Avusturya Başbakanlığından yapılan açıklamada, “son yıllarda yaşanan göç dalgasıyla ülkeye gelen kişilerin demokrasi gibi temel değerleri reddettiği, suç olayları ve antisemitik eğilimlerde artış yaşandığı” iddiasında bulunularak, bu durumla ilgili “araştırma, önleme ve aydınlanma çalışmaları yapılmasının kaçınılmaz olduğu” savunuldu.

“Ülkenin temel değerlerini kabul etmeyen oluşumlara karşı” Din İşleri Dairesi, İçişleri, Eğitim ve Entegrasyon Bakanlıkları koordinasyonunda bağımsız bir kurumun oluşturulacağı belirtilen açıklamada, “Dokümantasyon Merkezi” olarak adlandırılan kurumun olası tehlikelere dair çalışmalar yürüteceği aktarıldı.

Açıklamada bu merkezin, Nazi döneminde katledilen Yahudilere yönelik çalışmalarıyla bilinen, aşırı sağcı neo-Nazi oluşumlara karşı mücadele yürüten Avusturya Direnişinin Dokümantasyon Arşivi (DÖW) örnek alınarak oluşturulacağı ifade edildi.

Ülkede hükümeti en çok eleştiren, özellikle kabinede yer alan aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) bakanlarına karşı sert açıklamalarıyla öne çıkan DÖW’ün rol modeli olarak alınması dikkat çekti.

Açıklamada, oluşturulacak merkezin Müslümanlara ait kurum ve kuruluşlar başta olmak üzere “entegrasyonu engelleyici ve hukuka aykırı görüşlerin paylaşıldığı” sosyal medya platformlarını gözlem altında tutacağı, söz konusu oluşumlara dair yılık rapor yayınlanacağı da vurgulandı.

Son yıllarda Müslüman ve göçmenlere yönelik sert uygulamaları hayata geçiren hükümetin, ülkede yaşayan Müslümanları hedef gösterici ve ötekileştirici bu girişimi Müslümanlara baskı ve yaptırımların artacağı yorumlarına neden oldu.

Avusturya, Müslümanları fişlemek için yeni merkez kuruyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yasada, eğitim ve sağlık sektörü, toplu taşıma araçları ve devlet dairelerinde kişilerin, yüzün tanınmayacak şekilde kumaş, maske veya kask gibi unsurlarla örtülmesi yasaklanıyor.

Senatoda, 31’e karşı 44 oyla kabul edilen yeni burka yasağı yasasının, henüz ne zaman yürürlüğe gireceğinin belli olmadığı belirtilirken öncelikle yeni yasal uygulamaya geçecek sektörler ile görüşmeler yapılacağı ifade edildi.

Burka yasağı, bir önceki koalisyon hükümetinin İçişleri Bakanlığı tarafından uyum yasası kapsamında tasarılaştırılarak hükümet programına alınmış, daha sonra mecliste yapılan oylamada geçerek kanunlaştırılmıştı.

Din özgürlüğünü kısıtladığı gerekçesiyle Hollanda Danıştayı tarafından tavsiye edilmeyen yasa, 2016 yılında Temsilciler Meclisi tarafından çoğunlukla kabul edilmişti.

Hollanda burka yasağı getiren Avrupa ülkeleri kervanına katıldı, Senato burka yasağını onayladı! yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Son olarak, aşırı sağcı Kuzey Ligi (Lega Nord) partisi üyesi Luca Traini aracından açtığı ateşle 6 Afrikalı göçmeni yaraladı. Traini yakalandığında Nazi selamı vererek “Yaşasın İtalya” diye bağırdı.

Benzeri vakaların ülke sathında artış göstermesine, neo-faşist harekete karşı çıkan muhalif gruplar da İtalya genelinde eylemler başlatmış durumda.

Ancak muhalif grupların eylemleri sürekli olarak polis engeline takılıyor. Bu durumun son misali, geçtiğimiz perşembe günü ülkenin kuzeybatısındaki Torino kentinde yaşandı. Aşırı sağcı CasaPound’a karşı düzenlenen protesto sıasında göstericiler ile polis arasında arbede çıktı.

Ülkenin önde gelen gazetelerinden La Repubblica’nın haberine göre, CasaPound’un lideri Simone Di Stefano’nun konuşma yapacağı otelin etrafında toplanan yaklaşık 500 eylemci, bu aşırı sağcı partiyi protesto etti.

CasaPound aleyhine slogan atan göstericiler, ‘Şimdi ve daima direniş, CasaPound faşistleriyle savaşalım’ yazılı büyük bir pankart taşıdı.

Polis, tazyikli su ve göz yaşartıcı gazla eylemcilere müdahalede bulunurken 2 eylemci gözaltına alındı.

Faşist parti İtalya’yı geriyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fransa İçişleri Bakanı Jacqueline Gourault, Fransa’nın bir ‘sıçrama tahtası ülkesi’ haline geldiğini savunarak söz konusu yasaya haziran ayındaki zaman sınırından önce acilen ihtiyaç duyduğunu kaydetti.

Fransa Yüksek Mahkemesi eylül ayında, sığınmacıların yargılanmadan ülkeden ayrılma ihtimallerine karşı aileleri ile birlikte gözaltına alınıp alınmayacaklarına karar vermeleri için milletvekillerine süre sınırı koymuştu.

2008’den beri ev hapsinde olan terörizmden hükümlü bir kişinin lehindeki mahkeme kararı da milletvekilleri üzerinde baskıyı arttırmıştı.

Fransa’nın faşizme ‘yürüyüş’ü devam ediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD'nin San Francisco kentinde sarhoş bir ırkçı adam trendeki Asyalı yolcuya "Çinli zenci" diyerek saldırdı. Polis sözlü ve fiziksel saldırının yaşandığı ırkçı olayla ilgili soruşturma başlattı. pic.twitter.com/CKeTNlIHpA

— Utanç Günlüğü (@UtancGunlugu) November 16, 2017

BART polis şubesi yaşanan olayla ilgili soruşturma başlattı. Olayı kaydeden “pacmanwu” isimli kullanıcı, ırkçı adam saldırırken kendisi de dahil olmak üzere çevredeki hiç kimsenin Asyalı adamı korumak için birşey yapmadığını belirtti. “Polis çağırmaktan ve kanıt toplamaktan başka daha iyi nasıl tepki verilebileceğini” bilmediğini söyleyen “pacmanwu”, kendisinin de Asyalı olduğunu bu nedenle korktuğunu da belirtti.

San Francisco’da ırkçı saldırgan trende Asyalı bir kişiye saldırdı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İngiliz yayın kurumu BBC, Waters’in adaylığını açıklamasının ardından UKIP milletvekili Mike Hookem’in, partisinin Avrupa Parlamentosu Grup Başkan Vekilliği görevinden istifa ettiğini duyurdu. Hookem, İslam karşıtı Anne Marie Waters’ın adaylığından üzüntü duyduğunu belirterek, “Aşırıcılığa göz yummaya hazır değilim.” ifadesini kullandı.

Waters’ın adaylığının kabul edilemez olduğunun altını çizen Hookem, “Toplumun bir kesimini sadece dini inançları nedeniyle ayrıştıran birini desteklemeyeceğim.” diye konuştu.

UKIP milletvekili Nathan Gill ise Anne Marie Waters’ın partinin liderliğine seçilmesi halinde partisinden istifa edeceğini açıkladı. UKIP’in kurucu üyesi ve eski Genel Başkanı Nigel Farage de partisinin “İslam karşıtı bir partiye” dönüşmesi halinde biteceğini savunuyor.

İngiltere’de haziran ayında yapılan genel seçimde oy kaybı yaşayan partinin lideri Paul Nuttall, genel başkanlık görevinden istifa etmişti. UKIP Ulusal Yönetim Komitesi geçtiğimiz hafta, İslam’ı “şer” olarak nitelendiren Anne Marie Waters’ın partiden liderlik yarışına katılmasını onaylamıştı.

İngiltere Şeriat İzleme Grubu kurucusu Waters, İslam’ı hedef alan nefret söylemleri ile tanınıyor. Parti yönetiminden yapılan açıklamaya göre, 29-30 Eylül tarihlerinde İngiltere’nin Torquay kentinde yapılacak olan genel kurul toplantısında parti liderliği için toplam 11 aday yarışacak.

Dişi Wilders İngiliz ırkçılarını bile tedirgin etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD’de siyahilerin vatandaşlık haklarının korunması konusunda faaliyette bulunan Siyahi Haklarını Geliştirme Ulusal Birliği (NAACP), Missouri eyaletinde son zamanlarda artan ayrımcılık olayları nedeniyle siyahileri buraya gitmemeleri konusunda uyardı.

NAACP Missouri şubesi başkanı Rod Chapel, yaptığı açıklamada, Missouri’de siyahilere karşı “ayrımcılık ve taciz” olasılığının arttığını ve bu nedenle siyahi ile kadın yolcuların eyalete gitmemelerini istedi.

Chapel, eyalete gitmek zorunda kalan siyahilere ise “aşırı dikkatli” olmalarını tavsiye etti.

Seyahat uyarısının “uzun süren ırk, cinsiyet ve renk temelli suçların” artması nedeniyle verildiğini belirten Chapel, eyaletteki “belirsiz tehlikenin” ne zaman biteceğini bilmediklerini kaydetti.

Chapel, siyahi Amerikalılara yönelik uyarının 28 Ağustos 2017 tarihine kadar geçerli olduğu belirtti.

Sivil toplum örgütleri, eyaletin cumhuriyetçi yöneticilerinin, siyahilere karşı bireysel ayrımcılığı ve tacizleri artırdığını ileri sürüyor.

ABD’de artan ırkçılık seyahat uyarısı getirdi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

La Repubblica gazetesi, Venedik’e bağlı Chioggia sahilindeki Punta Canna Plajı’na asılan tabelalarla ve plajın işletmecisinin anonslarıyla faşist Mussolini döneminin yüceltildiğini gösteren görüntüler yayımladı.

Plajın girişinde “Antidemokratik rejim bölgesi” yazısı, kabinlerin kapısında “Gaz odası, girmek yasak” şeklinde bir “espri” ve tabelalarda faşist lider Benito Mussolini’nin posterleri ile “Benito dede, dürüst ve temiz bir İtalya için hayata dön” diyen bir bebek fotoğrafı yer alıyor.

Plajın sahibi Gianni Scarpa hemen her yarım saatte bir hoparlörlerden yaptığı anonslarla da “demokrasinin iğrenç olduğu”, “uyuşturucu bağımlılarının kökünün kazınması gerektiği” gibi mesajlar veriyor.

Scarpa, “insanlar arasında duvarlar değil köprüler kurma” çağrısı yapan Papa Francesco’ya karşı da “Duvar değil köprü mü inşa etmek istiyor? Öyleyse biz Roma’dan Buenos Aires’e (Papa’nın memleketi) kadar bir köprü kuralım da onu geldiği yere geri yollayalım” diyor.

La Repubblica’nın haberi üzerine plajın sahibine tepki yağarken bazıları ise Scarpa’yı savundu.

Sosyal medyada bazı kullanıcılar “İtalya’nın daha büyük sorunları olduğu”, “faşizm övgüsünün de ifade özgürlüğü kapsamına girdiği”, ya da plajdaki faşizm temalı yazıların “ironik” olduğu şeklinde mesajlarla Scarpa’ya destek verdi.

Ancak faşizme direniş gösteren partizanların kurduğu İtalyan Ulusal Partizanlar Derneği (Anpi), “Faşist dönemin toplama kamplarının espri yapılacak yanı yok” dedi ve Scarpa’yı “provokatif ve tehlikeli biçimde hareket etmekle” suçladı.

Plajla ilgili tartışmalar sürerken polis plaja baskın yaparak incelemelerde bulundu.

Venedik Valiliği de plajın sahibine, faşizme atıfta bulunan materyalleri kaldırması talimatı verdi.

Plajın sahibi Gianni Scarpa hakkında, “faşizmi övmekten” ve “nefret suçu işlemekten” dava açılabileceği belirtiliyor.

Mussolini’ye özlem duyan ‘faşist plaj’ İtalya’yı karıştırdı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İsrail’in Jerusalem Post gazetesinin haberine göre, Tel Aviv yakınlarında kültürel bir etkinlikte konuşan sol eğilimli Siyonist Birlik Bloğu lideri Herzog, “İsrail siyasetinin faşistleştiği bir süreci yaşıyoruz. İsrail faşist bir devlete dönüşüyor.” ifadesini kullandı.

Herzog, “Ülkesinin kaderinden endişe duyan ve faşistleşmeyi durdurmak isteyen herkes bu trendi önlemek için büyük ve ılımlı bir bloğu desteklemeli.” diyerek seçmenlerden destek istedi.

“İsrail Bölgesel bir çatışmanın içine girme riskinde”

ABD’nin İsrail-Filistin barış görüşmelerini yeniden başlatma girişimlerine de değinen Herzog, “ABD’nin çabalarının başarısız olacağına dair haklı bir endişe var. Bu da İsrail’in bölgesel bir çatışmanın içine girme riskini arttırıyor.” dedi.

İsrail-Filistin meselesinin çözümü için kendisinin alternatif bir çözüm önerisi olduğunu dile getiren Herzog, “Filistin devletinin kurulması için geçici sınırlar içerisinde bir geçiş süreci öneriyorum. Buna göre C bölgesinin bir kısmı ve Gazze Şeridi de Filistin Yönetimi’nin hakimiyetine verilecek.” dedi.

Bu geçiş sürecinin beş ila on yıl arasında süreceğini söyleyen Herzog, bu süre zarfında “ekonomik gelişme sağlamak ve terörle mücadele etmek için harekete geçeceklerini” kaydetti.

Herzog, bu planın “mevcut durağanlığın yerine gerçek bir durum yaratacağı, iki halkın genç nesli için de (Filistin ve İsrailliler) umut doğuracağını” öne sürdü.

Siyonist bloğu lideri: İsrail faşizme kayıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.