Seehofer, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkan Yardımcısı Margaritis Schinas ile video konferans yoluyla düzenlediği basın toplantısında, Moria kampında çok acil bir durum yaşandığını belirtti. Burada insanlara yerinde yardım etmenin ve onlara barınma yerleri sağlamanın önem taşıdığını ifade eden Seehofer, bu konuda yakın koordinasyon içinde oldukları Yunanistan hükümetinin bir ihtiyaç listesini kendilerine ulaştırdığını aktardı. Seehofer, şu an bu listede yazılanları yardım kuruluşları vasıtasıyla ivedilikle yerine ulaştırmaya çalıştıklarını anlattı.

Yunanistan’da ana karaya çıkarılan reşit olmayan refakatçisi olmayan 400 sığınmacı çocuğun kabul edilmesiyle ilgili yoğun çalışmalar yürüttüklerini belirten Seehofer, bu çocukların büyük bölümünü, Almanya ve Fransa’nın alacağını aktardı.

Almanya’nın, refakatçisi olmayan 100 ila 150 sığınmacı çocuğu kabul edeceğini, Fransa’nın da aynı sayıda çocuğu alacağını anlatan Seehofer, görüşmeler devam ettiği için tam sayıyı şu an için söyleyemeyeceğini kaydetti. Seehofer, diğer çocukların, bu sürece katkı sağlayacak diğer 8 Avrupa ülkesine dağıtılacağını ifade etti.

Çocukların ay sonuna kadar ülkeye getirmenin hedeflendiğini dile getiren Seehofer, çocukları kabul edecek ülkeler arasında Finlandiya, Lüksemburg, Slovenya, Hollanda, Hırvatistan, Portekiz, İsviçre ve Belçika’nın bulunduğuna, ancak Avusturya’nın bu ülkeler arasında yer almadığına dikkati çekti.

Almanya’nın geçmişte sığınmacılar konusunda büyük sorumluluk aldığını belirten Seehofer, ülkesinin 2015’ten beri 1,73 milyon sığınmacıyı kabul ettiğini vurguladı.

Alman Bakan, göç sorununun, sadece uluslararası düzeyde ve Avrupa içinde iş birliğiyle çözülebileceğine işaret ederek AB Komisyonu’nun 30 Eylül’de ortak göç ve iltica politikasına ilişkin öneriler sunacağını anlattı.

Sadece Yunanistan’da değil, Malta, İtalya ve İspanya’da da sığınmacılarla ilgili sorunlar bulunduğunu kaydeden Seehofer, “Bu sorunun mümkün olduğunca hızlı çözülmesi lazım.” ifadesini kullandı.

“AB’nin ortak bir göç ve iltica politikası geliştirmesi gerek”

AB Komisyonun Başkan Yardımcısı Margaritis Schinas da Moria kampının yok olduğunu belirterek burada AB’nin yardımıyla iltica işlemlerinin daha hızlı yürütülebileceği yeni ve daha modern bir tesis kurulmasını Yunan hükümetine teklif edeceğini söyledi.

Mori kampındaki yangının, Avrupa’nın sığınmacı politikasında neyi değiştirmesi gerektiğini gösterdiğini belirten Schinas, AB’nin, insanların artık hayatlarını kaçakçılara emanet etmek zorunda kalmaması için sığınmacıların transit olarak kullandığı ülkelerle anlaşmalar yapmayı hedeflediğini ifade etti.

Schinas, AB’nin ortak bir göç ve iltica politikası geliştirmesi gerektiğini de kaydetti.

Almanya Başbakanı Angela Merkel dün yaptığı açıklamada, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in kendisinden özellikle reşit olmayan sığınmacıların kabul edilmesini rica ettiğini bildirmişti.

Moria sığınmacı kampında iki günde üçüncü yangın çıkmıştı

Yunanistan’ın Midilli Adası’nda bulunan Moria sığınmacı kampında önceki gün çıkan yangınların ardından dün de kampın 3 farklı noktasından alevler yükselmişti.

Çok sayıda polis ve itfaiye ekibinin bölgeye sevk edildiği yangında çevik kuvvet polisleri de kent merkezine yürümek isteyen sığınmacıları engellemek için kamp çevresine barikatlar kurmuştu.

Yaklaşık 12 bin 500 sığınmacıya ev sahipliği yapan Moria kampı, geçen haftadan bu yana tespit edilen 35 yeni tip koronavirüs (COVID-19) vakası nedeniyle karantinaya alınmıştı.

Almanya, Yunanistan’dan refakatçisiz 100 ila 150 sığınmacı çocuğu ülkeye getirecek yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yol, su ve elektrik olmayan kamplarda içecek su dahi bulamayan Suriyeliler soba, ilaç, gıda ve su gibi ihtiyaç malzemelerine ulaşmak istiyor.

Hava şartlarının yaşamı daha da zorlaştırdığı 90 çadırlık Yavru Fida kampı, dramın yaşandığı yerlerden sadece birisi.

Kayalıklar altındaki bir tarlaya derme-çatma çadır kuran aileler, yakacak ihtiyacını çöplerden, su ihtiyacını ise yağmur suyuyla karşılıyor.

Islanan elbiselerini kurutacak sobaları dahi olmayan Suriyeliler, dışarıda yaktıkları çalı ve bez parçalarıyla ısınmaya çalışıyor.

Maarat Al-Numan’dan gelen ve çadır kampta gönüllü imamlık yapan Abu Mahmud, kamplarında 90 ailenin yaşadığını kaydetti.

Kamptaki kimsenin para kazanacak bir işi olmadığını aktaran Mahmud, “Buradaki herkes yoksul. Hayatlarını devam ettirebilmeleri için hiçbir şeyleri yok. Herkesin çocuğu var. Günlük hayatlarını devam ettirmeleri için 4-5 bin Suriye lirasına ihtiyaç duyuyorlar. Ancak ailelerin ceplerinde 1000 Suriye lirası bile yok. Çok zor durumdayız.” ifadelerini kullandı.

Şimdiye ana kadar kendilerine bir yardımın gelmediğini vurgulayan Mahmud, acilen soba, yakacak, battaniye ve gıdaya ihtiyaç duyduklarını dile getirdi.

İki çocuğu ve eşiyle Maarat Al-Numan’dan gelen Ahmed Abdullah da soğuk havaların özellikle çocukları çok etkilediğine vurgu yaparak, “Burada çok sayıda çocuk var ve hava çok soğuk. Her taraf çamur ve sel. Battaniye, yedek kıyafetimiz yok. Her türlü yardıma ihtiyacımız var. İnşallah birileri sesimizi duyar.” diye konuştu.

İdlib’deki ‘çamur kentler’in yardım çığlığı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı, doğuştan kalp rahatsızlığı olan kız çocuğun, Eylül ayında Nebraska’daki bir hastanede öldüğünü açıkladı.

Çocuğun ABD’ye ne zaman ve nasıl girdiğine ilişkin ise bilgi verilmedi.

Refakatsiz göçmen çocukların bakımından sorumlu ABD Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı’nın sözcüsü Mark Weber, kız çocuğun ülkeye girdikten bir süre sonra 4 Mart 2018’de “sağlık durumu hassas” olduğu gerekçesiyle Teksas’ta San Antonio’daki bir mülteci ofisine getirildiğini söyledi.

Weber, kız çocuğun ameliyata alındıktan sonra yaşadığı komplikasyonlar sonucu komaya girdiğini, tedavisinin devamında, Mayıs ayında hastaneden ayrılarak Arizona’da bir sağlık merkezine gönderildiğini belirtti.

26 Eylül 2018’de “ailesine daha yakın olabilmesi için” Nebraska’da bir bakım merkezine getirilen çocuk, “yüksek ateş ve solunum bozukluğu” nedeniyle bundan üç gün sonra yaşamını yitirdi.

Demokratlar ise, göçmen çocuk ölümleri hakkında soruşturma başlatılması çağrısında bulundu.

ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz aylarda Meksika sınırından geçişlerin çok arttığı gerekçesiyle yasa dışı göçün üzerine gideceğini duyurdu.

ABD’de göçmen çocuğun ölümü aylarca gizlenmiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Ailesi para ödeyemediği gerekçesiyle diğer çocuklar gibi normal menü alamayan mülteci çocuğa yemekhanede sadece konserve ton balığı ve kraker verildiği belirtildi.

İtalya’nın kuzeyinde yer alan Verona ili yakınlarındaki Minerbe kentinde bir ilkokulda okuyan mülteci kız çocuğunun okul kantininde yediği “ikinci sınıf” ya da “düşük kaliteli” yemek tepkilere neden oldu. Olayı duyan Interli futbolcu Antonio Candreva, mülteci çocuğun tüm masraflarını karşılama sözü verdi.

İtalya basını, diğer arkadaşları gibi normal yemek alamayan kızın öğle yemeği sırasında göz yaşlarına boğulduğunu aktardı.

Durumun medyada duyulmasının ardından harekete geçen Inter futbol takımının sağ kanat oyuncusu Antonio Candreva, mülteci çocuğun tüm masraflarını karşılama sözü verdi.

Minerbe kentinin aşırı sağcı ve göçmen karşıtı Belediye Başkanı Andrea Girardi ile irtibata geçen yıldız futbolcu, küçük çocuğun yemek parasını ve masraflarını kendisinin üstlendiğini ifade etti.

Minerbe Belediye Başkanı Andrea Girardi ise daha önce yaptığı açıklamalarda, ailesinin parasını ödeyemediği mülteci çocuğa düşük kaliteli yemek verilmesi fikrini savunmuştu. Girerdi, söz konusu uygulama ile aylık parasını ödeyen ebeveynlere dürüstlük adına jest yapıldığını iddia etmişti.

Sol partiler, kent yöneticilerini ayrımcılık yapmakla suçladı.

İtalya’da parası olmayan mülteci kıza yemeği çok gördüler yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Washington Post’un haberinde, geçen hafta babasıyla yasa dışı olarak ABD tarafına geçen 7 yaşındaki kız çocuğunun gözaltına alındıktan saatler sonra yaşamını yitirdiği bildirildi.

Çocuğun ölüm sebebinin aşırı sıvı kaybının yol açtığı ani kalp durması olduğu belirtildi.

Associated Press ajansının, sınır muhafızlarının ifadelerine dayandırdığı haberinde de küçük kızın günlerdir aç ve susuz olduğu kaydedildi.

ABD yönetimi kızın ölümüyle ilgili henüz resmi açıklama yapmadı.

Kız ve babası ABD’nin New Mexico eyaletinde 6 Aralık’ta göçmen yetkilileri tarafından ABD ajanlarına yaklaşan 163 kişilik bir grubun bir parçası olarak gözaltına alındı.

Gözaltındaki göçmenlere düzenli olarak yiyecek ve su sağlayan kurum, uygun politikaların takip edilip edilmediğinin tespiti için olayı soruşturuyor.

Orta Amerika’dan ABD’ye ulaşmak için yola çıkan, 7 binden fazla kişinin yer aldığı göçmen konvoyu geçen ay Meksika’nın sınır kenti Tijuana’ya varmıştı.

Guatemala, Honduras ve El Salvador’dan yoksulluk, şiddet ve zulüm nedeniyle kaçtıklarını ifade eden göçmenlerin birçoğunun hedefi, gözaltına alınacaklarına dair uyarılara rağmen ABD’ye giriş yapmak.

ABD’li sınır muhafızları geçen ay sınırı geçmeye çalışan, aralarında çocukların da bulunduğu göçmenlere göz yaşartıcı gazla müdahale etmişti.

ABD’nin gözaltına aldığı 7 yaşındaki mülteci kız öldü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.