Konya Büyükşehir Belediyesi

Hatay’da yaklaşık 740 araç ve 2.700 personelle çalışıyor. 305 TIR yardım malzemesi Hatay’a ulaştırıldı. Hatay’ın su sorunu çözüldü, ana isale hattındaki arızalar giderildi. 2 kuyu devreye alındı ve sokak çeşmeleri yerleştirilmeye başlandı. Her gün 23 bin civarında ekmek çıkarıyor 16 bin depremzedeye ve sahadaki ekiplere üç öğün sıcak yemek dağıtılıyor. 50 TIR un gönderimi ile hayvanlar için 10 TIR besi ve süt yemi gönderimine başlandı. 487 adet konteynerin bulunduğu 3 etaplık, çocuk alanı ve sosyal tesis alanı bulunan konteyner kent yerleşkesinin altyapısı tamamlandı ve ilk konteynerler konuldu. 278 tuvalet ve 48 duş yapımını tamamlandı. AFAD çadırlarının pis su bağlantıları yapıldı.

Bursa Büyükşehir Belediyesi

408 personel, 208 araç ile tüm deprem bölgesinde çalışıyor. 3 bölgede konteynerden geçici barınma alanı kurulumu gerçekleştirmek üzere; 100 konteynerin yer alacağı birinci bölgede altyapı çalışmalarını tamamladı. Yardımların ulaştırılmasını sağlamak için Hatay’ın her bölgesine gidilmek üzere her gün ortalama 150-200 kamyon çıkış yapıyor. Seyyar tuvaletler kurulması, çadır ve konteyner kentler oluşturulması ve ilaçlama işlemlerine de devam ediliyor.

Ordu Büyükşehir Belediyesi

Deprem bölgesinde 280 personel, 217 araç ve iş makinası görev alıyor. Konteyner kentlerin altyapısında kullanılacak olan beton bordür taşları ile yüklü 5 kamyon Adıyaman’a gönderdi. Alt ve üst yapı, su temini, cenaze hizmetleri ve temizlik hizmetleri gibi her türlü ihtiyacın giderilmesine yönelik bölgede çalışma yürütülüyor. Özel durumlar da atlanmıyor, çölyak hastası depremzedelere glütensiz ürünlerden oluşan gıda kolileri ulaştırıldı.

Bahçelievler Belediyesi

40 kişiden oluşan arama-kurtartma ekibi, çadırlar ve profesyonel arama kurtarma malzemeleri; 13 araçtan oluşan iş makinaları ve kamyonları, mimar ve mühendislerden oluşan 12 kişilik teknik personel deprem bölgesine sevk edildi. İhtiyaç malzemelerinden oluşan 68 TIR deprem bölgesine gönderildi. Bin metrekarelik mobil çadır ile 30 bin kişilik yemek pişirme kapasitesi olan mutfak araç ve gereçlerinin ile aşevleri için 42 kişilik ekip Hatay’a gönderildi.

Fatih Belediyesi

51 tırla 1 milyonu aşkın ihtiyaç malzemesi ve 207 bin 660 su deprem bölgesine gönderildi. Bölgede 150 personel, 37 arama-kurtarma ekibi ile 35 iş makinesi görev aldı. Belediyenin 2 çorba ve yemek aracı da depremzedelere yemek servisinde bulunuyor.

Zeytinburnu Belediyesi

56 araç, 127 personel, 77 yardım tırı deprem bölgelerine sevk edildi. Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde günlük 6 bin kişiye kadar sıcak yemek hizmeti veren mobil mutfak tırı iş makinaları ve portatif wc hizmet veriyor.”

Üsküdar Belediyesi

Bölgeye 100’den fazla personel ve mobil aşevi sevk edildi. İlk etapta 100 adet seyyar tuvalet ve lavabo üretilerek İskenderun’a götürüldü. Mobil veteriner aracı Vetbüs deprem bölgesine gönderildi. Depremzede öğrencilerin eğitimleri için 500 adet dizüstü bilgisayar gönderildi. İçinde oyun parkı, otopark, kreş, yemekhane, sağlık ocağı, çamaşırhane, kütüphane ve çok amaçlı salon ile 500 konteyner kurulumu 1 aya bitmek üzere başladı.

Beykoz Belediyesi

330 personel, 71 iş makinesi ve araçla görevlendirildi. Hatay’da 106 bin 500, Malatya’da ise 42 bin 300 kişilik sıcak yemek ikram edildi. Mobil çorba aracı köyleri dolaşarak 11 bin 200 çorba dağıttı. İlçeden toplanan 142 tır ve kamyonluk insanı yardım afet bölgesine gönderildi. Ekipler 12 araçla temizlik işlerini yürüterek sokakları temizliyor. Hatay’a 4 adet mobil tuvalet ve 6 adet duş sevk edildi. Kuaförler de günlük hayatın devamı için çalışıyor.

Belediyeler deprem felaketinin yaralarını sarmak için seferber oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Anadolu Ajansı’nın haberine göre Psikososyal destek ekipleri, depremde evleri hasar gören ve konutlarına girmeye çekinenlerin konaklaması için kent merkezi ile Gölyaka, Çilimli ve Cumayeri ilçelerinde kurulan çadır kentlerde çalışmalarını sürdürüyor.

Kentte 2 binden fazla çadırın bulunduğu 30 noktayı ziyaret eden ekipler, yaşanan travmanın atlatılabilmesi için ihtiyaç duyanlara destek sunuyor.

Ekipler, Düzce Gençlik ve Spor il Müdürlüğüne bağlı spor salonlarında da etkinlikler düzenleyerek çocukları da yalnız bırakmıyor.

Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Ercan Öztürk, AA muhabirine, Gölyaka ilçesinde meydana gelen 5,9 şiddetindeki depremin üzüntüsünü yaşadıklarını belirtti.

Depremin ardından Bakanlık olarak sürekli sahada olduklarını vurgulayan Öztürk, “Sahada 10 aracımız ve 122 personelle, 7 bin 400 vatandaşımıza psikososyal destek hizmeti sunduk. Toplu yaşam alanlarında çocuklarımıza oyun alanları oluşturduk. Sohbet edip oyunlar oynuyoruz. Onların algılarını depremden uzaklaştırmak istiyoruz.” diye konuştu.

Depremin merkez üssü Gölyaka ilçesinde yaşayan ve ailesiyle kurulan çadırlarda kalan 28 yaşındaki Birgül Bal, verilen psikososyal destekten memnun olduklarını, buradaki hizmetleri beğendiklerini dile getirdi.

Bal, “O şoku atlatmak için bize çok yardımcı oluyorlar. Sohbet muhabbet ederken insan rahatlıyor. Kafasından az bile olsa gidiyor. Hepsi profesyonel ekipler hepsi bize yardımcı olmaya çalışıyor burada. Çok faydasını görüyoruz.” dedi.

Genelde çocuklarla ilgili alandan faydalandıklarını anlatan Bal, “Psikolojik olarak destek alıyoruz. Sürekli bize yardımcı oldular. Biraz da olsa deprem şokunu attık. Eskisi gibi değiliz yani. Rahat rahat gezebiliyoruz. O psikolojiden biraz da olsa çıkabildik.” diye konuştu.

Düzce deprem bölgesinde 7 bin 400 kişiye psikososyal destek verildi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

AFAD, “Toplanma Alanları Hakkında Basın Açıklaması” başlığıyla 15.11.2020 tarihli duyurusunda şu bilgilere yer verdi:

“Afet ve acil durum toplanma alanı tespit kriterlerini, bölgedeki nüfus yoğunluğu, alanın ulaşılma ve tahliye edilme kolaylığı, alanın mümkün olduğunca engellilerin ve yaşlıların ulaşımına uygun olması, ikincil tehlikelerden uzaklığı, mümkün olduğunca engebesiz düz arazilerde yer alması, konut alanlarına yakın ancak yapısal ve yapısal olmayan unsurlardan etkilenmiyor olması, elektrik, su, tuvalet gibi temel ihtiyaçlar ve benzeri unsurların karşılanabileceği yapılara yakın olması oluşturmaktadır. Bahse konu haberlerde İstanbul’daki toplanma alanları, barınma alanları ile de karıştırılarak, 470 olarak verilmiştir. Oysa İstanbul’da halihazırda 3 bin 21 toplanma alanı, Türkiye genelinde ise 18 bin 910 toplanma alanı bulunmaktadır.”

“Sığınacak Yerimiz Kalmadı” Yalanı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

?? Kılıçdaroğlu, “Hükümet neden önlem almadı” diye sordu.

Biz de soruyoruz: Tunç Soyer, kentsel dönüşüme ne kadar kıymet verdi? pic.twitter.com/5lKJldglzy

— Yekvücut (@yekvucutcom) November 5, 2020

İzmir Büyükşehir Belediyesi kentsel dönüşüme ne kadar önem verdi? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

?? Cumhurbaşkanı @RTErdogan devrim niteliğinde hamleler yaptı.

?Bu hamlelerden biri, toplanan 71 liralık deprem vergileri.

Peki bu deprem vergileri nereye harcandı? pic.twitter.com/qk4I3wKbJG

— Yekvücut (@yekvucutcom) November 2, 2020

Deprem vergileri nerede? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Afet yönetimini beceremiyor

Yetkililer bölgeye ulaşamıyor

Yardımlar maaşlara gidiyor

Yeni Türkiye:

?Afet yönetimi titizlikle sağlanıyor

Bakanlar bölgeye kamp kuruyor

?Mağdurlar için konut yapılıyor

Türkiye afetle mücadelede nereden nereye geldi? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Şehir Yönetimi Uzmanı Prof. Dr. Recep Bozdoğan ile Kanal İstanbul Projesi’ni felaket olarak tanımlayan muhalefetin “İstanbul susuz kalacak”, “Trakya savunmasız kalacak”, “Proje deprem riskini artıracak”, “Araplar zengin edilecek” gibi iddialarını konuştuk. Bozdoğan, muhalefetin Kanal İstanbul konusundaki iddialarına bilimle cevap verdi.

Kanal İstanbul körfez ülkelerindeki iş adamlarını zengin etmek için mi yapılıyor?

Dünya değişti. Küresel ekonominin işleyiş tarzı değişti. Ülkeler yabancı sermayeyi çekebilmek için çok cazip imkânlar sunmakta. Bunu sadece gelişmekte olan ülkeler değil, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi gelişmiş ülkeler de yapmakta. Dolayısıyla, dünyanın en zengin iş insanlarının Londra’da, Paris’te, Berlin’de, Miami’de, Los Angeles’ta, Singapur’da gayrimenkulleri var. Bunlar için milyonlarca dolar, hatta yüz milyonlarca dolar ödemekteler.  Dolayısıyla hâl böyle iken, bizim Arap iş insanlarını küçümsemememiz gerekir. Arapların aldığı arazileri de abartmamamız gerekir. Kanal İstanbul’da toplam 260 bin dönüm arazi var. Arapların aldığı 30-40 dönüm için konuşmaya bile değmez. Sadece Araplar değil, Ruslar, Almanlar, Japonlar, Fransızlar, İngilizler, İranlılar, İtalyanlar da bizim hedef kitlemiz olmalı. Messi, Ronaldo, Angelina Jolie, Samsung’un, Toyota’nın, Mercedes’in, Apple’ın CEO’su Kanal İstanbul’daki akıllı ve yüksek hayat standardına sahip şehirlerden konut alsa kötü mü olur?

Fransızlar milyarlarca dolar kazanıyor

Fransa’da Toulon şehri ile Monaco arasındaki 200 kilometrelik sahil şeridinde tam 50 tane yat limanı ve bütün Akdeniz buraya akıyor. Türkiye’de Tekirdağ ile Kocaeli arasındaki 200 kilometrelik sahil şeridinde sadece 5 yat limanı var. Fransızlar buralardan her yıl milyarlarca dolar para kazanıyor. Biz ne yapıyoruz?

Kanal İstanbul, tatlı ve tuzlu suyun birbirine karışması, İstanbul’un yer altı kaynaklarının yok olması ve sonuç olarak İstanbul’un susuz kalmasına sebep olur mu?

Terkos Gölüne tuzlu su karışmayacak. Terkos’un su yüzeyi Kanal İstanbul’dan 4-5 metre yukarıda. Ama Terkos’tan Kanal İstanbul’a yıllık ortalama 50 bin metre küp tatlı su karışacak. Bunu önlemek için Kanal İstanbul’un Terkos’a yakın olan bölümünde jeomembran, jeosentetik beton ve betonit sızdırmazlık duvarı gibi malzemeler kullanılarak izolasyon yapılacak. Kanal İstanbul’da tuzlu suyun yer altı sularına karışma ihtimalinin olduğu yer, Sazlıdere Barajının seddi ile Küçükçekmece Gölü arasındaki kalkerli arazilerdir. Aynı şekilde buralarda da izolasyon yapılarak tuzlu suyun yeraltı sularına karışması engellenecek.

İddialar çok anlamsız

Kanal İstanbul, İstanbul’daki deprem riskini artırır mı?

Recep Bozdoğan: Kanal İstanbul’un İstanbul’daki deprem riskini arttıracağına dair bilimsel bir veri yok. Ancak, hâl böyle iken bir profesör Hoca da çıkmış Kanal İstanbul’un inşaatı esnasında kullanılacak patlayıcıların depremin tetikleyebileceğine dair bir söz söyledi. Sonra bu sözünü düzeltme ihtiyacı hissetti ve Kanal İstanbul’un depremi tetiklemeyeceğini belirtmek mecburiyetinde kaldı. Kendisi aslında çok saygın bir bilim insanı. Nasıl böyle bir şey söyledi, anlam veremedim. Çünkü siz atom bombası ile bile depremi tetikleyemezsiniz. Japonya’ya atılan atom bombaları buna örnektir.

Atom bombası bile tetikleyemedi

Deprem o kadar büyük bir doğa olayıdır ki, mesela 17 Ağustos 1999’da yaşadığımız Marmara Depreminde ortaya çıkan enerji, Hiroşima’ya atılan atom bombasının 3.162 katıdır. Kaldı ki Hiroşima’ya atılan atom bombası Japonya gibi bir deprem ülkesinde bile depremi tetikleyememişken, dinamitlerle depremi tetiklemek mümkün mü? Ayrıca, Kanal İstanbul güzergâhında diri fay olmadığına dair bilimsel veriler var. En yakın fay ise Küçükçekmece Gölünün 8-10 kilometre güneyinden geçen Kuzey Anadolu Fayı. Burası Kanal İstanbul inşaat sahasına yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta.

Birinci Ordunun 3’te 1’i Trakya’da

Trakya ve İstanbul’un birbirinden ayrılacağı, Trakya’nın güvenliğinin ortadan kalkacağı, herhangi bir doğal afet zamanında İstanbul’dan Trakya bölgesine yardım götürülemeyeceği iddia ediliyor. Bu iddia için neler söylersiniz?

Bunu söyleyenler hakikaten çok gülünç vaziyetteler. Çünkü Trakya’nın güvenliğini İstanbul sağlamıyor, tam tersine İstanbul’un güvenliğini Trakya sağlıyor. Trakya’yı koruyan ordu Birinci Ordudur. Bu ordunun birliklerinin yüzde seksen beşi Trakya’da olup, sadece yüzde 15’i İstanbul’dadır. 1. Ordunun toplam asker sayısı 120 bin civarındadır ve 3 kolordudan oluşur. Bu kolorduların 2 tanesi tamamen Trakya’dadır ve bunların asker sayısı 90 binden fazladır. Bütün zırhlı birlikler, ateş gücü yüksek birlikler Trakya’dadır. Geriye sadece Şişli’deki kolordu kalıyor, onun da bir tümeni ile bir tugayı Kanal İstanbul’un Trakya tarafında konuşludur. Bunları da hesaba kattığımızda 1. Ordunun 120 bin kişilik mevcudunun neredeyse 100 bininin Trakya’da olduğunu görürüz. Trakya’nın savunmasının zayıflayacağını ileri sürenler, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin en büyük önceliklerinden birinin Trakya’nın savunması olduğunu bilmiyorlar.

İstanbul’un önünde coğrafi engel yok

Ayrıca, İstanbul tarihini biraz okuyan insanlar bile, tarih boyunca Balkan Dağlarını aşan bütün orduların, Trakya ovalarını kolayca aşarak İstanbul önlerine geldiklerini bilirler. Mesela 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında Rus orduları Bakırköy yakınlarındaki Yeşilköy’e kadar geldi. Balkan Savaşı esnasında Bulgar ordusu Çatalca’ya kadar geldi. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Çünkü İstanbul’un önünde coğrafî bir engel yoktur. Yani aşılması zor bir dağ silsilesi veya büyük bir nehir ya da derin vadiler yoktur.

Bizans sur inşa ettirdi

Bunun içindir ki Doğu Roma İmparatoru Anastasius, İstanbul’un korunmasına yardımcı olması için Terkos Gölünün batısından itibaren Silivri’ye kadar uzanan ve Çin Seddine benzeyen surlar inşa etme ihtiyacı hissetmiştir. Bu nedenle, İstanbul’un savunulması için şehrin önüne büyük bir coğrafî engel inşa edilmesi önemli faydalar sağlayacaktır. Kanal İstanbul bu fonksiyonu görerek İstanbul’un savunulmasına katkı sağlayacaktır.

Kanal İstanbul, İstanbul’un savunmasına katkı sağlayacak yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Büyüklüğü 7.3 olarak açıklanan deprem hem İran hem de Irak’ta can kaybına neden oldu.

En az 214 kişinin öldüğü, 2 bin 800’den fazla kişinin yaralandığı tahmin ediliyor.

İran devlet televüzyonu, Irak sınırındaki Kirmanşah vilayetinde 207 kişinin hayatını kaybettiğini aktardı ve 2500’ün üzerinde de yaralı olduğunu bildirdi.

Kızılay

Türkiye depremin gerçekleştiği andan itibaren ilk yardım elini uzatan ülkelerden biri oldu. Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın açıklamasına göre: “3.000 çadır, 10.000 battaniye, 1 mobil mutfak, 3.000 ısıtıcı ve 10.000 yatak Adana, Muş ve Elazığ Afet Bölge Depolarından yüklenmeye başlandı”. Irak ve İran Kızılayı ile eşgüdüm halinde çalışan Kızılay, Erbil’de bulunan depodan da ihtiyaç sahipleri için sevkiyatlar başladı.”

AFAD 

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ya deprem anından itibaren hızlıca yardım çalışmalarına başladı.

7,2 büyüklüğündeki #deprem ile sarsılan Irak'ın yardımına #Türkiye yetişiyor. AFAD ve UMKE arama kurtarma ekipleri ile insani yardım malzemeleri bu sabah Ankara'dan yola çıkıyor. pic.twitter.com/b6wyKIkt0p

— A F A D (@AFADBaskanlik) November 13, 2017

AFAD tarafından Diyarbakır ve Ankara İl Müdürlüğü Arama ve Kurtarma Birliklerini deprem bölgelerine yönlendirildi.

İran-Irak sınırında 7.3 büyüklüğünde depreme Türkiye’den yardım eli yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.