Hırvatistan, Alman gazeteci Sebastian Leber‘ı sınırda gözaltına aldı. Hırvatistan İçişleri Bakanlığı, Alman gazetecinin göçmenlere yasa dışı sınır geçişlerinde yardım ettiğini iddia etti. Gazeteci Leber, para cezasına çarptırıldı. Alman gazeteci Sebastian Leber, Bosna Hersek-Hırvatistan sınırında göçmenlerle ilgili araştırma yapıyordu. Hırvatistan polisi, Leber ile birlikte 6 göçmeni gözaltına aldı. Hırvat yetkililer Alman gazeteciyi, göçmenlerin sınır geçişine kaçak yollarla yardım etmekle suçladı. Alman gazeteciye yöneltilen suçlardan biri de yasa dışı yollarla insan kaçırmak oldu. Leber, çıkarıldığı mahkemece Hırvatistan sınırına geçmesi gerekçe gösterilerek para cezası aldı. Olayların ardından açıklama yapan gazeteci, Hırvatistan’ın sistematik bir şekilde uluslararası anlaşmaları ihlal ettiğini dile getirdi. Leber, göçmenlerin işkencelere maruz bırakıldığını bunlara bizzat tanıklık ettiğini söyledi. Hırvatistan’da yaşananlar Alman medyasına da yansıdı. “Avrupa Sınırları İçinde Basın Özgürlüğünün Kısıtlanması” manşetleri atıldı. Hırvatistan sınırına gelen göçmenlerin sığınma başvuruları dahi alınmadan geri çevriliyor.  Hırvat yetkililer göçmenlerin üzerindeki eşyalara el koyarak onları zorla Bosna sınırına gönderiyor.

Hırvatistan’dan göçmenlere şiddet

Geçtiğimiz aylarda Hırvatistan güvenlik güçlerinin sığınmacıları Avrupa Birliği sınırları dışına şiddet kullanarak geri ittiğini gösteren görüntüler ortaya çıktı. Güvenlik güçleri hakkında soruşturma başlatıldı. Görüntülerde Hırvat polislerinin ülkenin Bosna sınırında genç sığınmacıları sopayla dövdüğü belgelendi. Göçmenlerin şiddete maruz kaldığını gösteren araştırma Libération, Der Spiegel ve ARD gibi çeşitli medya kuruluşlarıyla ortak bir gazetecilik platformu olan Lighthouse Reports tarafından 8 ay boyunca yürütüldü. Hırvatistan İçişleri Bakanı Davor Bozinovic, göçmenlere şiddet uygulayan kişilerin üniformalarında herhangi bir armanın bulunmadığını söyledi.  Bozinovic,”Kanun çiğnemek veya şiddet uygulamak Hırvat polisinin yapacağı şeyler değildir. Böyle bir durum ortaya çıkarsa mutlaka yaptırım uygulanmalı” ifadelerini kullandı.

Hırvat hükümeti şiddeti biliyor

Avrupa medyasında yayınlanan videolarda ise söz konusu üniformaların ve kullanılan copların Hırvat polisinde de kullanıldığı belirtildi. İsmini vermek istemeyen 6 Hırvat memuru ile röportaj yapıldı. Hırvat memurları, kolluk kuvvetlerinin Hırvat müdahale polisi olduğuna inandıklarını söyledi. Polislerin arkasında “müdahale polisi” anlamına gelen “Interventa Policija” yazısının görüldüğü belirtildi. Haberde, Hırvat polisinin, sınırda göçmenlere karşı yürüttükleri özel çalışmalar için aylık yüzlerce euro ek ücret aldığı öne sürüldü. Bu eylemin “Operasyon Koridor” adı altında başkent Zagreb’de içişleri bakanlığına bağlı bir birim tarafından yönetildiği ifade edildi. “Operasyon Koridor’un” parçası olan ve gerçek ismini vermek istemeyen Goran Novak, sığınmacılara karşı düzenli şiddet uygulandığını belirtti. “Ormanda veya başka bir yerde sığınmacı bulduğumuzda, genellikle korku içinde yere yatarlar. Birimindeki memurlardan biri sık sık üzerlerinden geçer ve sopayla bacaklarına vurur. Zagreb’deki merkez, geri itme yapılıp yapılmayacağına karar verir.” ifadelerini kullandı.

Hırvatistan’dan göçmenlere yardım eden gazeteciye ceza yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Hırvatistan’da polisin aralarında Afganlarında bulunduğu binlerce mülteciye karşı orantısız güç kullandığı öne sürüldü. Danimarka Mülteci Konseyi (DRC), 16 Ağustos ile 29 Ağustos tarihleri arasında Avrupa’ya ulaşmaya çalışan Afgan ailelere karşı Hırvat polisi tarafından şiddet uygulandığını gösteren özel bir rapor yayımladı. Raporda Ağustos ayında Taliban’dan kaçan ailelere karşı 60 yasa dışı geri itme belgelendi. Geri itmelerin tamamının Hırvat polisi tarafından gerçekleştirildiği iddia edildi. Aileler Bosna Hersek’e gönderildi. Binlerce mülteci Bosna Hersek ve diğer Balkan ülkelerinde mahsur kaldı. Ayrıca mültecilerin arasında Taliban‘dan kaçan Afganlıların da bulunduğu bildirildi. Kabil’den tahliyeler devam ediyor. Bu süre zarfında ise Hırvat polisinin, düzinelerce Afgan’ı soyduğu ve Bosna Hersek’e geri gönderdiği öne sürülüyor.

Hırvat polisi mültecilerin haklarını ihlal ediyor

Herhangi bir geri gönderme, bir bireyin sığınma başvurusunda bulunma hakkının yasaklanması insan haklarını ihlal ediyor. Bu durum da İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin, Cenevre sözleşmelerinin ve AB mevzuatının ihlali sayılıyor. İddia edilen geri itmelerin tümü, Taliban’ın Afganistan’ı kontrol ettiğinin duyurulmasının ardından gerçekleştirildi. Mağdurlara göre, geri itmeler arasında şiddet içeren davranışlar, aşağılayıcı muamele, hırsızlık ve kişisel eşyaların imhası yer aldı. Geri itilen Afganların yarısının reşit olmadığı belirtildi. Yüzlerce Afgan aile, Hırvatistan ile Bosna arasındaki sınırda, Bihać ve Bosanska Bojna’da ablukaya alındığı bildirildi. Üstelik ailelerin su ve elektriği olmayan terk edilmiş binalarda çocuklarıyla birlikte yaşadığı söylendi.

Hırvat polisi mültecilere karşı her zaman böyle

Hırvat polisinin mültecilere karşı uyguladığı yasa dışı geri itmeler ve şiddet suçlamaları ilk değil. Geçmiş dönemlerde de birçok kurum yıllardır Hırvatistan’ın mültecilere karşı yaptığı insanlık dışı ihlalleri gündeme taşıdı. Avrupa Komisyonu bir Avrupa Birliği (AB) üyesi ülke olan Hırvatistan’dan açıklama yapmasını istedi. Ancak Hırvatistan bu iddialara ve suçlamalara yönelik bir cevap dahi vermedi. Geçen Nisan ayında da yine Hırvatistan’da benzer bir olay yaşanmıştı.  Hırvat sınır polisi bir grup göçmeni ararken Afgan bir kadını bıçaklayarak alıkoymuştu. Hırvat polisinin Afgan mülteci kadına cinsel istismarda bulunulduğunu bildirilmişti. Avrupa Komisyonu Zagreb’i davayı soruşturmaya çağırdı ve olayı “ciddi bir suç iddiası iddiası” olarak değerlendirdi. Ancak polise bir ceza verilip verilmediği bildirilmedi.

Hırvat polisi Afgan mültecilere şiddet uyguluyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Bosna Hersek’teki Birletmiş Milletler (BM) misyonu Hırvat polislerin sınırda toplu halde sığınma talebinde bulunan göçmenlere ağır şiddet uygulayarak geri çevirdiğini aktardı ve bu duruma acil son verme çağrısı yaptı.
Sığınma talebinde bulunan göçmenler Hırvat polislerin şiddetine uğradı. Göçmenlere şiddet uygulayan polisler, 50 göçmeni yaraladı. Olay, BM ekiplerinin sınırda yaralı göçmenlerle karşılaşmasıyla ortaya çıktı. BM olay sırasında Hırvat polisinin sınırı geçmeye çalışanların cep telefonlarını, paralarını ve eşyalarını alarak sopalarla dövdüğünü bildirdi. Birleşmiş Milletler’in Bosna Hersek Temsilciliği olayı duyururken toplu olarak sınır dışı edilmeleri durdurmak için acil eylem çağrısında bulundu. Misyon uluslararası hukuk ve AB hukuku uyarınca göçmenleri bireysel değerlendirme yapmadan geri gönderme ve toplu sınır dışı etmenin yasak olduğunu vurguladı.

Daha önce de şiddet iddialarını reddetmişti

BM yetkilileri “İlgili devletleri 2 Nisan’da meydana gelen olayı soruşturmaya ve tüm faillerin uygun şekilde cezalandırılmasına çağırıyoruz” dedi. Yaralı göçmenlere acil tıbbi yardım sağlandı. Olayla ilgili Bosna Hersek veya Hırvatistan’dan bir açıklama gelmedi. Hırvat makamları, geçmişte de Bosna’dan AB üyesi Hırvatistan’a geçmeye çalışan göçmenlere karşı şiddet uyguladığını reddetmişti.

Hırvat polisinin şiddetli tutumu 2018’den beri devam ediyor

Hırvatistan polisinin düzensiz göçmenlere şiddet uyguladığına dair haberler, 2018 yılından beri atarak gündeme gelmeye devam ederken, Hırvat hükümeti konu hakkında sessiz kalmayı tercih ediyor. Daha önce Uluslararası Af Örgütü, Sınır Tanımayan Doktorlar, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ile Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi gibi birçok kuruluş, göçmenlerin Hırvatistan tarafında maruz kaldığı şiddet ve işkenceleri belgeleriyle paylaştı. Son olarak Danimarka Mülteci Konseyi (DRC) tarafından raporlanan şiddet eylemleri nedeniyle AB’ye söz konusu saldırılar hakkında soruşturma başlatılması çağrısında bulunuldu. DRC’nin raporunda, ekim ayında Hırvatistan tarafında yakalanan bir grup göçmenin, yapılan sağlık taramaları sonucunda vücutlarında kırbaç izlerine rastlandığı ve bir göçmenin de polis tarafından cinsel istismara maruz kaldığı aktarıldı. Gelişmeler üzerine AB’nin sessiz kalmaya devam etmesi “suç ortaklığı” olarak nitelendirilirken, AB’nin Hırvatistan’a siyasi baskı uyguladığı ve yaşanan insan hakları ihlallerini görmezden geldiği de iddia ediliyor. Bu arada, Fransa ve Almanya gibi AB’nin önde gelen ülkeleri, düzensiz göçmen dalgalarına karşı daha sıkı sınır kontrolleri için çağrıda bulunurken, Hırvatistan’ın sergilediği katı tutum, birliğin sınırlarını korumak için her şeyi yapmaya hazır olduğunun göstergesi olarak değerlendiriliyor. AB’nin 2016 yılında Batı Balkan rotasını kapatmasının ardından alternatif rota arayışına giren göçmenler, Bosna Hersek üzerinden Hırvatistan’a geçerek diğer Batı Avrupa ülkelerine ulaşmaya çalışıyor. Bosna Hersek’te, büyük çoğunluğu Hırvatistan sınırına yakın bölgelerde olmak üzere hala 9 bin civarında göçmen olduğu tahmin ediliyor.

BM: Hırvatistan göçmenlere yönelik şiddete son vermeli yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

67 yaşındaki Ramiz Tiro, 1994 yılında Bosna-Hersek’teki savaş sırasında Hırvat askerleri tarafından toplama kamplarına alındı daha sonra serbest bırakıldığında ise bir hayvan gibi hissetti.

Açlıktan ve susuz kaldığından dolayı 33 kilo vermişti. 262 gününü cehenneme benzettiği bir yerde geçirdiği zaman zarfında bir insan olarak nasıl hissedildiğini unutmuştu.

Tiro, El Cezire’ye “Hayatta kalmayacağımı sandım çünkü umudumu yitirirmiştim.” açıklamasında bulundu.

“Çok fazla işkence gördüm, beni bir hayvana dönüştürdüler. Psikolojik [işkence], açlık, susuzluk, durmak bilmeyen işçilik, savaşlar arasında ön cephede çalıştırıyorlardı. Hayatta kalmayacakmış gibi hissettim. ”

Tutuklular, HVO kazma çukurları, bina kaleleri ve ölü bedenleri toplamak için ön saflarda tehlikeli çalışmalar yürütmek zorunda kaldılar. Uluslararası Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin 2017’de (ICTY) onaylandığı gibi, canlı kalkan olmakla zorlandılar.

Bazı tutuklular kendi idrarını içmeye bazıları da ayakkabı cilası ve ot yemeye zorlandı.

Hırvat toplama kamplarındaki Boşnakların yürek burkan hikayesi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Saldırının ardından Hırvat gencin polis tarafından gözaltına alındığı belirtildi. Yetkililer, saldırganın aşırı alkollü olduğunu açıkladı.

Türk bayrağına yapılan bu çirkin saldırının ardından Türkiye’den gelen folklor ekibinin festivalden ayrılmak istediği ancak Dakovo Belediyesi Başkanı Marin Mandariç’in hem Türk halkından hem de Türkiye Cumhuriyeti’nden özür dilediği belirtildi.

Türk bayrağına Hırvatistan’da küstah saldırı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.