ABD’de 26 Mayıs 2020 tarihinde George Floyd adlı siyahinin öldürülmesine ilişkin olayları yakından takip eden Batı Raporu, Amerikan polisinin şiddetini Türkçe ve İngilizce olarak sosyal medya kullanıcılarına aktarıyor.

Bu görüntülerden biri de 27 Mayıs’ta Floyd’un ölümünü protesto eden siyahi kadının polis tarafından yumruklanmasına ilişkin görüntüler oldu.

Kısa zamanda birçok kullanıcı tarafından paylaşılan görüntüler, New York Post gazetesi tarafından da alıntılandı. Gazete bu haberi “Beyaz Mishigan polisi siyahi kadını yumruklarken kameralara yakanlandı” diye servis etti.

Batı Raporu projesi, ABD ve Avrupa ülkelerdeki polis şiddeti, sansür, akademik baskı, ırkçı ve islamofobik vakaları yakından takip ediyor.

New York Post gazetesi Batı Raporu’nu kaynak gösterdi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Çalışma şartları ve maaşlarının iyileştirilmesini isteyen yüzlerce itfaiyeci, Paris sokaklarında yürüyüşe geçti. Polis, itfaiyecilerden yolu açmasını istedi. Fransız itfaiyeciler gösterilerine devam etti.

Polis, tazyikli su sıktı, göz yaşartıcı gaz kullandı. Paris Emniyet Müdürlüğü, gösteride 2 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. Paris’te çalışan itfaiyeciler asker statüsünde olduğu için, gösteriye katılmalarının yasak olduğu kaydedildi.

Fransa’da itfaiyecilerle polis arasında gerginlik yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Macaristan İçişleri Bakanlığı Kamu Güvenliği Genel Müdürü Karoly Papp, Budapeşte’de düzenlediği basın toplantısında, yaklaşık 60 kişilik düzensiz göçmen grubunun Sırbistan ile sınır kapısı Röszke 2’yi aşarak ülkeye girmeye çalıştığını söyledi.

Grubun sınırı aşma çabalarını güvenlik güçlerinin 3 defa havaya ateş açarak engellediğini belirten Papp, 4 kişinin güvenlik güçleri tarafından yakalandığını ifade etti. Papp ayrıca, sınırdaki Csongrad ve Bacs-Kiskun bölgesinde de 71 düzensiz göçmenin ülkeye girişinin engellediğini kaydetti.

Macar sınır polisi göçmenleri durdurmak için ateş etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yasanın hazırlandığını belirten Muhafazakar Parti Holokost sonrası meseleler özel temsilcisi ve eski parti genel sekreteri Eric Pickles’ın aktardığına göre yasanın amacı kısaltması “BDS Hareketi” olan İsrail karşıtı barışçıl eylemlerin yayılmasını engellemek. “BDS anti-semitik bir harekettir ve ona göre muamele görmelidir” diyen Pickles şunları söyledi: “Kamu kurumlarının yabancı ülkelere yönelik bu tür eylemlerin direk veya dolaylı bir parçası olmasını yasaklayacağız.

Bu tür şeylerin toplumlar arası uyumu bozduğunu düşünüyoruz. Anti-semitizm İngiliz kimliğine ve yaşam tarzına bir saldırıdır. Yahudi vatandaşlarımız olmadan biz eksik bir ulus olurduk.” Yasanın 19 Aralık’ta gerçekleşecek olan Kraliçe’nin Lordlar Kamarası’nda yapacağı parlamento açılış konuşması sonrasında hızlı şekilde hayata geçirilmesi bekleniyor.

İngiltere İsrail boykotunu yasaklıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Muhafazakar Parti lideri Johnson’ın, 1995’te yazdığı bir makalede, bekar anneleri “gayrimeşru, cahil, agresif” olarak tanımladığı ortaya çıktı. Başka bir köşe yazısında “Kuran’ı okuyan gayrimüslim için İslamofobi doğal bir tepkidir” diyen Johnson, “Sorun İslam dinidir” diye yazmıştı. Başbakanın, 30’lu yaşlarında yazdığı, kolluk kuvvetlerine eş cinsellerin alınmamasını destekleyen diğer bir makalesi de mercek altına alındı. Johnson’un Şilili diktatör Augusto Pinochet’i savunduğu cümleleri de eleştiri listesinde yerini aldı. Peçe takan Müslüman kadınları “posta kutusu ve banka soyguncuları”na benzeten Muhafazakar Partili İngiliz başbakan, bu sözleri için geçtiğimiz ay özür dilemişti. Tekrar gün yüzüne çıkan tartışmalı makaleleri içinse henüz Johnson’dan bir açıklama gelmedi.

Boris Johnson’un eski köşe yazıları ortaya çıktı: “Homofobik, islamofobik ve cinsiyetçi” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Hastaneye başvurduktan ancak 13 saat sonra Jack’e yatak bulunabildi. Grip ve bademcik iltihabı teşhisi konulan çocuk, daha sonra hastaneden taburcu edildi. ack’in annesinin çekip paylaştığı fotoğraf, İngiltere’deki Ulusal Sağlık Hizmetleri’nin yetersizliği tartışmasına yol açtı. Hastane yönetimi çocuk ve ailesinden özür diledi. Durumun utanç verici olduğu yorumları yapılırken Başbakan Boris Johnson’a da “çocuğun ailesinden özür dilemesi” çağrıları yapılıyor.

İngiltere’de acil servis skandalı! yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Eyalet Ceza İnfaz Kurumu cuma günü çalışanlara hitaben kaleme alınan mektupta, Nazi selamı verirken görüntülendikleri fotoğrafı “tatsız, kırıcı, rahatsız edici, son derece duyarsız ve tamamen uygunsuz” olarak niteledi. Eyaletin antetli kağıdına basılan tartışmalı fotoğrafta 30 kadar üniformalı kursiyer, kağıda yazılı “Hail Byrd!” ifadeleri altında Nazi selamı veriyor.

Fotoğrafın 21 Ekim-27 Kasım arası kurs programıyla ilgili olarak çekildiği notu yer alıyor. Görüntülerin açığa çıkması sonrası kaç çalışanın açığa alındığı ve olayın nasıl cereyan ettiği açıklanmadı.

ABD’de cezaevi çalışanlarından “Nazi Selamı” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Zubaydah yaptığı çizimlerde söz konusu işkence yöntemlerinin çoğunun ilk kez kendisinde denendiğini, ABD istihbarat servisi CIA görevlilerinin bunu Tayland’daki üslerinde Ağustos 2002’de yapmaya başladığını belirtiyor.

Bugüne kadar suç teşkil edecek herhangi bir eylemde bulunduğu kanıtlanamayan 48 yaşındaki Zubaydah, çizdiği sekiz farklı görselde her işkence yöntemini farklı başlık altında tanımlıyor. Kutuda hapsetme, basınçlı suyla işkence, vücudu parmaklıklara kilitleyerek germe, kafası kutuya geçilmiş bir şekilde sandalyeye kelepçeleme, elleri kelepçeli şekilde duvara başını çarpma gibi başlıklar kullanan Zubaydah’ın her görselde vücudunun çırılçıplak ve başının kazınmış olduğu en dikkat çeken ayrıntılar arasında.

Zubaydah New York Times’ın haberleştirdiği raporda en kötü işkence yöntemlerinden birinin uykusuz bırakma olduğunu belirtiyor. Zubaydah, elleri ve ayaklarının ters bir şekilde kelepçelendiğini, her fırsatta yüzüne su döküldüğünü ve dar bir alanda hapsedilerek 2-3 hafta kadar uykusuz kaldığını söylüyor.

Filistin asıllı mahkum tam 83 defa vücudunun yatağa bağlandığını ve yüzüne su dökülmek suretiyle boğulma tehlikesi geçirdiğini ifade ediyor. Olayı araştıran ABD’li Başsavcı Jay S. Bybee’ye göre ise Zubaydah, yaklaşık 11 gün boyunca CIA görevlileri tarafından işkence edilerek uykusuz bırakıldı. Zubaydah ayrıca vücudunun zar zor sığdığı küçük bir kutuya konulan Guantanamo’daki ilk mahkum olduğunu belirterek, “Beni küçük bir kutunun içerisine kitlediler. Ben buna köpek kutusu adını veriyorum. Kutuya oturmaya çalışıyorum ancak nafile. Kutu çok dar. Kıvrılmak istiyorsun ancak ellerin ve ayakların kelepçeli olduğu için bunu da yapamıyorsun. Çünkü çok sıkı bir şekilde bağlanmış. Bu çok acı verici bir deneyimdi. Bilinçsiz bir şekilde sürekli çığlık atıyordum.” diyor.

Guantanamo’da dehşet verici işkenceler yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Le Monde gazetesinde yayımlanan açık mektupta, Fransa, İsrail ve birçok ülkede görev yapan 127 Yahudi akademisyen, antisemitizmle mücadelenin önemli olduğunu, ancak siyonizm karşıtlığını antisemitizmle eş değer sayan yasa tasarısına karşı çıktıklarını belirtmişti. Akademisyenler, Fransa Ulusal Meclisine söz konusu tasarının kabul edilmemesi konusunda çağrıda bulunmuş, siyonizm karşıtlığının meşru olduğunun altını çizmişti.

Siyonizm karşıtlığı ile antisemitizmin aynı şey olmadığına vurgu yapan akademisyenler, bir devleti eleştirmenin ”siyonizm karşıtlığı” anlamına gelmediğini kaydetmişti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, şubatta siyonizm karşıtlığının antisemitizmin modern biçimlerinden biri olduğunu ve Uluslararası Holokost Anma İttifakının antisemitizm tanımını kabul edeceğini açıklamıştı.

Yahudi akademisyenlerin karşı çıkışlarına rağmen siyonizm ile antisemitizm eş değer sayılacak yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Gazetenin Alman hükümetine dayandırdığı bilgilere göre, bu kişiler daha önce iki kez ya sınır dışı edildi ya da kendi isteğiyle ülkeden ayrıldı. Halen Almanya’da bulunan bin 23 kişinin dördüncü, 294 kişinin ise beşinci veya daha fazla sayıda sığınma başvurusu yaptığı belirtildi.

Federal İstatistik Dairesi verilerine göre 2010-2018 yılları arasında toplam bir milyon 780 bin kişi sığınma amacıyla Almanya’ya geldi. Federal İçişleri Bakanı Horst Seehofer üç hafta önce ülkeye tekrar girişlerinde engel bulunan yabancıların yeniden sığınma başvurusu yapmaları halinde, başvuru değerlendirildiği süre boyunca gözaltına tutulmasına olanak sağlayacak bir tasarıyı gündeme getireceklerini açıklamıştı.

Şu anda bu kişilerin en fazla birkaç ay süreyle göz altında tutulması mümkün ve bu çoğu zaman uygulanmıyor. Federal Meclis İçişleri Komisyonu Başkanı Andrea Lindholz “Sınır dışı edilmenin ardından getirilen ülkeye giriş yasağı ihlalinin gelecekte kesinlikle tutuklamayla sonuçlanması gerekiyor” diye konuştu.

Almanya: Tekrarlanan sığınma başvurusu sorunu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.