ABD sınırlarındaki göçmen akınının sebebiyle Biden yönetimi, Guantanamo hapishanesi yakınlarındaki göçmen gözaltı kampını yeniden açmaya karar verdi. Biden yönetimi, güney sınırda artan göçmen ve sığınmacılar için, Guantanamo Körfezi’ndeki gözaltı kampını açmaya hazırlanıyor. Açılması planlanan kampa ABD’nin “teröre karşı savaşta” esir olarak tuttuğu  39 kişinin olduğu hapishaneye yakın olmasıyla dikkat çekti. Çoğunluğu Haiti’den gelen binlerce göçmen, barınma koşulları iyi olmayan  bir kampta toplanıyordu. Göçmen kampı, ilk olarak 1991’de Kübalı sığınmacılar için kurulmuştu. Kampta 34 bin Haitili ve aynı sayıdaki Kübalı gözaltına alınmıştı. Kamp, Kübalı sığınmacıları ABD anakarasına gelmeden tutmayı amaçlıyordu.  Eski ABD Başkanı Barack Obama ve yönetimi  sığınmacı sayısını aşamalı şekilde azaltana kadar sığınmacılar burada kalmaya devam etti. Kamp, 2017’den beri kullanılmadı. Haitili göçmen sorununu çözemeyen Biden yönetimi ise gözünü Guantanamo’ya dikti.  Cezaevi olarak da kullanılan kampta bulunan göçmenlerin işkence gördükleri ortaya çıkmıştı.

Yine ABD yine insanlık dramı

ABD’nin Texas eyaletindeki bir kampta binlerce kişinin kaçak bir şekilde yaşadığı ortaya çıktı. Ardından ABD Başkanı Joe Biden ve yönetimi, Haitilileri sınır dışı etme kararı almıştı. Haitililer uçaklara bindirilerek ülkelerine gönderildi. Haitilileri, tahliye eden uçağın havalimanına inmesiyle, uçak pisti kaos yerine döndü. Kendilerini bırakan uçağın peşinden koşan ve tekrar binmeye çalışan Haitililerin görüntüleri ortaya çıktı. Sınırdaki nehirden geçmeye çalışanlara atlı muhafızların kırbaçlı şiddet müdahalesi, insanlık dramını bir kez daha gözler önüne serdi.

ABD tarihine bir kaos daha ekleyecek

Yeni bir göçmen kampı açılması kararı, son iki hafta içerisinde yaklaşık 14 bin göçmenin nehir üzerinden geçmeye çalıştığı  bir dönemde geldi. Çoğu Haiti’den gelen göçmenlerin sayısının giderek arttı. Haiti Başkanı’nın  suikastı sonucu öldürülmesinin yarattığı siyasi kargaşa ve ülkede yaşanan şiddetli deprem bu durumu tetikledi. Haitililer, ekonomi ve güvenlik kaygıları sebebiyle ABD’ye sığınacaklardı.  Beyaz Saray, Biden‘ın Küba’daki Guantanamo Kampı’nı başkanlık döneminde kapatacağını açıklamıştı. Ancak ABD, yine şaşırtmadı.

Guantanamo göçmen gözaltı kampı yeniden açılıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD’nin Michigan eyaleti hapishane yönetimi, tutuklanan Müslüman kadınların başörtüsünü zorla çıkarıp fotoğraf çekme uygulamasından vazgeçmeyince hapishane yönetimine dava açıldı. 15’ten fazla Müslüman kadın, fotoğraf çektirmek için başörtülerinin zorla çıkarılmasından dolayı hapishane yönetimini şikayet etti. Müslüman kadınlar, başörtüsüz  fotoğraflarının sadece hapishane kartlarında kullanılmadığını kamuya açık Michigan Hapishane Departmanı internet sitesinde de kullanıldığını söyledi. Davaya bakan Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) Avukatı Amy Doukore, müvekkillerinin dini haklarının ihlal edildiğini kaydetti. “Müslüman kadının başını açmak, Müslüman olmayan kadınları üstsüz gezdirmek gibi bir şey. Utanç verici, aşağılayıcı ve onur kırıcı.” ifadelerini kullandı. Doukore, hapsedilen kadınların dini özgürlüklerini yitirdiği anlamına gelmediğini belirtti. 2 yıldan fazla süredir hapishane yönetimiyle bu sorunu çözmeye çalıştıklarını ancak bir sonuca varamadıklarını aktardı.

ABD hapishanelerinde Müslüman göçmenlere domuz eti dayatmasıverildi

ABD’de, dört ay önce Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Birimi (ICE) yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını döneminde tutuklu Müslüman göçmenlere domuz eti ve son kullanma tarihi geçmiş gıdalar verildiğini duyurmuştu. Müslüman Avukatlar ve Göçmenler İçin Amerikalılar isimli sivil toplum örgütü, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Birimine şikayet mektubu göndermişti. Florida’nın Miami kentindeki ICE şubesinde Müslüman tutukluların aylardır domuz eti ile beslenmeye zorlandığı ve tarihi geçmiş gıdalar yüzünden birçok tutuklunun hastalandığı açıklamıştı.

Müslüman Avukatlar organizasyonunun internet sayfasında da yayınlanan mektupta, ”Krome isimli tutuklu bulunan göçmen Müslüman, İslam tarafından yasaklanmış bir gıda olan domuz eti yemek ile aç kalmak arasında seçim yapmaya zorlanmış, ICE görevlileri bu hareketleri ile Federal Yasayı açıkça ihlal etmiştir.” ifadeleri yer almıştı. Mektupta, tutukluların domuz eti konusundaki şikayetlerini gözaltı merkezinde görevli papaza ilettikleri, papazın ise konuyu ”Neyse ne.” diyerek geçiştirdiği söylenmişti. Şikayet mektubunda, bir din görevlisi olan papazın dini inanca dair endişeyi dikkate almamasına ayrıca vurgu yapılmıştı.

ABD hapishaneleri daha önce de suçlanmıştı

Gözaltındaki tutuklulara hizmet veren ICE kurumu, 2019 yılında da ABD’de çalışma izni bulunan Pakistan asıllı bir Müslümana 6 gün boyunca sadece domuzlu sandviç vermekle suçlanmıştı. Yine 2019 yılında, Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU) isimli kuruluş, çeşitli dini inanışlara sahip tutukluların dini haklarının ihlal edilmesi, dini metinlerine ICE görevlileri tarafından el konulması ve tuvaletlerin yanında dua etmeye zorlanması gibi konuları gündeme taşımıştı.

ABD’nin Michigan eyaletindeki hapishanede Müslüman kadınlara dayatma yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD’de haksız yere suçlanan adam 44 yıl sonra serbest bırakıldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Filistin Esirler Cemiyetine göre, İsrail hapishanelerinde ihmaller ve ihlaller dolayısıyla hayatını kaybeden Filistinli tutukluların ilki 1967 yılında Ahmed Nuveyri’ydi.

İsrail hapishanelerinde 1967’den bu yana 67’si tıbbi ihmal, 75’i gözaltına alındıktan sonra kasten öldürülme, 7’si hapishanede doğrudan ateş açılma ve 73’ü işkence sonucu 222 Filistinli şehit oldu.

Bu yıl Ebu Diyak’ın yanı sıra 4 Filistinli tutuklu; Faris Barud, Ömer Avni Yunus, Nassar Takatka ve Bessam es-Sayih, İsrail hapishanelerinde çeşitli nedenlerle yaşamını yitirdi.

Ebu Diyak 4 yıldır kanser hastasıydı

İsrail’in Remle Cezaevi Hastanesi’nde salı günü hayatını kaybeden 37 yaşındaki Ebu Diyak, 2002’de “İsrail askerlerine ve Yahudi yerleşimcilere karşı silahlı eylemde bulunmak” suçlamasıyla gözaltına alınmıştı.

17 yıldır İsrail hapishanelerinde tutulan Ebu Diyak, son 4 yıldır bağırsak kanserinden muzdaripti.

İnsan hakları kuruluşlarına göre, 4 yıl önce Rimon Hapishanesi’nde bulunduğu sırada karın ağrısı şikayetiyle hastaneye kaldırılan Ebu Diyak, bağırsağında kanserli kitle tespit edilmesi üzerine ameliyata alındı.

Karnında da kitle bulunduğu teşhis edilen Ebu Diyak ağrıları nedeniyle uyuyamıyor ve yemek yiyemiyordu. Tekerlekli sandalyeye mahkum olan Ebu Diyak, özel bakıma ihtiyacı olmasına rağmen tıbbi ihmale maruz bırakıldı.

Gözaltına alındığı 2002’den bu yana İsrail hapishanelerinde tutulan Ebu Diyak’ın hakkında 3 müebbet ve 30 yıl hapis cezası bulunuyordu.

İsrail hapishanelerindeki tıbbi ihmal can alıyor

Faris Barud ise bir Yahudi yerleşimciyi öldürdüğü suçlamasıyla 1991’de İsrail güçlerince gözaltına alındı ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

Gözaltına alındığı tarihten itibaren 28 yıl boyunca İsrail’in güneyindeki Rimon Hapishanesi’nde tutulan 51 yaşındaki Barud, 6 Şubat’ta sağlık durumunun kötüleşmesinin ardından kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

Otopsi sonuçları, Barud’un son yıllarda açık şekilde tıbbi ihmale maruz kaldığını ortaya çıkardı.

Yaralı olarak gözaltına alındı

Filistinli Ömer Avni Yunus, 20 Nisan’da işgal altındaki Batı Şeria’da bıçaklı saldırı girişiminde bulunduğu iddiasıyla İsrail güçleri tarafından vurularak gözaltına alındı.

Vurulmasının ardından ağır yaralı olarak Tel Aviv yakınlarındaki bir hastaneye kaldırılan 20 yaşındaki Yunus, bir hafta sonra 27 Nisan’da şehit oldu.

Takatka işkence sonucu yaşamını yitirdi

Batı Şeria’nın Beytullahim kentine bağlı Beyt Fecr beldesindeki evinden haziran ayında İsrail güçlerince gözaltına alınan Filistinli Nassar Takatka önce sorgu merkezlerine nakledildi.

İsrail’in Remle kentindeki Nitzan Cezaevi’nde tutuklu bulunan 31 yaşındaki Takatka da 16 Temmuz’da işkence sonucu şehit oldu.

Filistinli tutuklunun ölümünün ardından Filistin Esirler Cemiyetinden yapılan açıklamada Filistinli tutukluların ifadelerine göre, Takatka’nın sağlık durumunun sorgu sırasında maruz kaldığı işkenceler sonrası kötüleştiği belirtildi.

Açıklamada, Takatka’nın Megiddo Cezaevi’nde hücre hapsine alındığı ve yatağa bağlanarak ağır bir şekilde darbedildiği aktarıldı.

Takatka’nın ailesi, ilk kez tutuklanan Takatka’nın herhangi bir sağlık probleminin bulunmadığını açıkladı.

İsrail hapishanelerinde 1967’den beri 222 Filistinli şehit oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Birleşmiş Milletler’in hukuk dışı kararıyla kurulan İsrail’in insanlık tarihine bir leke olarak geçen eylemlerine her gün bir yenisi daha ekleniyor. Kudüs, Batı Şeria ve Gazze’de katliamlarını sürdüren Siyonist İsrail, Filistinliler için hapishaneleri de mezarlığa çevirdi. Buna göre son olarak 17 yıl tutuklu kalan kanser hastası Filistinli Sami Ebu Diyak’ın hayatını kaybetmesiyle 1967’den bu yana İsrail cezaevlerinde yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 222’ye ulaştı.

6 gün savaşının yapıldığı 1967’den bu yana İsrail hapishanelerinde 67’si tıbbi ihmal, 75’i gözaltına alındıktan sonra kasten öldürülme, 7’si hapishanede doğrudan ateş açılma ve 73’ü işkence sonucu 222 Filistinli şehit oldu.

Kaynak: Anadolu Ajansı

İsrail dışarıda öldüremiyorsa hapishanede öldürüyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.