Sol Parti Sekreter Yardımcısı Hanna Gedin, İsveç resmi haber ajansı TT’ye yaptığı değerlendirmede, 2018 seçimlerinde yüzde 8 oy aldıklarını ve 2022’de bu oranın yüzde 6,7’ye düştüğünü söyledi. Bunu iki nedene bağladıklarını vurgulayan Gedin; hükümetin Ukrayna’ya silah göndermesine karşı çıkmalarının ve siyasetçilerinin Visby kentinde YPG/PKK paçavrasını sallamalarının, seçim sonuçlarını olumsuz etkilediğini belirtti.

Visby’de 7 Temmuz’da terör örgütü YPG/PKK’yı simgeleyen bez parçalarıyla fotoğraf çektiren Sol Parti Milletvekilleri Daniel Riazat, Momodou Malcom Jallow ve Lorena Delgado Varas, bu çirkinliği  sosyal medyada paylaşarak teröre açıkça destek verdiklerini gizlememiş oldu.

Tam olarak da olması gerektiği gibi, dönemin Başbakanı Magdalena Andersson, Sol Parti milletvekillerinin, terör örgütünü simgeleyen bez parçalarıyla poz vermesini kınamıştı. Dönemin Başbakanı Andersson, İsveç’in resmi haber ajansı TT’ye verdiği demeçte; PKK’nın sadece İsveç değil, Avrupa Birliği ülkelerinin de terör örgütü listesinde olduğuna işaret etmiş ve bu bez parçalarıyla poz vermenin, “aşırı derece uygunsuz” olduğunu söylemişti.

İsveç’in sağcı yeni hükümeti, NATO’ya katılım ve Türkiye’nin taleplerinin karşılanması konusunda son dönemde sıcak mesajlar verdi. İsveç’in attığı adımlardan ve açıklamalardan memnuniyetini saklamayan Türk Hükümeti, 1 Ocak’ta İsveç’te yürürlüğe girecek  olan “terörle mücadele yasasının” nasıl uygulanacağını görmek istiyor. Çünkü İsveç’in NATO üyeliğine erişebilmesinin yolu Türkiye’nin terör örgütlerine karşı hassasiyetini gidermesinden geçiyor. İsveç’in Sol Partisinin YPG/PKK’ya açık destek vermesi ve bu destekten sonra oy kaybetmesi, İsveçlilerin de Türkiye’nin taleplerine hassasiyet gösterdiğinin bir belirtisi olabilir.

İsveç’te Sol Parti terör örgütü YPG/PKK’yı destekledi, oy kaybetti! yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Almanya’da da İslam düşmanlarının hedefi camiler

Almanya’da da camiler hedef alınıyor. İslam düşmanı ırkçılar camileri hedef alıyor. Son olarak Aşağı Saksonya’ya bağlı Barnstorft’taki “Milli Görüş İslam Toplumu” Mevlana Camii hedef alındı. Camiye “Siz Türklerin hepsini öldüreceğiz” yazılı tehdit mektubu gönderildi. Ayrıca mektupta Nazilerin sembolü gamalı haçın da çizildiği görüldü. NSU 2.0 imzasıyla gönderilen mektup cami topluluğu arasında korkuya da neden oldu. Nitekim Almanya’daki NSU terör örgütü, 2000-2007 yılları arasında aralarında sekiz Türk’ün olduğu toplam 10 yabancı vatandaşı acımasızca öldürmüştü. Tüm bunların yanında İslam düşmanı ırkçılar, dört ay önce de Mevlana Camii’ye ırkçı saldırı düzenledi. Bu nedenle Müslümanlar daha da tedirgin oldu. Aşağı Saksyona Müslümanlar Derneği Schura Niedersachsen, konuyla ilgili Twitter üzerinden yazılı açıklamada bulundu. Almanya hükümetinin Müslümanlara yönelik tehditlerine karşı önlem almasını istedi.

Almanya’da camiler tehdit altında

FAIR (Almanya’da Ayrımcılıkla Mücadele Derneği) bünyesindeki Brandeilig inisiyatifi, Almanya’daki cami saldırılarını kayıt altına aldı. “2018 Yılındaki Cami Saldırılarının Arka Planı” başlığıyla servis edilen rapor kamuoyu ile paylaşıldı. Raporda, ülkede aşırı sağcı ve İslam karşıtı grupların endişe yarattığı bildirildi. “Ocak 2014-Haziran 2021” tarihleri arasında Almanya’da 768 cami saldırısı gerçekleştiği kaydedildi. Bu verilerin sadece bildirilen vakalar olduğu henüz bilinmeyen de çok sayıda ırkçı olayın yaşandığı düşünüldüğü ifade edildi. “Almanya’da camiler tehdit altında” denildi. 2018’de 120 cami saldırısı yaşandığı belirtildi. Bunun yanında genel olarak bakıldığında cami saldırılarının aydınlatılma oranın oldukça düşük olduğu vurgulandı. Camilere yönelik 120 saldırıdan sadece 9 vakada şüphelilerin tespit edilebildiği bildirildi.

İsveç’teki İslam düşmanlarının hedefi camiler yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İsveç ve Finlandiya artık FETÖ ve PKK’ya destek sağlamayacak

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto ve İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde’nin imzaladığı üçlü muhtıranın maddeleri şu şekilde:

1. Bugün, NATO Genel Sekreterinin kolaylaştırıcılığında bir araya gelen Türkiye, Finlandiya ve İsveç’in temsilcileri müteakip hususlarda mutabık kalmışlardır.

2. NATO, müşterek savunma ve güvenliğin bölünmezliği ilkeleriyle ortak değerlere dayalı bir İttifaktır. Türkiye, Finlandiya ve İsveç Washington Antlaşması’nda belirtilen ilkelere ve değerlere bağlılıklarını ifade ederler.

3. İttifakın en temel unsurlarından biri üye devletlerin milli güvenliğinin yanısıra uluslararası barış ve istikrara doğrudan tehdit teşkil eden terörizmin tüm biçim ve tezahürleriyle mücadelede tam dayanışma ve işbirliğidir.

4. Müstakbel NATO Müttefikleri olarak Finlandiya ve İsveç, milli güvenliğine yönelik tüm tehditlere karşı Türkiye’ye tam destek verirler. Bu çerçevede, Finlandiya ve İsveç, PYD/YPG ve Türkiye’de FETÖ olarak tanımlanan örgüte destek sağlamayacaklardır. Türkiye de milli güvenliklerine yönelik tüm tehditlere karşı Finlandiya ve İsveç’e tam destek verir. Finlandiya ve İsveç terörizmi tüm biçim ve tezahürleriyle en kuvvetli şekilde reddeder ve kınar. Finlandiya ve İsveç, tüm terör örgütlerinin Türkiye’ye karşı gerçekleştirdikleri saldırıları açık ve net biçimde kınar, Türkiye’yle ve mağdurların aileleriyle en derin dayanışma duygularını ifade eder.

5. Finlandiya ve İsveç, PKK’nın yasaklanmış bir terör örgütü olduğunu teyit eder. Finlandiya ve İsveç, PKK ve diğer tüm terörist örgütlerin, bunların uzantılarının faaliyetleri ile iltisaklı kuruluşlar ve paravan örgütler içerisinde yeralan veya bu terör örgütleriyle bağlantısı bulunan şahısların faaliyetlerini engelleyeceklerini taahhüt eder. Türkiye, Finlandiya ve İsveç bu terör örgütlerinin faaliyetlerini engellemek amacıyla aralarındaki işbirliğini artırmaya karar vermişlerdir. Finlandiya ve İsveç, bu terör örgütlerinin emellerini reddeder.

6. Buna ilaveten, Finlandiya 1 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe giren Ceza Yasası’nda yaptığı bir dizi değişiklikle cezalandırılabilir terör suçları kapsamına yeni faaliyetler eklemiştir. 1 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe giren bu son değişikliklerle terörist grupların faaliyetlerine katılım suçunun kapsamı genişletilmiştir. Aynı zamanda, kamusal alanda terörizmi tahrik eylemleri ayrı bir suç olarak cezalandırılmıştır. İsveç, yeni ve daha etkin bir Terör Suçları Kanunu’nun 1 Temmuz itibariyle yürürlüğe gireceğini ve hükümetin terörle mücadele mevzuatını daha da tahkim edeceğini teyit eder.

7. Türkiye, Finlandiya ve İsveç aralarında artık hiçbir milli silah ambargosu bulunmadığını teyit ederler. İsveç, NATO Müttefiklerine yönelik olarak silah ihracatına ilişkin milli mevzuatını tadil etmektedir. Gelecekte, Finlandiya ve İsveç’ten yapılacak savunma sanayii ihracatı Müttefik dayanışmasına ve Washington Anlaşması’nın 3. Maddesi’nin ruhuna ve lafzına uygun biçimde yürütülecektir.

8. Türkiye, Finlandiya ve İsveç bugünkü görüşmelerden sonra müteakip somut adımları atacaklarını taahhüt ederler:

• Terörizmle, örgütlü suçlar ve diğer ortak sınamalarla mücadelede mutabakat temelinde işbirliğini geliştirmek için kolluk kuvvetlerini ve istihbarat kuruluşlarını da içeren her düzeyde hükümetlerarası yapılandırılmış bir diyalog ve işbirliği mekanizması tesis edeceklerdir.
• Finlandiya ve İsveç, ilgili NATO belgelerinin ve politikalarının hükümleriyle uyumlu biçimde terörizmle mücadeleyi kararlılık ve azim içinde yürütecek ve yerel mevzuatlarını bu doğrultuda güçlendirmeye yönelik gerekli tüm adımları atacaklardır.
• Finlandiya ve İsveç, Avrupa İade Sözleşmesi’yle uyumlu biçimde, Türkiye tarafından sağlanan bilgi, delil ve istihbaratı dikkate alarak Türkiye’nin terör zanlılarına dair sınır dışı veya iade taleplerini ivedilikle ve bütün boyutlarıyla işleme koyacak ve Türkiye’yle iade ve güvenlik işbirliğini geliştirmek için gerekli ikili ahdî düzenlemeler yapacaklardır.
• Finlandiya ve İsveç, 5. paragrafta kayıt altına alındığı çerçevede, PKK terör örgütünün ve bütün uzantıları ile iltisaklı kuruluşlarının ve paravan örgütlerinin para toplama ve eleman devşirme faaliyetlerine yönelik soruşturma başlatacak ve bunları yasaklayacaklardır.
• Türkiye, Finlandiya ve İsveç dezenformasyonla mücadele edeceklerini taahhüt edecek ve yasalarının, Türkiye’ye yönelik şiddeti kışkırtan faaliyetler dahil olmak üzere, terör örgütlerinin propagandası amacıyla istismar edilmesini engelleyeceklerdir.
• Finlandiya ve İsveç, silah ihracatına dair mevzuatlarının Müttefiklere yönelik yeni taahhütleri mümkün kılmasını ve NATO’daki üyelik statüleriyle mütenasip olmasını temin edeceklerdir.
• Finlandiya ve İsveç, Türkiye’nin askeri mobilite konusundaki PESCO projesine katılımı dahil olmak üzere, Türkiye ve diğer AB üyesi olmayan Müttefiklerin Avrupa Birliği’nin Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası’nın mevcut ve müstakbel girişimlerine mümkün olan en geniş şekilde dahil edilmesine destek vereceklerdir.

9. Bu adımların hayata geçirilmesi için, Türkiye, Finlandiya ve İsveç Dışişleri, İçişleri ve Adalet Bakanlıkları, İstihbarat Servisleri ve Güvenlik Kurumlarından uzmanların katılımıyla bir Daimi Ortak Mekanizma tesis edeceklerdir. Daimi Ortak Mekanizma diğer ülkelerin katılımına açık olacaktır.

10. Türkiye, NATO’nun Açık Kapı politikasına uzun zamandır devam eden desteğini teyit eder ve Madrid Zirvesi’nde Finlandiya ve İsveç’in NATO üyesi olmak üzere davet edilmelerine desteğini ifade eder.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

İsveç ve Finlandiya ile Üçlü Muhtıra imzalandı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Teröristlerin iadesi isteniyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “PKK’ya destek verip bizden destek istemek olmaz.” diyerek Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine neden olumsuz baktığını açıkladı. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise, yaptığı diplomatik telefon görüşmesinde Türkiye’nin beklentilerini ve şartlarını açıkça ifade etti. Kalın, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, İsveç Dışişleri Bakanlığı Devlet Sekreteri Robert Rydberg, Finlandiya Cumhurbaşkanı’nın Başdanışmanı Petri Hakkarainen, Almanya Başbakanı Dış Politika Danışmanı Jens Plötner ve Birleşik Krallık Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Lovegrove ile telefonda görüştü. Bu görüşmede, NATO’ya üye olmak isteyen İsveç ve Finlandiya’dan, Türkiye’nin ulusal güvenlik kaygılarının giderilmesi yönünde somut adımların beklendiği iletildi. Ayrıca, sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için Türkiye’nin beklentilerinin karşılanması gerektiği de vurgulandı. PKK/PYD/YPG ve FETÖ mensuplarının İsveç ve Finlandiya’da barınmalarına müsaade edilmeyeceğine yönelik tavır net bir şekilde gösterildi.

Batı medyası FETÖ’cülerin ifadelerini yayınladı

Tüm bu diplomatik diyaloglar sürdürülürken, FETÖ panik halinde Türkiye’ye saldırmaya başladı. Çünkü, firari örgüt mensuplarının Türkiye’ye iade edilmesi ve adalet önünde hesap vermesi, örgütün en son istediği şeyler arasında yer alıyor. FETÖ, propagandasını sürdürürken İsveç medyası ise tüm bu kargaşa arasında geri adım atmak şöyle dursun “Teröristleri nasıl aklarım” kaygısına girdi. İsveç gazetesi Expressen, 17 Mayıs’ta yayınladığı yazıda terör mensuplarının ifadelerine geniş yer verdi. Türkiye’de terörden arananlar listesinde yer alan teröristlerin ifadeleri, isimleri gizlenerek paylaşıldı. Üstelik, haklarında kırmızı bülten çıkarılmış isimlere haklılık payı gütmeye çalışan İsveç medyası, bu isimleri çok “değerli” gazeteci ve aktivistler olarak tanımladı. Modern olduğunu iddia eden Batı medyası; Peygamber Efendimizle konuştuğunu iddia edecek kadar ileri giden bir liderin kendisine atletini koklama raddesinde bağlı itaatkâr üyelerini, bugün büründükleri sahte kimlikler üzerinden tanımlıyor. Böylece; Türkiye sözde gazetecilerine, kitap yazarlarına, akademisyenlerine ve aktivistlerine zulmeden bir ülke olarak gösterilmek isteniyor.

İsveç gazetesi Expressen’de yayınlanan yazıda, FETÖ firarisi Abdullah Bozkurt olduğu tahmin edilen terör mensubu şu cümlelerle tanımlandı:

“İsminin açıklanmasını istemeyen tanınmış bir TV tartışmacısı ve yazar”

Ardından ise şu ifadelerine yer verildi:

“Adım Erdoğan için büyük bir sembolik değere sahip ve şu anda Türkiye’ye iade edilecek olursam, işkence göreceğime yüzde 100 eminim.”

Teröristleri allayıp pullayan İsveç’te bunlar yaşanırken Finlandiya da geri durmadı. Finlandiya’lı vekil Johan Kvarnström, ülkelerindeki teröristleri iade etmeyeceklerini açıkladı. Kvarnström;

“Türkiye’nin PKK ve Gülen Cemaatine (FETÖ) üyelik gerekçesi ile iadelerini talep ettiği kişileri sınır dışı etmeyeceğiz.” ifadelerini kullandı. Ardından ise “Kürtlerin dağlardan başka dostları da olsun” şeklinde bir acıtasyon cümlesiyle hümanistliğini (!) bebek katili bir örgüt üzerinden tasavvur etti.

ABD destekli algı yönetimi

FETÖ, Türkiye’nin NATO’ya üye olmak isteyen İsveç ve Finlandiya’daki terör örgütü mensuplarını iade etmemesi için propagandasını her türlü kanaldan sürdürürken, ABD’den de destek alıyor. ABD’deki Cumhuriyetçi Parti senatörlerinin yakın ilişkiler kurduğu FETÖ tetikçisi Enes Kanter’in yazdığı bir yazı, ABD’de çıkan Time dergisinde yayınlandı. “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Herkese Zorbalık Yaptığı Gibi NATO’ya Zorbalık Yapmasına İzin Vermeyin.” başlığıyla yayınlanan yazı, apaçık ve bolca FETÖ propagandası içeriyor. Finlandiya ve İsveç’i savunan Kanter, Türkiye’nin iki ülkeye saldırgan muamele gösterdiğini iddia etti. NATO’nun Türkiye’ye taviz vermesi halinde ise bunun sonuçlarının ağır olacağını söyledi.

Kanter, ayrıca“Erdoğan’ın hedefleri arasında saygın yayıncılar, gazeteciler ve aktivistler yer alıyor.” cümleleriyle Batı’nın teröristleri sokmaya çalıştığı kılıfa uygun hareket etti. İsveç ve Finlandiya’daki teröristlerin iadeleri halinde ise işkenceye maruz kalacaklarını iddia eden Kanter, Erdoğan’ı zorbalıkla suçladı. Kanter, “ABD ve diğer 29 ülkenin bu zorbalığa karşı sağlam durması gerekiyor.” diyerek de uyarı yaptı.

Tüm bu danışıklı dönüşüklü algı yönetimi, tarihi riyakarlıkla dolu Batı’nın terör karşısında takındığı “sempatik” tavrı özetlerken, FETÖ’nün firari örgüt mensuplarını korumak için her türlü çirkinliği sergileyebileceğini gösteriyor.

Batı medyası FETÖ’yü nasıl aklamaya çalışıyor? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İsveç İslam düşmanı siyasetçileri de koruyor

Danimarkalı ırkçı Sıkı Yön Partisi (Stram Kurs) lideri Rasmus Paludan, İsveç’in Västra Götaland bölgesinde Müslümanların yoğun olduğu Frölunda, Boras ve Trollhattan yerleşim birimlerinde polis korumasında Kur’an-ı Kerim yaktı. Karşı göstericilerin tepki gösterdiği provokasyonda Paludan’ı yaklaşık 100 polis korurken, İsveç İstihbarat Teşkilatından (SEPO) 10 sivil polis de yakın koruma sağladı. Paludan, provokasyon yapacağı gösteri yerine istihbarata ait kurşun geçirmez zırhlı araçla götürülürken 20 polis aracı kendisine eşlik etti. Boras’taki provokasyonda bir nehrin kenarında polis tarafından durdurulan karşıt göstericilerden 6 kişi, nehre atlayarak Paludan’ın yanına ulaşmak istedi. Paludan’ın yanına kadar yüzen göstericiler polis tarafından gözaltına alınırken, göstericilerden biri tutuklandı. Paludan Kur’an-ı Kerim yakarken, karşıt göstericilerden ağlayarak sinir krizi geçirenler oldu.

Paludan’ın polis korumasında Kur’an-ı Kerim yakmasının faturası devlete ağır oldu

Danimarkalı ırkçı Sıkı Yön Partisi (Stram Kurs) lideri Rasmus Paludan’ın İsveç’in Örebro kentinde Kur’an-ı Kerim yakma provokasyonunda polis tarafından korunma maliyetinin 2,2 milyon kron (220 bin dolar) olduğu açıklandı. Örebro Polis Müdürü Lars Wiren, Örebro kentinde 13 Mayıs’ta Kur’an-ı Kerim yakma provokasyonunda polisin Paludan için aldığı koruma önlemlerin 2,2 milyon kronu bulduğunu söyledi. Ülkenin resmi radyosu SR’ye açıklama yapan Wiren, “Bu programın maliyeti pahalıydı, büyük bir polis kaynağı gerektiriyordu. Çok büyük önlemler alındı ve fatura da kabarık çıktı. Bazen polis böyle büyük önlemlere büyük kaynak ayırabiliyor. Burada olay çıkmamasından dolayı mutluyum. Ama bunun çok yüksek maliyeti olduğunun da farkındayız.” ifadelerini kullandı. İsveç’te 12 ve 14 Mayıs’ta bulunan Paludan, 7 bölgede polis korumasında Kur’an-ı Kerim yakmıştı. Paludan‘ı yaklaşık 100 polis korurken İsveç İstihbarat Teşkilatından (SEPO) 10 sivil polis de yakın koruma sağlamıştı. Polis tarafından sadece Örebro kentinde Paludan’ın koruma maliyeti açıklanırken, diğer bölgelerdeki maliyet hakkında bilgi verilmedi.

İsveç’te başörtüsü nedeniyle işten çıkarılmak istenen kadına tazminat ödenecek yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İsveç gazetesi teröristlerle röportaj yaptı

İsveç gazetesi Expressen, 17 Mayıs’ta bir yazı paylaştı. “Türkiye, İsveç’i NATO’ya sokmak için Ragıp Zarakolu’yu istiyor” başlıklı yazıda, teröristlerin ifadeleri yer aldı. Erik Wiman tarafından kaleme alınan yazıda, PKK propagandası yapmaktan dolayı yargılanan ve bu esnada İsveç‘e kaçan Ragıp Zarakolu ile yapılan röportaj yayınlandı. Yazıda, ismi paylaşılmayan teröristlerin ifadeleri de yer aldı. Expressen’in iletişime geçtiği kişilerin Türkiye’nin iade talep listesinde bulundukları belirtildi.

FETÖ firarisi Abdullah Bozkurt olduğu tahmin edilen kişinin ifadelerine Expressen’de şu şekilde yer verildi:

“İsminin açıklanmasını istemeyen tanınmış bir TV tartışmacısı ve yazar;

‘Adım, Erdoğan için büyük bir sembolik değere sahip ve şu anda Türkiye’ye iade edilecek olursam, işkence göreceğime yüzde 100 eminim’ dedi.”

FETÖ tetikçisi Bozkurt, firar ettiği İsveç’te kurduğu oluşumlarla Türkiye karşıtı algı operasyonu yapıyor. Stockholm Center for Freedom ve Nordic Monitor, Bozkurt ve diğer firarilerin Türkiye’yi karalamak için yürüttükleri algı operasyonlarının baş organları arasında bulunuyor.

Ayrıca, gazete bu kişilerin Türkiye’ye döndükleri taktirde hayatlarının tehlikede olacağından ve işkenceye maruz bırakılacaklarından korktuklarını belirterek, FETÖ iftiralarının yayılmasına da ortak oldu. 

Türkiye’de üç ayrı müebbet hapis cezası almış ve ismi açıklanmayan bir başka teröristin ifadeleri ise şu şekilde:

“Ne yazık ki, bir metaya dönüşmemin pekala mümkün olduğunu düşünüyorum ve bu hassas dönemde kimliğimi açıklamamamın daha doğru olacağına ilişkin tavsiyelere uyacağım.”

Yine ismi paylaşılmayan bir terörist ise şunları kaydetti:

“Ben her zaman İsveç’in NATO üyeliğinden yana oldum ve sürecin bir nesnesi olacağım aklıma bile gelmezdi”

Ayrıca, İsveç’in Türkiye ile masaya oturmaması, bu süreci ABD, İngiltere ve Fransa gibi ülkelere bırakması konusunda da tavsiye verdiği ifade edildi.

Bir başka terörist ise şu ifadelerine yer verildi:

“İsveç’in demokratik bir süper güç olması gerektiğini görmek istiyorum ve sadece Yüksek Mahkeme’nin beni sınır dışı etmemeye karar vermesini umabilirim.”

KAYNAK: EXPRESSEN

İsveç medyası teröristlere sahip çıktı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İsveç’in iltica kriteri: FETÖ’cü olması yetiyor

İsveç, FETÖ firarilerine sahip çıkmak konusunda Almanya ile yarışıyor. Ülkede; 2015 yılında 253, 2016’da 738, 2017’de ise 872 örgüt mensubuna çalışma ve oturum izni verildiği belirtiliyor. İsveç’in FETÖ’cülere bakış açısını anlamak için Göçmen Dairesi Yardımcı Hukuk Şefi Carl Bexelius tarafından ifade edilen şu cümleye bakmak yeterli:

“Hapse girme riski büyükse ilticasını kabul ediyoruz.”

İsveç’in sahip çıktığı FETÖ’cü isimler arasında bulunan Abdullah Bozkurt, “Stockholm Center for Freedom” isimli FETÖ’cü oluşumun başında bulunuyor. Burada, Türkiye’ye yönelik iftiralar raporlaştırılıyor ve servis ediliyor. Bozkurt, kendisi gibi firari Levent Kenez ile Nordic Monitor’de algı operasyonlarını yürütüyor. Daha önce darbeci Semih Terzi’yi aklamaya kalkışan Nordic Monitor, Türkiye’yi Rusya-Ukrayna savaşına dahil etmeye çalışan yayınlara imza atmıştı. Kenez ve Bozkurt, ayrıca 2019’da BM Cenevre Ofisi’nde yapılan Türkiye karşıtı panelde de bulunmuştu. Terör propagandası yapılan panelde, PKK sempatizanı Eric Sottas da vardı.

İsveç, FETÖ’nün mahrem sorumlusu Bahattin Bican’a da sahip çıktı. Bican, örgüt tarafından darbe girişimi sırasında Gölcük Donanma Komutanlığı’nda sözde imam olarak görevlendirilmişti. İsveç’e firar eden Bican, 13 Nisan 2020’de öldü.

İsveç PKK’ya desteğini saklamıyor

İsveç’in teröre kucak açması FETÖ ile sınırlı değil. Defalarca YPG ile masaya oturan İsveç’in Dışişleri Bakanı Ann Linde, PKK’nın sözde Suriye Demokratik Konseyi’nin başkanı İlham Ahmed’le oldukça yakın. Linde, Twitter hesabından Ahmed’le fotoğraflarını sık sık yayınlıyor.

20 Nisan 2021’de İsveç Savunma Bakanı Peter Hultqvist, “Mazlum Kobani” kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile çevrimiçi görüştü. Hultqvist, bu görüşmede PYD/YPG ile iş birliğine hazır olduklarını belirtti.

FETÖ, Ferhat Abdi Şahin ile de irtibatlı. PKK’ya silah sağlayan FETÖ’cü Gürbüz Sevilay, örgüt yetkilileriyle bir araya geldi. Ayrıca Ferhat Abdi Şahin ve üst düzey terör örgütü mensuplarını Suriye’de buluşturdu.

PKK, Nisan 2016’da İsveç’in Stockholm şehrinde ofis açtı. Ayrıca ülkede örgüte bağlı 20’den fazla dernek ve STK var. Aryen TV, Nevruz TV ve Ronahi TV ise İsveç’teki yayın organlarından bazıları. Nevruz TV’nin,  2009’da 1 milyon 467 bin 866 avro fon aldığı biliniyor. Teröre finansman sağlayan İsveç, bugüne kadar YPG’ye 210 milyon dolarlık destek sağladı. Ayrıca, 2023 yılında örgüte 376 milyon dolarlık destek gönderilmesi kararlaştırıldı. İsveç’te faaliyet gösteren sözde Kürdistan Kızılayı, bağış adı altında yıllık 30 milyon avro para topladığı kaydediliyor.

Ayrıca PKK, İsveç’te hiçbir kısıtlamaya maruz kalmadan özgürce eylem ve yürüyüş yapabiliyor. “İfade özgürlüğü”ne sığınan İsveç, bu yürüyüşlerde terör propogandası yapılmasına göz yumuyor.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

İsveç FETÖ ve PKK’nın yuvası oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Her Ramazan aynı ırkçılık: Kur'an yak, Müslümanlara nefret kus

Danimarkalı lider Rasmus Paludan ve çetesi, İsveç'te polis koruması altında Kur'an-ı Kerim yaktı.

Polis olaya tepki gösteren Müslümanlara saldırdı.

3 kişi yaralandı, 26 Müslüman tutuklandı. pic.twitter.com/G4KZII8sWG

— Utanç Günlüğü (@UtancGunlugu) April 19, 2022

Danimarkalı siyasetçi Rasmus Paludan‘ın İsveç’te Müslümanlara yönelik provokasyonları devam ediyor. Aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi (Stram Kurs) lideri Rasmus Paludan ve çetesi, İsveç‘in çeşitli kentlerinde polis korumasında Kur’an-ı Kerim yakıyor. Ülkenin Expressen gazetesinin haberine göre, Norrköpin’de Paludan’ı protesto eden bir grup göstericinin polise taşlarla saldırdığı, polisin açtığı ateş sonucu 3 göstericinin yaralandığı ifade edildi. Norköping polisinden yapılan açıklamada, polislere saldıran göstericilerin durdurulması için havaya ateş edildi. Bu sırada birkaç kişinin yaralandığı savunuldu. Yaralıların sağlık durumu hakkında bilgi verilmedi. Paludan, İsveç’in başkenti Stockholm ile Malmö, Norköpin ve Jönköping kentlerinde Kur’an-ı Kerim yakmıştı. Bu bölgelerde çıkan isyanlarda 125 polis aracı hasar görmüş, 34 polis yaralanmış, 13 kişi de gözaltına alınmıştı.

Her Ramazan aynı ırkçılık: Kur’an yak, Müslümanlara nefret kus yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İsveç, Müslüman ailelerin çocuklarını çalıyor

İsveç devleti türlü bahanelerle her yıl 20 bin çocuğu ailesinden koparıyor. Bu çocukların büyük çoğunluğu ise Müslüman. İsveç Sosyal Hizmetler Kurumu tarafından ebeveynlerinden çalınan çocuklar, Hıristiyan ve pedofil ailelere veriliyor. Mağdur ebeveynler ise çocuklarının cinsel tacize uğradığını ve çıplak fotoğraflarının sosyal medyada yayınladığını söylüyor. İsveç yasalarına göre çocukların, “mümkün olan en hızlı dönem” denilen bir rehabilitasyon sürecinden geçtikten sonra ailelerine geri verilmeleri gerekiyor. Ancak Müslüman aileler yıllardır çocuklarına kavuşamıyor.

“Çocuklarımız haksız yere alındı”

Son dönemde artan mağduriyetler, bugüne kadar mücadele eden ailelerin bir araya gelmesine ve seslerini yükseltmesine neden oldu. Çocukları ellerinden alınan ebeveynler, 7 Şubat’ta İsveç’in başkenti Stockholm’de gösteri düzenledi. “Çocuklarımız haksız yere alındı”, “geri verin çocuklarımızı”, “çocuklarımız için adalet istiyoruz” şeklinde sloganlar atıldı. Ailelerin birlikte hareket ederek yaptıkları protesto, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Ülkede ardı ardına itiraflar gelmeye başladı. İsveç devlet radyosu SR, Falköping Belediyesi’nin ailelerden alınan çocukların bakımını sağlayan bir şirketin iş anlaşmasını feshettiklerini duyurdu. İsveç Sağlık ve Bakım Müfettişliği de konuyla ilgili açıklama yaptı. Çocuklara şiddet uygulandığının tespit edildiğini ve cinsel istismarların yaşandığını bildirdi. Kurumlara yönelik sorgulamaların artması, mağdur aileler için de bir umut ışığı oluşturdu. İsveç’te yaşanan tüm bu olaylar ise Avrupa’nın “kusursuz demokrasi” palavrasını bir kez daha çürütmüş oldu.

Avrupa’nın “kusursuz demokrasi” palavrası yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İsveç’te Türk asıllı Farklı Renkler Partisi (Nyans) Genel Başkanı Mikail Yüksel‘e ırkçı mektup gönderildi. Mektupta içinde “Ülkene dön, pis domuz” gibi ırkçı ifadeler kullanıldı. Ülkedeki ırkçılar bu kez Farklı Renkler Partisini hedef aldı. Partinin Genel Başkanı Türk asıllı Mikail Yüksel ırkçı mektup aldı. “Ülkene dön, pis domuz” yazan mektupta ırkçıların Türk düşmanlığı bir kez daha ortaya çıktı. Mektupta, Türkiye ve Müslümanlara yönelik ırkçı ifadeler kullanıldı. Yüksel, konuyla ilgili, “Bugün maalesef yine ırkçı bir tehdit mektubu aldım. Benim bu ülkede siyaset yapmamdan ciddi manada rahatsız olan gruplar var. Bunların başında Türkiye karşıtı terör örgütleri ve Müslüman karşıtı ırkçılar geliyor” dedi. Yüksel, hiç kimsenin değinmeye cesaret edemediği konuları gündeme getirmesi nedeniyle saldırıların çok sık yaşandığını dile getirdi. Ardından da “Korkmuyoruz” dedi. Nitekim Yüksel daha önce de tehdit mesajları almıştı.

Türk siyasetçi daha önce de ölümle tehdit edildi

İsveç’te Türk asıllı siyasetçi Mikail Yüksel daha önce de ölümle tehdit edildi. Yüksel’i tehdit eden 19 yaşındaki ırkçı, 26 Mayıs’ta Göteborg Mahkemesi tarafından 5 bin kron cezaya çarptırıldı. Göteborg Bölge Mahkemesi konuyla ilgili açıklama yaptı. Türk asıllı siyasetçi Mikail Yüksel’i ölümle tehdit eden 19 yaşındaki kişiye 5 bin kron (yaklaşık 493 euro) ceza verildiği bildirildi. Paranın Yüksel’e tazminat olarak ödenmesine hükmedildiği bilgisi paylaşıldı. Mikail Yüksel de yaptığı açıklamada, söz konusu kişinin mahkemede pişmanlık duymasından dolayı cezasında indirim yapıldığını ifade etti. Yüksel, “İsveç devlet televizyonu SVT’de bir haberim yayımlandıktan sonra bir kişiden ölüm tehdidi aldım ve polise ihbarda bulundum. Olay mahkemeye taşındıktan sonra, zanlı cezalandırılarak bana 5 bin kron ödemesine karar verildi. Ben de bu parayı Göteborg’da yapılan cami inşaatına bağışlayacağım” diye konuştu.

Irkçılar Müslümanları da hedef alıyor

İsveç‘teki ırkçılar Müslümanları da hedef alıyor. Hugo Ahlfors Jackson adlı ırkçı, 18 Ağustos’ta Müslümanların bulunduğu bir liseye saldırı düzenlemişti. Bir öğretmeni yaralayan 15 yaşındaki Jackson, 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Lund Bölge Mahkemesinde görülen davanın karar duruşmasında, okula saldırı düzenleyen, Müslüman öğrenci ve öğretmenleri öldürmek isteyen Hugo Ahlfors Jackson, 2 yıl 6 ay hapse mahkum edilmişti. Mahkemenin konuyla ilgili yaptığı açıklamada saldırganın, 40 yaşında bir öğretmeni bıçaklamak ve okulda bulunan öğrenci ve öğretmenleri silah ve bıçakla tehdit etmeye yönelik 9 suçtan hüküm giydiği belirtilmişti.

İsveç’te Türk asıllı siyasetçiye ırkçı mektup yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.