Almanya’da çocuk taciz vakaları arttı

Almanya’da Çocukların Cinsel İstismarından Sorumlu Bağımsız Komisyonu, Berlin’de düzenlenen basın toplantısıyla “Çocuk İstismarı Raporunu” kamuoyuna duyurdu. Almanya’da 2021 yılındaki çocuk istismarı vakalarının bir önceki yıla göre yüzde 108 artarak 39 bin 171 olduğu bilgisi verildi. Çocuklara ve gençlere yönelik cinsel şiddet görüntülerinin yayılması, elde edilmesi, bulundurulması ve üretilmesine yönelik 2020’de 18 bin 761, geçen yıl ise 39 bin 171 olayın kayıtlara geçtiği bildirildi. Bunun da yüzde 108 artış anlamına geldiğine dikkat çekildi. 2020’de 16 bin 921 olan cinsel istismara uğrayan çocuk sayısı 2021’de 17 bin 704 olarak tespit edildi. Ülkede geçen yıl şiddet nedeniyle ölen çocuk sayısının 145 olduğu ifade edildi. Özellikle sosyal medyada istismar tasvirleri yayan veya üreten çocuk ve gençlerin sayısının, 2018’den bu yana on kattan fazla arttığı, bildirilmeyen suçların ise çok daha fazla olduğu ifade edildi.

Almanya’daki kiliselerde cinsel taciz vakaları aydınlanıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İngiltere’deki üniversitelerde tacizle yeterince mücadele edilmiyor. Katar merkezli Al Jazeera’nin yapmış olduğu haberde,  İngiltere’de Oxford, Cambridge, Glasgow ve Warwick’in de dahil olduğu bazı üniversiteler, cinsel taciz konusunda yeteri hassasiyeti göstermiyor. İngiltere’de yürütülen soruşturmalar, ülkenin en saygın üniversitelerinin de dahil olduğu birçok kurumun cinsel taciz şikayetleriyle yeteri kadar ilgilenmediğini gözler önüne serdi. Habere göre, üniversite yönetimleri taciz şikayetlerini karşı hiçbir şey yapmıyor. Tacizde bulunan kişiler cezalandırılmıyor. Al Jazeera Soruşturma Birimi’nin 2 yıllık çalışmalarının ardından oluşturulan raporda, öğrenciler ve akademisyenlerle konuşuldu. Oxford Üniversitesi’nden bazı kadın akademisyenler, akademik kariyerlerinin başında tacize maruz kaldıklarını söyledi. Kadın akademisyenler, hocalarının üniversite yerine barda, sarhoş halde toplantı yaptığını öne sürdü. Diğer yandan, doktora öğrencilerinin akademik kariyer baskısı ile cinsel ilişkiye zorlandığı da dile getirildi. Üniversitelerde tacize ve cinsel saldırılara herhangi bir yaptırım uygulanmıyor. Soruşturmalar ve tacize maruz kalan insanların ifadelerine göre üniversite yönetimleri, şikayetçi olan kadınların harekete geçmesine de engel oluyor.

İngiltere’de istismar edilen çocuklar da yüzüstü bırakıldı

İngiltere’de Çocuk Cinsel İstismarına İlişkin Bağımsız Soruşturma Raporu yayımlandı. Ülkedeki istismar edilen çocukların bir başına bırakıldığı ortaya çıktı. İngiltere’de eski İşçi Partisi Milletvekili olarak görev yapan Greville Janner’ın istismar ettiği çocukların “yüzüstü bırakıldıkları” açıklandı. Savcılığın önemli tanık ifadelerini gizlediği bildirildi. Raporda, çocukların İngiltere’nin Leicestershire Şehir Konseyi’nin bakımı altında oldukları belirtildi. Ancak çocukların “hak ettikleri ilgiyi görmediği” kaydedildi. Janner hakkındaki erkek çocukların cinsel istismarına ilişkin iddiaların soruşturulmasında “birden fazla başarısızlık” olduğu tespit edildi. Leicestershire polisinin, 1999 yılında Janner aleyhindeki iddiaları soruşturan Manolya Operasyonunun “yetersiz” olduğu söylendi. Savcılığın önemli olan ifadeleri hasır altı etmesi ise dikkat çekti. Çocukların kötü şartlar altında olduğu ileri sürüldü.

Çocukların güvenilemez olduğu iddiası

Raporda, bakım altındaki çocukların “güvenilmez” oldukları için göz ardı edildiği ifade edildi. Tanıkların söylemlerinin ilgili birimlere iletilmediği belirtildi. Bu durumun “ciddi ve affedilemez” olduğu ve önemli bilgilerin “halının altına süpürüldüğü” ifade edildi. Raporda, “çocukların yüzüstü bırakıldıkları” vurgulandı. Polisin Janner hakkındaki iddiaları soruşturmaması için baskı altında tutulduğuna dair “hiçbir kanıt” bulunulmadığı bildirildi. Soruşturma ekibine liderlik eden Profesör Alexis Jay, polis memurlarının iddiaları soruşturmada “isteksiz” davrandığını açıkladı. Jay ayrıca polislerin yapması gerekenleri yapmayıp soruşturmaları kapattığını da dile getirdi.

İngiltere’deki üniversitelerde tacizle mücadele edilmiyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Belçika’daki Katolik Kilisesi‘nde cinsel taciz vakalarının yaşandığı açığa çıktı. Ülkedeki Katolik Kilisesi hakkında 2020 yılında 59 cinsel taciz vakasının yaşandığı bildirildi. Bu sayının önceki yıllarda yapılan bildirimlerden çok daha fazla olduğu açıklandı. Kilisenin hazırladığı rapora göre, 2012’de kurulan “temas noktaları” geçen yıl 59 cinsel taciz bildirimi aldı. Bu sayı önceki 4 yılın toplamında 72 olmuştu. Geçen yılki cinsel taciz bildirimlerinin 16’sının tecavüz, 27’sinin şiddet içeren cinsel saldırı, 4’ünün ise çok uzun süreli cinsel taciz vakalarından oluştuğu belirtildi. Vakaların çoğunun eski tarihli olduğu dile getirildi. Bilinen faillerin yarısından fazlasının şu anda hayatta olmadığı söylendi. Kurbanların 32’sinin erkek, 27’sinin kadın olduğu, faillerin yüzde 95’inin ise erkeklerden oluştuğu kaydedildi. 16 vakada tacizin okulda, 18’inde kilisede meydana geldiği ifade edildi. Kurbanlardan 6’sının ise rahiplere yardımcı olan küçük yaştaki erkek çocuklar olduğu açıklandı.

Taciz vakaları yargıya taşınmadı

Kilisenin hazırladığı raporda, taciz vakaların yargıya götürülmesi talebi kabul edilmedi. Buna sebep olarak da “suçlamalara konu olayların az bir kısmının zaman aşımından muaf tutulabilecek olması” gösterildi. Taciz vakalarının sadece 11’i yargıya götürüldü. Bu olaylarda zaman aşımı bulunmayabileceği, ayrıca failin hala tehlike arz edebileceği dile getirildi.
Cinsel taciz bildirimlerini 46 vakada kurbanların kendisi, 3 vakada aileleri, 10 vakada ise başka kişiler yaptı. Bildirimlerin yüzde 61’inde taciz olayının üzerinden 30 yıl, yüzde 31’inde ise 40 yıldan fazla süre geçtiği belirtildi. Bildirimde bulunan kişilerin bazılarına 1000 ile 25 bin avro arasında değişen miktarlarda tazminat ödendiği bilgisi raporda yer aldı.

Avrupa ülkelerindeki kiliselerde taciz vakaları arttı

Katoliklerin merkezi Vatikan’da kiliseler içerisinde son yıllarda çocuklara yönelik cinsel istismar ve taciz iddiaları arttı. ABD, Avrupa ve Avustralya’daki Katolik kiliselerinde görev yapan birçok rahip ve kardinal son zamanlarda, ya pedofili olarak adlandırılan çocuklara cinsel taciz ve suistimalle ya da görev bölgelerinde yaşanan bu vakaları örtbas etmekle suçlanıyor. Özellikle, Katolik Kilisesi içinde Papa’dan sonra en önemli mevki olan kardinallik makamından olan Kardinal George Pell’in gözaltına alınması ve Eski Washington Başpiskoposu Theodore McCarrick’in papazlıktan men edilmesi konuyu daha fazla gündeme getiriyor.

Belçika’daki Katolik Kilisesi’nde cinsel taciz yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

New York Başsavcısı Letitia James, New York Valisi Andrew Cuomo hakkındaki suçlamalara yönelik açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz aylarda birden fazla kadın New York Valisi Cuomo hakkında taciz suçlamasında bulunmuştu. Vali Cuomo hakkındaki cinsel taciz iddialarını soruşturan Başsavcı James, 165 sayfalık bir rapor yayımladı. New York Başsavcısı Letitia James, Vali Cuomo’nun birden fazla kadını taciz ettiği sonucuna ulaştıklarını açıkladı. Raporda, Cuomo’nun eski ve yeni eyalet çalışanları dahil bir çok kadını taciz ettiği bilgisi verildi. Vali Cuomo’nun taciz iddialarını kamuoyuna bildirem bir kadına da misilleme yaptığı vurgulandı. Cuomo ile yardımcılarının “korku ve yıldırma ile toksik bir iş ortamı yarattığı” ve bu durumun cinsel istismara da neden olduğuna dikkat çekildi. New York Valisi Andrew Cuomo, New York Başsavcısı’nın kendisi hakkında, “birden fazla kadını taciz ettiği sonucuna ulaştıklarını” açıkladığı rapora cevap verdi. Cuomo kadınlara yönelik tacizlerinin belgelenmesine rağmen “Gerçekler, anlatılanlardan çok farklı.” diye konuştu.

Biden Cuomo’ya istifa çağrısı yaptı

Cuomo, New York Başsavcısı Letitia James’in açıkladığı ve taciz edildiğini iddia eden kadınları haklı gösteren raporunun gerçekleri yansıtmadığını açıkladı. Cuomo, “Kimseye uygunsuz bir şekilde dokunmadığımı veya uygunsuz cinsel girişimlerde bulunmadığımı doğrudan benden duymanızı isterim.” diye konuştu. Cuomo, hakkındaki iddialarla ilgili avukatı tarafından hazırlanan detaylı bilgi ve belgelere kişisel internet sayfasından ulaşabildiğini dile getirdi. 63 yaşında olduğunu ve tüm hayatını halkın gözü önünde yaşadığını söyledi. ABD Başkanı Joe Biden, kadınları taciz etmekle suçlanan New York Valisi Andrew Cuomo’ya istifa etmesi çağrısında bulundu. Biden,  New York Başsavcılığının Cuomo hakkındaki taciz iddialarına ilişkin yürüttüğü soruşturma tamamlandıktan sonra, düzenlediği basın toplantısında, “İstifa etmesi gerektiğini düşünüyorum.” diye konuştu. ABD Senatosu Çoğunluk Lideri Demokrat Chuck Schumer ve Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi de benzer çağrılar yaptı.

Cuomo hakkındaki suçlamalar

Vali Cuomo‘un eski danışmanı Lindsey Boylan, 24 Şubat’ta “Medium” adlı internet sitesinde bir makale yayımlamış, Cuomo’nun 2018’de ofisinde kendisine uygunsuz davranışta bulunduğunu öne sürmüştü. New York Times’a 27 Şubat’ta açıklama yapan Cuomo’nun eski danışmanlarından 25 yaşındaki Charlotte Bennett da 63 yaşındaki Vali’nin kendisine cinsel içerikli bazı sorular sorduğunu iddia etmişti. 33 yaşındaki fotoğrafçı Anna Ruch, 2 Mart’ta New York Times‘a yaptığı açıklamada, Eylül 2019’daki bir düğünde Cuomo’nun kendisine “şaşırtacak ve utandıracak şekilde yaklaşımda bulunduğunu” söylemişti. Cuomo da hakkında çıkan taciz suçlamaları ile ilgili 28 Şubat’ta yazılı açıklama yapmış, bazı davranışlarının “istenmeyen flört” olarak yanlış yorumlandığını söylemişti. Cuomo, etrafındakilere daha hassas ve mesafeli yaklaşması gerektiğini anladığını belirterek özür dilemişti. Fakat istifa etmeyi düşünmediğini söylemişti.

New York Valisi Cuomo’nun kadınlara yönelik tacizleri raporlandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD’de 3 kadın polis Teksas Eyaleti’nde gizli operasyonlarda görev aldıkları sırada, üstleri tarafından cinsel saldırıya, tacize ve sömürüye maruz kaldıklarını iddia etti. Kadın polis memurlar, Harris ilçesi bölgesindeki karakolda çalışıyordu. İnsan ticaretiyle mücadele etmek için görev alan Teksaslı üç kadın polis memuru, fuhuşla ile ilgili gizli operasyonlarda çalışıyordu. Kadın polisler çalışmaya başladıktan kısa bir sonra üstleri tarafından cinsel saldırıya, sömürüye ve tacize uğradıklarını öne sürdü. 3 kadın polis, maruz kaldıkları cinsel saldırıdan sonra üslerine dava açmaya karar verdi. Dava açmaya karar veren kadın polislerin avukatları, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Müvekkillerinin gizli operasyonlar sırasında sarhoş erkek üstlerinin “iğrenç” tacizlerine uğradıklarını ifade etti. Öte yandan avukatlar, üstleriyle ilgili endişelerini söylediklerinde ise kendileriyle alay edildiğini ve misilleme yapıldığını iddia etti.

“Bakanlık suistimali bilmesine rağmen hiçbir şey yapmadı”

Kadın polis memurlarının avukatları, Bakanlığın cinsel suistimali bildiği halde bu olayları durdurmak için hiçbir şey yapmadığını söyledi. Davacılara aynı zamanda insan kaçakçılığı görev gücüyle birlikte çalışan ve insan kaçakçılığı mağdurlarının savunucusu olan Jacquelyn Aluotto da katıldı. Aluotto, endişelerini Harris County Bölge Savcılığı Ofisi ile paylaştığını öne sürdü. Fakat dava takip edilmedi. Konuyu Bölge 1 Emniyet Ofisi’nin içişleri bölümüne bildirdiğinde ise ertesi gün işinden kovuldu.

ABD’de bir kadın hapishanesinde de cinsel taciz olayları yaşanmıştı

ABD’nin New Jersey eyaletindeki bir kadın hapishanesinde de gardiyanların bir kadına şiddet uyguladığı ve cinsel saldırıda bulunduğu iddia edildi. Bunun üzerine hapishane çalışanları zorunlu izne çıkarıldı. Edna Mahan Kadın Cezaevinde mahkum Ajila Nelson yaşananları anlattı. Nelson, 11 Ocak’ta cezaevi görevlilerinin kendisini kelepçeleyerek önce yumrukladığını, ardından tekmelediğini ve duşa sürükleyip cinsel tacizde bulunduğunu iddiasında bulundu. Cezaevi Birliği konuyla ilgili açıklama yaptı. 30 cezaevi görevlisinin cinsel taciz ve şiddet uyguladığı iddiaları üzerine tüm görevlilerin zorunlu ücretli izne çıkarıldığı belirtildi. Öte yandan Nelson’un transseksüel olduğu da söyledi. Nelson’ın annesi bir gazeteye röportaj verdi. Nelson’un annesi, kızının bir grup gardiyan tarafından dövüldüğünü ve tekerlekli sandalyeye mahkum bırakıldığını açıkladı.

ABD’de 3 kadın polis üslerinin tacizine uğradığını iddia etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Bir basın açıklaması yapan Östergaard, yaklaşık 10 yıl önce yaşanan bir olayda, Lotte Rod’un beyan ettiği cinsel tacizi kendisinin yaptığını itiraf ederek, partisinin güvenini yitirdiği için parti liderliğinden istifa ettiğini bildirdi.

Parti grubunda yapılan yaklaşık 7 saatlik toplantıda eski Dışişleri Bakanı Martin Lidegaard ile Başkan Yardımcısı Sofie Carsten Nielsen arasında yapılan oylamada Sosyal Liberal Parti başkanlığına Sofie Carsten Nielsen seçildi.

Olayın geçmişi

Sosyal Liberal Partili milletvekili Lotte Rod, 16 Eylül’de sosyal medya hesabından yaptığı bir açıklamada, partinin gençlik kollarında ve partide birkaç defa cinsel tacize uğradığını duyurmuştu.

Rod, kendi isteği dışında bacağının üst kısmına elini koyan partidaşlarının elini çekmek zorunda kaldığını vurgulamıştı. Danimarka’da geçen ay 322 kadın siyasetçi ülkede kadın politikacıların da cinsel tacize maruz kaldığı yönünde bir bildiriye imza koymuştu.

Danimarka’da Sosyal Liberal Partide cinsel taciz skandalı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Polis yetkilileri, 43 yaşındaki Jörg L’nin İsviçre merkezli güvenli mesajlaşma servisi Threema’da paylaştığı fotoğrafların pedofil ağlarında on binlerce kişi tarafından görüldüğünü açıkladı.

Zanlının Köln yakınlarında Bergisch Gladbach’taki evine Ekim ayında yapılan baskının ardından polis, pedofili ile suçlanan onlarca kişiyi de soruşturma kapsamına aldı.

Aşçı olduğu belirtilen zanlının karısı da mahkemede ona karşı ifade verecek.

Soruşturmada 16 eyalette 87 pedofili zanlısı tespit edildi ve üç ay ile 15 yaş arasında 50 çocuk, istismarcı ebeveynlerinden uzaklaştırıldı.

Fotoğraflardan dolayı travma yaşayan üç dedektif hastalık iznine ayrıldı.

Mahkeme sözcüsü Michaela Brunssen, Jörg L’nin “kendi kızına 61 kez cinsel şiddet ve bazen aşırı şiddet uyguladığının iddia edildiğini” söyledi.

15 yıla kadar hapis cezası bekleniyor

Alman medyası, davayla ilgili olarak 130 dedektifin terabaytlarca büyüklükte video ve fotoğraf dosyalarını incelemeye devam ettiğini bildirdi.

Yasal nedenlerden dolayı Jörg L’nin soyadının açıklanmadığı ve kızının kimliğini korumak amacıyla hem kendi hem de karısının ifadesinin kapalı kapılar ardında alınacağı belirtiliyor.

11 gün sürmesi beklenen mahkemenin zanlıya 15 yıla kadar hapis cezası vermesi bekleniyor.

Soruşturma kapsamındaki pedofil mesajlaşma gruplarında 30 bin kadar kişinin bulunduğu tahmin ediliyor. Bazı mesajlaşmalara aynı anda 1800 kişi dahil olabiliyor.

Savcılığın iddianamesinde Jörg L’nin bir mesaj partneri ile birçok kez haberleştiği ve kendi çocuklarına cinsel tacizde bulundukları belirtiliyor.

27 yaşında eski bir asker olan bu mesaj partneri Mayıs ayında şiddetli cinsel taciz suçlamasından 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Başta Kuzey Ren Westfalya eyaleti olmak üzere Almanya son dönemlerde birçok çocuk tacizi skandalı ile sarsıldı.

Münster’de bir bodrum katında fotoğraf ve videoların bulunması üzerine Haziran’da 11 kişi çocuklara yönelik cinsel taciz iddiasıyla gözaltına alındı. Soruşturmayı yürüten dedektifler o sırada 5, 10 ve 12 yaşlarında üç pedofili mağduru tespit ettiklerini açıklamıştı.

Daha önce ise 1998-2018 yılları arasında Lügde bölgesindeki bir kamp alanında birçok erkeğin çocukları yüzlerce kez taciz ettiği tespit edilmişti. Mağdurların tacize uğradıkları dönemlerde 3 ila 14 yaş arasında oldukları belirlenmişti.

Almanya’da kendi kızına cinsel tacizde bulunan pedofilin davası başladı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Özgürlükler ve refah diyarı olarak adlandırılan İskandav ülkelerinde özellik cinsiyet eşitliği kavramının taciz ve cinsel istismar suçlarını örtmek için kullanıldığı rakamlara yansıdı.

Yüzde 1’i bile cezalandırılmadı

5 milyon 600 binden fazla nüfusu bulunan Danimarka cinsel saldırıların en çok yaşandığı ülkelerden. Sadece 2017 yılında kayıtlara 24 bin taciz vakası geçti. Bu cinsel istismar vakalarının yalnızca 94’üne ceza verildi.

Görmezden geliniyor

5.5 milyon nüfusu ile dikkat çeken Finlandiya’da durum daha da kötü. Ülkede yaşanan cinsel saldırılarının yıllık ortalaması 50 bin. 2017’de cinsel saldıran hüküm giyen kişi sayısı için yalnızca 207.

Birleşik Krallık berbat durumda

Güneş batmayan imparatorluk İngiltere ve Galler’de de tablo insanlık adına utanç verici. Rape Crisis isimli örgütün raporuna göre 2016-2017 yılları arasında 202 bin cinsel saldırı ihbarı yapıldı. Cinsel istismar ile mücadele ise son derece yetersiz.

Üstünü örttüler

Hatta İrlanda’da yaşanan bir olay Batı’da tecavüz vakalarının üstünün nasıl örtüldüğünü resmen ispatladı. İrlanda’da 2018 yılında, 17 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz etmekten yargılanan 27 yaşındaki sanığın avukatı, duruşma salonunda kız çocuğunun giydiği dantelli iç çamaşırını, “rızası vardı” iddiasına delil olarak elinde salladı. Sanık beraat etti.

Tecavüzü cinsel eşitlik makyajıyla örtüyorlar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Taciz ve tecavüz siyasi tartışmalara alet edilemez yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yaşadıkları bütün süreç bireylerde travma yaratıyor. BBC tarafından yapılan bir araştırmaya göre, geçtiğimiz bahar döneminde İngiltere’de üniversiteler 700’den fazla cinsel istismar iddiasına dair başvuru aldı.

Öğrenciler üniversiteleri itibarlarının zedelenmesi korkusundan dolayı cinsel istismar olaylarında bir sonuca varmadıklarını ve istismara uğradığını iddia eden öğrencilere de yeterli desteği sağlamadıklarını iddia ediyor.

Birleşik Krallık’taki üniversiteler konuyla ilgili geniş çaplı düzenlemeler yapmak için çalışıldığına dair açıklama yaptı.

Fakat öğrenciler maruz kaldıkları cinsel istismarı yetkili birimlere şikayet etmeye gittiği zamanı “zaman kaybı” olarak görüyor. Kimi öğrenciler ise “suçlu tarafın kendileriymiş gibi hissettirildiklerini” söylüyor.

İncelenen raporlara göre, geçen sene Birleşik Krallık’taki 81 üniversiteden 4’ü cinsel istismara dair 110’dan fazla şikayet ve 80 tecavüz suçlamasıyla yapılan şikayetlerde büyük paydayı oluşturuyor.

Yaşanan bazı istismarlarda, öğrenciler ve üniversiteler saldırıyı gerçekleştiren kişi için polise şikayette bulundu. Fakat, üniversitelerde cinsel istismar ve tecavüz konusunda izlenmesi gereken yollara dair kesin bir bilgi yok. Her şey öğrenciye veya üniversitedeki yetkiliye bağlı kalıyor. Üniversiteye ve polise maruz kaldığı tecavüzü belirten bir öğrenci, kendisine saldıran adamı üniversitenin kampüsünde sürekli gördüğünü ve bu duruma karşı gerekli güvenlik sisteminin sağlanmadığını belirtiyor.

Bir başka öğrenci maruz kaldığı cinsel saldırıdan sonra yurda korkmadan gidemediğini söylediği zaman, üniversite tarafından kütüphanede kalabileceği cevabını aldığını söylüyor.

Cambridge Üniversitesi’nde okuyan 21 yaşındaki Dani, üniversitedeki danışmanının kendisine uygunsuz ve cinsel içerikli mesajlar atmasının ardından panik atak krizleri yaşadığını söylüyor.

Aldığı dersi bırakmasından sonra, danışmanı hakkında şikayetçi olmak isteyen Dani’ye yapması gerekenle ilgili üniversite tutarsız tavsiyeler verdi. Yaşadıklarını BBC UK’e anlatan Dani, “Tüm bu süreç boyunca hakkında şikayette bulunulan benmişim gibi hissettim.” dedi. Disiplin kurulunun toplanmasından önce, Dani tacizci danışmanı ile aynı ortamda olmak istediği için kurulun toplandığı odanın dışında olmayı talep etti.

Bu genelde yerel mahkemelerde talep edildiğinde alınan bir karar olmasına rağmen üniversite Dani’nin talebini reddetti. “Şikayetçi olduğum danışmanın avukatı bana sorular sorarken, sadece iki koltuk ilerisinde şikayetçi olduğum danışman oturuyordu.” dedi. Danışman hakkında suçlamalara dair sadece dört cümlelik bir özür mektubu cezası aldı. Danışmanının alması gereken cezayı ise şikayetçi taraf olan Dani aldı. Dani’nin üniversite kampüsündeki bazı binalara girmesi yasaklandı. Danışman hala üniversite çalışmaya devam ediyor.

İngiltere “itibarlarını” düşünen üniversiteler taciz vakalarını görmüyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.