Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye’de sivillere yönelik hak ihlallerini raporladı. Suriye İnsan Hakları Ağı, Suriye’de Mart 2011’den beri Beşşar Esed rejiminin ortalama 14 bin sivili işkenceyle katlettiğini tespit ettiklerini duyurdu. 26 Haziran İşkence Mağdurlarıyla Uluslararası Dayanışma Günü’nde Suriye’de işkence dolayısıyla hayatını kaybedenlere ilişkin Anadolu Ajansı’na (AA) özel rapor hazırlandı. Hazırlanan rapora göre, Suriye’de çoğu Esed rejimi tarafından olmak üzere 177’si çocuk, 63’ü kadın toplam 14 bin 388 kişi işkenceyle öldürüldü. Raporda, Esed rejimi güçlerinin iç savaş boyunca 1,2 milyon Suriyeliyi zorla alıkoyduğu ve çeşitli işkenceler uyguladığı söylendi. Çoğu sivilin ise halen tutsak olduğu kaydedildi. Suriye İnsan Hakları Ağı, rejim zindanlarında tutulanlardan kimlik bilgilerine ulaştığı en az 132 bin kişiden haber alınamadığını bildirdi. Diğer yandan Suriyeli muhalif kaynaklar da Esed rejiminin cezaevleri ve sorgu merkezlerinde aralarında kadınların da olduğu en az 400 bin kişinin tutulduğunu duyurdu.

Esed Rejimi sivillere işkence ediyor

Suriye İnsan Hakları Ağının hazırladığı rapora göre, Esed rejimi sivilleri zorla alıkoyarak onları türlü işkencelerle öldürüyor. Ayrıca güvenlik birimlerinin de işkence yuvalarına dönüştüğü söyleniyor. Güvenlik birimleri çeşitli iddialarla “keyfi tutuklamalar” yapıyor. Zorla tutsak edilen sivillere türlü işkenceler uygulanıyor. Öte yandan raporda, sorgu ve gözaltı merkezlerine sahip güvenlik birimlerindeki ölümlerin işkence, hastalık ve tedavi görememekten kaynaklı olduğu bildirildi. Alıkonulan sivillerin sağlık şartlarından yoksun yaşadıklarının altı çizildi. Rejim zindanlarının çoğunda yaklaşık 24 metrekarelik odalarda 50 kişinin kaldığı ifade edildi.

Esed Rejimi güvenlik güçlerinin yargılanmasını engelliyor

Suriye’de Baas Partisi 1963 yılında ülkedeki iktidarı ele geçirdi. Bunun ardından suça karışan güvenlik ve ordu güçleri mensuplarının yargılanmasının önü kesildi. Rejim, yasama, yürütme ve yargı gibi ülkenin temel organlarını yarım asrı aşkın süredir elinde tutuyor. İktidarını güçlendirmek ve muhalif sesleri bastırmak adına güvenlik birimlerindeki çalışanlarının yetkilerini de artırıyor. Suriye İnsan Hakları Ağının hazırladığı rapora göre 1969, 2008 ve 2011 yıllarında yapılan düzenlemelerle güvenlik birimi unsurları, askeri polis mensupları ve iş birlikçilerinin yargılanması engelleniyor. Raporda ayrıca güvenlik birimlerinin yüzbinlerce kişiye işkence yaptığı bilindiği vurgulandı. Rejimin lideri Beşşar Esed‘in talimatına aykırı hareket edemeyeceği söylendi. Suça karışan sorumlular hakkında herhangi bir işlemin yapılmadığı belirtildi.

Esed rejimi Suriye’de binlerce sivili katletti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Amerikan yönetiminin kontrolü kaybettiği ülke, iç savaşı andıran olaylara sahne oluyor.

ABD’de kaos hakim: İç savaşı andıran olaylar yaşanıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Bu konuda istihbaratın elinde önemli deliller var. Şiddet yanlısı aşırı sağ kişi ve gruplar giderek aktifleşiyor. Aralarında hiç tanınmayan kişiler var. Çoğunluğu 30’lu yaşlarda ve erkek. İçlerinde Alman ordusunda görevli askerler ve polisler de var.

Küçük aşırı sağ gruplar kendi aralarında internet aracılığıyla anlaşıyor. Sosyal medya üzerinden örgütleniyorlar.

Aşırı sağ terör düşüncelerinin ana konuları ise kamuoyununun en yoğun tartıştığı iltica, göç ve İslam. Bombalı saldırı antrenmanları yapıyorlar.

Tehlikeli aşırı sağ grupların yeniden örgütlendiğinin en açık örneği Chemnitz kentinde ortaya çıkarılan, yabancılara, politikacılara ve gazetecilere saldırı hazırlığı içindeki ‘Revolution Chemnitz – Chemnitz İhtilali’ adlı örgüt. Sekiz kişi halen tutuklu.

Diğer bir örnek ise Alman ordusundaki subay Franco A. olayı. Franco A. ve ağı hakkındaki soruşturma yürüyor. Üsteğmen Franco A., Viyana havalimanında mermi yüklü bir silahı tuvalete saklarken yakalanmış, yapılan aramada Suriyeli sığınmacı kimliğinde liberal ve sol politikacılara karşı saldırı hazırlığı yaptığı bir liste bulunmuştu.

Bu liste sonrası Alman ordusunda Nazi yapılanmalar konusu gündeme gelmişti. Alman Savunma Bakanı Ursula Gertrud von der Leyen konunun üzerine gitmeye çalıştıysa da Alman ordusunun direnciyle karşılaşmıştı.

Almanya’da Neonaziler iç savaş hazırlığında yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin bastırılmasının ardından olay yeri inceleme ekiplerince Sürer’in Genelkurmay Başkanlığındaki odasında bulunan materyallerin konulduğu koli, sanığın yargılandığı Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinin talebi üzerine 1 Kasım 2018’de açılarak incelendi.

Darbe girişiminden önce hazırlandığı anlaşılan planda, “Türkiye Genel Seçimleri” başlıklı bölümde, siyasi partilerin 2015’te yapılan 7 Haziran seçimlerinde alabilecekleri oy oranı tahminlerine de yer veriliyor. Seçimlere müdahale edilmediği takdirde AK Parti’nin yüzde 47, CHP’nin ise yüzde 24 oy alabileceği, HDP’nin de baraj altında kalabileceği belirtiliyor.

Güneydoğu planı

Planda “Çok Önemli” başlığı altında Türkiye’de iç savaş çıkarmak ve kaos oluşturmak için bazı Alevi grupların silahlandırılması gerektiği ifade ediliyor: “Türkiye’nin güneyinde istikrarsızlığı sağlamak için Alevilerden faydalanılabilir. Bu durum Erdoğan’ın hazırladığı, iç dengeleri kendi lehine çevirmek için değişiklikler yaptığı hükümet gücünü yüzde 50 ile sarsacaktır.”

Türkiye’nin güneyinde de kaos planları yapan darbecilerin planı ise şöyle: “Güneyde sivil isyan çıkarılabilir. Yeni yönetimler oluşturulmalı, en dar sınırları garanti ederek onlarla dışarıda görüşülmelidir. Göz yaşartıcı gaz geçirmeyen maske, gıda maddesi, yolu kesmek için lastikler gibi gelecekte gerekli olacak ihtiyaçları temin edebilmeleri için onlara mali destek sunulmalıdır. Öte yandan, aralarında ve dış dünyayla iletişim kurabilmeleri için internet desteği verilmelidir. Erdoğan’ı uluslararası baskı altına almak için gece 00.00’dan önce “yabancı gazetecileri” olayların olduğu bölgelere geçirmek gerekmektedir. Durumu kontrol altına alabilmek için Erdoğan, gerçek mermi, makineli tüfek kullanmaya yönelecektir. Buna yönelmesi halinde, Güney bölgesi isyan haline bürünecektir. Özellikle Kürtlerin isyanıyla meşgul olunduğu sırada dengeli bir çalışma yapılırsa isyancı grupların lojistik desteğe ihtiyacı olmayacaktır.”

İsyan çıkarılacak bölgeler kodlanmış

Planın “Seçimler Öncesinde, Esansında ve Sonrasında İstanbul’u Kaos Haline Sokmak” başlıklı bölümünde ise genel seçimlerden önce İstanbul merkezli büyük çaplı kanlı bir kaos hedefleniyor: “Eğer İstanbul’da şiddetli bir karmaşa yaratarak R.T. Erdoğan’a dengeyi kaybettirmek istiyorsak bu bölge, halkın çatıştırma girdabına sokulması için hazırdır.”

Ankara’nın şehir yapısı, cadde ve sokak özelliklerinden dolayı söz konusu kaos için uygun olmayacağı belirtilen planda İstanbul için iç savaş çıkarılması planlanan yerler bölge bölge ayrılıyor:

1- Okmeydanı Şişli

2- Küçük Armutlu Mahallesi ve Sarıyer Bölgesi

3- Maltepe Bölgesi

5- Demirkapı Mahallesi

12- Mustafa Kemal Mahallesi

15- Beyoğlu Bölgesi

FETÖ’cü alçaklar iç savaş çıkartarak “Türkiyeyi bölme” planı yapmış yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Keşke her ülke bizim gibi kutuplaşsa yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.