“CHP’de bir görevim yok. Boykottan haberim vardı.” diye açıklama yapan Çiçek hakkında, “CHP tüzüğünü ihlal ettiği” gerekçesiyle  disiplin soruşturması başlatıldı. CHP yönetiminin soruşturması, İrem Çiçek’in partiden ihraç edilmesiyle 1 Nisan günü sonuçlandı.

“Demokratik protesto” görünümlü baskıcı bir uygulama mı?

İrem Çiçek’in CHP’de herhangi bir görevi bulunmuyor, partisiyle ilişkisi yalnızca üyelik ile sınırlı. Dolayısıyla Çiçek’e uygulanan yaptırım, CHP’nin her üyesini ilgilendiriyor, yalnızca yönetim organlarında görevi olanları değil. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yayımladığı verilere göre 4 Şubat 2020 itibarıyla CHP’nin üye sayısı 1 milyon 257 bin 753.

Siyasi partiler ya da sivil toplum kuruluşları kendi üyelerini olumlu ya da olumsuz kampanyalara yönlendirebilir. Bunun hiçbir sakıncası olmadığı gibi bu girişimler demokratik siyasetin bir parçası. Ancak bu hamlelerin “yönlendirmenin ötesine” geçmesi, bir zorlamaya dönüşmesi, hatta yaptırıma bağlanması için aynı şeyi söylemek mümkün değil.

Bu denli kalabalık bir kitleyi, 1 milyonu aşkın kişiyi bir şeyi yapmaya veya yapmamaya zorlamak için demokrasinin sınırlarının dışına çıkmak gerek. Diğer yandan CHP yönetiminin tavrı, ifade özgürlüğüne ilişkin evrensel değerlere de tamamen aykırı.

1 milyondan fazla üyesini kendi emir komuta zinciri içinde gören CHP yönetiminin tavrı, “demokrasi dışı siyaset” olarak kayıtlara geçmiştir.

CHP’nin CNN Türk boykotu: Demokratik bir protesto mu, baskıcı bir tutum mu? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Amerikalı yapımcı Mark Hall, FETÖ yapılanmasını ve okullarındaki usulsüzlükleri anlatan “Killing ED” (Eğitimi Öldürmek) adlı bir belgesel çekti.

Belgeselini Türkiye’deki izleyicilere izlettirmek isteyen Hall, bunun için bir dizi görüşme gerçekleştirdi.

CNN Türk, yüklü bir miktar para ödeyerek belgeselin telif haklarını bir süreliğine satın aldı. Yayımlama hakkı için anlaşma dahi imzalayan CNN Türk, belgeseli izleyicisiyle buluşturmadı.

Belgeseli yayımlamak için süre doldu

15 Temmuz’un yıl dönümünde yayımlanması düşünülen belgesel için CNN Türk’ün yayın hakkına sahip olduğu süre doldu.

Peki Türkiye hakkında FETÖ’nün yurt dışında kara propaganda çalışmasını hızlandırdığı bir dönemde, ABD’de çekilen ve Türkiye’yi yakından ilgilendiren, telif parası bile ödenen böylesi önemli bir belgeseli CNN Türk neden yayımlamadı?

CNN Türk’e göre çekiciliğini yitirdi

CNN Türk’ün ABD’li yapımcıya da ilettiği gerekçesinde, “Türkiye’de daha çok FETÖ davalarının konuşulduğu, Fetullah Gülen’in ABD’den iadesi tartışmasının eskisi kadar gündemde olmadığı, bu yüzden meselenin ABD yönününün çekiciliğini yitirdiği” bahanesini öne sürdüğü belirtildi.

Fetullah Gülen’le Pensilvanya’da görüştü

Belgeselin yapımcısı Mark S. Hall’a “Belgeseli şimdilik yayımlamıyoruz.” bilgisini aktaran isim Ferhat Boratav’dı. CNN Türk Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Boratav, 18 Eylül 2010 tarihinde Pensilvanya’da Fetullah Gülen’le görüşen gazeteciler arasında yer aldı. Hanefi Avcı’nın, FETÖ’nün devlet içinde nasıl örgütlendiğini yazdığı kitabından dolayı gözaltına alınmasından kısa süre önce gerçekleşen bu ziyaret, o dönem çok konuşulmuştu.

CNN Türk FETÖ belgeselini parasını ödemesine rağmen yayınlamadı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Kavurmacı’nın kısa bir süre önce aldığı sağlık raporuyla tahliye edilmesi kamuoyunda tepkilere neden olmuştu. Kavurmacı’nın tahliye edilmesinin ardından yurtdışına kaçtığına yönelik sosyal medyada birçok iddia ortaya atıldı.

Bu iddiaları haberleştiren CNN Türk, kısa bir süre sonra haberi kaldırdı. CNN Türk haberinde, “Ömer Faruk Kavurmacı’nın yatla Yunanistan’a kaçtığı iddia edildi.” ifadelerini kullanmıştı.

Ömer Faruk Kavurmacı’nın durumu belirsizliğini koruyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

“Sosyal deney” şikayet edildi. 

Öğrenciler “Dert dinlemek 1 lira’”ve “Sarılmak 1 lira” yazılı dövizleri açarak beklemeye başladı. Bu sırada meydandan geçen bazı yurttaşlar 1 lira vererek öğrencilere sarıldı, bazıları da ‘”dert anlattı.”

Bir kişi de öğrencilere tepki göstererek polis çağırdı.

Diken ve CNN Türk’ün çarpıtması

Polis, meydanda bekleyen iki öğrenciyi ve onlara “dert anlatan” bir kişiyi şikayet üzerine ifadelerine başvurmak üzere karakola çağırdı. Öğrencilerin,  ifadelerinde Adnan Menderes Üniversitesi Bozdoğan Meslek Yüksekokulu Halkla İlişkiler Bölümü’nde 1. sınıf öğrencisi olduklarını ve  “sosyal deney” yaptıklarını söylediler.

Diken, CNN Türk gibi medya kuruluşları öğrencilere “müstehcenlik” suçlamasıyla işlem yapıldığı haberini paylaştılar.

Nazilli Cumhuriyet Başsavcılığı Medya İletişim Bürosu tarafından yapılan açıklamada Diken ve CNN Türk’ün haberleri yalanlandı:

 “Bir kısım haber sitelerinde ‘Sosyal Deney Yaptığını Öne Süren Gençlere Müstehcenlikten İşlem’ başlıklı gerçekleri yansıtmayan haberle ilgili olarak kamuoyunu doğru bilgilendirmek açısından aşağıdaki açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.

 05 Mayıs 2017 tarihinde saat 19:10 sıralarında 155 Polis hattına yapılan ihbar üzerine; H.E.D ve K.N.D adlı kişilerin, Nazilli Belediye Meydanında ‘Dert Dinlemek 1TL’, ‘Sarılmak 1 TL Patron Çıldırdı’, ‘Artık Mazide Kaldı Foto Çekmek 1 TL’ yazılı pankartlar ile oturdukları tespit edilmiştir. 

Konunun Cumhuriyet Başsavcılığımıza bildirilmesi üzerine adı geçen kişilerin beyanlarının alınması talimatı verilmiştir.

H.E.D ve K.N.D adlı kişiler müşteki sıfatıyla verdikleri beyanlarında özetle; eğlence ve halkın tepkisini ölçmek amacıyla söz konusu pankartları hazırladıklarını, macera, eğlence, dikkat çekme amacı taşıdıklarını ifade etmişlerdir.

Adı geçen kişilerin gözaltına alındığı ve haklarında müstehcenlik suçundan işlem yapıldığı iddiası tamamen gerçek dışıdır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.” ifadelerine yer verildi.

Diken ve CNN Türk’ten 1 liralık çarpıtma yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.