“Sahte tanıklık yap, sığınma hakkı al”

MİT tırları yalanı ortaya çıktıktan sonra Cumhuriyet Gazetesi’ndeki görevinden istifa eden ve yurt dışına kaçan Can Dündar‘ın,  Nuri Gökhan Bozkır‘a destekleme vaadinde bulunduğu tespit edildi. Dündar’ın, Bozkır’dan “MİT Tırları Davası” ile ilgili Türkiye’nin terörist gruplara silah gönderdiğine dair bilgi, belge temin etmesi için tanıklık yapmasını istediği kaydedildi. Karşılığında Bozkır’ı destekleyeceğini söylediği belirtilen Dündar’ın, Bozkır’ın Ukrayna’da yargılandığı mahkemeleri sırasında, siyasi iltica talebinin ret olması ve Türkiye’ye iade durumunun sona doğru yaklaşması sırasında devreye girdiği ifade edildi.

Can Dündar’ın Bozkır’a teklifi başarısız oldu

Raporlara göre, Bozkır’ın Ukrayna’lı avukatı Roman Borisevic vasıtasıyla siyasi bir ortam oluşturmak için Ukrayna gazetesine yaptırdığı yalan haber sonrasında Dündar, mahkemeye Türkçe yazılı bir not gönderdi. Notta, “Seninle görüşmek istiyorum” yazdığı kaydedildi. Dündar, ilk denemesinde başarılı olamadı ancak ısrarından vazgeçmeyerek Bozkır’ın mahkemelerine temsilcisini gönderdi. 2021 Ocak ayında Markus isimli Dündar’ın temsilcisi Bozkır’ın yargılandığı mahkemeye gitti. Dündar, mahkeme çıkışında her türlü yardımcı olabileceklerini söyleyerek internet tabanlı program üzerinden Bozkır ile görüştü. Dündar, Bozkır’a Almanya’da siyasi sığınma garantisi sundu. Tek şartı ise, Türkiye’nin Suriye ve Libya ülkelerine yasal olmayan yollardan silah gönderdiğini anlatan bir belgesel hazırladığını belirterek algı operasyonu olan olaya Bozkır’ın da belge desteğinde bulunmasıydı. Israrla Bozkır’dan Türkiye Cumhuriyet aleyhine röportaj vermesini isteyen Dündar, operasyonda istediğini alamadı.

Çıkarı ne olacaktı?

Can Dündar, Nuri Gökhan Bozkır‘dan hazırlayacağı bir belgeselde kullanmak üzere, Ukrayna’dan temin edildiği ve Türkiye tarafından Libya’ya gönderildiği iddia edilen mühimmatların son kullanıcı belgelerini talep etti. Dündar’ın Bozkır’ı Almanya’ya götürmek istemesinin ardında ise iki farklı kirli plan vardı. Dündar, Bozkır’ın Almanya’ya iltica talebini kabul ettirerek 2002 yılında işlenen cinayetin soruşturmasını 2022 yılında bitecek olan zaman aşımına uğratarak FETÖ’nün en kritik ismi Mustafa Özcan organizasyonuyla işlenen cinayeti örtmek istiyordu. İkinci çıkarı ise MİT davası kapsamında kirli propaganda yaparak Türkiye’yi uluslararası ceza mahkemesinde yargılatmak olacaktı.

İstihbarat raporlarında, Can Dündar‘ın “Sınır Tanımayan Gazeteciler” isimli oluşumdan Marcus Bensmann ve Detsche Welle görevlilerinden oluşan gazeteci ekibiyle internet tabanlı uygulama üzerinden gerçekleştirdiği görüşmelerde Bozkır’a Türkiye tarafından sözde terörist gruplara gönderilen silah ve mühimmata ilişkin ticari bilgi belge ihtiyacı duyulduğunu anlattığı belirtildi. Raporlarda, Dündar’ın Bozkır’dan Suriye’de birlikte çalıştığı ve malzeme dağıtımında yer alan görevlilerin kimler olduğu öğrenmeye çalıştığı da elde edilen bilgisine de yer verildi.

KAYNAK: SABAH

Can Dündar’ın kirli planı deşifre oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Türkiye koronavirüs ile topyekün mücadele ederken Anayasa Mahkemesi, yine FETÖ ve PKK’yı sevindirecek bir karara imza attı. AYM,  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2014 yılında Edirne’de yapacağı miting öncesi, ÖDP binasına asılan “Katil, hırsız AKP.” yazılı pankartı ifade özgürlüğü olarak değerlendirdi. Anayasa Mahkemesi söz konusu kararıyla FETÖ’nün 17-25 Aralık darbe girişimine ilişkin iftiraları ve PKK’nın karar propagandasının meşrulaşmasının önünü açtı.

Devlete katil diyenleri akladılar

AYM’nin bu konudaki sicili epey kabarık. AYM, Güneydoğu’yu hendek ve barikat terörüyle esir almaya çalışan PKK’lı teröristlere karşı yürütülen operasyonlar sırasında “Devlete katil” diyen sözde akademisyenler için hak ihlali kararı vermişti. Aynı Anayasa Mahkemesi 15 Temmuz’da 251 vatan evladını katleden FETÖ’nün elebaşı Fetullah Gülen’i kainat imamı ilan eden Şahin Alpay’ı da hak ihlali kararıyla içeriden çıkarmıştı.

Casusluğa hak ihlali

FETÖ casusu Can Dündar’ı kurtaran da AYM oldu. FETÖ’nün Türkiye’yi karşı kurduğu kürsel bir kumpas olan MİT tırları ihanetine “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle destek veren Can Dündar,  AYM’nin hak ihlali kararının ardından tahliye olmuş, ardından Almanya’ya firar etmişti. Öte yandan AYM,  17-25 Aralık ve MİT Tırları haberlerine yayın yasağını aykırı bularak FETÖ kumpaslarına yönelik propagandaların sürdürülmesini fiilen desteklemişti.

AYM hukuku kimin adına işletiyor? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Can Dündar’ın Türkiye karşıtlığı karşısında yüklü miktarda maaş aldığını ifade eden Uğur, yazısında o kirli ilişkinin detaylarını şu şekilde anlattı: “Neyse gelelim başlıktaki şu konuya. Yani Can Dündar’ın banka hesabına giren AYLIK PARANIN miktarı. Evet, bu bilgiyi aldığımda inanın dudaklarım uçukladı! Ama elime geçen bu TOP SECRET bilgi, kendisinin satış değerinin hayli yüksek olduğunu kanıtlamakta.

Can Dündar’ın banka hesabı Almanya’da Post Bank’ın Berlin’deki şubelerinden birinde. Ve sıkı durun; her ay hesabına 80 BİN AVRO yatıyor. Çeşitli vakıflardan, gençlik ve kadın merkezlerinden ve bazı “bilinmeyen” kurumlardan. 80 bin avro bu boru değil. Yani ayda 520 bin lira. Yılda 6 milyon 240 bin lira.”

FETÖ casusu Can Dündar ayda 520 bin TL yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Anayasa Mahkemesi, 7 Haziran seçimlerine bir hafta kala FETÖ’nün 19 Ocak 2014’te gerçekleştirdiği MİT tırları ihanetiyle ilgili düzmece bilgileri yayınlayan Can Dündar’a destek kararlarına bir yenisini ekledi. Cumhuriyet gazetesinde “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetini atan  ve Türkiye’ye DEAŞ’a destek iftirası atan Can Dündar cezaevinden AYM kararıyla çıkmıştı.

25 bin lira tazminat alacak

Anayasa Mahkemesi, ihanet manşetinin ardından 25 Haziran 2015’te Can Dündar’ın bir türlü satamadığı Çankaya’daki villasını 5 milyon liraya alan avukat Bekir Mustafa Yılmaz hakkında “Hak ihlali” kararı verirken, devleti de 25 bin lira tazminat ödemeye hükmetti.

Bu da mı tesadüf?

AYM’nin skandal kararıyla akladığı Bekir Mustafa Yılmaz, MİT tırlarını durduran  Tuğgeneral Hamza Celepoğlu’nun avukatı. Bekir Mustafa Yılmaz’ın birlikte iş yaptığı Sönmez Ahi’nin bacanağı olan Atilla Tarık Çilekçi, FETÖ içerisinde “Ömer” kod adıyla biliniyor, ayrıca Ahi’nin FETÖ’nün Ankara’daki kilit isimlerinden biri olduğu biliniyor.

Basiretsizlik demişti

Öte yandan Bekir Mustafa Yılmaz da mahkeme de verdiği ifade de “O villayı aldığıma lanet etmediğim tek bir gün bile yok” derken, satın alma işlemini “Basiretsizlik” olarak açıklamıştı.

AYM, skandal kararıyla Can Dündar’ın MİT tırları ihanetinde FETÖ tarafından nasıl yönlendirildiği konusundaki önemli kanıtlardan birini karartmış oldu.

Mustafa Yılmaz’ın Can Dündar’a 1.5 milyon lira banka üzerinden, 3.5 milyon lira ise kuryeler aracılığıyla ödeme yaptığı, bununla beraber hesaplarında şüpheli hareketler olduğu MASAK raporuna yansımıştı.

Can Dündar tehdit etti

Mahkemenin kararının ardından da Cumhuriyeti FETÖ’nün karargahı haline getiren Can Dündar ve Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay sevinç çığlıkları attı.

Kirli ilişki ağını deşifre eden Sabah ve Akşam gazetelerini hedef gösteren Can Dündar, “Yıllardır biz, sefil yalanlarınızı yüzünüze vurmaktan usandık; siz @Sabah , @Aksam yalan söylemekten usanmadınız. Hesaplarımızı didik didik ettiniz; toz konduramadınız.  Rezil oldunuz; utanmadınız. Hadi söyleyin şimdi: Kimmiş kalemini satan?” paylaşımıyla rezalete imza attı.

Can Dündar’ı temize çıkardı

Akın Atalay ise AYM kararına dayanarak, Can Dündar’ı sütten çıkmış ak kaşık ilan etti. FETÖ tetikçisi Can Dündar’a itibar suikastı yapıldığını iddia eden Atalay, “Yani, @candundaradasi nı kamuoyunda karalamak, FETÖ’den para alma karşılığında haber yaptığı şeklinde bir kara propagandaya zemin hazırlamak, itibar suikasti yapmak için uygulamaya konulan plan çökmüştür.

O sıralarda bu alçakça iddiayı haber diye sunan, bu bilgiyi gerçekmiş gibi kullanıp, üstüne absürd suçlamalar inşa eden gazeteci kılıklı tetikçiler şimdi bir şey olmamış gibi davranmaya devam edeceklerdir” diyerek kin kustu.

AYM firara yardımcı oldu

Türkiye’yi uluslararası mahkemelerde “Terör destekçisi devlet” olarak yargılamak için kurulan MİT tırları kumpasının medya tetikçisi olan Can Dündar, Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararının akabinde 26 Şubat 2016 tarihinde tahliye olmuş, ardından Almanya’ya firar etmişti.

Anayasa Mahkemesi’nden Can Dündar’a bir kıyak daha yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkında açılan ve karara bağlanan davada firari oldukları için dosyaları ayrılan eski genel yayın yönetmeni Can Dündar ve İlhan Tanır hakkında kırmızı bülten çıkarılmasına hükmedildi.

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, sanıklardan katılan olmadı. Duruşmada söz alan cumhuriyet savcısı, ifadeleri alınamayan sanıklar Can Dündar ve İlhan Tanır hakkında kırmızı bülten çıkarılmasını talep etti. Talebi değerlendiren mahkeme heyeti, sanıklar Dündar ve Tanır hakkında yakalama kararı bulunduğunu hatırlattı. Heyet, sanıklar Can Dündar ve İlhan Tanır hakkında ifadeleri alınamadığı gerekçesiyle kırmızı bülten çıkarılmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.

FETÖ tetikçisi Can Dündar ve İlhan Tanır’a kırmızı bülten kararı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FETÖ mensuplarının “ByLock’tan sadece dua ve suç olmayan mesajlar paylaşılıyordu” savunmasının aksine örgütün ByLock’tan “çok gizli talimat” ve FETÖ’ye ait mahrem bilgilerin mensuplara aktarıldığı, buna ilişkin tedbirlerin alındığı ya da uygulamaya geçildiğine ilişkin bilgilere ulaşılırken kapatılan Meydan, Özgür Düşünce gazetesi ile Aksiyon dergisine abone kazandırılması için çalışmalar yürütüldüğü deşifre oldu.

ByLock kullandığı gerekçesiyle İzmir’de gözaltına alınmasının ardından tutuklanan K.S’ye ait cep telefonunda kullanıldığı tespit edilen programın mesaj içeriğiyle ilgili analizler sona erdirilirken K.S’yle bağlantılı çok sayıda FETÖ mensubuna ulaşılarak soruşturma genişletildi.

ByLock’tan Can Dündar mesajı

Soruşturmada, 17-25 Aralık 2013 sürecinin ardından FETÖ’ye yönelik artan operasyonlara karşı, örgüte ait yurtlarda hangi kitapların bulundurulması gerektiği ve belli yazarların kitaplarının tercih edilmesi gerektiğine vurgu yapılırken K.S’yla bağlantılı ByLock mesajlarında, örgüt elebaşı Fetullah Gülen, kapatılan Zaman gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı, kapatılan Today’s Zaman gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Bülent Keneş ile Can Dündar’ın kitaplarının tedbir amaçlı kaldırılması gerektiğine rastlanıldı.

Aralık 2015’te atılan mesajda, “İlayı Kelimetullah veya Cihat (Gülen’e ait kitap) kitabında sıkıntı var mı? Ekrem Dumanlı, Bülent Keneş ve Can Dündar’ın kitaplarını, ‘tedbir maksatlı kaldırın’ demişler.” denildiği ortaya çıktı.

FETÖ Bylock’tan”Can Dündar’ın kitabını tedbiren kaldırın” emri vermiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Haberde DAEŞ’lilere hoşgörü gösterildiği ve tahliye edildikleri iddia edildi. DAEŞ’lilere iltimas ve hoşgörü gösterilmesi üzerinden hükümet hedef gösterildi ve DAEŞ mücadele edilmediği aksine destek sağlandığı iddia edildi. Hakkında açılan vatana ihanet davasından dolayı Almanya’ya firar eden Can Dündar ise Twitter hesabından hükümetin DAEŞ’le mücadele etmediğine yönelik bir paylaşımda bulundu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 23 Şubat 2018 tarihinde yaptığı yazılı açıklamada Cumhuriyet gazetesinin iddialarının gerçeği yansıtmadığı bildirdi. Söz konusu karışıklığın sebebi bir isim benzerliği. 21 Aralık 2017 tarihinde Gürcistan polisi tarafından Sarp Kara Hudud Kapısı pasaport kontrol noktasına getirilen Nusret Yılmaz, 1984 Vakfıkebir doğumlu. DAEŞ emiri olan ve hakkında Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Gaziantep 2. ve 4. Ağır Ceza Mahkemesi ve Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesince “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 4 ayrı yakalama kararı bulunan Nusret Yılmaz ise yine 1984 ancak Adıyaman-Besni nüfusuna kayıtlı ve farklı TC kimlik nosu olan bir şahıs.

İsim benzerliğinden kaynaklı bu yanlış anlaşılma ile Gürcistan polisi tarafından Türkiye’ye teslim edilen Nusret Yılmaz, olayın aslının anlaşılması üzerine serbest bırakıldı.

Ankara garı katliamı sanığı olarak aranan firari DAEŞ militanı Adıyaman-Besni doğumlu Nusret Yılmaz ise henüz yakalanamadı.

Cumhuriyet, Can Dündar’ın bıraktığı yerden devam ediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.