Polis memuru suçunu itiraf etti

Savcılıkla vardığı anlaşma gereği, Thomas Lane hakkında eyalet tarafından açılan 2. derece kasıtsız cinayete yardım ve yataklık suçlamasının düşeceği, buna karşılık olarak da ırkçı polis Lane’nin 3 yıl hapis yatmasının beklendiği kaydedildi. Lane’nin yanında bulunan diğer eski polis memurları siyahi J. Alexander Kueng ve Asya kökenli Tou Thao’nun da aynı suçlamadan haziranda hakim karşısına çıkacağı belirtildi. George Floyd‘un ensesine dizi ile basarak ölümüne neden olan eski polis memuru Chauvin’in yanında bulunan 3 eski polis memuru, şubat ayında görevlerini suistimal etmekten dolayı ölümle sonuçlanan federal sivil hakları ihlal davasında yargılanmıştı. St. Paul şehrinde görülen ve yaklaşık bir ay süren dava sonunda jüri heyeti, Thao, Kueng ve Lane’nin, Floyd’un sivil haklarını ihlal ettiğine karar vermişti.

Floyd’un öldürülmesine yardım eden eski polis, suçunu itiraf etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD polisi için her siyahi nitelikli suçlu:

Florida'da polis, koyu renkli kıyafetler giyen siyahi bir gencin suç işlemiş olabileceğini düşündü

Aşırı güç kullanarak genci tutukladı.

16 yaşındaki çocuğun tek suçu ise arkadaşını bahçede beklemek. pic.twitter.com/PXSGPITpdJ

— Yekvücut (@yekvucutcom) June 25, 2021

ABD polisi her siyahiyi nitelikli suçlu olarak görüyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İtalyan ordusu, aşırı sağcı Salvini’nin, kurtarılan göçmenlere limanları kapatma politikasını, “benzeri görülmemiş bir müdahale” olarak nitelendirerek tepki gösterdi.

İtalyan haber ajansı Adnkronos’a konuşan ordu ve Savunma Bakanlığı kaynakları,  Salvini’nin direktifinin “kırmızı çizgiyi geçtiğini” ve “uygunsuz bir baskıyı” temsil ettiğini söyledi.

Sol partiden bir grup milletvekili ise, konunun mecliste gündeme gelmesini istiyor. Avrupa’ya ulaşmak için botlarla Akdeniz’e açılan göçmenlerin sorunu kangren haline dönmüş durumda.

Göçmen karşıtı politikalarıyla bilinen Salvini’nin tutumu ise, göçmenlerin durumunu daha da zorlaştırıyor.

Irkçı Matteo Salvini’ye İtalyan ordusu bile tepki gösteriyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Farage, Daily Telegraph gazetesi için kaleme aldığı makaleyle 2006-2009 ve 2010-2016 yıllarında liderliğini yaptığı UKIP’ten istifa ettiğini duyurdu.

Farage, kendi döneminde göçmen ve Avrupa karşıtı politikalarla öne çıkan UKIP’in yeni lideri Gerard Batten’ı partiyi İslam karşıtı bir çizgiye taşıdığı için eleştirerek “İslam konusunu saplantı haline getirmiş durumda. Sadece İslami aşırıcılığı değil, İslam’ın kendisini saplantı haline getirdi. UKIP, haçlı seferi yapmak için kurulmuş bir parti değildi.” ifadelerini kullandı.

Batten’ın aşırı sağcı aktivist Tommy Robinson’ı danışmanı yapmasını da eleştiren Farage, UKIP liderinin Pegida’nın İngiltere şubesinin kurucuları arasında yer alan aktivisti de saplantı haline getirdiğini kaydetti.

UKIP eylül ayında gerçekleştirdiği son kongresinde İslam karşıtı politikalar içeren bir manifesto yayımlamıştı. Manifestoda Müslümanlara özel hapishaneler açılması, göçmenlere yönelik güvenlik incelemelerinin sıkılaştırılması ve ülkedeki ırkçılık karşıtı yasaların kaldırılması isteği yer almıştı.

Eski lideri: Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi, haçlı seferi yapmak için kurulmamıştı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD’de Cumhuriyetçi Parti’den kongre üyeliğine aday olan eski bir papaz Kudüs’e barışın gelmesinin tek yolunun Müslüman ve Yahudilerin Hz. İsa’yı[Hristiyanların anlattığı gibi] tanımasıyla mümkün olacağını söyledi.

Kuzey Carolina eyaletinden adaylığını koyan ve geçen sene dini görevinden istifa eden Mark Harris, en son 2011 yılında ziyaret ettiği Kudüs ve Filistin bölgesi ve orada yaşayan halkla ilgili sert konuştu.

Harris verdiği vaazda Müslüman ve Yahudilere hitaben “O kutsal topraklarda, o büyük gerginliği hissetmeden Filistinliler ve Museviler arasında olamaz ve büyük bir güçle hareket edemezsiniz. Tüm insanlar diz çöküp, her dil Hz. İsa’nın tanrı olduğunu itiraf etmedikçe Kudüs’e hiçbir zaman barış gelmeyecek.” diye konuştu.

Mark Harris konuşmasında sözlerini şöyle sürdürdü: “Hz. İsa Kudüs’e geldiğinde şöyle söyledi. Ben tıpkı bir sarmaşık gibiyim. İslamı ve Yahudiliği seçenler bunun farkına varacak. Onlar Hristiyanlığı seçmedikleri için Hz. İsa ile olan kişisel bağlarının önüne geçmekteler. Bunun farkına varmadıkları sürece onların ruhlarına ve yaşadıkları şehre (Kudüs) barış gelmeyecek.”

ABD’de Cumhuriyetçi aday: Kudüs’e barış için herkesin Hristiyan olması şart yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Firma yöneticisi ve diğer çalışanın artık CVS tarafından istihdam edilmediğini duyuran şirket Twitter hesabından 16 Ttemmuz’da yaptığı açıklamada, olayın araştırıldığını belirtti.

Firma, CVS’nin tüm müşterilere saygılı bir şekilde muamele edilmesine yardımcı olacak sıkı politikalara sahip olduğunu vurgulayarak profil oluşturma ya da başka herhangi bir ayrımcı davranışın kesinlikle yasak olduğunu açıkladı.

Ayrımcılığa uğrayan siyahi müşteri Camilla Hudson, yöneticinin durumu ele alma biçiminin kendisini çok daha fazla rahatsız ettiğini söyledi.

Hudson, “Yöneticinin kuponu kabul etmemesini ne o zaman, ne de şimdi önemsiyorum. Sorun, onun kuponu nasıl kabul etmediği” dedi.

CVS adlı ilaç firması, sahte kuponla ilaç almaya çalıştığı iddiasıyla suçladığı siyahi kadından özür diledi.

ABD’de siyahi kadın sahte kupon kullanmakla suçlandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD merkezli Partnership for Working Families (Çalışan Aileler için Ortaklık) ve Action Center on Race and the Economy (Irk ve Ekonomi üzerine Eylem Merkezi) adlı iki örgütün yürüttüğü araştırmaya göre üzerinde Nazi imgeleri olan kıyafetler, takılar ve askeri ürünler bu gruplar tarafından satılıyor ve gruplar böylece kendilerine fon yaratıyor.

Araştırmaya göre bu gruplar kendi görüşlerini savunan müzik ve kitapları da Amazon üzerinden satıyor.

Amazon haberler üstüne bazı satış listelerini kaldırdığını ve site kurallarına uymayanlara karşı hızla harekete geçileceğini açıkladı.

Rapora göre Amazon’un zayıf ve uygulamada yetersiz ilkeleri ırkçılara, İslam ve Yahudi düşmanı gruplara kendilerine fon yaratma ve görüşlerini yayma fırsatı veriyor.

Amazon’un ilkeleri arasında “Nefret ve şiddeti, ırksal, cinsiyetçi ya da dini hoşgörüsüzlüğü öven ve teşvik eden grupların ürünlerinin yasak olduğu” belirtiliyor. Ancak araştırmaya göre bu ilkenin uygulamasında Amazon zayıf ve yavaş kalıyor.

Raporu hazırlayan kurumlar Amazon’a nefret gruplarına karşı net bir duruş sergilemesi ve bu grupların kâr elde etmelerini durdurması çağrısı yaptı.

Birçok ürünü satış listesinden kaldırdığını açıklayan Amazon, neo-Nazi müzisyenlerin şarkılarının da online müzik dinleme sisteminden çıkarılacağını belirtti.

Kullanıcılarına yaptığı yazılı açıklamada Amazon ” Satıcılar kurallarımıza bağlı kalmalı, aksi takdirde hesaplarının kapatılması da dahil haklarında hızlıca işlem yapılacaktır” dendi.

Amazon’dan ırkçı Nazi temalı ürünler yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Almanya’da mülteci ve İslam karşıtı kampanyayla eyaletlerden sonra üçüncü büyük parti olarak Federal Meclis’e de giren aşırı sağcı AfD’nin Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Gottschalk, Almanları Türk dükkânlarını boykota çağırdı.

Almanya’nın Krefeld kentinde AfD’nin 24 Ocak’ta yılbaşı resepsiyonunda konuşan AfD’li vekil Kay Gottschalk, “Vicdan sahibi tüm vatandaşlara sesleniyorum: Almanya’daki Türk dükkânlarını boykot edin. Onların yüzde 70’i Erdoğan’ı destekliyor” dedi. Toplantıya katılan AfD Genel Başkanı Jörg Meuthen’in bu sözlere hiçbir tepki göstermeyerek tasdik etti.

Irkçı Alman vekilden Türklere boykot çağrısı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

“Sieg Heil”, “Tod und Hass der BSG” (BSG’nin ölüm ve nefreti) gibi yazılar yazıp gamalı haçlar çizen üç Neo-Nazi, güvenlik kameralarına yakalandı.

Altı güvenlik kamerası, saldırıyı an be an kaydetti. Saldırganlar buna rağmen henüz belirlenemedi. Yavuz Kaya’nın işyerine saldıran kisiler aranırken basına sızan güvenlik kamerası görüntüsünde polisler yer alıyor.

Kamera görüntülerine göre bir polis aracı olay yerine gelmesine rağmen, Neo- Nazilerle sadece sohbet edip uzaklaşıyor, herhangi bir islem yapmıyor.

Görüntülerin basına sızmasıyla zor durumda kalan polis, “Bölgedeki ırkçılara müsamaha gösteriyor.” eleştirilerinin yoğun olduğu bir bölgede yine bir skandal yaşandığı şüphesi doğurdu ve bu görüntüler internette hızla yayıldı.

Görüntüler, “Polis, saldırıları izlemiş” yorumlarına neden oldu. Yorumlar üzerine Chemnitz Emniyet Müdürlüğü bir açıklama yaptı ve polisin olay yerine gidip gelmesinin saldırıdan önce gerçekleştiğini savundu.

“Kamera saati yaz saatine ayarlı oldugu için, görüntülerde yer alan saat kaydı yanlış” açıklaması yapan polise göre ırkçılar işyerine, polis geldikten 15 dakika sonra saldırdı.

Ellerinde biralar olan Neo-Nazilerin tavırlarından şüphelenilmediğini belirten polis, bu nedenle herhangi bir kimlik kontrolü de yapılmadığını açıkladı.

Almanya’da polis Neo-Nazilerin saldırısını izlemekle yetindi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Popülist Salvini konuşmasında ayrıca, göçmen “işgalini” durdurma sözü verdi. Salvini’nin sözleri, Kuzey Ligi mensubu bir diğer politikacının, özellikle Afrika’dan gelen göçmenlerin durdurulamaması durumunda “beyaz ırk”ın İtalya’dan silineceğini söylemesinin ardından geldi.

Söz konusu politikacı, genellikle neo-Nazilerin kullandığı “beyaz ırk” terimini kullanması ve aşırıcı yorumları nedeniyle sert eleştirilerin hedefi haline gelmişti. 4 Mart’ta genel seçimlerin gerçekleştirileceği İtalya’da, göçmen konusu seçim tartışmalarının odağında bulunuyor.

Bir süre önce Radio Padania’ya konuşan ve Kuzey Ligi’nin Lombardiya adayı olan Attilio Fontana, “Etnik yapımızın, beyaz ırkımızın ve toplumumuzun varolup olmayacağı konusunda bir karar vermemiz gerekiyor.” şeklinde konuşmuştu.

Gelen tepkilere rağmen, son yıllarda göçmen karşıtı duruşu nedeniyle popülaritesi hızla artan Kuzey Ligi’nin lideri Salvini ise Fontana’ya destek çıktı.

Salvini konuyla ilgili olarak, “Saldırı altındayız. Kültürümüz, toplumumuz, geleneklerimiz ve yaşama biçimimiz risk altında. Birinin deri renginin konuyla hiç alakası yok fakat risk son derece gerçek.

İslamlaşma, yüzyıllarca süren bir tarihin tükenmesi tehdidi yaratıyor. Bu hafife alınmamalı.” ifadelerini kullandı. Geçtiğimiz 4 yıl boyunca Akdeniz’i aşarak İtalya’ya ulaşan göçmen sayısı 600 bini bulurken, Pew Araştırma Merkezi’nin 2010 istatistiklerine göre İtalya nüfusunun sadece yüzde 3.7’sini Müslümanlar oluşturuyor.

2020 yılında ise bu oranın az bir yükselişle yüzde 4.9’a ulaşması bekleniyor. Görünen o ki, dünyada oluşturulmaya çalışılan İslam karşıtlığı İtalya’da da korku siyasetinin bir ögesi haline getirilip, popülist siyasetin kurbanı edilmeye çalışılıyor.

İtalya’daki %3.7’lik Müslüman nüfus ırkçı lideri korkutmaya yetti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.