Dışa bağımlı Türkiye, üreten ve ürettiğini daha fazla dışarıya satan bir ülke haline geldi. 2002’de toplam 36 milyar 205.1 milyon dolar olan ihracatını 2019’da 180.5 milyar dolara yükseltti. İhracatın GSYİH’ya oranı 2002 yılında yüzde 15,12 iken, son verilere göre yüzde 21,77’ye yükseldi. Cari işlemlerin GSYİH’ya oranı 2002 yılında yüzde -0,63 iken 2019 yılında yüzde 0,35’e yükseldi. Türkiye; OECD ve AB ülkeleri arasında en düşük kamu borcuna sahip ülke oldu. TCMB toplam rezervleri 93 milyar 62 milyon dolara yükseldi.

Tarımda Devrim

Türkiye makroekonomisini toparlamakla yetinmedi, tarım alanında adeta devrim yaptı. Samanın bile ithal edildiği günler geride kalırken, saman üretimi yıllık 25 milyon tona ulaştı. 2019 yılında sadece 150 kg ithal edilip, 7 bin ton ihraç edildi. Tarımsal Gayrisafi Yurtiçi Hasılası 2002’de 24 milyar dolarken, 2019’da 51,8 milyar dolara yükseldi. 2002 yılında 3,8 milyar dolar olan tarımsal ürün ihracatı 2019’da 17 milyar dolara yükseldi.

Hastaneler Hayat Kurtardı

Her fırsatta şehir hastanelerine karşı çıkanlar, salgınla birlikte Türkiye’nin ileri görüşlü adımlar attığını anladı ve Türkiye, millileşme hamlesiyle başarısını tüm dünyaya duyurdu. 2002’de bin 156 olan hastane sayısı bugün bin 600’den fazla. 164 bin 471 olan yatak sayısı 239 bine yükseltildi. Yoğun bakım yatak sayısı 2 bin 214’ten yaklaşık 40 bine ulaştı. İlk yerli üretim solunum cihazı üretildi ve binin üzerinde ihraç edildi. Dünyanın en büyük ekonomilerine bile yardım elini uzatan ülke, Türkiye oldu ve dünyanın her yerinde başarısı takdir edildi.

Enerjide Uluslararası Projelere İmza Attı

Türkiye, son 20 yılda gerçekleştirilen yeni hidroelektrik santralleriyle, Avrupa’da Norveç’ten sonra 28 bin 469 MW kapasite ile ikinci sıraya yükseldi. 1998’de Türkiye’deki baraj sayısı 246 iken 2018’de bu sayı 821’e ulaştı. Türkiye’nin 18 yılda enerjide attığı adımlarla dışa bağımlılığını minimuma indirdi. 2019 yılı itibarıyla 81 ilin tamamına doğalgaz verildi. Enerjide yerli kaynakların üretimdeki payı artırıldı. HES, Jeotermal, kömür santralleri gibi üretim tesisleri 8 bin 474’e ulaştı. Enerjide kurulu güç 91 bin 267 megavata yükseldi. Yunanistan ve GKRY’nin bölgede Türkiye ve KKTC’yi dışlayan planlarına, Fatih ve Yavuz sondaj gemilerini devreye sokarak cevap verdi. Libya ile MEB Mutabakatını imzaladı. Türkiye Akdeniz’de hem durum üstünlüğü, hem de deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasında kritik kazanımlar elde etti. Rus gazını doğrudan Türkiye’ye iletecek TürkAkım boru hattı tamamlandı.

Engel Dinlemedi Başarıya Ulaştı

İstanbul’un ulaşım sorununa çözüm üstüne çözüm geliştirildi. Şu an en sık kullandığımız köprülere, yollara zamanında karşı çıkıldığını biliyor muydunuz? Mesela Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi köprüsü… Diğer yandan hem içerde hem dışarda toprak bütünlüğü, milli teknoloji sayesinde korundu. Yerli ve milli İHA/SİHA, modern piyade tüfeği, milli tank Altay, Atak helikopteri… İçeriden ve dışarıdan her türlü müdahaleye rağmen Türkiye’nin 18 yılda kat ettiği yol bunlarla sınırlı değil ancak saymakla da bitecek gibi değil.

18 Yılda Hep Daha İleriye yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Albayrak, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, ekonominin her alanında çok büyük bir potansiyele sahip ülke olduğunu söyledi.

Ülkenin son dönemlerde birçok saldırıya ve sınamaya maruz kaldığı süreçler ve dönemler geçirdiğini ifade eden Albayrak, şöyle konuştu:

“Cumhurbaşkanımızın liderliği, milletimizin desteği ve ferasetiyle özellikle son dönemdeki ekonomik saldırılar da dahil olmak üzere tüm bu saldırıları boşa çıkardık. Şimdi artık yeni bir dönem. Yeniden Türkiye’nin, Türkiye ekonomisinin potansiyelini daha da ileriye taşıma, harekete geçirme zamanı. Katma değerli, teknolojiye ve ihracata dayalı bir ekonomik değişim ve dönüşüm sürecini tesis edebilirsek Türkiye’nin potansiyelini bir daha kesintiye uğramayacak şekilde inşallah harekete geçirmiş olacağız.”

“Faizlerin hızlı şekilde aşağı indiğini görüyoruz”

Albayrak, kaynakları verimli kullanmaya özen gösterdiklerini dile getirerek, yüzde 5 büyümeyi ülke olarak 2020’de yakalayacaklarını vurguladı.

Salı günü kasım ayı enflasyon rakamlarının açıklandığını anımsatan Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enflasyonda beklentilerimizle paralel olarak kasım ayında ki bu hafif baz etkisi yükselmesini de gördük. Eylül ayı itibarıyla yıl sonu koyduğumuz yüzde 12’lik enflasyon hedefinin çok daha rahat bir şekilde gerçekleşeceği noktada, kasım ayında 10,55 seviyesini gördük. Geçen senenin aynı ayına göre 11 puanlık bir düşüş oldu. Tüfe yüzde 40 seviyelerindeydi, yüzde 4,3 seviyelerine geriledi. Enflasyon ve faizler görüyorsunuz düşmeye başladı. 3-5 yıl öncesine kadar faizlerdeki iyileşmenin ne kadar hızlı şekilde aşağı indiğini görüyorsunuz. İşte tüketici ve üretici fiyatlarında tüm bu fiyatlar üzerindeki baskılar yavaş yavaş inmeye başladı bu da maliyetleri ciddi bir şekilde rahatlatan bir sürece girdik.”

Bir sene önce dolara güvenenlerin halini bugün gördüklerini anlatan Albayrak, “İnşallah yılı yüzde 12 enflasyon seviyesinin de altında kapatacağımız bir iklime doğru hızla ilerliyoruz. Tıpkı büyümede olduğu gibi enflasyonda da yeni ekonomi programı kapsamındaki yüzde 5’lik hedefimize de emin adımlarla ilerliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Albayrak, ihracatta geçen yılın ilk 11 ayına göre yüzde 2’ye yakın artış yaşandığını ifade ederek, aynı tarihteki dış ticaret açığının yüzde 52 oranında düşerek 25 milyar dolar seviyesine gerilediğini aktardı.

Türkiye ekonomisini ileriye taşıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Ülke ekonomisinin yüksek büyüme sergilediği 2010 ve 2011 yıllarında yıllıklandırılmış cari açık kademeli olarak artarak Ekim 2011’de 76,1 milyar dolarla tarihi zirvesine çıkmıştı. Ekonomi yönetiminin aldığı tedbirler ve ülke ekonomisindeki büyümenin tekrar tarihi ortalamalara çekilmesiyle yıllıklandırılmış cari açık Kasım 2012’de 50 milyar doların altına geriledi.

Yıllıklandırılmış cari açık geçen yılın mayıs döneminde 57,9 milyar dolara kadar yükselirken, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Eylül 2018’de kamuoyuna açıkladığı Yeni Ekonomi Programı (YEP) sonrasında başlayan ekonomideki “yeniden dengelenme süreci”yle beraber cari açıkta gerileme etkisini gösterdi.

Bu kapsamda alınan tedbirlerle dış ticaret açığında daralma görülürken, ihracatın ithalatı karşılama oranında da artış yaşandı. Yıllıklandırılmış cari açık 12 ay boyunca (Haziran 2018-Mayıs 2019) kademeli olarak azalarak 57,9 milyar dolardan 1,2 milyar dolara geriledi.

Son üç dönemdir de yıllıklandırılmış bazda cari fazla görülüyor. Bu yılın haziran, temmuz ve ağustos dönemlerinde sırasıyla 1,2, 4,5 ve 5,1 milyar dolarlık cari fazla verildi.

Böylece ağustostaki 5,1 milyar dolar, Merkez Bankası’nın yayımladığı veri seti dönemi dikkate alındığında en yüksek yıllıklandırılmış cari fazla olarak kayıtlara geçti.

Cari fazlada tarihi zirve görüldü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Dünya Bankası, Türkiye’nin 2020 yılı büyüme beklentisini %3,0 olarak korudu. 2021 yılı büyüme beklentisini ise %4,0 olarak korudu.

Dünya Bankası, “Öncü göstergeler 3. çeyrekte de toparlanmanın devam ettiğini gösteriyor.” değerlendirmesini yaptı.

Dünya Bankası, gelişen piyasalarda daha fazla düşüş ve dalgalanmanın, Türkiye’yi de etkileyebileceği uyarısı yaptı.

Dünya Bankası’nın Avrupa ve Orta Asya (ECA) bölgesi için yayınladığı en son Ekonomik Güncelleme raporuna göre, Avrupa ve Orta Asya bölgesinde ekonomik büyüme yavaşlıyor ve 2019 yılı için bölgesel büyüme oranı yüzde 1,8 olarak tahmin ediliyor.

Haziran ayında Dünya Bankası, Türkiye’ye sığınan yabancı uyruklu aileler için başlatılan Sosyal Uyum Yardımı’nı da övmüştü.

Türkiye Ekonomisi Büyüyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Vali Yerlikaya, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, 2018’in aynı dönemiyle karşılaştırıldığında ziyaretçi sayısında yüzde 11,91 artış yaşandığını belirterek, “İstanbul’un misafirperverliğine katkısı olan herkese teşekkür ediyorum.” ifadesini kullandı.

10 ayda 12 milyon 690 bin yabancı turist yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Sachs, ABD’nin Çin ve diğer ülkelere getirdiği ticari engeller ve yeni tarifelerin neden olduğu ticaret gerilimlerinin küresel büyümeye yönelik en büyük tehdit olduğunu belirtti.

Uluslararası ticaretin önünün kapatılmasının küresel büyümenin yavaşlamasına ve işletmeler arasında büyük belirsizliğe sebep olacağını ifade eden Sachs, büyüme ve özellikle sürdürülebilir kalkınma için küresel iş birliğine, barışa, savaşlara son verilmesine, enerji sistemlerinin yenilenebilir enerjiye dönüştürülmesine ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Sachs, bunların sağlanması durumunda işsizliğin azalacağını, gelirlerin artacağını ve ekonomik refahın gelişmesini sürdüreceğini dile getirdi.

Prof. Sachs, küresel iş birliği açısından Türkiye’nin liderliğinin son derece önemli olduğunu söyledi.

Sachs, “Avrupa ve Asya’yı ekonomik iş birliği içerisinde bir araya getiren Türkiye’nin, küresel refah için hayati bir önemi var. Türkiye, aynı zamanda Avrupa’dan Asya’ya veya Çin’den Avrupa’ya giden mallar, 5G ağlar, fiber optikler, hızlı demir yolu ya da elektrik iletimi anlamında transit bir ülkedir.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin, jeopolitik olarak da önemli olduğuna dikkati çeken Sachs, “Türkiye, İran, Arap ülkeleri ve Avrupa ile iş birliği içinde. Bunların tam ortasında yer alan Türkiye, gerekli olan barış için karşılıklı iş birliğini sağlamaya yardımcı olabilir.” ifadelerini kullandı.

Sachs, Çin ile ABD arasında ticaret sistemi üzerine bir çatışma olması halinde Türkiye’nin kaybının büyük olabileceğini, dünyanın yeniden bölünmüş olması ve yeni bir tür soğuk savaş yaşanması durumunda herkesin kaybedeceğini vurguladı.

“Reel büyüme, kredilerden değil teknoloji ve ticaretten gelir”

Jeffrey Sachs, para politikasının ekonomik gerilemeyi önlemek veya 2008 sonrası gibi finansal bir krize cevap vermek için önemli bir araç olduğunu belirtti.

Ekonomik büyümeyi sağlamak için para basmanın veya kolay kredi almanın işe yaramadığını, bunun enflasyona yol açtığını ve gerçek ekonomik büyümeye yol açmadığını ifade eden Sachs, reel ekonomik büyümenin, kredilerden değil teknoloji ve ticaretten geldiğini dile getirdi.

“Türkiye’nin, küresel refah için hayati önemi var” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.