İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, FETÖ’den aranan bazı şüphelilerin kentte bulunduğu bilgisi üzerine belirlenen bir eve baskın yaptı.

Örgüt tarafından hücre evi olarak kullanılan ikamette, FETÖ’den aranan 4 şüpheli gözaltına alındı.

Zanlılardan A.Y’nin FETÖ’nün sözde “Denizli kadın bölge sorumlusu” olduğu belirtildi.

Evdeki aramalarda 500 avro, 355 dolar ve 22 bin 960 lira bulundu, bazı dijital malzemelere de el konuldu.

Haklarında yakalama kararı bulunan şüphelilerden A.Y, S.Y. ve G.D, emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldıkları nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı. F.Ö. ise Afyonkarahisar Emniyet Müdürlüğüne gönderildi.

Denizli’de FETÖ operasyonu: Kadın bölge sorumlusu yakalandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

TUSKON’a yönelik soruşturma kapsamında dinlenen gizli tanığın FETÖ’ye ciddi himmet parası verdiğini iddia ettiği ünlü Görgülü pastanelerinin işletmecisi Mehmet Tahir Sekizkardeş, geçtiğimiz yıl İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin düzenlediği operasyon kapsamında gözaltına alınmıştı. Savcılıktaki ifadesinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderilen Sekizkardeş hakkında İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından soruşturma başlatıldı.

Mahkeme heyeti ünlü pastanelerin işletmecisi Mehmet Sekizkardeş’in üzerine atılı terör örgütü üyeliği suçunun sabit olduğunu tespit ederek 7 yıl 6 ay hapisle, Gaybubet evinde yakalanırken sahte kimlikle yakalanması üzerine resmi belgede sahtecilik suçu kapsamında da 1 yıl 8 ay hapisle cezalandırarak toplamda 9 yıl 2 ay hapse mahkûm etti.

Görgülü pastanelerinin işletmecisinden FETÖ’ye para desteği yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

“FETÖ üyeliği” suçundan 10 yıl hapis cezası istenen Salih Gülen’in Erzurum’daki “Gülen Matbaası”nda yasadışı örgüt dökümanları bulunmuştu.

Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, “Gülen Matbaası” isimli iş yerinden ele geçirilen doküman ve notların incelemesi sonucu, FETÖ’nün gazete, dergi, televizyon ve radyo gibi iletişim alanında faaliyet gösterdiği, bu yayın organlarının faaliyetlerini ve yayın hayatını örgütün çıkarları doğrultusunda sürdürdüğü anlatıldı.

Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede Salih Gülen’in aktif bir örgüt üyesi olduğu ve hakkında yakalama kararı çıkarıldığı belirtiliyordu. Uzun süredir kanser tedavisi gördüğü belirtilen Gülen’in cenazesinin saklandığı evin deşifre olmaması için gizlice çıkarıldığı, defin işlemleri tamamlandıktan sonra yeğeni Ahmet Kurucan tarafından sosyal medya aracılığıyla örgüt üyeleri ile paylaşıldığı öğrenildi.

İddianamede, bu yayın organları temsilcilerinin FETÖ’nün üst düzey yöneticilerinden talimat aldığı, yayın organlarından elde edilen gelirin örgütün finans kaynağını oluşturduğu belirtilerek, örgütün, devletin hassas ve etkili kurumları içerisindeki kadrolarının sağladığı avantajlardan faydalanarak pek çok operasyonel faaliyetlerde bulundukları, adli, idari ve istihbari kolluk görevi ifa eden ve aynı zamanda güç kullanma yetkisine sahip olan emniyet teşkilatında da yapılandığı bildirildi.

Örgütün elebaşı Gülen’e ait olan, teyp/video kasetlerindeki vaaz ve konuşmaları kardeşi Salih Gülen’in örgüt üyelerine yada sempatizanlarına dinlettiği, himmet toplama eyleminde de aktif olarak hareket ettikleri belirtildi.

FETÖ elebaşının örgüt yöneticisi kardeşi saklandığı evde öldü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İstanbul’da düzenlenen operasyonda, Fetullahçı Terör Örgütü’nde (FETÖ) üst düzey sorumlu olduğu belirtilen 7 şüpheli yakalandı.

Ekipler, 6 aylık teknik ve fiziki takibin ardından, Bayrampaşa, Bakırköy ve Fatih’te 11 adrese düzenlediği eş zamanlı operasyonda, örgütün gaybubet evlerinden sorumlu “Kürşat” kod adlı R.Ş’yi, sözde Fatih eyaleti ve esnaf sorumlusu Ş.A’yı, himmet imamı Y.G’yi, sözde Bakırköy eyaleti sorumlusu “Erkan” kod adlı İ.S’yi, üniversite ve muhacir mesulü “Gökhan” kod adlı G.T’yi, G.T’nin izdivaç sorumlusu eşi N.T’yi ve N.T’nin firari kardeşi B.E’yi gözaltına aldı.

Polis ekipleri, R.Ş’nin saklandığı Bayrampaşa’daki lüks rezidansta yaptığı aramada, banyodaki küvetin altına saklanmış 2 kilogram külçe altın, bin 180 dolar, 2 bin 500 avro, 6 bin 500 lira ve çok sayıda cep telefonu ile örgüt elebaşı Fetullah Gülen’e ait dokümanlar ele geçirdi.

Ayrıca, sözde Fatih eyaleti ve esnaf sorumlusu Ş.A’nın üzerinde de yabancı kişiler adına kayıtlı hatlar ve sahte kimlik, himmet imamı Y.G’nin üzerinde ise bir miktar para bulundu. Gözaltına alınan şüphelilerin emniyetteki işlemleri sürüyor.

FETÖ’ye İstanbul’da büyük darbe: Örgütün 7 üst düzey ismi ele geçirildi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Polisin 6 aylık takibinin ardından Ankara’da 25 gaybubet evi ve bu evlerle ilişkili 87 örgüt üyesi tespit edildi.

Düzenlenen operasyonda gözaltına alınanlar arasında elebaşı Fetullah Gülen’in yeğeni Salman Gülen de yer aldı.

Yeğen Gülen’in FETÖ’yü Ankara’da yeniden ayağa kaldırma organizasyonunda görev üstlendiği ortaya çıktı.

Salman Gülen’in ByLock kullanıcısı olduğu, Bank Asya’ya talimat üzerine para yatırdığı, bir dönem FETÖ’nün yapılanma kurmak için zorlandığı ülkelerden biri olan Rusya’da üst düzey sorumlu olarak faaliyet yürüttüğü öğrenildi.

Ayrıca FETÖ’nün finans merkezi Kaynak Holding’de de SGK kaydı tespit edildi.

Salman Gülen’in başında olduğu Ankara hücresi çökertildi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Gözaltına alınanlar arasında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in yeğeni Salman Gülen’in de olduğu öğrenildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosunca yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında, Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve Organize Suçlarla Mücadele şubelerince yürütülen çalışmalar sonucu, halen örgüt adına faaliyette bulunduğu tespit edilen 87 kişi hakkında yakalama kararı verildi.

Şüphelilerin kaldığı ve gaybubet evi olarak adlandırılan 65 adrese, Organize Suçlar ekiplerince düzenlenen operasyonlarda 47 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin bu evlerde gizlenerek örgütsel faaliyetlerine devam ettikleri ve toplantılar yaptıkları tespit edildi.

Gözaltına alınan şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin sürdüğü öğrenildi.

Gaybubet evlerinde saklanan teröristlere operasyon yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Başka bir vatandaşın adına kiraladıkları evde yapılan aramada örgüte ait çok sayıda doküman, Fetullah Gülen’e ait kitap ve 5 bin TL nakit para ele geçirilirken, ‘MİT imamları’nın, özellikle örgüt içerisindeki ‘hususilerin’ davranış kurallarıyla ilgili dikkat çeken bilgilerin yer aldığı raporda, ‘hususilerin’ görev yaptıkları yerlerde kendilerini deşifre etmemek adına dünya görüşlerine tamamen zıt bir hayat tarzı içerisine girdikleri, ayrıca, FETÖ’nün ‘gizlilik’, ‘takiyye’ ve ‘tedbir’ prensiplerini en üst seviyede hayata geçiren ve örgüt içinde dahi bilinmeyen hususileri, bir nevi ‘örgüt içinde örgüt’ olarak tanımlamakla, illegal yapılanmanın polis, asker, MİT ve yargı teşkilatları içerisinde yer alan deşifre olmamış örgüt mensuplarından oluştuğu, hususilerin ise başında bulunan sorumlu kişilerin doğrudan ABD’de yaşayan FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’e bağlılıkla çalıştıkları ifade ediliyor.

Emniyet Müdürlüğü’ndeki ifadelerinin ardından cumhuriyet savcısının tutuklama talebi ile nöbetçi mahkemeye sevk edilen öğretmen Sadrettin Dölen, eşi Söngül Dölen, FETÖ/PDY üyesi olmak suçundan çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak Erzurum H Tipi Cezaevi’ne konuldular.

Tutuklanan karı-koca, Ağır Ceza Mahkemesi’nde MİT’e yönelik faaliyet göstermeleri nedeniyle ‘casusluk’ suçundan yargılanacaklar.

3 ilden sorumlu MİT imamı gaybubet evinden çıktı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FETÖ’cülere maaş ödeniyor

“NEWWWWW// K.A// KASIM BEYE NOT” başlıklı abiye gönderilen hasar raporunda çarpıcı detaylar hemen göze çarpıyor. Notun en önemli bölümü ise tutuklanan, açığa alınan ya da meslekten atılan emniyet mensuplarını içeriyor. Yazıda “öğrenci” diye kastedilenlerin “emniyet mensupları” olduğu belirtiliyor. Bu kişilere FETÖ’nün hâlâ maaş ödemesi yaptığı itiraf ediliyor. Raporda şu anda kasalarında 3 aylık paranın var olduğu bildiriliyor.

Masrafları azaltmışlar

Rapor şöyle devam ediyor: “Biz de yeni mali hasar raporu çıkardık. Abi şu an öğrenci olarak 2 bin 404 kişi ihraç, 2 bin 315 kişi tutuklu, bin 850 kişi gözaltında, 5 bin 286 kişi de açıkta bulunmaktadır. Öğretmenleri de dâhil ettiğimizde aylık 7 milyon lira giderimiz oluyor. Bir de memleketine taşınmasına izin verdiğimiz epey bir arkadaş oldu. Bir defalığına onlara da 4 milyon 280 lira ihtiyaç oluyor. Açıklar da ihraç olursa aylık 17 milyon lira gerekmektedir. Sıkı bir mali heyet kurduk. Masrafları azalttık.”

15 bin avukat tutmuşlar

“NEWWWWW// MÜLAHAZALAR// MALİ HASAR DURUMU” adlı raporda öğrenciler ve öğretmenlerin durumu şöyle anlatılıyor: “İhraç edilen öğrenci sayısı 9 bin 116, açığa alınan öğrenci sayısı bin 885, tutuklu öğrenci sayısı 3 bin 033, maddi takviye edilecek öğrenci sayısı 3 bin 150’dir. İşsiz kalan ve ihraç öğretmen sayısı 3 bin 697, tutuklu öğretmen sayısı 375, gaybubet ev sayısı 85, maddi takviye edilecek sivil öğretmen sayısı bin 360, avukat parası verilecek kişi sayısı 15.000 bin.”

FETÖ’cüler 15 bin kişilik avukat ordusu tutmuşlar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Darbe girişiminden sonra firar eden ve 16 Ağustos’ta Antalya’nın Muratpaşa ilçesinde gözaltına alınan eski Kara Havacılık Komutanlığı Taarruz Helikopter Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Karacan’ın emniyet ifadesi ortaya çıktı.

İfadesinde Kara Harp Okulundan 1997’de teğmen rütbesiyle mezun olduğunu anlatan Karacan, çocukluk yıllarından itibaren sevilen, zeki ve saygılı biri olduğu için FETÖ mensuplarınca yakın takibe alındığını belirtti.

FETÖ ile ilk teması askeri lisede kurmuş

FETÖ ile ilk temasının askeri lise yıllarına dayandığını kaydeden Karacan, “Benimle gönül bağı kurabilmeleri Harp Okulu birinci sınıfın sonlarına denk gelmektedir. Onların tam üyesi olmamakla birlikte benimle temas etmeyi hep sürdürdüler. Harp Okulu 3. sınıftan itibaren evlere gelmemi istediler. Ben o evlerde, ‘abi’ denilen insanların arkasında vakti girdiyse namaz kılmışımdır. Bunlar benim hayatımda hiç engel oluşturmadı. Kararlarımda öncü veya fikir veren duruma da gelemediler. Ailem benim FETÖ mensubu olduğumu kesinlikle bilmemektedir.” ifadelerini kullandı.

Darbe bilgisini Tuğgeneral Coşkun’dan almış

Darbeye ilişkin emirleri kimden aldığı sorulan Karacan, söz konusu emirleri kendisine eski Kara Havacılık Okul Komutanı Tuğgeneral Ünsal Coşkun’un verdiğini dile getirdi. 15 Temmuz’da nöbetçi olmamasına rağmen nöbetinin değiştirildiğini ifade eden Karacan, şunları kaydetti:

“Ben darbe ile ilgili tüm bilgileri Ünsal Coşkun Paşa’dan aldım ancak darbe yapıyoruz gibi bir söylemde bulunmadı. Bana, uçacak helikopterler ve pilotların koordine edilmesi emrini verdi. 2016 yılı Ramazan Bayramı’ndan sonra ailemle tatil planlamıştım. Malatya’dayken 6 veya 7 Temmuz’da ankesörlü bir telefondan arandım. Arayan kişi benden sorumlu olan ‘Abdullah’ kod isimli şahıstı. Benden tatilimi kesip hemen Ankara’ya gelmemi istedi. Tabii benim örgüt bağlantımdan haberi olmayan eşim ve komşumdan bu ani durumu saklayabilmek için komutanım tarafından arandığımı söyledim. Onlar bu yalan beyana mesleğimin ve geleceğimin tehlikeye girmemesi düşüncesiyle olsa gerek inandılar. Ankara’ya geldikten sonra ailemi eve yerleştirdim. Şahsın evi Dikmen’deydi. Evinin yakınlarında dışarıda bana ‘Ünsal Paşa size bir emir verecek, onu üzmeyeceksiniz.’ dedi. Pazartesi, Ünsal Paşa’nın odasına gittim. Yanımda Halil Gül’ün olduğunu hatırlıyorum. Kendisi bana uçuş faaliyetinin olacağını, çok miktarda helikopterin uçacağını ve ihtiyacı olacağını ifade etti. Benim taburum listesi üzerinde muhtemelen kendi değerlendirmelerinin olduğunu, değerlendirdiğim bazı isimlere olumlu manada çek koyarak ve bana olan itimadının tam olduğunu ifade ederek görevi tam bir ketumiyet ve askeri disiplin içerisinde verdi.”

Pilotlara verdiği talimatları kabul etti

Darbe girişiminin yaşandığı gece, daha önce de resmi uçuşlarda kullandığı kod ismi “Neron”u kullandığını ifade eden Karacan, “Önünüze geleni vurun.” şeklinde bir emir vermediğini ve sabah saatlerinde darbeyi bastırmak için gelen jandarma ekibi ile çatışmaya girilmesinin önüne geçtiğini savundu.

Polis araçlarının vurulması emrini telsizden kendisinin verdiğini kabul eden sanık Karacan, “Bugüne kadar herhangi bir darbe yaşamış, görmüş, tecrübe sahibi birisi değilim. Ünsal Paşa’nın emirlerini bünyemi zorlayarak ”Yapacak bir şey yoksa yakınlarına atın.’ şeklinde pilot arkadaşlarımı yönlendirdim. Attığımız her bir kurşun neticesinde bir insanın şehit olabileceğini düşünmekten çok caydırıcılık vazifemizi yaparak zayiatın daha fazla büyümeden önlenebilmesi maksadıyla emirleri tekrar ettim.” ifadesini kullandı.

Sahte kimliği Suriyelilerden aldığını iddia etti 

Darbe girişiminin başarısız olmasından sonra kendi aracıyla, Taha Fatih Çelik, Ali Ercan ve Yakup Yayla ile İstanbul’a doğru hareket ettiklerini anlatan Karacan, saklanabilmek için İstanbul, Ankara ve Antalya arasında yer değiştirdiğini ifade etti.

İstanbul’da ağırlıklı olarak Suriyelilerin yoğun yaşadığı yerlerde kaldığını ve para karşılığı Suriyelilerden Levent İmir adına düzenlenmiş kimlik temin ettiğini bildiren Karacan, Ankara’da saklandığı dönemde ise bir sefer polis tarafından kimlik kontrolü yapıldığını ancak sahte kimliğini göstererek polise yakalanmaktan kurtulduğunu anlattı.

Karacan, tanınmamak için de saç ve sakal uzattığını, kendisini reklamcı, emlakçı, uçuş eğitmeni, doktora öğrencisi gibi farklı mesleklerden biri gibi tanıttığını kaydetti. Kendisini görmek isteyen ailesini yakalanabileceği endişesi ile ikna ettiğini belirten Karacan, onlara ayrıca FETÖ mensubu olmadığını söylediğini anlattı. Karacan, ailesine kendisini MHP’den ihraç edilen Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ tarafından korunduğunu söylediğini de aktardı.

FETÖ’yü kabul etti

Darbe girişiminin altında FETÖ’nün olduğunu kabul eden ve pişman olduğunu belirten Karacan, şunları söyledi:

“Ben bu faaliyetin bir FETÖ refleksi ile başladığını düşünmeme rağmen geriye kalan tüm faaliyetlerin askeri hiyerarşi ve Genelkurmay Başkanı seviyesinde olduğunu düşünerek hareket ettim. Bu süreçte normal düşünen insanlar nasıl olur da bizim beynimizi bir tane örgüte teslim ettiğimizi düşünmektedir. Olaylar öyle kargaşa içerisinde cereyan ettiki daha önce sayısız operasyona gözünü kırpmadan girdiğim amirlerimle bu faaliyetin içerisinde yer aldım. 16 Temmuz sabahı bizi tüm Türkiye önünde hain konumuna düşüreceklerini hiç değerlendirmedim. Yapılan tüm faaliyetlerden dolayı pişmanım. Şu andaki bilgi seviyemle ve düşüncemle olsam, her ne olursa olsun ülkemizi karanlık geleceğe sürükleyecek bu vahim olayın içinde yer almazdım.”

13 ay kaçak yaşayan Özcan Karacan, katliam emri verdiğini itiraf etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yurt dışına firar edemeyen FETÖ’cülerin saklandığı “gaybubet evlerine” yönelik Mersin’de yapılan operasyonda çok kritik bir isim yakalandı.

Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla düzenlenen operasyonda yakalanan isimlerin, MİT tırlarının durdurulmasına yönelik soruşturmada şüpheli oldukları belirlendi.

Sivil imamlar gaybubet evinde yakalandı

Gaybubet evinde yakalanan FETÖ imamları arasında “Cemal” kod adlı Süleyman Gürbüz, “Semih” kod adlı Mehmet Cevher Koyuncu, “Ertuğrul” kod adlı Ramazan Yasin Buran, “Fatih” kod adlı Hakan Kaplan ve “Fatih” kod adlı S.Ç. yer alıyor.

Şüphelilerden Mehmet Cehver Koyuncu, Adana’daki subaylardan sorumlu imam olarak örgütte görev yaparken “Cemal” kod isimli Süleyman Gürbüz ise Mersin’deki FETÖ’cü subaylardan sorumlu imam olarak göze çarpıyor.

MİT’e kurulan kumpası organize etti

En dikkat çeken isim, Kemal Kılıçdaroğlu’nun FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan danışmanı Fatih Gürsul’un ByLock üzerinden yazıştığı Süleyman Gürbüz oldu. MİT’e ait tırların durdurulduğu dönemde bölgedeki askerlerin imamlığını yapan Gürbüz hakkında 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde de yakalama kararı bulunuyordu. Tüm aramalara rağmen bulunamayan Gürbüz, MİT tırlarının durdurulmasını organize eden sivil imamdı.

Süleyman Gürbüz’ün kendi “patates” hattından, Adana’da tırları durduran askerlerin “patates” hatlarıyla pek çok görüşme gerçekleştirdiği de HTS analizlerinde tespit edildi.

Kılıçdaroğlu’nun danışmanıyla ByLock’ta mesajlaştı

Mersin Tarım ve Kalkınmayı Destekleme Koordinatörlüğünde memur olarak görev yapan sivil imam Gürbüz’ün, ByLock’tan mesajlaştığı kişiler arasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun FETÖ tutuklusu danışmanı Fatih Gürsul ve örgütün siyaset imamı Ahmet Hamdi Parlak da yer alıyor. Üç ismin ByLock üzerinden örgütün üst düzey yöneticilerine verilen kısaltma olan “GM” (Genel Müdürler) isimli grupta yer aldıkları tespit edildi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen tespit tutanağına göre Gürsul, 1 Kasım 2015’teki genel seçimler öncesinde CHP’nin nasıl hareket etmesi gerektiğini sivil imamlar Parlak ve Gürbüz’e danıştı.

MİT’e kumpasın görüntülerini sivil imamlar mı verdi?

Süleyman Gürbüz’ün yakalanması, CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’na MİT tırları görüntülerini kimin verdiğiyle ilgili yürütülen soruşturmayı da etkileyecek.

Kumpas görüntülerini izlediğini söyleyen Kılıçdaroğlu’na görüntüleri danışmanı Fatih Gürsul’un ulaştırdığı, Gürsul’a ise ByLock’ta yazıştığı sivil imam Süleyman Gürbüz tarafından verildiği ihtimali üzerinde duruluyor.

MİT tırları kumpasını organize eden sivil imam ‘gaybubet evi’nde yakalandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.