Güneydoğu Anadolu Bölgesi, yıllarca terör saldırıları ile anıldı. Şırnak gibi illerimiz gündemimize şehit haberleri ile geldi; Hz. Nûh’un gemisinin indiği yer olan Cudi Dağı, senelerdir bombalardan yükselen alevler ve çatışma seslerine tanık oldu. Geçmiş yıllarda okula bile zorlu yollarla giden gençlerin, spor aktivitelerine erişimi yoktu. Ancak bugün Cudi Dağı’nda yankılanan sesler, dünyanın dört bir yanından gelen sporculara ait. İlk olarak geçen yıl Şırnak’ta düzenlenen Ulusal Cudi Cup Tenis Turnuvası bu alandaki ilk ulusal organizasyon oldu. Bu yıl Uluslararası olarak düzenlenen Cudi Cup Tenis Turnuvası’na 9 ülkeden 81 sporcu katıldı. 16-22 Mayıs’ta düzenlenen turnuva, Şırnak Üniversitesi yerleşkesinde kurulan 4’ü açık, 2’si kapalı olmak üzere 6 kortta yapıldı. Daha sonra 25-30 Mayıs’ta yine Şırnak’ta gerçekleşen Uluslararası Yetenek Avcıları Futbol Akademisi (UYAFA) Cudi Cup Futbol Turnuvası’nda da şampiyon Şırnakspor oldu.

Güneydoğu Anadolu okullaşma oranları

Türkiye’nin güneydoğusunun son yıllarda sağlanan huzur ve güvenlik ortamına erişmesinde eğitim alanında yapılan projeler de oldukça etkili oldu. Bölgede yaygın olarak yaşayan Kürt vatandaşların geçmiş yıllarda yaşadığı zorlukların çoğu da sona erdi. Mardin Artuklu Üniversitesi’nde açılan Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü ile hem Kürtlere hem de Kürtçe diline verilen değer kanıtlandı. Cumhuriyet tarihindeki ilk Kürdoloji Enstitüsü de 2009 yılında kuruldu. Kız çocukları için okul kampanyaları ve eğitim desteği sayesinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde okullaşma oranı ilk kez 2014 yılında Cumhuriyet tarihinin en üst seviyesine çıktı. Diyarbakır, Ağrı, Mardin gibi iller ilköğretimde yüzde yüz net okullaşma oranıyla Türkiye ortalamasının üzerine yükseldi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan tarafından başlatılan ve 1 milyonu aşkın kişiye ulaşan Okuryazarlık Seferberliği’ne de en çok katılım gösteren iller arasında Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa yer alıyordu. TÜİK’in verilerine göre, Şırnak’ta 2008 yılında okuma yazma bilmeyen kişi sayısı 67 bin 761 iken 2021 yılında bu sayı 24 bin 251’e düşürüldü. Okur-yazarlığın artışıyla birlikte bölgede ve Şırnak ilinde okullaşma oranı da arttı. 2008’de 3 bin 223 olan ortaokul ve dengi meslek okulunda okuyanların sayısı, 2021 yılında 39 kat artarak 125 bin 648’e ulaştı. Yüksekokul ve fakülteye gidenlerin sayısıysa 6 bin 317’den 43 bin 109’a yükseldi. Özellikle Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) kapsamında Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 2006 yılından sonra kurulan 6 üniversite ile dokuz il de üniversiteye kavuştu. Ayırılan bütçe ile eğitim için gerekli altyapı desteklendi, böylece program sayısı ve üniversiteye kabul edilen öğrenci sayısı artarken, öğrencilerin eğitim olanağı da modernleşti.

Güneydoğu Anadolu’da işgücü ve sağlık

Devlet, sadece Kürt vatandaşlara baskı uygulayan terör örgütlerini bertaraf etmekle kalmayarak bölge halkının yaşam kalitesini de yükseltecek yatırımları hayata geçirdi. Güneydoğu Anadolu’nun gelişimini yavaşlatıcı sebeplerinden birisi de dil sorunuydu. Bu konuda da “X”, “Q” ve “w” harflerin kullanım yasağını kaldırmak, yön ve levhaları iki dilli hale getirmek gibi birçok yenilikçi adım atıldı. Bölge aynı zamanda işgücü ve sağlık hizmetleri konularında da ilerlemesini sürdürdü. Güneydoğu Anadolu Bölgesi genelinde İşgücüne katılma oranı, 2007 yılında yüzde 34 iken 2019 yılında yüzde 46,1 oldu. Ülke ekonomisine katkı sağlayacak istihdam oranı, yüzde 28,3’ten yüzde 35,7’ye yükseldi. Bölge’de 2007 yılında yalnızca 96 hastane ve toplam 9 bin 980 yatak bulunuyordu. 2018 yılında hastane sayısı 130, yatak sayısı 20 bin 541 oldu. Böylelikle on bin kişiye düşen hasta yatağı sayısı 23,2’ye yükseldi. Özetlemek gerekirse; yıllarca terörle anılmış, zorlu şartları aklımıza kazınmış bu bölge yıllardır ilmek ilmek işlenen projeler sonucunda hak ettiği değeri buldu. Bugün Güneydoğu Anadolu Bölgesi saldırılarla, çatışmalarla değil sporla, turnuvalarla ve rekabetle anılıyor.

Geçmişten bugüne hızlı bir Güneydoğu Anadolu turu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen İstanbul Eğitim Yatırımları Toplu Açılış Töreni‘ne katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, resmi açılışı gerçekleştirilen eğitim-öğretim yatırımlarının ülkeye, millete, İstanbul’a ve İstanbullulara hayırlı olmasını diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Temmuz 2019 ile 15 Şubat 2022 aralığında inşası bitirilen toplam 122 okulu resmen hizmete açtıklarını belirtti. Bu eğitim kurumlarından 56 okul, 1321 derslik Milli Eğitim Bakanlığı, 39 okul, 1280 derslik İstanbul Proje Koordinasyon Birimi, 27 okul, 556 derslikse hayırseverlerin desteğiyle şehre kazandırıldı. Eğitim kurumlarının 5’inin özel eğitim uygulama okulu, 2’sinin bilim sanat merkezi, 3’ünün halk eğitim merkezi ve akşam sanat okulu, 2’sinin güzel sanatlar lisesi olduğunu açıklayan Erdoğan, böylece 2 buçuk yıl gibi az bir zamanda 3 bin 157 dersliğe sahip, 122 modern eğitim tesisini İstanbulluların kullanımına sunduklarını aktardı.

“Toplam yatırım bedeli 2 milyar 140 milyon lirayı geçti”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan okulların toplam yatırım bedelinin 2 milyar 140 milyon lirayı geçtiğine dikkat çekti. Eğitim-öğretim hizmetlerinin kalitesini daha çok yükselten bu yatırımların öğretmen, öğrenci ve velilere hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, şöyle konuştu:

“Hayırseverlerimiz başta olmak üzere yatırımların inşasına maddi, manevi destek veren herkese, ilgili tüm kurumlarımıza, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyor, Rabb’im hepsinden razı olsun diyorum. Yaklaşık 3,5 milyon öğrencimizin bulunduğu İstanbul’umuzun eğitim altyapısını güçlendirmek önceliklerimiz arasında yer alıyor. Medeniyetimizin göz bebeği bu kadim şehri hak ettiği hizmetlerle buluşturmak için gece gündüz demeden çalışıyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımız dahil, tam 25 yıldır aziz İstanbul’umuzun hizmetindeyiz, İstanbullu kardeşlerimizin hizmetkarıyız. Çeyrek asrı aşan hizmet yolculuğumuzda şartlar ne olursa olsun hiçbir zaman bahanelerin arkasına saklanmadık. ‘Bizim milletimiz, bizim evlatlarımız en iyisine layıktır.’ İnancıyla diğer 80 vilayetimizle birlikte İstanbul’a da aşkla şevkle sevda ile hizmet ettik. İstanbul’un birikmiş sorunlarını tek tek çözüme kavuştururken temel meselemiz olarak gördüğümüz maarif davamıza da özel önem verdik.”

İstanbul’un eğitim kapasitesini güçlendirme hedefiyle tarihi nitelikte pek çok adım attıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Örneğin 2002 yılında 40 bin civarında olan derslik sayısını, bununla ne demek istiyorum, göreve geldiğimiz zaman 40 bin civarında olan derslik sayısını 3 kattan fazla artırarak bugün 129 bin seviyesine taşıdık. Bitmedi, özellikle bunu tabii şu anda ana muhalefetin ve yavru muhalefetin çok iyi bilmesi lazım, 67 bin olan öğretmen sayısını yine 3 kat artırarak 176 bine ulaştırdık. Son dönemde gerçekleştirdiğimiz öğretmen atamalarında önceliği ve ağırlığı İstanbul’a veriyoruz. 31 Ocak 2022 tarihinde ataması yapılan 15 bin öğretmenin yarısı, yani 7 bin 500’ü İstanbul’da göreve başladı, hayırlı olsun.”

Erdoğan, son dönemde gerçekleştirdikleri öğretmen atamalarında önceliği ve ağırlığı İstanbul’a verdiklerini vurguladı.

İstanbul’a yapılacak eğitim yatırımı 10 milyar lirayı geçecek

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Temel Eğitim Kurumları Yapım Programı kapsamında İstanbul’da 5,1 milyar liralık 4 bin 194 derslikli 197 projeyi gerçekleştireceklerini bildirdi. Bu yıl için İstanbul Devlet Yatırım Programı çerçevesinde 2 bin 356 derslikli 78 projeye toplam 3,8 milyar liralık kaynak ayırdıklarını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bu iki program sayesinde 2022 senesi boyunca toplam 8,9 milyar liralık yatırım yaparak 275 projeyi şehrimize kazandırmayı planlıyoruz. Bu rakama inşasını planladığımız 1000 yeni anaokulunu da eklediğimizde İstanbul’a yapılacak toplam eğitim yatırımı tutarı, 10 milyar lirayı geçecektir. Anaokullarımızın hizmete girmesiyle hem evlatlarımız çok erken yaşlarda okul ortamıyla tanışacak hem de ebeveynler çocuklarını huzurukalple emanet edebilecekleri eğitim yuvalarına kavuşacaklardır. Böylece özellikle çalışan anne babaların önemli bir ihtiyacı ve talebi daha devletimiz tarafından karşılanmış olacaktır.”

İstanbul’a 5,1 milyarlık 197 projeli eğitim yatırımı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Mesleki eğitim veren okulların ekonomiye katkıları son günlerde sıklıkla gündeme geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021 yılında mesleki eğitimin 1 milyar TL’lik üretim kapasitesinin üzerine çıkıldığını açıkladı.  Bugün başarılarıyla kendisinden söz ettiren meslek liselerinin tarihi Cumhuriyet öncesi döneme uzanıyor. Osmanlı döneminde dayanışma ve kardeşliği esas alarak esnafları ayakta tutmayı amaçlayan Ahilik teşkilatının başka bir amacı daha vardı.  Ahlaki kuralların temel alındığı Ahilik teşkilatı, kendine özgü bir eğitim düzenine sahipti ve içerisinde çırak ve kalfalar yetiştiriyordu. Yüz yıllar boyunca bu prensiple yürütülen mesleki eğitim 1940 yılında başlatılan Köy enstitüleri gibi projeler de asli amacı dışına çıktığı için başarısızlıkla sonuçlandı. 1998 yılına kadar endüstri meslek ve teknik liseleri aracılığıyla kendi alanında önemli mesafeler kat eden mesleki eğitim, 28 Şubat döneminde büyük bir darbe aldı.  Katsayı uygulaması ile meslek liseleri, öğrencilerin gözünde değersizleştirildi. Üretim ve sanayileşmeyi olumsuz etkileyen bu uygulamaya 2009 yılında son verilerek mesleki eğitimin yeniden ekonominin önemli parçalarından biri olması sağlandı.

28 Şubat sürecinin bir sonucu olan katsayı uygulaması, eğitimde yol açtığı sıkıntılara rağmen bir rejim meselesi olarak ele alındı. Toplumun İmam hatip liselerine olan yönelimini azaltmanın hedeflendiği uygulama meslek liselerine talebi de azalttı. Farklı katsayılar uygulanması sistemiyle mesleki eğitim veren liseler, yükseköğretime devam etmek isteyen öğrenciler için mantıklı bir tercih olmaktan çıktı. 1998 yılında, ortaöğretim öğrencilerinin yüzde 43’ü meslek liselerini tercih ederken, katsayı psikolojik bir engel oluşturdu ve meslek lisesine olan talep 2003’te yüzde 28’e kadar geriledi. Ekonominin gelişmesi ve sanayileşmede büyük paya sahip mesleki eğitimdeki bu gerileme, kalifiye eleman bulma sıkıntısına sebep oldu. Türkiye yıllarca kalfa yetiştirme sıkıntısı çekti.

Başta üniversiteler, ilgili eğitim sendikaları, sivil toplum örgütleri, işveren örgütleri ve akademisyenlerle birlikte kamuoyu bu sistemin kaldırılmasını istiyordu. Koç Holding, 2006 yılında Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle mesleki eğitimi özendirme amacıyla Meslek Lisesi Memleket Meselesi Projesi’ni başlattı. YÖK Genel Kurulu, 2009 yılında katsayı uygulamasına son verdi. YÖK meslek lisesinde okuyan öğrencilere genel liselilerle aynı şartlarda üniversiteye girme olanağı tanımakla birlikte, alan tercihlerini teşvik etmek için 0.06 ek katsayı getirdi. Bu kararın bir yansıması olarak, mesleki eğitime yönelim 2010-2011’de yeniden 1998 öncesi seviyesine yaklaştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde, eğitim öğretime gerekli önem verilerek birçok yatırım yapıldı. Eğitime ayrılan bütçe 2002’de 7 buçuk milyarken, 2022’de 274 milyar 384 milyon liraya çıktı. Özellikle kız öğrencilere yönelik, 28 Şubat döneminden kalma ayrımcı uygulamalar kaldırıldı. Gençlerin meslek seçme özgürlüğünü engelleyen ve eğitimle birlikte Türkiye’nin gelişmesine de darbe vuran sistemler geride bırakılarak mesleki eğitim desteklendi. Erdoğan, Türkiye’nin ekonomisinin güçlenmesi ve istihdamın artırılması için mesleki eğitime özel önem verdiklerini söyledi. İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD) ülkeleri ortalamasının altına düşen mesleki eğitimin ortaöğretim içindeki payı, atılan adımlarla yeniden yükseldi. OECD raporlarına göre, Türkiye’de ortaöğretimden yeni mezun olanlar içerisinde, mesleki eğitim mezunlarının oranı yüzde 43. Aynı oranın OECD ülkeleri ortalaması yüzde 38 iken, Avrupa Birliği ortalaması da yüzde 43.

Milli Eğitim Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ortaklığıyla mesleki ve teknik eğitimi destekleyici politikalar hayata geçirildi. Döner sermaye gelirlerinden alınan yüzde 15’lik hazine kesintisi yüzde 1’e düşürüldü. Böylece meslek liselerinin üretim kapasitelerini artırarak daha fazla öğrencinin gerçek iş ortamında eğitim almalarının önü açıldı. 1 milyarlık üretim kapasitesinin üzerine çıkılarak meslek liseleri açısından tarihi bir rekor kırıldı. Milli Eğitim Bakanlığının fikri mülkiyet hakları çalışmaları kapsamında, patent faydalı model tasarım ve marka tescil çalışmaları 1532’ye çıktı.

Çırak, kalfa ve usta yetiştiren mesleki eğitim merkezlerinde, eğitim kapasitesinin güçlendirilmesiyle genç işsizliğin azaltılmasına katkı sağlandı. Mesleki eğitim merkezleri, örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınarak buralarda eğitim gören çırak, kalfa ve ustalar da lise mezunu sayıldı. Mesleki eğitim merkezlerindeki çırak öğrencilere asgari ücretin yüzde 30’u kadar (1276 lira) ücret ödenmesini sağlayan kanun değişikliği tamamlandı. Aynı şekilde kalfalık yeterliliğini kazanan 12. sınıf öğrencilerine asgari ücretin yarısı kadar, yani 2 bin 126 lira ödeme yapılması kararı alındı.

Özel sektör de sürece dâhil edilerek mesleki eğitimde kamu-özel iş birliği sağlandı. Organize sanayi bölgelerinde yer alan sektörlerle birlikte hem gençleri sektörlerin gerektirdiği becerilerle donatacak hem de mezun olduklarında istihdama geçişlerini kolaylaştıracak bir model geliştirildi. 28 Şubat 1997’de baş gösteren darbeci zihniyet, sadece birinci dereceden muhataplarını değil bütün memleketi etkilemişti. Ancak 2002 sonrasında, özellikle son yıllarda atılan adımlarla; Türkiye, büyüyen ekonomisi ve aralıksız dönen üretim çarklarıyla birlikte hak ettiği mesleki eğitim seviyesine yükseldi.

Türkiye’de mesleki eğitimin yükselişi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Suriye’de Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında terör örgütü DEAŞ’tan temizlenen bölgelerde yeni eğitim-öğretim yılı hazırlıkları devam ediyor.

Suriye’de, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin desteğiyle terör örgütlerinden temizlenen Fırat Kalkanı bölgesinde, eğitim alanındaki eksikliklerinin tamamlanması için yürütülen çalışmalarda sona gelindi.

Türk Milli Eğitim Bakanlığı’nın katkılarıyla Fırat Kalkanı bölgesindeki Halep’in Bab, Mare, Azez ve Cerablus ilçelerinde eğitim seferberliği sürüyor. Terör örgütlerinin zarar verdiği veya yıktığı okulların bakım ve onarımı da devam ediyor. Çalışmaları tamamlanan okullarda yeni eğitim-öğretim yılı için öğrenci kayıtları başladı. Öte yandan, okulların elektrik ve su eksiklikleri büyük ölçüde giderildi. Bölgedeki okulların gelecek haftadan itibaren ders başı yapması bekleniyor.

Türkiye okulların onarımını yaptı

Ülkede 7. yılına giren iç savaştan dolayı öğretmenlerin eğitim hayatından uzak kalması nedeniyle, bölgedeki eğitim kurumlarınca Suriyeli öğretmenlere eğitim verilmeye başlandı. Kurslar sayesinde öğretmenler, yeni eğitim dönemine hazır hale getirilecek.

Bu yılın 24 Şubat’ında DEAŞ’tan kurtarılan Bab’ta ve çevresindeki okullarda görev yapacak 595 öğretmenin katıldığı kurs devam ediyor.

Bab İlçe Eğitim Müdürü Ahmet el-Keraz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk Milli Eğitim Bakanlığı’nın desteğiyle Türkiye’den ve Fırat Kalkanı bölgesinden 10 Suriyeli eğitmenin, öğretmenleri yeni döneme hazır hale getirmek için kurs verdiğini belirtti.

El-Keraz, öğretmenlerin katılacağı 10 günlük kursta tüm eksikliklerinin giderileceğini kaydetti.

Kurs eğitmeni Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden Suriyeli İbrahim el-Selkini de Bab’taki öğretmenlere eğitim verdiklerini söyleyerek, “İnşallah Fırat Kalkanı bölgesinde uzun yıllardır devam eden eğitim sorununa son vereceğiz.” dedi.

Okul, öğrenci ve öğretmenlerin eğitimin temel noktaları olduğuna dikkati çeken el-Selkini, “Türkiye okulların onarımını yaptı, okulların ihtiyaçlarını karşılıyor. Öğretmenlere destek oluyor, onların eğitimine de yardımcı oluyor.” ifadelerini kullandı.

Mare ilçesinde 600 öğretmene eğitim verildi

Bu arada, Fırat Kalkanı bölgesi içindeki Mare ilçesinde de yaklaşık 600 öğretmene kurs verildi. Kursun sonunda sınava giren öğretmenler, alacak puanlar doğrultusunda okullara yerleştirilecek.

Fırat Kalkanı bölgesi Eğitim Sorumlusu Fatih Mehmet, kursların tamamlanmasıyla öğretmenlerin daha donanımlı hale geldiğini söyledi. Öte yandan, Halep’in Azez ve Cerablus bölgelerinde de benzer çalışmalar yürütülüyor.

Fırat Kalkanı bölgesinde eğitim başlıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

15 Temmuz kanlı darbe girişiminin faili FETÖ’ye ait “READ Vakfının” ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde yeni üç okul açma girişimi Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği ve Houston Başkonsolosluğunun girişimleri sonucunda engellendi.

FETÖ’nün, Tennessee eyaletindeki dokuz üyeli Shelby İlçesi Eğitim Kuruluna yaptığı genişleme talebine ilişkin karar, 22 Ağustos’ta kurul tarafından neticelendirildi.

Kurul üyeleri, okulların açılmasına “oy birliğiyle” karşı çıktı.

Kurul karara ilişkin raporunda, “READ Vakfı” ile okul arasındaki örgütsel ve mali ilişkilerin çelişkiler barındırdığını, müfredatın yetersiz olduğunu, Washington DC’deki FETÖ’ye ait “Harmony Public Schools”tan kopyalandığını belirterek ve okulun mali yönetimine dair belirsizlikleri gerekçe göstererek talebi reddettiğini açıkladı.

Bütçenin büyük bölümü federal hükümet ve eyalet bütçesinden

Öte yandan READ Vakfı’nın 2015-2016 yıllarına ilişkin olarak ABD Gelir İdaresi Hizmetlerine (IRS) yaptığı beyanda, okulun toplam gelirinin yıllık 4,1 milyon dolar olması dikkati çekiyor. Bu rakamın 3,4 milyon dolarlık bölümü federal ve eyalet bütçesinden okula öğrencilerin eğitimi için aktarılan fonlardan oluşuyor.

FETÖ, 140 civarındaki sözleşmeli okulla ABD’de en yaygın sözleşmeli okul ağlarından birini yönetiyor.

ABD’deki FETÖ okullarının devletten aldığı miktar 500 milyon dolar

ABD’nin Pensilvanya eyaletinde 1999’dan bu yana ikamet eden FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, ülke genelinde 140’a yakın sözleşmeli okulu ve bu okullar vasıtasıyla devletten alınan yılda yaklaşık 500 milyon dolarlık geliri yöneten kişi olarak biliniyor.

FETÖ’nün yönettiği okulların bazıları usulsüzlük, haksız kazanç, yolsuzluk, hileli ihale ve evrakta sahtecilikten ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) soruşturması geçiriyor.

FETÖ’nün ABD’de yeni okul açma talebi reddedildi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İlgili hüküm kapsamındaki eğitim ve öğretim desteğinden, özel okul öncesi eğitim kurumlarında eğitim alanlar da 48-66 aylık olmak şartıyla en fazla bir eğitim-öğretim yılı süresince yararlandırılabilecek.

Eğitim ve öğretim desteği, Bakanlıkça eğitim kademelerine göre her derslik için belirlenen asgari öğrenci sayısının üzerinde ve her halükarda derslik başına belirlenen azami öğrenci sayısını geçmemek üzere verilebilecek. Eğitim ve öğretim desteği verilecek toplam öğrenci sayısı her yıl Maliye ve Milli Eğitim Bakanlıklarınca belirlenecek.

Özel okul desteği, yörenin kalkınmada öncelik derecesi ve gelişmişlik durumu, öğrencinin ailesinin gelir düzeyi, eğitim bölgesinin öğrenci sayısı, desteklenen öğrenci ve öğrencinin gideceği okulun başarı seviyeleri ile öncelikli öğrenciler gibi ölçütlerin ayrı ayrı veya birlikte dikkate alınmasıyla verilecek. Böylece Türkiye’de gelir durumunun zayıflığı nedeniyle çocuklarını özel okulda okutmak isteyen ailelere destek sağlanacak.

75 bin yeni öğrenciye yaklaşık 300 milyon TL  destek verilecek

Okul öncesi eğitim kurumlarındaki 6 bin öğrenciye 3 bin 60 lira, ilkokuldaki 15 bin öğrenciye 3 bin 680 lira, ortaokuldaki 15 bin öğrenciye 4 bin 280 lira, lisedeki 15 bin öğrenciye 4 bin 280 lira ve temel lisedeki 24 bin öğrenciye ise 3 bin 680 lira destek verilecek. 75 bin öğrenci, bu yıl ilk kez eğitim öğretim desteğinden yararlanacak. Böylece toplam 290 milyon 280 bin TL destek ilave olarak verilecek.

Yeni eğitim öğretim yılında, önceki yıllardakiler de dâhil olmak üzere 340 bin öğrenciye destek verilecek.

75 bini ilk kez toplam 340 bin öğrenciye özel okul desteği verilecek yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.