Polonya göçmenleri zorla geri itiyor

Polonya-Belarus sınırında 19 kişinin öldüğüne ve birçok mültecinin kayıp olduğuna dikkati çeken BM Göçmen Halkları Uzmanı Morales, Polonya’nın göçmenleri Belarus’a zorla geri gönderdiğine vurgu yaptı. Morales, “Göçmenler her iki tarafın inkar etmesine rağmen bugün hala ileri geri itiliyor. Polonya’nın çelik duvar örmesinin ardından bölgeye muhabir, sivil toplum ile insani yardım kuruluşu temsilcilerinin erişimi de iyice sınırlandırıldı. Dolayısıyla oradaki göçmenlerin durumunu anlamak da zorlaşıyor.” dedi. Hamile kadın ve çocukların her iki tarafta da aylarca gözaltında tutulduğuna dikkati çeken Morales, “İhlal edilen uzun bir insan hakları listesi var.” diye konuştu.

BM izliyor Polonya göçmenlere acımıyor

Belarus-Polonya sınırında 8 Kasım 2021’den itibaren Avrupa’ya göçme arayışıyla çoğunluğu Irak ve Suriye’den gelerek Belarus üzerinden Polonya’ya geçmeye çalışan 2 bin civarındaki kişi, ormanlık alanda kendi kurdukları kampta ve sınır önünde bir süre beklemişti. Bu kişiler, daha sonra, sınır boyunda kurdukları kampı tamamen boşaltarak Belarus hükümetinin Bruzgi sınır bölgesinde hazırladığı lojistik merkezde bulunan kapalı alana geçmişti. Kampta bulunanların çoğunluğu tahliye seferleriyle Irak’a geri dönmüştü. Göçmen krizi nedeniyle Belarus ile Avrupa Birliği (AB) arasında gerginlik yaşanmış, Belarus’a “Avrupa’ya göç hareketini organize ettiği” gerekçesiyle yaptırımlar getirilmişti. Belarus’a sığınan Polonya askeri Emil Çeçko, Polonya sınırında 2021’in yaz aylarından bu yana 240’tan fazla göçmenin öldürüldüğünü öne sürmüştü.

BM: Polonya göçmenler arasında ayrımcılık yapıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

“Eşi görülmemiş bir küresel açlık kriziyle karşı karşıyayız”

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres de dünya genelinde yaşanan açlık kriziyle ilgili açıklamalarda bulundu. Guterres, dünyanın “eşi görülmemiş” bir küresel açlık kriziyle karşı karşıya olduğu, 2023’ün daha zor geçeceği uyarısı yaptı. Guterres, Almanya’da, “Küresel Gıda Güvenliğine Yönelik Çoklu Zorluklara Yanıt” adıyla düzenlenen bakanlar konferansına video mesajı göndererek, “Eşi görülmemiş bir küresel açlık kriziyle karşı karşıyayız. Ukrayna’daki savaş, yıllardır ortaya çıkan iklimin bozulması, Kovid-19 salgını gibi sorunları daha da karmaşık hale getirdi.” diye konuştu. BM Genel Sekreteri Guterres, Afrika Boynuzu bölgesinde son yılların en kötü kuraklığının yaşandığını söyledi. Eğer hemen harekete geçilmezse durumun bir felakete dönüşebileceğini bildirdi. Guterres, “Dünya Gıda Programı’na göre son iki yılda, dünya genelinde gıda erişimi sıkıntısı çeken insanların sayısı iki kattan fazla artarak 276 milyona ulaştı. 2022’de birden fazla kıtlık ilan edilmesi gibi gerçek bir risk var ve 2023 daha da kötü olabilir.” ifadelerini kullandı. BM Genel Sekreteri Guterres, dünyayı tehdit eden gıda krizinin çözümü için Rusya’nın ürettiği gıda ve gübreyi, savaşa rağmen, dünya pazarlarına yeniden entegre etmek gerektiğini söyleyerek konuşmasına şöyle devam etti. “Bu konuda Ukrayna, Rusya Federasyonu, Türkiye, ABD, Avrupa Birliği ve diğerleri ile yoğun temas halindeyim.” Guterres, çiftçilerin maliyetlerinin artmasına da değinerek “Çiftçilerin ana maliyeti gübre ve enerjidir. Gübre fiyatları geçen yıl yarıdan fazla, enerji fiyatları ise üçte ikiden fazla arttı.” dedi. Guterres, konferansta yapılacak tartışmaların küresel gıda piyasalarını istikrara kavuşturmak ve emtia fiyatlarındaki oynaklıkla mücadele etmek için bir fırsat oluşturabileceğini kaydetti.

BM: Dünya genelinde açlık yaşayanların sayısı yaklaşık 830 milyon yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

“Kuraklık nedeniyle hayvanlarım öldü ve çocuklarımı doyuracak bir şeyimiz kalmadı”

57 yaşındaki 9 çocuk annesi Muhibo Ali Hilowle de hayatında böyle şiddetli bir kuraklıkla karşılaşmadığını söyledi. Hilowle, “Bir yetişkin olarak sadece su ile hayatta kalmaya çalışıyorum ama çocuklar iki gündür yemek bulamıyor.” dedi. Saruuro Bishaar Abdi de 1 hafta boyunca 10 çocuğu ile yürüyerek kampa geldiklerini ifade etti. Abdi, “Kuraklık nedeniyle hayvanlarım öldü ve çocuklarımı doyuracak bir şeyimiz kalmadı. Bu nedenle buraya geldim.” diye konuştu. Somali Cumhurbaşkanlığı Kuraklıkla Mücadele Özel Temsilcisi Abdirahman Abdishakur Warsame, kampları ziyaret sırasında açıklamalarda bulundu. Somali ve uluslararası toplumun ortak çalışması gerektiğini söyledi. Warsame, “Farklı yerleri ziyaret ediyor ve kuraklıktan etkilenenleri gözlemliyorum. Bu insanlara yardım için koordinasyon sağlayama çalışıyoruz.” dedi.

Ocaktan bu yana en az 200 çocuk açlıktan öldü

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (UNOCHA) Somali’nin 2017’den bu yana ilk kez “felaket düzeyinde gıda güvensizliğine” tanık olduğunu açıkladı. BM tarafından yapılan açıklamada, ülkenin farklı bölgelerinde ocaktan bu yana en az 200 çocuğun yetersiz beslenme nedeniyle yaşamını yitirdiği ifade edildi. Ayrıca Afrika Boynuzu‘nda kuraklık koşullarının ülkenin 8 bölgesinde art arda gelen dördüncü yağışlı mevsimin ardından kötüleştiği belirtildi. “(Bu durum) 7 milyondan fazla kişiyi etkiledi ve 805 binden fazla kişi yerinden oldu” denildi. BM‘nin Somali’deki kuraklıkla mücadele kapsamında Kuraklığa Müdahale ve Kıtlık Önleme Planı’nı başlattığı ifade edilen açıklamada, planın uygulanması için 993,3 milyon dolara ihtiyaç olduğu ve 6,4 milyon kişiyi hedeflediği belirtildi. Somali hükümeti, artan kuraklık nedeniyle 23 Kasım 2021’de ülke genelinde “acil durum” ilan etmişti.

Somali’de yaklaşık 1 milyon kişi gıda sıkıntısı yaşıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Muhabir Şirin Ebu Akile’yi İsrail askerleri öldürmüştü

Al Jazeera televizyonunun deneyimli saha muhabiri Şirin Ebu Akile (51), 11 Mayıs’ta İsrail güçlerinin Batı Şeria’da bulunan Cenin’deki mülteci kampına düzenlediği baskını görüntülediği esnada, İsrail askerlerinin açtığı ateşle katledilmişti. Ebu Akile’nin yanında bulunan gazeteci Ali es-Sumudi de sırtından yaralanmıştı. Gazeteci Ebu Akile’nin, görevini yaptığı sırada ve “basın” yazılı çelik yelek giydiği halde İsrail askerleri tarafından gerçek mermiyle vurularak öldürülmesi dünya genelinde yankı uyandırmıştı. İsrail ordusu ise Ebu Akile’nin öldürülmesinin sorumluluğunu üstlenmeyerek, bir suç işlenmediğini savunmuştu.

BM, Ebu Akile’yi İsrail güçlerinin öldürdüğünü doğruladı

BM, Batı Şeria‘da görevi sırasında öldürülen Filistinli gazeteci Şirin Ebu Akile’nin İsrail güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğünü doğrulamıştı. BM Cenevre Ofisi’ndeki haftalık basın toplantısında konuşan BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Ravina Shamdasani, İsrail yetkililerinin, Ebu Akile’nin “eli silahlı Filistinlilerin rastgele ateş açması sonucu yaşamını yitirdiği” yönündeki iddialarını değerlendirmişti. Shamdasani, Komiserliğin olay anına ilişkin bağımsız incelemesini tamamladığı bilgisini paylaşmıştı. “İsrail ordusu ve Filistin Başsavcılığından gelen resmi bilgiler dahil şimdiye kadar incelediğimiz tüm kayıtlar, Ebu Akile’yi öldüren ve arkadaşı Ali Sumudi’yi yaralayan kurşunların İsrail güvenlik güçleri tarafından kullanıldığını doğrulamaktadır.” diye konuşmuştu. Shamdasani, “Olay yerinde eli silahlı Filistinlilerin herhangi bir faaliyet yürüttüğüne dair hiçbir bilgi bulamadık.” demişti. Shamdasani, Ebu Akile’nin Cenin’deki mülteci kampına düzenlenen baskını takip ederken hedef alındığını hatırlatmış, “Elde ettiğimiz bulgular, İsrail güvenlik güçlerinin ateş açmadan önce gazetecilere hiçbir uyarıda bulunmadığı yönündedir.” ifadelerini kullanmıştı.

BM: Basın çalışanlarının güvenliği azaldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Ekonomik kriz dünya gündeminde birinci sırada. Birleşmiş Milletler (BM), Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşın gıda, enerji ve finans sistemleri üzerindeki etkisine ilişkin yeni bir rapor yayımladı. Dünyanın Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle gıda ve enerji alanında şimdiye kadar görülen en ciddi ekonomik krizin eşiğinde olduğu uyarısında bulundu. 94 ülkede 1,6 milyar kişi Ukrayna savaşının etkileri ile karşı kaşıya olduğu ve artan gıda ve petrol fiyatlarıyla başa çıkmakta güçlük çektiği raporda belirtildi.

Eşi benzeri görülmemiş ekonomik kriz geliyor

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, rapora ilişkin BM Genel Merkezinde gazetecilere yaptığı açıklamada, “Rusya-Ukrayna savaşı gıda güvenliği, enerji ve finans üzerindeki etkisi sistematik, şiddetli ve hızlanıyor. Savaş, eşi benzeri görülmemiş bir açlık ve yoksulluk, sosyal ve ekonomik kriz getiriyor.” uyarısında bulundu.

Savaş nedeniyle bu yıl 47 milyon kişi daha gıda güvensizliğiyle karşı karşıya kalabilir. Guterres ayrıca, hiçbir ülkenin bu savaşın etkilerinden kaçamayacağını belirtti. Artan gıda ve petrol fiyatlarındaki kısır döngüyü kırmak, gıda ve enerji piyasalarına istikrar getirmek için Ukrayna tahılı ve Rus gübresinin küresel piyasalara yeniden kazandırılması gerektiğini de söyledi. Ukrayna tahılının güvenli ve engelsiz bir şekilde Karadeniz üzerinden ihracatının sağlanması çağrısı yaptı.

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) Genel Sekreteri Rebeca Grynspan ise “Şimdiye kadarki en ciddi hayat pahalılığı ile karşı karşıyayız.” dedi. “Mevcut gıda krizi, 2023’te hızla küresel boyutlarda bir gıda felaketine dönüşebilir” uyarısında bulunan Grynspan, Ukrayna tahılı ve Rus gübresinin ihracatı olmadan gıda krizine çözüm bulunamayacağını ve bu nedenle gelecek 18 ayın kritik önem taşıdığını söyledi.

Ekonomik kriz dünyayı etkisi altına alıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Durum giderek kötüleşiyor

Küresel Gıda Krizi raporunda, çatışmaların gıda güvensizliğinin ana itici unsuru olmaya devam ettiği vurgulandı. Söz konusu analizin Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaştan önce yapılmış olmasına rağmen savaşın, küresel gıda sistemlerinin birbirine bağlı doğasını ve kırılganlığını ortaya koyduğu kaydedildi. Raporda, “Halihazırda yüksek düzeyde akut açlıkla mücadele eden ülkeler, özellikle gıda ve tarımsal ithalata yüksek oranda bağımlı olmaları ve küresel gıda fiyat şoklarına karşı kırılganlıkları dolayısıyla Doğu Avrupa’daki savaşın risklerine karşı savunmasızdırlar.” ifadeleri kullanıldı. BM raporunda, 2021 yılında akut gıda güvensizliğinin artmasının arkasındaki nedenlere örnek olarak çatışmanın, 24 ülkede/bölgede 139 milyon kişiyle ana itici unsur olduğuna vurgu yapıldı. Aşırı hava koşulları sebebiyle 8 ülkede/bölgede 23 milyondan fazla insanın, ekonomik şoklar nedeniyle de 21 ülkede/bölgede 30 milyondan fazla kişinin akut gıda güvensizliği yaşadığı bilgisi verildi. Raporun sunumunda görüşlerine yer verilen FAO Genel Direktörü Çü Dongyü, raporun sonuçları itibarıyla akut gıda güvensizliğini toplu olarak ele alınması ihtiyacını ortaya koyduğunu belirtti. Dongyü, “Çatışma ve gıda güvensizliği arasındaki trajik bağ, bir kez daha aşikar ve endişe verici” diye konuştu. WFP İcra Direktörü David Beasley de akut açlık seviyesinin eşi görülmemiş düzeyde arttığını ve küresel durumun kötüleşmeye devam ettiğini söyledi. Beasley, çatışma, iklim krizi, koronavirüs, gıda ve yakıt maliyetleri ve son olarak Ukrayna’daki savaşın felaket üstüne felaket getirdiğini ifade etti. Küresel krizin önüne geçmek için acilen finansmana ihtiyaç duyduklarını bildirdi.

BM: 2021’de akut gıda güvensizliği yaşayanların sayısı 193 milyona ulaştı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Birleşmiş Milletler (BM), Suriye‘nin kuzeybatısında 1000’e yakın çadırın yoğun kar yağışı yüzünden çöktüğünü duyurdu. Yerinden edilmiş Suriyelilerin dondurucu soğuklarda oldukça zor koşullarla karşı karşıya olduğunu açıklandı.
Suriye Bölgesel İnsani Koordinatör Yardımcısı Mark Cutts, video konferans yoluyla düzenlediği basın toplantısında Suriyeli mültecilerle ilgili açıklama yaptı. Ülkenin kuzeybatısında hava sıcaklıklarının eksi derecelere düşmesin çadırda kalan Suriyelilerin yaşam koşullarını son derece zorlaştırdığını söyledi. Cutts, yoğun kar yağışı yüzünden yaklaşık 1000 çadırın çöktüğünü bildirdi.  Dondurucu hava koşullarının 250 bin Suriyeliyi etkilediğini açıkladı. Cutts, insani yardım çalışanlarının, Suriyelileri çöken çadırların altından çıkardığını belirtti. Birçok Suriyelinin ise çadırlarındaki karı çıplak elleriyle temizlemeye çalıştığını söyledi. Kışlık ayakkabıları olmayan çocukların sandaletlerle kar ve buz üzerinde yürüdüğüne dikkati çekti. Geçen sene Suriye için gereken 4 milyar dolar yardım fonunun sadece yüzde 45’ini toplayabildiklerini ve uluslararası toplumun yardımlarını artırması gerektiği çağrısında bulundu.

Esed savaş suçu işledi

Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu, Suriye’de son 10 yılda alıkonulan on binlerce sivilin Beşşar Esed rejimi güçlerince işkenceye ve tecavüze maruz kaldığını, öldürüldüğünü ve ortadan kaybolduğunu, tüm bu eylemlerin savaş suçu ve insanlığa karşı suçlar teşkil ettiğini bildirdi. Komisyonun, son 10 yılda Suriye’deki insan hakları durumuna ilişkin hazırladığı 30 sayfalık raporu açıklandı. Raporda, bir kez daha Esed rejiminin kendi halkına karşı Savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlediği ayrıntılarıyla yer alırken, ülkede iç savaşın patlak vermesinden itibaren rejim tarafından “zorla kaybedilen” on binlerce sivilin akıbetinin bilinmediği aktarıldı. “(Bu sivillerin) birçoğunun öldüğü veya idam edildiği varsayılırken, bazılarının insanlık dışı gözaltı koşullarında tutulduğuna inanılıyor.” ifadesine yer verilen raporda, tutukluların işkence ve tecavüze maruz kaldığı veya öldürüldüğü de belirtildi.

İnsanlık suçu işlediler

Raporda, ortadan kaybolan on binlerce sivilin akıbetinin ülkede ulusal travmaya yol açtığının altı çizildi. Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu Başkanı Brezilyalı Paulo Pinheiro, “(Suriye’de) yüz binlerce ailenin mensupları, sevdiklerinin kaderiyle (başlarına gelenlerle ilgili) gerçeği öğrenme hakkına sahip.” ifadesini kullanarak, Esed rejimine çağrıda bulundu. Komisyonun raporu, ülkedeki eski tutukluların da içinde yer aldığı 2 bin 658 kişiyle yapılan görüşmeler sonucunda hazırlandı. Ayrıca 100’den fazla gözaltı merkezinde işlenen suçları belgelemek için resmi evraklar, fotoğraflar, videolar ve uydu görüntülerinden yararlanıldı. Komisyon, son 4 yılda hazırladığı raporlarda, pek çok kez Esed rejiminin savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlediğini kaydetmişti.

BM: 250 bin Suriyeli sığınmacı soğuktan etkilendi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yemen’de açlık ve yoksulluk sürüyor. Ülkede 2014 yılından beri devam eden savaşlardan en fazla masum siviller etkileniyor. Yaşam koşullarının giderek kötüleşmesi ve ekonomik sıkıntıların artmasıyla, ülkede neredeyse 8 milyon kişi de barınmaya muhtaç durumda. Ancak Yemen‘de Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon ile Husiler arasında süren bu savaşın biteceği yok gibi gözüküyor. Öte yandan Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi de Yemen’deki bu kötü durumlarla ilgili bir açıklama yaptı. Yemen halkının yüzde 40’ının gıda sıkıntısı çektiği duyuruldu. BM Ofisi’nin yaptığı açıklamada, Yemen’de kıtlık riskini azaltmak için yürütülen tüm çalışmalara rağmen ülkede hâlâ gıda güvensizliğinin yaşandığı bildirildi. Yemen’de gıda sıkıntısının temel bir sorun olduğu anlatıldı. Açıklamada Yemen’de gıda güvensizliğinin, ülkede 16,2 milyon kişiyi ilgilendiren bir gerçeklik olduğu bilgisi paylaşıldı. Ülke nüfusunun yüzde 40’ının gıda sıkıntısı çektiği aktarıldı. Ancak konuyla alakalı başka ayrıntı verilmedi.

Yemen’deki insan hakkı ihlallerini durmalı

Birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg de geçtiğimiz günlerde Yemen ile ilgili açıklama yaptı. Grundberg, Yemen’de uluslararası insancıl hukuk ve insan haklarına yönelik ihlallerin derhal durdurulması ve sorumluların hesap vermesi gerektiğini belirtti. BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, yaptığı yazılı açıklamada, son haftalardaki askeri tırmanışın Yemen’in yıllardır tanık olduğu ve sivillerin yaşam riskini artıran en kötü olaylardan biri olduğunu söyledi. Koalisyon güçlerinin başkent Sana’ya yönelik hava saldırılarının sivillerin ölümüne yol açtığını bildiren Grundberg, yerleşim bölgelerindeki sivil altyapıya zarar verdiğini kaydetti. Ayrıca Husilerin Marib’i füzelerle hedef almasının da sivil can kayıplarına ve çok sayıda bölge sakininin yerlerini terk etmesine neden olduğunu dile getirdi.

Yemen’de çatışmalar sonlanmalı

Grundberg ayrıca Suudi Arabistan‘a yönelik devam eden, sivil kayıplara ve sivil altyapıda zarara neden olan saldırılarla ilgili endişesini de dile getirdi. BM Temsilcisi, Yemen’deki ciddi askeri tırmanışın, ülkedeki çatışmaları sona erdirmek için sürdürülebilir siyasi çözüm fırsatlarını baltaladığına işaret etti. Grundberg, tüm taraflara kamu altyapısının sivil karakterini korumaya davet etti. Grundberg, yoksulluk, açlık ve hareket özgürlüklerinde ciddi kısıtlamalara maruz kalan milyonlarca Yemenli için 2021’in korkunç şekilde sonlandığının altını çizdi. Gerginliği azaltmak, acil insani ihtiyaçları ele almak, acil çözümler bulmak, Yemen’deki çatışmaları kapsamlı ve sürdürülebilir bir çözümle sonlandırmayı amaçlayan siyasi bir sürece imkan sağlamak adına taraflarla çalışmaya hazır olduğunu söyledi.

BM: Yemen halkı gıda sıkıntısı yaşıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İsrail, Filistin’i işgal etmeye devam ediyor. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Filistin Özel Raportörü, Filistin topraklarında işgal sürerken bu duruma karşı sessiz kalınmaması çağrısında bulundu. Uluslararası toplumun Filistin’i 54 yıldır işgal ettiği için İsrail’den hesap sorması gerektiğini ifade etti. Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Filistin Özel Raportörü Michael Lynk, konuyla ilgili yazılı açıklamalarda bulundu. Lynk, “BM Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından 2334 sayılı kararın kabul edilmesinin beşinci yıl dönümünde, uluslararası toplum kendi verdiği sözleri ve kendi yasalarını ciddiye almak zorundadır.” ifadelerini kullandı. Uluslararası toplumu, Filistin’i 54 yıldır işgal ettiği için İsrail’den hesap sormaya çağırdı. Lynk, işgalden sorumlu İsrail’den hesap sormak için kararlı bir uluslararası müdahale olmadan Filistin’in kendi kaderini tayin etmeye ve çatışmaların yakın bir gelecekte sona ereceğine dair hiçbir umut olmadığını söyledi.

İsrail yerleşim faaliyetlerini durdurmalı

Lynk, uluslararası toplumu Orta Doğu‘da barışı sağlamak için hak temelli bir yaklaşım geliştirmeye ve İsrail’i uluslararası hukuka uygun hale getirmeye davet etti. “Eğer bu 2334 sayılı karar uluslararası toplum tarafından gerçekten uygulanmış olsaydı ve İsrail tarafından riayet edilmiş olsaydı, büyük ihtimalle adil ve kalıcı bir barışın eşiğinde olurduk.” dedi.  BM Güvenlik Konseyinin Aralık 2016’da aldığı 2334 sayılı karar, İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında tüm yerleşim faaliyetlerini derhal durdurmasını talep ediyor.

İsrail’in Filistinlilere zulmü bitmiyor

İşgalci İsrail, Filistin topraklarında sadece yerleşim faaliyetleri yürütmüyor. İsrail güçleri Filistinlilere adeta zulmediyor. İşgal altındaki topraklarda yaşamaya çalışan Filistinliler, türlü baskılara uğruyor. Filistinliler evsiz bırakılıyor. Kimisi sokak ortasında acımasızca darbedilirken kimi aylarca gözaltı merkezlerinde tutuluyor. Kimisi ise öldürülüyor. Öte yandan İsrail askerleri, Filistinlilere sistematik olarak psikolojik şiddet de uyguluyor. Ülkede Filistinliler için yollar ayrı. 3 anayol hattından biri, Filistinlilerin kontrollü geçişine izin veriyor. Ancak İsrail askerleri yolu sürekli olarak metal ızgaralarla kapatıyor. İşgalci İsrail, bu kontrol noktaları ile Filistinlilere fiziksel şiddet ve psikolojik baskı yapıyor. Uzun bekletmeler, tutuklamalar bazen de kontrol noktasında doğrudan öldürülen Filistinliler hemen her gün yaşanan olaylar. Öte yandan İsrail, 1967 yılında işgal ettiği Doğu Kudüs’te Yahudiler için 18 yerleşim bölgesi yaptı.

BM: İsrail’den hesap sorulmalı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Dünya Gıda Programı, Yemen‘de 8 milyon kişiye sağladığı gıda yardımını yıl başından itibaren kısıtlayacağını açıkladı. WFP kararın mali kaynak yetersizliğinden dolayı alındığını bildirdi. Bu durumun iç savaş yüzünden ülkede yaşanan açlığı daha da arttırmasından endişe ediliyor. WFP Bölgesel Direktörü Corinne Fleischer, WFP’nin Yemen’deki gıda stoklarının tehlikeli düzeyde azaldığını açıkladı. “Ne zaman gıda miktarını azaltsak biliyoruz ki gıda güvenliği bulunmayan insanlar aç kalacak.” ifadelerini kullandı. Ancak Birleşmiş Milletler’in gıda yardım programı 8 milyon kişiye verilen gıda yardım miktarının yarı yarıya azaltılacağını açıkladı. Yardımın sınırlandırılması halinde açlığa düşme riski bulunan 5 milyon kişiye verilen gıda yardımının ise devam ettirileceğini belirtti.

Fonlarının tükendiğini belirtti

Açıklamada diğer gıda yardımları ve çocukların yetersiz beslenmeyle mücadele programlarının da kesintiye uğrama tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısını yaptı. Dünya Gıda Programı, 2020 yılında Yemen’deki açlık ve gıda güvenliği sorunuyla mücadelesi sebebiyle Nobel Barış Ödülü almıştı . Üstelik WFP yıl başından bu yana bağışçılardan fonlara katkı verilmesini rica ediyordu. Yemen’de 5 yaşın altındaki 2 milyondan fazla çocuğun kronik yetersiz beslenmeye maruz kaldığını açıkladı. Bölgedeki aktörlerden yıllardır süren krize son vermeye davet etti.

Yemen krizine bir darbe de BM’den geldi

Yemen’deki insani krize dikkat çekmek için yapılan toplantıda konuşan WFP Başkanı David Beasley bağışçılara seslendi. WFP’nin parasının bitmek üzere olduğunu belirtti. Yeni fonların açlık ve diğer felaketlerin önüne geçmek için hayati olduğunu ifade etti. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de Yemen için 3,85 milyar dolarlık yardım ricasında bulunmuştu. Ancak bağışçılar bu miktarın ancak yarısını taahhüt etmişti. Ekim ayı itibarıyla toplam fon 2,68 milyar dolara ulaştı. Ancak ihtiyaç duyulan tutarın çok altında kaldı.  Dünya Gıda Programı eylül ayında yaptığı açıklamada yeni fonların gelmemesi durumunda ekim ayından itibaren yardım miktarında kesintiye gitmek durumunda kalacakları uyarısı yapmıştı. Yemen’de yedi yıl önce başlayan savaş, yüksek enflasyon ve ithalat kısıtlamaları ülkeyi açlığın pençesine düşürdü.

Dünya Gıda Programı 8 milyon insanın gıda yardımını kesecek yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.