Fransa’da İslam karşıtı yasa, anayasaya uygunluğunun denetlenmesi için parlamenterlerce Konseye taşındı. Fransa’da, 23 Temmuz 2021 tarihinde parlamentoda kabul edilen İslam karşıtı yasa, Müslümanları ötekileştirdiği nedeniyle uluslararası insan hakları kuruluşları ve sivil toplum örgütleri tarafından eleştiriliyor. “Cumhuriyet Değerlerine Saygıyı Güçlendiren Prensipler” adlı yasanın iptali için 120 parlamenter yasayı Anayasa Konseyine taşıdı. Fransa Anayasa Konseyinin internet sitesinde konuyla ilgili bilgi verildi. Parlamentoda kabul edilen ve ayrılıkçılık yasası olarak bilinen “Cumhuriyet Değerlerine Saygıyı Güçlendiren Prensipler” kanununun anayasaya uygunluğunun denetlenmesi için 60 milletvekili ile 60 senatör Konseye başvurdu. Sağ partiler yasayı “İslamcıların üzerine yeterince gitmediği”, sol partiler ise “Anayasayı ihlal ettiği” gerekçesiyle Anayasa Konseyine taşıyacaklarını daha önce de duyurmuştu.

Fransa’da İslam karşıtı yasanın içeriği

Fransa, Avrupa’nın en büyük Müslüman nüfusuna sahip ülkelerinden birisi. Ancak Fransa’da İslam karşıtı “Cumhuriyet Değerlerine Saygıyı Güçlendiren Prensipler” adlı yasa, Müslümanların hayatına müdahale ettiği gerekçesiyle eleştiriliyor. İslam karşıtı yasa, ev okulu uygulamasını, ailelerin beyanını yeterli bulan sistemden yetkililerin izin verdiği sisteme taşırken kamu görevlilerinin “dini açıdan tarafsızlıklarını” sağlama gibi konular içeriyor. Yasada ayrıca internette işlenen nefret suçlarını cezalandırılacağı bildiriliyor. Öte yandan yasada kamu görevlileri ve öğretmenleri korumayı amaçlayan maddeler bulunuyor. Bunlarla birlikte mekanların finansmanlarının “daha şeffaf” yönetimine ilaveten bekaret sertifikası alması gerektiği ve çok eşlilik ile zorla evliliklerle mücadeleye ile ilgili unsurlar bulunuyor.

Fransa’da İslam karşıtı yasayla saldırılar artış gösterdi

Fransa’da İslam karşıtı yasanın Müslümanları hedef aldığı açıkça görülüyor. Ayrıca Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron‘un söylemleri ve uygulamaları da bunu açıkça ortaya koyuyor. Nitekim geçtiğimiz aylarda Macron, İslam’ın Cumhuriyet değerlerine uyması için değiştirmesi gerektiğini söylemişti. Macron bu söylemiyle de geri kalmamış, Hz. Muhammed’e (S.A.V)  yönelik hakaret içerikli karikatürleri desteklemişti. Hz. Muhammed’e yönelik karikatürler, Macron’un talimatıyla devlet binalarına yansıtılmıştı. Macron’un bu İslam düşmanı tutumu tüm İslam aleminde büyük tepki toplamıştı. Öte yandan ülkede çıkarılan İslam karşıtı yasa Müslümanları hedef aldığı ve ötekileştirdiği gerekçesiyle Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar ile sivil toplum kuruluşları tarafından eleştiriliyor. Çünkü yasa tasarısı açıklandığından bu yana Fransa‘da cami ve mescitlere yönelik saldırılar, kundaklama olayları dahil arttı.

Fransa’da İslam karşıtı yasa konseyde görüşülecek yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Macron'dan cesaret aldılar

Fransız ordusu ve polisi Müslümanlara soykırım için darbeyi dahi göze aldı pic.twitter.com/wb2nftF5Wt

— Yekvücut (@yekvucutcom) May 17, 2021

Fransız ordusu ve polisi Müslümanlara soykırım için darbeyi dahi göze aldı

Franda’da İslam karşıtları darbe istiyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fransa‘da yapılan bir ankete göre Fransızların yüzde 60’ı, salgının yönetimi konusunda hükümete güvenmiyor. Odoxa-Backbone Consulting araştırma şirketinin Le Figaro gazetesi ve France Info radyosu için anket çalışması yaptı. Yapılan anket Fransızların yarısından fazlasının yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını sürecinin yönetimi konusunda hükümete güvenmediğini ortaya çıkardı. Fransızların yüzde 71’i hükümetin salgınla ilgili “doğru zamanda doğru kararları” vermediğini düşünüyor. Ankete katılanların yüzde 73’ü ise hükümetin salgınla ilgili gerçekleri söylemediği görüşünü paylaşıyor. Yüzde 60’ı da salgının yönetimi konusunda hükümete güvenmiyor. Katılımcıların yüzde 52’si, Fransa‘nın, Rus veya Çin aşısını uygulaması gerektiğini görüşünde. Fransa’da geçtiğimiz hafta da başka bir anket yayımlanmıştı. Ankete göre, Fransızların yüzde 60’ı, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un politikalarını olumsuz bulduğunu bildirmişti.

Anketler Macron hükümetine güveninin azaldığını açıkça ortaya koyuyor

Fransız halkının Macron hükümetine olan güveni giderek azalıyor. Ocak 2021’de yapılan bir ankette bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. Fransız halkının çoğunun Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron hükümetine güveninin azaldığı ortaya çıktı. Fransız kamuoyu araştırma şirketi Elabe‘nin ocak ayının başında yaptığı ankete göre, Fransız halkının yüzde 61’inin Macron’a ülkenin sorunlarını etkili şekilde ele alma konusunda güvenmediği, sadece yüzde 35’inin güvendiği bildirildi. Öte yandan ankete göre Fransa Başbakanı Jean Castex’e güven oranının da yüzde 25 olduğu, ülkede yaşayan halkın yüzde 67’lik kısmının Castex’e güvenmediği bildirildi. Katılımcıların yüzde 8’i Başbakan Castex hakkındaki fikirlerini bildirmedi. Aralık ayına göre Cumhurbaşkanı’na güven 3 puan, Başbakan’a güven ise 2 puan arttı.

Kabine üyelerinde güven de azaldı

Fransız halkı sürekli İslam karşıtı açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Gerard Darmanin’e de artık güvenmiyor. Ülkede İçişleri Bakanı Gerard Darmanin’e duyulan güven 13 puan düştü ve yüzde 43 oldu. Öte yandan Fransız iş adamlarını “İslam ile mücadeleye” davet eden Maliye Bakanı Bruno Le Maire’e duyulan güven de 16 puan düşerek yüzde 63’e içti. Sağlık Bakanı Veran da yapılan anketten nasibini aldı. Veran’a duyulan güven 7 puan düşerek yüzde 68’e indi. Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’a güven 9 puan azalarak yüzde 54, Kültür Bakanı Roselyne Bachelot’a güven 7 puan gerileyerek yüzde 65’e düştü. Adalet Bakanı Eric Dupond-Moretti’ye güven 6 puan düşerek yüzde 53, Eğitim Bakanı Jean-Michel Blanquer’e güven 8 puan azalarak yüzde 47 oldu.

Fransızlar Covid-19 salgınıyla ilgili hükümete güvenmiyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fransız halkının Macron yönetimine olan güveni giderek azalıyor. Fransa’da yapılan bir ankette bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. Fransız halkının çoğunun Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron hükümetine güveninin azaldığı ortaya çıktı. Fransız kamuoyu araştırma şirketi Elabe’nin ocak ayının başında yaptığı ankete göre, Fransız halkının yüzde 61’inin Macron’a ülkenin sorunlarını etkili şekilde ele alma konusunda güvenmediği, sadece yüzde 35’inin güvendiği bildirildi. Öte yandan ankete göre Fransa Başbakanı Jean Castex’e güven oranının da yüzde 25 olduğu, ülkede yaşayan halkın yüzde 67’lik kısmının Castex’e güvenmediği bildirildi. Katılımcıların yüzde 8’i Başbakan Castex hakkındaki fikirlerini bildirmedi. Aralık ayına göre Cumhurbaşkanı’na güven 3 puan, Başbakan’a güven ise 2 puan arttı.

Kabine üyelerinde güven de azaldı

Fransız halkı sürekli İslam karşıtı açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Gerard Darmanin’e de artık güvenmiyor. Ülkede İçişleri Bakanı Gerard Darmanin’e duyulan güven 13 puan düştü ve yüzde 43 oldu. Öte yandan Fransız iş adamlarını “İslam ile mücadeleye” davet eden Maliye Bakanı Bruno Le Maire’e duyulan güven de 16 puan düşerek yüzde 63’e içti. Sağlık Bakanı Veran da yapılan anketten nasibini aldı. Veran’a duyulan güven 7 puan düşerek yüzde 68’e indi. Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’a güven 9 puan azalarak yüzde 54, Kültür Bakanı Roselyne Bachelot’a güven 7 puan gerileyerek yüzde 65’e düştü. Adalet Bakanı Eric Dupond-Moretti’ye güven 6 puan düşerek yüzde 53, Eğitim Bakanı Jean-Michel Blanquer’e güven 8 puan azalarak yüzde 47 oldu.

Güvenlik yasa tasarısı Macron yönetimine olan güvenin düşmesine neden oldu

Macron’un talimatıyla oluşturulan güvenlik yasa tasarısı Fransız halkının özgürlüğünü kısıtladı. Macron yönetimi, yeni güvenlik yasa tasarısında polisin görüntülerinin çekilmesi ve paylaşılması yasaklanmıştı. Yasa tasarısına karşı çıkan halk sokağa döküldü. Fransız polisi protesto düzenleyen halka şiddet uyguladı. Vatandaşlar darbedilerek yerlerde sürüklendi. Ayrıca olaylar yaşanırken muhabirlerin çektiği görüntüler ellerinden almıştı ve basın mensupları gözaltına atıldı. Tüm bu yaşanan olaylara rağmen İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, polisin haklılığını savunmuş yasa tasarısından vazgeçilmeyeceğini söyledi. Fakat olaylar daha da büyüyünce Macron yönetimi güvenlik yasa tasarısındaki maddelerin esnetileceğini açıkladı. Ancak Macron yönetimi sözünde durmadı. Fransa, Müslüman dernekleri hedef almaya başladı ve ülkede Müslümanlara yönelik baskıları artırdı. Ülkede tüm bunlar yaşanırken Macron yönetimine olan güvenin azalması normal olsa gerek.

Macron yönetimine güven azalıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fransa hükümeti, “İslam’ı ve Müslümanları hedef aldığı” gerekçesiyle eleştirilen yasa tasarısını onayladı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron 2 Ekim’de İslam’ı ve Müslümanları hedef alan yasa tasarısını açıklamıştı. Yasa tasarısı Bakanlar Kurulu’nda görüşülmesinin ardından onaylandı. Fransa Başbakanı Jean Castex, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra basın toplantısı düzenledi. Fransa Başbakanı Jean Castex Müslümanları ötekileştirdiği eleştirilerinin aksine tasarının İslam dinini hedef almadığını söyledi. Castex tasarının “Radikal İslamcılık” ile mücadele etmeyi amaçladığını iddia etti. Radikal İslamcılığın, toplumda nefret ve şiddeti yaydığını ve toplumu böldüğünü söyleyen Başbakan Castex, bunun karşısında cumhuriyetin boyun eğmeyeceğini ve kendi değerini savunmayı seçtiğini söyledi. Öte yandan Fransa’da aşırı solcu Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) Hareketinin lideri Jean-Luc Melenchon Fransa hükümetini, yeni yasa tasarısı ile Müslümanları karalamayı amaçlamakla suçladı. Fransa’da aşırı solcu Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) Hareketinin lideri Jean-Luc Melenchon yasa tasarı parlamentoya sunulduğunda, çok sayıda değişiklik talebinde bulunacaklarını bildirdi. Yasa tasarısının Müslümanları damgalama niyeti taşıdığını belirtti. Yasa tasarısı, İslami derneklerin finansmanlarının denetlenmesi ve Fransa tarafından imamlara yeterlilik sertifikasının verilmesi şartlarını da içeren 54 maddeden oluşuyor.

İslam’ı ve Müslümanları hedef alan yasayla ilgili açıklama

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 2 Ekim’de basın toplantısı yapmıştı. “İslamcı ayrılıkçı” fikirlerle mücadeleye ilişkin hazırlanan yasa tasarısının 9 Aralık’ta Bakanlar Kuruluna sunulacağını belirterek “Fransa’da, cumhuriyetin ortağı olması için İslam’ın yapılandırılması gerekiyor.” diye konuşmuştu. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Fransa’daki Müslümanların ayrılıkçı fikirleri savunan ideolojilerinin olduğunu, bu kişilerin, kendi yasalarını Fransa’nın yasalarından üstün gördüğünü” iddia etti. Ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron “İslam, dünyanın her yerinde kriz yaşıyor.” iddiasında da bulunmuştu. İslam’ı ve Müslümanları hedef alan yasa tasarısı ile camilerin finansmanının daha sıkı denetlenmesi, Müslüman derneklerin kontrolünün artırılması ve din görevlilerinin yurt dışından gelmesinin engellenmesi hedefleniyor.

İslam’ı ve Müslümanları hedef alan yasa tasarısı ülkede ırkçılığı artırıyor

Macron’un İslam düşmanlığı yeni yasa tasarısıyla kendini ortaya koyuyor. Fransa’da Radikal İslamcılık adı altında Müslümanlara zulmediliyor. Camiler kapatılıyor. Müslüman sivil toplum kuruluşları feshediliyor. Nitekim İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un talimatı ve Bakanlar Kurulunun da kararıyla Müslüman sivil toplum kuruluşu CCIF’nin feshedildiğini bildirmişti. CCIF’nin birkaç yıldır “İslamcı” propaganda yaptığını iddia edildi. Darmanin, Bakanlar Kurulunun kararını da paylaşmıştı. CCIF’den 19 Kasım’da yapılan açıklamada, “Aşırı sağcıların baskılarına boyun eğen İçişleri Bakanı CCIF’ye fesih sürecinin başladığına ilişkin tebligat gönderdi.” demişti. Açıklamada derneğin 29 Ekim’de faaliyetlerinin durdurulmasından sonra çalışmalarının büyük bir bölümünün yurt dışına taşındığı bildirilmişti. CCIF’nin merkez ofisinin yurt dışına taşınması nedeniyle Fransa yönetiminin fesih adımının hiçbir geçerliliğinin olmadığı kaydedilmişti

Fransa İslam’ı ve Müslümanları hedef alıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Elysee Sarayı’nda darbeci Sisi‘ye Fransız Legion d’Honneur onur nişanı verdi. Sisi’ye onur nişanı verildiği Fransız basınından gizlendiği gün yüzüne çıktı. Quotidien isimli televizyon programının sunucusu Yann Barthes, Fransız basınından gizlenen video görüntülerini Mısır Cumhurbaşkanlığının resmi sitesinde yayımlanan videoyu paylaşmasıyla ortaya çıkardı. Paylaşılan video görüntülerinde, darbeyle yönetime gelen Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’nin kırmızı halıyla Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron tarafından karşılanması ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’nin onuruna düzenlenen resmi tören bulunuyor. Quotidien isimli televizyon programının sunucusu Yann Barthes, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un basınla paylaşılan resmi programında yer almayan törenle ilgili görüntülerin, sadece Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’nin kameramanı tarafından kayıt altına alındığını açıkladı.

Macron’dan darbeci Sisi‘ye madalya

Barthes “İlk defa Elysee’de yaşananları otoriter bir rejime ait internet sitesinden öğrenmiş olduk.” diye konuştu. Fransızlardan gizli tutulmaya çalışılan görüşmede, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi‘ye Legion d’Honneur nişanı verildiğini söyledi. Öte yandan Yann Barthes, Sisi’nin, Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo ile Paris Belediyesinde yaptığı görüşmeye ilişkin Mısır tarafının çektiği görüntüleri de ekrana taşıdı. “Peki neden Paris Belediye Başkanı Sisi ile yaptığı bu görüşmenin videosunu paylaşmadı?” diye sordu. Quotidien isimli televizyon programının sunucusu Yann Barthes, Sisi’nin Savunma Bakanı Florence Parly tarafından askeri törenle karşılanmasına ilişkin görüntülerin de Fransız basınında yer almadığını bildirdi. Şeref Nişanı olarak da bilinen Ordre national de la Légion d’honneur, Napolyon Bonapart’ın 19 Mayıs 1802 tarihinde imzaladığı bir kanun ile Fransa’nın en yüksek dereceli sivil nişanı olarak kabul edildi.

Onur Nişanı devlet başkanları başta olmak üzere siyaset ve sanat camiasından birçok kişiye veriliyor. Nişanın verildiği isimlerden biri olan eski Senegal Kültür Bakanı Amadou Tidiane Wone’du. Wone Fransa’da öğrencilerine Hazreti Muhammed’in resmedildiği bir karikatür gösteren ve öldürüldükten sonra Legion d’Honneur’e layık görülen Samuel Paty ile aynı nişanı taşıyamayacağını belirterek bunu Fransa’ya geri vermişti.

Darbeci Sisi‘nin Fransa’da ağırlanması protesto edilmişti

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Elysee Sarayı’nda 7 Aralık’ta darbeci Sisi’yi kırmızı halıyla karşılamıştı. Uluslararası toplum ve insan hakları savunucuları, “Sisi gibi bir diktatörün özgürlüklerden dem vuran Fransa’da karşılanmasına” çok büyük tepki göstermişti. Ziyaretin ardından Paris’te Ulusal Meclis önünde çok sayıda uluslararası insan hakları kuruluşu temsilcisi ile Avrupa Birliği parlamenterleri ve Fransız muhalif milletvekillerinin katıldığı protesto gösterisi düzenlenmişti.

Macron’dan darbeci Sisi’ye “onur nişanı” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fransızlar, Macron yönetimin hazırladığı yeni yasa tasarısının “özgürlükleri kısıtladığını ve polis şiddetini örtbas ettiğini” düşünüyor. Fransa’da Macron yönetiminin yürürlüğe koymaya hazırlandığı ancak Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB), uluslararası kuruluşlar ve basın dünyası dahil olmak üzere toplumun büyük kesimince “insan hakları hukukuyla uyumsuz ve basını özgürlüğüne aykırı” olduğu söylenen “genel güvenlik” yasa tasarısına tepkiler artıyor. Ülke genelinde son bir aydır şiddet olaylarının yaşandığı protestolar düzenleniyor. Genel güvenlik yasa tasarısı, Macron yönetiminin “özgürlükleri kısıtlama, polis şiddetini örtbas etme ve otoriterliğini pekiştirme girişimi” olarak nitelendiriliyor. Macron yönetimi gelen tepkilerden sonra, tasarının bazı maddelerini düzenleyeceğini bildirdi. Ancak yasa tasarısı genel olarak içerdiği maddeler nedeniyle Fransızlar tarafından tepki görüyor. AA muhabiri tartışmalı yasa tasarısıyla ilgili başkent Paris sokaklarında Fransızlara mikrofon yöneltti.

Fransızlar Macron’a tepkili

Fransızlar Macron‘a oldukça tepkili. AA muhabirinin mikrofon yönelttiği kişilerden Thommas Jallier, gizli saklı bir şeylerin yapılmak istendiğini, yeni yasa tasarısına izin verilmemesi gerektiğini belirtti. Jallier, hükümetin tasarı konusunda ısrarcı olmasının anlamsız olduğunu aktardı. Jallier herkesin görüntü paylaşma hakkı bulunduğuna işaret ederek şunları dile getirdi: “Neticeye ulaşmasında delil olarak sunulan görseller çok önemli.  Maalesef hükümet ya da polis, bazen imajlarını korumak adına delilleri örtbas ediyor. Görüntü alma hürriyeti olduğu sürece istedikleri gibi davranamamaktan korkuyorlar çünkü her seferinde karşılarına bir video çıktığında tepki vermek zorunda kalacaklar. Bu durum da planlarına engelliyor.” Jallier ayrıca artık her yerde artık video ve fotoğraf çekme imkanı olduğunu, artık bir şeyleri saklamaya ve engellemeye çalışmanın anlamsız olacağını da söyledi.

Fransızlar polisin belli bir kesime şiddet uyguladığını söylüyor

Afrika kökenli Tania Latouche ise güvenlik yasa tasarısı süreci boyunca Fransa’nın bugün geldiği durumun kendilerini üzdüğünü söyledi. Latouche, protestolara katılmanın giderek zorlaştığını belirterek “Asıl sorun polisler değil sorun demokrasiye uygun olarak toplumun ifade özgürlüğüne başvurulmaması. Alınan bu kararlarla ilgili toplum sesini duyurabiliyor mu?” dedi. Latouche, Afrika kökenli müzisyen Michel Zecler’in stüdyosunun girişinde polislerce 20 dakika boyunca darbedildiğini ve hükümetin buna sessiz kaldığını hatırlattı: “Maalesef polis belli bir kesime şiddet uyguluyor.” ifadelerini kullandı. Latouche, yasa tasarısının güvenlik güçlerine geniş yetkiler verdiğini ve bunun yanlış olduğunu söyledi. “Bence polise görüntüleri kapsamlı bir şekilde kontrol etme yetkisi vermek çok erken ve yanlış bir karar. Bu teknolojiyi polislerin eline veriyoruz ve karşılığında gazetecilerin ve diğer normal insanların elinden görüntü çekme yetkisini alıyoruz. Genel güvenlik yasa tasarısı çöpe atılacak bir çalışma.” dedi.

Fransızlar Macron’dan şikayetçi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un İslam karşıtı söylemleri ve Avrupa ile ABD’deki basına karşı uyguladığı sansürler, tartışılmaya devam ediyor. 2022’deki cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde milliyetçi söylemlerini artıran Macron, her fırsatta İslam’a yönelik hakaretleri ‘ifade özgürlüğü’ adı altında savunuyor ve “İslam’ı terörizm ile bir tutan” açıklamalarıyla nefret söylemini körüklüyor. Buna karşılık aynı Macron kendisini eleştiren haberlere, yorumlara hatta tweet’lere bile sansür uyguluyor. Macron’un bu çifte standardı sonunda ABD basınını bile çileden çıkardı.

Macron, son açıklamasında İngilizce yayın yapan basını suçladı. New York Times’taki haberde “Macron, Fransa’daki saldırıların ardından ‘Problemin kalbinde Fransa’nın ırkçılığı ve İslamofobik yaklaşımı var’ dedikleri için İngilizce yayın yapan basını ‘şiddeti haklı göstermekle’ suçladı” denildi. Macron, New York Times’a verdiği röportajda ayrıca “Bizimle aynı değerleri paylaşan ülkelerin basını bunu nasıl yapıyor anlamıyorum” dedi. Ancak New York Times gazetesi Macron’un bu yaklaşımını “Basını şiddeti haklı göstermekle suçlamak çok ağır” sözleri ile eleştirerek Paris yönetiminin birçok uluslararası basın kuruluşuna uyguladığı sansürleri hatırlatt:
Politico: 2 Kasım’da yayınlanan “Fransa’nın tehlikeli laiklik dini” başlıklı yazı kaldırıldı. Financial Times: İngiliz gazetesi 3 Kasım’da yayınlanan “Macron’un ‘İslamcı ayrılıkçılar’ ile savaşı sadece Fransa’yı daha fazla ayrıştırıyor” yazısını çekti ve hemen Macron’un mektubunu yayınladılar.
Associated Press (AP): Ajans “Fransa neden İslam dünyasında öfkeyi körüklüyor?” başlıklı tweet’ini silmek zorunda kaldı.
Le Monde: Fransa merkezli gazete de terör saldırısının ardından Twitter hesabında yaptığı paylaşımı, Macron yönetiminden gelen tepkilerin ardından değiştirdi.

Macron’un sansürleri basını isyan ettirdi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Avrupa’da son yıllarda artan İslamofobi ve yabancı düşmanlığı, artık liderler ve medya üzerinden de yayılmaya başladı.

İslam’ın Hristiyanlık gibi dönüştürülmesi gerektiği sözlerini sarf eden, ülkesindeki Müsümanların Fransa’ya uygun bir İslam’ı yaşaması gerektiğini ilk olarak sözsel, şimdilerde bazı camileri kapatarak dayatmaya başlayan Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a tepkiler de var, destekler de.

Beceriksiz ekonomik reformlar nedeniyle ve Sarı Yeleklilerle başı dertte olan, koronavirüs salgını ile iyice bunalan, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile uğraşmakta arayan Macron’un imdadına yetişen, İslam’a ve Müslümanlara yönelik hastalıklı bakış açısına bir yenisi daha eklendi.

Bu kez bir Fransız kadın gazeteci, canlı yayında yaptığı açıklamalarla gündem oldu.

Feminist gazeteci Elisabeth Levy, CNEWS kanalında konuk olduğu programda, kamusal alanda başörtüsü yasağının getirilip getirilmemesine ilişkin tartışmaya katıldı.

Başörtüsünün birçok kişi için siyasi İslam’ın ve cinsel ayrımın simgesi olduğunu iddia eden Levy, “Çok sayıda Müslüman, ‘Biz de diğerleri gibi Fransızız, ulusal topluluğun bir parçasıyız.’ diyor. Fransa düşmanlarının üniforması da olan başörtüsü için, bir kişinin bile Samuel Paty’nin anısına, ‘bir haftalığına ya da birkaç günlüğüne sağduyu göstererek başörtümü çıkarıyorum’ dememesine şaşırıyorum.” ifadelerini kullandı.

Levy, Sunucu ve diğer konukların şaşkın bakışları arasında sözlerine devam ederek, bunu dayatmadığını dile getirdi.

Öte yandan videonun sosyal medyada çokça paylaşılmasının ardından, bazı kullanıcılar Levy’nin sarhoş olarak ya da madde kullanarak yayına çıktığı yorumlarıyla tepki gösterdi.

Fransız feminist gazeteci: Başörtülerini çıkarsınlar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fransa’da Müslümanlara yönelik baskıların ardı arkası kesilmezken, skandal bir karar alındı. Charlie Hebdo dergisinde yayınlanan Peygamberimiz Hz. Muhammed’e yönelik çirkin karikatürler, kitapçık haline getirilerek liselerde dağıtılacak. Fransa’nın 13 bölgesi için karara onay verildi. Fransa genelinde 11 bin lise bulunurken, bu kurumlarda 2 milyon 300’e yakın genç eğitim görüyor.

Fransa’da yaşayan gazeteci Fatih Karakaya ülkede Müslümanlara yönelik baskıların her geçen gün daha da arttığını söyledi. Fransa’da başörtülü kişilerin potansiyel terörist olarak görüldüğüne dikkat çeken Karakaya, “Resmi açıklamaya göre kitapçıkta basında yayınlanan en çarpıcı dini ve siyasi karikatürler bir araya getirilecek. Hz. Muhammed’e yönelik çirkin karikatürlerin de yer alacağı kitapçık, ‘Cumhuriyet değerlerini korumak ve Fransız halkının özgürlük içinde yaşaması için bu girişimde bulunulacağı açıklandı. Geçen gün karikatürleri bölge binasına yansıttılar” dedi.

Fransa’da 5 milyona yakın Müslüman’ın yaşadığını aktaran Karakaya, “Fransa’da her olayda Müslümanlar toplumsal bir suçlamayla karşı karşıya kalıyor. Okullarda bir etkinlik yapıyorlar, başörtülüyseniz katılmanız yasak. Çocuk bakıcıları memur olarak sayıldığı için artık başörtülü kadınlar bu işi yaparlarsa çalışma izinlerinin iptal edileceği açıklandı. Camileri kontrol altına almak istiyorlar. Türkiye ve Araplardan artık imamlar gelmeyecek. Bu imamlar radikal İslam anlatıyorlarmış. Fransa’nın bir süre önce kurduğu CFCM Müslümanlar Konseyi bu imamların yetiştirilmesini sağlayacak. Müslümanları baskı altında tutan bir sürece doğru gidiyoruz” diye konuştu.

Müslümanlara yönelik baskıların derneklere düzenlenen baskınlarla başladığını ifade eden Karakaya, “2 Ekim’de Cumhurbaşkanı Macron’un ayrımcılık, içe kapanıklıkla ilgili bir yasa hazırlayacağız dedikten bir gün sonra, Paris’te bulunan Hz. Ömer Camisi’ne baskın yapıldı. Burada çocukların gizli bir şekilde kurs aldığını iddia ederek bu baskını gerçekleştirdiler. Kalabalık bir polis grubu 15 yaşından küçük çocukların olduğu camiye geldiler. Çocuklar burada sadece Kur’an dersi alıyorlardı. Bu olaydan sonra valilik bir açıklama yaparak, ‘İslamcılık ve kendine kapanma birimimizin şikayet üzerine yaptığı baskında hiçbir şey bulamadık. Sadece yangın tedbirleriyle ilgili birkaç eksiklik gördük’ dedi” diye konuştu.

Macron’un İslam düşmanlığı okul kitaplarında yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.