İnkâr arşivleri | Yekvucut Akıl ve vicdan sahiplerine Tue, 02 Apr 2019 13:14:56 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://yekvucut.com/wp-content/uploads/2022/11/favicon_yek.png İnkâr arşivleri | Yekvucut 32 32 Ankara’yı kana bulayan FETÖ’cü pilot inkârı seçti https://yekvucut.com/feto-gercekleri/ankarayi-kana-bulayan-ftocu-pilot-inkari-secti/ Tue, 02 Apr 2019 13:14:56 +0000 http://yekvucut.com/?p=22459 Darbe girişimi sırasında Ankara’da Jandarma Genel Komutanlığı, TRT ve MİT yerleşkelerine helikopterden ateş açtığı telsiz kayıtlarına yansımasına rağmen eski Binbaşı...

Ankara’yı kana bulayan FETÖ’cü pilot inkârı seçti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Darbe girişimi sırasında Ankara’da Jandarma Genel Komutanlığı, TRT ve MİT yerleşkelerine helikopterden ateş açtığı telsiz kayıtlarına yansımasına rağmen eski Binbaşı Taha Fatih Çelik her şeyi  inkâr etti.

“Şu anda MİT ateş altına alındı”

Darbe saatinin erkene alınmasından sonra saat 21.30’da helikopter başı yapan Çelik, Özcan Karacan’ın emriyle saat 22.00 sıralarında Genelkurmay Başkanlığı üzerinde alçak uçuş yaptı ve bölgedeki zırhlı araçlara ateş açtı.

Çelik, ardından telsizden aldığı emirle Beştepe Jandarma Genel Komutanlığına doğru hareket etti. Darbeye karşı koyan vatandaşlara ve polis araçlarına ateş eden Çelik, bu kez TRT yerleşkesine yöneldi.

Burada da nizamiye bölgesine ve TOMA’lara ateş eden Çelik, sonrasında Güvercinlik kışlasına döndü. Darbe girişiminin bastırılması sonrasında, darbe faaliyetlerine katılan helikopter pilotlarının telsiz konuşmaları ortaya çıkarıldı. Buna göre, Çelik ve diğer pilotlar arasında saat 22.39’dan itibaren geçen konuşmalar şöyleydi:

– Taha Fatih Çelik: Bu frekansta beni duyan var mı?

– Rafet Kalaycı: Frekansta duyuyoruz, frekansta duyuyoruz.

– Çelik: Şu anda MİT ateş altına alındı, kobra helikopteri orada, hazır bekliyorlar.

– Kalaycı: Mutabık, şu an MİT’in üzerindeyiz, nizamiyesi ateş altına alındı. MİT’in üzerinde bekliyoruz tek Kobra. MİT’in üzerinde bekliyoruz. Tek kobra müsait.

– İlkay Ateş: Dostum eee bizimle konuşuyorsun. Biz başka trafikleri çağırdık.

– Kalaycı: Arkadaşlar MİT’in üzerinde bekliyoruz. Tek kuvvet ateş yaptık, bekliyoruz.

Güvenlik güçleri, 16 Temmuz sabahı Kara Havacılık Komutanlığındaki darbecileri gözaltına almak için kışlaya operasyon düzenledi. Silahları bırakma çağrısı yapan güvenlik güçlerine helikopterden ateş açıldı. Ekiplerin geri çekilmesinin ardından Çelik’in de arasında bulunduğu darbeciler helikopterlerle Akıncı Üssü’ne gitti. Buradan da tel örgülerden atlayarak kaçan Çelik, Özcan Karacan’ın kullandığı araçla darbeci pilotlar Ali Ercan ve Yakup Yayla ile birlikte İstanbul’a gitti.

Çelik, yakalandığında pişman olduğunu ve tüm bildiklerini anlatacağını söyledi.

Örgüt evlerini ve “abi”lerini sıraladı

Savcılıktaki beyanında 1993’te ders çalışma gayesiyle “cemaatle” tanıştığını belirten Çelik, gittiği örgüt evlerini ve kendisinden sorumlu “abilerini” aktardı, askeri okul süreci ve göreve atanmasından sonra da örgütle temasta olduğunu anlattı. Çelik, Kara Havacılık Komutanlığındaki darbe hazırlıklarına ilişkin ise şu beyanı verdi:

“10 Temmuz’da İstanbul’dan bayram izninden döndüm. Tabur komutanı Özcan Karacan, cuma çok önemli bir faaliyetin icra edileceğini, bu faaliyette benim uçacağımı söyledi. Ben de nöbetçi olduğumu söyledim. O da ‘Sıkıntı yok’ dedi. Bunun üzerine ‘Suriye mi Irak mı?’ diye sorduğumda başı ile Ankara şehir merkezini işaret ederek yanımdan ayrıldı. 13 Temmuz’da Yenimahalle ilçesinde Aşağı Yahyalar Mahallesinde bir eve Özcan Karacan, İlkay Ateş ve Erdal Başlar ile birlikte gittik. Akşam namazını beraber kıldık. Müteakiben içeri Özcan yarbayın tanıdığını düşündüğüm 1.75 boylarında iri yapılı sık saçlı ismi Ramazan ve ya Hasan kod olarak hatırladım bir şahıs girdi.

Tokalaştıktan sonra oturdu ve konuşmaya başladı. 15 Temmuz Cuma, Genelkurmay Başkanımızın emriyle gece saat 03.00’te çok önemli bir faaliyet icra edileceğini, bu faaliyetle ilgili komutanlarımızın vereceği emir ve talimatlara uymamız gerektiğini söyledi.

Müteakiben Erdal Başlar yarbay, ABD’nin bu işe ne dediği konusunda bir soru sordu. O şahıs da hiçbir sıkıntının olmadığını, ‘Zaten mevcut hükümeti sevmiyorlar, rahat olun her şey halledildi’ dedi.”

Atış yaptıklarını kabul etti

Çelik, 14 Temmuz’da normal mesaisine devam ettiği sırada Özcan Karacan’ın öğlen saatlerinde kendisini odasına çağırdığını bildirerek gittiği odada İlkay Ateş ve Sadullah Abra’nın da bulunduğunu belirtti. Toplantıda darbe faaliyetiyle ilgili noktalar verildiğini, bunların TİB, MİT, TÜRKSAT uydusu, Çankaya Köşkü, Dikmen Vadisi, Başbakanlık Konutu bulunduğunu ifade eden Çelik, 15 Temmuz’da Özcan Karacan’ın, saat 21.30’da “Faaliyete başlıyoruz” dediğini, kendilerine Genelkurmay üzerinde alçak uçuş yapma emri verildiğini anlattı. Çelik, şunları kaydetti: “Saat 22.00 sıralarında uçuşa başladık. Özcan yarbay, Genelkurmay kavşağında bir zırhlı araç olduğunu ateş altına almamızı söyledi. Sonra Beştepe Jandarma bölgesine uçmamız söylendi. Orada nizamiyede çok şiddetli çatışmalar olduğu söylendi. Bu arada saat 23.00 sıralarıydı. Kalkıp bölgeye gittik. Kavşakta bekleyen üç-dört ekip otosundan başka bir şey yoktu. Bize sürekli atış yapmamız söyleniyordu. Biz de üzerimizdeki baskıdan kurtulmak için boşluğa atmaya karar verdik. Termal kameradan nizamiyenin yanındaki otoparkın arkasında bulunan ağaçlık ve beton bölgeye yaklaşık 30-35 tane atış yaptık. Müteakiben tankların bölgeye gelmesiyle oradan ayrıldık. Talimat üzerine TRT binasına geçtik.

Burada bize yine Özcan yarbay nizamiyedeki TOMA aracını vurmamızı söyledi. Biz de yaklaşık 30-35 tane nizamiyedeki ağaçlık boş alana atış yaparak Güvercinlik’e indik. Motoru susturarak emir beklemeye başladık.” Sulh ceza hakimliğindeki sorgusunda da “savcılık ifadesini aynen tekrarladığını” bildiren Çelik, “Bu örgütle ilişkim olduğu için pişmanım. Örgütün eylemlerinin ve faillerinin ortaya çıkması amacıyla bildiğim her şeyi anlattım.” ifadesini kullandı.

Çelik, yargılandığı davada 28 Aralık 2017’de “Ben bu yapıya dini hislerimle girdim. Terör faaliyeti amaçlı girmedim. Manen çok büyük bir yıkıntı yaşadım. İnandığınız şeylerin yanlış olması da büyük yıkım.” şeklinde savunma yaptı.

Savcılıktaki ifadelerini tekrarladığını belirten Çelik, etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini dile getirdi. Mahkeme Başkanı Oğuz Dik’in, “Bazı sanıklar bana işkence yapıldı, baskı yapıldı diyerek itiraflarından vazgeçiyor. Sana baskı yapıldı mı?” sorusunu yöneltti. Çelik, “Bana hiçbir şekilde baskı yapılmadı.” cevabını verdi.

Çelik, 7 Şubat 2019’daki esasa ilişkin savunmasında ise “FETÖ üyesi olduğu ve darbe girişiminde görev aldığına” ilişkin önceki ifadelerini reddetti. Olay günü kanunsuz emir almadığını ve amirinden gelen emirleri uyguladığını ileri süren Çelik, HTS kayıtlarının kanun ihlal edilerek elde edildiğini, kule telsiz kayıtlarının da hükme esas alınmamasını istedi. (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında Ankara’da Jandarma Genel Komutanlığı, TRT ve MİT yerleşkelerine helikopterden ateş açtığı telsiz kayıtlarına yansıyan eski binbaşı Taha Fatih Çelik, savcılıktaki ve mahkemedeki ilk savunmasında FETÖ’cü olduğunu ve uçuşa katıldığını itiraf etmesine rağmen esasa ilişkin son savunmasında tüm beyanlarını inkar etti.

Darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Alayı Taarruz Helikopter Taburu 3. Taarruz Helikopter Bölük Komutanı olan eski binbaşı Taha Fatih Çelik, savcılık ve mahkemedeki ilk ifadelerinde Kara Havacılık Komutanlığında darbe girişiminin nasıl planladığını tek tek anlattı. Çelik, esasa ilişkin son savunmasında ise önceki ifadelerini reddetti. Çelik, darbe hazırlıkları kapsamında 13 Temmuz 2016’da örgütün Yenimahalle’deki hücre evinde düzenlenen toplantıya katıldı.

Burada Kara Havacılık Komutanlığındaki örgüt mensubu eski yarbaylar Özcan Karacan, İlkay Ateş ve Erdal Başlar da vardı. Toplantıda 16 Temmuz gece saat 03.00’te darbenin başlayacağı söylendi.

Çelik, yargılandığı davada 28 Aralık 2017’de “Ben bu yapıya dini hislerimle girdim. Terör faaliyeti amaçlı girmedim. Manen çok büyük bir yıkıntı yaşadım. İnandığınız şeylerin yanlış olması da büyük yıkım.” şeklinde savunma yaptı. Savcılıktaki ifadelerini tekrarladığını belirten Çelik, etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini dile getirdi.

Mahkeme Başkanı Oğuz Dik’in, “Bazı sanıklar bana işkence yapıldı, baskı yapıldı diyerek itiraflarından vazgeçiyor. Sana baskı yapıldı mı?” sorusunu yöneltti. Çelik, “Bana hiçbir şekilde baskı yapılmadı.” cevabını verdi.

Çelik, 7 Şubat 2019’daki esasa ilişkin savunmasında ise “FETÖ üyesi olduğu ve darbe girişiminde görev aldığına” ilişkin önceki ifadelerini reddetti.

Olay günü kanunsuz emir almadığını ve amirinden gelen emirleri uyguladığını ileri süren Çelik, HTS kayıtlarının kanun ihlal edilerek elde edildiğini, kule telsiz kayıtlarının da hükme esas alınmamasını istedi.

Ankara’yı kana bulayan FETÖ’cü pilot inkârı seçti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ inkâr talimatlarıyla örgüt üyelerini kurtarmaya çalışmış https://yekvucut.com/feto-gercekleri/feto-inkar-talimatlariyla-orgut-uyelerini-kurtarmaya-calismis/ Thu, 11 Jan 2018 08:00:34 +0000 http://yekvucut.com/?p=14030 FETÖ’nün inkâr taktiğine ilişkin notlara göre örgüt üyelerinden telefonlarının şifresini söylememeleri ve ByLock kullandıklarını reddetmeleri isteniyor. Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince 33 eski...

FETÖ inkâr talimatlarıyla örgüt üyelerini kurtarmaya çalışmış yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
FETÖ’nün inkâr taktiğine ilişkin notlara göre örgüt üyelerinden telefonlarının şifresini söylememeleri ve ByLock kullandıklarını reddetmeleri isteniyor.

Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince 33 eski askerî hâkim ve savcının yargılandığı davanın soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden yaralanarak tahliye olan ancak mahkeme huzurunda itiraflarından vazgeçtiği için tutuklanan eski askerî hâkim Aydın Keleş’e ait taşınır bellekte, FETÖ’nün talimatları çıktı.

Belgeler arasında yer alan “Nasıl ifade vermeliyiz” başlıklı not, hakkında adli işlem yapılan FETÖ üyelerinin yargılama aşamasında izleyecekleri yola ilişkin talimatlar içeriyor.

FETÖ mensuplarına yönelik “inkâr”, “yalan” ve “mahkemeleri oyalama” taktiklerine yer verilen notun, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra hazırlandığı belirlendi.

“Tongaya düşmemek lazım”

“Hiçbir iddiayı kabul etmemek, kesin bir dille reddetmek lazım.” vurgusu yapılan notta, emniyet ve savcılık sorgusu sırasında sakin ve rahat bir tutumla yönetilen sorulara ilgisiz cevaplar verilmesi isteniyor.

Talimatta, “Örneğin ‘a’dan soru sorup bahsederken, ‘b’den cevap verebiliriz. Yani illa onların sorularına cevap vermek zorunda değiliz. Rahat ve sakin olmaya çalışıp bir şeyler söyleyip ama gerçekten aleyhimize olan hiçbir şey söylemeyebiliriz.” ifadeleri yer alıyor.

“Sükunet ve kendinden emin tavrın çok önemli” olduğu belirtilen notta, “Şunu da yapabilirler, ellerinde delil varmış gibi soru sorabilirler. Bu tongaya düşmemek lazım. Bunu asla unutmamak lazım. Restleşmeden mutlaka bilgi, belge, delil istenmeli ve ayrıntıları incelenip öyle cevap vermeli mesela.” talimatı veriliyor.

“Himmet verdiniz mi?” sorusuna, “Diyanet İşleri Başkanlığının makbuz karşılığında topladığı kurban bağışı dışında başka bir kuruma yardım verilmediği” şeklinde cevap verilmesi istenen talimatın devamında şu ifadeler kullanılıyor:

“Kamu görevlisiysek görevimizi tamamen profesyonelce mevzuata göre yaptığımız, başka hiçbir motivasyona sahip olmadığımız özellikle vurgulanmalı. Darbe girişimiyle ilgili sorularda, darbeye karşı demokratik bir duruş sergilenmeli, açıkça darbeye ne direkt ne de pasif kalarak destek olmadığımızı belirtmeli, darbeyle ilgili atılan bir tweet ya da bir söz, karşı taraf kanıtlayamıyorsa mutlaka reddedilmeli.”

“Haberleşme programlarını inkâr edin”

Örgüt mensuplarının haberleşmek için kullandıkları kriptolu haberleşme programlarına ilişkin talimatların da yer aldığı notta, “Telefon programıyla ilgili sorularda, şayet programı (ByLock) yakalatmamışsak böyle bir şeyi kullanmadığımızı açık bir dille söylemeli. Teknik konular ispatlanması zordur, ilerde lehimize sonuçlar doğurabilecekken şimdiden kendi beyanımızla kabul etmemiz doğru değildir.” ifadeleriyle söz konusu programları kullananların bu durumu inkâr etmeleri isteniyor.

Özelikle bilgisayar ve telefon gibi konuların mümkün olduğunca “çelişki”ye düşmeyecek şekilde “inkâr edilmesi” gerektiği aktarılan talimatta, “Telefon programıyla ilgili telefon şifresini kolluğa vermek zorunda değiliz. Kolluk kendisi şifreyi çözüp açmışsa delil olarak kullanabilir. Fakat delil olarak kullanabilse de ortada suç oluşturan eylem olmadığında kısa vadede sıkıntı yaratsa da uzun vadede problem olmaz. Son olarak şunu unutmamalı, bize düşen tedbirdir.” ifadeleri yer alıyor.

FETÖ inkâr talimatlarıyla örgüt üyelerini kurtarmaya çalışmış yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>