Göç arşivleri | Yekvucut Akıl ve vicdan sahiplerine Thu, 20 Jan 2022 18:48:34 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://yekvucut.com/wp-content/uploads/2022/11/favicon_yek.png Göç arşivleri | Yekvucut 32 32 AB yalnızca kâğıt üzerinde “duyarlı”! https://yekvucut.com/gundem/ab-yalnizca-kagit-uzerinde-duyarli/ Thu, 20 Jan 2022 18:09:10 +0000 https://yekvucut.com/?p=53100 Göç yolunda “unutulan” çocuklar Avrupa Birliği’nin küresel sorunlara yaklaşımı şimdiye dek “endişeli” olmaktan bir adım öteye bile geçemedi. İnsan hakları...

AB yalnızca kâğıt üzerinde “duyarlı”! yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Göç yolunda “unutulan” çocuklar

Avrupa Birliği’nin küresel sorunlara yaklaşımı şimdiye dek “endişeli” olmaktan bir adım öteye bile geçemedi. İnsan hakları söz konusu olduğunda söylemleriyle birinciliği kimseye kaptırmayan AB, ne yazık ki  pratikte o kadar da hak savunucusu değil. AB’nin İstatistik Kurumu Eurostat’ın 22 Aralık 2021’de açıkladığı verilere göre, Eylül 2021’de AB’ye yapılan toplam iltica başvuruları, koronavirüs salgını öncesi seviyeleri aştı. Başvurular arasında ise 2 bin 800 refakatsiz çocuk yer alıyordu. Göç yolunda her gün en az bir çocuk kayboluyor! Ölüm ve kayıplar medyaya bile yansımıyor. Böylece ne bu çocuklarla ilgili sorunlara dair en ufak bir farkındalık oluşabiliyor ne de bu sorunların çözümü için adım atılabiliyor.

Tüm çocuklar eşit olsa!

Göç günümüzün en mühim toplumsal sorunlarından biri haline gelmiştir.  Zorunlu veya gönüllü olarak yer değiştirmeler sonucu gerçekleşmektedir. Göç, insanlar arasında bir taraftan sosyal ilişkilerin kurulmasına bir diğer taraftan da uyum sorunlarına sebep olan bir süreci kapsar. Bu sürecin en dezavantajlı grupları ise ya aileleri ile beraber ya da tek başına göç eden çocuklardır. Özellikle yanlarında herhangi bir refakatçisi bulunmayan mülteci çocuklar çok daha büyük bir risk altındadır. Bileşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 22. maddesine göre, bir ülkeye giren sığınmacı çocuklar, o ülkede doğmuş çocuklarla “eşit” haklara sahip olmalıdır. Öyle ya uluslararası sözleşmeler çocuğu bütünüyle kapsayıcı nitelikte sözleşmelerdir hani!

 

Göç yolunda en dezavantajlı grup: refakatsiz çocuklar

Dünyadaki göç hareketlerinin nedenleri çok çeşitlidir. Genellikle savaşlar, yoksulluk, işsizlik, politik ve ekonomik sebeplerle, can güvenliği tehdit altında olan insanların güvenli bir yere sığınmasıyla sonuçlanır. Savaşlar nedeniyle sayısız insan yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalmıştır. Hedef ülkeye ulaşırken transit yani geçiş ülkelerinde karşılaşılan zorluklardan en fazla etkilenenler ise çocuklardır. Bu minvalde en büyük hasarı kaybolmaya devam eden mülteci çocukların aldığı ise yadsınamaz bir gerçektir. Refakatsiz çocuklar çıktıkları bu yolda, insan ticareti yapan organize suç örgütlerinin eline düşüyor. Kölelik, fuhuş, kaçakçılık, hırsızlık gibi alanlarda kullanılıyor. Göç yolunda yaşanan tahribatların onarılması ve iyileştirilmesi için kurum ve kuruluşlara mühim görevler düşmektedir.

Neler yapılabilir?

Resmî rakamlara göre 2016 yılında kayıp mülteci çocuk sayısı 10.000’dir. Fakat  bu sayının gerçekte tahmin edilemeyecek kadar çok olduğu belirtilmektedir. Yaşanan ve belki de daha fazlası yaşanacak bu tür mağduriyetleri engelleyebilmek, bütün insanlığın sorumluluğu altındadır. Devletler, çocuk hakları sözleşmelerine dair uygulamaları ve “denetimleriyle”; STK’lar ise farkındalık yaratan çalışmalarıyla bu konuya destek olmalıdır. Kayıp göçmen ve mülteci çocuklara yönelik uluslararası seviyede herhangi bir uygulama bulunmamaktadır. Kayıt sistemlerinin güvenli hâle getirilmesi, tüm mültecilere yönelik uluslararası normlarla belirlenmiş koşulların uygulamaya geçirilmesi elzemdir. Böylece bu adım dünyanın her yerinde aynı statüye sahip çocukların olmasını sağlayabilme ve çocuklar için vahamet oluşturacak tüm sorunların ortadan kaldırılabilmesi için belirleyici olacaktır.

AB yalnızca kâğıt üzerinde “duyarlı”! yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Türkiye sınır kapılarını neden açtı? https://yekvucut.com/feto-gercekleri/turkiye-sinir-kapilarini-neden-acti/ Fri, 28 Feb 2020 14:01:30 +0000 http://yekvucut.com/?p=27614 Türkiye’nin 2012 yılından bu yana Suriye’deki yasa dışı göçü durdurmak için masada bulunan tampon ve uçuşa yasak bölge teklifini kabul...

Türkiye sınır kapılarını neden açtı? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Türkiye’nin 2012 yılından bu yana Suriye’deki yasa dışı göçü durdurmak için masada bulunan tampon ve uçuşa yasak bölge teklifini kabul etmeyen, geri kabul anlaşmasının şartlarını yerine getirmeyen Avrupa’nın, İdlib’deki göç krizi konusunda Türkiye’yi yalnız bırakması bardağı taşıran son damla oldu. Türkiye kara ve deniz sınırlarını mültecilere açtı.

Suriye’de 2011’den bu yana kaosun faturasını en ağır şekilde ödeyen ülke Türkiye oldu. İran ve Rusya destekli Esed rejiminin saldırıları yüzünden 4 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapmak zorunda kalan, 40 milyar dolardan fazla para harcayan Türkiye, güvenlik riskleriyle de karşı karşıya kaldı.

460 kilometrelik güvenli bölge

Türkiye savaşın patlak verdiği süre zarfından bu yana Suriye sorununun çözümü için tüm imkanları seferber eden tek ülke. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Başbakanlık görevini yürüttüğü 2012 yılında Batı bloğuna tarihi bir teklifte bulundu.

Tarihler 16 Mart 2012’yi gösterdiğinde Erdoğan, Suriye’deki katliamları önlemek, göç dalgasının önüne geçmek amacıyla 32 kilometre derinlikte ve Türkiye-Suriye sınırında 460 kilometrelik bir hattı kapsayan bir güvenli bölge teklif etti.

Bir tek Fransa destekledi, Obama itiraz etti

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammond, teklifi değerlendireceklerini açıkladı. Fransa ise Türkiye’nin teklifine olumlu yanıt verdi. Fransa eski Cumhurbaşkanı François Hollande Türkiye’nin tampon bölge önerisine destek verdiğini söyledi.

Kendi döneminde Suriye’de sadece PYD/YPG ve DEAŞ terör örgütlerinin önünü açan, Esed rejiminin katliamlarına göz yuman Obama, 16 Kasım 2015 tarihli açıklamasında, “Gerçek bir güvenli bölge, sahada askerler bulundurmamızı gerektirecek. Bu güvenli bölge konusunda çok fazla sayıda soru ortaya çıkarıyor” diyerek Türkiye’nin teklifini reddetti.

Almanya’nın derdi başka

Almanya Başbakanı Angela Merkel de güvenli bölge konusunda Türkiye’nin talebine ret cevabı verdi. Ayrıca 2016’nın Eylül ayında Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, Suriye’de geçici olarak tüm askeri uçuşların durdurulmasını istedi. Ancak Almanya’nın niyeti Suriye’deki katliamları durdurmak değildi. Plan, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki terör koridoruna hançer saplamak için yürüttüğü Fırat Kalkanı Harekatı’nı durdurmaktı.

Sözlerini tutmadılar

Yine 2016’da dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Avrupa Birliği ile geri kabul anlaşması yaptı. Anlaşma ile Türkiye, Avrupa’ya yasa dışı olarak giden mültecileri geri aldı. Bunun karşılığında vize muafiyeti verilecek, ayrıca AB, mülteciler icin 6 milyar avro para gönderecekti. Ancak Avrupa ne 6 milyar avro gönderdi ne geri kabul anlaşmasına uydu ne de vize muafiyeti sözünü tuttu.

Erdoğan uyardı

Esed, Rusya ve İran Soçi mutabakatını ihlal edip 4 milyon Suriyelinin yaşadığı İdlib’de katliama başlayınca, yüz binlerce mülteci Türkiye sınırına doğru hareketlendi. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı’ya şu mesajı verdi: “İdlib halkına yönelik vahşet son bulmazsa bu göç dalgası devam edecektir. Böyle bir durumda Türkiye bu göç yükünü tek başına taşımayacaktır.”

Mültecilere geçiş serbest

Batılı ülkeler göç riskine karşı Rusya ve Esed rejimine “kınama” mesajı dışında herhangi bir adım atmazken, Türkiye’yi koruma noktasında da pasif kaldı. Son olarak Esed rejiminin 33 Türk askerini hava saldırısıyla şehit etmesinin ardından Türkiye, İdlib’deki durumu göz önüne alarak Suriyeli mültecilerin kara ya da deniz yoluyla Avrupa’ya geçişlerini engellememe kararı aldı.

Türkiye sınır kapılarını neden açtı? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>