Aşırı Sağ arşivleri | Yekvucut Akıl ve vicdan sahiplerine Fri, 25 Sep 2020 07:13:48 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://yekvucut.com/wp-content/uploads/2022/11/favicon_yek.png Aşırı Sağ arşivleri | Yekvucut 32 32 Almanya’da aşırı sağ şüphelisi polislerin sayısı artıyor https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/almanyada-asiri-sag-suphelisi-polislerin-sayisi-artiyor/ Fri, 25 Sep 2020 07:13:48 +0000 http://yekvucut.com/?p=34394 Almanya’nın en kalabalık eyaleti olan Kuzey Ren Vestfalya’da (KRV) 2017 yılından bu yana emniyet teşkilatında görevli 104 personel hakkında aşırı...

Almanya’da aşırı sağ şüphelisi polislerin sayısı artıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Almanya’nın en kalabalık eyaleti olan Kuzey Ren Vestfalya’da (KRV) 2017 yılından bu yana emniyet teşkilatında görevli 104 personel hakkında aşırı sağ şüphesiyle soruşturma başlatıldığı bildirildi.
KRV eyaleti İçişleri Bakanlığının yayımladığı rapora göre, 4’ü bakanlık bünyesinde, 31’i ise Essen emniyet teşkilatında olmak üzere aşırı sağcı olduğundan şüphelenilen 104 emniyet mensubu tespit edildi.

Aşırı sağcılık şüphesiyle başlatılan soruşturma kapsamında 71 polis hakkında yürütülen soruşturma henüz sonuçlanmazken, karara bağlanan 29 dava sonucunda 8 polise disiplin cezası verilmekle yetinildi. Diğer davalarda ise isnat edilen suçlar ispatlanamadı ya da davalar zaman aşımına uğradı.

Geçen hafta WhatsApp’taki sohbet gruplarında ırkçı paylaşımlarda bulunan 29 polisin açığa alındığı açıklanmış, daha sonra bir memurun daha bu suça ortak olduğu tespit edilmişti.

KRV İçişleri Bakanı Herbert Reul, konuyla ilgili düzenlediği basın toplantısında, söz konusu polislerin açığa alındığını açıklamıştı.

Reul ayrıca bu polislerin anayasaya aykırı söylemlerde bulunduğunu, aralarında Hitler ve Yahudiler için kurulan gaz odalarının resimleri ile gamalı haç sembollerinin de yer aldığı 100’den fazla sembol kullandıklarının tespit edildiğini belirtmişti.

Almanya çapında, 770 emniyet mensubunun sohbet forumuna üye olup paylaşımlarda bulundukları ve bunlardan 9’unun aşırı sağ içerikli paylaşımlar yaptığı belirlendi. Söz konusu forumun daha sonra kapatıldığı öğrenildi.

Almanya’da aşırı sağ şüphelisi polislerin sayısı artıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Almanya’da belediye başkanı, aşırı sağcıların saldırıları yüzünden istifa etti https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/almanyada-belediye-baskani-asiri-sagcilarin-saldirilari-yuzunden-istifa-etti/ Wed, 08 Jan 2020 12:09:53 +0000 http://yekvucut.com/?p=26904 Almanya’da Aşağı Saksonya eyaletindeki Estorf Belediye Başkanı Arnd Focke, aşırı sağcıların saldırıları nedeniyle görevinden istifa etti. Sosyal Demokrat Partili (SPD) Focke,...

Almanya’da belediye başkanı, aşırı sağcıların saldırıları yüzünden istifa etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Almanya’da Aşağı Saksonya eyaletindeki Estorf Belediye Başkanı Arnd Focke, aşırı sağcıların saldırıları nedeniyle görevinden istifa etti. Sosyal Demokrat Partili (SPD) Focke, Alman Haber Ajansı’na (DPA) yaptığı açıklamada, aracına gamalı haç çizildiğini ve posta kutusuna da nefret içerikli yazıların yer aldığı belgeler konulduğunu söyledi.

Ailesini korumak ve belediye başkanlığı makamına zarar verilmemesi için görevinden ayrıldığını dile getiren Focke, “Bu karardan acı duysam da gerekeni yaptım” diye konuştu. Focke, mülteciler konusundaki çabaları nedeniyle için geçmişte de aşırı sağcıların hedefi olduğunu hatırlatarak, “Zaman zaman evim telefonla aranıyordu.

O dönemde bunlara hazırlıklıydım. Ancak bu yeni olayların farklı bir boyutu var” ifadelerini kullandı. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da Twitter’den yaptığı paylaşımda, “Toplumumuz için gönüllü şekilde çaba sarf eden yerel politikacılar istifaya zorlanırsa bu demokrasimiz için utanç verici bir durum haline dönüşür. Hukuk devleti, siyaset ve sivil toplum buna seyirci kalamaz” değerlendirmesinde bulundu.

Almanya’da belediye başkanı, aşırı sağcıların saldırıları yüzünden istifa etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Almanya’da aşırı sağın başkentinde “Nazi olağanüstü hâli” ilan edildi https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/almanyada-asiri-sagin-baskentinde-nazi-olaganustu-hali-ilan-edildi/ Wed, 06 Nov 2019 20:31:09 +0000 http://yekvucut.com/?p=25488 Almanya’nın doğusundaki Dresden şehri, aşırı sağ gruplarla ilgili sorunun ciddi boyutlara ulaştığı gerekçesiyle “Nazi olağanüstü hâli” ilan ettiğini duyurdu. Saksonya...

Almanya’da aşırı sağın başkentinde “Nazi olağanüstü hâli” ilan edildi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Almanya’nın doğusundaki Dresden şehri, aşırı sağ gruplarla ilgili sorunun ciddi boyutlara ulaştığı gerekçesiyle “Nazi olağanüstü hâli” ilan ettiğini duyurdu.

Saksonya eyaletinin başkenti olan Dresden, uzun süredir aşırı sağ görüşlü grupların kalesi olarak görülüyor.

İslam karşıtı Pegida hareketi de Dresden’de doğmuştu. Kent meclisi, 2025’te Avrupa Kültür Başkenti olmak için yarışan kentteki “aşırı sağ” sorununu çözmek için yeni bir formül buldu.

Bu çözümü uygulamak için de olağanüstü hal ilan ettiğini duyurdu. Ancak bu karara karşı çıkanlar, kent meclisi üyelerinin “fazla ileri gittiğini” söylüyor.

Almanca “Nazinotstand” olarak kullanılan kelimeyi, kent meclisi üyesi Max Aschenbach, “Bu, ciddi bir sorunumuz olduğunu anlamına geliyor. Açık demokratik toplum tehdit altında” diyerek açıklıyor.

Sol görüşlü siyasi parti Die Partei üyesi olan Aschenbach, ilanın yapılması için aktif rol oynadı. BBC’ye konuşan Aschenbach, politikacıların aşırı sağ eylemlere karşı net bir pozisyon almadıklarını, bu sebeple bu adımı atmayı uygun gördüklerini söylüyor:

“Yaptığımız acil durum çağrısı, bu durumu değiştirmek için atılan bir adım. Aynı zamanda Dresden kent meclisinde nasıl insanlarla bir arada oturuyorum, bunu görmek istedim.”

Çözüm paketinde “sağ görüşlü radikallerin davranışları ve eylemleri, artan bir ivmede meydana geliyor” ifadeleri yer aldı ve şehir sakinlerine aşırı sağcıların şiddet içeren eylemlerinde mağdur olanlara yardım etmesi, azınlıkları koruması ve demokrasiyi güçlendirmesi çağrısı yaptı.

Aschenbach, önergenin kabul edilmesinin kent meclisinin “Nazilere karşı çıkan ve azınlıkları koruyan özgür, liberal ve demokratik topumun güçlendirilmesi fikrine bağlılığını gösterdiğini” söyledi. Aschenbach’un önergesi Çarşamba akşamı kent meclisinin gündemine geldi, 39’a karşı 29 oyla kabul edildi.

Almanya’nın iktidardaki partisi Hristiyan Demokrat (CDU) üyeleri önergeyi reddetti. CDU’nun Dresden kent meclisi grubu başkanı Jan Donhauser, BBC’ye, “Bizim görüşümüze göre bu aslında provokasyon amacıyla yapılıyor” dedi: “Olağanüstü hal, kamu düzenine ciddi bir tehdit olduğu ya da tamamen yerle bir olduğu anlamına gelir. Şu an bu aşamaya gelinmiş değil.”

Donhauser’e göre Dresden halkının büyük çoğunluğu ne aşırı sağ görüşlü ne de demokrasi karşıtı. Önergeye itiraz eden CDU, “varolan kurumların güçlendirilmesinin siyasi amaçlı şiddetle mücadele için en iyi çözüm olduğu” görüşünde.

Aschenbach de önerge kabul edilmiş olsa bile şehirde hemen somut bir adım atılmasına gerek olmadığını; ancak bu kararın gelecekte alınacak kararları etkileyeceğini ve halihazırda uygulanan yöntemlere öncelik verilmesi gerektiğini söyledi.

Aşırı sağ üzerine çalışan Alman siyaset profesörü Kai Arzheimer, bu kararın sembolik önemi olduğunu söylüyor: “Şu an sembolik olmakla birlikte gelecekte bu karar, aşırı görüşlerle mücadele projelerine daha fazla fon ayrılması anlamına gelebilir. Daha önce başka bir alman şehrinin ‘olağanüstü Nazi hâli’ ilan ettiğini düşünmüyorum. Ancak aşırı sağa karşı alınan başka birçok karar var.”

Kaynak:
© Batı Raporu

Almanya’da aşırı sağın başkentinde “Nazi olağanüstü hâli” ilan edildi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Alman polisi aşırı sağcı gruplara bilgi aktarıyor https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/alman-polisi-asiri-sagci-gruplara-bilgi-aktariyor/ Thu, 30 Aug 2018 14:41:17 +0000 http://yekvucut.com/?p=19623 Bir tutuklama emrinin aşırı sağcı gruplara sızması, Alman polisinin yabancı düşmanı göstericilerle bağı olduğuna ilişkin şüpheleri artırdı. Almanya’da geçtiğimiz günlerde...

Alman polisi aşırı sağcı gruplara bilgi aktarıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Bir tutuklama emrinin aşırı sağcı gruplara sızması, Alman polisinin yabancı düşmanı göstericilerle bağı olduğuna ilişkin şüpheleri artırdı.

Almanya’da geçtiğimiz günlerde 35 yaşındaki bir Alman’ın öldürülmesi şiddetli yabancı karşıtı protestoların yapılmasına sebep olmuştu.

Söz konusu cinayetin şüphelisinin ad ve soyadının yer aldığı tutuklama emri göçmen ve İslam karşıtı Pegida hareketinin kurucularından Lutz Bachmann tarafından sosyal medyada paylaşıldı. Şüpheli 22 yaşında bir Iraklı.

Polis birimi sözcüsü, Alman medyasına yaptığı açıklamada sızan belgeyi doğruladı. Tutuklama kararının fotoğrafı hızlı bir şekilde internette dolaşıma girdi.

Saksonya Eyaleti Başbakan Yardımcısı Martin Dulig sızıntıyı “skandal” olarak tanımladı: “Tutuklama emrinin polis tarafından aşırı çevrelere sızdırıldığı duymak başa çıkılması gereken büyük bir sorunumuzun olduğu anlamına geliyor. Bu, fevkalade kötü bir vaka!” Sızıntı, Saksonya polis gücü ve göçmen karşıtı parti Almanya için Alternatif (AfD) ile Pegida arasında var olduğuna inanılan bağa ilişkin endişeleri artırdı.

Alman polisi aşırı sağcı gruplara bilgi aktarıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Aşırı sağcı İtalyan belediye başkanı mültecilere elektronik bileklik istedi https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/asiri-sagci-italyan-belediye-baskani-multecilere-elektronik-bileklik-istedi/ Thu, 28 Sep 2017 12:48:51 +0000 http://yekvucut.com/?p=9926 İtalya’da Rovigo Belediye Başkanı Massimo Bergamin, güvenlik amacıyla sığınmacılara elektronik bileklik takılmasını önerdi. Rainews24’ün haberine göre, göçmen ve İslam karşıtlığıyla...

Aşırı sağcı İtalyan belediye başkanı mültecilere elektronik bileklik istedi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
İtalya’da Rovigo Belediye Başkanı Massimo Bergamin, güvenlik amacıyla sığınmacılara elektronik bileklik takılmasını önerdi. Rainews24’ün haberine göre, göçmen ve İslam karşıtlığıyla bilinen aşırı sağcı Kuzey Birliği Partisinden (Lega Nord-LN) kuzeydeki Rovigo Belediye Başkanı Bergamin, son dönemde bazı kentlerde iltica talebinde bulunan sığınmacıların adının karıştığı tecavüz vakalarını örnek göstererek, “Bunlar, bir kez daha İtalyan siyaset ve bürokrasisinin göçmen ve ilticacılara yönelik durumu idare etmede nasıl organize olamadığını ortaya koyuyor.” dedi.

Bergamin, son yıllarda İtalyan halkı yerine göçmenlere 5 milyar avroluk kaynak ayrıldığını ileri sürerek, “Benim önerim, kim bizim bölgemizde yaşıyorsa gündüzden akşama yüksek teknoloji ürünü elektronik aygıtlarla kontrol edilsin. Bu, güvenlik güçlerine kamu güvenliğine ilişkin bir şey olduğunda gerçek zamanlı müdahalede bulunarak sorunu çözme, cezalandırma ya da geldiği ülkeye geri gönderme imkanı verir.” ifadesini kullandı. Bergamin, sığınmacıların istisnasız ülkenin kurallarına saygı duyması gerektiğini belirtti.

Güneyde Akdeniz’i geçerek İtalya’ya gelen göçmenlerin ulaştığı ilk noktalardan olan Augusta kentinin Belediye Başkanı Cettine Di Pietro ise Adnkronos ajansına yaptığı açıklamada, Bergamin’in önerisini “provokasyon” olarak değerlendirdi. Di Pietro söz konusu önerinin evrensel insan haklarına aykırı bir uygulama olacağını kaydetti. Öte yandan IPSOS araştırma şirketinin çalışmasına göre, her 10 İtalyandan 7’sinin ülkede çok fazla göçmen olduğunu düşündüğünü ve araştırmaya katılanların yüzde 43’ünün ülkede iş bulamamanın başlıca sebebi olarak göçmenleri gördüğü belirtildi.

Aşırı sağcı İtalyan belediye başkanı mültecilere elektronik bileklik istedi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Avrupa’nın gizli iktidarları https://yekvucut.com/video/avrupanin-gizli-iktidarlari/ Fri, 24 Mar 2017 14:07:59 +0000 http://bogazicikuresel.com/?p=1666 “Avrupa rüyasının” sonu mu geliyor? Irkçı partiler, müslüman ve mülteci karşıtı söylemleriyle ciddi oy oranlarına ulaştı. İktidarlar politikalarını aşırı sağ...

Avrupa’nın gizli iktidarları yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
“Avrupa rüyasının” sonu mu geliyor? Irkçı partiler, müslüman ve mülteci karşıtı söylemleriyle ciddi oy oranlarına ulaştı. İktidarlar politikalarını aşırı sağ partilere göre belirlemeye başladı.

Avrupa’nın gizli iktidarları yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Avrupa’da evrensel değerlere iman kaybı ve aşırı sağ https://yekvucut.com/gundem/avrupada-iman-kaybi-olarak-asirilik/ Wed, 22 Mar 2017 06:32:06 +0000 http://bogazicikuresel.com/?p=1490 Avrupa evrensellik iddiası taşıyan kendi değerlerini tedavülden kaldırmaya başlamıştır. Özellikle Avrupa aşırı sağı Avrupa’ya özgü değerlerin dünyanın geri kalmış toplumları...

Avrupa’da evrensel değerlere iman kaybı ve aşırı sağ yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Avrupa evrensellik iddiası taşıyan kendi değerlerini tedavülden kaldırmaya başlamıştır. Özellikle Avrupa aşırı sağı Avrupa’ya özgü değerlerin dünyanın geri kalmış toplumları tarafından hiç bir zaman içselleştirilmeyeceğini düşünmektedir. Bu düşünce biçimi, çoğu zaman, sağ politikacıların bütününe yayılmaktadır. Merkez sağ politikacılar, aşırı sağa set çekmek uğruna, onların söylemlerini sahiplenmektedir. Bu sahiplenme eğilimi, farkına varılmadan aşırı sağ politikaları meşrulaştırmaktadır. Aslında 1980’li yıllarda askeri darbe yapıldığında tutuklanan milliyetçilerin “düşüncemiz iktidarda ama biz hapisteyiz” demeleri gibi Avrupa’da da aşırı sağ düşünceler iktidarda ama aşırı sağ partiler aşağılanmaktadır.

Aşırı sağın büyümesi açısından Avrupa farklı gelişme aralığına sahip olduğundan takibi de kolaylaşmaktadır. Bu konuda en önde giden, dünyanın ikinci genel savaşında mağduriyetinden dolayı tekdir edilmemiş olan Avusturya’dır. En geride kalan ise aynı savaşın suçluluk yükünü omuzlamak zorunda kalan ve yeni nesilleri demokratik terbiyeden geçiren Almanya’dır. Özellikle Fransa ve Hollanda’da aşırı sağ olarak ortaya çıkan evrensel değerlere iman kaybı, İtalya’da ayrılıkçı bir siyasal hareket, İspanya ve Yunanistan’da sol popülizm ve Doğu Avrupa ülkelerinde ise yok olma korkusu olarak tezahür etmektedir.

En gelişmemiş haliyle aşırı sağ ‘Alternatif für Deutscland (AfD)’ partisinde olduğu gibi, merkez sağ politikaları etik zeminini aşındırmaya çalışmaktadır. Bu nedenle aşırı sağ, neoliberal politikalara karşı bir nevi ‘refah devleti şovenizmini’ savunmaktadır. Avrupa’da özellikle 2008 finansal krizi sonrası artan işsizlik, emeklilik ve göreli fakirliğe karşı refah devleti savunusu toplumsal karşılığını bulmaktadır. Fakat bu eğilim, aşırı sağ partilere desteğin alt toplumsal sınıflardan geldiğini göstermemektedir. Yapılan sorgulamaların gösterdiği sonuçlar aşırı sağ seçmen profilinin aslında Avrupa’ya özgü değerlerin taşıyıcısı olan orta sınıfı işaret ettiğidir. Evrensel değerlerin taşıyıcısı ve didaktik olarak öğreticisi olan bu ‘emekli öğretmen’ ideolojisi kendi yaşam biçimine dair imanını kaybetmiştir. Bu bağlamda bizim siyasal hayatımızda Cumhuriyet mitinglerinde ya da Gezi Parkı’nda toplanan kalabalıklarla benzer ideolojiye sahip bir seçmen profili, Avrupa’da Müslümanların evrensel değerler sistemine ve demokratik hayata uyum sağlayacağından umudu kesmiştir. Bu nedenle bizdeki ‘kendine Müslüman’ tabirinde güzel olarak ifade edildiği gibi Avrupa’daki sağ seçmen profili de ‘kendine demokrat’ olan ve yalnızca kendini aydınlanmış sayan bir zihin düzlemine evrilmiştir.

Kemalist-Alman ittihadı

Bugün Alman kamuoyunda oluşan zihin düzlemiyle, bizdeki yeni-Kemalistlerin kolayca buluşmasının sebebi, her ikisinin de benzer İslamofobik bakış biçimine sahip olmasıdır. Avrupa, kendi içindeki Müslüman toplumsallığıyla yaşadığı uyumsuzluğu, tarihî oryantalist bakışıyla beslerken, Türkiye’deki yeni Kemalistler de, Ak Parti iktidarına karşı yaşadıkları yabancılaşmayı Kemalizm’in mâzî ve gelenek düşmanlığı anlamındaki öz-oryantalizmiyle beslemektedir. Bir başka açıdan bakıldığında özellikle Alevi, Kürt ve Kemalist kökenli Alman toplumsallığın entegrasyonundan kimse şikâyet etmediği gibi, diğerlerine örnek de gösterilmektedir.

Almanya’nın biraz önündeki Hollanda politik hayatında uzun zamandır gözlemlenen aşırı sağ yapılanmalar olgunlaşmış durumdadır. Burada kendini gösteren husus, merkez sağın aşırı sağ söylemleri sahiplenerek onun yolunu kesme girişimidir. CHP’nin kendini aşırı sola karşı ortanın solunda konumlandırması gibi ekonomik olarak neo-liberal, toplumsal olarak muhafazakâr olan iktidardaki ‘Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi’, aşırı sağ ‘Özgürlük Partisi’nin önünü kesmek uğruna aşırı sağ söylem ve eylemlere sahip çıkmaktadır. Bu anlamda popülizmin kaynağını daraltacağını zanneden merkez partiler aslında aşırı sağın suyollarını ve akışını rahatlatmaktadır. Daha şimdiden Müslüman karşıtı politikaları benimseyen ‘Hristiyan Demokratlar’ ile koalisyon yapacağı aşikâr olan bir hükümet, aşırı sağ politikalara bent oluşturamayacaktır. Bu seçimlerde ortaya çıkan ikinci önemli olgu ise, aşırı sağ karşısında yeterince güçlü tepkiler veremeyen -hatta zaman zaman onların politikalarından etkilenen- ‘İşçi Partisi’ gibi sosyal demokratların erimesi olmuştur. Bu erime, daha ziyade aşırı sağ söylemlerden korkan seçmeni, Yeşil ya da Sosyalist sol arkasında biriktirmektedir. Bu politikanın gelişmiş biçimi, Avusturya Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanmıştır. Merkez sağ ve sol adayların tükendiği Avusturya’da ikinci tura aşırı sağ ve aşırı sol adaylar kalmıştır. Siyasal toplumsallık tamamen kutuplaşmıştır.

Fransa ise, yarı başkanlık sisteminin nimetiyle, aslında diğerlerinden daha köklü ve güçlü olan aşırı sağ siyasal toplumsallığını halen kontrol edebilmektedir. Zira, her ne kadar ilk turdan birinci çıkacağı aşikâr olsa da, ‘Ulusal Cephe’nin adayı Le Pen, ikinci turda, karşısındaki aday tarafından muhtemelen geçilecektir. Fakat bu durum da aslında Fransız politik toplumsallığının ne kadar gerginleştiğinin bir göstergesidir. Le Pen’in önünü kesmeye çalışan adaylar, onun söylemlerinin yaygınlaşmasına da hizmet etmektedir. Görünürde iktidarı kaybeden Ulusal Cephe’nin hayaleti, Fransız hükümetinin eylemlerine biçim vermektedir.

Avrupa’nın son hayaleti

Bir zamanlar Kant’ın evrensel değerlerinin Marx’ın hayaletiyle/ruhuyla birleştirildiği Avrupa siyasetinin etik zorunluluklarına dair inanç artık tükenmiştir. Bu konuda Habermas’ın da Derrida’nın da söyleyebileceği fazla bir şey kalmamıştır. Aslında özellikle ikinci genel savaştan sonra girişilen Avrupa bütünleşmesinin taşıyıcı etik değerlerini, Kant’ın saf akıl ile ulaşılabileceğini düşündüğü evrensel değerler/doğrular/yasalar oluşturmaktaydı. Bu yasaların yaptırım gücünü ise Marx’ın bütün politik sistemleri zorlayan sınıfsal kargaşa hayaleti oluşturmaktaydı. Yani, kitlenin/proleteryanın talepleri karşısında bunalan siyasi irade, Marx’ın hayaletini ensesinde hissetse de, onunla baş edebilmeyi de özellikle sosyal demokratlardan öğrenmişti. Bu nedenle Avrupa bütünleşmesinin taşıyıcı entelektüel sermayesini, daha ziyade sosyal demokratlar oluşturmuştu. Bugün ise, Avrupa Kant’ın değerlerine sahip çıkarken, onların evrenselliği iddiasından vazgeçmektedir. Marx’ın hayaleti ise, milliyetçi eşik bekçileri tarafından kovulmuştur. Avrupa siyasetinde Haçlı hayaletleri yeniden hortlamıştır. Bu hayalet tek tek Avrupa halklarının milliyetçiliği formunda değil, bütünsel bir Avrupa milliyetçiliği olarak Haçlı zihniyetinin yeniden biçimlendirilmiş halidir. Hatta bu kez, bu tür bir milliyetçiliğin içinde Semitik unsurlar da vardır. Yahudi-Hristiyan medeniyeti olarak tanımlanabilecek Leo Strauss’un projesi, Avrupa siyasetçilerinin ensesinde fısıldayan yeni hayaletleridir. Diğer medeniyetlere her açılımlarında bu yeni hayalet, siyasetçileri hizaya getirmektedir. Hatta kendi değerleriyle çatışan hususları da kolayca kabul etmelerini sağlamaktadır. Mısır’da Sisi’nin askeri darbe yönetiminin zorlanmadan Avrupa siyaseti ve toplumu tarafından hazmedilmesi, bu eğilimin en göze batan halidir.

Avrupalılığın imkân(sızlık)-şartı olarak Erdoğan

Aşırı sağın Brüksel karşıtlığını ve AB’den ayrılmak istemesini, değerlerin evrenselliğinden bir kopuş olarak görmek gerekir. Bu anlamda aşırı sağ, aslında ‘evrensel’ bir mantıkla hazırlanan Avrupa Anayasası’na karşıdır. De Gaulle’ün, altmışların sonunda İngiltere’nin AB’ye girişine karşı dururken haklı olarak söylediği gibi ‘İngiltere öncelikle Avrupalı olduğunu göstermeliydi’. Süreç, De Gaulle’ü haklı çıkardı ve Avrupa değerleriyle yapılandırılan AB’den İngiltere, tam da o değerlerin somut bir çıktısı olan mülteci politikaları dolayısıyla ayrılma aşamasına geldi. Yoksa, Avrupa’nın ‘dışlayıcı birliği’ anlamında kültürel bütünlüğünün karşısında yer alan bir aşırı sağ bulunmamaktadır. Dahası, kestirmeden Müslümanları dışlama üzerine kurulu yeni Avrupa kimliği giderek güçlenmekte ve yaygınlaşmaktadır. Avrupa içinde mülteciler üzerinden gerçekleşen dışlama, Avrupa ötesinde Türkiye ve özellikle Recep Tayyip Erdoğan üzerinden yürümektedir.

Aşırı sağı Avrupa kamuoyunda sempatik kılan önemli hususlardan biri de elit karşıtlığıdır. Fakat kendileri de elit olan bu yapının elit karşıtlığı, ilk elden anlaşılmayabilir. Zira elitler arasındaki farklılıklara bakmak gerekmektedir. Avrupa devletlerinin ikinci genel savaş sonrası kurucu konseptleri, burjuva-bürokrasi birlikteliğine dayanmaktadır. Birbirlerinin çıkarlarını gözeten bürokrasi ve burjuva, yeni gelişen tüccar-eşraf zenginliğine karşı da duruş sergilemektedir. Bu bağlamda aşırı sağ daha ziyade alt sınıf burjuvalar ve orta sınıf bürokrasiden oluşsa da elit karşıtlığında kendini haklı görebilmektedir. Örneğin, mülteci politikaları iki grupsal çıkarı farklılaştırmaktadır: Elitler için mülteciler, Avrupa kapitalizminin ayakta kalmasını sağlayacaktır. Sermayenin kapısında bekleyen nitelikli göçmenler olmasa kimseyi gönüllü köleliğe razı edemeyeceklerini düşünebilecek kadar anlayış sahibi olan elitlere karşı aşırı sağ, Avrupa’yı mültecilerden korumak için duvarlar örerken kendi bindiği dalı kesmektedir.

Avrupa’nın reis krizi

Aşırı sağı sempatikleştiren diğer husus ise Avrupa’da yaşanan liderlik krizidir. Bugün Avrupa merkez parti liderlerinden hiçbiri karizmatik bir niteliğe sahip değildir. Özellikle medyanın farklı olana ilgisini de verimli kullanan aşırı sağ liderler ise halkın gözünde karizma kazanmaktadır. Karizmayı besleyen en önemli husus ise, Avrupalı merkez parti liderlerinin, ne ekonomik ne de toplumsal açıdan umut yaratabilmeleridir. Toplumsal ve ekonomik krizlerle boğuşan Avrupa; ABD ya da Uzak Doğu ekonomilerin başardığının tersine bir üst aşamaya da geçmekte zorlanmaktadır. Bu nedenle konvansiyonel sanayi aşamasında kalan Avrupa’nın, başta Türkiye olmak üzere rakipleri çoğalmaktadır. Bu durum bize, neden Mısır’ın ya da İran’ın değil de Türkiye’nin düşmanlaştırıldığını açıklamaktadır. Güvenlik açısından anti-Avrupa olabilen İran bile ekonomik açıdan pazar olmanın dışında bir anlam taşımamaktadır. Avrupa’yla tarihsel bağlara sahip olan pazarlar olarak otoriter Fas, Cezayir, Tunus ve yeni bağlar inşa eden Körfez ülkeleri düşmanlaştırılmadan Türkiye’nin dışlanmasının anti-demokratikleşmeye bağlı olduğunu düşünebilmek için, çok dar bir bakış açısına sahip olmak gerekmektedir.

Yaşadığı ekonomik ve toplumsal krizler karşısında toparlanmaya çalışan Avrupa, öncelikle kendi değerlerinin evrenselliği iddiasının taşıyıcısı olmaktan vazgeçmiştir. Değer ve demokrasi odaklı bir siyaset yerine, strateji odaklı bir siyasete dönmüştür. Kendisini ekonomik açıdan zorlayan ABD’ye karşı halen demokrasi ve evrensel değerlerin terbiye edici/medenileştirici dilini araçsallaştıran Avrupa, Çin ve Arap sermayesine karşı pragmatik davranabilmektedir. Türkiye ve Rusya’ya karşı ise, gerçekte bir ‘pazar-savaşı’ verirken, bu savaşını ‘demokrasi ve haklar mücadelesi’ olarak pazarlamaktadır. Aşırı sağın baskısını ensesinde hisseden Avrupa siyaseti artık kendi değerler sistemine imanını da kaybetmiştir. Kendisi açısından bu değerler sisteminin halen varlığını koruyor gözükmesi, alışkanlıkların getirisidir. Yani Avrupa’nın kendi değerlerine imanı bir nevi taklidi imandır. Aşırı sağın hayaletinin üzerine cesaretle gitmedikçe kısır döngüsünü aşabilecek gibi durmamakta ve zamanla uluslararası güvenirliliğini yitirmektedir

Bünyamin Bezci

Avrupa’da evrensel değerlere iman kaybı ve aşırı sağ yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>