Önemli noktalarında koronavirüsten korunmak için ”evde kal” sloganının yazılı olduğu başkentin sokaklarını mesken tutan evsizlerin dramı, adeta ”hangi evde” sorusunu gelip geçenlerin yüzlerine çarpıyor.

İsminin açıklanmasını istemeyen bir evsiz, parmağıyla Atina’nın en önemli meydanlarından Klathmonos’da kaldığı bankı göstererek, ”Benim gidecek bir yerim, kalacak bir evim yok. Evim burası.” dedi.

Yaklaşık 1 yıldır sokaklarda yaşadığını belirten evsiz, “Her yerde ‘evde kal’ sloganını görüyorum. Sürekli ellerimizi yıkamamız gerektiği söyleniyor. Bizim bu hijyen kurallarına uymamız mümkün değil. Duş almayalı neredeyse bir ay oldu. Sadece başımı şu gördüğünüz çeşmede soğuk su ile yık ayabiliyorum.” ifadelerini kullandı.

Aynı meydanda kalan başka bir evsiz ise mülteci olduğunu söyledi.

Bazı sebeplerden dolayı göçmen kamplarına kabul edilmediğini anlatan evsiz, ”Ben zaten burada yaşamak istemiyorum. Almanya’ya gitmek istiyorum.” diye konuştu.

Koronavirüsten korunmak için yapacak bir şeylerinin olmadığını aktaran evsiz, ”Her gün beş vakit namaz kılıp Allah’a dua ediyorum.” dedi.

Öte yandan, Dünya Doktorları Derneği, Atina ve Pire’deki evsizlere maske, eldiven, sabun, antiseptik jel gibi kişisel hijyen malzemeleri dağıtıyor.

Dernekten yapılan yazılı açıklamada, İngiltere, İtalya ve İspanya gibi Yunanistan’ın da koronavirüs konusunda evsizlerle ilgili yeterli önlem almadığına vurgu yapılarak, ”Devletin sırt çevirdiği insanların kendi sorumluluklarını almalarını nasıl bekleyebiliriz.” denildi.

Atina’da, çoğu evsizin yemek ihtiyacı ise gönüllüler tarafından karşılanıyor.

Atina’da evsizler koronavirüs tehlikesiyle yaşıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Atina’da, geçen yıl başlayan cami inşaatının nisan ayında tamamlanması planlanmış ancak çeşitli gerekçelerle 3 kez ertelenmesinin ardından açılışın bu yılın sonuna kaldığı açıklanmıştı.

Müslümanların ülkede kurdukları vakıf ve dernekler bünyesindeki mescit ve namazgahlar da resmi makamlarca uygun koşullar bulunmadığı gerekçesiyle kapatıldı.

Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe Türk Birliği Başkanı Ozan Ahmetoğlu ve Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Necat Ahmet, değerlendirmelerde bulundu.

Şerif, Atina’da inşaatı süren caminin açılmadığını ve şehirde bir camiye ihtiyaç duyulduğunu belirterek, “Atina’da inşaatı süren cami açıldığında ben şahsen tebrik edeceğim. Diyeceğim ki ‘tebrik ediyoruz bir cami açıldı.’ Ama bunu görmedikçe de inanmak pek mümkün değil.” ifadesini kullandı.

Türkiye’ye ziyaretleri çerçevesinde Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yanı sıra Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ile de bir araya geldiklerini hatırlatan Şerif, görüşmelerde fikir alışverişinde bulunduklarını ve Yunanistan’daki Müslüman nüfus ile Batı Trakya’daki Türk azınlığının durumu hakkında bilgi verdiklerini dile getirdi.

Ayrıca Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığını (YTB) ziyaret ettiklerini ve Başkan Yardımcısı Sayit Yusuf ile görüştüklerini ifade eden Şerif, Batı Trakyalı öğrencilerin sıkıntıları hakkında konuştuklarını söyledi.

Şerif, Yunanistan’ın başkenti Atina’da geçen nisan ayında açılması planlanan ama bir türlü açılamayan bir cami olduğunu hatırlatarak, Yunanistan’daki bu sorunun yıllardır sürdüğünü söyledi.

Başkentteki Müslümanların bodrumlarda ve uygun olmayan yerlerde namaz ibadetlerini yerine getirmeye çalıştıklarına dikkati çeken Şerif, Atina’da bir camiye büyük ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

Şerif, Atina’daki eski camilerin de ibadete kapalı olduğunun altını çizerek, Yunanistan’ın farklı yerlerinde Müslümanların kurdukları vakıf ve dernekler bünyesinde açılan mescit ve namazgahların da kapatıldığına dikkati çekti.

Şerif, “Bu mescitler topluluk halinde namaz kılmaya ve toplanmaya müsait olmaması gerekçesiyle kapatıldı.” dedi. Şerif, Selanik’teki Müslümanların şu anda derneklerinin bahçesinde cuma namazı kıldıklarını vurgulayarak, “Ama kış mevsimi geldiğinde bu nasıl olur? Artık bilemiyorum…” ifadesini kullandı.

Yunanistan’da Osmanlı dönemine ait 4 bine yakın eserin tespit edildiğini ama bunların çok azının ayakta kalabildiğini bildiren Şerif, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) Balkanlar’da birçok Osmanlı eserini onardığını ve restore ettiğini ancak Yunanistan’ın TİKA’ya bu tür faaliyetler için izin vermediğini belirtti.

Yunanistan Atina’da Müslümanlara cami engeline devam ediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Suriyeli sığınmacılar Muhammed Leggar ve Semah Eşhadi çifti de 8 aylıkken anne karnında kaybettikleri bebeklerinin cenazesine bile gidemedi. Baba Leggar, AA muhabirine, Suriye’nin Halep kentinden zorlu ve tehlikeli bir yolculuğun ardından Yunanistan’a ulaştıklarını anlattı. Güvenli bir limana kavuştukları anda evlatlarını kaybetmenin hüznünü yaşadıklarını kaydeden Leggar, bebeklerinin cenazesini hiç bilmedikleri Batı Trakya’daki Gümülcine kentine göndermek zorunda kaldıklarını söyledi. Sağlık durumu henüz düzelmeyen eşine hastanede refakat etmek zorunda kalarak bebeğinin cenazesine katılamadığını belirten Muhammed Leggar, “Ben de eşim de çok üzgünüz. Buraya gelirken kurduğumuz pek çok hayal yıkıldı.” dedi. Filistin asıllı 33 yaşındaki Leggar, Suriye’de yıllardır süren iç savaştan çocuğuna güvenli bir hayat ve iyi bir gelecek kurmak için kaçtıklarını dile getirerek “Burada kendimi daha yabancı hissedemezdim. Bebeğimin cenazesine bile gitme şansım olmadı. Kilometrelerce uzakta gömüldü. Mezarında bir Fatiha bile okuyamadım.” ifadelerini kullandı. Daha önce Gümülcine kentini hiç duymadığını ve bebeğinin mezarının yerini bilmediğini vurgulayan Leggar, bir gün fırsat bulursa bebeğinin mezarını ziyaret etmek istediğini söyledi.

Son sığınmacı akınının ardından sınırların geçişlere kapatılmasıyla Yunanistan’da kalanlar için bu sorun yeni olsa da Atina’da yaşayan yaklaşık 300 bin Müslüman için bu sorun on yıllardır sürüyor. Yaklaşık 25 yıldır yaşadığı Atina’nın Kalithea semtindeki bir mescitte imam olan Mısırlı Abdulsaid Abdurrahim, mezarlık sorununun cami sorunundan bile daha önemli olduğunu belirtti. Abdurrahim, bazı Müslümanların cenazelerinin elçilikler aracılığıyla ülkelerine gönderilebildiğini anlatarak “Cenaze masraflarını sadece belli başlı ülkeler karşılıyor. Her ülke için bu mümkün değil. Mesela Suriye, Pakistan ve Afganistan gibi ülkelerde bu durum söz konusu değil. O zaman Gümülcine veya İskeçe’deki mezarlıklara gömülmek üzere gönderiliyorlar.” diye konuştu. Söz konusu durumun da birçok açıdan maliyetleri olduğuna dikkati çeken Abdurrahim, “Masraflar bizi çok zorluyor. Bütün bu işlemler yaklaşık bin 500 avro tutuyor. Bu insanlar çoğunlukla fakir. Böyle olunca kendi aramızda defin işlemleri için para denkleştirmeye çalışıyoruz. Ama yine de çok zorlanıyoruz.” ifadelerini kullandı. Abdurrahim, çeşitli sözler verilmesine karşın sorunun yıllardır devam ettiğini belirterek “Açıkçası, biz bir camiden daha çok bir mezarlığın olmasını arzu ediyoruz. Başvuruda bulunduğumuzda ayarlanacağını söylediler. Ancak üzerinden yıllar geçmesine rağmen sorun çözülmedi.” değerlendirmesinde bulundu. Atina, Avrupa’da Müslüman mezarlığı bulunmayan tek başkent olarak öne çıkıyor.

Atina’da Müslümanlara mezar yeri yok yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.