Konya’daki soruşturmada askeri okul öğrencileri çoğunlukta

Konya merkezli 5 ilde, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerince ankesörlü telefonlardan arandıkları iddiasıyla haklarında yakalama kararı çıkarılan ve aralarında muvazzafların da bulunduğu 10 zanlıdan 4’ü gözaltına alındı.

Bu kapsamda Türk Silahlı Kuvvetlerindeki ankesörlü telefonlardan, askeri personelden sorumlu mahrem abi ve imamlar tarafından ardışık arandıkları tespit edilen, 3’ü muvazzaf, 7’si ise askeri okuldan ihraç edilen 10 şüpheli hakkında gözaltı kararı çıkarıldı.

İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, Konya merkezli 5 ilde, belirlenen adreslere düzenlenen eş zamanlı operasyonda, zanlılardan 4’ünü yakaladı.

Adreslerinde bulunamayan 6 şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışmalar sürüyor.

Gaziantep’te mahrem imam doktor çıktı 

Gaziantep ve Osmaniye’de FETÖ’nün “askeri mahrem yapılanması”na yönelik operasyondaysa 4 asker, bir askeri öğrenci ve onların mahrem abisi olduğu iddia edilen bir doktor gözaltına alındı

Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca, örgütün TSK yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında, örgütün sözde mahrem imamlarınca ankesör ya da sabit hatlardan arandığı belirlenen 3 astsubay, bir uzman çavuş ve bir askeri öğrenci ile askerlerden sorumlu “mahrem imam” olduğu iddiasıyla bir doktor hakkında gözaltı kararı verildi.

İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince Gaziantep ve Osmaniye’de düzenlenen eş zamanlı operasyonda 6 zanlı gözaltına alındı.

Şüphelilerin, emniyetteki işlemleri sürüyor.

Ankesör ve mahrem yapılanma soruşturmalarında 16 gözaltı kararı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Gaziantep’te dövizcilik yapan 76 yaşındaki Abdurrahman Yavuz eroin ticareti yaptığı gerekçesiyle 21 yıl hapisle cezalandırıldıktan sonra 3 milyon lira nakdi kefaletle serbest bırakan mahkeme heyeti hakkında ihbar ve şikâyetler üzerine Hâkimler Savcılar Kurulu inceleme başlattı.

Yavuz’u tahliye eden mahkeme başkanı ve 2 üye 15 Temmuz sonrası FETÖ’den ihraç edilmişti. HSK, yargı tarihinde ilk kez görülen bu olayda FETÖ izi olup olmadığını ve paranın akıbetini araştırıyor. Yavuz ise hakkındaki mahkûmiyet kararı Yargıtay tarafından onanınca ortadan kayboldu.

Olayın gelişimi

Gaziantep’te satın aldıkları bir araca oto kaportacılarında gizli bölme yaptırdıktan sonra ellerindeki yüklü miktardaki eroini yurtdışına kaçırmak için Pazar arayan 2 kişi Abdurrahman Yavuz’dan destek istedi. Uyuşturucunun nakli ve yurtdışına çıkarılışıyla ilgili Abdurrahman Yavuz’un telefonda sıklıkla “Peynir” diye sözünü ettiği uyuşturucuyla ilgili şifreli konuşmaları üzerine özel bölmeli kamyon takibe alındı. Diyarbakır girişinde durdurulan kamyonda 125 kilo eroin ele geçirildi. Tutuklanan Yavuz hakkında Kapatılan Özel yetkili Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldı.

Mahkeme heyeti suçun sabit oluşu ve delil durumuna göre sanığı suçun işleniş biçimi ve ağırlığı nedeniyle alt sınırdan uzaklaşarak 21 yıl hapis, 30 bin lira para cezasıyla cezalandırdı. Mahkeme sanığın tutuklanmasını gerektiren sebepler bulunduğunu, ancak tutuklamadaki beklenen amacın adli kontrol uygulamasıyla da elde edilebileceği gerekçesiyle sanığa önce yurtdışına çıkış yasağı koydu. Sanığın işadamı olması ve maddi durumu dikkate alınarak tek seferde 3 milyon lira nakdi kefalet ödemesi halinde her hafta Pazartesi ve Perşembe günü evine en yakın polis merkezine imza vermesi koşuluyla Yargıtay sonucu beklenene kadar tahliye edilmesini oy birliğiyle kararlaştırdı.

21 yıl ceza aldı 3 milyon ile kefalet ile bırakıldı

Mahkeme, güvence alınan 3 milyonun Maliye’ye yatırılıp dekontun mahkemeye sunulmasından sonra sanığın serbest bırakılmasını, adli kontrol kararını ihlal ederek imza vermeye gitmediği takdirde de alınan paranın devlet hazinesine gelir olarak kaydedilmesini kararlaştırdı. Para Ziraat Bankasından nakit olarak Maliye’ye yatırılınca Abdurrahman Yavuz serbest bırakıldı.

Yargıtay 10. Ceza Dairesi, sanığın Almanya’ya gidip gelerek nakledilecek uyuşturucuya Pazar aradığını, gizliliğe riayet edip telefonda şifreli konuştuğunu, uyuşturucu ilişkisini ortaya koyacak kelimeler kullanmaktan özenle kaçındığını ve uyuşturucuyu “Peynir” diye adlandırdığını belirtti. Yargıtay, sanığın “Örüklü peynir hazır” şeklindeki konuşmalarının eroinin paketlendiğine dair görüşmeler olduğunu vurgulayarak yerel mahkeme kararını onadı, ancak sanık kayıplara karıştı.

Mahkeme heyeti açıktan da para aldı

Yargı tarihinde ilk kez 21 yıl hapis cezası alan bir sanığın 3 milyon kefaletle tahliye edilmesi üzerine HSK, ihbar ve şikâyetler üzerine inceleme başlattı. HSK’ya yapılan ihbarda, Özel yetkili mahkeme heyetinin 3 milyon kefaletin dışında da para alındığı ileri sürüldü.

Aynı şekilde Maliye’ye yatırılan paranın da mahkeme tarafından hazineye irad kaydı yapıldığına dair karar verilmiş olmasına rağmen bu paranın Maliye’deki FETÖ’cülerce mahkemenin de bilgisi dâhilinde FETÖ’ye himmet olarak gönderildiği ihbar edildi.

Şikâyet ve ihbarlar üzerine harekete geçen HSK, 3 milyon paranın akıbetini araştırmak ve 21 yıl gibi ağır hapis cezası almış bir kişinin neden 3 milyon lira kefaletle serbest bırakıldığına dair kararı veren heyet hakkında inceleme başlattı.

Savcı 17/25 Aralık kalkışmasında adını duyurmuştu

Uyuşturucu tacirini kefaletle serbest bırakan mahkeme başkanı Bekir Soytürk, üye hâkimler Ömer Yıldırım ile İsmail Gözükara ve duruşma savcısı İbrahim Baytekin 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında FETÖ’den ihraç edilmişlerdi. Savcı İbrahim Baytekin, 17/25 Aralık operasyonuna benzer bir operasyon için dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok’a talimat vermişti. Baytekin, İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik gözaltı kararı vermiş, ancak Altınok bu kararı uygulamayıp dinleme ve takiplerin mahkeme izni olmadan yapıldığı için savcı Baytekin hakkında kanuna aykırı emir vermekten suç duyurusunda bulunmuştu.

FETÖ uyuşturucu tacirini rüşvetle serbest bıraktı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Gaziantep 9. Ağır Ceza Mahkemesince, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan eski savcı M.G’nin 7 yıl 6 ay, karısı eski hakim H.G’nin 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldığı kararın gerekçesinin yazımı tamamlandı.

İddianame, sanık savunmaları, tanık beyanları ve delillerin yer aldığı gerekçeli kararda, örgütün yargı yapılanması, hakim-savcı sınavına yönelik oluşturulan ve soruların verildiği “çalışma evleri” ve “staj evleri”ne ilişkin tespitler de yer aldı.

Sanık H.G’nin üniversiteden itibaren örgütte aktif rol aldığı, zaman içinde yükseldiği, gizliliği sağlamak için kod adı kullandığı belirtilen kararda, sanığın, hakim savcı sınavına yönelik oluşturulan ve örgüt üyelerine sınav sorularının verildiği “çalışma evi” olarak adlandırılan hücre evinden sorumlu “murakıp/sermurakıp” olarak görev aldığı ve örgüt üyelerinin de bu evlere yerleştirilmesine aracılık ettiği bildirildi.

Sanıkların örgüt tarafından verilen emir ve talimatlara koşulsuz uymaya hazır olduklarının anlaşıldığı ifade edilen kararda, şu tespitler yer aldı:

“Sanık M.G. ve H.G’nin evliliklerini örgütten gelen talimat gereğince yaptıkları ve sanıkların örgütten gelen talimatlar gereğince evlilik gibi hayatta çok önemli bir yeri olan bağı kurmayı bile göze aldıkları, bu nedenle örgüte kendilerini teslim ettikleri anlaşılmıştır. Sanıkların talimat ile evlilik gerçekleştirmesi, örgütle bağlarını koparmadıkları, örgütün hiyerarşisine tabi oldukları ve verilen emir ve talimatlara uydukları kanaati mahkememizde oluşmuştur.”

Sanıkların cep telefonlarına ilişkin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan gelen rapor incelendiğinde, telefon görüşmelerinde kullanılan baz istasyonu bilgileri ile ByLock programına erişim için kullanılan baz istasyonu adres bilgilerinin uyuştuğu ifade edilen kararda, sanıkların HTS erişimlerinin, görev yeri ve ikamet adres bilgileriyle uyumlu olduğu ve yakın yerlerden baz sinyali alındığı kaydedildi.

Kararda, sanıkların inkara ilişkin savunmalarının suç ve cezadan kurtulmaya yönelik olduğu ve bu nedenle savunmalarına itibar edilmediği belirtildi.

FETÖ üyesi eski hakim-savcı çift, örgütün hücre evlerini yönetmiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Gaziantep‘te Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) yönelik davada eski savcı M.A.O.E’ye 8 yıl 9 ay, karısı eski hakim E.E.E’ye de 7 yıl 6 ay hapis kararının gerekçesinde, çiftin örgüt üyelerini yargı kurumlarına yerleştirmek için yaptıkları eylemler aktarıldı.

9. Ağır Ceza Mahkemesinde “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan hüküm giyen sanıklar hakkındaki gerekçeli karar tamamlandı.

İddia, tanık beyanları, sanık savunmaları ve delillerin yer aldığı kararda, FETÖ’nün, yargı yapılanmasına yönelik oluşturduğu “çalışma evleri”, “mülakat evleri” ve “staj evleri” hakkında bilgilere yer verildi.

Sanıkların “katalog evliliği” yaptığı bilgisinin yer aldığı kararda, 8 yıl 9 ay hapisle cezalandırılan M.A.O.E’nin ByLock programına 19 bin 295 kez, 7 yıl 6 ay hapis cezası verilen eşinin ise programa 4 bin 342 defa erişim yaptığı belirtildi.

HTS dökümleri incelendiğinde sanıkların GSM görüşmelerinde kullanılan baz istasyon bilgilerinin, ByLock programına erişim için kullanılan baz istasyonuyla uyuştuğu aktarılan kararda, M.A.O.E’nin 29 Eylül 2014’te eşi E.E.E’ye WhatsApp programı üzerinden ByLock programını indirme linkini gönderdiği kaydedildi.

Kararda, sanıkların ikametinde yapılan aramada da FETÖ elebaşının kitaplarının ele geçirildiği, M.A.O.E’nin bilgisayarında örgüt elebaşının çok sayıda vaaz videosu ve ses dosyasının tespit edildiği bilgisi yer aldı.

Sanık M.A.O.E’nin üniversitede okuduğu dönemden itibaren örgüt içinde yer aldığı, hakim savcılık stajını yaptığı dönemde de örgüt içinde “devreci” görevini üstlendiği vurgulanan kararda, sanığın o dönemde birkaç staj evinden sorumlu olduğu belirtildi.

Kararda, “Sanığın örgüt üyelerinin yargının en üst mercilerine gelmeleri için seçim çalışması yaptığı, üstlerinden aldığı talimatları alttakilere ilettiği beyanlardan anlaşılmıştır.” ifadeleri yer aldı.

FETÖ üyeliği suçundan hapis cezası verilen eski savcı T.A’nın odasında ele geçirilen ancak sanığın kabul etmediği örgütsel notların Diyarbakır Polis Kriminal Laboratuvarında incelendiği aktarılan kararda, notun sanık M.A.O.E’nin el yazısıya yazılmış olduğunun belirlendiği kaydedildi.

Gerekçeli kararda, diğer sanık E.E.E’nin de kod adı kullandığı, örgütün yargı yapılanması için kurduğu ve hakim savcı sınav sorularının verildiği çalışma evlerinde bulunduğu belirtildi.

Sanığın, örgüt tarafından özel kurulmuş evlerde hazırlanarak devletin kritik kurumlarından olan yargıya yerleştirildiğinin altı çizilen kararda, “E.E.E’nin daha sonra bu evlerden sorumlu olma görevini üstlenip örgütte önemli görev aldığı kanaatine varılmıştır.” ifadelerine yer verildi.

Kararda, sanıkların eylemlerinin yoğunluğuna göre cezalarında alt sınırdan uzaklaşılarak, hüküm kurulduğu vurgulandı.

Birbirleriyle değil FETÖ’yle evlenmişler yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Ali Özel’in, Yargıtay Tetkik Hâkimliği yaptığı dönemde, hâkim-savcı adayları ile ilgili örgütün “Evlendirme Mesulü” olduğu ve bu kapsamda örgüt politikaları doğrultusunda ve örgüt üyelerinin örgütsel birlik ve bağlılığını sağlamak amacıyla evlendirilmeleri sürecinde aktif olarak görev aldığı ileri sürüldü.

Örgüt içerisindeki hâkim-savcı adaylarını örgüt içi evlilik konusunda teşvik ettiği ve yönlendirdiği iddia edilen Ali Özel, bu amaçla evlilik adayları ile birebir görüşmeler yaptığı, formlar doldurttuğu, fotoğraflarını aldığı, evlilik adayı örgüt üyelerinin tanışmasını sağladığı, bu görevi için evini dahi bu işe tahsis ettiği iddia edilmişti.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinde bugün görülen karar duruşmasına tutuklu sanık Ali Özel ve avukatı katıldı. Duruşmada, 2 tanık ifadesi dinlendi. Sanık Özel son savunmasında hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, tahliyesini ve beraatını talep etti.

Dosyayı karara bağlayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık Özel’e ”silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Heyet, sanığa verilen ceza miktarını dikkate alarak tutukluluk halinin devamına da karar verdi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan iddianamede, ByLock kullanıcısı olan şüpheli Ali Özel’in ByLock’taki yazışmalarında Eagle ve Tango programlarının telefon ve tabletlere kurulması konusunda görüştüğü, örgüt talimatı ile himmet topladığı, topladığı himmetleri ne yapacağı hususunda sivil imamdan talimat istediği, topladığı himmetleri raporladığı, dağıtılacak himmet konusunda talimat aldığı belirtildi.

İddianamede şüpheli Özel’in, Gaziantep’de gerçekleştirilecek örgütsel toplantı için görüştüğü, kurulacak istinaf mahkemeleri tayinleri ile ilgili görüştüğü ve bu hususta adliyedeki diğer hâkim/savcılar ile ilgili saha çalışması kapsamında bilgi topladığı ve sivil imam ile paylaştığı, tayini konusunda örgüt talimatları doğrultusunda hareket ettiğine dair ByLock yazışmaları bulunduğu kaydedildi.

Evlendirme mes’ulü

İddianamede, şüpheli Ali Özel’in, Yargıtay Tetkik Hâkimliği yaptığı dönemde, hâkim-savcı adayları ile ilgili örgütün “Evlendirme Mes’ulü” olduğu ve bu görevi sırasında “YÜCEL” kod adını kullandığı ortaya çıktı. Ali Özel bu kapsamda örgüt politikaları doğrultusunda ve örgüt üyelerinin örgütsel birlik ve bağlılığını sağlamak amacıyla evlendirilmeleri sürecinde aktif olarak görev aldığı vurgulanan iddianamede, örgüt içerisindeki hâkim-savcı adaylarını örgüt içi evlilik konusunda teşvik ettiği ve yönlendirdiği belirtildi. Ali Özel bu faaliyetleri kapsamında evlilik adayları ile birebir görüşmeler yaptığı, formlar doldurttuğu, fotoğraflarını aldığı, evlilik adayı örgüt üyelerinin tanışmasını sağladığı, bu görevi için evini dahi bu işe tahsis ettiğinin tespit edildiği ve bu konuda 4 kişinin bu doğrultuda beyanın alındığına yer verildi.

Aynı zamanda HSK soruşturmasına da konu olan ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma kapsamında haklarında FETÖ’ye üye olmak suçundan şüpheli sıfatı ile soruşturma yapılan Hâkim ve Cumhuriyet Savcılar’a destek olduğu açıklandı. İddianameye göre TOKİ Akabe Lojmanlarında 17 Temmuz 2016 günü yapılan arama ve diğer işlemler sırasında, soruşturma şüphelileri adliye lojmanının bahçesine getirildiklerinde, aynı lojmanda ikamet eden şüpheli Ali Özel’in gözaltına alınan hâkim ve cumhuriyet savcıları ile örgütsel dayanışmasını göstermek ve haklarında soruşturma yapılan şüphelilere destek olmak amacı ile yanlarına gittiği belirtildi. Ali Özel’in ayrıca arama işlemleri bitene dek yanlarında durarak ve soruşturma şüphelileri ile birlikte hareket ederek örgütsel tavır sergilemesine ilişkin tespitlerin bulunduğu kaydedildi.

İddianamede, FETÖ’nün hiyerarşik yapılanması içerisinde bilerek ve benimseyerek yer alan şüphelinin, süreklilik arz eden eylemleri ile örgüt üyesi olduğu ve bu suçtan cezalandırılması istenmişti.

Yargıtay’a kadar yükselen izdivaç imamı Ali Özel’e 8 yıl 9 ay hapis yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Gaziantep’te Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik operasyonda, haklarında gözaltı kararı bulunan çift, bir binanın çatısında yakalandı.

İl Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, farklı illerdeki soruşturmalar kapsamında haklarında FETÖ/PDY’ye üye olma suçundan yakalama kararı bulunan çiftin Gaziantep’te saklandığını belirledi.

Nüfus kayıt sisteminde adres bilgileri bulunmayan zanlılar, saklandıkları Zeytinli Mahallesi’ndeki binadan kaçmaya çalışırken çatıda yakalandı.

Zanlılar, sağlık kontrolünün ardından emniyete götürüldü.

FETÖ sanığı çift kaçmak isterken çatıda yakalandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Gaziantep 8. Ağır Ceza Mahkemesince silahlı terör örgütü yöneticiliği suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası istenen firari sanık Mehmet Kocatürk hakkında kırmızı bülten formu düzenlendi.

Tutuklamaya yönelik “yakalama” kararıyla aranan Kocatürk için çıkarılan kırmızı bülten, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne gönderildi.

13 Ocak 2015 tarihinde yurt dışına çıktığı belirlenen Kocatürk’ün yargılandığı dava dosyalarında örgütün sözde “bölge abisi” olduğu, sık sık Pensilvanya’ya giderek FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile görüştüğü, örgüte eleman kazandırmak için okullar açtırdığı ve yönettiği, bu kapsamda Zirve Üniversitesi kurulduğu ve mütevelli heyetine yer aldığı, kentteki iş adamları ile toplantılar yaparak “himmet” adı altına para topladığı bilgileri yer alıyor.

Firar eden FETÖ yöneticisine kırmızı bülten çıkartıldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada sanıklar hakkkında “silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek veya üyesi olmak” suçlarından cezalandırılması talep edildi.

Söz alan tutuklu sanık Osman Şenyurt, öğretmen olması nedeniyle Zirve Üniversitesinin tanıtım programına katıldığını ve ideallerini çok beğendiği için üniversitede çalışmaya başladığını söyledi.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra üniversitesinin FETÖ bağlantısını anladığını söyleyen Şenyurt, “Öncesinde en ufak bir terör söylemi olsaydı orada durmazdım.” diye konuştu.

Twitter’da FETÖ elebaşının fotoğrafını kullandı

Mahkeme Başkanı Melik Durmaz, sanığın FETÖ elebaşının fotoğrafını profil fotoğrafını yaptığını belirtmesi üzerine Şenyurt şunları kaydetti:

“Sosyal medya paylaşımlarıyla ilgili bana gönderilen linki tıkladığımda Twitter kontrolümü kaybettim, hiç tanımadığım kişileri takip ettiğimi fark ettim. 2016 yılının Mart ayı gibiydi, daha sonra Fetullah Gülen’in profil fotoğrafı yapıldığını gördüm. Twitter’dan yardım istedim. Siber suçlara şikayette bulunmam gerektiğini bilmiyordum.”

Facebook’ta örgüt lehine paylaşımlar yaptı

Başkan Durmaz’ın Facebook hesabındaki paylaşımları sorması üzerine sanık hatırlamadığını öne sürdü. Durmaz’ın sanığın meslek hayatı boyunca sürekli FETÖ iltisaklı kurumlarda çalıştığını hatırlatması üzerine Şenyurt, kurumları özellikle seçmediğini öne sürdü.

Örgüt bankasında hesap açtı

Bank Asya’ya para yatırmak iddiasıyla ilgili de sanık Şenyurt, “İki araca sahiptik. Birikim yapmak için birini sattık. Evden de memnun değildik. Üniversiteye yakın olması nedeniyle Antepia’ya taşındık.” dedi.

Başkan Durmaz’ın “Birikim yapmak için Antepia’ya mı taşındınız? Ne kadar kira veriyordunuz?” sorusu üzerine sanık kirasının bin lira olduğunu daha sonra tanıdık birisi aracılığıyla 850 lira kirası olan eve taşındıklarını belirterek FETÖ elebaşının bankaya para yatırma çağrısından haberi olmadığını savundu.

FETÖ’nün terör örgütü olduğunu kabul etti

Sanık Şenyurt, “FETÖ diye bir terör örgütü var mı?” sorusuna da “Bildiğim kadarıyla Yargıtay kararıyla kesinleşmiş bir örgüt var. Medyada çıkan bilgilere göre ve gördüğümüz kadarıyla elebaşı Fetullah Gülen’dir.” diye cevap verdi.

FETÖ elebaşının fotoğrafını profiline koydu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Organize Suçları Soruşturma Bürosu tarafından FETÖ’nün finans yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında tutuklu bulunan iş adamı Ahmet Selim Ener’in 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istemiyle hazırlanan iddianame 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

Kentin en büyük camisini yapacak olan inşaat firmasının büyük oranda hissesinin sahibi olan Eren hakkında hazırlanan iddianamede, sanığın sosyal paylaşım sitelerinde örgüt lehine paylaşımlar yaptığı ve çocuklarını örgütün okullarına gönderdiği belirtildi.

Ener’in bilgisayarında yapılan incelemede ise örgüt üyelerinin kullandığı “KakaoTalk” uygulamasının kalıntıları da bulundu.

Talimatla ismini değiştirmiş

Örgüt içerisinde “abi” konumunda yer alan sanığın asıl adının “Ercan Ener” olduğu ancak Pensilvanya’dan gelen talimatla ismini “Ahmet Selim” olarak değiştirdiği şeklinde Gaziantep Valiliği Olağanüstü Hal Bürosu’na ihbar geldiği bilgisinin yer aldığı iddianamede, nüfus kayıtları incelemesiyle sanığın 2006 yılında mahkeme kararıyla ismini “Ahmet Selim” olarak değiştirdiği tespit edildi.

İddianamede MASAK raporlarına da yer verilirken sanığın KHK ile kapatılan bir derneğin üyesi olduğu ve “beddua seansına” birlikte gittiği firari sanık Oğuz Bazoğlu’na iki farklı tarihte toplam 2 milyon lira para havale ettiği, örgütle iltisaklı çok sayıda kurum ve kişiye para transferi yaptığı bilgileri yer aldı.

Bank Asya’ya destek vermiş

Sanığın FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in Bank Asya’ya destek çağrısından hemen sonra banka yetkilisine gönderdiği e-postada, “Bankamız için seferberlik ilan ettik. Aynen 2001 yılında olduğu gibi neyimiz varsa namusumuz bildiğimiz bankamız için yarından tezi yok getireceğiz. Arkadaşlar evini, arabasını satacak; gerekirse başka bankadan kredi çekecek, bankamıza mevduat koyacağız.” şeklinde yazdığı bilgilerinin de yer aldığı iddianamede, kapatılan Bank Asya’da 18 ayrı hesabının bulunduğu belirtildi.

Her personeli için de bankaya 25 bin liralık hesap açma hedefi koyduğu yer alan iddianamede, sanığın örgüt adına gizli toplantılara katılarak para toplayıp 10 yıl önce sıradan bir muhasebeciyken kısa sürede milyonlarca liralık iş hacmine ulaşmasının örgütün finans ayağında yer alarak gerçekleştiği değerlendirmesi yapıldı.

Beddua seansına katılmış

İddianamede sanık Eren’in Gaziantep, Diyarbakır, Batman ve Mardin il imamlarıyla birlikte 17 Aralık 2013 tarihinde Pensilvanya’ya örgüt elebaşının yanına gidip beddua seansına katıldıkları ve 22 Aralık 2013’te birlikte aynı uçakla yeniden yurda döndükleri bilgilerinin yer aldığı iddianamede, “Bu kadar önemli kişilerin aynı uçakta önlü arkalı, sağlı sollu oturmalarının tesadüfü olamayacağı anlaşıldığından, sanığın FETÖ yöneticiliğinin bulunduğu ve alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle cezalandırılması kamu adına talep olunur.” görüşüne yer verildi.

FETÖ elebaşı emriyle adını değiştirmiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Gaziantep’te kocası tarafından gece yarısında yatağından kaldırılarak, işkence yapılan ve tüfekle ayağından vurulan hamile Çağlar Âşık, 20 gün süren tedavi gördüğü hastaneden taburcu edilmişti.

Yaralı ayağı kesilen acılı anne Çağlar Âşık, günler sonra yeniden çocuklarına kavuşmuştu. Yaklaşık 5 aylık hamile olan Çağlar Âşık’ın, yaşadığı olaylar nedeniyle çocuğunu da kaybetme riski bulunuyordu. 3 çocuk annesi Âşık, doktorların aldığı karar ile ayağından sonra karnındaki bebeği de kaybetti. Çocukları ile yeni bir hayatın umuduyla yaşama yeniden sarılan anne, doktorların bebeğinin ağır derecede engelli olacağını belirtmesi üzerine ikinci bir acıyı yaşadı. Hiç görmediği çocuğu ile birlikte yeni bir yaşamın hayalini kuran anne, 5 aylık hamileliğin ardından Mustafa ismini vermek istediği bebeğine veda etti.

İlk ve son kez kucağına aldı

Çağlar Âşık, cinsiyeti erkek olduğu belirlenen bebeğini ilk ve son kez kucağını almak istediğini söyledi. Âşık’ın bu isteği Gaziantep Cengiz Gökçek Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesindeki doktorlar tarafından yerine getirilerek, acılı anne ilk ve son kez kucağına aldı. Annenin bir süre bebeğinin sevmesinin ardından görevliler tarafından tekerlekli sandalyeye konulan bebek, hastane morguna götürüldü.

Gözyaşlarını tutamadı

Ölen bebeği nedeniyle gözyaşlarını tutamayan Çağlar Âşık, “Hadi ben kötüydüm, bu yavrunun, diğer çocukların ne günahı vardı. Bunlara nasıl kıyabildi. Ben ona ne yaptım. Hadi ben yaptım, bebeğim ne yaptı” dedi.

Bebeğin engelli olmasının sebebi

Çağlar Âşık, çocuğun engelli olmasındaki sebepler ile ilgili “Doktorlar çocuğun bu duruma gelmesinin birçok sebebi olabileceğini’ söyledi. Kan kaybetmiş olmam, yaşadığım büyük travma ve korku ya da ilaçlardan olabilirmiş. Bebeğimi doğurmak istiyordum” diye konuştu.

Cezaevindeki kocasından boşanmak istiyor

Acılı kadın, cani olarak nitelediği kocası M.A.A’ya beddualar yağdırarak, cezaevinden çıkarılmamasını istedi. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in kendisine yönlendirdiği avukat ile görüşerek, kocasından boşanacağını da belirten Âşık, “Artık onun soyadını bile taşımak istemiyorum. Her şeyi unutmak, geçmişe dönük hiç bir şey hatırlamak istemiyorum. Zaten ömür boyu taşıyacağım bir iz bıraktı. Ayağımın acısını halen yaşıyorum. Kızlarım ve oğlumun velayetini de alacağım” şeklinde konuştu.

Bebek defin edildi

Bebeğin cenazesi ise Sönmez ailesi tarafından hastaneden alınarak Akkent Mezarlığı’nda toprağa verildi. İyileştikten sonra bebeğinin mezarını ziyaret etmek istediğini söyleyen Çağlar Âşık, ziyarete diğer çocuklarını da götüreceğini ifade etti. Artık çocuklarının her şeyi bilmesini istediğini anlatan acılı anne, çocuklarına kocasının soyadını da vermek istemediğini vurguladı.

Kocasının işkencesiyle ayağını kaybeden hamile kadın karnındaki bebeğinden de oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.