Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi Minnesota Bölümü (CAIR-MN) tarafından yapılan açıklamaya göre, saldırgan cami içindeki beyaz tahtaya, Merry Christmas (Mutlu Noeller), Jesus (İsa), God (Tanrı) yazdı.

CAIR-MN İcra Direktörü Jaylani Hussein, kötü niyet taşıyan bu dini mesajlar ve camiye verilen zararlar nedeniyle emniyet güçlerini olayı araştırmaya çağırıyoruz dedi.

Camideki bilgisayarları da çalmaya çalıştığı söylenen saldırganın yaklaşık 7 bin dolarlık hasara neden olduğu açıklandı.

Polis, olayı camide meydana gelmesi nedeniyle bir nefret suçu olarak soruşturuyor.

Emniyet Müdürlüğü bölgedeki diğer camiler için devriyeyi artırdı.

Saldırgan henüz yakalanamadı.

Almanya’dan sonra ABD’de İslamafobik davranışlar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Muradiye Camii’ne gönderilen mektupta, İslam dininin yanı sıra Türk ve Araplara yönelik ağır hakaretler içeren ifadeler yer aldı.

Münih’ten posta yoluyla gönderilen mektuptaki gönderici ismi ve adresinin sahte olduğu tahmin ediliyor.

Posta kutusundan cami derneği yöneticilerince alınan mektubun, yarın polise intikal ettirileceği belirtildi.

Almanya’da İslamafobinin yeni ürünleri yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Danimarka’nın bu kararı küçük gibi gözükse de Avrupa’nın Suriyelileri savaşın yıktığı evlerine geri göndermeleri için emsal bir karar oluşturabileceği savunuluyor. İnsan hakları savunucularının yayınladığı raporlar, Şam’da yaşamanın hayati tehlike riski barındırdığını, geri dönenlerin tutuklama, sorgulama, işkence hatta ölüm tehditleriyle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Washington merkezli bir düşünce kuruluşu olan Tahrir Enstitüsü’nün adli direktörü Mai El-Sadany, “Suriye savaşının sona ermesi, Suriyeli göçmenlerin korunmasına gerek olmadığı anlamına gelmiyor. Göçmen karşıtı duruşu olan diğer ülkeler, şimdi örnek olarak Danimarka’yı alabilirler” dedi.

Danimarka’nın Suriye hükümetiyle sürgünler konusunda bir anlaşması yok, bu yüzden sınır dışı edilmeleri pek mümkün değil. Danimarkalı Mülteci Konseyi’deki iltica müdürü Eva Singer, bazı kadınların ve çocuklarının Danimarka’da iltica statüsünde olan akrabaları aracılığıyla göçmen olarak kalabileceğini, aksi halde Danimarka açık hava sınır dışı tutma merkezine gönderileceklerini söyledi.

Danimarka Suriyeli üç kadını reddetti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Haberde, 17 yaşındaki kadın saldırganın, başörtüsünü zorla çıkardığı kızı saçlarından çekerek yere düşürdüğü belirtildi. Ardından 16 yaşındaki erkek saldırganın, yerdeki kıza ayağıyla vurduğu ifade edilen haberde, bu sırada diğer saldırganın kızın ağızını kapattığı kaydedildi.

Haberde, saldırganların olay yerinden ayrılmadan önce “Burada ne işiniz var, ülkenize dönün.” diye bağırdığı aktarıldı.

Olayda 11 yaşındaki kızın yaralandığı, kimlikleri tespit edilen saldırganlar hakkında soruşturma başlatıldığı bildirildi.

Almanya’da iki aşırı sağcı, başörtülü kız çocuğunu darbetti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Almanya’da cenaze nakil aracına İslam karşıtı söylemler yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Yüksel, “Müslüman ve Türk kimliğimden dolayı aşırı sağcı ve ırkçı görüşte olanlar, Türkiye karşıtları benden rahatsız oldu” dedi. Yüksel, aşırı sağcı medyada kendisi hakkında birçok olumsuz haber yapıldığını belirtti. Yüksel, “sosyal medyada birçok ırkçı görüşlü kişi tarafından yazılı ve sözlü hakarete uğradım.” dedi.

Partisinin İsveç Yüksek Seçim Kuruluna yaptığı seçime katılma başvurusunun oylandığını vurgulayan Yüksel, “İlk hedefimiz önümüzdeki dönem genel ve yerel seçimlere katılmak. İslamofobi’nin suç sayılmasını istiyoruz. Müslümanların azınlık olarak anayasada tanınmasını istiyoruz” dedi.

Yüksel, Türkiye karşıtlarının ülke siyasetinde kolayca yer bulabildiğini söyleyerek, şunları anlattı: “İsveç’te 9 Eylül 2018’de yapılan genel seçimler için Liberal Merkez Partisi’nden Göteborg kenti birinci sıra milletvekili adayıydım. Seçimler öncesi Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhinde konuşmadığım gerekçesiyle partiden ihraç edildim.”

Türk asıllı siyasi parti başkanı aşırı sağcıların hedefinde yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Bu, Müslüman olsun ya da olmasın kadınların ne giyip giyinmeyecekleri konusunda haklarını savunmakla ilgiliydi.” dedi. Pakistan göçmeni bir aileden gelen Maliye Bakanı, “Belli bir bağlam içindeyse çarşaflı kadınlar için banka soyguncuları ve posta kutuları denebileceğini mi düşüyorsunuz?” diye sorulması üzerinde de “Bu sizin yorumunuz, benim değil.” ifadesini kullandı.

Javid, aynı konu tekrar gündeme getirilince, “Başbakan’ın geçmişte yazdığı yazılardan bahsediyorsunuz. Sanırım bunun açıklamasını yaptı.” diye konuştu. Maliye Bakanı, konu farklı açılardan toplam 7 kez sorulsa da Johnson’ın ifadeleri aleyhine değerlendirme yapmadı. Britanya Müslüman Konseyinden (MCB) bugün yapılan açıklamada, iktidardaki Muhafazakar Parti, İslamofobiye hoşgörüyle yaklaşmakla suçlanmıştı.

Müslümanların İslamofobi tehdidiyle karşı karşıya kaldığı ifade edilen açıklamada, “Bu, özellikle İslamofobiye inkar, ret ve hileyle yaklaşan Muhafazakar Partide akut bir meseledir. Muhafazakar Partinin İslamofobiye hoşgörülü yaklaştığı, toplumda artmasına izin verdiği ve bu tür bir ırkçılığın kökünü kazımak için gerekli önlemleri alamadığı birçok Müslüman tarafından çok açık bir şekilde görülmektedir.” ifadesi kullanılmıştı.

İngiltere’de İşçi Partisi ve Liberal Demokratlar, İslamofobinin “kökenleri ırkçılığa dayanan, İslam’ı ve Müslüman gibi algılananları hedef alan bir tür ırkçılık” olarak tanımlanmasını kabul ederken, iktidardaki Muhafazakar Parti henüz bu yönde bir adım atmadı.

İngiltere’de Müslüman Bakan, Başbakan’ın çarşaflı kadınları ‘banka soyguncuları’na benzetmesini kınamadı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Norveç devlet televizyonu NRK’nin haberine göre, göçmenlerin yoğun yaşadığı Kristiansand kentinde gösteri yapan grup, Kur’an-ı Kerim yakmak istedi. Polisin buna izin vermemesi üzerine grubun lideri Arne Tumyr, iki adet Kur’an-ı Kerim’i çöpe attı.

Norveçli aktivist ve Müslümanlardan oluşan 500 kişilik başka bir grup da Tumyr’e tepki gösterdi.

Kristiansand polisinden yapılan açıklamada, aşırı sağcı grubun gösterisine son verildiği ve 5 kişinin gözaltına alındığı duyuruldu.

Aktivist ve Müslümanlardan oluşan grup ise polise tepki göstererek, “Sokaklarımızda ırkçı ve İslam düşmanı istemiyoruz” şeklinde sloganlar attı.

Mayıs ayında Danimarka’da aşırı sağcı Sıkı Yön Hareketi Lideri Rasmus Paludan’ın, Müslümanların yoğun yaşadığı bir semtte Kur’an-ı Kerim yakıp Müslümanlara küfür etmesi büyük tepki çekmişti.

Haziranda da Finlandiya’da aşırı sağcı Önce Finlandiya İnsanı Partisi Başkanı Marco de Wit, Kur’an-ı Kerim’i yırtıp yere atarak, provokasyon yapmaya çalışmıştı.

İslamafobi ve ırkçılıkta zirve yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Kadın bir görevli, “elini başıma uzatıp kafamdaki şeyi çıkarmam gerektiğini söyledi. Kendimi hiç bu kadar utanmış ve yıkılmış hissetmemiştim.” “Umarım kimse benim maruz kaldığım muameleyle karşılaşmaz, özellikle de küçük kızının yanında.” Nuggets arenasının yönetimi öncelikle yanıt vermedi ancak sonra meselenin bir yanlış anlaşılma olduğuna inandığını söyledi. Yönetim, “Olayın incelemesi sürüyor, çalışanlarımızı daha iyi eğiteceğiz” şeklinde açıklamada bulundu.

Kamera görüntülerinde Bensreiti’den cebinden bir şey çıkarması ve tekrar metal detektörden geçmesinin istendiği de görülüyor. Bensreiti, görevlilere dini sebeplerden ötürü başörtüsünü çıkaramayacağını söylese de görevli bunun üzerine “umurumda değil, bu başındaki şeyle içeri giremezsin” diyerek kadına baskısını sürdürdü. Bensreiti kadın görevliye, özel bir alanda başında bir şey olmadığını gösterebileceğini söyledi. Görevli daha sonra ofise gitti ve geri döndüğünde Bensreiti ile göz teması kurmaktan kaçınarak “tıpkı bir hayvanmış gibi” kapıdan geçmesini işaret etti. Sonunda kızını şarkı söylerken izlemeyi başaran Bensreiti, bu olayı kızıyla beraber sonsuza dek hatırlayacaklarını belirtti.

ABD’de Müslüman kadının NBA maçı seyretmesine ırkçı tepki yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İddiaya göre New York’ta bir devlet okulunda okuyan Müslüman öğrenci, oruçlu olduğu için ceza aldı.

Ceza kadar, cezanın yöntemi de tepki çekiciydi.

Öğrenci bir okul çalışanı tarafından yemekhaneye oturtuldu ve yemek yiyen arkadaşlarını seyretmek zorunda bırakıldı.

14 Mayıs’taki olay çocuğun annesinin şikayet dilekçesiyle ortaya çıktı.

Anne çocuğunun inançları nedeniyle aşağılandığını ve ayrımcılığa uğradığını söyledi.

Amerikan İslam İlişkileri Konseyi New York Eğitim Dairesi’ne dilekçe verdi, okul çalışanını şikayet etti.

Anne, dilekçede okul yönetiminin Hristiyan ve Yahudi bayramlarını okulu süsleyerek kutladığını hatırlattı.

Müslüman ailelerden gelen taleplerin ise reddedildiğine dikkat çekti.

Eğitim Dairesi şikayeti incelemeye aldı.

ABD’de oruç tutan öğrenciye yemek yiyenleri seyretme cezası yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.