Ancak Türkiye’deki muhalif çevreler önce bulunan miktarı küçümsedi, ardından doğalgazın 3 yılda çıkarılamayacağını iddia etti, son olarak da doğalgazın keşfinin vatandaşa bir faydasının olmayacağını öne sürdü.

Tüm bu iddiaları, enerji konusunda Türkiye’nin önde gelen isimlerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu yanıtladı.

Kumbaroğlu ayrıca enerji ekonomisi alanında dünyadaki tek ve öncü uluslararası kurum olan Uluslararası Enerji Ekonomisi Birliğinin (IAEE) de başkanlığını yürütüyor.

• 320 milyar metreküp rezervi nasıl değerlendirmek gerekir?

“Küçümsenecek bir rezerv kesinlikle değil. İsrail’in 2009 yılında Doğu Akdeniz’de keşfettiği Tamar sahası 280 milyar metreküp olarak keşfedildiğinde dev yatak olarak kayda geçti, o yılın denizlerdeki en büyük keşfiydi. Bizim bulduğumuz 320 milyar metreküp de dünya denizlerinde bu yılın en büyük keşfi olması kuvvetle muhtemel. Güney Kıbrıs Rum kesimi açıklarında 2011 yılında bulunan ve İsrail karasularındaki sahalardan gaz alan Afrodit yatağıının rezerv potansiyeli 100-170 milyar metreküplük olarak açıklandığında çok büyük rezerv olarak Rum kesiminde büyük heyecan yaratmıştı.”

• Türkiye’nin gazı 3 yılda çıkarması mümkün mü?

“Bence 3 yıl gayet gerçekçi, yerinde bir hedef. Benzer keşiflerde 2-3 yılda gazın çıkarılıp kıyıya getirildiği çok sayıda uluslararası örnek var. Örneğin İsrail’in Tamar sahası 150 km açıkta, 1700 metre derinlikteki deniz alanında ve deniz tabanının 4875 metre altına iniyor. Bizim bulduğumuz rezerv sahası 2100 metre derinlikteki deniz alanında ve deniz tabanının 1900 metre altına iniyor. Tamar sahasının gazı bundan 10 yıl önce üç yılda çıkartılarak kıyıya getirildi. Tamar’ın 47 km güneybatısında bulunan Leviathan sahası da benzer özelliklerde ve nihai yatırım kararı alındıktan sonra iki yıl içinde çıkartılıp kullanıma sunuldu.”

• Vatandaşın cebine yansıyacak mı?

“Mikroekonominin temel kuralıdır arz-talep dengesi, arz artınca rekabetçi bir ortamda fiyatlar düşer. Burada da işleyecek, gaz piyasaya girdiğinde vatandaşın cebine yansıyacaktır. Bununla birlikte daha gaz gelmeden doğalgaz aldığımız diğer ülkelerle Türkiye artık pazarlık masasına çok daha güçlü bir şekilde oturabilecektir. Bundan sonra ortaya çıkacak arz bolluğu ile ticaretin yapılacağı rekabetçi piyasa yapısına uluslararası işlerlik kazandırmak önemli. Türkiye’de gazın gazla rekabet edeceği ve referans fiyatların oluşacağı uluslararası bir ticaret merkezi oluşturulursa sadece vatandaşın değil Avrupa’lı tüketicilerin de cebine yansır.”

• Türkiye’nin bu keşfi döviz kuru ve yabancı yatırımcı konularını nasıl etkiler?

“İsveç’in en büyük bankalarından birinin ekonomi strateji Başkanı’nın açıkladığı gibi Türkiye’nin uzun vadede borçlanma ihtiyacı azalacak, TL değer kazanacak. Bu beklenti uluslararası piyasalarda oluşmaya başladı, bundan sonra yatırımcıların gelmesi beklenebilir zira Türkiye’nin dinamizmi yabancı yatırımcının iştahını kabartıyor. Sadece enerji hamleleri olarak değil, pandemi sürecinin başarılı yönetimi ve Çin’e alternatif üretim üssü olarak Türkiye’nin yıldızı parlıyor.”

Boğaziçili profesör muhalefetin “doğalgaz karşıtı” argümanlarını çürüttü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Geliştirilen sensör sayesinde Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) teknolojisinin, kanser teşhis ve tedavisinde kullanılmasının önü açılacak. Böylece MR sayesinde rahatça tespit edilen kanserli dokulara, metal tıbbi ekipmanlar ile biyopsi gibi işlemlerin yapılması mümkün hale gelecek.

ABD’den de 9 milyon liralık destek alan proje için Doç. Dr. Özgür Kocatürk, “Biz bunu oldukça çığır açacak, kullanılacak tedavilerin başarı yüzdesini çok daha artıracak bir teknoloji olarak öngörüyoruz” dedi.

Bilim dünyasının aradığı çözümü Türk bilim insanları buldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Koray Çalışkan’ın 17-25 Aralık süreci ve sonrasında elebaşı Fetullah Gülen’in “terörist olmadığı” şeklinde sosyal medyada paylaşımlar düzenlediği ve #GüleneİftiraAtma kampanyasına katıldığı görülmüştü.

Çalışkan, Boğaziçi ve Medeniyet Üniversitelerine yönelik FETÖ operasyonlar kapsamında Koray Çalışkan da gözaltına alınmıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Koray Çalışkan hakkında “FETÖ propagandası yapmak” suçundan hazırlanan iddianame, İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.

FETÖ propagandası Koray Çalışkan’a hapis cezası olarak geri döndü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

PKK destekçileri rahatsız oldu

Lokum dağıtmak için masa kuran öğrenciler, “İşgalin katliamın lokumu olmaz”, “Kürdistan faşizme mezar olacak” pankartı açan 20 kişilik terör seviciler tarafından engellendi.

Sloganlar atarak masanın etrafında toplanan PKK seviciler, öğrencilere fiziksel ve sözlü saldırıda bulundu. Bu gruba okul güvenliğinin müdahale etmemesi de dikkat çekti. Daha sonra olaya müdahale eden polis 2 göstericiyi gözaltına aldı

Afrin zaferi, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki PKK’lıları çıldırttı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ByLock kullanıcısı olduğu tespit edilen Mert Nacakgediği 6 Aralık 2017 günü gözaltına alındı.

Evinde yapılan aramada Nacakgediği’nin telefonu ve bilgisayarına el konulurken yapılan incelemelerde ByLock’a yoğun şekilde giriş yaptığı belirlendi. Telefon hattının ise amcasının üzerine olduğu tespit edildi.

İtirafçı oldu

Mert Nacakgediği sorgusunda FETÖ’cü olduğunu kabul ederek etkin pişmanlık hükümlerinden faydanlanmak istediğini ve bildiklerini anlatacağını söyledi. İfadesinde örgütle ortaokulda tanıştığını, lisede ilişkisinin devam ettiğini, FEM dershanesine gittiğini ve 2012 yılında Boğaziçi Üniversitesini kazandığını anlattı.

ByLock üzerinden irtibat kurmuşlar

Nacakgediği, 2014 yılında Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci Temsil Kurulu Başkanı seçildiğinde kendisini ilk arayan kişinin kapatılan Fatih Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Mehmet Emre Polat olduğunu söyledi. ByLock pogramını da Mehmet Emre Polat’ın yönlendirmesiyle telefonuna indirdiğini aktaran Nacakgediği, “Hermes” kod adıyla program üzerinden irtibatlarını sürdürdüklerini belirtti.

Öğrenci konseylerini ele geçirmeyi planlamışlar

Nacakgediği daha sonrasını şöyle anlattı:

“Mehmet Emre Polat beni örgütün öğrenci konseyi işleriyle ilgilenen ‘Yavuz’ isimli soyadını bilmediğim kişi ile tanıştırdı. Kıvırcık saçlı, kilolu, 40 yaşlarında biriydi. Türkiye Öğrenci Konseyi seçimlerinde aktif rol almak istiyordu. Ben de Boğaziçi Üniversitesi ÖTK Başkanı olduğum için yakın durdum. Seçim ve öğrenci işlerini konuştuk.”

FETÖ elebaşına “büyüğümüz” demişler

ByLock grubunda 5 kişinin olduğunu anlatan Nacakgediği, “Konsey işleriyle ilgilenen ve örgüt mensubu olduklarını bildiğim Selim ve Enes adlı şahıslar vardı. ByLock grubumuzda Enes, Selim, Yavuz, Mehmet Emre Polat ve ben vardık. Gruptakiler Fetullah Gülen’e ‘büyüğümüz’ diye hitap ediyordu.”

Hakkında 15 yıl hapis cezası istendi

Savcılık 13 Aralık 2017’de tutuklanan Mert Nacakgediği hakkında 10 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Nacakgediği’nin tutukluluğu devam ediyor.

Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci Temsilciliği Kurulu’nun Başkanı FETÖ itirafçısı oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.