Donald Trump’ın çiftliğine baskının CHP ile alakası ne?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından bir gün sonra ABD’den bir haber geldi: Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın çiftliği Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ajanları tarafından basıldı.  İlk başta Kılıçdaroğlu ile bir ilgisi yok gibi görünen haberin detaylarına baktığımızdaysa Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları sonrası Polis CHP Genel Merkezinde arama yapar mı? sorusu anlam kazanıyor. ABD’de yaşanan baskın, Donald Trump’ın başkanlık dönemindeki notlarını, kendisine sunulan brifing notlarını Ulusal Arşiv Dairesi’ne teslim etmemesi nedeniyle gerçekleşti. ABD kanunlarına göre başkanlar Beyaz Saray’daki görevleri bittiğinde tüm bilgi notlarını Ulusal Arşiv Dairesine teslim etmek zorunda. ABD’deki müesses nizam bunu bir ulusal güvenlik meselesi olarak görüyor. ABD müesses nizamına tepki olarak göreve gelen Donald Trump’ın bu kuralı çiğnemesi kimse için şaşırtıcı olmadı.

Polis CHP de kanıt arayacak mı?

ABD’de yaşanan baskını “işte kanunların uygulandığı ülkeler, herkes eşit” sözleriyle öven muhalif kesim, Türkiye’deki 55 milyon seçmenin (dolasıyla onların çocuklarını da katarsak tüm Türkiye’nin) kritik bilgilerine sahip olduğunu gerile gerile açıklayan Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanının bu bilgiye nasıl ulaştığını hiç sorgulamayacak. Ancak cevap bekleyen sorular ortada duruyor.

1. CHP YSK’nın bile elinde olmayan bilgilere nasıl ulaşmıştır?
2. Bu bilgiler muhalefet partileri hariç kim ya da kimlerde vardır?
3. Bu bilgilerin mahiyeti nedir?
4. CHP bu bilgileri “bir terör örgütü olarak görmediğini” defalarca açıkladığı PYD ile paylaşmış mıdır?
5. Kılıçdaroğlu  ahlaken ve kanunen suç olan bu fişleme dosyalarına sahip olduğunu nasıl böyle rahat bir şekilde açıklamıştır?
6. Polis CHP Genel Merkezinde arama yapar mı?

Orhan Aydın 

Polis CHP Genel Merkezinde arama yapar mı? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD’li avukat Rudy Giuliani, Trump döneminin en fazla konuşulan isimlerinden biriydi. Donald Trump‘ın şahsi avukatı olan Giuliani’nin daha önce 2019 yılında Türkiye adına lobi yaptığı iddiaları öne sürülmüştü. Washington Post gazetesi tarafından yayınlanan haber, adının açıklanmasını istemeyen eski yetkililere dayandırılmıştı. Eski yetkililer; Giuliani’nin henüz Trump’ın avukatı olmadığı 2017 yılında başkan ile özel sohbetlerinde Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) elebaşı Fethullah Gülen’in iadesi için ısrar ettiği yönünde ifadeler kullanmıştı. Haberde, Giuliani’nin Beyaz Saray’ı sık sık ziyaret ettiği ve “o dönemde neredeyse başka hiçbir şey konuşmadığını ve Trump nezdinde bu konuyu her fırsatta gündeme getirdiği” kaydedilmişti. Gazeteye konuşan yetkililer, Trump’ın bu fikre bir dönem sıcak baktığını ancak diğer yetkililerin karşı çıktıklarını söylemişti. Eski Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın avukatı, benzer iddialarla yeniden gündeme geldi.

Daha önce Halkbank kumpasında Türkiye aleyhine tetikçilik yapmış olan Yahudi sermayeli gazete Bloomberg‘in haberine göre;

ABD Adalet Bakanlığı tarafından hakkında soruşturma başlatılan avukatın, Türkiye’nin çıkarları için lobicilik yaptığı iddiaları ve Reza Zarrab ve Fethullah Gülen ile ilgili Türkiye lehine faaliyet yürütüp yürütmediği soruşturulacak. Bakanlık, Türkiye konusunda yürütülen soruşturmanın cezai bir niteliği bulunmadığını ve Giuliani’nin Ukrayna’daki faaliyetlerine ilişkin soruşturmadan ayrı yürütüldüğünü belirtti. Giuliani’nin lobi faaliyetleri konusunda yeterli bulgu elde edildiği taktirde “lobici” olarak kayıtlara geçirileceği ifade edildi.

ABD’li avukat Giuliani’nin lisansı askıya alınmıştı

1994-2001 yılları arasında New York’ta belediye başkanlığı yapmış olan Giuliani, 3 Kasım seçimleri sürecinde Trump’ın “seçimlerin çalındığı” yönündeki iddiasını en fazla savunması ve mahkemelerde bu konuda hukuki girişimlerde bulunarak dava açmasıyla ön plana çıkmıştı. bu konuda hukuki girişimlerde 24 Haziran tarihinde Giuliani’nin ABD başkanlık seçimlerinin ardından yaptığı açıklamaların yanıltıcı olduğunu belirterek avukatlık lisansının askıya alınmasına karar verdi. Mahkeme, kamuoyu ve milletvekillerine seçimlerin hile yoluyla çalındığına dair teorileri öne sürdüğü ifade edilen Giuliani’nin, New York eyaletinde avukatlık yapamayacağı kesinleşmiş oldu.

New York temyiz mahkemesi tarafından alınan kararda;

“Demokrasinin ayırt edici özelliği, özgür ve adil seçimlere dayanmasıdır. Seçimlerimizde bir güven kaybını kışkırtmayı amaçlayan yanlış açıklamalar ve bunun sonucunda hükümete olan güven kaybı genellikle özgür toplumun düzgün işleyişine zarar verir.” ifadelerine yer verildi.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

ABD’li avukat hakkında Türkiye soruşturması yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Eski Amerika Başkanı Donald Trump’a yönelik sosyal medya sansüründen ailesi de nasibini aldı. Donald Trump’ın gelini Lara Trump tarafından yapılan röportajının videosu  Facebook tarafından kaldırıldı. Paylaşımı yapan Lara Trump’a gönderilen e-postada, “Donald Trump‘ın sesinin yer aldığı herhangi bir içeriğin” şirket kararı gereği yayınlanamayacağı iletildi.  Cumhuriyetçilere ve Trump’a yakınlığıyla bilinen Fox News kanalında çalışan Lara Trump, o dönem henüz Başkan olan Donald Trump’la bir röportaj yapmıştı. Paylaştığı bu röportaj videosu, kongre baskını sonrası silindi. Lara Trump, dün de Facebook’tan videonun neden kaldırıldığına dair gelen açıklama e-mail’inin ekran görüntüsünü Instagram hesabı üzerinden paylaştı. Paylaşıma göre Facebook’tan gelen e-mail’de “Donald Trump’ın Facebook ve Instagram hesaplarına getirdiğimiz yasakla bağlantılı olarak Donald Trump’ın sesiyle paylaşılmış olan içerikler de kaldırılacak ve bu hesapta da bazı kısıtlamalara gidilecektir.” yazıyor.

Facebook, Trump’ın hesabını 7 Ocak’ta askıya almış; Mark Zuckerburg kararı “Başkanın bu dönemde bizim hizmetlerimizden yararlanmaya devam etmesinin risklerinin çok büyük olduğuna inanıyoruz” diye yorumlamıştı. Aynı dönemlerde Donald Trump’ın Twitter hesabı da askıya alınmış ve YouTube da kendisine engel koymuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dijital faşizme karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dijital faşizm konusunda uyarılarda bulunmuştu:

“Artık dünyada savaşların bile dijital tabanlı hale dönüştüğü bir dönemde böylesine bir güç temerküzünün yol açacağı sorunları tahmin etmek zor değildir. İnsanın geleneksel hayat tarzında çeyrek asır gibi kısa bir sürede yaşanan bu radikal değişimin sonu doğru bir altyapıyla desteklenmez ve adil bir anlayışla yönetilmezse modern köleliğe varır. Etnik ve dini faşizmin acılarını asırlarca çeken, sömürgecilik ve doymak bilmeyen kazanç hırsının ağır bedellerini ödeyen insanlığı bu tehditten korumak hepimizin görevidir. Bireyi bir isim veya numaradan ibaret gören dijitalleşmenin sonu faşizme çıkar. Dijital faşizme karşı hep birlikte mücadele etmeli, hep birlikte çözüm yolları aramalıyız. Elbette bunu söylerken dijitalleşmeyi reddetmeyi kastetmiyorum, insan hayatını kolaylaştıracak her yeniliğin başımızın üzerinde yeri vardır. Önemli olan bu sürecin medeniyetimizin ‘Yaratılanı severiz Yaradan’dan ötürü’ yaklaşımıyla yürütülmesidir. Bunun için teknolojiyi geliştirenin de üretenin de kullanıcı olan insana karşı sorumluluğunu sadece kazanç parantezine hapsetmenin önüne geçilmelidir.”

Dijital şirketler kendilerini mahkeme yerine koyuyor

ABD’de Başkanlık seçimleri sırasında Donald Trump’a yönelik sansür uygulayan Twitter, Trump’ın hesabına yönelik kısıtlamalar getirmişti. Twitter daha sonra kongre baskınını bahane ederek Trump’ın hesabını tamamen kapatmıştı. Twitter’ın ABD Başkanlık seçimlerine müdahalesi bununla da kalmamış, Joe Biden aleyhindeki New York Post haberinin yayılmasını “haberin doğruluğu kesin değil” gerekçesiyle engellemişti. Twitter’a nazaran sansür konusunda daha özgürlükçü görünen Facebook’ta bir süre sonra bu koroya katılmış hem Facebook hem de Instagram’dan Trump’ın hesabını kapatmıştı.

Facebook’tan Trump’a dijital zorbalık! yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Cumhuriyetçi Parti adayı ABD Başkanı Donald Trump, 3 Kasım 2020’de yapılan seçimleri kaybetmiş ancak seçimlerin “hileli” olduğunu iddia ederek sonuçlara itiraz etmişti. Ancak, birçok eyalette başladığı hukuk mücadelesinden bir sonuç alamamıştı. Seçimlerin galibi Joe Biden ise 20 Ocak’ta ABD başkanlığı koltuğuna oturacak. Beyaz Saray’a veda edecek olan ABD Başkanı yeni bir siyasi parti kurma hazırlığında. İddiayı ortaya atan Wall Street Journal gazetesi, son günlerde yakın çevresine Trump’ın bu yeni partiden söz ettiğini aktarırken, partinin isminin ise “Patriot Party (Vatansever Parti)” olacağını belirtti.

ABD Başkanı, geçtiğimiz günlerde Senato Çoğunluk Lideri Mitch McConnell da (R.,Ky.) dahil olmak üzere birçok Cumhuriyetçi liderle aralarında anlaşmazlık yaşadı. Anketler, eski başkanın seçmenleri ile arasında güçlü bir desteğe sahip olduğunu gösteriyor.

Beyaz Saray yorum yapmayı reddetti

Eski ABD Başkanının, önemli miktarda zaman ve kaynak yatırımı gerektiren yeni bir parti kurma konusunda ne kadar ciddi olduğu belirsiz. Geniş bir destekçisi tabanı var ve bunların bazıları Trump’ın 2016 kampanyasından önce Cumhuriyetçi siyasete derinlemesine dahil olmayanlardan oluşuyor. Üçüncü partiler, tipik olarak ulusal seçimlerde önemli bir rol oynamaya yetecek desteği almada başarısız oldular. Yeni bir parti kurma çabası muhtemelen, Trump’ın GOP adaylarının desteğini kesmesi düşüncesinden rahatsız olacak olan Cumhuriyetçi parti yetkililerinin yoğun muhalefetiyle karşılaşacak.

Yeni sosyal medya platformu

Trump’ın “realDonaldTrump” kullanıcı adlı hesabını askıya alan Twitter, seçim kampanya ekibi tarafından kullanılan ve 2,4 milyon takipçisi olan “TeamTrump” adlı hesabı da askıya almıştı. ABD Başkanı, Twitter’ın kişisel hesabını askıya almasından sonra kendi sosyal medya platformunu kuracağını da açıklamıştı.

ABD Başkanı, Twitter’ın hesabını askıya alacağını tahmin ettiğini söyleyerek, “Birçok diğer site ile iletişim halindeydik ve yakın zamanda büyük bir duyurumuz olacak. Aynı zamanda yakın gelecekte kendi platformumuzu kurma ihtimallerini de değerlendiriyoruz. Bizi susturamayacaksınız.” açıklamasında bulunmuştu.

Trump yeni bir siyasi parti mi kuruyor? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Sosyal medya platformları ABD Başkanı Donald Trump’ın hesaplarını kapatmaya devam ediyor. ABD’de Trump destekçilerinin kongre binasını basmasının ardından, sosyal medya platformları teker teker Başkan Donald Trump’ın hesaplarını askıya aldı. Son olarak Google’ın sahip olduğu Youtube da Trump’ın hesabını kapattı. Youtube tarafından yapılan açıklamada “Devam eden şiddet potansiyeline ilişkin endişeler nedeniyle politikamızı ihlal ettiği gerekçesiyle Donald J. Trump’ın kanalına yüklenen yeni içeriği kaldırdık” denildi. Youtube yaptığı açıklamada ayrıca Trump’ın hesabına yeni içerik yüklenmesi 7 gün boyunca engellendiği bildirdi. Youtube’un yaptığı kısıtlama üzerine ABD sivil toplum kuruluşları açıklamada bulundu. Kuruluşlar Trump’ın kanalının kaldırmaması halinde reklam verenlere Youtube’u boykot çağrısında bulundu. Trump’ın Youtube kanalında 2,76 milyon abonesi bulunuyor.

Twitter da Trump’ın hesabını kapatmıştı

Sosyal medya platformu Twitter, ABD Başkanı Donald Trump’ın hesabını kalıcı olarak askıya aldığını açıkladı. Twitter’ın güvenlik ekibinden yazılı açıklama yaparak, ” Twitter Trump’ın hesabından paylaştığı son mesajları ve bağlamlarını yakından inceledikten ve özellikle bu paylaşımların nasıl tepki aldığına baktıktan sonra, daha çok şiddeti kışkırtma riskinden dolayı, bu hesabı kalıcı olarak askıya aldı.” denildi. Twitter tarafından yapılan yazılı açıklamada, Twitter’ın, halkın seçilmiş yetkililerin ve dünya liderlerinin sesini duymasına olanak sağladığının altı çizildi. “Ancak son yıllarda, liderlerin hesaplarının bizim kurallarımızdan daha üstün olmadığını ve Twitter’ı şiddeti yaymak için kullanamayacaklarını net bir şekilde belirttik. Politikalarımız ve uygulanma şekilleri hakkında şeffaf davranmayı sürdüreceğiz.” bilgisi verildi.

POTUS hesabından da Trump’ın yaptığı paylaşımlar silinmişti

Trump, resmi Twitter hesabının kalıcı olarak askıya alınmasının ardından ABD’nin başkanlık makamının resmi hesabı olan “POTUS” hesabından yazılı açıklama yaptı. “Uzun zamandır Twitter’ın ifade özgürlüğünü yasaklamakta çok ileri gittiğini söylüyordum ve bugün Twitter çalışanları, beni susturmak adına hesabımı bu platformdan kaldırmak için Demokratlar ve radikal solcularla iş birliği yapmıştır.” ifadesini kullandı. Kendisine oy veren 75 milyon kişiye hitaben ise Trump, “Twitter, özel bir şirket olabilir ancak hükümetin onlara sağladığı yasal koruma olmadan uzun süre hayatta kalmayacaklardır.” dedi. ABD Başkanı Trump, Twitter’ın hesabını askıya alacağını tahmin ettiğini belirtti ve “Birçok diğer site ile iletişim halindeydik ve yakın zamanda büyük bir duyurumuz olacak. Aynı zamanda yakın gelecekte kendi platformumuzu kurma ihtimallerini de değerlendiriyoruz. Bizi susturamayacaksınız.” mesajını paylaştı. Trump, Twitter’ın ifade özgürlüğünü sağlamadığını savunarak “Twitter, dünyadaki en tehlikeli kişilerin özgürce konuştuğu ve aşırı solu yükselten bir platformdur. Bizi izlemeye devam edin.” dedi. “realDonaldTrump” kullanıcı isimli hesabı kalıcı olarak askıya alınan Trump, paylaşımlarını “POTUS” hesabından yapınca Twitter kısa bir süre sonra bu paylaşımları da sildi.

Youtube Trump’ın kanalını askıya aldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Sosyal medya platformu Twitter, ABD Başkanı Donald Trump’ın hesabını kalıcı olarak askıya aldığını açıkladı. Twitter’ın güvenlik ekibinden yazılı açıklama yaparak, ” Twitter Trump’ın hesabından paylaştığı son mesajları ve bağlamlarını yakından inceledikten ve özellikle bu paylaşımların nasıl tepki aldığına baktıktan sonra, daha çok şiddeti kışkırtma riskinden dolayı, bu hesabı kalıcı olarak askıya aldı.” denildi. Twitter tarafından yapılan yazılı açıklamada, Twitter’ın, halkın seçilmiş yetkililerin ve dünya liderlerinin sesini duymasına olanak sağladığının altı çizildi. “Ancak son yıllarda, liderlerin hesaplarının bizim kurallarımızdan daha üstün olmadığını ve Twitter’ı şiddeti yaymak için kullanamayacaklarını net bir şekilde belirttik. Politikalarımız ve uygulanma şekilleri hakkında şeffaf davranmayı sürdüreceğiz.” bilgisi verildi.

Twitter Trump’ın kullandığı POTUS hesabından yapılan paylaşımları da sildi

Trump, resmi Twitter hesabının kalıcı olarak askıya alınmasının ardından ABD’nin başkanlık makamının resmi hesabı olan “POTUS” hesabından yazılı açıklama yaptı. “Uzun zamandır Twitter’ın ifade özgürlüğünü yasaklamakta çok ileri gittiğini söylüyordum ve bugün Twitter çalışanları, beni susturmak adına hesabımı bu platformdan kaldırmak için Demokratlar ve radikal solcularla iş birliği yapmıştır.” ifadesini kullandı. Kendisine oy veren 75 milyon kişiye hitaben ise Trump, “Twitter, özel bir şirket olabilir ancak hükümetin onlara sağladığı yasal koruma olmadan uzun süre hayatta kalmayacaklardır.” dedi.

ABD Başkanı Trump, Twitter’ın hesabını askıya alacağını tahmin ettiğini belirtti ve “Birçok diğer site ile iletişim halindeydik ve yakın zamanda büyük bir duyurumuz olacak. Aynı zamanda yakın gelecekte kendi platformumuzu kurma ihtimallerini de değerlendiriyoruz. Bizi susturamayacaksınız.” mesajını paylaştı. Trump, Twitter’ın ifade özgürlüğünü sağlamadığını savunarak “Twitter, dünyadaki en tehlikeli kişilerin özgürce konuştuğu ve aşırı solu yükselten bir platformdur. Bizi izlemeye devam edin.” dedi. “realDonaldTrump” kullanıcı isimli hesabı kalıcı olarak askıya alınan Trump, paylaşımlarını  “POTUS” hesabından yapınca Twitter kısa bir süre sonra bu paylaşımları da sildi.

Graham, Twitter Trump’ın hesabını kapatınca tepki gösterdi

Twitter Trump’ın hesabını kalıcı olarak kapattıktan sonra bu duruma Cumhuriyetçi bazı isimler tepki gösterdi. Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, Twitter hesabından açıklama yaparak, “Twitter beni bu açıklamayı yapıyorum diye engelleyebilir ancak ben bu kadere razıyım: Trump’ın hesabını kalıcı olarak askıya alma kararınız ciddi bir hata. Ayetullah (Hamaney) tweet atabiliyor ama Trump atamıyor. Bu durum, Twitter’ı kimlerin yönettiğine dair çok şey anlatıyor.” ifadeleriyle tepkisini gösterdi.

Graham, sosyal medya şirketlerine koruma sağlayan 230 numaralı federal düzenlemenin kaldırılması için çalışacağını belirterek, “Büyük teknoloji şirketleri, eylemleri nedeniyle davalardan muaf olan tek Amerikan şirketleri, bunun nedeni de Kongrenin onları koruma altına almış olması.” dedi.

Twitter Trump’ın seçim kampanya ekibinin hesabını da kapattı

Twitter, ABD Başkanı Donald Trump’ın kişisel hesabını kapattıktan sonra, seçim kampanya ekibinin hesabını da askıya aldı. 2,4 milyon takipçisi olan “TeamTrump” adlı hesap da askıya alındı. Hesap, Trump’ın Twitter’a tepki gösterdiği açıklamayı paylaşmasının sonra kapatıldı.

Twitter Trump’ın hesabını kalıcı olarak askıya aldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD Kongre binası Trump‘ın Beyaz Saray yakınlarındaki Ellipse’de konuşmasından sonra başkent Washington DC’de toplanan Trump destekçileri tarafından işgal edildi. Trump destekçileri, seçim sonuçlarının resmileştirilmesini protesto etti. ABD Polisi binaya giriş ve çıkışları güvenlik nedeniyle kapattı. Başkan Yardımcısı Mike Pence binadan uzaklaştırıldı. Senato ve Temsilciler Meclisi’ndeki görüşmelere ara verildi. Öte yandan Temsilciler Meclisi üyelerinin ofislerinin bulunduğu Cannon binası da kısa süreliğine boşaltıldı. Trump destekçileri, seçim sonuçlarının resmileşmesine yönelik oturumun yapıldığı Kongre binası önünde karşıt gruplar ve polis ile karşı karşıya geldi. Trump destekçileri Joe Biden’ın başkanlığının tescili oturumu sırasında barikatları aşarak Kongre binasına girdi. Polis göstericilerin barikatı aşarak Kongre binasına girmesine şiddetle karşı verdi. Protestoculara biber gazıyla sert müdahalede bulunuldu. Polis müdahalesi sonucunda çok sayıda kişi yaralandı. 4 kişi hayatını kaybetti. Ayrıca 52 kişi de gözaltına alındı.

Kongre binası Trump destekçileri tarafından işgal edildi

Amerika Birleşik Devletleri’nde Başkanlık seçim sonuçlarının tescil edilmesine saatler kala ABD Kongre binası işgal edildikten sonra Trump destekçileri ve polis arasında arbede yaşandı. Protestocular kapıları kırarak önce Kongre binasına, ardından Senato salonuna girdi. ABD Kongresi, İngilizlerin 1814’teki işgalinden bu yana ilk kez işgale tanık oldu. Amerikan Gizli Servis görevlileri Kongre üyelerini korumak için göstericilere silah çekti. Olaylarda 4 kişi hayatını kaybetti.

Trump destekçisi bir kadın hayatını kaybetti

ABD Kongresinin Donald Trump destekçileri tarafından basılmasıyla yaşanan olaylarda hayatını kaybedenlerin sayısı 4’e yükselirken Kongre binasına giren Trump destekçisi bir kadın gösterici ABD polisi tarafından vurularak hayatını kaybetti. Yaşanan olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Washington Polis Şefi Robert Contee, Kongre binasında yaşanan olaylara ilişkin yazılı açıklama yaptı. Contee, yaptığı açıklamada Kongre içinde polis tarafından vurulan ve daha önce hastanede hayatını kaybeden kadın göstericiden sonra 3 kişinin daha hayatını kaybettiğini bildirdi. Yaşamını yitirenlerin 1’inin erkek, 2’sinin kadın olduğu aktarıldı. Polis şefi bu kişilerin kaldırıldıkları acil servislerde öldüklerini belirtti. Ancak söz konusu kişilerin kimliklerini açıklamadı. Contee ayrıca, yaşanan olaylarda 14 ABD polisinin hafif şekilde yaralandığını ve en az 52 kişinin de gözaltına alındığını kaydetti.

ABD Kongre binası Trump destekçileri tarafından basıldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Facebooktan yapılan açıklamada, grubun seçim sonuçlarıyla ilgili yanıltıcı paylaşımlar, protesto ve şiddet çağrılarıyla seçim sürecinin meşruiyetine zarar verdiği için platformdan men edildiği belirtildi.

Grubun seçimler nedeniyle gerilim arttığı bir dönemde, gerçek dünyada sonuçları olabilecek eylemleri teşvik ettiğine dikkat çekilen açıklamada, “Seçim sürecinin meşruiyetini ortadan kaldırmak üzere örgütlenen grubun bazı üyelerinin kaygı verici şiddet çağrıları yaptığı görülmüştür.” denildi.

Açıklamada, şirketin benzeri örgütlenmeler ve dezenformasyon çabalarına karşı engelleme tedbirlerini sürdüreceği kaydedildi.

Yaklaşık 350 bin üyeye ulaşan grup, paylaşımlarında seçim yolsuzluğuna ilişkin iddialar ve protesto çağrıları öne çıkıyordu.

Dijital Nefretle Karşı Mücadele Merkezi adlı sivil toplum kuruluşu, grupta paylaşılan şiddet içerikli mesajlara karşı uyarıda bulunmuştu. Söz konusu mesajlardan birinde, “İki taraf da yenilgiyi kabul etmeyecek. Silahlarınız temizleyin, sokaklara çıkma vakti geldi.” ifadesi yer alıyordu.

ABD başkanlık seçimlerinde geçici sonuçlara göre adaylardan ikisi de henüz seçim galibiyetini ilan etmesine yetecek seçici delegeye sayısına ulaşabilmiş görünmüyor. Galibi belirleyecek kilit eyaletlerden Pensilvanya, Kuzey Carolina, Georgia, Arizona ve Nevada’da seçim sonuçları henüz netleşmiş değil.

Facebook Trump destekçilerinin seçim sonuçlarını protesto ettiği grubu yasakladı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD Dışişleri Müsteşarı Keith Krach’ın başında bulunduğu bir heyet geçen hafta Berlin’e yapılan bir ziyarette Alman yetkililer ile görüştü. Krach, Merkel hükümetiyle yaptıkları görüşmelerin yeni güvenlik önlemleri adına olumlu olduğunu belirtti ama Huawei’nin Avrupa’nın en büyük ekonomisinin 5G ağına parça sağlamasının yasaklanıp yasaklanmayacağı hala bilinmiyor.

ABD yetkilileri Huawei’yi “Çin komunist partisinin gözetleme devletinin bel kemiği” olarak tanımladı ve Almanya’nın Çin hükümetinin tehdidi altında olduğunu belirtti. Krach, Çin Komünist Partisi’nin “varlığının bir tehdit olduğunu” söyledi.

Berlin’de bir grup muhabire, “Parazit ödüle iliştiriliyor, işte Almanya” diyen Krach, sonrasında ABD’nin Almanya’nın aldığı karar ne olursa olsun saygı duyacağını belirtti.

Merkel ise temel pozisyonu olan “Almanya Huawei’yi hedefli bir yasakla dışlamamalı” görüşünden taviz vermeyi reddetti.

Trump Huawei yasağı için Merkel’e baskı yapmaya devam ediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Söz konusu yayının ardından Reid’in bu sözlerinin “İslamofobik” ve “ırkçı” olduğunu belirten birçok sosyal medya kullanıcısı, Reid’in Müslümanlar ile terörizmi bağdaştırmasına tepki gösterdi.

Reid’in bu sözlerine son tepki ise Trump’tan geldi.

Trump, konuya ilişkin bir haberi alıntılayarak yaptığı Twitter paylaşımında, “Yeteneksiz Joy Reid, korkunç bir kelime olan ‘Müslüman teröristler’ ifadesini kullandığı için kovulmalı. MSNBC’de böyle bir yabancı düşmanlığı ve ırkçılık. Başka kim olsa hızla giderdi” ifadesini kullandı.

Trump, Müslümanlar için terörist ifadesini kullanan sunucunun kovulmasını istedi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.