Geçen yıl yaşanan kur saldırısının ardından konkordato gündem olmuştu. Mali yapılarında bozulma yaşayan ve borçlarını ödemekte zorlanan şirketler konkordato ilan etmeye başlamıştı.

Yılın ilk 3 ayında 787 firma ve 8 milyar liralık kredi paketi konkordatodan çıktı. Geçen yılın ekim ayında 457, kasım ayında 483, aralık ayında da 326 konkordato başvurusu yapılmıştı.

Ocak ayında 167 firma konkordato başvurusu yaparken şubatta 165, martta ise 97 başvuru gerçekleşti. Bu sayı 12 Nisan 2019 tarihi itibariyle de 40 oldu. Yeni konkordato müracaatları geçen yılın son çeyreğine göre üçte iki oranında azaldı.

Bankalarca konkordato ilan eden firmaların kredilerinin yapılandırılması konusunda yürütülen heyet çalışmaları sayesinde yüzlerce firmanın kredileri yapılandırıldı.

2018’in son çeyreğinde 7 büyük banka, konkordatolu firmaların kredi borçlarının yapılandırılması konusunda çalışma başlattı. 2019 başında banka temsilcilerinden oluşan “konkordato heyeti” kuruldu.

Heyet konkordato ilan eden firmalarla görüşerek firmaların borç ödeme niyetlerini araştırdı. Borç ödeme niyetinde olan firmalara mali durumlarına uygun çözüm yolları sunuldu.

Mali zorluk yaşamakla birlikte, süreci suistimal etmeyen, uygun koşullarda borçlarını ödemek niyetinde olan yüzlerce firma ile anlaşma sağlandı.

Birkaç ay içerisinde konkordatodan çıkan firma sayısının bini aşacağı ve yaklaşık 15 milyar liralık kredi paketinin konkordato kapsamından çıkarılmış olacağı öngörülüyor.

Yani firmaların mali durumlarına uygun çözüm paketlerinin bankalarca sunulmasıyla, yeni konkordato müracaatları azalırken, konkordatodan çıkışlar da hızlandı.

Peki, konkordato nedir?

Konkordato, şirketlerin borçlarının yeniden yapılandırılması için başvurdukları hukuki bir yöntem. Mali durumu bozulmuş olan borçlunun, borçlarını belli bir oranda ve vadede ödemesine ilişkin alacaklıları ile yaptığı ve mahkemece onaylanan bir anlaşma niteliği taşıyor.

Ekonomik önlemler konkordato ilan eden şirket sayısı hızla düşürdü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ekim ayı ‘sanayi üretim endeksi’ rakamlarını açıkladı.  Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi yüzde 5,2 artış beklentilerine karşın yüzde 7,3 artış kaydetti.

Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi ise yüzde 0,7 arttı. Ekonomistler aylık yüzde 0,4 artış öngörüyordu.

Öte yandan arındırılmamış verilere göre sanayi üretimi yıllık yüzde 8,9, aylık yüzde 12,9 artış gösterdi.

Takvim etkisinden arındırılmış sanayinin alt sektörleri incelendiğinde; 2017 yılı Ekim ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,5, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 7,7 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 7,3 arttı.

Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayinin alt sektörleri (2010=100 temel yıllı) incelendiğinde, 2017 yılı Ekim ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 2,2 azalırken imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1,3 artış kaydetti. Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi ise yüzde 1,9 azaldı.

Büyümeye devam ediyoruz: ‘Sanayi üretim endeksi’ beklentileri aştı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Kredi derecelendirme kuruluşunun “Küresel Makro Ekonomik Görünüm” raporunda Türkiye ekonomisine ilişkin olarak, “Türkiye ekonomisi, 2016 yılının son çeyreğinde büyümenin yeniden artmasını takiben 2017 yılının ilk yarısında iyileşmesini sürdürdü. Bunun sonucunda Türkiye için bu yıl büyüme tahminimizi yüzde 2,6’dan yüzde 3,7’ye yükselttik. 2018’de ekonomik büyümenin yaklaşık yüzde 3,2 seviyesinde gerçekleşmesini bekliyoruz.” ifadelerine yer verildi.

Türkiye ekonomisinin beklenenden daha yüksek büyüme kaydetmesine gerekçe olarak Rusya ve İsrail’den gelen turist sayısının artışı, vergi indirimleri ve kredi teminatı gibi teşviklerin uygulanması, fiyat rekabeti çerçevesinde Avrupa Birliği’ne olan ihracatın artması gösterildi.

“Türk Lirası büyük oranda istikrar kazandı”

Raporda ayrıca nisan ayındaki referandumun ardından yerel gerilimlerin kısmen azaldığı, geçen yıl ve bu yılın başında görülen sert değer kayıplarının ardından Türk Lirası’nın ise büyük oranda istikrar kazandığı vurgulandı.

Bu yılın ilk çeyreğinde özel tüketim harcamalarında geçen yılın son çeyreğine kıyasla yıllık bazda yüzde 5,7’den 5,1’e doğru bir gerilemenin olduğu belirtildi.

Raporda G20 ekonomilerinin ortalama büyümesinin geçen sene kaydedilen yüzde 2,6 seviyesinden bu yıl ve gelecek yıl yüzde 3 seviyesine yükselmesinin beklendiği bildirildi

Rapora ilişkin değerlendirmede bulunan Moody’s Genel Direktör Yardımcısı Elena Duggar, “Küresel ekonomi güçlü büyüme ivmesini sürdürmeye devam ediyor. Şaşırtıcı şekilde gelen güçlü veriler Çin, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Güney Kore, Meksika ve Türkiye’nin bu yıla ilişkin büyüme verilerini yukarı yönlü olarak revize etmemize neden oldu. Bu ülkelerde büyümenin 2018’de de sürdürüleceğine ilişkin net işaretler mevcut.” ifadelerini kullandı.

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Türkiye’nin büyümesine kayıtsız kalamadı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.