• PKK ve uzantılarıyla mücadelede Türkiye’yle tam iş birliği
• Terörizmin tüm biçim ve tezahürleriyle mücadelede Türkiye’yle dayanışma sergilenmesi.
• PYD/YPG ve FETÖ’ye destek sağlamama taahhüdü.
• Savunma sanayii alanında ambargo kısıtlamalara gidilmemesi, iş birliğinin artırılması.
• İsveç ve Finlandiya’nın terörizmle mücadele ve savunma sanayii konularındaki ulusal mevzuatlarını ve uygulamalarını tadil etme taahhüdü.
• Terörizm ve örgütlü suçlarla mücadele alanında istihbarat paylaşımına ilişkin yapılandırılmış iş birliği mekanizması tesisi.

Yandaş medyanın hazımsızlığı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın NATO Zirvesi’ndeki dik duruşu, dünya basınında da geniş yankı buldu. ABD merkezli Wall Street Journal gazetesinde, “Anlaşma, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ülke içindeki siyasi konumu için zafer kazandırdı.” denildi. Yunan gazetesi Kathimerini’de, “Madrid’in arka planı ve Biden ile randevu” başlıklı haberinde, “İmzalanan anlaşma Türk tarafını tamamen memnun etti” ifadesi yer aldı. Alman Frankfurter Allgemeine gazetesi, haberi “Erdoğan istediğini aldı” manşetiyle servis etti. İngiliz The Guardian gazetesi, “Kuzey ülkeleri önemli bir taviz vererek PYD ve YPG’ye destek sağlamayacağını teyit etti.” yorumu yapıldı. The Economist, “Recep Tayyip Erdoğan eve zaferle dönüyor” dedi. İsveç ve Finlandiya basını da gelişmeyi sevindirici diye yorumlarken tavizler verildiğini kaydetti. Tüm dünya Türkiye’nin NATO’daki başarısından söz ederken, ülkemizdeki muhalefete yakın basın ve medya kuruluşları, Erdoğan’ın zaferine her zamanki gibi yine kılıf uydurdu. Yandaş Oda TV, DW Türkçe, Euronews, Cumhuriyet ve Halk TV NATO’daki gelişmeler için “Erdoğan geri adım attı” manşetleriyle, bir kez daha Türkiye’nin dış politikadaki başarılarını hazmedemediğini ortaya koymuş oldu.

Muhalefet de Türkiye’nin zaferinden rahatsız

Türkiye’nin terör örgütleriyle mücadelesini hazmedemeyen elbette sadece yandaş basın değildi. Şu zamana kadar dış politika konusunda, tek bir proje dahi üretemeyen muhalefet Türkiye’nin NATO’da elde ettiği başarıyla adeta çılgına döndü. Suriye iç savaşında katil Esed’i, Mısır’da Sisi’yi destekleyen; Libya’da, Doğu Akdeniz’de “ne işimiz var” diyen bir muhalefetten bahsediyoruz. Tabii ki NATO’da çıkan sonuca “harika iş yaptınız” demeyeceklerdi. Milliyetçilik kitabini CHP ve HDP ile tekrar yazan Meral Akşener, NATO’da imzalanan ortak bildiriden rahatsız oldu. İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, mutabakatı eleştirirken, “İktidarın attığı bu imza ülkemizin çıkarlarıyla bağdaşmayan bir tavizdir” dedi.

“Hükümetin başına gelirsek FETÖ ile ihraç edilen KHK’lıları kurtaracağız” ve “YPG’yi terör örgütü olarak görmüyorum” diyen Kemal Kılıçdaroğlu ise akla ziyan açıklamalarda bulundu. FETÖ ve YPG’nin uluslararası metinlerde “ilk kez” terör örgütü olarak tanınmasını sağlayan Türkiye’nin “bir şey yapamadığını” söyleyen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ülkenin itibarını zedelediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, “Başta kaldığım sürece asla giremezler, dedi. E ne oldu? Gittin, bastın imzayı çıktın geldin. Peki Türkiye’nin ağırlığı oldu mu? olmadı. Ciddiye alınır mı artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti? Türkiye böyle bir yönetimi hak etmiyor” diye konuştu. Muhalefet parti liderlerinin NATO’da terör örgütlerine karşı imzalanan bildiriye bu denli çıkışması insanı gerçekten hayrete düşürüyor. Türkiye böyle vizyonsuz muhalefeti hak ediyor mu acaba? diye düşünmeden de edemiyoruz doğrusu. Ülkemizin çıkarlarıyla doğrudan bağdaşan bu sonuçların içimizdeki terör sevicilerini yıktığı çok aşikâr. Bunlara rağmen; Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını bir kez daha tüm dünyaya gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Büşra DEDE

NATO zirvesi muhalefetin ayarını bozdu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Erdoğan muhalifliği Yunanistan’ı bile haklı çıkardı

Aradan geçen 109 yılda Türkiye’de pek çok şey değişti. Maalesef değişmeyen şeylerden biri, siyasi muhalefeti ülkeye muhalefet zanneden güruhun varlığı oldu. Artık slogan değişti, “Tayyip Erdoğan’a yaramasın da isterse Türkiye yansın” Türkiye ile Yunanistan arasındaki son gerilim bu durumun en önemli delillerinden biri oldu. Yunanistan’da muhalefetten hiç kimse “Miçotakis kazanacak” düşüncesiyle ulusal söylemin dışına çıkmadı. Fakat Türkiye’de çıkıldı. Önce CHP’ye katılım rozetini Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bizzat ayağına giderek taktığı Emekli Büyükelçi Yalım Eralp Yunanistan’ı haklı buldu. Ardından Alman DW Türkçe sitesinde çalışan Nevşin Mengü, Yunanistan ile gerilimin Erdoğan’ın bir politikası olduğunu iddia etti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sorunları ile uğraşmak dışında her şey ile ilgilenen Ekrem İmamoğlu da katıldığı bir etkinlikte, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın gerilimi başlayan taraf olduğunu” ima ederek komşuluğun ne kadar güzel olduğunu, barışın önemini ballandıra ballandıra anlattı.

Nerede duracaklar?

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Yıllarca dışişleri bakanlığında kritik görevler üstlenen Ahmet Ünal Çeviköz’ün dış politikaya dair herhangi bir açıklamasını almak kâfi olacaktır. Türkiye’nin kazanımı olmasın diye, Azerbaycan, Libya, Ege, Akdeniz, Kıbrıs, savunma sanayii gibi meselelere ölümüne karşı çıkan bir muhalefet blokuna sahip olmak büyük bir trajedidir. Daha vahimi, bugün “Erdoğan’ın siyasi kazanımı olacak” diye Türkiye’nin çıkarına olan söylemlerden uzak duranların yarın sadece Edirne’nin alınmamasıyla yetinmeyecek olmasıdır. Bu da maalesef ülkemizi bekleyen büyük bir tehlikedir.

Orhan Aydın

Erdoğan muhalifliği bu ayıplarınızı örter mi? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Dışişleri Bakanlığı pankartı protesto etti

Bern’de terör örgütü PKK yandaşlarınca miting düzenlenmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hedef gösterilerek “Kill Erdogan (Erdoğan’ı öldürün)” pankartı açılması Ankara’da tepkiyle karşılanmıştı. Dışişleri Bakanlığı, İsviçre’nin Ankara Büyükelçisi’nin Yardımcısı’nı çağırarak, terör örgütü yandaşlarının Bern’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan gösteri düzenlemesini protesto etmişti. Bakanlık, 26 Mart 2017’de İsviçre’nin Ankara Büyükelçisi Walter Haffner’in şehir dışında olması nedeniyle yardımcısını çağırarak Türkiye’nin konuyla ilgili tepkisini iletmişti.

İsviçre mahkemesinden terör yanlılarına beraat kararı

İsviçre mahkemesi, başkent Bern‘de Federal Parlamento binası önünde yapılan “Hayır” mitingi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hedef gösterildiği pankarta ilişkin davada, sanıkların beraatine karar verdi. Savcılık makamının 4 sanık için “günlük 32 ila 40 oranında kısmen şartlı, kısmen şartsız para cezası” verilmesini talep etmesine rağmen hakim, 4 sanığı akladı. İsviçre savcısı, kararın temyizi için henüz karar vermediğini, önlerinde 10 günlük temyiz süresinin olduğunu belirtti. Yoğun güvenlik tedbirleri İsviçre polisi, duruşmanın ikinci gününde de mahkeme içinde ve dışında yoğun güvenlik önlemleri aldı. Geçen ay görülen davanın ilk duruşmasında, basın mensuplarına zanlılara ilişkin hiçbir bilgi (yaş, ırk, renk ve cinsiyet) yayımlamayacaklarına dair belge imzalattırılmıştı. Mahkemede, medya mensuplarına, ‘mahkemenin gidişatını etkileyecek’ haberler konusunda sınırlandırmalar getirilmişti. İsviçre basınında yer alan haberlerde, mahkeme sürecinin emsal teşkil ettiği ve İsviçre ceza hukuku açısından ‘çığır açtığı’ ifadeleri yer aldı.

İsviçre mahkemesinden “Erdoğan’ı öldürün” pankartı açan terör yandaşlarına beraat yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY), dünyanın farklı ülkelerinde varlığını sürdürebilmek ve derin kadrolara sızabilmek için eğitim ve öğretim faaliyetlerini kullanıyor. Özellikle ABD’deki Charter Ağı’nı kuran örgütün, varlığını artırmak ve finansal gücünü katlamak için eğitimi nasıl suistimal ettiğini bu haberimizde gözler önüne sermiştik. ABD’de ve Avrupa’nın bazı ülkelerinde FETÖ’ye karşı uyanış başlarken, Afrika’da da terör örgütüne karşı mücadele uzun zamandır sürdürülüyor. İstihbarat raporlarına göre, Afrika FETÖ’nün uzun yıllar boyunca büyük önem verdiği bir kıta şeklinde ön plana çıkıyor. FETÖ, Afrika’da faaliyetlerine, bazı raporlara göre 1996 yılında başladı. Bunun yanı sıra, dış politikada attığımız başarılı adımlar sayesinde, Afrika’da FETÖ ile mücadelede büyük kazanımlar elde edildi. Sonuç olarak, Afrika’daki FETÖ faaliyetlerini temizlemek adına önemli adımlar atıldı. Bunlardan en önemlileri arasında, Afrika’da bulunan FETÖ okullarının büyük kısmının mahkeme kararıyla Türkiye Maarif Vakfı’na devredilmesi bulunuyor.

Cumhurbaşkanı zirve toplantısına katıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrika ziyaretleri esnasında Togo, Burkina Faso ve Liberya liderleriyle bir araya gelerek zirve toplantısına katıldı. Cumhurbaşkanının mevkidaşlarıyla yaptığı bu zirve toplantısının ardından, ortak bir bildiri yayınlandı. Bildirinin en dikkat çeken tarafı ise, FETÖ ile ilgili kısım oldu:

FETÖ, Afrika’da terör örgütü olarak ilk kez resmi bir uluslararası metne girmiş oldu.

Türkiye Cumhuriyeti, Togo, Burkina Faso ve Liberya Cumhurbaşkanlarının görüşmesi sonrası yayımlanan bildiride, DAEŞ, FETÖ, El Kaide ve Boko Haram gibi terör örgütleri arasında ayrım gözetmeksizin terörizmle mücadele konusunda kararlılık vurgusu yapıldı.

Erdoğan, Togo’ya yaptığı ziyaret sırasında, FETÖ ile mücadele konusunda önemli mesajlar paylaştı. Erdoğan ve Togo Cumhurbaşkanı Faure Essozimma Gnassingbe, ortak bir basın toplantısı gerçekleştirdiler. Bu toplantıda Erdoğan, “Togo’nun FETÖ ile mücadele konusunda verdiği destek takdire şayandır.” dedi. Ardından;

“Sayın Cumhurbaşkanı, bizzat verdiği talimatlarla Togo’daki FETÖ okulunun kapatılmasında ve Maarif Vakfımızın okul açmasında ülkemize destek olmuştur. FETÖ ile mücadelemizdeki bu kararlı duruşundan ötürü kendisine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Afrika temasları arasında Nijerya da yer alan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Muhammed Buhari ile de ortak basın toplantısı yaptı. Erdoğan burada, FETÖ ile mücadelede iş birliğini vurgulayarak;

“FETÖ‘nün Nijerya’da sürdürdüğü yasa dışı faaliyetler hakkında Nijerya makamlarıyla gerekli bilgi paylaşımlarında bulunmaya devam ediyoruz” açıklamasını yaptı.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

FETÖ Afrika’da ilk kez resmi belgede yer aldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Bu sefer İngiliz gazeteci söylesin, belki anlarlar…

"Erdoğan boyun eğmediği için hedeflerinde"#TürkiyeGeçilmez pic.twitter.com/nwqRMDFDLr

— Yekvücut (@yekvucutcom) July 14, 2021

Erdoğan Batı’ya boyun eğmediği için hedefte yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Türkiye Gençlik Zirvesi’nde gençlerle buluştu. Yaptığı konuşmada gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben sizlerden ümitliyim ve sizler evelallah ülkemizin geleceğini farklı şekilde hem inşa hem de ihya edeceksiniz.” ifadelerini kullandı. Erdoğan tüm illerden gelen gençleri 15 Temmuz gecesi gazilikle müşerref olan mekanda ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu belirtirken, Türkiye Gençlik Zirvesi’nin başarılı geçmesini, ülke, millet ve tüm gençler için hayırlara vesile olmasını diledi. Türkiye Gençlik STK’leri Platformunda yer alan tüm kuruluşları da böylesine önemli bir zirveye öncülük etmelerinden dolayı tebrik eden Erdoğan, halihazırda 88 üyesi ve 150 paydaşıyla gençlik alanında ülkenin en kuşatıcı iş birliği zemini olan platformun, kuruluşundan itibaren hayata geçirdiği projelerle önemli bir boşluğu doldurduğunu söyledi.

Türkiye Gençlik Zirvesi’nde; nitelikli genç, nitelikli toplum teması altında yürütülen çalışmaların hem gençlerin hem de sivil toplum kuruluşlarının gelişimine, niteliklerini artırmalarına katkı sağladığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Öncelikle muhatabımız olan gençlerin hassasiyetlerini, kaygılarını, beklenti, talep ve hedeflerini bilmemiz gerekiyor. Ülkemizde özellikle bir kısım medya ve muhalefet, gençleri tanımak yerine kolaya kaçarak genci tanımlamaya çalışıyor. Kendi kafalarına, kendi o dar kalıplarına göre yaptıkları bu genç tanımı, özellikle milyonlarca insanı yaftalıyor. Gençlere ulaşmak, gençlerin hassasiyetlerini kaşımakla olmaz. Gençlere ulaşmak, gençlerin duygularını istismar etmekle de olmaz. Gençleri kazanmak için önce onları özellikle gayet güzel bir şekilde dinlemek, onlara kulak vermek ve onlarla bir duygudaşlık gerekir. Özellikle millete hesap verme sorumluluğu taşıyanlar, gençlerin ufkundan, dünyaya ve hayata dair özgün yaklaşımlarından muhakkak istifade etmenin yollarını aramalıdır. İşte biz 40 yılı aşan siyasi hayatımızın her safhasında olduğu gibi son 19 yılda da hep bunu yapmaya çalıştık, çalışıyoruz.”

Gençlerle fikir teatisi yapılan “Kütüphane Söyleşileri”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında; ülkenin dört bir yanından, farklı görüşten, farklı meslekten ve farklı eğitim düzeyinden gençleri Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesinde ağırladıkları Kütüphane Söyleşilerine de değindi. Erdoğan’ın, “Hem gençlerimizi dinliyoruz hem ülkemizin meselelerini konuşuyor hem de Türkiye’nin geleceğine dair karşılıklı hayallerimizi paylaşıyoruz.” diye anlattığı Kütüphane Söyleşilerinin geçtiğimiz hafta üçüncüsü gerçekleşti. Söyleşilerde Cumhurbaşkanı ve gençler, şimdiye kadar siyasetten dış politikaya, savunma sanayinden ülkemizin uzay çalışmalarına, e-spordan teknolojiye, akademiden enerjiye uzanan çok geniş bir yelpazede fikir teatisinde bulundu. Erdoğan en son buluşmanın 81 vilayetten misafirlerle Diyarbakır’da gerçekleştirildiğini aktardı. Bir sonraki buluşmaların Erzurum ve ardından Kahramanmaraş’ta yapılmasının planladıklarını kaydetti. Gençlerle buluşmaların devam edeceğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençlerle her sohbetimizde hamdolsun bu ülkenin geleceğine dair umutlarımız daha da artıyor” diye ekledi.

Türkiye’yi ve dünyayı takip eden gençler, büyüyen ve güçlenen bir ülkenin vatandaşları olduklarının bilinciyle geleceğe kendilerini en güzel şekilde hazırlıyor. Gençlerin başarı grafiği, sanattan spora, bilimden teknolojiye kadar her alanda giderek yükseliyor. Uluslararası spor müsabakalarında genç sporcular daha önce sınırlı varlık gösterdiğimiz branşlarda bile zirveyi artık kimseye kaptırmıyor. Sadece haziran ayında sporcularımızın uluslararası müsabakalarda elde ettiği madalya sayısı 54’ü geçti. Ülkemizi dünyada başarıyla temsil eden sporcularımız arasında devletimizin koruması ve bakımı altında olan 14 genç de bulunuyor. 34 ilden 8 bin 200 genci kapsaması ve sonuçları itibarıyla ufuk açıcı bir çalışma olan Türkiye’nin gençleri 2020 araştırması yapıldı. Bu tablo Türkiye’nin gençlerinin çoğu zaman onlar adına ahkam kesenlerden daha doğru çok daha sağ duyulu bir şekilde hayatını ve dünyayı okuduğunu gösteriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye Gençlik Zirvesi’nde gençlerle buluştu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı Tanıtım Toplantısı Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda yaptığı konuşmada eylem planındaki hususların belirlenen çerçevede ve sürede amacına ulaşması temennisinde bulunurken, “Her ne sebeple olursa şayet aile yapımızda bir bozulma varsa bunun sorumluluğunu sadece kadına veya erkeğe yüklemek sorunun yarısını görmezden gelmek demektir.” dedi. Erdoğan, kadına şiddet meselesinde ortada bir mağdur varsa bir de failin mevcut olduğunu belirtirken, “İşte bunun için iktidara geldiğimiz günden beri kadına yönelik şiddetle mücadele, öncelikli konularımız arasında yer almıştır. Şahsen de bu konuyu daima yakından takip ettim, atılan her adımı destekledim, yaşanan her sorunla bizzat ilgilendim.” ifadelerini kullandı.

Kadına yönelik şiddetle mücadele bitmeyecek

Daha önce kadına yönelik şiddetle ve kadınların insan olarak sahip oldukları haklarını kullanabilmesi konusunda ettikleri mücadeleyi bugün de yarın da sürdüreceklerini söyleyen Erdoğan devamında şu ifadeleri kullandı:

“Nitekim tek tip bir müdahaleyle neticeye ulaşılamayacağı belli olan bu hassas konunun çözümü için zaman içerisinde farklı politikalar geliştirdik ve uyguladık. Son günlerde bazı çevreler, bugün, yani 1 Temmuz itibarıyla resmen çekildiğimiz İstanbul Sözleşmesi‘ni, kadına yönelik şiddetle mücadelede bir geriye gidiş olarak yansıtmaya çalışıyor. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz İstanbul Sözleşmesi‘yle başlamadığı gibi bu sözleşmeden çekilmeyle de bitecek değildir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu mücadelenin uzun soluklu, sabır ve toplumsal mutabakat gerektiren bir süreç olduğunun farkında olduklarını ifade ederken, kadına yönelik şiddetin tamamen ortadan kalkmasının, tüm kesimlerin inancı ve çabasıyla mümkün olduğunu bildirdi. Erdoğan, bu küresel sorunu, tüm dünya gibi kendilerinin de yasal düzenlemeler, önleme, koruma ve kovuşturma alanlarında ihtisaslaşma ile aşmaya çalıştıklarını kaydetti. Hem yerel hem merkezi düzeyde kurumlar arası iş birliğiyle oluşturulan sosyal politikaların karalılıkla sürdürüldüğünü aktaran Erdoğan bu kapsamda ilki 2007 yılında hazırlanan Ulusal Eylem Planı‘nı sürekli güncelleyerek ve geliştirerek bugüne kadar getirdiklerini anlattı.

En önemli dönüm noktası 6284 sayılı kanun

Dördüncüsü hazırlanan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planında günün ihtiyaçlarına yönelik yeni başlıklar bulunduğunu kaydeden Erdoğan kadına yönelik şiddet sorunuyla mücadelede çok yönlü bütüncül ve disiplinler arası bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekti. Bu çerçevede ilk idari ve hukuki somut adımı 2006 yılında yayınlanan başbakanlık genelgesi ile atılırken kadına yönelik şiddetle mücadelede öncelikli politikaların belirlendiği 3 ulusal eylem planı uygulanmıştı. Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair 6284 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinin, bu doğrultudaki en önemli dönüm noktası olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

“Türkiye bu kanunla dünyada kadına yönelik şiddetle mücadelede en kapsamlı ve etkili mevzuata sahip ülkeler arasında ilk sıralara çıkmıştır. Nitekim uygulamadaki neticeler, kanunun gerçekten bu yürek parçalayıcı, vicdan kanatıcı meselenin çözümünde çok önemli mesafeler kat etmemizi sağladığına işaret ediyor.”

Plan 5 ana hedef, 28 strateji ve 227 faaliyetten oluşuyor

Şiddete uğrayanın kadın veya erkek, çocuk veya yaşlı, engelli veya engelsiz olmasının fark etmediğini, geniş yelpazesiyle kanunun herkesi koruma kapsamına aldığını vurguladı. Erdoğan, yeni eylem planıyla mücadelenin daha da güçlendiğini söyledi.

Erdoğan’ın 2021-2025 yıllarını kapsadığını bildirdiği Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı için hazırlıklar 2020 yılı başından beri sürüyor. Eylem planının hazırlanmasında ise kamu kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, medya mensuplarının, uluslararası kuruluş temsilcilerinin ve ilgili tüm paydaşların katkıları bulunuyor. 5 ana hedef, 28 strateji ve 227 faaliyet şeklinde yapılandırılan bu bütüncül politika ile sorunun tamamen ortadan kalkması hedefleniyor.

Gelecek 5 yıl boyunca kadına yönelik şiddetle mücadelede takip edilecek ana başlıkların hepsi bu planda yer alırken bu başlıklar; mağdurların adalete erişiminin kolaylaştırılması, şiddetle topyekun mücadele anlayışının tüm plan, program ve politikalara yerleştirilmesi, koruyucu ve önleyici hizmetlerin güçlendirilmesi, toplumsal farkındalık ve duyarlılığın artırılması, sistematik, güvenilir, karşılaştırılabilir verilerin toplanması ve yorumlanması olarak özetlendi.

ŞÖNİM’lerde yaklaşık 1 milyon kişiye hizmet verildi

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında, kurumlar arası iş birliğinin geliştirilmesi için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının koordinasyonunda Adalet, İçişleri, Milli Savunma ve Sağlık Bakanlıkları ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında protokoller imzalandığını aktardı.

Mağdur odaklı mücadele prensibi ile çalışan ŞÖNİM‘lerde bugüne kadar 682 bini kadın, 54 bini erkek ve 96 bini çocuk olmak üzere toplam 833 bin kişiye hizmet verildiğini bildiren Erdoğan, “Yatılı kurumsal hizmetlerimizi ise 81 ilimizdeki 149 kadın konuk evinde 3 bin 576 kapasiteyle sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemde 7 ilimizde 9 yeni kadın konuk evi daha açılacaktır. Ayrıca 9 ilimizdeki mevcut kadın konukevlerini, şiddet mağduru kadınların ve çocuklarının ihtiyaçlarına göre dönüştürüyoruz. Tehdit altında olan kadınlarımız için ihtisaslaşmış kadın konuk evlerimizde özel güvenlik önlemleri alıyoruz.” diye konuştu.

Kadına yönelik şiddete karşı 4. Eylem Planı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail haydutluğuna karşı bir kez daha mazlumların yanında! #GazaUnderAttack #المسجد_الأقصى pic.twitter.com/yt6Y9ZftJj

— Yekvücut (@yekvucutcom) May 12, 2021

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kudüs için dünyayı ayağa kaldırdı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Diktatör görmek istiyorsan, kendi ülkene bak! #MarioDraghi pic.twitter.com/oHatp6YRG5

— Yekvücut (@yekvucutcom) April 9, 2021

Mario Draghi diktatör görmek istiyorsa kendi ülkesine bakmalı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fransa’da Müslümanlara yönelik baskılar her geçen gün artıyor. Şimdi de bir imam, sosyal medya paylaşımlarından olayı hedef altında. Fransa’da Farid Slim isimli imam sosyal medya hesabından “aşıları önce Afrika’da deneyelim” diyen doktorları eleştirdi. Erdoğan’ın da Covid-19 (koronavirüs) krizini Macron’dan daha iyi yönettiğini belirtti. Chambery şehrinin valisi ise Farid Slim isimli imama Macron’a yönelik sözleri nedeniyle dava açtı. Slim, Fransa’yı küçük düşürmek ve ülkeye hakaret etmekle suçlandı. Önümüzdeki hafta da hakim karşısına çıkacak. Slim, bir televizyon kanalında 2 doktorun “Aşıları önce Afrika’da deneyelim” sözlerini şöyle eleştirdi. “Batı Afrikalıları ilk kez kobay olarak kullanmıyor. Bu sözler Batı’nın Afrikalıları nasıl gördüğünü gösteriyor” diyerek eleştiriyor. Bu ifadeler için de “Sağlık krizi Fransa’yı vururken Slim, Batı’ya saldırıyor” denildi.

“Macron maske sıkıntısı yaşanan dönemde, göz yaşartıcı gaz sipariş verdi”

Slim, diğer paylaşımında ise Türkiye’de maskelerin ücretsiz olduğuna yönelik bir paylaşımı alıntıladı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için “Böyle birine sahip oldukları için çok şanslılar” dedi. Paylaşımının devamında ise Fransa’da maske sıkıntısı yaşanırken Cumhurbaşkanı Macron’un, göz yaşartıcı gaz siparişi verdiğini söylüyor. Ve bu nedenle de Macron’u eleştiriyor. Slim’in bu görüşlerine karşılık ise valilik şu ifadeleri kullandı. “Slim, Türk devlet başkanı Sayın Erdoğan’ın altını çizerek ve göz yaşartıcı gazın satın alınması ile kullanımı konusunda yanıltıcı tartışmalara girerek hükümetin kriz yönetimine düşman” denildi.

Fransa’da 6 milyon Müslüman yaşıyor

Fransa’da Müslümanları hedef alan yasa tasarısı, camiler ve bu camilerin idaresinden sorumlu derneklere müdahale etmenin yanı sıra Müslümanlara ait dernek ve sivil toplum kuruluşlarının finansmanını denetim altına almayı öngörüyor. Öte yandan, Fransa İslam Konseyi (CFCM) hükümetin desteğini alarak “Fransa İslam’ı Prensipler Tüzüğü”nü hazırladı. Bu tüzüğe birçok Müslüman sivil toplum kuruluş imza attı. Fransa’daki Türk Müslüman Dernekleri Koordinasyon Komitesi (CCMTF), Fransa İslam Toplumu Milli Görüş (CIMG) ile “İnanç ve Uygulama” adlı kuruluş, Müslümanları ötekileştirdiği gerekçesiyle bu tüzüğü imzalamadı. Tüzükte, “İslam’ın Fransa’nın değerleriyle uyumlu olması, İslam’ın siyasi amaçlar için kullanılmasının reddi, yabancı ülkelerin Fransa’da dinin yaşanmasına müdahale etmemesi ve kadın erkek eşitliği” maddeleri öne çıkıyor. Tüzükte, Fransa’da yaşayan Müslümanlara yönelik saldırıların “aşırıcı bir azınlık” tarafından gerçekleştirildiği ve bu saldırıların Fransız devleti ve halkıyla bağdaştırılmaması gerektiği belirtiliyor. Ayrıca tüzük “devletin ırkçı” olduğunu söyleminin iftira atmak olduğunu bildiriyor. Fransa’da çoğu Kuzey Afrikalı ortalama 6 milyon Müslüman yaşıyor. Fransa, Avrupa’da en fazla Müslüman’ın yaşadığı ülkeler arasında ilk sırada bulunuyor.

Fransa’da “Erdoğan Covid-19 krizini Macron’dan iyi yönetiyor” diyen imam yargılanacak yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.