ABD’de Cumhuriyetçi ve Demokrat Partili 6 senatör, papazın tutukluluğuna misilleme niteliğinde bir yasa tasarısı sundu.

Tasarıyla, “Türk hükümeti ABD vatandaşlarının haksız yere tutuklamaya son verene dek Türkiye’nin uluslararası mali kuruluşlardan borç almasının kısıtlanması” öneriliyor.

ABD Senatosu’nda daha önce Türkiye’ye F-35’in de içinde bulunduğu savunma sanayi ürünlerinin gönderilmesini engelleme tasarısı sunulmuştu.

Reuters’in haberine göre tasarı, İzmir’deki Protestan cemaatine ait Diriliş Kilisesi’nin ABD’li Pastörü Andrew Craig Brunson’ın tutukluluk halinin devamına karar verilmesinden sonra sunuldu.

Senato Dış İlişkiler Komitesi’nden yapılan yazılı açıklamada “Türkiye Uluslararası Mali Kurumlar Yasası” adı verilen tasarıda, Dünya Bankası ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın ABD’li başkanlarına, insani amaçlar dışında Türkiye’ye gelecekte verilecek kredilere karşı çıkması direktifi veriliyor.

IBRD’den 3,9 milyar dolarlık destek taahhüdü, EBRD’den 1,6 milyar Euro fon

Dünya Bankası’na bağlı olan Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD), 2017’de Türkiye’de 12 projeye destek vermek üzere toplam 3,9 milyar dolar fon ayırmıştı. Destek verilen projeler arasında Suriyeli mültecilere yardım ve Türkiye’de kurumsal altyapının güçlendirilmesi vardı.

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ise 2017’de Türkiye’de 51 projeye toplam 1,6 milyar Euro kredi sağlamıştı. Fon sağlanan projeler, yenilenebilir enerji yatırımları, küçük ve orta ölçekli işletmelerin rekabet gücünün artırılması, altyapı ve sermaye piyasaları alanlarındaydı.

Tasarıda “Türkiye, çifte vatandaşlar da dâhil ABD vatandaşlarını ve Türkiye’deki ABD misyonlarında çalışan yerel personeli keyfi bir şekilde tutuklamaya veya hareket özgürlüklerini ihlal etmeye son verene dek” borç kısıtlamalarının sürmesi gerektiği vurgulanıyor.

ABD Senatosu’ndan papaz Brunson için kredi şantajı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Tanık ve gizli tanıklar, soruşturma ve mahkeme safhasında Brunson’ın şu isimlerle bağlantılı olduğu yönünde ifade verdi:

• FETÖ’nün Ege Bölgesi imamı Bekir Baz ve yardımcısı Murat Safa,
• “FETÖ üyeliği” suçundan yargılanan Uluslararası Af Örgütü Türkiye temsilcisi Taner Kılıç,
• 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yurt dışına firar eden Ömer Karagöz,
• KHK ile kapatılan Karabağlar Genç İşadamları Derneği Genel Sekreteri Oğuzhan Türkkan,
• KHK ile kapatılan Şanlıurfa’daki Ortadoğu Sağlık Merkezinin sahibi ve FETÖ’nün üst düzey yöneticilerinden İbrahim Halil Baysal.

ABD’ye kaçtı

ABD’li papaz Brunson’ın çok sık bir araya geldiği iddia edilen FETÖ’nün sözde Ege Bölgesi’nden sorumlu imamı Bekir Baz, terör örgütünün önemli isimleri arasında yer alıyor.

İzmir dahil 8 ilden sorumlu olduğu belirtilen Baz’ın 17-25 Aralık kumpas sürecinin ardından ABD’ye kaçtığı biliniyor.

Birçok FETÖ soruşturmasında adı geçen örgüt üyesi Baz’ın ABD’den iadesi de talep edildi. Baz’ın eşi Ebru Baz ile ilgili ifade veren bazı tanıklar, bu kişinin FETÖ’nün sözde üst düzey yöneticilerinin eşlerinin katıldığı örgüt toplantılarda yer aldığını anlattı. Brunson’ın ilişkisi olduğu belirtilen Murat Safa da Baz’ın yardımcısı olarak görev yaptı. Birçok FETÖ soruşturmasında ismi geçen Safa’nın Endonezya’ya kaçtığı yönünde bilgiler mevcut. Firari sanık Safa’nın kardeşi Mustafa Safa ile yeğeni İsmail Safa’nın örgütün şifreli haberleşme programı ByLock kullanıcısı oldukları tespit edildi.

Sanık Safa’nın bir yakının İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak, ailesini sıkıntıya soktuğu ve mağdur ettiği gerekçesiyle Murat Safa hakkında şikayette bulunması dikkati çekti.

ByLock kullanıcısı

ABD’li din adamı Brunson’ın çok sık bir araya geldiği iddia edilen bir başka isim ise “FETÖ üyesi olmak” suçlamasıyla yargılanan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi yöneticilerinden avukat Taner Kılıç. İzmir’de FETÖ’ye yönelik operasyonda tutuklanan Kılıç’ın, ByLock kullanıcı olduğu ve firari Emre Uslu, Önder Aytaç gibi şüphelilerle elektronik postayla yazıştığı iddia edildi.

Tutuklu sanık Kılıç ayrıca Büyükada’da yapılan toplantıya ilişkin aralarında yabancı uyrukluların da bulunduğu 11 sanıklı davada, “silahlı terör örgütüne üye olma” ve “silahlı terör örgütüne yardım etme” suçlarından 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle de yargılanıyor.

Kılıç’ın eniştesi olan, kapatılan Zaman gazetesi genel yayın yönetmen yardımcısı firari Mehmet Kamış, FETÖ’nün medya yapılanmasının “darbe çağrışımı” davası”nda sanık olarak yer alıyor.

Cep telefonu sinyalleriyle tespit Brunson ile firari sanık Baz’ın görüştüğüne dair İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin teknik inceleme raporu, delil olarak mahkemeye sunuldu.

Rapora göre, Brunson’ın kullandığı 5 GSM hattı ile Baz’ın kullandığı 2 GSM hattının sinyal kayıtları karşılaştırıldı. İncelemede, ikilinin, 4 Nisan 2011 ila 19 Ağustos 2015 tarihlerinde GSM kullanıcılarıyla irtibat halindeyken Konak, Çankaya ve Alsancak’ta birbirlerine çok yakın yerde 293 kez sinyal verdiği kayıt altına alındı.

Yine firari sanık Baz’ın yardımcısı Murat Safa ile Brunson’ın GSM hattının aynı yerde sinyal verdiği rapor edildi.

ABD’li papaz Brunson’ın FETÖ sanığı avukat Taner Kılıç ile 9 kez iletişim kurduğu da HTS kayıtlarına yansıdı.

Brunson’ın FETÖ zanlısından para aldığı iddiası

Yargılama aşamasında tanık olarak ifade veren A.D. ise Brunson’ın, FETÖ firarisi Oğuzhan Türkkan’dan yardım adı altında bizzat para aldığını iddia etti.

Türkkan’ın örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in atadığı 5 isimden biri olduğunu savunan A.D, bu kişiyle Brunson’ın 2010’un sonlarına doğru görüştüğüne şahitlik ettiğini öne sürdü. Tanık A.D, örgütün etkili isimlerinden Ömer Karagöz ile Brunson’ın Gaziantep’te bir otelde bir araya geldiğini, Şanlıurfa’da da FETÖ’nün önemli finansörlerinden İbrahim Halil Baysal ile iletişime geçtiğini mahkemede anlattı. Şanlıurfa’da yaşayan Baysal’ın kardeşleri Osman ve Ömer Faruk Baysal da kentte yürütülen

FETÖ soruşturmasında isimleri geçiyor. Şimdiye kadar 2 kez hakim karşısına çıkan Brunson ise adı geçen FETÖ zanlılarına yönelik iddiaların hiçbirini kabul etmedi.

ABD’li Papaz FETÖ’nün üst düzey isimleriyle teması hiç bırakmamış yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Terör örgütü PKK ve FETÖ adına suç işlediği iddiasıyla İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yargılanan ABD’li rahip Andrew Craig Brunson’ın davasını takip eden New York Hıristiyan Kilisesi rahibi William Devlin, yayımladığı makalede çarpıcı bir öneride bulundu.

William Devlin, 7 Mayıs Pazartesi günü Evanjelik Hıristiyan haber portalı “The Christian Post”un internet sitesinde “ABD Hükûmeti Pastör Andrew Brunson’a karşılık Fetullah Gülen’i iade etmeli” başlığıyla bir makale yayımladı.

Makalede, ABD hükûmetinin Rahip Brunson’un ivedilikle serbest bırakılması karşılığında Gülen’i Türkiye’ye iade etmesi gerektiği kaydedildi.

ABD hükûmetlerinin geçmişte buna benzer suçlu iadeleri gerçekleştirdiğini hatırlatan Devlin, Türkiye’nin iadesini talep ettiği bir teröristi ABD’de tutmanın bir anlamının olmadığını, Amerikan basınının ve ABD Kongre üyelerinin dikkatini bu noktaya çekmek istediğini aktardı. Ayrıca makalede FETÖ’nün ABD’de 26 farklı eyalette 140 charter okul işletmesinin ilginç olduğuna dikkat çekildi.

ABD’li rahipten mantıklı öneri: FETÖ elebaşını Türkiye’ye verelim, Andrew Brunson’u alalım yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Türkiye’yi tehdit eden açıklamaların sahibi Senatör Lankfort, ABD’deki FETÖ yapılanmasına yakınlığıyla dikkat çekiyor. FETÖ’nün Türkiye’yi şikâyet ettiği mektupları ABD Dışişleri Bakanlığına götüren isimler arasında yer alıyor.

FETÖ firarisi basketbolcu Enes Kanter’in Romanya’da gözaltına alınması üzerine Lankfort sosyal medyada Kanter için dua ettiğini paylaşmıştı.

FETÖ destekçisi senatörün ayrıca Kanter’i Romanya’dan kurtarıp ABD’ye getiren kişi olduğu da ileri sürülüyor. Lankfort’ın temas hâlinde olduğu isimler arasında ABD’deki FETÖ yapılanmasının siyasi ayağını yürüten Bilal Ekşili de yer alıyor.

Senatör Lankford’ın FETÖ destekçiliğinin karşılıksız olmadığı öğrenildi. Örgütün “himmet” adı altında topladığı paraları peşkeş çektiği isimlerden biri de Lankford çıktı. FETÖ destekçisi senatörün 2014 yılında Oklahoma’da FETÖ’ye bağlı iki okulun yöneticilerinden bağış topladığı belirlendi.

ABD’li papazın duruşma gününde “ABD Kongresi’nin gereken önlemleri alması” yönünde paylaşım yapan senatörün FETÖ ile bağlantıları deşifre oldu.

FETÖ beslemesi senatörden Türkiye’ye tehdit yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD Başkanı Trump dâhil birçok ABD’li yetkilinin Türk muhatapları ile toplantılarında iadesini istediği FETÖ ve PKK adına suç işlediği ve casusluk yaptığı iddiasıyla 35 yıla kadar hapis cezası istenilen ABD’li papaz Andrew Craig Brunson’un ifadesinde gizlediklerini emniyet birimleri ortaya çıkardı.

Brunson’un görüşmediğini öne sürdüğü FETÖ’nün sözde Ege Bölge imamı firari sanık Bekir Baz ile birbirlerine çok yakın yerde 293 kez GSM sinyali tespit edildi.

İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya tarafından hazırlanan iddianamede, hakkında “terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği” iddiasıyla 15, “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek” suçlamasıyla 20 yıla kadar olmak üzere 35 yıla kadar hapis cezası talep edilen Brunson’un, FETÖ’nün sözde yöneticileriyle ilişkisini kanıtlayan detaylar ortaya çıktı.

Tanımadığını iddia etmişti

İddianameye yansıyan ifadesinde, “Gözaltına alınana kadar FETÖ/PDY diye bir şey duymadım. Bu kavramı gazete ve haberlerden okudum. Türkiye’de FETÖ/PDY üyesi herhangi bir kişiyle diyaloğa geçmedim. Bekir Baz diye birini hatırlamıyorum.” diyen Brunson’un bu beyanını, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin titiz çalışması çürüttü.

Teknik incelemede, FETÖ’nün Ege Bölgesi’ndeki şehirlerinden sorumlu sözde imamı Baz ile Brunson’un 293 kez aynı yerde bulundukları tespit edildi.

Mahkemeye sunulan HTS raporuna göre, Brunson’un kullandığı 5 GSM hattı ile Baz’ın kullandığı 2 GSM hattının sinyal kayıtlarını karşılaştıran ekipler, 4 Nisan 2011 ila 19 Ağustos 2015 tarihlerinde GSM kullanıcılarıyla irtibat halindeyken Konak, Çankaya ve Alsancak’ta birbirlerine çok yakın yerde 293 kez sinyal saptadı.

Raporda yine firari sanık Baz’ın yardımcısı Mustafa Safa ile ABD’li papaz Brunson’un GSM hattının aynı yerde sinyal verdiğine işaret edildi.

Ayrıca, ABD’li papaz Brunson’un “FETÖ silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla yargılanan avukat Taner Kılıç ile 9 kez iletişim kurduğu da HTS kayıtlarına yansıdı.

ABD’li papaz Brunson’un, “Tanımıyorum” dediği firari sanık “Ramazan” kod adlı Baz’ın, örgüt elebaşı Fetullah Gülen ile doğrudan görüşen ender kişilerden biri olduğu, istihbarat raporları ve bazı tanık ifadelerinde geçiyor.

17-25 Aralık kumpas sürecinin ardından FETÖ’ye yönelik birçok soruşturmada ismi yer alan ve yasa dışı yollardan yurt dışına kaçan sanık Baz hakkında yakalama kararı bulunuyor.

ABD’li papaz Brunson, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 16 Nisan Pazartesi hakim karşısına çıkacak.

Papaz Brunson ifadesini FETÖ’cü Baz ile çakışan ‘GSM sinyali’ yalanlıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya tarafından hazırlanan ve İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Brunson hakkında “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği” gerekçesiyle 15 yıla, “devletin gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askerî casusluk amacıyla temin etmek” suçlamasıyla 20 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

FETÖ’nün organizasyon yapısı, çalışma tarzı, hedef ve insan kaynakları bakımından misyonerlik görüntüsü altında faaliyet yürüten illegal bazı oluşumlar ile birebir benzediğine vurgu yapılan iddianamede, sanık Brunson’un misyonerlik çalışması ya da bazı Kürt vatandaşların Hristiyanlaştırılmasında tıkandığı noktalarda FETÖ’den destek almasına işaret ediliyor.

FETÖ’nün Ege bölgesi imamı ile temas

İddianamede, Türkiye’de kurulması hedeflenen sözde Kürt devleti hedefine ulaşmak için FETÖ ve PKK ile eş güdümlü çalıştığı iddia edilen Brunson ve ekibinin gerçekleştirdiği faliyetleri hakkında bilgi veren “Dua” kod adlı gizli tanığın beyanları ile Brunson’un firari sanık FETÖ’nün eski “Ege bölge imamı” Bekir Baz ile yaptığı görüşmeye yer veriliyor.

Gizlik tanık ifadesinde FETÖ’nün üst düzey yöneticilerinden olan Baz’ın örgüt içerisindeki kod adının “Ramazan” olduğunu belirterek “Bu nedenle daha sonradan FETÖ üyesi olduğunu öğrendiğim, fotoğraflarını görürsem teşhis edebileceğim ‘Ramazan’ isimli bir avukat, bunlarla (Brunson ve arkadaşlarıyla) toplantı yaptı ve onlara bu yasağı aşmanın yolunun dernekleşmek olduğunu söyledi. Bunlar da çözümün FETÖ’nün elemanları tarafından sağlanacağını düşünerek kendi aralarında ‘Bizim işimizi bunlar çözer.’ şeklinde konuşuyorlardı.” ifadesini kullandı.

İddianamede, Baz ile Brunson’un görüşmesine ilişkin şu değerlendirme yapıldı:

“Bu görüşmenin akabinde misyonerlik görüntüsü altında ülkemizi birkaç parçaya bölmek ve kalacak küçük bir kısmı FETÖ’nün yönetimine vermek için faaliyetlerini yürüten bazı kiliselerin yönetici ve rahiplerinin ülkemizde gerek kilise alarak gerekse dernekleşerek kökleşmeye çalıştıkları anlaşılmaktadır.”

FETÖ firarisi eski emniyet müdürü Recep Güven’in yardımı

Gizli tanık “Dua”, üyelerinin tamamının emekli ya da aktif görevde olan askerlerden oluşan “İsa Mesihin Son Zamanları Kilisesi” (LDS) mensuplarının “yardım” adı altında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde faaliyet gösterdiğini, Hakkari, Mardin ve Diyarbakır gibi şehirlerde harcama limitlerini aştıklarını belirterek şu bilgileri verdi:

“LDS mensupları, Hakkari, Yüksekova, Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa daha sonra Siirt, Bingöl, Kars, Muş illerinde faaliyet gösterdiler ve buradaki faaliyetlerde kendilerine verilen harcama limitlerini aştılar, ciddi paralar harcadılar. Siirt iline giremedikleri 2010’da, o tarihte Siirt İl Emniyet Müdürü olan Recep Güven (Meslekten ihraç edilen FETÖ sanığı eski emniyet müdürü) bunları vali ile tanıştırarak Siirt’te faaliyet göstermelerini sağladı hatta Siirt’te yaptıkları bazı törenlere vali ve emniyet müdürü de katıldı. O törenlerde yapmış oldukları konuşmalarda, ‘Sizin Peygamberiniz de ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir.’ demiştir. Bu da dinlerin birbirine ne kadar yakın olduğunu gösterir. Birlikte daha güzel bir dünya yaratabiliriz.’ şeklindedir. Bu cümle kalıptır. Her tören ve toplantıda devlet erkanı önünde de söylenir ve bu illerdeki çalışmalar, bildiğim kadarıyla 2012’ye kadar sürdü.”

Gizli tanığın, “Doğu illerine Hristiyanlığı yaymak için, bu şahsın samimiyetiyle hakkında FETÖ’den işlem yürütülen Recep Güven’in yardımlarıyla doğu illerinde Hristiyanlığın örgütlenmesi için çalıştıklarını biliyorum. Zaman zaman da basına Recep Güven’le ilgili haberler bu doğrultuda çıkmıştır.” beyanının da bulunduğu iddianamede buna ilişkin şu değerlendirmeye yer verildi:

“Örgüt üyelerinin kendi aralarında örgüt içerisinde abi ve abla olarak isimlendirilen şahısların gözetmenliğinde görüşmeleri ve evlenmeleri, Hristiyan olmaya teşvik edilmeleri, İslam dininden uzaklaştırmayı amaçlayan dinlerarası diyaloğu savunmaları, örgütün amaçlarına ulaşmak için her yolun mubah sayılması gibi benzerlikler FETÖ’nün illegal yapılar ile ortak özellikler taşıdığını göstermektedir. Ülke genelindeki cumhuriyet başsavcılıklarınca yürütülen soruşturma dosyalarının bu hususu teyit ettiği görülmektedir. FETÖ’nü ‘dinler arası diyalog’ adı altında, karşılaştığı her türlü problemi illegal oluşumlar vasıtasıyla, illegal bu oluşumların da Türkiye Cumhuriyeti içerisinde yaşamış olduğu problemleri FETÖ vasıtasıyla çözdükleri, kuruluş, amaç, işleyiş ve hiyerarşik yapılarını aynı güçlere bağlı olarak oluşturdukları ve yürüttükleri görülmektedir.”

ABD papaz, FETÖ ortaklığıyla misyonerlik faaliyetleri yürütmüş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının ABD’li papaz Andrew Craig Brunson hakkında hazırladığı ve İzmir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede çarpıcı bilgiler yer aldı.

“Türkleri sallayacak olaylar bekliyorduk”

Brunson’un 15 Temmuz günü cep telefonundan gönderdiği mesajda, “Türkleri sallayacak bazı olayları bekliyorduk. İsa’ya dönmek için gerekli koşullar oluştu. Sanırım olaylar daha da kötüye gidecek. Sonunda biz kazanacağız.” yazdığı tespit edildi.

Darbe girişimine “deprem” kodlaması

İddianamedeki tanık ifadeleri ve delillerin doğrultusunda papaz Brunson ile CIA ve FETÖ mensuplarının yaptıkları toplantılar da deşifre edildi. Bu toplantılarda 15 Temmuz planlanırken darbe girişimine “deprem/zelzele” kod adı verildiği kaydedildi.

Savcılığın yaptığı değerlendirme iddianamede şöyle yer aldı:

“Casusluk ve örgütsel faaliyetler yürüttüğü beyan edilen şahıslardan biri olan şüpheli Brunson’ın ‘deprem’ olarak belirtilen ve akabinde kaos olacağı söylenen olayın darbeye kalkışma planları olduğu, bu olayların önceden şüpheli ve arkadaşları tarafından bilindiği değerlendirilmektedir.”

FETÖ firarilerini saklamış

Hristiyanlığı tercih eden tanık L.K. ifadesinde papaz Brunson’ın 15 Temmuz’dan sonra FETÖ firarilerini sakladığını söyledi. L.K, Koreli bir iş adamının finanse ettiği evde özel toplantıların yapıldığını belirterek darbe girişiminin ardından hakkında yakalama kararı bulunan FETÖ’cülerin Brunson’un ekibince bu evde bir dönem saklandığını vurguladı.

Darbe girişimi Papaz Brunson’u çok mutlu etmiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İddianamede ifadesine yer verilen gizli tanık “Dua”, ABD’de bütün kiliselerin bağlı olduğu ve yurt dışına gidecek elemanların kontrolünün sağlandığı CAMA‘ya değindi.

Yurt dışına gidecek Mormon veya Evangelist kilisesindeki kişilerin CAMA’nın izni olmadan ABD dışındaki başka bir ülkede görev yapmasına izin verilmediğini belirten gizli tanık, CAMA üyelerinin CIA, FBI, NSA gibi kurumlarda Mormon veya diğer kiliseler adı altında görev yapmalarına rağmen bağlı oldukları kiliseyi geçici paravan olarak kullandıklarını anlattı.

İddianamedeki Emre Uslu ayrıntısı

Esas amacın CAMA organizasyonu altında faaliyet yürütmek olduğuna işaret eden gizli tanık “Dua”, ABD kamuoyunda CIA, FBI, NSA içindeki bu yapılanmaya sosyal medyada zaman zaman kullanılan “Mormon Çetesi” denildiğini bildirdi. Gizli tanık, “ABD’deki Utah eyaleti Mormonların Mekke’si gibidir. FETÖ yöneticilerinden Emre Uslu da bütün eğitimini Utah’ta almıştır. CAMA üyesi kiliselerin içerisinde en etkili ve yönlendirici konumunda olan Mormon Kilisesi’dir. Bu kilisenin yapılanması ülkemizde faaliyet gösteren FETÖ ile birebir aynıdır.” şeklinde beyan verdi.

İddianamede, Brunson’un fikir birliği yaptığı arkadaşlarından birinin 2011’de tartıştığı Türk vatandaşına, “Polis şefi Emre Uslu ve arkadaşları Türkiye Cumhuriyeti’nin sahibidir, onların sahibi de Amerikalılardır.” ifadesini kullandığına da değinilerek Uslu’nun ABD bağlantısı açık şekilde ortaya konuldu.

Andrew Brunson FETÖ bağlantısını 7 yıl önce ağzından kaçırmış yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, yaklaşık 1,5 yıldır yürüttüğü soruşturma kapsamında hazırladığı iddianameyi İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.

Brunson’un din adamı görüntüsü altında terör örgütleri PKK ve FETÖ adına suç işlediği ve bu örgütlerin genel stratejileri kapsamında eylem birlikteliği içinde olduğu, bu örgütlerin amaçlarını bilerek ve isteyerek iş birliği yaptığı vurgulandı.

Brunson’un özellikle din adamı görüntüsü altındaki faaliyetlerinin din adamlığı ile bağdaşmadığı dile getirilen iddianamede, yurt dışı ve yurt içinden kendisine gidip gelen kişilerin emekli asker, özel harp subayı olduğu kanaatini uyandıran kişiler ile PKK ya da FETÖ’nün üst düzey yöneticileri olduğu suçlamasının şüpheliye yöneltildiği, bunun 2 gizli tanık, 5 açık tanık beyanı, kendisinin ve tanıkların ibraz ettiği ve çözümü yapılan dijital veri, belge, telefon görüşme ve baz istasyonu kayıtları gibi delillerden anlaşıldığı iddiasının bulunduğu aktarıldı.

FETÖ imamlarıyla çok sayıda görüşme

İddianamede, FETÖ’nün üst düzey mensupları ile kod isimlerini bilerek görüştüğü, bu kapsamda örgütün sözde Ege Bölgesi imamı ve firari Bekir Baz ve onun yardımcısı Murat Safa ile hakkında “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçlamasından dava açılan tutuklu sanık Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Başkanı Taner Kılıç ile görüşmeler yaparak strateji belirlediği iddia edildi.

Örgüt toplantısına katılım

Brunson’la ilgili ele geçirilen çok sayıda dijital materyallerde FETÖ’nün hücre evlerinde sohbet yemeği olarak da bilinen “maklube” yemeğine katıldığına ilişkin ve bölücü terör örgütünü simgeleyen bez parçalarının olduğu fotoğrafların elde edildiği belirtilen iddianamede, bu kişinin PKK’nın yoğun faaliyetler yürüttüğü Suriye’nin Kobani kenti ve bu kente sınır olan Şanlıurfa’nın Suruç ilçesine PKK’nın genel stratejisi kapsamında sık sık gittiği ifade edildi.

“Her şey kötüye gidiyor ama kazanan biz olacağız”

İddianamede, Brunson’un FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminden 5 gün sonra bir arkadaşına gönderdiği e-postada kullanılan “Türk halkı her zamanki gibi askerin yanında yer almadı. Her şey kötüye gidiyor ama sonunda kazanan biz olacağız.” ifadesine de yer verildi.

“Onlar hocanın duasıyla uçan pilotlar”

Brunson’un Türk savaş uçağı pilotlarının başarısından bahseden bir Türk vatandaşına ise “Sizin pilotunuz yok ki. Onlar bizim oradaki hocanın (Örgüt elebaşı Fetullah Gülen kastedilerek) duasıyla uçan pilotlar. Onlar (FETÖ ile ilişkisi olan askerler kastedilerek) hocaya, hoca da bize bağlı.” şeklindeki diyalogları da iddianamede yer aldı.

Andrew Craig Brunson, 9 Aralık 2016 tarihinde FETÖ silahlı terör örgütüne üye olma suçundan İzmir 5. Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanmıştı.

ABD’nin iadesini istediği papaz Andrew Craig Brunson’un iddianamesi hazırlandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.