Fransız polisi medeniyet dağıtıyor!

Alışveriş merkezine giren aşısız kadına müdahale ettiler.

Kadın, onlarca polis tarafından dakikalarca darbedildi. pic.twitter.com/mrkwUDcwHy

— Yekvücut (@yekvucutcom) September 6, 2021

Fransız polisi yine medeniyet dağıtıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fransız polisinden öğrencilere şiddet:

Binlerce genç, hükümetin eğitim politikasını protesto etti.

Polis ise öğrencilere biber gazıyla sert müdahalede bulundu. pic.twitter.com/ByO9sOxg0Y

— Yekvücut (@yekvucutcom) May 7, 2021

Fransız polisinden öğrencilere şiddet yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fransa‘da polis şiddeti, hamile bir kadının düşük yapmasına neden oldu. 4 buçuk aylık hamile olan 23 yaşındaki Debora A., 10 Aralık 2020 tarihinde Garges-les-Gonesse kentinde iki arkadaşıyla restorandan çıktıktan sonra polis kontrolüne takıldı. 4 buçuk aylık hamile olan Debora A. ve arkadaşları maske takmadığı gerekçesiyle Fransız polisi tarafından şiddete maruz kaldı. Debora A’nın karnı belirgin olmasına rağmen polis ona fiziki müdahalede bulundu.. Daha sonra nezarete alınan genç kadın, hamile olduğu anlaşıldıktan birkaç saat sonra serbest bırakıldı. Nezaretten çıktıktan sonra gelen ani sancılar nedeniyle birkaç kez hastaneye giden Debora, yaşanan olaydan tam 11 gün sonra düşük yaptı. Genç kadın Fransa’nın Val-d’Oise bölgesinde polis tarafından şiddete uğradığını ve bebeğini polis müdahalesi sonucu kaybettiğini iddia ederek şikayette bulundu ve yaşanan olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldı

23 yaşında 4 buçuk aylık hamile olan genç kadının polis şiddeti nedeniyle bebeğini düşürmesi üzerine olayla ilgili soruşturma açıldı. Genç kadın avukatıyla birlikte polisler hakkında şikayette bulundu. Pontus Savcılığı ve Ulusal Polis Soruşturma Birimi (IGPN) yaşanan olayla ilgili soruşturma başlattı. Öte yandan haklarında soruşturma açılan polisler de  Debora ve arkadaşlarını şikayet etti. Şikayet etmelerinin nedeni olarak “polise mukavemet ve hakaret” olarak gösterildi. Debora basına açıklamalarda bulunarak, polislerin uyarısını dikkate aldıklarını ve maske taktıklarını fakat buna rağmen  polisin ikinci kez yanlarına gelip kendisini birkaç ittiği daha sonra da duvara çarptığını ifade etti. Debora, arkadaşlarının polise hamile olduğunu anlatmaya çalıştığını fakat polisin söylenenleri dikkate almadığını vurguladı. Polislerin özür talebini kabul etmedikleri için de nezarete götürüldüklerini dile getirdi. Debora polis şiddetine maruz kalmadan önce kendisinin ve bebeğinin sağlığının gayet iyi olduğunu ancak nezaret sonrası hastaneye gittiğinde, doktorun kendisinin sırtında bir morluk fark ettiğini söyledi. Doktorun gördüğü morluğun polis müdahalesi ile bağlantılı olduğunu kendine söylediğini belirtti.

Olay kamerayla kaydedildi

Fransa’da polis şiddeti sonucu bebeğini kaybeden Debora A’nın avukatı Me Vincent Brengarth olayla ilgili açıklamalarda bulundu. Brengarth, olay esnasında yakınlarda olan kişilerin yaşananları kameraya kaydettiğini bildirdi. Brengarth ayrıca yakınlarda olan bir alışveriş merkezinin güvenlik kamera kayıtlarının da inceleneceğini ifade etti.

Fransa’da polis hamile kadına şiddet uyguladı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fransa’da polis şiddeti giderek artıyor. Ülkede polisi koruyan yasalar devam ettikçe polisin vatandaşa uyguladığı şiddet de tırmanıyor. Macron yönetimi polisin şiddet uyguladığı anda kaydetmeyi ve görüntüleri paylaşmayı yasakladı. Bu yasa tasarısına karşı çıkan halk, Paris’te sokaklara döküldü. Fransız polisi ise vatandaşa şiddet uygulamaktan çekinmedi. Polise karşı çıkan halk yerlerde sürüklenerek gözaltına alındı. Polisin orantısız gücüne maruz kaldı. Bu olaylarla basın özgürlüğüne de bir darbe vuruldu. Muhabirlerin çektiği görüntüler ellerinden alındı. Basın mensupları gözaltına alındı. Tüm yaşanan bu olaylardan sonra Fransa’da bir anket yapılarak gençlere şu soru soruldu. “Fransa’da polis şiddeti var mı?”  Fransız gençlerin neredeyse yarısının verdiği cevap ise şöyle oldu. “Ülkede polis şiddeti bir gerçek ve polislerin çoğu ırkçı.”

Fransız gençler ülkede polis şiddeti olduğunu söyledi

20 Minutes – OpinionWay’in yayınladığı ankete göre Fransız gençlerin neredeyse yarısı polise güvenmiyor. Ankete göre Fransız gençlerin yüzde 79’u ülkede polis şiddetinin olduğunu savunuyor. Fransız gençlerin yüzde 48’i de Fransa’daki polislerin ırkçı olduğunu düşünüyor.  18 ile 30 yaş arasındaki gençlerin yüzde 92’si polisi kontrol eden IGPN kurumunun daha etkili olması için kurumun yenilenmesi gerektiğini söylüyor.  Aynı yaş grubunun yüzde 47’si polise güvenmediğini ifade ederken, genel nüfusta bu oran yüzde 33’lere düşüyor.  Ancak ankete katılanların yüzde 45’i, “güvenlik yasasında” yer alan tartışmalı düzenlemeyi savunuyor. Özellikle gazeteciler tarafından protesto edilen bu düzenlemede, “bir polis memurunun veya bir jandarmanın operasyonda nefret uyandıran yorumlarla yol açabilecek kimlik tespitine yol açan görüntülerinin yayınlanmasının yasaklanması” öngörülüyor.

Fransa’da tartışmalı yasa tasarısı

Fransa’da Macron yönetimi, yeni güvenlik yasa tasarısında polisin görüntülerinin çekilmesi ve paylaşılması yasaklanmıştı. Yasa tasarısına karşı çıkan halk sokağa dökülmüştü. Fransız polisi protesto düzenleyen halka şiddet uygulamıştı. Vatandaşlar darbedilerek yerlerde sürüklenmişti. Ayrıca olaylar yaşanırken muhabirlerin çektiği görüntüler ellerinden almıştı ve basın mensupları gözaltına atılmıştı. Tüm bu yaşanan olaylara rağmen İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, polisin haklılığını savunmuş yasa tasarısından vazgeçilmeyeceğini söylemişti. Fakat olaylar daha da büyüyünce Macron yönetimi güvenlik yasa tasarısındaki maddelerin esnetileceğini açıklamıştı.

Fransız gençler polisin ırkçı olduğunu düşünüyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fransız polisi kamptakileri dağıttı ve insani yardım gönüllülerinin de yiyecek yardımına izin vermedi.

Sığınmacıları meydandan uzaklaştıran güvenlik güçleri, sokak aralarına kaçanlara biber gazıyla müdahale etti ve bir araya gelmelerine izin vermedi.

Güvenlik güçleri, uzun bir kovalamacanın ardından Elie Wiesel Tapınağı Meydanı’nda tekrar toplanan sığınmacıları ablukaya aldı.

Sığınmacılara destek için gelenler ise müdahalede bulunan polislerle grubun arasına girerek hep bir ağızdan “bırakın uyusunlar” sloganları attı.

Diğer yandan destek için gelen ve kovalamaca boyunca sığınmacılardan ayrılmayan Fransız öğrencilerin, polisleri müdahaleden vazgeçirmeye çalışmaları dikkati çekti.

“Fransa’nın ambleminde ‘özgürlük, eşitlik, kardeşlik’ yazıyor ancak hiçbirini burada görmedik”

Afganistanlı sığınmacı Ahmedullah Siddiki, yaptığı açıklamada, iş bulmak ümidiyle Fransa’ya 3 ay önce geldiğini söyledi.

Bir süre misafir olarak Türkiye’de kalan ve Türkçe konuşan Siddiki, “Fransa’da üç aydır parklarda yatıyorum, açım, yanımda hiçbir şey yok. Polis yardımcı olmadığı gibi sürekli bizi kovalıyor.” dedi.

Siddiki, “Fransa’nın devlet ambleminde ‘özgürlük, eşitlik, kardeşlik’ yazıyor ancak bunlardan hiçbirini burada görmedik, aksiyle muhatap olduk.” şeklinde konuştu.

Afgan Aziz Dılsoz da bir yıl önce 5 çocuğu ve eşini geride bırakarak ülkesinden ayrıldığını belirtti.

Afganistan, İran, Türkiye, Bulgaristan’ı geçerek geldiği Avusturya’da hapse girdiğini aktaran Dılsoz, 6 ay sonra çıktığını ve Fransa’ya ulaştığını ifade etti.

Dılsoz, kaldıkları yerlerin sürekli polislerce dağıtıldığını, yorgun düştüğünü ve başlarını sokacak bir yer aradıklarını söyledi.

Gıda ve yiyecek dağıtımına polis engel oldu

Sığınmacı ve evsizlere yardım yapan Dayanışma ve Paylaşma Derneğinin gönüllüleri Amara Traore ve Anass Bouzghiba da sığınmacılara gıda yardımı için geldiklerini ve polisin dağıtıma engel olduğunu aktardı.

Gönüllüler, polisin göçmenlere sert müdahalede bulunduğunu ve çadırlarını parçaladığını anlattı.

Sığınmacı grubuna destek için gelen öğrencilerden Romane de gece geç saat olmasına rağmen polisin grubu sokak sokak kovaladığını söyledi.

“Polis, insanları yaka paça yerlerinden fırlatıyor, her gece biber gazıyla müdahale ediyor, şiddet uyguluyor, uyuma hakkı bile tanımıyor.” diyen Romane, Paris’in göbeğinde içler acısı bir durumla karşı karşıya kaldıklarının altını çizdi.

Romane, bu durumu ve sığınmacılara yönelik polis şiddetini protesto ettiklerini belirterek, gruba barınabilecekleri bir yer sağlamak için geldiklerini vurguladı.

Paris yönetimi ise ülkede bulunan sığınmacı ve mültecilere uygulanan kötü muameleye göz yummak ve derme çatma kamplardan tahliye edilenlere de kalıcı bir yer bulamamakla eleştiriliyor.

Paris’te polis, sığınmacıları sokak sokak kovaladı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yasa tasarısıyla görevdeki polis ve jandarmanın görüntülerini sosyal medyada paylaşmanın yasaklanacağını ifade eden Darmanin, bu yasağa uymayanlara1 yıl hapis ve 45 bin avro ceza kesileceğini kaydetti.

Darmanin, ayrıca terörle mücadele amacıyla ülkede drone kameraların kullanılacağını söyledi.

Fransa’da sarı yeleklilerin gösterilerinde ve emeklilik reformuna karşı yapılan eylemlerde polisin protestoculara karşı kullandığı şiddet görüntülenmiş ve sosyal medyada paylaşılmış, bunun üzerine polisler hakkında soruşturmalar açılmıştı.

Fransa’da polis ve jandarmanın görüntülerini paylaşma yasağı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fransa’nın Albertville şehrinde yaşayan 10 yaşındaki 4 Türk çocuk, okullarında Hz. Muhammed’e hakaret içeren karikatürler ve öldürülen öğretmen Samuel Paty ile ilgili gerçekleştirilen bir tartışmanın ardından polis tarafından karakola götürüldü. Radikalleşme eğilimlerinin olup olmadıklarının tespit edilebilmesi için 11 saat boyunca sorgulandılar.

Türk baba, “Sabah saat 7’den önce, 10 maskeli polis neredeyse kapıyı kıracak şekilde çaldı ve eve uzun namlulu silahlarla girdi. Duvar süslemelerinin fotoğraflarını çektiler, bütün evi arayarak ipucu bulmaya çalıştılar. Çocuğumuzu daha sonra gelip almamızı istediler. Çocuğumuzu almaya gittiğimizde de dinsel inançlarımızla ve Macron ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki gerginlikle ilgili ne düşündüğümüze dair sorular sordular. Herkes ailemizi tanıyor. Okul bizi çok iyi tanıyor; aynı okula giden birkaç çocuğumuz vardı. Radikalleşme eğilimi olsaydı herkes bilirdi” dedi.

Albertville polisi, sorgulanan dört çocukla ilgili bilgi verilemeyeceğini açıkladı. Ebeveynler, polisin kendilerine çocuklarının gözaltına alınma nedenlerine ilişkin belge vermeyi reddettiğini söylediler.

Fransa’da 10 yaşındaki 4 Türk çocuk 11 saat sorguya çekildi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fransa Başbakanı, Nantes kentinde polis ve festivale katılanlar arasında çıkan arbedenin sonucu olarak hayatını kaybeden genç adamın soruşturması için “tamamen şeffaflık” sözü verdi, ancak yanıtlanamayan sorular güncelliğini koruyor.

Yürütülen soruşturmanın sonunda, arbedenin üzerinden bir aydan fazla zaman geçtikten sonra nehirde bulunan bedenin, 24 yaşındaki Steve Maia Caniço’ya ait olduğu doğrulandı.

Caniço, 21-22 Haziran gecesi polisin Nantes kentindeki ücretsiz bir tekno müzik festivaline katılan kalabalığı dağıtmak için yaptığı müdahalenin ardından kaybolmuştu.

Çıkan arbedenin sonucu olarak, düzinelerce müzik meraklısı hemen yakındaki Loire Nehri’ne düşmüş, bunun üzerine polis tarafından orantısız güç kullanıldığı suçlamaları ortaya atılmıştı.

Konser alanına yakın bir bölgede, nehrin içinde bulunan tanınmaz hâldeki bedenin üzerinde yapılan otopsi, Caniço’nun kimliğini doğruladı.

Olay üzerine adam öldürme soruşturması açıldı, Fransız polisinin ise kendi iç sorgularını gerçekleştirdiği bildirildi. Sosyal medyada yayınlanan görüntülerde, memurların ellerinde coplarla festival katılımcılarına göz yaşartıcı gaz sıktığı göze çarpıyor.

Yerel yetkililerce, arbedenin ardından 14 kişinin nehirden çıkarıldığı belirtilmişti. Caniço’nun arkadaşları, genç adamın yüzme bilmediğini ve karmaşa sırasında suya düşmüş olabileceğinden korktuklarını dile getirmişlerdi.

Olay, Fransa’da 2018 yılının Kasım ayında başlayan hükûmet karşıtı Sarı Yelekler protestolarına orantısız güç kullandığı için hâlihazırda eleştirilerin hedefi olan Fransız polisine karşı tepkileri artırdı.

Nantes kentinin dört bir yanında “Steve Nerede?” yazan posterler asılmıştı. 20 Temmuz günü, yüzlerce protestocu Loire Nehri boyunca uzanan bir insan zinciri oluşturup, kayıp genç için saygı duruşunda bulunmuşlardı.

Konserin yeterli bariyer bulunmaksızın nehir kenarında gerçekleşmesine izin verdikleri için, yerel yetkililer ayrıca eleştirildiler.

Müzik festivaline katıldı Fransız polisinin müdahalesi sonucu öldü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fransa’da sığınmacıların içinde bulunduğu kötü koşulları protesto amacıyla 22 Nisan’da İtalya sınırında düzenlenen yürüyüşe katılanlara yönelik soruşturma kapsamında, 4 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

Le Figaro gazetesinde yer alan habere göre, insani yardım faaliyeti yürüten bazı derneklerin mensupları, Anayasa Mahkemesi kararına aykırı olduğu gerekçesiyle 4 kişinin gözaltına alınmasını Briancon Jandarma Komutanlığı önünde protesto etti.

Fransa Anayasa Mahkemesi, yaklaşık 10 gün önce sığınmacıları kaçak yollarla sınırdan geçirdiği için 4 ay hapis cezasına çarptırılan Fransız çiftçi Cedric Herrou’nun “dayanışma” prensibi gereğince yargılanamayacağına hükmetmişti.

Mahkemenin bu kararına göre, “dayanışma” prensibi gereğince yasa dışı sığınmacılara yardım eden kişiler yargılanamayacak.

Sığınmacılar için İtalya’dan Fransa’ya geçiş noktası durumundaki Roya Vadisi’nde oturan 38 yaşındaki Herrou hakkında, sığınmacıların bölgeden geçişlerine ve Fransa’da barınmalarına yardımcı olduğu gerekçesiyle açılan dava, ülke kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı.

Fransa’da sığınmacılara yardım eden 4 kişi göz altına alındı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.