Sanıklardan eski İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay FETÖ üyeliğinden 11 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Sanıklardan eski Batman Emniyet Müdürü Hasan Ali Okan, FETÖ üyeliği ve resmi evrakta sahtecilik suçlarından toplam 18 yıl 6 ay 22 gün hapis cezasına çarptırılırken dönemin İzmir İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Taner Aydın ise 50 yıl 10 ay 26 gün hapisle cezalandırıldı.

41 sanık, “silahlı terör örgütü üyeliği”, “kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği”, “kamu görevlisi tarafından görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal” ve “özel hayatın gizliliğini ihlal” gibi suçlardan 6 yıl 10 ay 15 gün ila 51 yıl 4 ay 5 güne kadar hapis cezasına çarptırıldı.

Mahkeme, 34 sanığın beraatine karar verdi

Mahkum olan sanıklar, “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, “yasak bilgileri açıklamak”, “iftira”, “suç uydurma ve suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme” suçlarından beraat etti.

Mahkeme heyeti, 5 sanık hakkında tahliye, 1 sanık hakkında da tutuklamaya yönelik yakalama kararı verdi.

Askerî casusluk kumpası davasında cezalar açıklandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FETÖ soruşturması kapmasında arandığı sırada Yunanistan’a kaçmaya çalışırken yakalanan İzmir’deki “askeri casusluk” davasının savcısı Zafer Kılınç‘ın yargılanmasına devam edildi.

Üzerine atılı suçu işlediğine dair somut delil olmadığını iddia eden sanık Kılınç, örgütün şifreli haberleşme programı ByLock kullandığı yönündeki tespitin gerçeği yansıtmadığını öne sürdü.

Meslekten çıkarılmadan önce birinci sınıfa ayrılan savcı olduğunu, yöneltilen suçlamaların “görev suçu” kapsamına girebileceğini iddia eden Kılınç, bu nedenle yargılamanın durdurulması gerektiğini savundu.

Dosyasının Hakimler Savcılar Kuruluna (HSK) gönderilmesini isteyen Kılınç, aksi takdirde yasalara aykırı yargılama yapılacağını ileri sürdü.

“Kozmik Oda” kumpasının savcısı Mustafa Bilgili ve eski hâkimi Halil İbrahim Kütük’ün saklandıkları Ankara’daki “gaybubet” evinde parmak izinin bulunduğuna ilişkin raporu da reddeden Kılınç, söz konusu isimlerle bir araya gelmediklerini iddia etti.

Hakkında yakalama kararı bulunduğuna ilişkin bilgisinin olduğunu belirten Kılınç, Yunanistan üzerinden yurt dışına kaçmaya çalıştığını kabul etti. Boğulmak üzereyken kurtarıldığını anlatan Kılınç, “Gittik, neredeyse boğuluyorduk. Rabbim ölümden döndürdü, boğuluyorduk. Neden böyle oldu? Bu yargılamanın konusu olduğunu düşünmüyorum ama istenilirse ileride onu da anlatırım.” ifadelerini kullandı.

Savcı, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair somut delillerin bulunduğunu ve yurt dışına kaçmak isterken yakalandığını belirterek, tahliye isteminin reddine karar verilmesini talep etti. Heyetin kararını açıklayan Mahkeme Başkanı Bahtiyar Çolak, sanığın, kaçma şüphesinin varlığı ve delil durumu göz önünde bulundurularak tutukluluğunun devamına hükmedildiğini kaydetti.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede ise, eski savcı Kılınç’ın, “FETÖ üyeliği” suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapsi isteniyor. İzmir’deki “askeri casusluk” davasının savcısı olan Kılınç, aralarında muvazzafların da bulunduğu 357 askere “casusluk” suçlaması yöneltmiş ve sanıkların Türk Silahlı Kuvvetlerinden elde ettikleri bilgileri Yunanistan’a satabileceklerini iddia etmişti.

Davanın kumpas olduğunun anlaşılmasından sonra tüm sanıklar 2016’da beraat etmiş, Kılınç da 24 Ağustos 2016’da meslekten ihraç edilmişti.

“Askeri casusluk” kumpası savcısı mahkemede her şeyi inkâr etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İzmir’deki “askeri casusluk” davasının savcısı olan ve Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) iltisakı nedeniyle meslekten ihraç edildikten sonra Yunanistan’a kaçmaya çalışırken yakalanan eski savcı Zafer Kılınç’ın yargılanmasına devam edildi.

22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, tutuklu sanık Kılınç ile avukatı hazır bulundu. Sanık Kılınç, sağlık sorunları nedeniyle savunmasını hazırlayamadığını ileri sürerek, ek süre verilmesi talebinde bulundu.

Üzerine atılı suçu işlediğine dair somut bir delil olmadığını ve ByLock kullandığı yönündeki tespiti de kabul etmediğini kaydeden Kılınç, tahliyesini istedi.

Görüşü sorulan duruşma savcısı, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair somut delillerin bulunduğunu ve yurt dışına kaçmak isterken yakalandığını belirterek, tahliye isteminin reddine karar verilmesini talep etti.

Müzakerenin ardından heyetin kararını açıklayan mahkeme başkanı Bahtiyar Çolak, sanığın, kaçma şüphesinin varlığı ve mevcut delil durumu göz önünde bulundurularak, tahliye talebinin reddedildiğini ve tutukluluğunun devamına hükmedildiğini belirtti.

Davanın görülmesine, 31 Aralık 2018’de devam edilecek.

FETÖ’nün casus savcısı masum olduğunu iddia etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yunanistan’a kaçmaya çalışan bir grup, İpsala yakınlarındaki askerî yasak bölgede hudut birlikleri tarafından yakaladı. Şüpheliler arasında İzmir’deki “askeri casusluk” davasının meslekten ihraç edilen savcısı Zafer Kılınç’ın da bulunduğu belirlendi.

Meslekten ihraç edilmişti

HSYK müfettişleri Zafer Kılınç’ın meslekten ihraç edilmesine neden olan raporlarında “Mesleğin şeref ve onurunu bozan, mesleğe olan genel saygı ile güveni gideren nitelikle hareket ederek başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere bir kısım kamu kurumları ile buralarda görev yapan kamu görevlilerini itibarsızlaştırma gayesiyle kamuoyunda ‘İzmir askeri casusluk davası’ olarak bilinen soruşturmanın sürecinde, usul ve yasalara aykırı işlem tesis ettiği tespitinde bulunmuştu.

Dosyası Yargıtay’a gönderilmişti

Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığınca eski savcı Zafer Kılınç hakkında “görevde yetkiyi zincirleme kötüye kullanmak”, “özel hayatın gizliliğini zincirleme ihlal ve ifşa etmek”, “suçlarından 8 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. Davaya bakan Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi de firari Kılınç’ın dosyasını, yargılamanın yapılabilmesi için Yargıtay’a göndermişti.

Askerî casusluk kumpasının savcısı Yunanistan’a kaçarken yakalandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Sabah gazetesinden Erkam Çoban’ın haberine göre Diyanet İşleri Başkanlığı’nın imamlarını casuslukla suçlayan Hollanda, Türkiye’de casusluk faaliyeti yürütürken suçüstü yakalandı. İstihbarat birimleri tarafından deşifre edilen Hollandalı casus A.Z.’nin tüm gizli faaliyetleri adım adım izlendi. İstihbaratın ağına takıldığından habersiz casusluk faaliyeti yürüten A.Z.’nin “askeri istihbarat servis” görevlisi olduğu belirlendi.

Diplomatik pasaportla geldi

Diplomatik pasaportla Türkiye’ye giriş çıkış yapan A.Z.’nin görevi, Zeytin Dalı Harekâtı hakkında bilgi toplamak ve Türkiye’nin DEAŞ’a destek verdiği yalanına uluslararası kamuoyunu inandırmak için asılsız bilgi ve sahte belge üretmekti.

Bir dönem Afganistan’da görev yaptığı belirlenen Hollandalı casusun, çalışmaları esnasında Türkiye aleyhinde kara propaganda yapan kesimlerle de sık sık bir araya geldiği öğrenildi. A.Z, Hollanda İstanbul Konsolosluğu’nun imkânları ile Suriye konusunda ‘muhalif’ kesimlerce düzenlenen STK çalışmalarına katıldı. Etkinliklerde kendisini Hollanda Savunma Bakanlığı yetkilisi olarak tanıttı.

Türkiye’nin, Suriye’de terörle mücadele operasyonları ve DEAŞ mensupları hakkında bilgi verebilecek kişileri keşfeden casus, günlük kiraladığı evlerde buluştu.

Saklanma çabası fayda etmedi

Ajanlarına yüksek ücretler ödeyen A.Z, para transferlerinin dikkat çekmemesi için, Suriyeli muhaliflere yardım kuruluşu projesi kapsamında para dağıttı. Hollandalı casus, Türk istihbarat birimlerinin takibini engellemek için görüşmelere metro, belediye otobüsü ve vapur gibi toplu taşıma araçları ile gitti, buluşma noktasına yürürken ‘karşı takip’ yaptı. A.Z.’nin gizli görüşmelerinde cep telefonu ve ortam dinlemelerine karşı da yanında sinyal kesici jammer özellikli bir cihaz taşıdığı belirlendi.

Kendisine bilgi akışı sağlayan ajanları ile belirli aralıklarla bir araya gelen A.Z., günlük oluşturduğu sahte e-posta hesapları üzerinden ‘dead-drop’ ile bilgi transferi gerçekleştirdi.

Türk istihbaratı, diplomatik dokunulmazlık zırhına sahip casus A.Z.’nin tüm casusluk çalışmalarını belgeledi. A.Z. hakkında diplomatik görev kapsamını aşan faaliyetlerde bulunmaktan işlem yapılacağı öğrenildi.

Pilotların kişisel bilgilerini öğrenmeye çalıştı

Diplomat görünümlü Hollandalı casus A.Z.’nin devşirdiği yerel ajanlarla yaptığı gizli görüşmelerde; TSK’nın Afrin operasyonunu kaç ÖSO mensubu ile yürüttüğü, hangi silahların kullanıldığı, pilotların kişisel bilgileri, mühimmatların nerelerde üretildiği, yerli üretim İHA ve SİHA’ların yönetim merkezinin neresi olduğu, Suriye’de etkin olan aktörlerin kimler oldukları gibi bilgiler istediği belirlendi

Hollanda Zeytin Dalı Harekâtı’na çamur atmak için casus yolladı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FETÖ’nün darbe girişimi sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında, 18 Temmuz 2016’da haklarında gözaltı kararı verilen firari eski Yargıtay üyeleri Ali Akın, Ali Eryılmaz, Aydın Boşgelmez, Candaş İlgün, Fikriye Şentürk, Gültekin Dinç, Hüseyin Karagöl, İlyas Şahin, İsmail Köse, Kadir Kayan, Kenan Karabeyeser, Kuddusi Celalettin Esen, Mehmet Aydoğdu, Mehmet Kasım Tunç, Mehmet Kaya, Mehmet Murat Ferat, Mehmet Şahin, Mustafa Albayrak, Nazmi Dere, Resul Çakır, Salih Çelik, Sefa Mermerci, Selahattin Atalay ve Yusuf Ziya Arıcan’ın yakalanması için yaklaşık 17 aydır çalışmalar sürüyor.

Yargının kritik noktalarına yerleşen ve örgütün talimatları doğrultusunda karar çıkarılmasını sağlayan firari eski Yargıtay üyelerinin isimleri, “Kozmik Oda”, “Ergenekon”, “Balyoz”, “Futbolda Şike”, “Oda TV”, “Devrimci Karargah”, “Askeri Casusluk”, “eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile eski MHP’li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin yayımlanması”, “17/25 Aralık”, “MİT tırlarının durdurulması”, “Selam Tevhid”, “Tahşiye Grubu’na Kumpas” ve yasa dışı dinlemelere ilişkin soruşturma ve davalarda geçiyor.

Bir dönem sözde “Yargıtay imamı” olduğu belirtilen “Kartal” kod adlı eski Yargıtay üyesi İlyas Şahin’in, önemli dosyaların örneklerini bizzat Pensilvanya’ya giderek FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’e verdiği kaydedildi.

Faruk Bayındır’ın akrabası üç FETÖ’cü bacanak

Firari eski üye Hüseyin Karagöl ve İlyas Şahin’in isimleri, Baykal ile eski MHP’li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin internet ortamında yayımlanmasıyla gündeme geldi. Bu isimlerin bacanak olması da dikkati çekti. Karagöl ve Şahin’in bir diğer bacanağı, eski Yargıtay üyesi Mustafa Akarsu ise darbe girişimi sonrası firar etmesinin ardından Sakarya’da yakalandı.  Bu üç isim, kaset kumpasında “finansör” olarak ismi geçen iş adamı İbrahim Faruk Bayındır’ın da akrabası.

“Kozmik Oda” soruşturmasından Yargıtay’a

Bir diğer firari eski üye Kadir Kayan’ın ismi de kamuoyunda “Kozmik Oda” olarak bilinen soruşturma kapsamında gündeme geldi.

Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığında 3 Mart 2009’da arama yapan Kayan, 2011’de Yargıtay üyesi seçildi.

Kritik davalara baktılar

Yargıtayda terör ve örgütlü suçlara bakmakla yetkili 9. Ceza Dairesi’nin firari eski üyesi Fikriye Şentürk de 2011’de Yargıtay üyesi oldu. “Balyoz”, “Askeri Casusluk”, “Oda TV” ve “Devrimci Karargah” gibi davalarda özel yetkili mahkemelerin mahkumiyet kararlarının onanmasında imzası bulunan Fikriye Şentürk’ün savcı eşi İsmail Hakkı Şentürk de firariler arasında yer alıyor.

İsmail Hakkı Şentürk, bir dönem Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında idari savcı olarak görev yaptı.

HSYK talimatları ve ByLock yüklemeleri Dere’den

Sözde “Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) imamı” olduğu belirtilen eski Yargıtay Üyesi Nazmi Dere’nin de örgütün talimatlarını HSYK üyelerine iletmekle görevli olduğu kaydedilmişti. Sanık eski HSYK üyeleri Şaban Işık, Mahmut Şen ve Ahmet Berberoğlu, Kerim Tosun ve Mustafa Kemal Özçelik’in, Dere’nin talimatları doğrultusunda oy kullandıkları belirtilen fezlekelerde, “Dere’nin örgüt mensubu Kurul üyeleri Tosun, Berberoğlu, Özçelik, Işık ve Şen’e örgüt yapılanması içinde verdiği talimatları bağlı bulunduğu sivil imamlardan aldığı anlaşılmaktadır.” tespitine yer verilmişti.

Fezlekelerde şüphelilerin, Dere’nin talimatları sonucu özellikle “Balyoz”, “Ergenekon”, “Askeri Casusluk”, “MİT tırlarının durdurulması”, “17/25 Aralık Kumpas”, “Selam Tevhid’de Kumpas”, “Tahşiye Grubu’na Kumpas” ve yasa dışı dinlemelere ilişkin soruşturma ve davalarda görev alanlar hakkında soruşturma izni verilmemesi yönünde kararlar alarak, muhalefet şerhleri yazdıkları, maaşlarının yüzde 20’sini himmet parası olarak Dere’ye verdikleri ifade edilmişti.

Eski HSYK üyesi Tosun, FETÖ’nün şifreli haberleşme programı ByLock’u Dere’nin yüklediğini belirterek “2014’te HSYK üyeliği için aday olmamı, Fetullah Gülen cemaatinin Yargıtayda etkili konumda olduğunu bildiğim eski Yargıtay Üyesi Nazmi Dere ve eski Yargıtay Genel Sekreteri Aydın Boşgelmez bildirdi. ‘Aday ol.’ demeleri karşısında cemaatin teklifi olduğunu anladım ve kabul ettim.” demişti.

Firari eski Yargıtay üyesi Kenan Karabeyeser’in adı, “FETÖ kumpas mağduru” olarak bilinen eski İstanbul İl Jandarma Alay Komutanı Kurmay Albay Hüseyin Kurtoğlu ile 5 subayın, bir tutuklunun hürriyetini kısıtladıkları iddiasıyla mahkum edilmesine ilişkin yerel mahkeme kararını onayan Yargıtay üyeleri arasında geçiyor.

Eski genel sekterler de firari

Eski Yargıtay Genel Sekreteri Aydın Boşgelmez, eski HSYK Genel Sekreteri Mehmet Kaya, FETÖ’nün “Yargıtay Hukuk Daireleri” sorumlusu olduğu belirtilen eski 6. Hukuk Dairesi üyesi Ali Akın, “Futbolda Şike” ve “Oda TV” davaları hakimi ve eski 8. Ceza Dairesi üyesi Resul Çakır ile eski HSYK yedek üyesi ve 8. Hukuk Dairesi üyesi Ali Eryılmaz’ın da aralarında bulunduğu diğer firari Yargıtay üyeleri ise şunlar:

“Eski Yargıtay 13. Hukuk Dairesi üyesi Candaş İlgün, eski 11. Hukuk Dairesi üyesi Gültekin Dinç, eski 19. Ceza Dairesi üyesi İsmail Köse, eski 22. Hukuk Dairesi üyesi Kuddusi Celalettin Esen, eski 15. Ceza Dairesi üyesi Mehmet Aydoğdu, eski 13. Hukuk Dairesi üyesi Mehmet Kasım Tunç, eski 13. Ceza Dairesi üyesi Mehmet Murat Ferat, eski 18. Ceza Dairesi üyesi Mehmet Şahin, eski 12. Ceza Dairesi üyesi Mustafa Albayrak, eski 23. Hukuk Dairesi üyesi Salih Çelik, eski 9. Hukuk Dairesi üyesi ve eski Adalet Bakanlığı Yüksek Müşaviri Sefa Mermerci, eski 8. Hukuk Dairesi üyesi Selahattin Atalay ve eski 13. Ceza Dairesi üyesi Yusuf Ziya Arıcan.”

Yargıtay’da kritik görevlere yükselmiş 24 FETÖ’cü firari yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

697 sayfalık iddianamede, elebaşı Fetullah Gülen, gazeteci Tarık Toros, eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın yaveri emekli Albay Gürsel Yüce, eski Tümgeneral Hamza Koçyiğit, eski Roma Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Kurmay Albay Mehmet Demirağ ile FETÖ’nün üst düzey yöneticilerinden Mehmet Ali Büyükçelebi, Mehmet Ali Şengül, Mehmet Hanefi Sözen, Naci Tosun ve İsmail Büyükçelebi’nin aralarında bulunduğu 102 sanığın “silahlı terör örgütü kuruculuğu, yöneticiliği ve üyeliği” suçlamalarından yargılanmaları talep edildi.

Maaşın yüzde 10’u örgüte

İddianamede, örgüt mensubu olmayan askeri stajyer pilot teğmenlerin, FETÖ üyesi doktorların verdiği “elverişsiz” raporları ile saf dışı edildikleri yer aldı. Işık evlerinden örgüte kazandırılan kişilerin deşifre olmaması için kod isim kullandıkları belirtilirken askeri okullardan mezun olan örgüt mensuplarının maaşlarının yüzde 5 ile 10’luk dilimini himmet adı altında örgüte verdikleri vurgulandı.

Türk Silahlı Kuvvetlerine yerleştirilen FETÖ mensuplarının örgütsel duyarlılıklarını diri tutarak görev yaptığı, birliklerdeki tüm personeli fişlediği, örgüt tarafından sızdırılan ve arşivlenen bilgi ve belgelerin örgüt mensubu personele kadro açmak ve örgüt mensubu olmayanların tasfiye etmek için kullanıldığı belirtildi.

“Uyuşturucu kullanıyorlar” raporu

Türk Silahlı Kuvvetlerinde FETÖ’ye mensup olmadıkları için tasfiye edilmeye çalışılan stajyer teğmenler için askeri hastanedeki örgüt mensupları tarafından “uyuşturucu kullanıyor” şeklinde rapor düzenlendiği, pilot olmasını istemedikleri veya pilot olup da tasfiye etmeyi düşündükleri pilotların pilotaj muayenesinde de olmayan teşhislerde bulunulduğu öne sürüldü.

FETÖ mensubu olmayan subay adaylarına iftira atmışlar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.