Yahoo News’in özel haberine göre, ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), 11 Eylül kurbanlarının aileleri tarafından açılan davalarda sunulan dosyalardan birinde, 1999-2000 yıllarında Suudi Arabistan’ın Washington Büyükelçiliğinde görev yapan Mussaed Ahmed el Cerrah’ın ismini silmeyi unutarak olaya ilişkin en büyük sırlardan birini de açıklamış oldu.

Üst düzey FBI yetkilisi tarafından kaleme alınan ve bu hafta içi kamuya açılan mahkeme belgesinde, el Cerrah’ın 11 Eylül’de “İkiz Kuleler” olarak bilinen Dünya Ticaret Merkezine intihar saldırısı düzenleyen El Kaide mensubu iki saldırgana yardım ettiğinden şüphelenildiği kaydedildi.

FBI’ın “Suudi Arabistan bağlantısını örtbas” ettiği iddialarına ilişkin ilk delil olabilir

Belgede, el Cerrah’ın şu anda nerede olduğunun bilinmediği ancak bu kişinin saldırganlara yardım için ABD’den iki kişiyi ayarladığına dair suçlamalar bulunduğu belirtildi.

“11 Eylül Saldırısı Kurbanları” Sözcüsü Brett Eagleson ise ilk kez saldırıyı araştıran FBI ajanlarının, saldırganlar ile Suud Büyükelçiliği arasındaki bağları örtbas ettiğine dair ciddi bir delil olduğunu ifade etti.

Yahoo’nun haberi üzerine söz konusu belgeyi geri çeken FBI, belgenin yanlışlıkla dava dosyasına konulduğunu kaydetti.

11 Eylül’de ne olmuştu?

ABD’de 11 Eylül 2001’deki terör saldırılarında 4 yolcu uçağı kaçırılmış, uçaklardan ikisi İkiz Kuleler’e çarpmıştı. Kaçırılan diğer uçak başkent Washington’da Pentagon’u hedef alırken dördüncü uçak ise F-16’lar tarafından Pensilvanya kırsalında düşürülmüştü.

İkiz Kuleler’de 2 bin 606 kişi, Pentagon’da 125 kişi ve kaçırılan uçaklarda 246 kişi hayatını kaybetmişti. Saldırılarda 19 teröristle toplam ölü sayısı 2 bin 996 olarak açıklanmıştı.

Tarihin akışını değiştiren 11 Eylül saldırılarının ardından eski ABD Başkanı George W. Bush, Afganistan ve Irak’a girme kararı almış, Beyaz Saray’ın Orta Doğu’daki savaş yanlısı politikası büyük tepkilere neden olmuştu.

FBI 11 Eylül saldırısı şüphelisinin ismini sehven duyurduğunu iddia etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

1970’li yıllarda ABD’dedeki devlet okullarına alternatif olarak düşünülen “yenilikçi” eğitim kurumları fikri 1980’lerde gelişmeye başladı.

Böylece, ilk charter okul yasası 1991’de Minnesota’da, 1992’de ise California’da yürürlüğe girdi.

CIA’in himayesi ve komutasında olan örgüt de ABD’deki varlığını artırmak ve finansal gücünü katlamak için alt yapısı 1970’lerde atılan charter okullarını açtı.

Tüm bunlar, Gülen’in ABD’ye firar edişinin alt yapısını oluşturmak için CIA tarafından yapılan hazırlıkların yalnızca bir parçasıydı. ABD hükümeti ve CIA’in FETÖ’yle ortak paydada bulunması nedeniyle de ‘charter’ okullarının finanse edilmesi hızlandı.

Bugün, yıllık ortalama geliri 500 milyon doları bulan ‘charter’ okullarının birçok destekçisi de mevcut.

Onlardan biri Friends Of Charter School isimli organizasyon. Friends Of organizasyonu, FETÖ’nün küresel iş ortaklığına hizmet eden, ABD’deki okulların korunması ve yayılması için finans sağlayan aynı zamanda da bu işbirliğinden büyük meblağlar elde eden bir güruh.

Amerika Eğitim Bakanlığından (DOE) alınan yıllık milyonlarca dolarlık eğitim ödeneğinin ve ABD’li devlet kurumlarının “Friends Of” işbirliğiyle FETÖ’ye aktarılan paraların sayesinde açılan okullar, ABD’nin en büyük sözleşmeli okul işletmecisi KIPP tarafından yönetiliyor.

KIPP de tıpkı Friends Of organizasyonu gibi FETÖ’nün finans distribütörlüğünü üstleniyor. Bununla da “yetinmeyen” KIPP’in sadece 2013 yılında charter okulları aracılığıyla 61 milyon dolardan fazla hibe aldığı biliniyor.

Her ne kadar dışarıdan bakan biri için tam teçhizatlı bir özel okul gibi görünse de H-1B vizesiyle ABD’ye getirilen FETÖ’cü öğretmenlerin olduğu bu okulların adı sık sık yolsuzlukla anılıyor.

Örneğin; 2015 yılında ABD’nin New Jersey eyaletinde açılmak istenen Union Arts and Science Charter School gibi… Okul açılması için gerekli kişi sayısına ulaşmak isteyen FETÖ, yetkili makamlara Friends Of desteğiyle sahte dilekçeler, hayali imzalar ve adresler sundu. Örgütün kumpası kısa süre içinde anlaşıldı ve okul kapatıldı.

Urban Pathways Charter School da bu kurumlardan bir diğeri… Himmet toplamak için her yıl yemek organizasyonları düzenlendi. Yemek masrafları için 13 bin dolar harcama yapıldı. Fatura ABD kesilmek istendi ve sonuç olarak FBI tarafından soruşturma açıldı.

Central Jersey Arts Charter School da yine Urban Pathways gibi harcamalarda aşırıya kaçtığı gerekçesiyle defaatle uyarıldı. Yine de bazı kurumlara milyonlarca dolar borçlandı. Öğrenci başarısı ile ilgili sorunları da çözemeyince kapatıldı.

Son olarak ABD’li bir hukuk firması olan LLP, 2017 yılında FETÖ’nün okullar aracılığıyla bugüne kadar 243 milyon dolardan fazla gelir elde ettiğini açıkladı.

Adı sık sık yolsuzluklarla anılan okullar, CIA’in tüm engellemelerine rağmen FBI tarafından soruşturma geçirmeye devam ediyor.

FETÖ ABD’de ‘charter’ okulları aracılığı ile güçleniyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Beyaz Saray muhabirlerine yaptığı açıklamada baskının ülkeye yönelik bir saldırı olduğunu söyleyen Donald Trump, “Cadı avı mütemadiyen devam ediyor” dedi.

FBI ajanları, Özel Yetkili Savcı Robert Mueller’den aldıkları yetkiyle Pazartesi günü yaptıkları baskında Cohen’in Trump ve diğer müvekkilleri ile arasındaki görüşme kayıtlarına el koydu. Cohen’in bürosundan yapılan açıklamaya göre bu belgeler ‘ayrıcalıklı’ görüşmelere ait belgelerdi.

Mueller, Rusya’nın ABD’deki 2016’daki başkanlık seçimlerine müdahale ettiği iddiasını soruşturuyor. Çok uzun süredir Trump’ın avukatlığını yapan Michael Cohen ise, porno yıldızı Stormy Daniels’ın Trump’la cinsel ilişkiye girdiğine dair iddiaların merkezinde yer alıyor.

ABD Başkanı’nın avukatı, Stormy Daniels’a 2016 Kasım’ındaki başkanlık seçiminden günler önce 130 bin dolar ödeme yaptığını doğrulamış ancak başkanın, porno film yıldızıyla herhangi bir romantik ilişkiye girdiğini “şiddetle reddettiğini” söylüyordu.

ABD medyasında yer alan haberlere göre son FBI baskınında, Daniels’a yapılan bir ‘ödeme kaydı’na da el kondu.

Cohen’in bürosundan yapılan yazılı açıklamada bu baskın “gereksiz” olarak nitelendirilirken, “Bu taktikler yanlış çünkü Sayın Cohen hükümetin tüm birimleriyle tam işbirliği yapıyor” dendi.

ABD’de yerleşik düzenin ‘Trump avı’ devam ediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FETÖ’cü eski polis Hüseyin Korkmaz, ABD’deki kumpas davasında “belgeleri saklaması için annesine verdiğini” söyledi.

Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Korkmaz’ın anne, baba ve kardeşleri hakkında yakalama kararı çıkarttı. Ancak aile fertlerinin Türkiye’yi terk ettiği tespit edildi.

Yasa dışı yollardan Gürcistan’a firar

İstihbarat birimlerinin araştırmasına göre Korkmaz’ın annesi Ayşe Korkmaz ve babası Mustafa Korkmaz son olarak 30 Nisan 2017’de Artvin Hopa’da bir otelde konakladı. İstihbarat birimleri, o tarihte haklarında yurt dışı çıkış yasağı bulunan Ayşe ve Mustafa Korkmaz’ın yasa dışı yollardan Gürcistan’a geçerek ülkeyi terk ettiklerini değerlendiriyor. Korkmaz’ın kız kardeşinin ise yurt dışı çıkış yasağı bulunmadığı 16 Eylül 2016’da Türkiye’yi terk ettiği belirlendi.

FBI’ın parmağı olup olmadığı konusunda soruşturma

Hüseyin Korkmaz’ın 2016’da ilk olarak FBI ile temasa geçerek kendisi ve ailesi için güvence istediğini belirtmesi, Türkiye’de yürütülen soruşturmanın da seyrini bu yönde değiştirdi. Hüseyin Korkmaz’ın anne ve babasının haklarında yurt dışı çıkış yasağının bulunmasına rağmen sahte pasaport ve kimlikle ülkeyi terk ettikleri yönündeki bilgi, bu kaçışta FBI’ın parmağının olduğu yönündeki iddiaları da gündeme getirdi. İstihbarat birimleri, Hüseyin Korkmaz’ın ailesinin kaçışının planlanması ve organizasyonu konusunda FBI’ın katkısının olup olmadığı konusunda soruşturma başlattı.

FETÖ’cü Korkmaz’ın ailesi FBI yardımıyla kaçtı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Bakan Soylu, Aydın Polis Meslek Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilen (POMEM) 20. Dönem Mezuniyet Töreni’nde konuştu.

“FBI ile ilgili iddia kumpasın ispatı ve delilidir”

Bakan Soylu, ABD’deki kumpas davasında Amerikan istihbarat örgütlerinin oyunlarının mahkemede ortaya çıktığını belirterek şunları aktardı:

“FBI ile ilgili söylenen, iddia edilen ve mahkemede ortaya konulan meselenin altını çizmek istiyorum ki Türkiye büyük bir mesele haline getiriyor. Buradan kaçmış bir haine 50 bin dolar verilmesi, kumpasın hangi ölçüde gerçekleştiğinin ispatı ve delilidir. Buradan kaçan ve bu ülkenin bayrağına ihanet eden orada bir hain olarak ifade verdirilen eski bir polis mensubuna 50 bin dolar verilmiş ise FBI bunu yapmış ise bilmenizi istiyorum ki Türkiye için yeni bir süreç başlayacaktır.

Bu tezgah ve çatı mahkemeleri Türkiye’nin büyümesini, zenginleşmesini, kendi coğrafyasında ve dünyada ayakta durmasını engelleyemeyecektir.”

“50 bin dolar verilmişse Türkiye için yeni bir süreç başlayacaktır” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FBI’ın Türkiye’deki görevlisinin Emniyet Genel Müdürlüğüne çağrılmasının sebebinin ABD’de devam eden Hakan Atilla davasında tanık olarak ifade veren FETÖ firarisi eski Komiser Yardımcısı Hüseyin Korkmaz’ın öne sürdüğü iddialara ilişkin olduğu öğrenildi.

New York’ta tutuklu bulunan eski Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın yargılandığı davada tanıklık yapan FETÖ firarisi Korkmaz, FBI’ın kendisine 50 bin dolar verdiğini ve ABD’de oturduğu evin kirasını savcılığın ödediğini söylemişti.

Emniyet Genel Müdürlüğü, FBI’ın Türkiye temsilcisinden izahat istedi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan yargılanan H.K.’nin ByLock yazışmaları incelendi. “Hkuş” kod adını ve 262305 ID numarasını kullanan FETÖ’cünün 4445 kez ByLock’a girdiği belirlendi.

H.K’nin ByLock yazışmalarında yer alan bir e-postada, ABD’de gerçekleştirilen örgüt toplantısına kapatılan Fatih Üniversitesi’nin Rektörü Şerif Ali Tekalan’ın da katıldığı vurgulanırken bu toplantılara FBI’dan üst düzey katılım olduğunun anlatılması da dikkat çekti.

Örgütte “büyük bölge talebe mesulü” olduğu belirlenen şüpheli, 6 yıl 3 ay hapse çarptırıldı.

Mahkemece hazırlanan gerekçeli kararda, örgütsel bağlılığa ilişkin delillerden birisi de FBI ajanlarının örgüt toplantısına katıldığına ilişkin mesaj oldu.

FETÖ’nün ABD’deki toplantılarına FBI ajanları da iştirak etmiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

“FBI, Gülen’in suç dosyalarını saklıyor.”

Eski FBI ve CIA çalışan Sibel Edmonds, “Michael Flynn’i hedef almak, radikal din adamı Gülen’i korumak: Özel Müşavir Robert Mueller istifa etmeli” başlıklı yazısında, FETÖ elebaşının ABD’de nasıl koruma altına alındığını deşifre etti. Edmonds’ın iddiasına göre elebaşı Gülen, ABD Başkanı olduğu dönemde bizzat Bill Clinton’ın emriyle koruma altına alındı.

Trump’ın başlattığı soruşturma yersiz

ABD Başkanı Donald Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Başdanışmanı Michael Flynn’e yönelik Türkiye lehine lobi faaliyeti yürüttüğü suçlamalarının yersiz olduğunu belirten Sibel Edmonds, Flynn soruşturmasının başında eski FBI Direktörü Robert Mueller’in olduğunun altını çizdi. Edmonds, Müller’in karanlık ilişkilerini şöyle açıkladı: “Gülen’i koruyan Mueller’in Flynn soruşturmasında Türkiye’yi hedef aldığı için eski FBI direktörünün ivedilikle istifa etmesi ya da görevden alınması gerekir.”

Gülen hakkındaki suç dosyalarının üstü kapatılıyor

FBI’da elebaşı Gülen hakkında bekleyen çok sayıda suç dosyası bulunuyor. FBI’ın Chicago, New Jersey ve Washington D.C. ofislerinde bekleyen suç dosyalarının üstü kapatılıyor.

FBI, FETÖ elebaşını korumak için suç delillerini saklıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Belgelerin tamamını açıklanması beklenirken, CIA ve FBI’ın baskısıyla bu belgelerin küçük bir kısmı erişime açıldı. Beyaz Saray yetkilileri Donald Trump’ın CIA ve FBI’dan gelen istekleri gönülsüz olarak kabul ettiğini belirtti.

CIA ve FBI 6 ay inceleyecek 

Bu belgelerin 6 aylık inceleme süresinin sonrasında yayınlanması hedefleniyor.

Beyaz Saray’dan verilen bilgiye göre, Trump, John F. Kennedy suikastının kayıtlarının açıklanması için harekete geçti.

ABD Ulusal Arşivi tarafından kayıtların bir bölümü kısıtlama olmaksızın internette erişime açıldı, kalanı için ilgili kurumların çalışmaları sürüyor.

ABD Başkanı Donald Trump, kalan kayıtlar konusunda da gecikme olmadan gerekli açıklamaların yapılmasını istedi. Buna göre, 26 Nisan 2018’e kadar kısmi düzeltmeler olmakla birlikte ilgili kayıtların paylaşılacağı belirtildi.

Söz konusu kayıtlara ABD Ulusal Arşivi’nin “archives.gov” adlı internet sitesinden erişilebiliyor.

CIA ve FBI’ın müdahalesi Kennedy suikasti üzerindenki şüpheleri artırdı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FBI’ın başına geçmesi beklenen Wray’in ortağı olduğu hukuk firması ise Bank Asya ile bağlantılı çıktı. Dolandırıcılık konularında uzman bir hukukçu olan Wray’in hukuk firması, resmi internet sitesinde İslami finansman ve hukuk konusunda verdiği danışmanlık ile dünya lideri firmalardan biri olduğuna dikkat çekiyor.

Sitede Bank Asya ile 2013 yılında yapılan bir anlaşma da yer alıyor. 2013 yılında Bank Asya’yı dünyaya pazarlayan şirketin ortağının FBI’ın başına geçecek olması, ABD’nin FETÖ’ye yönelik tutumuna ilişkin endişelerin daha da artmasına yol açıyor.

Christopher A. Wray evli ve iki çocuk sahibi. Ailesi Gürcistan’da yaşıyor. Cumhuriyetçi Partinin başkan adayları arasında adı geçen New Jersey Valisini, “Bridgegate skandalı” olarak bilinen davada savunmuştu. Skandal, Vali Chris Christie’ye valilik seçimi için destek vermeyen Demokrat Partili belediye başkanına ceza vermek için George Washington Köprüsü’nde trafiğin bilerek sıkıştırıldığının ortaya çıkması sonucu başlamıştı. Vali Chris Christie olayda ceza almamış ama ABD Başkan’ı olma hayalleri suya düşmüştü. Christopher A. Wray’ın bu dava sürerken müvekkilinin telefonunu iki yıl “sakladığı” mahkeme celbiyle telefonun istenmesi üzerine ortaya çıkmıştı.

Trump’ın FBI Başkanı seçimi kafalarda soru işareti doğurdu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.