel Haber: Ahmet Taşgetiren ve Selahaddin E. Çakırgil’i ciddiyete davet ediyoruz yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>