4 bin 658 sayfalık iddianame hazırlandı

Akıncı Üssü, FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirdiği hain darbe girişiminin komuta merkezi olarak kullanılmıştı. Akıncı Üssü’ndeki eylemlere ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 481 şüpheli hakkında 4 bin 658 sayfalık iddianame düzenlendi. İddianame metni ile 570 ek klasör, 31 Mart 2017’de Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

İddianamede örgütün elebaşı Fetullah Gülen ve sivil imamların da aralarında bulunduğu 481 şüpheli yer aldı.

Bu şüpheliler;

• Akıncı Üssü’ndeki sivil imamlar Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Nurettin Oruç, Hakan Çiçek ve Harun Biniş,
• Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı,
• TÜRKSAT ve Ankara İl Emniyet Müdürlüğünü bombalayan pilotların da aralarında bulunduğu 1 orgeneral,
• 6 tümgeneral,
• 18 tuğgeneral,
• 22 albay,
• 26 yarbay,
• 33 binbaşı,
• 56 yüzbaşı,
• 62 üsteğmen,
• 115 teğmen,
• 131 astsubay,
• bir uzman çavuş ve 10 sivil

Şüphelilere yöneltilen suçlar ise;

• “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs”
• “Cumhurbaşkanına suikast girişimi”,
• “yasama organını ortadan kaldırmaya teşebbüs”,
• “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs”,
• “silahlı terör örgütü yönetmek”,
• “kasten öldürme”,
• “kasten öldürmeye teşebbüs”,
• “mala zarar verme”,
• “ibadethanelere zarar verme”
• “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” olarak belirtildi.

440 kişi ise mağdur ve müşteki sıfatıyla dosyada yer aldı. 

Akıncı Üssü davasında ceza yağdı

Akıncı Üssü’ndeki eylemlere ilişkin dava 26 Kasım 2020’de Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hükme bağlandı. Kararda, darbeyi planladığı iddia edilen sivil imamlar Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç, Harun Biniş ve darbeyi yöneten 15 asker çeşitli suçlardan 79’ar kez ağırlaştırılmış müebbet ve 3 bin 901 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Bu suçlar ise “Anayasayı ihlal” ve “Cumhurbaşkanına suikast” ile 77 kişiyi kasten öldürmek olarak sıralandı. 15 Temmuz gecesi alçaktan uçuş yapan ve kritik kamu kurumlarını bombalayarak 68 vatandaşımızın şehit olmasına neden olan pilotlar da “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası aldı. 

KAYNAK: ANADOLU AJANSI

Akıncı Üssü davasında verilen karar istinaftan geçti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın damadı olan Dr. Ekrem Yeter, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) gerçekleştirdiği 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevinden ihraç edilmişti. Ardından Yeter hakkında “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dava açılmıştı. Sanık Yeter, yargılama süreci boyunca yaptığı savunmalarda suçlamaları reddetmiş ve 17-25 Aralık süreci öncesi dini duygularla bu yapıyla irtibatı bulunduğunu, ancak o tarihten sonra milletin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında yer aldığını belirtmişti. Mahkeme heyeti, 17 Ekim 2019 tarihinde sanık Yeter’in delil yetersizliğinden beraat etmesine hükmetti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Yeter’in cezalandırılması talebiyle, sanık avukatı Selçuk Nuray ise delil yetersizliğinden değil, müvekkilinin tüm suçlamalardan suçsuz bulunması yönüyle beraat kararı için istinafa başvurdu. Yeter’e, “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan yargılandığı davada verilmiş olan beraat kararı, Ankara Bölge Adliyesi (İstinaf) tarafından hukuka uygun bulundu.

Bülent Arınç’ın damadı FETÖ yöneticileriyle irtibatlı

Ekrem Yeter‘in, FETÖ’nün üst düzey 5 yöneticisi ile 766 kez görüştüğüne dair HTS kayıtları bulunmakta. Ayrıca, örgüt tarafından kurulan bir derneğin yöneticiliğini yapan Yeter’in, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in talimatıyla Bank Asya’da hesap artırımı yaptığı belirlenmişti. FETÖ’nün örgüt içi yaptığı ev toplantılarına da katıldığı tespit edilen Yeter hakkında, örgüt ile ilişkisini kanıtlayan mahkeme huzurunda verilmiş tanık ifadeleri bulunuyor. Bu beyanlarda; yer, zaman ve konum bilgisi dahi verilerek Yeter’in örgüt ile ilişkisi ortaya konulmuştu.

Yeter ise, FETÖ’nün darbe girişimine karşı sosyal medya üzerinden çeşitli paylaşımlar yaptığını söyleyerek kendisini şu şekilde savunmuştu:

“Benim bu yapıyla hiçbir şekilde ilişkim olmamıştır. Dosyaya sunduğum sosyal medya paylaşımları da bunu kanıtlamaktadır. Vatanını, milletini ve bayrağını seven biriyim, beraatımı talep ediyorum.”

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22’nci Ceza Daire, dosya üzerindeki incelemesini tamamladı. Daire tarafından yapılan açıklama şu şekilde:

“Yapılan yargılamaya, dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, tartışılan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığından, Cumhuriyet Savcısı ve sanık avukatının istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.” şeklinde açıklama yaparak kararı hukuka uygun buldu.

Ceza Dairesi, ayrıca kararın Yargıtay yönünden temyiz yolunun da açık bulunduğunu belirtti.

Şehit yakınının konuya ilişkin yorumu

Hürriyet Gazetesi yazarı Nedim Şener, 29 Kasım tarihli köşe yazısında Bülent Arınç‘ın damadı Ekrem Yeter‘in beraat kararının onanması üzerine bir yazı kaleme aldı. Hakkında bu kadar delil bulunmasına rağmen istinaf mahkemesinin, bir üye hâkimin itirazına rağmen iki hâkimin oyu ile beraat kararını onadığını belirten Şener, avukat olduğunu belirttiği bir şehit yakının kendisini arayarak şu sözleri söylediğini belirtti:

“Nedim Bey, beraat kararına ve yeni delillere rağmen beraat kararı hakkındaki onama kararının gerekçesine, ‘Bülent Arınç’ın damadı olduğu için beraatine’ diye yazmayı unutmuşlar.”

Bunun üzerine Şener, ne diyeceğini bilemediğini ifade ederek kararı kendisi onamış gibi utandığını ekledi.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

Bülent Arınç’ın damadı Ekrem Yeter’in ‘FETÖ’den beraat kararı’ onandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Faruk Güllü, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) iş dünyasındaki yapılanması kapsamında yargılanıyordu. Ünlü baklavacı, 12 Şubat 2020 tarihinde, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezası almıştı. Faruk Güllü’nün cezası, 5 Kasım’da istinaf mahkemesi tarafından onandı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, Güllü’ye verilen hapis cezasına ilişkin istinaf başvurusunu inceledi. Ceza dairesinin dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda, yerel mahkemenin vermiş olduğu hüküm, usul ve yasaya uygun bulundu. Delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığına karar veren mahkemenin kararında, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu ve eylemin doğru olarak nitelendirildiğin altı çizildi. Kararda, Güllü’ye verilen 8 yıl 9 aylık hapis cezasının kanuni bağlamda uygulandığı vurgulandı.

Faruk Güllü’nün avukatının ileri sürdüğü sebepler, daire tarafından yerinde görünmedi ve sanığın istinaf başvurusu esastan reddedildi. Daire tarafından oy birliğiyle alınan karar, Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere gönderildi. Güllü’nün dosyası temyiz incelemesi için Yargıtay’a iletildi.

Faruk Güllü’nün dava geçmişi

FETÖ’nün iş dünyası yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında, TUSKON hakkında iddianame hazırlanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Faruk Güllü’nün “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7,5 yıldan 15’er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.

FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 86 sanıklı davanın 7 Ekim 2019 tarihli duruşmasında, Güllü’nün dosyası ayrılmıştı. Daha sonra, 12 Şubat 2020’de, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılanan Güllü, 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Güllü’nün, 3,5 yıldır cezaevinde olması sebebiyle tutuklu kaldığı süre mahkeme tarafından göz önünde bulundurulmuş, sağlık sorunları da dikkate alınarak yurt dışına çıkış yasağından oluşan adli kontrol tedbirleri uygulanmış ve tahliyesi kararlaştırılmıştı.

“Örgütün değirmenine su taşıdığı görülmektedir”

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararında, şu ifadelere yer verilmişti:

“Sanığın örgütle canlı ve geçişken organik bağ kurduğu, bu organik bağın emir ve talimat almaya ve vermeye müsait bir hiyerarşi ilişkisi doğurduğu, sanığın örgütle ilişkisinin yakalanma günü olan 18 Ağustos 2016 tarihine kadar devam ettiği, örgütle süreklilik arz edecek bir ilişki içinde olduğu, FETÖ/PDY’nin legal görünümlü illegal STK yapılanması içerisinde yer aldığı, sanığın örgütün finans ayağına hizmet eden piramidal dikey yapılanmasına göre ikinci kattaki ‘sadık tabaka’ içinde yer aldığı, deyim yerindeyse sanığın bilerek ve isteyerek örgütün değirmenine su taşıdığı görülmektedir.”

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

Faruk Güllü’nün FETÖ üyeliğinden aldığı ceza istinaftan geçti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.