Deutsche Bank Üst Yöneticisi (CEO) Christian Sewing, Alman ekonomisinin Çin’e bağımlılığını önemli bir risk olarak gördüğünü belirtti. Yüksek enerji fiyatları nedeniyle Almanya’da resesyondan kaçınılamayacağını söyledi. Sewing, Frankfurt’ta düzenlenen Handelsblatt bankacılık konferansında yaptığı konuşmada, Alman ekonomisini yorumlarken Çin’e olan bağımlılık ve yüksek enflasyona ilişkin değerlendirmede bulundu

Deutsche Bank: Çin’e ekonomik bağımlılık önemli bir risk

Deutsche Bank Üst Yöneticisi Christian Sewing, Alman ekonomisinde Çin’e ekonomik bağımlılığını ise önemli bir risk olarak gördüğünü belirtti. Avrupa’nın “belli ülkelere veya bölgelere fazla bağımlı olmanın” ne kadar tehlikeli olduğunu öğrendiğini vurgulayan Sewing, Ukrayna’da devam etmekte olan savaş nedeniyle Avrupa’nın kendisini Rusya’dan ham madde ve enerji ithalatına daha az bağımlı hale getirmesinin yeterli olmadığını söyledi.

Sewing, “Bağımlılıklar söz konusu olduğunda, Çin ile nasıl başa çıkacağımız gibi rahatsız edici bir soruyla da yüzleşmek zorundayız.” dedi. Çin’in artan izolasyonu ve ABD ile yükselen gerilimin ülke için önemli bir risk oluşturduğunu vurgulayan Sewing, Çin’in Alman ekonomisinin temel taşı olduğunu hatırlatarak bu ülke ve Rusya’yı karşılaştırma hatasına düşmemek gerektiğinin altını çizdi.

“Uzun vadede yüksek enflasyona hazırlıklı olmalıyız”

Tedarik zincirlerindeki aksaklıklar, çalışan bulmada yaşanan sıkıntı ile birlikte yüksek enerji fiyatları nedeniyle Almanya’daki ekonomik durumu kritik olarak tanımlayan Sweing, “Alman ekonomisinde bir resesyon artık önlenemeyecek.” dedi. Sewing, yüksek enflasyonun insanların tasarruflarını eriteceğine değinerek, enflasyonun ne kadar uzun süre yüksek kalırsa, sosyal etkisinin o kadar büyük olacağını vurguladı.

Sewing, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) enflasyona karşı güçlü bir faiz artışını desteklediğini belirterek, “Uzun vadede yüksek enflasyona hazırlıklı olmalıyız.” uyarısında bulundu. Almanya, ihracatının yüzde 8’ini Çin’e yaparken ithalatın yüzde 12’si Çin’den sağlanıyor.

Dax’ta hisseleri işlem gören Alman şirketlerinin satışlarının 10’da 1’inden fazlası Çin’den geliyor. Aynı zamanda, Alman şirketlerinin Çin’e karşı ham madde bağımlılığı da mevcut.

Deutsche Bank: Alman ekonomisinde resesyon artık kaçınılmaz yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Deutsche Bank da Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölge ekonomilerine ilişkin değerlendirmeleri içeren raporunda Türkiye’de ekonomide yeni dönem mesajlarını ele aldı.

‘Türkiye yeni yükselen yıldız mı?’ başlığını taşıyan raporda yeni Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Naci Ağbal ve yeni Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın mesajlarının daha reform odaklı bir dönüşüme işaret ettiği ifade edildi. Bunun yanında kurum Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bizzat gelen enflasyon ve reform mesajları Türkiye ekonomisinde reform dönemine yeşil ışık olarak ele aldığını belirtti.

Piyasaların ekonomi yönetimindeki değişim ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelen mesajları olumlu algıladığına, Türk Lirası varlıkların gelişen ülke varlıklarından pozitif ayrıştığına dikkat çekti.

Deutsche Bank: Türkiye yeni yükselen yıldız mı? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Bireysel müşteriler biriminin başındaki isim Philipp Gossow’un kaleme aldığı, Bloomberg tarafından görülen bir şirket içi bilgi notunda, online bankacılığa giderek artan ilgiye uyum sağlayan bankanın Almanya’da yaklaşık 400 Deutsche Bank markalı şubesini açık bırakacağı belirtildi.

Sewing geçen yıl 18 bin kişinin işten çıkarılmasını içeren büyük bir maliyet düşürme planı açıklamıştı. Ayrıca Almanya’nın en büyük bankası, Postbank şubelerine Deutsche Bank markalı otomatik hizmet makineleri yerleştirecek.

CFO James von Moltke’nin Salı günkü açıklamasına göre Deutsche Bank, koronavirüs krizinden dolayı işten çıkarmaları altı haftalığına askıya almasıyla birlikte genel olarak çalışan azaltma hedefinin altında kaldı.

Deutsche Bank Almanya’da yaklaşık 100 şubesini kapatacak yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Goldman Sachs, kredilerdeki güçlü büyümenin canlandırdığı talebe işaret ederek Türk ekonomisi için 2020 yılı daralma tahminini hafifletti.

Türkiye’nin GSYH’sının 2020 yılında yüzde 5 daralacağı yönündeki tahminini yüzde 3,5 seviyesine revize eden Goldman Sachs, “Kredilerde artışın bir sonucu olarak daha sınırlı bir daralma olacak” ifadelerini kullandı.

Ancak Goldman Sachs ekonomistleri Türkiye’nin 2020’de GSYH’nın yüzde 4’ü kadar cari işlemler açığı vereceği tahmininde bulundu.

Cari işlemler açığındaki bu artışa yanıt olarak Türkiye’nin politika faizini yıl sonunda yüzde 12 seviyesine çıkarabileceğine işaret eden Goldman Sachs, 2021 yılının ilk yarısı sonunda faizin yüzde 14 olabileceğini de vurguladı.

Banka daha önce yaptığı tahminlerde 2020 yıl sonu faiz oranını yüzde 10, 2021 sonu faiz beklentisini de yüzde 14 olarak ifade etmişti.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yeni bir koronavirüs dalgasıyla karşılaşmazsa Türkiye’nin önümüzdeki yıl yüzde 5’in üzerinde bir ekonomik büyüme gerçekleştireceğini açıklamıştı.

Goldman ekonomistlerinden Kevin Daly ile Clemens Grafe, müşterilerine gönderdikleri raporda, “Türkiye Merkez Bankasının, döviz rezervleriyle bağlantılı olarak piyasalara müdahalesinin de azalmasıyla birlikte bizce ithalatı azaltmak, ülkeye para girişini teşvik etmek ve dolarizasyonu önlemek için para politikasının sıkılaştırılması gerekecek.” dedi.

Deutsche Bank uzmanları da gönderdikleri raporda, Türk ekonomisi için “risklerin halen yüksek olduğunu” ifade etti ve “Krizden en çok etkilenmiş olan sektörlerin, yani, turizm, restoranlar ve üretimin kriz önceki seviyelere dönmesi ciddi bir zaman dilimi alacaktır.” diye belirtti.

Goldman ve Deutsche Bank’tan Türkiye için iyimser tahmin yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Rakamlara bakıldığında, sektörün yıl sonunda 80 bin kişiden fazla çalışanı işten çıkararak 2015 yılından bu yana en fazla iş kaybına neden olacağı tahmin ediliyor.

Avrupa, Kuzey Amerika, Asya ve Afrika’da bulunan 30’dan fazla banka planlanan kesintilerin baş aktörü konumunda. Bankalar tüm işten çıkarmaları açıklamadığından dolayı, gerçek rakamların hesaplanandan daha fazla olduğu düşünülüyor.

Bankalar ise, salgın döneminde artan kredi maliyetlerini karşılayabilmek için harcamalarını azaltmanın gerekli olduğunu belirtiyor.

2014 yılında bugüne kadar açıklanan işten çıkarmaların sayısı neredeyse yarım milyonu buluyor. Karşılaştırma yapmak gerekirse, en büyük ABD bankası JP Morgan’ın Haziran sonunda 256,710 elemanı bulunuyordu.

2008 mali krizinde ABD kadar hızlı geri adım atmayan, genel merkezi Avrupa’da bulunan bankalar, açıklanan işten çıkarmaların en büyük payını oluşturuyor. Bu, büyük ölçüde Şubat ayında ABD ve Avrupa’da düşük performans gösteren birimlerde 4,5 milyar dolarlık maliyeti azaltma planının bir parçası olarak işgücünü 35.000 azaltacağını söyleyen HSBC tarafından yönlendirildi.

Bankalarda istihdam kaybı 5 yılın en yükseğinde yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Suçlamaların merkezinde bu kez, Almanya’nın en büyük bankası Deutsche Bank var.

New York eyaleti düzenleyicilerinden Salı günü yapılan açıklamada, Deutsche Bank’a fuhuş amaçlı çocuk kaçakçılığı yapan Epstein’ın hesap hareketlerindeki uyum hatalarının takip edilmediğini belirtildi. Açıklamada, bu ihmaller nedeniyle bankaya 150 milyon dolar ceza verildiği ifade edildi.

New York Eyaleti Finansal Hizmetler Departmanı’na göre banka, Epstein’ın daha önceki cezai suistimalleri hakkında kamuoyundaki bilgilere rağmen, suçlunun adına yürütülen hesap faaliyetlerini düzgün bir şekilde izleyemedi.

Departmanın açıklamasında, bankanın Epstein’ı gözetimindeki başarısızlığı nedeniyle, “Bay Epstein’ın geçmişi ışığında ek incelemeye yol açması gereken toplam milyonlarca dolarlık işlem gerçekleştirdi.” ifadesi kullanıldı.

Mali düzenleyici organa göre, Epstein’ın takip edilmeyen ‘periyodik şüpheli nakit çekimleri’ yaklaşık dört yılda toplam 800 bin dolardan fazla.

Alman bankası toplamda, Epstein ile ilişkisi olan kişi ve diğer kuruluşlarla ilgili 40’ın üzerinde hesap tuttu. İşlemler, Epstein’ın genç kadınlara yönelik cinsel istismarıyla açıkça suçlanan kişilere yapılan ödemeleri de içeriyor.

Ödemelerin yapıldığı hesapların, Rus modeller, bazı kadınların okul harçları ödemeleri, otel ve kira giderleri, gibi hesaplara yapıldığı ifade edildi. Ayrıca Doğu Avrupalı soyadı taşıyan çok sayıda kadına ödeme yapıldığı belirtildi.

Deutsche Bank’tan yapılan açıklamada, şirketin 2013’te Epstein’ın hesapları konusunda hata yaptığı ve bu süreçteki denetim zayıflıkları kabul edildi.

Aralarında reşit olmayan kız çocuklarının da bulunduğu çok sayıda kişiye cinsel tacizde bulunmak ve cinsel amaçlı insan kaçakçılığı yapmakla suçlanan Amerikalı milyarder Jeffrey Epstein, cezaevinde intihar ederek ölmüştü.

Epstein’in bağlantıları ile ilgili İsrail gizli istihbarat servisi Mossad’dan, devlet başkanlarına kadar uzanan çeşitli iddialar dolaşırken, ABD’de bir mahkeme, son olarak İngiltere Prensi Andrew’in de bağlantısının soruşturulmasını istedi.

Epstein soruşturması kapsamında Alman devi Deutsche Bank’a 150 milyon dolar ceza yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.