Muzaffer Bayram örgüt listelerini hazırlamış

FETÖ‘nün HSYK imamı Muzaffer Bayram hakkında verilen kararda, yargılama sürecinin kanuna uygun yapıldığına değinilerek, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği kaydedildi. Kararda, sanık Bayram’ın üniversite öğrenciliğinden beri örgüt yapılanması içerisinde yer aldığı, HSYK tarafından belirlenecek Yargıtay ve Danıştay üyelerinin tespit edilmesinde aktif rol aldığı, son olarak da örgütün “hâkim savcılar Türkiye imamı yardımcısı” ve “HSYK imamı” olarak görev yaptığı ifade edildi. Yerel mahkemenin kararında, HSYK’nın ne şekilde karar alacağına Bayram’ın karar verdiği, 2014’te yapılan HSYK seçimlerinde örgüt listesini hazırlayan kişi olduğu vurgulandı.

FETÖ’nün HSYK imamı üye seçiminde aktif rol almış

Yerel mahkeme kararında Bayram’ın Yargıtay ve Danıştay’a üye seçiminde görev aldığı, üyelerden kaçının örgüt içerisinden olacağını belirlediği ifade edildi. Kararda, 2010 Anayasa değişikliğinin yargıyla ilgili kısmının düzenlenmesi ve aynı tarihte önemli davaların ve temyiz incelemerinin bulunduğu Yargıtay 9. Ceza Dairesindeki üye yapısının değiştirilmesinde rol oynadığı belirtildi. Ayrıca kararda, sanık Bayram’ın Adli Kolluk Yönetmeliğinin düzenlenmesi, 2014’te HSYK’nın yapısının değiştirilmesiyle ilgili yasa değişikliğinin TBMM Adalet Komisyonunda görüşüldüğü dönemde, basında “muhtıra” olarak nitelendirilen yazının düzenlenmesi ve basına verilmesi gibi önemli görevleri yerine getirdiği de kaydedildi.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

FETÖ’nün HSYK imamı hakkında verilen ceza onandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ üyeliğinden tutuklu bulunan Okur’a yönelik verdiği mütalaa da sanığın terör örgütü yöneticisi olmak” suçundan 15 yıldan 22 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması istedi. Mütalaa da Okur’un tüm yalanları çökertildi. FETÖ’yü kurtarmak için çalışmış Okur’un, “2012 MİT krizinden sonra amaçlarını anladım, mücadele ettim” demesine rağmen, bu süreçten sonra da örgüt mensuplarını koruyup kolladığı ileri sürülen mütalaada, sanığın örgütle mücadele ettiğine ilişkin beyanları ile mevcut tasarruflarının taban tabana zıt olduğunun anlaşıldığı belirtildi.

Mütalaada, 1996’dan HSYK üyesi seçildiği döneme kadar örgüt toplantılarına katıldığı belirtilen Okur’un, “örgütün yargıyı ele geçirmesi amacıyla görevde yükseltildiği, yargı camiasında önemli rol oynadığı, 7 Şubat 2012’den sonra örgütle mücadeleye başladığı algısının gerçeği yansıtmadığı, olaydan örgüt lehine en az zayiatla çıkılması amacıyla örgüt karşısındaymış gibi durup kararname çıkardığı” kaydedildi.

Örgütün tepe noktasında İbrahim Okur’un, örgütün HSYK’da ve yargıda güç haline gelmesini sağladığı, önemli noktaların örgütün eline geçmesinde etkin rol oynadığı ifade edilen mütalaada, “Tanık ifadelerinde, ‘örgütün tepe noktasındaki isim’, ‘number one’, ‘karar verici’ şeklinde bahsedilen İbrahim Okur’un, örgütün en tepe noktasında bulunduğu, bu statü ve güçle yönetici sıfatıyla örgütün muhatapları arasında birinci sırada bulunduğu, emir ve talimat verme noktasında olduğu anlaşılmıştır.” denildi.

“FETÖ ile mücade ettim” yalanı yatsıya kadar bile yanmadı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Nesibe Özer’in, Yargıtay 9. Ceza Dairesinde “FETÖ yöneticiliği” suçundan tutuklu yargılandığı davada, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Kara tarafından 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis istemiyle sunulan mütalaada çeşitli tespitlere yer verildi.

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in, eski HSYK İkinci Daire Başkanı Nesibe Özer’den, “O bizim anamız” diye bahsettiği ortaya çıktı. Örgütün çok önem verdiği  Özer’e, Gülen tarafından kitap ve eşarp da hediye edildiği belirlendi.

Hakim ve savcıların yükselme, birinci sınıfa ayrılma işlemlerini yapan, yer değişikliklerine, meslekten ihraca yönelik kararlar veren HSYK İkinci Dairesinin Başkanı olması nedeniyle Nesibe Özer’e, örgüt tarafından özel önem verildi.

Örgüt lehine hareket etti Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Kara’nın hazırladığı mütalaada, Özer’in örgüt bağlantısına ilişkin önemli tespitler de yer aldı. Buna göre, Özer’in FETÖ ile bağlantısı hakimlik sürecinde başladı, örgüt irtibatı HSYK’deki görevi sırasında da sürdü. Örgütsel stratejilerin belirlendiği toplantılara katılan Özer, FETÖ’nün amaçları doğrultusunda hareket etti.

Nesibe Özer ile FETÖ’nün sivil imamlarının GSM hatlarının incelenmesinde ise ortak baz hareketleri tespit edildi.

Bu sürelerin bir günü aştığı zamanların da olduğu belirlendi. HSYK’deki görevi sırasında Özer, FETÖ’nün kumpas soruşturmaları ve davalarında görev alan başta Zekeriya Öz ve Cihan Kansız olmak üzere örgüt mensubu hakim ve savcıları korumaya yönelik faaliyetler yürüttü, yapılan oylamalarda bu yönde oy verdi.

FETÖ’cü savcıları korudu

FETÖ’nün hiyerarşik yapısında örgüt yöneticisi konumunda bulunan Özer, görev yaptığı ikinci dairede, örgüt üyesi hakim ve savcılarla ilgili yapılan şikayetlerde korumacı tavır izledi. Özer, önemli görevlerde bulunan örgüt mensubu hakim ve savcıların yerlerinin değiştirilmesine ilişkin kararlara da muhalif kaldı.

Bu tavrı örgüt içinde takdirle karşılanan Özer, örgütün, devletin kurumlarının ele geçirilmesi stratejisi kapsamında FETÖ adına önemli bir görev üstlendi. Örgütün şifreli haberleşme ağı ByLock kullanıcısı da olan Özer, FETÖ’nün deşifre olmasını engellemek, örgüt mensupları hakkında yapılan soruşturmaların sonuçsuz kalmasını sağlamak için de çaba gösterdi.

AB heyetine Türkiye’yi şikayet etti

Özer’in, Avrupa Birliği (AB) heyetinin 2014’te HSYK’yi ziyaretinde “Can güvenliğim yok” sözleriyle Türkiye’yi şikayet ettiği basına yansımıştı.

Eski HSYK 2. Daire Başkanı makamını FETÖ’ye vakfetmiş yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

9. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Muzaffer Bayram, tutuklu bulunduğu Keskin T Tipi Kapalı Cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.

Sanık Bayram, herhangi bir örgütle bağlantısının bulunmadığını, talimat almadığını ve vermediğini öne sürerek beraatini talep etti.

Duruşma savcısı, sanığın Adalet Bakanlığı tetkik hakimliği, daire başkanlığı, HSYK genel sekreter yardımcılığı ve genel sekterliği yaptığını ve Malatya savcılığı görevinden sonra meslekten ihraç edildiğini anımsatarak, iki ayrı telefonda ByLock kullandığını, kullanıcı adının “Hk.2013” olduğunu ve programda ekli kişilerin çoğunlukla hakim savcılardan oluştuğunu belirtti.

Sanığın üniversite öğrenciliğinden beri örgüt yapılanması içerisinde bulunduğunu, HSYK tarafından belirlenecek Yargıtay ve Danıştay üyelerinin tespit edilmesinde etkin rol aldığını, son olarak da örgütün “hakim savcılar Türkiye imamı yardımcısı” ve “HSYK imamı” olarak görev yaptığını kaydeden savcı, Bayram’ın atılı suçlardan cezalandırılmasını talep etti.

Mahkeme heyeti, sanık Muzaffer Bayram’a “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme” suçundan 15 yıl hapis cezası vererek tutukluluk halinin devamına hükmetti.

FETÖ’nün “HSYK imamı”na 15 yıl hapis cezası verildi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

“Silahlı terör örgütü yöneticiliği” suçundan hazırlanan fezleke, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.

Bylock kullanıcı adı: “fahri11”

Ankara Cumhuriyet Savcısı Murat Özcan tarafından düzenlenen fezlekede, geçtiğimiz şubat ayında Çanakkale’deki bir gaybubet evinde yakalanan şüphelinin, örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock’u kullandığı belirtildi.

3 farklı hat ile 5 farklı cihazdan ByLock kullandığı anlaşılan Kaya’nın programdaki kullanıcı adının ise “fahri11” olduğu aktarıldı.

Yargı toplantılarını organize etti

Şüpheli Kaya’nın himmet topladığı, Yargıtay’a seçilecek üyelerin belirlenmesinde örgüt adına önemli rol oynadığı ve örgüt toplantılarını organize ettiği belirtildi.

Eski HSYK üyesi Kerim Tosun ifadesinde, Mehmet Kaya’nın evindeki toplantılara katıldığını, Yargıtay üyesi olduktan sonra da bu toplantılarda yer aldığını söylemişti.

Eski HSYK Başkan Vekili Ahmet Hamsici de 2011’de Yargıtay’a 160 üye seçimi yapılmadan önce gerçekleştirilen toplantıların Mehmet Kaya’nın evinde düzenlendiğini anlatmıştı. Hamsici, “Mehmet Kaya’nın evinde kurulan projektör ile Yargıtay ve Danıştay üyesi olabilecek hakim ve savcıların listesi yansıtıldı. Yargıtay tetkik hakimlerinin ismi geçince evdeki Gülen cemaati (FETÖ) mensubu HSYK üyeleri, olumlu veya olumsuz görüş belirtiyorlardı. Ancak olumlu belirttikleri hep cemaat (FETÖ) mensuplarıydı.” ifadelerini kullanmıştı.

9 kritik isimden birisi

Fezlekede, şüpheli Mehmet Kaya’nın FETÖ’nün yargı yapılanması içerisinde en önemli 9 isimden birisi olduğu vurgulandı. Emniyetteki ve savcılıktaki ifadesinde susma hakkını kullanan şüpheli Kaya hakkında, “FETÖ’nün ideolojisini, amaçlarını, faaliyetlerini benimsediği, kendi iradesini örgütün iradesine terk ettiği, örgüt hiyerarşisi içinde hareket ettiği tespit edilmiştir.” değerlendirilmesi yapıldı.

Fezlekenin iddianameye dönüştürülmesinin ardından hakkında dava açılan FETÖ’nün diğer hakim ve savcıları gibi Kaya’nın da Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde yargılaması yapılacak.

Eski HSYK Genel Sekreteri hakkında fezleke yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Akarca yaptığı açıklamada, FETÖ dosyalarıyla ilgili şu bilgileri verdi:

“İstinaf mahkemelerinden FETÖ’yle ilgili bin 251 dosya intikal etmiştir. Yargıtay Başsavcılığımız tarafından da bunların emsal içtihat olması gözetilerek taşraya yön vermek, ilk dereceli ve istinaf mahkemelerindeki dosya sayılarını düşük tutabilmek adına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılarımıza 843 dosya çıkarılarak bunlara ilişkin tebliğname düzenlenmiştir, terör suçlarına bakan Yargıtay 16. Ceza Dairemize gönderilmiştir. Bu konuda içtihatlarla davalara yön verilmektedir. Yine Ceza Genel Kurulumuz tarafından FETÖ davalarıyla ilgili kararlar da verilmeye başlanmıştır.”

Yeni ByLock kullanıcıları tespit edildi

Akarca, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına FETÖ üyesi ve yöneticisi oldukları iddia edilen bir kısım eski yüksek yargı üyeleri hakkında 156 fezleke dosyasının gönderildiğini söyledi.

Dosyalarla ilgili inceleme ve soruşturma sonucu ek ifadeler alındığına işaret eden Akarca, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İlgili kurumlardan yazışmalar yapılarak ek belgeler ve yazılar getirtildi. Ayrıca bir kısım yeni ByLock’lar tespit edildi. Bunlarla ilgili olarak da şu ana kadar 138 eski Yargıtay, Danıştay, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ve Anayasa Mahkemesi üyesi hakkında Yargıtay 9. Ceza Dairesinde dava açmış bulunmaktayız. Bunların yargılamaları sürüyor. Şu anda bizde davası devam eden 18 fezleke bulunmaktadır. Bunlarla ilgili kolluk kuvvetlerimiz tarafından yurt içinde ve dışında yakalama çalışmaları sürdürülmektedir.”

Yargıtay, Danıştay, HSYK ve AYM’den toplam 138 üye hakkında FETÖ davası var yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FETÖ’nün darbe girişimi sonrasında meslekten ihraç edilen ve tutuklanan eski Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile HSYK üyelerinin yargılanmasına devam edildi.

Duruşmada, eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici tanık olarak dinlendi.

İtirafçı olmasında tek kişilik koğuşa alınmasının etkili olup olmadığı sorulan Hamsici, konunun bununla bir ilgisinin olmadığını, cezaevindeyken bir gazetede darbe girişiminde bomba atan pilotlardan birinin ifadesini okuduktan sonra itirafçı olmaya karar verdiğini bildirdi.

“Kendimi tecavüze uğramış hissediyorum”

Daha önce cemaat olarak bilinen yapıya sempati duyduğunu belirten Hamsici, şöyle konuştu:

“Örgütlerle üyeleri arasında yazılı olmayan bir sözleşme vardır. PKK için dağa çıkan kişi, bir gün eline silah verileceğini ve bu silahı polise, askere doğrultacağını bilir, bu kabulle örgüte katılır. DEAŞ’a katılan biri, günün birinde eline bir bıçak verileceğini, bununla kamera karşısında birinin kafasını kesebileceğini bilir. Bize toplantılarda ‘Biz eğitim gönüllüsüyüz, Türk dostu insanlar yetiştiriyoruz’ diyorlardı. Bizimle örgüt yöneticileri arasındaki gizli akitte ‘darbe yapılacağı’ yoktu. Bu akdi onlar bozdu. Ben kendimi kandırılmış, hatta tecavüze uğramış olduğumu hissettiğim için itirafçı oldum. Tek kişilik koğuşta kalmam itirafçı olmam konusunda beni etkileyen bir unsur değildi.”

Eski HYSK Başkanvekili: FETÖ aramızdaki akdi bozdu, kendimi kandırılmış hissediyorum yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığının firari şüphelilere yönelik başlattığı soruşturma kapsamında kentte FETÖ’nün hücre evleri[gaybubet evleri] belirlendi.

Başsavcılığın kararı üzerine 10 ayrı adrese eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda, eski HSYK Genel Sekreteri ve Yargıtay üyesi firari Mehmet Kaya da yakalandı.

Hücre evine düzenlenen operasyonda gözaltına alınan Kaya, işlemleri için emniyete götürüldü.

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yürütülen soruşturmalarda Kaya’nın yargı içerisindeki örgüt toplantılarını organize ettiği belirlenmişti.

Eski HSYK üyesi Kerim Tosun ise ifadesinde örgütle Mehmet Kaya aracılığıyla tanıştığını, Kaya’nın evindeki toplantılara katıldığını belirtmişti.

Tosun, Yargıtay üyesi olduktan sonra da Kaya’nın organize ettiği toplantılarda yer aldığını söylemişti

Eski HSYK Genel Sekreteri Mehmet Kaya Çanakkale’de yakalandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 5 eski HSYK üyesi hakkında yürütülen soruşturmayı tamamladı. Soruşturma sonucu şüpheliler hakkında “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan hazırlanan fezlekeler, dava açılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.

Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) “silahlı terör örgütü yöneticisi olmak” suçu için 15 yıldan 22 yıl 6 aya kadar hapis cezası öngörülüyor.

Hakkında soruşturma başlatılan HSYK üyeleriyle ilgili yargılamalara, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesi bakacak. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Daireye gönderilecek fezlekeler, iddianame yerine geçecek.

Eski HSYK üyeleri Şaban Işık, Mahmut Şen ve Ahmet Berberoğlu, FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklu bulunuyor. Kerim Tosun ile Mustafa Kemal Özçelik ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

Örgüt ‘abi’leri eski Yargıtay Üyesi Nazmi Dere

Fezlekelerde, eski Yargıtay Üyesi Nazmi Dere’nin, şüphelilerin örgütteki “abi”leri olduğu ifade edildi. Şüphelilerin, HSYK’da Dere’nin talimatları doğrultusunda oy kullandıkları kaydedilen fezlekelerde, “Dere’nin ise örgüt mensubu kurul üyeleri Tosun, Berberoğlu, Özçelik, Işık ve Şen’e örgüt yapılanması içinde verdiği talimatları bağlı bulunduğu sivil imamlardan aldığı anlaşılmaktadır.” bilgisine yer verildi.

Fezlekelerde şüphelilerin, Dere’nin talimatları sonucu özellikle Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk, MİT tırlarının durdurulması, 17/25 Aralık darbe girişimi, Selam Tevhid kumpası, Tahşiye kumpası ve yasa dışı dinlemelere ilişkin soruşturma ve davalarda görev alanlar hakkında soruşturma izni verilmemesi yönünde kararlar vererek muhalefet şerhleri yazdıkları, maaşlarının yüzde 20’sini himmet parası olarak Dere’ye verdikleri ifade edildi.

ByLock yazışmalarının incelendiği vurgulanan fezlekelerde, Dere’nin örgütün yüksek yargı yapılanmasından sorumlu sivil imamlar “Cemal” kodlu Cemil Kalyoncu, “Nejat” kodlu Mehmet Baysal ve “örgütün yargı yapılanmasında üst yönetici konumunda” olan “Erdoğan” ve “Azmi” kodlu sivil imam Erkan Yılmaz ile irtibatlı olduğu belirtildi.

Fezlekelerde, “Yüksek yargıdan sorumlu sivil imamların da örgüt yapılanması içinde ‘Ziya’ kodlu Harun Uygun’a bağlı oldukları bilinmektedir. Örgütün Yargıtay’da etkin olduğu dönemde Yargıtay Genel Sekreteri olan eski Yargıtay Üyesi Aydın Boşgelmez ile örgütün HSYK sorumlusu eski Yargıtay Üyesi Nazmi Dere’nin Yargıtay içinde yapılacak seçimde hareket tarzlarını, verecekleri oyun şeklinin belirlenmesi için örgütün talimatlarını iletecek sivil imamdan haber bekledikleri görülmektedir.” ifadesine yer verildi.

Fezlekelerde, şüphelilerin ByLock kullanıcısı olduklarına işaret edildi.

Özçelik “itirafçı” oldu

Özçelik’e ilişkin fezlekede, şüphelinin savcılık ifadesinde, FETÖ yapılanmasındaki konumunu ve eylemlerini anlattığı, örgüt hakkında bilgiler verdiği bildirildi.

Fezlekede Özçelik’in, 2014’te yılında yapının kendisini HSYK adayı olarak gösterdiğini, HSYK üyesi olarak seçildikten sonra kendisi ile birlikte yapı içerisinde bulunan Berberoğlu, Tosun, Şen ve Işık’ın sorumluluğuna Nazmi Dere’nin getirildiğini, HSYK’daki görevinde onun talimatları doğrultusunda kararlar verdiklerini, ByLock’u da telefonuna Dere’nin kurduğunu anlattığı belirtildi.

Özçelik, Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü dönemine ilişkin ise şu görüşlere yer verildi:

“Sohbet abimiz bana ve diğer arkadaşlarıma bakanlığa alınacak kişilerin hizmetten olmasına dikkat edilmesi gerektiğini söylüyordu. Bu kişi direk olarak bana bir liste vermedi. Ancak ben bana kadar ulaşan isimlerin cemaat mensuplarından oluştuğunu anlıyordum. Ben de alınacak personelin cemaat mensubu olmasından yana olduğum için bu isteklere ‘Hayır’ demiyordum. Ancak alınacak hakim ve diğer personelin tümünün cemaatten olmaması gerektiğini dile getiriyordum. Hakim olarak alınacak kişinin tümünün cemaat mensubu olması halinde müsteşarlık makamı veya bakanlık makamından geri döneceğini bildiğim için alınacak hakimlerin tümünün cemaatten olmaması için dikkat ederdik.”

“Örgütün talimatı kararlarımıza yansıdı”

Şüphelilerden Kerim Tosun’un, FETÖ’nün hiyerarşik yapılanmasında bilerek ve isteyerek yer aldığı ve örgütte yönetici konumunda olduğu belirtildi.

Fezlekeye göre Tosun, Bylock’u 2 Kasım 2014’te telefonuna indirerek kullanmaya başladı. Tosun’un ByLock üzerinden Dere ile irtibatı tespit edildi.

Tosun, savcılık ifadesinde, Fetullah Gülen yapılanmasıyla hukuk fakültesi üçüncü sınıftayken Mehmet Kaya aracılığıyla tanıştığını, Kaya’nın evindeki toplantılara katıldığını, hakim adayı olduğu dönemde Eğitim Merkezine geldiği zamanlarda FETÖ içerisinde yine Kaya’nın organize ettiği toplantılarda bulunduğunu, buralara bilahare Yargıtay Üyesi olan Mesut Kundakçı ve Salih Sönmez’in de katıldığını anlattı.

Yargıtay Savcısı olarak göreve başladığı zaman Aydın Boşgelmez ve Mehmet Kaya’nın örgüt içinde organize ettiği toplantılara katıldığını söyleyen Tosun, bu toplantılarda “sohbet abiliğini” Nazmi Dere’nin üstlendiğini itiraf etti.

Tosun, 2011’de Yargıtay üyeliğine seçildikten sonra Muharrem Karayol’un yanına gelerek “Seni Yargıtay üyesi seçtirdik, artık kaçma, sohbetlere katıl.” dediğini, bu istek üzerine evine gittiğinde evde Salih Sönmez, Muzaffer Karadağ, Abdi Cengiz, Mesut Kundakçı ve Turgut Emiroğlu’nu gördüğünü dile getirdi.

FETÖ yapılanmasının talimatıyla 2014 yılında HSYK adayı olduğunu anlatan Tosun, HSYK üyesi seçildikten sonra örgüt mensubu HSYK üyeleri ile aynı grupta bulunduğunu aktardı.

Burada da “abilik” görevini Nazmi Dere’nin yürüttüğünü belirten Tosun, HSYK’da görev yaptığı esnada Dere’nin talimatları doğrultusunda oy kullandıklarını, Dere’nin özellikle Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk, MİT tırlarının durdurulması gibi davalarda görev yapan cemaat mensubu hakim ve savcıların yapacağı soruşturmalarda “Aleyhe kararlara muhalefet yazın, arkadaşları küstürmeyelim.” dediğini, bu talebin FETÖ’nün isteği olduğunu bildiğini ve Dere’nin talimatlarını kararlarına yansıttıklarını itiraf etti.

Tosun, telefonuna ByLock’un Dere tarafından yüklendiğini söyledi.

Berberoğlu, Işık ve Şen’e ilişkin fezlekeler

Ahmet Berberoğlu, Şaban Işık ve Mahmut Şen’e ilişkin fezlekelerde de şüphelilerin FETÖ’nün çalışmalarıyla HSYK üyeliklerine seçildikleri, Nazmi Dere’nin verdikleri talimatları doğrultusunda HSYK’da oy kullandıkları, “sohbet” olarak nitelendirilen örgüt toplantılarına katıldıkları, “himmet” adıyla örgüte para verdikleri ve örgütün talimatlarını kuruldaki diğer örgüt mensupları ile birlikte aynen yerine getirdikleri kaydedildi.

Mahmut Şen hakkındaki fezlekede, şüphelinin, örgütün yargı mensuplarından sorumlu “Erdoğan” ve “Azmi” kodlu sivil imamı Erkan Yılmaz ve Ankara bölgesinde bulunan yargı mensuplarından sorumlu “İshak” ve “Vedat” kodlu sivil imamı İsmail Çevirci ile ByLock irtibatı bulunduğu bildirildi.

Eski HSYK üyeleri için “FETÖ yöneticiliği” fezlekesi Yargıtay’a gönderildi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesi ise 3 Mart 2017 günü, yani Kilis Ağır Ceza Mahkemesinin kararından bir gün sonra, tahliye taleplerinin reddedilmesine karar verdi. Fakat bu ret kararı hükümsüz kaldı. Çünkü Kilis Ağır Ceza Mahkemesinin kararıyla 5 sanık bir gün serbest bırakılmıştı.

Kilis İşadamları Derneği Başkanı Mehmet Vakıf Şarkbay’ın da aralarında bulunduğu tahliye edilen FETÖ’cülerin, örgütün Kilis’teki en önemli isimlerinden olduğu belirtildi.

FETÖ’nün kamikaze tahliyeleri devam ediyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.