15 ay sığınmacı aile birleşimi hakkı yok

Tel Apel’deki sığınmacıların tahliye edildiği tarihte toplanan Hollanda Bakanlar Kurulu, izlenecek yol haritasını çizdi. BBC Türkçe’nin haberine göre, sığınmacı kabulünün askıya alınmasının dışında, aile birleşimi hakkına da bir yasaklama getiriliyor. Başvurusu olumlu sonuçlananların, ailesinin kalanını da Hollanda’ya getirmeleri 15 ay boyunca yasaklandı. AB yasalarına göre şayet 15 ay boyunca ikamet edecek yer bulunamaz ise diğer aile üyelerinin de vize başvurusu olumlu sonuçlanacak. Anlaşmanın durdurulmasıyla birlikte, bu yıl Türkiye’den aktarılması planlanan 250 sığınmacı Hollanda’ya alınmayacak. 2023 senesi için Hollanda’ya aktarılması planlanan sığınmacı sayısı ise binin üzerindeydi.

Tel Apel’de yoğunluğu kaldıramıyor

Mart 2016’da Türkiye ve AB arasında imzalanan anlaşmaya göre Türkiye’deki kamplardan her yıl binin üzerinde sığınmacı kabul etmekle yükümlü olan Hollanda, gelen sığınmacıları ilk başvuru için Tel Apel’deki merkeze yönlendiriyordu. Açıklamada, merkezdeki yoğunluğun bir karmaşaya dönüştüğü öne sürülüyor. 700’den fazla kişi, altyapı ve yatak eksikliğinden dolayı dışarıda uyumak durumunda kaldı. Güvenlik sebeplerinden ötürü sığınmacıların çadır kurmalarına da izin verilmiyor. 26 Ağustos Cuma günü, zorlu koşullar ve müfrit kalabalık sebebiyle yüzlerce kişi merkezden tahliye oldu. Başbakan Mark Rutte, bu durumu “utanç verici bir idari başarısızlık” olarak niteledi. “Öğrenilmesi gereken bir ders” dediği kabul sorununu çözmek için kimsenin elinden geleni ardına koymadığını söyledi. Hollanda hükümeti, sığınmacıların ikameti için 20 bin ek konut sağlama projeleri hazırlıyor.

Hollanda Türkiye’den sığınmacı kabulünü durdurdu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Hollanda’da Müslüman kadınlar kısıtlanıyor

Hollanda’da “burka yasağı” 1 Ağustos 2019’da yürürlüğe girmişti. Yasa kapsamında, kişilerin eğitim ve sağlık sektörü, toplu taşıma araçları ve devlet dairelerinde yüzlerini tanınmayacak şekilde tekstil, maske veya kask gibi unsurlarla kapatması yasaklanmıştı. Hollanda Danıştayı “Din özgürlüğünü kısıtladığı” gerekçesiyle yasayı tavsiye etmemişti. Buna rağmen yasa, 2016’da Temsilciler Meclisince çoğunlukla kabul edilmişti. Yasağı ihlal edenlere 150 euro para cezası öngörülüyor. İslam ve yabancı karşıtı aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders, yasanın yürürlüğe girdiği gün sosyal medyadan, “Burka yasağı yürürlüğe girdi. Şimdi bir sonraki adım için çalışmaya başlayabiliriz. Hollanda’da başörtüsü yasağı.” paylaşımı yapmıştı. Hollanda’da peçe takan yaklaşık 200 kadın olduğu ve yasağın ardından bu sayının 150’ye gerilediği bilgisi verildi.

Hollanda’da Müslüman ırkçılığı raporu

Şubat 2022’de de Hollanda’nın İslam karşıtlığı raporu yayımlandı. Hollanda’da Müslüman ırkçılığının artışına dair tespitler ve tavsiyeler derlendi. Raporda, şehirdeki Müslümanların çalışma hayatında ve medyada sıklıkla İslam karşıtı içeriklere ve nefret söylemine uğradığı ifade edildi. Müslümanlara yönelik İslamofobik eylemlerin internet ortamı ve iş hayatında yaygınlaştığı tespit edildi. Raporun yazarları, Amsterdam’daki birçok Müslüman için İslam karşıtlığının her geçen gün normalleştiğini ve Müslüman toplulukların giderek daha fazla nefret söylemlerine uğradığını belirtti. Raporda, İslam karşıtı eylemlerin internet ortamı ve iş hayatında yaygınlaştığına dikkat çekildi. Müslümanların isimleri, dini inancı gereği giydiği kıyafetleri ya da sakalları sebebiyle iş ve staj başvurularının reddedilmesi, ayrımcılık eylemlerine örnek gösterildi. Müslümanların, iş başvurularında cinsiyet, terörizm, eşcinsellik ve Hollanda’ya aidiyet gibi başvurularıyla alakalı olmayan sorulara maruz kaldıkları bildirildi. Araştırmaya katılanlar, sınıf arkadaşlarının bu tür sorulara muhatap olmadan kolaylıkla iş bulabildiğini söyledi.

Hollanda’da Müslüman kadınlara yönelik ayrımcılık arttı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

PEGİDA ilk eylemini Almanya’da düzenledi

PEGIDA, ilk eylemini 20 Ekim 2014’te Almanya’nın Dresden kentinde düzenlemişti. Sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla 12 kişi tarafından organize edildiği iddia edilen bu eyleme 350 kişi katılmıştı. Pazartesi günleri yapılan gösterilere katılanların sayısı sürekli artarak 2015’in ocak ayı ortasında 25 bine yükselmişti. Fakat daha sonra bu gösterilere katılım azalmıştı. PEGIDA, diğer Avrupa ülkelerindeki yabancı düşmanı gruplara da ilham kaynağı olmuştu.

Kuran-ı Kerim’i çiğneyen kadın ayakkabılı kartpostal GÖNDERDİLER

Avrupa‘nın birçok ülkesinde şubesi bulunan PEGIDA (Batının İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar), Hollanda’da 2021’de de çirkin bir provokasyona imza attı. Her fırsatta İslam‘a karşı nefret eylemleri gerçekleştiren hareket, yaklaşık 100 camiye Kuran-ı Kerim‘in ayaklar altına alındığını gösteren provokatif içerikli yılbaşı tebrik kartı gönderdi. Posta yoluyla gönderilen zarfın içerisinden Kuran-ı Kerim’i çiğneyen kadın ayakkabısı figürünün üzerinde “Yeni yılda bol şanslar” yazılı kartpostal çıktı. Birçok caminin yetkilisi olaya tepki gösterdi ve PEGIDA hareketini polise şikayet etti. İslam düşmanı PEGIDA, 2018 yılında da Hollanda’nın Rotterdam kentinde Ramazan Ayı’nda Diyanet Vakfı’na ait Ulu Cami önünde domuz etiyle mangal yapmak için izin istemişti. Yerel yetkililer gösterinin bir hak olduğunu ama seçilen mekanın kutuplaşmaya sebebiyet vereceği endişesiyle izin vermemişti.

Irkçı PEGIDA hareketi, Ramazan’da cami önlerinde domuz pişirecek yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

“Hollanda’da İslam karşıtlığı normalleşti”

Raporda, İslam karşıtlığının şehirdeki Müslüman topluluklar üzerindeki fiziksel, duygusal ve psikolojik etkilerine değinildi. Araştırmacılar, İslam karşıtlığının Hollanda toplumunda normalleşmesine karşı çıkamadıklarını ve artık “bununla yaşamayı öğrendiklerine” dikkat çekti. Ayrıca İslam karşıtı saldırıların artmasıyla Müslüman toplulukların camiye gitmekten korktuğu bildirildi. Müslüman kadınların da dini kıyafet giymekten çekinmesi gibi problemlere yer verildi. Raporda, Müslümanların açıkça tehdit ve hakarete uğramalarının yanı sıra kıyafetleri ve görünüşleri sebebiyle girdikleri yerlerde göz takibine alınmak gibi kolay fark edilmeyen ayrımcılığa maruz kaldıklarına dikkat çekildi.

Hollandalı siyasetçilerin ırkçı söylemleri İslam karşıtlığını artırıyor

Raporu hazırlayan araştırmacılar, İslam karşıtlığının normalleşmesinin sebeplerinin başında ülkedeki ırkçı siyasetçilerin nefret söylemlerindeki artışı ve medya kuruluşlarını işaret etti. Medyada, Müslümanlar hakkında olumsuz imaj çizildiği anlatıldı. Müslümanların toplumu ayrıştıran rollerle eşleştirildiği bilgisi paylaşıldı. Diğer yandan Amsterdam Belediye Meclis Üyesi Rutger Groot Wassink’in raporla ilgili yerel medyada açıklama yaptı. Wasskink, “Araştırma birçok Müslümanın ciddi anlamda etkilendiğini ve göz ardı edildiğini gösteriyor.” ifadelerini kullandı. Raporda, Amsterdam Belediyesine, işçi alımı yapan firmalara ve kişilerin Müslümanlara yönelik ayrımcılıklarına yönelik daha ciddi tedbirler alması tavsiyesinde bulunuldu.

Hollanda’da İslam karşıtlığı raporu yayımlandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Hollanda ordusu işkence yaptı

Hollanda Kraliyet Dil, Coğrafya ve Etnoloji Enstitüsü (KITLV), Hollanda Askeri Tarih Enstitüsü (NIMH) ve Savaş, Holokost ve Soykırım Enstitüsü (NIOD), ortak bir çalışma yaptı. Hollanda askerlerinin Endonezya’nın 1945-1950’deki bağımsızlık savaşı sırasındaki “sistematik şiddet eylemleri” konuşuldu. Araştırmadaki verilere yönelik video konferans yöntemiyle toplantı yapıldı. Toplantıda, Hollanda hükümetinin söz konusu şiddet eylemlerini görmezden geldiği söylendi. Araştırmacılar, Hollandalı askerlerin Endonezyalılara uyguladığı şiddetin yaygın ve kasıtlı olduğunu belirtti. Hollanda hükümetinin askeri, idari ve adli makamlarca yeterli soruşturmayı yapmayarak şiddet eylemlerine müsamaha gösterdiği vurgulandı. Araştırmacılar, Endonezya’nın bağımsızlık mücadelesi yaşanırken görevde olan Hollandalı siyasetçi, bürokrat, askeri personel, adli makamlar ve güvenlik güçlerinin şiddet eylemlerinden haberdar olduğunu söyledi. Uzmanlar, Hollandalı askerlerin savaş sırasında sık ve yaygın şekilde şiddete başvurduğunu belirtti. Yargısız infazlarda bulunduklarını, öldürme, tecavüz ve işkence eylemleri gerçekleştirdiklerini dile getirdi. Ayrıca askerlerin gayriinsani şartlarda tutuklama yaptığını ifade etti.

“Bulgular sürpriz değildi”

Hollanda İtibar İadesi Komitesi (The Committee of Dutch Debts of Honor (KUKB)) Başkanı Jeffry Pondaag, araştırmayla ilgili yerel medyaya açıklamalarda bulundu. Bulguların sürpriz olmadığını söyledi. Pondaag, Hollanda‘nın kendini açıkça savaşın sorumlusu ilan etmedikçe bu tür bulguların haber niteliği taşımadığını belirtti. “İki tarafın savaştığı her yerde karşılıklı şiddet ve suçlamalar olur. Fakat burada sadece Hollanda’nın sorumluluğundan bahsediliyor.” dedi.

Hollanda ordusu, Endonezya bağımsızlık savaşı sırasında şiddete başvurdu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Hollanda Sağlık Hizmetleri Kurumu, ülkedeki 73 hastanenin 14’ünün yatak kapasitesinin dolduğunu açıkladı. Bu sebeple hastanelerin koronavirüs hastalarına gerekli tedaviyi veremeyecek duruma geldiğini belirtti. Hollanda’da vaka sayısı artışıyla yatak kapasiteleri dolmaya başladı. Birçok hastane koronavirüs gerekçesiyle önemli ameliyatları erteledi. Ülkedeki 73 hastanenin 14’ünün yatak kapasitesi doldu. 49’unda da salgın sebebiyle planlanan ameliyatlar ve tedaviler yapılamadı. Hollanda Sağlık Hizmetleri Kurumu, ülkedeki 12 hastanenin yoğun bakımlarının dolduğunu açıkladı. Uzun süren tedavilerin süresinin kısaltılması gerektiği uyarısını yaptı.

Hollanda’da vaka sayısı artışıyla başa çıkamadı

Hükümet yatak kapasitesinin dolması ve başka hastalara yer açmak için hastaları, Almanya’daki hastanelere sevk etti. Hollanda Ulusal Hasta Dağılımı Koordinasyon Merkezi yetkilisi Monique Jacobs,  Almanya’da da yoğun vaka artışları nedeniyle hastaneler üzerindeki baskının arttığını vurguladı. Fakat Hollanda için ayrılan 20 yatak daha olduğunu ifade etti. Hollanda geçen yıl da hastanelerde ortaya çıkan kapasite sorunu nedeniyle, bazı koronavirüs hastalarını Almanya’ya nakletmişti.

Hollanda’da vaka sayısı sebebiyle hükümet mesafe kuralını zorunlu hale getirdi

Ekim ayından beri yükselişe geçen vaka sayıları,  günlük ortalama 20 binin üzerine çıktı. Ülkede son 24 saatte 23 bin 39 kişiye koronavirüse yakalandığını belirten hükümet, 1,5 metrelik sosyal mesafe kuralını tüm ülkede zorunlu hale getirdi. Mesafe kuralına uymayanlar, 95 avro para cezası ödeyecek. Hükümet, 2 Kasım’da, koronavirüs vaka sayılarının artmasının ardından bazı yerlere maske kuralını geri getirdiğini açıklamıştı. Ayrıca, kalabalık mekanlarda sosyal mesafe kuralının uygulanmasını tavsiye etmişti. Vaka sayılarındaki artışın devam etmesinin ardından, 12 Kasım itibarıyla kısmi kapanmaya gidildiği açıklanmıştı.

Hollanda hastanelerdeki yetersizliği personel eksikliği ile açıklamıştı

Hastaneler koronavirüs hastalarına bakmak için diğer hastaların ihmal edilmesi tehlikesiyle kaşı karşıya kaldı. Polikliniklerin yüzde 144, yoğun bakımların yüzde 136 kapasiteyle çalıştığı belirtilen açıklamada, 3. doz aşıların bir an evvel başlaması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, durumun Limburg için geçerli olsa da Hollanda’nın diğer bölgelerinin de yakında benzer bir durumda kalabileceği uyarısında bulunuldu. Günlük vaka sayılarının ekim ayının başından beri yükseldiği Hollanda’da yüksek aşılama oranına rağmen vaka sayılarındaki yükseliş devam ediyor.

Hollanda’da vaka sayısı artışı, tedavide kısıtlama getirdi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Hollanda Vergi Dairesi, 270 binden fazla kişiyi kişiyi hatalı bir şekilde kara listeye almıştı. Kara listeye aldığı on binlerce kişinin ise veri güvenliğini ihlal etti. Hollanda Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Daire’nin on binlerce kişinin veri gizliliğini 7 yıl boyunca ihlal ettiğini açıkladı. Açıklamada, bu durumun Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Düzenlemesinin (GDPR) birçok maddesini açık şekilde ihlal ettiğini vurguladı. Ayrıca, yasal dayanağı olmaksızın kişisel verilerini işlediler ve bu veriler çok sayıda çalışan bu bilgileri gördü. Dairenin güncel olmayan veriler temelinde yanlış kararlar aldığı ortaya çıktı. Açıklamaya göre kişisel verileri sistemde çok uzun süre sakladılar.. Böylece bu durum, Hollanda’daki Gizlilik Yasası’nın ihlal edildiğini kanıtladı. Birçok masum insanı mağdur edildi. Vergi Dairesinin hatası sebebiyle binlerce kişi vergi incelemesine tabi tutuldu ve hak ettiği ödemeleri alamadı.

Hollanda veri gizliliği ihlali ile binlerce kişiyi mağdur etti

Veri Koruma Kurumu’nun raporunda, Vergi Dairesinin 2013-2020 yıllarında FSV olarak bilinen Dolandırıcılık Uyarı Sistemi’ni (Fraude Signalering Voorziening) kullandığı da ortaya çıktı. Daire, diğer kamu kurumlarından aldığı bilgileri hatalı şekilde işledi. 270 binden fazla kişiyi yanlışlıkla “dolandırıcı veya potansiyel dolandırıcı” olarak FSV’nin kara listesine kaydetti. AP, raporu Vergi Dairesi yaptırımlarının belirlenmesi için Maliye Bakanlığına sundu. Dolandırıcılık Uyarı Sistemi’nin kullanımı Hollanda’nın Gizlilik Yasası’nı ihlal etmesi sebebiyle yasak hale gelmişti.. Raporla ilgili yerel medyada yer alan haberlerde, AP Başkanı Aleid Wolfsen, “Araştırmamız Vergi Dairesinin FSV sistemini izin verilmeyen şekilde kullandığı ve veri güvenliğini açık şekilde ihlal ettiğini gösteriyor.” açıklamasını yaptı.

Hollanda Kişisel Verileri Koruma Kanunu’na aykırı davranıyor

Hollanda Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na göre kişisel veriler yalnızca belli durumlarda kullanıma açıktır. Örneğin, veri sahibinin işleme için açık rızasını vermiş olması gerekmektedir. Veri işlemenin, veri sorumlusunun tabi olduğu yasal bir yükümlülüğe uymak için gerekli olması sağlanmalıdır. Veriler, veri sahibinin hayati bir menfaatini korumak için gereklidir. Hollanda Vergi Dairesi hatalı işlemler le on binlerce kişinin veri gizliliğini ihlal etmiş oldu.

Hollanda Vergi Dairesi verilerin gizliliğini ihlal etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Hollanda’da en az 10 belediyenin özel şirketler aracılığıyla camiler ve Müslümanlara ait kurumlar hakkında gizli araştırma yürüttüğü  ortaya çıktı. NRC gazetesine göre, Hollanda camilere, imamlara ve cemaatteki etkin kişilere ilişkin gizli araştırma yaptırdı. Araştırmayı yürüten belediyeler arasında Rotterdam, Delft, Almere, Huizen, Leidschendam-Voorburg, Zoetermeer, Veenendaal ve Ede yer alıyor. Ancak Utrecht Belediyesi ise araştırmanın gizliliği ve yöntemiyle ilgili şüpheleri olduğu gerekçesiyle incelemeyi durdurdu. Denk Partisi Tunahan Kuzu, Müslümanların Hollanda hükümetine olan güvenini zedelediğini belirtti. Kuzu ayrıca, “Belediyelerin camileri bu şekilde araştırması hukuka aykırıdır. Cami cemaatinin arasına sözde araştırmacı yerleştiren bu devlet uygulamasını durdurmak için parlamentoda gerekli adımları atacağız. Araştırmaların yapıldığı belediyelerdeki tüm DENK belediye meclis üyeleri de harekete geçmiş durumda.” ifadelerini verdi.

Hollanda’da camilerin araştırılmasına 300 bin avro!

Hollanda Güvenlik ve Terörle Mücadele Kurumunun, araştırmayı belediyeler yoluyla finanse ettiği ortaya çıktı. Araştırmayı, NTA adlı özel firma aracılığıyla gerçekleştirdi. Müslümanlara yönelik gizli araştırmalar için yaklaşık 300 bin avro harcandığı bilgisi ortaya çıktı. Bu şirket, belediyeler adına “toplum için tehlike oluşturduğu” gerekçesiyle soruşturma yapıyor. Araştırma şirketindeki araştırmacılar camilere giderek imamlar, cemaat ve cami yönetimleri ile konuşuyor. Daha sonra belediye yönetimleri için kamuoyuna açıklanmayan raporlar hazırlıyor. Veenendaal kentindeki bir cami raporu, cemaat içinde hangi ailelerin birbirleriyle tanıştığı ya da üyelerin nerelerde eğitim gördüğü bilgilerini de içeriyordu.

Hollanda’daki camiler ve Müslüman kurumlar işte böyle gözetlendi

Verilen bilgilere göre camileri araştıran NTA çalışanları, kendilerini cemaatten biri ya da ziyaretçi olarak tanıttı. Bu görevliler inceleme sırasında cemaatteki kişilerle kimliklerini açıklamadan görüştüler. NTA, imamların ve yöneticilerin geçmişleri hakkındaki verileri belediyelere “gizli bilgi” olarak servis etti. Hükümetin araştırmalarının yeterli olmaması sebebiyle belediyeler kendi araştırmalarıyla bu sorunu çözmek istediklerini belirttiler. Bu nedenle, NRC’nin haberinde belediyeler kendi bölgelerindeki camileri yakından izleterek “daha gerçekçi sonuçlar elde etmek” istediklerini açıkladı. Anayasa profesörü Ymre Schuurmans, görüşlerini aktardı. Haberde, yapılan işlemi “hukuksuz” bulan Schuurmans, “Bu kapsamdaki bir bilginin toplanması çok geniş bir yetki ve belediyeler bunu özel şirket eliyle yapamaz” şeklinde açıklamalar yaptı. İddialara ilişkin Müslüman kuruluşlardan SPIOR, Hollanda’da devlet ve Müslümanlar arasındaki güvenin “ciddi şekilde zedelendiği” şeklinde değerlendirme yaptı.

Hollanda’da camiler ve Müslüman kurumlar gizlice araştırıldı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Hollanda sınırlarında ve havalimanlarında ırk ayrımcılığı yapıldığı ortaya çıktı. Kontrol noktalarında insanların etnik kökenlerine bakılarak durduruldukları bildirildi. Eindhoven Meclis Üyesi Mpanzu Bamenga, sınırlarda yapılan kontrollerde ırka dayalı kriterlerin kullanılmasının ırk ayrımcılığı olduğuna ilişkin dava açtı. Hollanda Lahey Bölge Mahkemesi ise “etnik köken sınır kontrollerinde kriter olabileceğine hükmetti. Hollanda‘da Lahey Bölge Mahkemesinde yapılan duruşmanın neticesinde hakimler, “Etnik köken sınır aramalarında kriter olabilir, fakat tek kriter olamaz.” açıklamasında bulundu. Mahkeme, davacıların, arama ve kontrollerde etnik kökenin bir kriter olmaması gerektiği şeklindeki talebini reddetti. Karara ilişkin yapılan yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, “Sınır kontrollerinin amacı düzensiz göçmenleri tespit etmek. Hiçbir suç şüphesi olmasa da kontrol yapılabilir.” ifadeleri kullanıldı. Mahkeme sözcüsü Jeannette Honee, karara ilişkin Hollanda Kraliyet Asker Polisi (Royal Marechaussee) tarafından yapılan kontrollerin “ayrımcılık yasağını” ihlal etmediğini belirtti.

“Hollandalıya benzemediğim için kontrol ediliyorum”

Eindhoven Meclis Üyesi Mpanzu Bamenga açtığı davaya,  beş insan hakları derneği de “davacı” sıfatıyla katıldı. Bamenga, “Hollandalıya benzemediği” gerekçesiyle sürekli havalimanlarında kontrol edildiğini ve bu durumun ırk ayrımcılığı teşkil ettiğini belirterek bu nedenle dava açtığını dile getirdi. Bamenga, kararı temyiz edeceklerini belirtti. “Ülkeme, Hollanda’ya her geldiğimde etnik kökenim sebebiyle kontrol ediliyorum.” dedi.

Hollanda’da ırk ayrımcılığı

Davacı avukatlarından Jelle Klaas, verilen kararla ilgili açıklamalarda bulundu. Klaas, “Mahkeme etnik fişlemeye kapı açan bu duruma ilişkin hüküm verme şansını kaçırdı.” diye konuştu. Birleşmiş Milletler (BM) Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi (CERD), Hollanda’da yapılan ırk ayrımcılığı durumuna ilişkin bu ayın başında bir rapor yayımladı. Komite, ülkedeki etnik azınlıkların eğitim, sağlık, iş ve sosyal hizmet alanlarında ayrımcılığa maruz kalmaya devam ettiğini açıklamıştı. Hollanda’nın ırk ayrımcılığı ile mücadelede gelişme kat ettiği aktarılan raporda, daha fazla ilerleme olması gerektiğine dikkat çekilmişti. CERD’in yayımladığı raporda, göçmenler ve azınlıklar üzerine yapılan siyasi tartışmaların ayrımcılığın artmasında etkili olduğu, ayrımcılığın en fazla polisin yaptığı durdurma ve aramalarda görüldüğü belirtilmişti. Online platformlarda yapılan ırkçılık ve nefret söylemlerinin azaltıldığı ifade edilmişti. Raporda, “etnik fişleme” konusundaki endişelerin devam ettiği hatırlatılmıştı. Raporda, hükümete etnik azınlıkların kamusal alandaki görünürlüğünün artırılması ve ‘etnik fişleme’yi engelleyecek kanunlar çıkarılması gerektiği tavsiyesinde bulunulmuştu.

Hollanda sınırlarında etnik köken ayrımcılığı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Hollanda’da Amsterdam Ayasofya Camii‘ne ırkçı saldırı yapıldı. Milli Görüş Federasyonu, camiye düzenlenen saldırı ile ilgili açıklama yaptı. Amsterdam Ayasofya Camisi yönetimi ile cemaatin, caminin güvenliğinden tedirgin olduğu belirtildi. Ülkede nefret söylemlerinin ve ırkçı saldırıların her geçen gün arttığı kaydedildi. Geçen yıldan bu yana ülkedeki ırkçıların camiye ikinci kez saldırdığı belirtildi. Ayrıca güvenlik güçlerinden ve Hollanda yönetiminden, camiye yapılan ırkçı saldırılara yönelik ayrım yapmadan karşı çıkmaları ve gerekli tedbirleri almaları çağrısı yapıldı. Ayasofya Camisi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Gazi Cırık, olayla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Cırık, dün gece caminin camlarının bira şişesiyle kırıldığını söyledi. “Emniyet güçleri ve politikacılardan bu tür saldırılara karşı caydırıcı önlemler almalarını bekliyoruz.” dedi. Cırık, kamera görüntülerini polisle paylaştıklarını bildirdi. Saldırganın bir an önce yakalanması durumunda cemaat olarak kendilerini güvende hissedeceklerini söyledi. Daha önce de Milli Görüş Federasyonu’na bağlı diğer camilere de benzer saldırılar olduğunu belirtti.  Cırık, kalıcı çözüme politikacıların ve güvenlik birimlerinin alacakları tedbirlerle ulaşılabileceğini vurguladı.

Hollanda’da Amsterdam Camii’ne 2020’de de saldırdılar

Hollanda’da Amsterdam Ayasofya Camii 14 Aralık 2020 tarihinde de ırkçı saldırganlar tarafından hedef alındı. Konuyla ilgili Kuzey Hollanda Millî Görüş Federasyonu Başkanı Mustafa Hamurcu şöyle konuştu. “Amsterdam’ın incisi olan Ayasofya Westermoskee Camimize kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından camlarına kaldırım taşı atılarak saldırı olmuştur. Son dönemlerde artan saldırılar sebebiyle Müslümanlar olarak güvenlikten endişe etmekteyiz. Yetkililerin ibadethanelerimizle ilgili ekstra güvenlik tedbirleri almalarını bekliyoruz.”

Caminin 3 camını da kırmaya çalıştılar

Hollanda‘da Amsterdam Ayasofya Westermoskee Camii Başkanı Gazi Çırık saldırganın caminin 3 camını da kırmaya çalıştığını söyledi. Çakır “Video görüntülerine göre saldırgan önce caminin etrafında keşif yapıyor daha sonra da kalın camları kırmak için baya uğraşıyor. Kayıtlara göre saat 20.30-21.00 arası yapıldı saldırı. Tek tesellimiz camimizin o sırada boş olması cemaatimizin zarar görmemesi. Sabah namazı için camiye geldiğimizde saldırıyı fark ettik. Polise haber verdik, geldiler rapor tuttular. Kendilerine video görüntüleri de teslim edeceğiz.” ifadelerinde bulundu. Yaşanan olaydan sonra soruşturmanın yapılması için emniyete haber verildi.

Hollanda’da Amsterdam Ayasofya Camii’ne ırkçı saldırı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.