“Türkiye’ye girerlerse tutuklanacaklar” diyerek isimleri gizlediler

Avusturya’nın Kurier gazetesinin 28 Temmuz tarihli haberine göre, İçişleri Bakanı Gergard Karner, casusluk suçlamasını onayladı. Kurier, Türkiye’nin 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden FETÖ’yü sorumlu tuttuğunu ve Ankara’ya göre Gülen yandaşlarının (FETÖ mensupları) terörist olduğunu belirtti. Tutuklanan şahısların bugüne kadar ihbar ettikleri isimleri paylaşmaktan çekinen gazete, “Türkiye’ye girerlerse tutuklanacaklar.” ifadelerini kaydetti.

Haberde, İçişleri Bakanı Karner’in, “Devlet Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı ve Tirol Anayasasını Koruma Devlet Dairesi, titiz, tutarlı ve isabetli soruşturmalar yoluyla temel demokratik değerlerimizin korunmasına önemli katkılarda bulundu.” şeklindeki açıklaması yer aldı. Innsburck savcılığından bir sözcünün, zanlıların tutuklama başvurularının reddedildiği, ancak temyiz başvurusunda bulunulduğunu söylediği belirtildi.

Avusturya FETÖ sempozyumuna izin vermişti

Avusturya, FETÖ yapılanmasının güçlü olduğu Avrupa ülkeleri arasında bulunuyor. FETÖ, 2017 yılında, Avusturya Harp Akademisi’nde sempozyum organize etti. FETÖ elebaşının onursal başkanı olduğu Friede Diyalog Enstitüsü ile Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın, Katolik Kilisesi’nin Din ve Barış Enstitüsü partnerliğinde düzenlenen sempozyumda, Gülen’in mesajları paylaşıldı. 27 Şubat’ta yapılan “Ekstremizmi Önlemede Dinin Rolü” başlıklı sempozyum, 5.5 saat boyunca devam etti. 17 ülkenin diplomatik temsilcisinin yanı sıra Almanya ve Avusturya’nın dışişleri bakanlıklarının “Dinlerarası Diyalog” ile “Dinlerin Barış Sorumlulukları” ünitelerinin başkanları da katılım sağladı. 
 

Avusturya FETÖ’cülere sahip çıkıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Avusturya’da Türk camisine de saldırı düzenlendi

Viyana’daki Avusturya Türk İslam Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Birliği Merkez Camisi‘ne, kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırı düzenlendi. Irkçı saldırganlar, 60’ın üzerinde cami derneği bulunduran Avusturya Türk İslam Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Birliği’nin (ATİB) merkez binasının giriş katında caminin camlarını kırdı. Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Ozan Ceyhun, saldırıya ilişkin açıklamada bulundu. Ceyhun, ATİB yöneticilerinin emniyet güçleriyle irtibata geçerek gerekli girişimlerde bulunduğunu belirtti. Türkiye’nin Viyana Başkonsolosu Cafer Mert Özmert’in de ATİB’yi ziyaret ederek bilgi aldığını dile getirdi. Ceyhun, “Avusturya makamlarından beklentimiz, olay anına ilişkin güvenlik kamera kayıtlarını da değerlendirerek iki kişi olduğu görülen maskeli saldırganları tespit edip, adalete teslim etmesidir.” diye konuştu. ATİB Başkanı Fatih Yılmaz da ATİB Merkez Camisi’nin giriş katındaki camların kırılması suretiyle bir saldırı yapıldığını dile getirdi. Ceyhun, “Kamera kayıtlarından elde edilen görüntülere göre, söz konusu kişiler saldırı esnasında terör örgütü sempatizanlarının yaptığı işareti yapmaktadırlar. Üç ayların başlangıcı olan böyle bir günde, buradaki millet varlığımızın dişinden tırnağından artırarak inşa ettikleri merkez camimize yapılan alçak saldırıyı şiddetle ve nefretle kınıyoruz.” ifadelerini kullandı. ATİB Merkez Camisi’ne, Eylül 2020’de terör örgütü yandaşları tarafından saldırı düzenlenmişti.

Avusturya’da cami duvarlarına İslam karşıtı yazılar yazıldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

2020’de 1400’den fazla saldırı gerçekleşti

Saldırıların yüzde 9,1’ini İslam ve Müslümanlara yönelik hakaretler, yüzde 2,4’ünü Müslümanlara ait mülklere verilen fiziki zararlar oluşturdu. Raporda, kayıt altına alınan vakalarda mağdurların yaklaşık yüzde 4’ünün sosyal yaşamın çeşitli alanlarında eşit muamele görmediğine dikkat çekilerek, polis tarafından kötü muameleye maruz bırakılmak, tehdit, psikolojik şiddet, fiziki taciz gibi diğer ırkçı saldırıların ise yüzde 6,2 seviyesinde olduğu bildirildi.  Avusturya Müslümanlar için Dokümantasyon ve Danışmanlık Merkezi yetkilileri Rumeysa Dür-Kwieder ve Ümmü Selime Türe, 2020’de 1400’ün üzerinde ırkçı saldırının kayıtlara geçtiğini ancak geçen yıl bu sayıda düşüş yaşandığını belirtti. Sayıların gerilemesinin olumlu bir anlam taşımadığını, öncelikli nedenin koronavirüs sınırlamaları nedeniyle bireylerin daha az sosyalleştiğini dile getiren Türe, bu nedenle ırkçı saldırıların çok çevrimiçi platformlara taşındığını ifade etti.

Avusturya’da Müslümanlar ötekileştiriliyor

Ülkede siyasilerin başvurduğu ayrıştırıcı ve ötekileştirici söylemin ırkçı yaklaşımların yaygınlaşmasına yol açtığını söyleyen Türe, “Siyasetçilerin ya da partilerin motivasyonu genellikle Müslümanları ötekileştirmek, tehlikeli olarak göstermek ve buna binaen yasalar oluşturmak.” dedi. Türe, bu doğrultuda son birkaç yılda iktidarın hayata geçirdiği düzenlemelere değinerek, Müslümanlara yönelik bir tür “fişleme” görevi üstlenen “Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezinin” kurulduğunu ve son olarak da 60’ın üzerinde tanınmış Müslüman aktivist ve akademisyene yönelik terörle mücadele adı altında polisin orantısız şiddete başvurduğu “Luxor” adı verilen operasyonların yapıldığını anlattı. “Siyasetçiler, çok rahatlıkla ırkçı söylemlerini dile getirebiliyor. Siyasetçilerin söylemlerinden ötürü sivil halk, Müslümanlara karşı saldırmak ya da ses çıkartma hususunda kendilerini daha güçlü hissediyor.” diyen Türe, ülkede Müslümanlara yönelik ırkçılığın çok yönlü ve sistematik olduğunu aktardı.

Avusturya’da İslam karşıtı ırkçılık raporu yayımlandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Avusturya'nın başkenti Viyana'da, Baraa Bolat adlı Müslüman kadın, başörtüsü taktığı için ırkçı saldırıya uğradı:

"Bana 'Türkiye'ye defol git' dedi. Başörtüme saldırdı. Üzerime tükürene kadar, hakaretlerini görmezden geldim." pic.twitter.com/ZiC0ibv8q5

— Yekvücut (@yekvucutcom) September 27, 2021

Avusturya’da Müslüman bir kadına ırkçı saldırı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Avusturya’da Graz Yüksek Mahkemesi, Kasım 2020’de “terörle mücadele bahanesiyle” aralarında Siyaset Bilimci Dr. Farid Hafez’in de bulunduğu çok sayıda Müslüman aktivist ve akademisyenin evlerine düzenlenen polis baskınlarının ve polisin Müslümanlara karşı orantısız gücünün  yasalara aykırı olduğuna karar verdi. Graz Yüksek Mahkemesi Sözcüsü Elisabeth Dieber, konuyla ilgili basın açıklaması yaptı. Dieber, teröre finansal destek sağladıkları, terör oluşumlarıyla ilişkileri olduğu gerekçesiyle 9 Kasım 2020’de polisin evlerine baskın düzenlediği 9 kişinin yaptığı şikayetlerin mahkeme tarafından haklı bulunduğunu duyurdu. Dieber, söz konusu kişilere yönelik yapılan baskınların yasalara uygun olmadığını dile getirdi. Evlerine baskın düzenlenen 9 kişi Yüksek Mahkeme’ye başvuru yaptı. 1000’e yakın polisin farklı eyaletlerde 60’a yakın adrese orantısız güç kullanarak yaptığı baskınlar hakkında suç duyurusunda bulunan insanların durumuna ilişkin değerlendirme yapıldı. Sabahın erken saatlerinde evlerinin kapıları kırılarak uzun namlulu silahlarla bir baskın düzenlenmesi için yeterince verinin bulunmadığına dikkat çekildi.

Avusturya’da yapılan baskınların sebebi neydi?

Öte yandan mahkeme, savcılığın söz konusu kişilerin HAMAS ve Müslüman Kardeşler Cemaatine üye olduklarına ilişkin suçlamaya da değindi. Müslüman Kardeşlerin Avusturya’da terör örgütü olarak kabul edilmediğinin altı çizildi. Avusturya’da 2 Kasım’da 4 kişinin ölümüyle sonuçlanan terör saldırısından bir hafta sonra İçişleri Bakanı Karl Nehammer’in gözetiminde 30 Müslüman aktivist ve akademisyene terörle mücadele adı altında “Luxor” adı verilen bir operasyon düzenlendi. Sabahın erken saatlerinde çok sayıda polisin çoğunluğu Avusturya vatandaşı ve kamuoyunun yakından tanıdığı Müslümanların evlerine baskınlar yapıldı. Polislerin başvurduğu orantısız güç nedeniyle 10’un üzerinde çocuk ve çok sayıda kadın psikolojik destek almak zorunda kaldı. Ulusal ve uluslararası farklı çevrelerin tepki gösterdiği baskınlar sonucunda, teröre finansal destek verdiği suçlamasında bulunulan kişilerin hesapları dondurulmuş, birçoğu çalıştıkları iş yerlerinden çıkartıldı.

“Silahlarını bize doğrulttular”

İslam düşmanlığına karşı kaleme aldığı makaleleriyle tanınan Salzburg Üniversitesi’nde görevli Dr. Farid Hafez, 9 Kasım’da yaşadıklarını “Baskından Sonra” isimli kısa belgesel filminde anlattı. Hafez, yaşadıklarını şöyle dile getirdi. “Silahlarını bize doğrulttular, kırmızı lazer ışıkları vücudumuzun üst kısmını nişan aldıklarını gösteriyordu. Sonra “eller havaya” diye bağırdılar. O günden beri çocuklarım gece uyuyamıyor. Yataklarına tek başlarına gidemiyorlar.”

Avusturya Mahkemesi: Müslümanlara yapılan baskınlar yasalara aykırı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Avusturya İçişleri Bakanlığı ülkedeki  nefret suçlarına yönelik bir rapor yayımladı. Hazırlanan Nefret Suçu Raporuna göre, ülkede Kasım 2020-Nisan 2021 arasında bin 936 nefret suçu işlendi. Ülkede İslam düşmanlığı, antisemitizm ve Nazi propagandası ciddi şekilde arttı. Avusturya İçişleri Bakanlığının hazırladığı ve ülkede ilk defa yayımlanan Nefret Suçu Raporu kamuoyuyla da paylaşıldı. Raporda, söz konusu çalışma için polisin iki yıllık eğitimden geçtiğinin ve raporun hazırlanmasına akademisyenlerin de katkı sağladığının altı çizildi. Ülkede Kasım 2020-Nisan 2021’de 1936 nefret suçunun işlendiği aktarılan raporda, nefret suçu işleyenlerin büyük çoğunun genç Avusturyalılardan oluştuğuna dikkat çekildi. Raporda, en çok etnik köken, dünya görüşü ve ten rengi nedeniyle nefret suçuna maruz kalındığı bildirilerek, İslam düşmanlığı, antisemitizm ve Nazi propagandasında da önemli artış görüldüğü vurgulandı.

Avusturya’da nefret suçları arttı

Hangi nedenle olursa olsun nefret suçunun demokratik toplumlarda yerinin olamayacağının altının çizildiği raporda, nefret suçunun ciddi bir durum olduğu, güvenlik güçlerinin bunu önemsediği ve suçluları yakalamak için çaba sarf ettiği belirtildi. Ülkede 6 aylık zaman diliminde işlenen nefret suçlarının kayıt altına alındığı raporun henüz tamamlanmadığı, raporun tamamlanmasıyla Avusturya’da nefret suçu olgusunun daha iyi anlaşılacağı vurgulandı.

Avusturya’da İslam karşıtı ırkçı söylemler de arttı

İnsan hakları üzerine çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşu SOS Mitmensch, Avusturya’da video konferans yöntemiyle düzenlemiş olduğu basın toplantısında, “2020 Avusturya Siyasetinde Müslüman Karşıtı Irkçılık Raporu”nu kamuoyuna bildirdi. Sivil toplum kuruluşunun Basın Sözcüsü Alexander Pollak, basın toplantısında yaptığı bu konuşmada, 2020 yılında 2019 yılına yıla göre ülke siyasetinde Müslümanları hedef gösteren ırkçı söylem ve kampanyaların artarak 2 katına çıktığını belirtti. Avusturya’da Müslümanları hedef gösteren ırkçı söylemlerin birçok kişi veya siyasi partilerce yapıldığını söyleyen Pollak, “Avusturya’da 2020’de olduğu kadar Müslümanlara yönelik bu denli yoğun siyasi kışkırtmayı daha önce yaşamamıştık.” dedi. Hükümet ise ülkede artan ırkçılık ve İslam karşıtlığını hiçbir şekilde gündemine almazken, bu alanda çalışma yürüten kuruluşlara da herhangi bir destekte bulunmadı. Pollak, koronavirüs salgınını kullanarak Müslümanların hedef alındığını işaret ederken, siyasi partiler ve kişiler tarafından Müslümanlara yönelik ırkçı söylemler için Covid-19’un araç haline getirildiğini de vurguladı.

Avusturya’da nefret suçu raporu: 2 bin vaka görüldü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Avusturya Müslümanların haklarını kısıtlamaya devam ediyor. Müslümanların aleyhine yönelik tartışmalı terörle mücadele yasa tasarısı mecliste kabul edildi. Yasa ile camilerdeki vaizler mercek altına alınacak. “Radikal” görüşlere sahip olduğu düşünülen cami ve dini dernekler daha hızlıca kapatılabilecek. Müslümanlara ait kurumlara yurt dışından finansal desteğin önlenmesi için daha sıkı denetim yapılabilecek. Camilerde görev yapan özellikle yabancı vaizler mercek altına alınacak. Vaizlerin isimleri devlete bildirilecek. Ülkede terör suçlaması ile hapis cezasını tamamlamış kişiler dışarı çıktıktan sonra da denetlenecek. Bu kişilere “elektronik kelepçe” takılarak bir süre takip edilecek. Avusturya’da 2 Kasım 2020 tarihinde 4 kişinin ölümüyle sonuçlanan bir terör saldırısı gerçekleşti. Hükümet saldırı sonrası terörle mücadele yasa tasarısı hazırladı. Ancak yasa tasarısındaki bazı maddeler Müslümanların haklarını kısıtlıyor. Bu nedenle de ülkenin Müslüman kesimi tasarıyı eleştiriyor.

Avusturya Müslüman karşıtlığını artırıyor

Uyum Bakanı Susanne Raab geçtiğimiz aylarda bir açıklama yapmış, “siyasal İslam”ın Avusturya’da yasaklanacağını ifade etmişti. Ancak “siyasal İslam” diyerek neyi kastettiği sorusunu yanıtlamamıştı. Yeni yasa paketinin ülkedeki İslam karşıtlığını besleyerek Müslümanlara karşı saldırıları artırmasından endişe ediliyor. Öte yandan Avusturya’da, İslam karşıtı ırkçı söylemler giderek artıyor İnsan hakları üzerine çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşu SOS Mitmensch, Avusturya’da video konferans yöntemiyle düzenlemiş olduğu basın toplantısında, “2020 Avusturya Siyasetinde Müslüman Karşıtı Irkçılık Raporu”nu kamuoyuna bildirdi. Sivil toplum kuruluşunun Basın Sözcüsü Alexander Pollak, basın toplantısında yaptığı bu konuşmada, 2020 yılında 2019 yılına yıla göre ülke siyasetinde Müslümanları hedef gösteren ırkçı söylem ve kampanyaların artarak 2 katına çıktığını belirtti.

“Müslümanlara yönelik bu denli yoğun kışkırtmayı daha önce yaşamadık”

Avusturya’da Müslümanları hedef gösteren ırkçı söylemlerin birçok kişi veya siyasi partilerce yapıldığını söyleyen Pollak, “Avusturya’da 2020’de olduğu kadar Müslümanlara yönelik bu denli yoğun siyasi kışkırtmayı daha önce yaşamamıştık.” dedi. Hükümet ise ülkede artan ırkçılık ve İslam karşıtlığını hiçbir şekilde gündemine almazken, bu alanda çalışma yürüten kuruluşlara da herhangi bir destekte bulunmadı. Pollak, koronavirüs salgınını kullanarak Müslümanların hedef alındığını işaret ederken, siyasi partiler ve kişiler tarafından Müslümanlara yönelik ırkçı söylemler için Covid-19’un araç haline getirildiğini de vurguladı.

Avusturya Müslümanların haklarını gasbediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Avusturya’da İslam karşıtlığı her geçen gün sistematik bir şekilde artıyor. Geçtiğimiz haftalarda Avusturya hükümeti Müslüman kuruluşları fişlemek için dijital harita yayınlamıştı. Haritanın yayınlanmasının ardından Müslüman kuruluşlara aşırı sağcılar tarafından saldırılar gerçekleştirilmişti. Şimdi de Avusturya’nın başkenti Viyana’da yine Müslümanlara yönelik ırkçı saldırı düzenlendi. Aşırı sağcılar Başkent Viyana sokaklarında “Dikkat yakınlarda politik İslam var (cami)” yazılı ırkçı tabelalar yerleştirdi. Viyana’da “Dikkat yakınlarda politik İslam var (cami)” yazılı tabelaları, tartışmaya yol açtı. Şehrin birkaç noktasında konulan ve camilerin yakınında görülen “uyarı işaretleri”nin aşırı sağcılar tarafından yerleştirildiği açıklandı. Irkçı ifadelerin kullandığı tabelaları gören vatandaşlar, polisi harekete geçirdi ancak güvenlik güçleri ırkçı tabelaları kısmen kaldırabildi.

Avusturya’da 80 yıl önce aynı ırkçılık Yahudiler için de yapıldı

Viyana Anayasa Koruma Dairesi, ırkçı tabelalara karşı soruşturma başlattı. Bundan 80 yıl önce de aynı uygulamanın Yahudiler için yapıldığı ortaya çıktı. 1938 yılında Viyana sokaklarına asılan bir tabelada “Dikkat Yahudi mahallesi” yazdığı görüldü. Öte yandan Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig, uyarı işaretlerini eleştirdi. Ludwig, “Kendilerine insanları damgalama hedefi koyan bu aşırı sağcı çevrelerin şiddetli eylemlerini kınadım.” diye konuştu.

Avusturya’da Müslüman kuruluşları da fişlediler

İktidardaki merkez sağ Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ve Yeşiller Partisi, koalisyon hükümetinin öncülüğünde kurulan Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi, Müslümanlara ait 600 cami ve eğitim merkezi gibi çeşitli kuruluşların hangi çatı derneğine bağlı olduğu, dünya görüşleri, yöneticileri ve adresleri gibi detaylı bilgilerin yer aldığı “İslam-Landkarte” adı verilen bir dijital haritayı kamuoyuyla paylaşmıştı. Avusturya’da Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi’nin hayata geçirdiği İslam Haritası adı verilen dijital haritanın 27 Mayıs’ta kullanılmaya başlanmasının ardından, çok sayıda camiye aşırı sağcı gruplar tarafından İslam karşıtı ifadelerin bulunduğu levhalar asılmıştı. Viyana Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ednan Aslan’ın öncülük ettiği ekibe hazırlatılan çalışmaya tepki gösteren çeşitli kesimler, dijital haritanın Müslümanları potansiyel suçlu gösterdiğini, bir tür fişlemeyi andırdığını ve yolsuzluk soruşturmalarından bunalan hükümetin bir kez daha çıkış yolu olarak Müslümanlar üzerinden toplumu manipüle etmeye çalıştığını belirtmişti.

Avusturya’da aşırı sağcılardan Müslümanlara yönelik ırkçı tabelalar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İslam düşmanlığının her geçen gün sistematik olarak arttığı Avusturya‘da, Müslümanlara yönelik ırkçı saldırıların arttı. Geçtiğimiz yıl ülkede Müslümanlara yönelik 1402 ırkçı saldırı gerçekleştirildi. Bu rakamın 2019’a göre yüzde 33’ün üzerinde arttığı açıklandı. Avusturya Müslümanlar için Dokümantasyon ve Danışmalık Merkezi (Dokustelle) “2020 Müslüman Karşıtı Irkçılık Raporu”nu kamuoyuyla paylaştı. Dokustelle’nin hazırlamış olduğu rapor, video konferans yoluyla düzenlenen basın toplantısında yayımlandı. 2020 Müslüman Karşıtı Irkçılık Raporuna göre, Avusturya‘da İslam karşıtı saldırıların geçen yıl büyük ölçüde arttığı duyuruldu. 2019 yılında Müslümanlara yönelik 1051 saldırı gerçekelştiği kaydedildi.  2020 yılında ise bu sayı 1402’ye çıktı ve 2019’a göre yüzde 33’ün üzerinde arttı. Raporda, İslam karşıtı ırkçılığa maruz kalanların yüzde 74’ünü Müslüman kadınların, yüzde 26’nı ise erkeklerin oluşturduğu belirtildi. Buna karşılık olarak ise ırkçı saldırıların yüzde 73’nü erkeklerin, yüzde 27’sini ise kadınların yaptığı söylendi.

Saldırılar en çok dijital platformlarda yaşandı

Avusturya Müslümanlar için Dokümantasyon ve Danışmalık Merkezi’nin yayımladığı  raporda, Müslümanlara yönelik saldırıların yüzde 84’ünün en fazla dijital platformlarda yaşandığına dikkat çekildi. Kamuya açık yerlerde bu oranın yüzde 9 oranında olduğu söylendi. Raporda, Müslümanların ne tür saldırılara uğradığına da yer verildi. Müslümanlara yönelik nefret söylemi ve kışkırtmalar yüzde 80’le ilk sırada yer aldı. Saldırıların yüzde 10’unu İslam ve Müslümanlara yönelik hakaretler oluşturduğu, yaklaşık yüzde 4’ünü ise Müslümanlara ait mülklere verilen fiziki zararlar olduğu belirtildi. Kayıt altına alınan vakalarda Müslümanların yaklaşık yüzde 4’ünün sosyal yaşamın çeşitli alanlarında eşit muamele görmediği açıklandı. Tehdit, fiziki taciz gibi diğer saldırıların  yüzde 2 seviyesinde olduğu paylaşıldı. Avusturya Müslümanlar için Dokümantasyon ve Danışmalık Merkezi Sözcüsü Rumeysa Dür-Kwieder de konuyla ilgili açıklama yaptı. Dür-Kwieder, ülkede artış gösteren ırkçılığa yönelik başta hükümet olmak üzere, siyasiler, devlet kurumları, polis ve medyanın üzerine önemli görevler düştüğüne dikkat çekti.

Siyasal İslam tartışılıyor

Dür-Kwieder, geçen yıl yaşanan terör saldırısında terörle mücadele adı altında 30 Müslüman aktivist ve akademisyenlerin evlerine polis baskınları yapıldığını söyledi. Siyasal İslam tartışmalarının Müslümanlara yönelik olumsuz yaklaşımların artmasına yol açtığını bildirdi. Dür-Kwieder, siyasal İslam ifadesine yönelik herkes tarafından kabul edilen bilimsel bir açıklamanın olmadığını belirtti.  “Bu söylem, düşman algısı ve korkunun yaygınlaştırılmasına hizmet ediyor.”

Avusturya’da Müslümanlara yönelik saldırılar artıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İnsan hakları üzerine çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşu SOS Mitmensch, Avusturya’da video konferans yöntemiyle düzenlemiş olduğu basın toplantısında, “2020 Avusturya Siyasetinde Müslüman Karşıtı Irkçılık Raporu”nu kamuoyuna bildirdi. Sivil toplum kuruluşunun Basın Sözcüsü Alexander Pollak, basın toplantısında yaptığı bu konuşmada, 2020 yılında 2019 yılına yıla göre ülke siyasetinde Müslümanları hedef gösteren ırkçı söylem ve kampanyaların artarak 2 katına çıktığını belirtti. Avusturya’da Müslümanları hedef gösteren ırkçı söylemlerin birçok kişi veya siyasi partilerce yapıldığını söyleyen Pollak, “Avusturya’da 2020’de olduğu kadar Müslümanlara yönelik bu denli yoğun siyasi kışkırtmayı daha önce yaşamamıştık.” dedi. Hükümet ise ülkede artan ırkçılık ve İslam karşıtlığını hiçbir şekilde gündemine almazken, bu alanda çalışma yürüten kuruluşlara da herhangi bir destekte bulunmadı. Pollak, koronavirüs salgınını kullanarak Müslümanların hedef alındığını işaret ederken, siyasi partiler ve kişiler tarafından Müslümanlara yönelik ırkçı söylemler için Covid-19’un araç haline getirildiğini de vurguladı.

Avusturya’da İslam karşıtı söylemlerin artmasında siyasetçilerin de payı var

Polak, Avusturyalı siyasetçilerin kullandığı dilin, halkın üzerinde olumlu ya da olumsuz önemli boyutta etkisi bulunduğunun altını çizdi. Bu konu üzerine yapılan bir ankette, anket sonucunda halkın yüzde 35 oranla Müslümanlara yönelik olumsuz görüşlere sahip olduğu, yüzde 40’ının ise kendilerinin Müslümanlarla eşit haklara sahip olmaması gerektiğini savunduğu ortaya çıktı.

“Müslümanlar hedef alındı”

Sosyal Bilimci Dr. Judith Kohlenberger ise katıldığı basın toplantısında, salgının İslam’a yönelik komplo teorilerini güçlendirdiğini söyledi. Müslümanların ötekileştirme amacıyla kullanılmaya çalışıldığını ifade etti. Kohlenberger, rapordaki ırkçı ve ötekileştirici söylemlerle ilgili, “Tatil dönüşü Balkanlardan gelenlerin günlük vaka sayılarını artırdığı”, “Türklerin düğünlerinde kurallara uymadığı”, “İktidarın ramazan ayına göre kısıtlamaları kaldıracağı” gibi gerçek dışı karalama kampanyalarında ırkçıların Müslümanları hedef alındığını dile getirdi. Müslümanlara yönelik ırkçı saldırıların, gerçekleşen terör saldırısıyla doğrudan ilişkili olduğunu belirten Irkçılık Karşıtı Çalışma ve Sivil Tepki (ZARA) derneği yetkilisi Caroline Kerschbaumer, Müslümanlar’ın suçlandığını, başörtülü kadınların her yerde saldırganların hedefinde olduğunu ifade etti. Kerschbaumer aynı zamanda, yapılan terör saldırısı sonrasında yaklaşık 15 gün içinde 90’nın üzerinde İslam karşıtı ırkçı saldırının da kayıt altına alındığını belirtti. 10. Bölge Belediye Encümen Azası siyasetçi Muhammed Yüksek’in, belirli siyasi çevreler tarafından düzenli olarak Müslümanlar hakkında sarf edilen ırkçı, nefret içerikli söylemin, daha çok gençler üzerinde olumsuz etkilere yol açtığı, yabancı kökenli gençlerin ülkeye dair aidiyet duygusu besleyemediği ifadeleri arasında yer aldı. Yüksek aynı zamanda şunları da söyledi: “Belirli siyasi çevreler, Müslüman ya da yabancı kökenli çocuklar üzerinden siyaset yapıyor. Bu durumun çocuklar üzerinde olumsuz yansımaları oluyor, Avusturya’ya yönelik aidiyet duyguları zedeleniyor. Bu çocuklar 15-16 yaşlarına geldiğinde bu kez aynı çevreler ‘Bunlar kendilerini Avusturyalı olarak görmüyor’ diye suçlamada bulunuyor. Bu siyasi söylem, bizim çocuklarımızın aidiyet duygusunu sömürüyor.”

Avusturya’da İslam karşıtı söylemler artış gösterdi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.