Frontex, geri itmeleri bildiği halde işlem yapmadı

Frontex Başkanı Leggeri’nin ancak yönetim kurulu kararıyla görevinden alınabileceği, yaşanan tüm olumsuz gelişmelerin ve OLAF raporunun ardından bunun gerçekleşip gerçekleşemeyeceğinin merak konusu olduğu vurgulandı. Almanya dahil AB’nin bazı diğer büyük ülkelerinin, Leggeri’nin ve Yunanistan’ın Ege Denizi’ndeki eylemlerini desteklediği ifade edildi. AB Yolsuzlukla Mücadele Ofisi, Frontex hakkında Yunanistan’ın Ege denizindeki göçmenleri yasa dışı olarak Türkiye’ye doğru geri itmesine sessiz kaldığı gerekçesiyle 2021’in başında soruşturma başlatmıştı.

Göçmenleri denizde ölüme terk etti

Frontex, mültecileri denize açılmaya elverişli olmayan gemilerde tehlikeli göç yolları kullanmaya zorladı. Onları yolda durdurmak için komşu ülkeleri görevlendirdi. Onları şiddetle karşılayarak ya da kurtarmayı reddederek denizde boğulmaya terk etti.” ifadeleri yer aldı. Frontex, Avrupa Parlamentosu’nun temmuz ayındaki raporunda da insan hakları ihlallerini görmezden gelmekle suçlanmıştı. 2004’te kurulan Frontex, son dönemde Ege Denizi’nde göçmenlere yönelik uluslararası hukuka aykırı olaylarla anılıyor. Yunanistan’ın gerçekleştirdiği geri itmelerde rol oynamakla da eleştirilerin hedefi oldu. Operasyonlara katılan üye devletlerin sayısı 18’den 22’ye yükseldi. Frontex ayrıca Schengen İlişkili Devletleri’nden çıkarmaları destekledi: İsviçre, İzlanda, ve Norveç. Zorunlu dönüş vakaları için uçuşlar da düzenlenmeye devam edildi. Frontex, sınır dışı operasyon düzenleyerek benzeri görülmemiş sayıda göçmeni geri dönüşe zorladı. Tek isteği güvenli bir yer bulmak olan göçmenleri güvensiz sularda bıraktı.

Der Spiegel: “Frontex, geri itmelere yardım etti” yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yunanistan göçmen zannettiği AB tercümanını Türkiye’ye gönderdi. Yunan sınır güçleri çevirmene önce saldırdı. Ardından da kendisini onlarca sığınmacı ile Türkiye sınırını geçmeye zorladı. The New York Times’ın haberi, söz konusu çevirmenin Avrupa Birliği Sınır Güvenliği Birimi Frontex için çalışan ve AB’de yasal ikamet eden biri olması nedeniyle iddiaların, Yunan yetkililer için sorun teşkil edebileceği vurguladı. Haberde, çevirmenin iddialarına ilişkin kanıtları da yetkililere sunduğu belirtildi. Yunan güçleri yıllardır insan hakları gruplarının ülkenin sınır görevlilerinin göçmenlere gaddarca davranıp onları zorla Türkiye’ye geri ittiği yönündeki şikayetlerini yalanladı. İddiaları yalan haber veya Türk propagandası olarak reddettiler.

Yunanistan göçmen karşıtı bu saldırısıyla tepki çekti

Şimdi ise tek bir dava Yunanistan’ı hesaplaşmaya zorlayabilir. Tercümanın iddiası özellikle Yunan yetkililer için sorun teşkil ediliyor. Çünkü kendisi AB sınır teşkilatı Frontex tarafından istihdam edilen yasal bir Avrupa Birliği vatandaşı konumunda. Çevirmen, davasıyla ilgilenen Avrupalı ​​yetkililere göre, taciz iddialarını desteklemek için delilleri teşkilata teslim etti. Göçmen istismarlarına çoğunlukla duyarsız kalan Avrupa Birliği, şimdi sorunla yüzleşmek zorunda kaldı.

Yunanistan sığınmacı zannettiği tercümanı döverek göndermiş

Frontex ve Avrupa İltica Destek Ofisi, insan hakları yasalarına uyulurken bloğun dış sınırlarının korunmasını sağlamak için yüzlerce çalışana ödeme yapıyor ve onları görevlendiriyor. Aslen Afganistanlı olan tercüman, yıllarca İtalya’da yasal olarak ikamet etti. Frontex tarafından, sınır muhafızlarının sığınmacılarla iletişim kurmasına yardımcı olmak için görevlendirilen AB tarafından finanse edilen bir uzmanlar ekibinin üyesi olarak işe alındı. Evros sınır bölgesinde Yunan ve AB muhafızlarıyla birlikte çalıştığını ve Yunanistan’ın ikinci büyük şehri olan Selanik’e gitmek üzere yola çıktığını ifade etti. Polisin kendisini ve çok sayıda göçmeni bir otobüsten indirdiğini belirtti. Tercüman, dövüldükten sonra zorla Türkiye’ye gitmek zorunda kaldı. İstanbul’a ulaşmayı başardığını belirtti. İstanbul’da İtalyan makamlarından konsolosluk yardımı aldığını ve sonunda 18 Eylül’de İtalya’ya geri gönderildiğini ifade etti. Bir Frontex sözcüsü, ajansın raporu araştırdığını ve soruşturma devam ettiği sürece daha fazla yorum yapamayacağını söyledi.

Yunanistan göçmen “sandığı” tercümanı Türkiye’ye itti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Göçmenlere yönelik insan hakları ihlallerinde bulunan Frontex’in sınır operasyolarını kanıtlayan bazı belgeler ortaya çıktı. İnsan hakları kurumu Statewatch, Frontex’in bu yıl göçmenleri sınır dışı ettiği operasyonlarla ilgili bir rapor yayımladı. Buna göre Frontex, bu yılın ilk yarısında 8 binden fazla göçmeni sınır dışı etti. Sınır dışı edilen göçmen sayısının 2019’un aynı dönemine kıyasla yüzde 9 daha fazla olduğu ortaya çıktı. Sığınmacılara yönelik işlediği insanlık suçları ile sık sık gündeme gelen Avrupa Birliği Sınır Güvenliği Ajansı Frontex’in sınır dışı operasyonlarına ilişkin bir rapor inkar edilemez gerçekleri gün yüzüne çıkarmış oldu.

Sınır dışı operasyonlara yönelik raporu “Statewatch” yayımladı

Kar amacı gütmeyen “Statewatch” isimli insan hakları kuruluşu raporu yayımladı. Kuruluş, AB ülkelerinin göçmen krizini önlemekte ajanstan giderek daha çok yardım aldığını vurguladı. Frontex’in ülkelerindeki güvensizlikten kaçan binlerce kişiyi sınır dışı ettiğini ortaya çıkardı. Ancak bu kişilerin güvenli dönüşleri için gerekli tedbirleri almadığını da belirtti. Frontex’in görevi göçmenlerin geri dönüşlerini sağlamaktı. Ancak bunu yasadışı yollardan ziyade güvenlik ihlalleri olmayacak şekilde yapması gerekiyordu. Frontex ise sınır dışı operasyon kararının AB ülkelerindeki yetkili makamların verdiğini, ajansın görevinin göçmenlerin geri dönüşlerini sağlamak olduğunu açıkladı. Ancak göçmenlere yapılan eziyetlere bakıldığında hayatları hiçe sayılarak canlarına bile kast edildiği görülmekte. Göçmenlerin ülkelerine dönüşlerinde, koronavirüs önlemleri sebebiyle bazı güvenlik önlemlerinin alınmamış olabileceğini öne sürdü.

Frontex sınır dışı operasyonlar düzenleyerek uluslararası hukuka aykırı davranıyor

Frontex, Avrupa Parlamentosu’nun temmuz ayındaki raporunda da insan hakları ihlallerini görmezden gelmekle suçlanmıştı. Üstelik 2004’te kurulan Frontex, son dönemde Ege Denizi’nde göçmenlere yönelik uluslararası hukuka aykırı olaylarla anılıyor. Yunanistan’ın gerçekleştirdiği geri itmelerde rol oynamakla da eleştirilerin hedefi oldu. Operasyonlara katılan üye devletlerin sayısı 18’den 22’ye yükseldi. Frontex ayrıca Schengen İlişkili Devletleri’nden çıkarmaları destekledi: İsviçre, İzlanda, ve Norveç. Zorunlu dönüş vakaları için  uçuşlar düzenlenmeye devam etti. Frontex, sınır dışı operasyon düzenleyerek benzeri görülmemiş sayıda göçmeni geri dönüşe zorladı.

Frontex sığınmacılara karşı sınır dışı operasyon düzenledi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yunanistan’da, göçmenleri kurtaran bir grup insan, 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargı önüne çıkacak. Yunanistan’ın göçmenlere insani dramlar yaşattığı Doğu Akdeniz ve Ege sığınmacılara mezar oluyor. Türkiye’nin her seferinde can simidi uzattığı göçmenleri Yunan tarafı ölüme terk ediyor. Gönüllü arama kurtarma ekibi üyelerinden Sean Binder ve Sarah Mardini, 100 gün tutuklu kalmıştı. Tutukluluk süresinin ardından kefaletle serbest bırakılmışlardı. Yunan yargısı, mayıs ayında Somalili bir sığınmacı için insan kaçakçılığı suçlamasıyla 146 yıl hapis cezası istemişti. Haber portalı Euobserver’ın haberine göre, son birkaç yıldır Avrupa genelinde Sivil Toplum Kuruluşu (STK) çalışanlarına yönelik insan kaçakçılığı dahil olmak üzere çeşitli davalar açıldı. Benzer durumdaki yaklaşık 60 davanın çoğu , Yunanistan ve İtalya’ya ait.

Yunanistan’da göçmenlere can simidi olmanın karşılığı: Hapis cezası

Bu kapsamda Yunanistan göçmenleri kurtaran bir grup yardımcının, 25 yıla kadar hapis cezası almasını istedi.  Yunanistan bir STK’da çalışan 3 kişiyi de aynı sebepten 2018 yılında tutuklamıştı. Ayrıca bu kişilerin de içerisinde bulunduğu 24 kişi; insan kaçakçılığı, kara para aklama ve suç örgütü üyeliği gibi suçlardan sorumluydu. Gönüllü arama kurtarma ekibi üyelerinden Sean Binder ve Sarah Mardini, 100 gün tutuklu kalmıştı.

Yunanistan göçmenlere yönelik yasa tasarısı ile tepki çekmişti

Yunanistan’ın göçmenlere yönelik insanlık dışı tutumu devam ediyor. Böylece uzun süredir eleştirilen Yunanistan, sığınmacılara karşı sunduğu yeni yasa tasarısı ile tepki çekmişti. Yunanistan Göç ve İltica Bakanlığı’nın yasa tasarısı sığınmacılara yardım eden Sivil Toplum Kuruluşlarını hedef alıyor. Hazırlanan yeni yasa tasarısıyla kuruluşlara ve üyelerine cezai yaptırım getirilecekti. Avrupa Konseyi, Yunanistan’da göçmenlere destek olan Sivil Toplum Kuruluşlarına yaptırımlar öngören tasarıya karşı tepki gösterdi. Çünkü Yunanistan’ın yeni yasa tasarısı ile geri itilen sivillerin ölüme terk edilmesinin önü açılacaktı. Tasarı ile Yunanistan, sahil güvenlik güçleri dışında sığınmacılara yardım edenlere cezai yaptırım uygulayacak. Dahası, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatoviç ise tasarıya tepki göstermişti. Mijatoviç, “Yasadaki değişiklik, Ege’deki ihlallerin gözlemlenmesi ve hayat kurtarma çabalarına ağır darbe vuracak” açıklamasını yapmıştı.

Yunanistan’da göçmenlere yardım eli uzatmak bile suç yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Midilli Adası‘nda, göçmenlere yapılan işkenceler artıyor.  Sivil kıyafetli yabancılar, göçmenlere önce işkence yapıyor sonra da onları teknelerle Türkiye’ye göndermeye çalışıyor. Atina’nın Midilli Adası’ndaki sahil güvenlik güçleri göçmenlere, sert müdahaleler uyguluyor.Temmuz’dan bu yana, sivil giyimli yabancı kişiler adada plakasız araçlarla dolaşıyor ve kıyıya yanaşan tekneleri başka yerlere götürüyor. Bu kişiler, güvenlik arayışı içinde olan göçmenlerin ellerini plastik kablolarla bağlıyor, cep telefonlarına ve cüzdanlarına da el koyuyor. Sonra da göçmenleri dövüp teknelere bindirerek Türkiye’ye gönderiyorlar.

Yunanistan’da göçmenlere yardım etmenin bedeli: hapis

Midilli Adası’nda mültecilerin insan ticaretinde kullanıldığına dair iddialar da mevcut. Dominik Cumhuriyeti’nden adaya gelen genç kızların pek çoğu ortadan kaybolmuştu. Göçmenlere yardım edenler  “casuslukla” suçlanıyorlar. Ada sakinleri ise korktukları için göçmenlere yardım edemediklerini açıkladı. Bir Midilli Adası sakini, “Miçotakis hükümeti durmaksızın bizi takip ediyor. Battaniye vermeye bile cesaret edemiyoruz. Yardım etmeye çalıştığımızda bizi casuslukla suçluyorlar.” ifadesiyle endişesini dile getirdi. Yunanistan’da yeni göçmen yasası 2 ay önce meclisten geçti. Buna göre, sahil güvenlikten izin almadan kurtarma operasyonu yapmak ceza kapsamında. Böyle bir durumda, bir yıl hapis ve 6 bin avro ceza veriliyor.

Göçmenlerin tek isteği: güvenli alan bulmak

Yunanistan’da, kapalı mülteci kamplarının ilki bugün açılıyor. Kamp, Sisam adasında olacak ve bir cezaevi gibi sürekli gözlem altında olacak. Kampta X-ray tarama cihazları, güvenlik kameraları ve manyetik kapılar mevcut olacak. Kapıların kilitli kalacağı kampta giriş-çıkışlar için de elektronik çiplerin kullanımı gerekecek. Benzer kamplardan İleryoz, Midilli, İstanköy ve Sakız adalarına olmak üzere 4 tane daha inşa edilecek. Avrupa Birliği, sıkı güvenlik önlemlerinin alındığı bu 5 mülteci kampının kurulması için Atina’ya 276 milyon avro destek sözü vermişti. Yunanistan’da kapasitesinin üzerinde göçmenin kaldığı çadır kamplardaki sağlıksız yaşam koşulları, tartışılan bir konu haline geldi. Yunanistan’ın göçmenleri sistematik ve yasa dışı bir şekilde Türkiye’ye geri itmesi  son derece insanlık dışı bir durum. Atina ise Avrupa Birliği ve Yunan Mülteci Konseyi’nin teyit etmesine rağmen göçmenlerin geri itildiğini kabul etmiyor. Midilli Adası göçmenleri ise zor koşullarda hayata tutunmaya çalışıyor.

Yunanistan, göçmen eziyetleriyle Avrupa’da birinciliğe koşuyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İtalya’da eski Bakan Matteo Salvini, göçmenlere yardım gemisini günlerce denizde mahsur bıraktığı için yargılanıyor. 2019’da Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı olarak görev yapmıştı. Salvini, İtalya limanlarını göçmenleri kurtaran gemilere “kapama politikası” yürütüyordu. Ağustos 2019’da Akdeniz’de yaklaşık 160 kişiyi kurtaran yardım gemisi Open Arms’a liman açmayı reddetmişti. Open Arms gemisi 19 gün sonra mahkeme kararıyla İtalya’nın Lampedusa adasına yanaşmıştı. Matteo Salvini‘ye, Open Arms gemisi olayı nedeniyle “insanları alıkoyma” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarından dava açılmıştı. Salvini’nin yargılandığı duruşma bugün Sicilya adasının Palermo kentinde başladı. Salvini suçlu bulunursa 15 yıla kadar hapis cezası alacak.

İtalya’da eski İçişleri Bakanı Matteo Salvini yargı karşısında

Duruşmada hazır bulunan Salvini mahkeme çıkışında, “Ülke sınırlarını korumak bir bakanın ve herkesin görevidir. Görevimi yaptığım için suçlu olmam gerçeküstü.” açıklamalarını yaptı. Open Arms kurucusu Oscar Camps da bugünkü duruşmadaydı. Duruşma öncesinde “İnsanları kurtarmak, kaptanlar ve tüm ülkeler için bir zorunluluktur” ifadesini kullandı. Mahkeme, sonraki duruşmanın 17 Aralık’ta görülmesine karar verdi. Gelecek duruşmalarda ifade verecek tanıklar arasında Salvini’nin bakanlık yaptığı hükümet lideri eski Başbakan Giuseppe Conte  yer alacak. Ayrıca, şimdiki İçişleri Bakanı Luciana Lamorgese ve Hollywood yıldızı Richard Gere de ifade verecek.

İtalya’da eski Bakan Salvini, göçmen karşıtı kararlar almıştı

2019’da Open Arms vakası yaşanırken İtalya’da tatilde olan Richard Gere, göçmenlere destek amacıyla gemiye gıda ve yardım malzemesi taşımıştı. Gere, “Dünyanın her yerinde bu duruma artık son vermek gerek. Ve ancak biz son bulsun dersek bulur” açıklamalarını yapmıştı. İspanya merkezli yardım kuruluşu Open Arms da, “Salvini yarın insan kaçırmaktan yargıya çıkacak. Ama mahkemede yalnız olmayacak. Onunla birlikte, AB’nin ölümcül göç politikası da sanık kürsüsünde olacak” sözlerini sarf etti. Matteo Salvini’nin liderliğini yaptığı Lig partisi Haziran 2018-Ağustos 2019 arasında iktidardaydı. Hükümetin Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı olarak görev yapan Salvini bu dönemde göç karşıtı kararnameler çıkartmıştı. Orta Akdeniz’de göçmenleri kurtaran çok sayıda geminin İtalya limanlarına girişine günlerce izin vermemişti.

İtalya’da eski Bakan Salvini, göçmen davasından yargılanıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İtalya‘daki Riace kasabasının eski belediye başkanı Domenico  Lucano  göçe yardım etmekten 13 yıl 2 ay hapis cezası aldı. Lucano, nüfus kaybı sebebiyle “hayalet kasabaya” dönüşen Riace’ye göçmenleri yerleştirmeye başlamıştı. Lucano, İtalyan basınında yer alan haberlere göre, İtalya’ya göç edenlere  yardımcı olduğu için “göçmen dostu” olarak biliniyor. Eski Belediye Başkanı Lucano, göçe yardım etmek ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla yargılandı. Bu davada 13 yıl 2 ay hapis cezası aldı. Cezanın, savcılığın Lucano için talep ettiği 7 yıl 11 aylık  cezadan yüksek olması dikkat çekti.  Ayrıca mahkeme eski başkanın,  AB ve İtalya’dan göç idaresi için aldığı 500 bin avroyu iade etmesi kararını verdi.  63 yaşındaki eski başkanın kararı temyize götüreceği belirtildi.

İtalya’da göçmenlere yardımın bedeli: Hapis cezası

Savcılık 7 yıl 11 ay hapis talep etmişti. Ancak mahkeme bu talebin neredeyse iki katı bir ceza kararı aldı. Sosyal medyadaki yorumların çoğunda , 2018’de göçmenlere yönelik ırkçı saldırıda 6 kişiyi yaralayan Luca Traini’nin bile bu kadar ceza almadığını vurguladılar. 3 Şubat 2018’de Macerata kentinde aracından ateş açarak Afrika kökenli 6 kişiyi yaralayan Luca Traini 12 yıl hapis cezası almıştı. Saldırı sonrası faşist selamı veren Traini’nin, geçmişte Salvini’nin partisinden yerel seçimlerde aday olduğu ortaya çıkmıştı. Yerel halk tarafından “Mimmo” diye bilinen Domenico Lucano,  mahkemenin kararı karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Mahkemenin kararı açıklamasından sonra basına ifade verdi. Daha sonra tepkisini dile getirdi. “Diyecek sözüm yok. İnanması zor bir hadise. Avukatlara dahi ödeyecek param yok. Hayatım boyunca ideallerimin peşinden koştum, mafya ile mücadele ettim, ülkemin olumsuz imajını kurtarmak için çalıştım. Adalet yok. Ben beraat bekliyordum. İşlemediğim suçlardan lekelendim.” açıklamalarını yaptı.

İtalya’da göçmenlere yardım etmek bile suç

İtalyan polis ekipleri, 2016 yılında başladığı “Xenia” operasyonunda 2018’de ev hapsine karar vermişlerdi. Lucano’nun ev hapsine alınmasına ve hakkındaki suçlamalara STK’lar o dönem de tepki göstermişti. Lucano’ya daha önce yöneltilen suçlamalardan biri de  yerli vatandaşlarla ve göçmenler arasında sahte evlikleri teşvik de vardı. Ancak mahkemenin bunu daha önce reddettiğini açıklığa kavuştu.

İtalya’da göçmenlere yardım eden eski Belediye Başkanına hapis cezası yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Avrupa Birliği yürütme organı, Polonya-Belarus sınırında mahsur kalan göçmenlerin durumuyla ilgili endişelerini dile getirdi. Varşova’yı, insan hayatını korumaya ve bloğun ortak sınır kuvveti Frontex’in bölgede yardım sağlamasına davet etti. Bu hafta başlarında Polonya sınırı tarafında üç göçmen ve Belarus içinde bir göçmen daha Polonya’ya geçmeye çalışırken öldü. Ölüm nedenleri açıklanmadı. Polonya’da Iraklı bir adamın muhtemelen kalp krizinden hayatını kaybetmesi bildirildi. Polonya ve AB, Belarus’u; Irak, Afganistan ve Afrika ülkelerinden gelen göçmenleri sınırı geçmeye teşvik etmekle suçladı. Avrupa Komisyonu sözcüsü düzenlediği basın toplantısında, “Polonya makamlarının zor bir durumla karşı karşıya olduklarının farkındayız. Bu durum, insanları siyasi amaçlar için araçsallaştırma girişimi tarafından yaratıldı. Ancak Polonya’nın sınır yönetimi, görevlerinin insan hayatını tehlikeye atmadan veya insanlara gerekli özeni göstermeden yerine getirmesi gerektiğini belirterek durumun endişe verici olduğunu söyledi. Belarus Dışişleri Bakanlığı: “Batı, Minsk’i karalamak için sınırda göçmen krizini çıkarttı.” açıklamasında bulundu.

Sınırda göçmen karşıtlığı: olağanüstü hal

AB’deki en büyük sınır güçlerinden birine sahip olan Polonya, aynı zamanda Belarus ile ülke sınırını paylaşıyor. Polonya, yakınındaki Litvanya ve Letonya’ya yardım etmesine rağmen Frontex‘ten yardım talep etmedi. Belarus sınırında olağanüstü hal ilan edildi. Polonya-Belarus sınırına hiçbir gazeteci, politikacı veya aktivistin girmesine izin verilmedi. Belarus’tan Polonya’ya geçtikten sonra göçmenlerden üç kişi öldü ve dördüncü bir kişi, diplomatik bir tartışmaya neden olan yasadışı göçün artmasının ardından sınırın Belarus tarafından ölü bulundu. Polonya’daki üç ölümü açıklayan Polonyalı yetkililer bir ölüm nedeni vermedi. Belarus sınır servisi, bulunan bir kişiyi “Slav olmayan bir kadın” olarak tanımladı, ancak nasıl öldüğünü söylemedi. Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Eylül ayında yaklaşık 4.000 ve son iki ayda yaklaşık 7.000 Polonya-Belarus sınırını yasadışı yollardan geçmek için girişimde bulunulduğunu söyledi ve göçün artmasından Minsk’i sorumlu tuttu. “(Belarus), yasadışı göç için büyük potansiyele sahip birçok ülkeye vizesiz bir rejim getirdi, on binlerce insan Belarus’a getiriliyor” ifadelerini kullandı. Avrupa Birliği ayrıca Belarus’u, çoğu Irak ve Afganistan gibi ülkelerden gelen insanları Polonya topraklarına geçmeye teşvik etmekle ve Minsk’e uyguladığı yaptırımlar konusunda bloğa baskı yapmakla suçladı. Polonya, göçmen akışını engellemek için dikenli tel örgü inşa etmeye başladı. Sınır boyunca üç kilometrelik (iki mil) derinlikteki bir arazi şeridinde 30 günlük olağanüstü hal ilan etti.

“Vatandaşlarımızın güvenliği için onları kabul etmemiz mümkün değil”

İktidardaki Hukuk ve Adalet (PiS) partisi, Avrupa’ya girmeye çalışan çoğu Müslüman göçmenleri ulusal güvenliğe ve Polonya’nın Hıristiyan kültürü ve kimliğine bir tehdit olarak görerek AB’nin baskısına direndi. Komisyon ve insan hakları grupları, Polonya’nın sınırdaki göçmenleri Belarus’a geri göndermesinden, sığınma haklarını ihlal etmesinden ve onları daha fazla riske sokmasından korkuyor. 1994’ten beri Belarus’u yöneten Cumhurbaşkanı Alexander Lukashenko, Ağustos 2020’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde zafer kazandığını iddia etmesinden bu yana protestoculara sert bir şekilde baskı yapıyor ve eleştirmenlerinin hileli olduğunu söylüyor. Suçlamaları reddediyor. Belarus sınır servisi, sınırın Belarus tarafında bulunan cesedin yakınında Polonya-Belarus sınırından bir cesedin sürüklendiğine dair açık işaretler kaydedildiğini söyledi.İçişleri Bakanı Mariusz Kaminski, sınır muhafızlarının sınırı korumasına yardımcı olmak için 500 askerin daha görevlendirileceğini söyledi. Olağanüstü halin uzatılmasını istedi. Polonya’nın kuzeydoğusunda sınıra yakın bölgede 1 haftadır 30 kaçak göçmenin Polonya’ya girmek için beklediği öğrenildi. Çoğunluğunu Irak ve Afganistanlıların oluşturduğu göçmenlerin arasında kadın ve çocuklar da var. Göçmenlerin çadır, battaniye gibi kendilerini soğuk hava ve yağmurdan koruyacak hiçbir malzemesinin bulunmadığı kaydedildi. Wasik, göçmenlerin Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko tarafından kullanıldığını ileri sürdü.

Polonya-Belarus sınırındaki göçmenler hayatını kaybediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yunanistan insan haklarını ihlal etmeye devam ediyor:

Yunan Sahil Güvenliği, İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında bir grup göçmeni can salına bindirerek, Türk Karasularına geri itti.

Göçmenler, Türk Sahil Güvenliği tarafından kurtarıldı. pic.twitter.com/BotwTVYvyD

— Yekvücut (@yekvucutcom) May 18, 2021

Yunanistan insan haklarını ihlal etmeye devam ediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Alman devlet kanalı, Yunan güçlerinin sığınmacılara yaptığı zulmü görüntüledi:

Sığınmacılara hakaret ederek, onları sopa ve yumrukla darbettiler.

Ardından da savunmasız insanları açık denize geri ittiler. pic.twitter.com/WCLxh6PHO1

— Yekvücut (@yekvucutcom) April 7, 2021

Alman devlet kanalı, Yunan güçlerinin sığınmacılara yaptığı zulmü görüntüledi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.