ABD Başkanı ülkeye gelmek isteyen göçmenlere karşı olan uygulamasını yeniden uygulamaya başlayacak. Ülke Başkanı Joe Biden yönetimi, “Meksika’da Kal” politikasını yeniden uygulamaya başlayacaklarını duyurdu. Biden, Meksika sınırındaki göçmenler için önceki Başkan Donald Trump’ın getirdiği bu programı kaldırmıştı. Biden 21 Ocak’ta göreve başladı. Aynı gün imzaladığı ilk kararname ile programı yürürlükten kaldırdı. “Meksika’da Kal” politikasına ilişkin mahkeme, uygulamanın devam etmesi yönünde karar verdi. Ardından Biden yönetiminden de geri adım geldi. ABD İç Güvenlik Bakanlığı, gelecek haftadan itibaren, söz konusu uygulamanın yeniden başlatılacağını açıkladı. Meksika’nın da göçmenleri almaya razı olduğunu belirtti. İç Güvenlik Bakanı Alejandro Mayorkas, mahkeme kararı doğrultusunda böyle bir adım attıklarını ancak bu uygulamayı desteklemediklerini belirtti. Biden, “Meksika’da Kal” isimli düzenlemeyi yürürlükten kaldırma sözü vermişti.

ABD Başkanı sözde ülkedeki göçmen sorununu çözecekti

Eski Başkan Trump, 2017’de göreve geldikten sonra Orta ve Güney Amerika’dan gelen göçmenleri Meksika sınırında bekletme kararı almıştı. ABD ve Meksika hükümetleri arasında 29 Ocak 2019’da varılan, “Meksika’da Kal Programı” olarak da bilinen Göçmen Koruma Protokolü mutabakatı kapsamında ise bu ülke üzerinden ABD’ye göç başvurusunda bulunan üçüncü ülke vatandaşlarının, başvuru işlemleri sonuçlanana kadar sınır kenti Tijuana’da ikamet etmesi öngörülmüştü. Biden, adaylığı döneminde seçilmesi halinde “Meksika’da Kal” ismiyle anılan düzenlemenin yürürlükten kaldırılacağı sözünü vermişti. Ancak Biden, seçildikten sonra düzenlemenin yeniden gözden geçirilmesi yönünde talimat vererek, “insani bir sığınma sistemi” tasarlama vaadiyle uygulamanın devamına karar vermişti.

Trump’ın sığınmacılara yönelik Meksika’da Kal politikasını geri getirdi

Düzenleme nedeniyle ülkeye sığınma talebinde bulunan göçmen sayılarında büyük oranda düşüş sağlanmıştı. Böylece program ciddi eleştirilerin hedefi olmuştu. ABD’den sınır dışı edilen düzensiz göçmenlerin, Meksika’nın ABD sınırında uyuşturucu kartellerinin faaliyet gösterdiği tehlikeli bölgelerde toplandığı ortaya çıkmıştı. Ancak Biden, seçildikten sonra düzenlemenin yeniden gözden geçirilmesi yönünde talimat verdi. “İnsani bir sığınma sistemi” oluşturma vaadiyle uygulamanın devamına karar vermişti. Düzenleme nedeniyle ülkeye sığınma talebinde bulunan göçmen sayılarında büyük oranda düşüş yaşanmıştı. Göçmenleri geri çevirmeye yönelik program eleştirilerin hedefi olmuştu.

ABD Başkanı Biden’dan göçmenlere yönelik geri adım yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Eski Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili ve Firari FETÖ’cü Aykan Erdemir, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden‘a, Kabil Havalimanı’nın işletilmesinin Türkiye’ye bırakılmaması yönünde uyarıda bulundu. Foundation for Defense of Democracies (FDD) isimli İsrail adına ABD’de lobi yapan kuruluşun Türkiye uzmanı olarak çalışan Erdemir, hazırladığı Türkiye karşıtı raporlar ile adından söz ettiriyordu. Erdemir, Aralık 2020’de, ABD’nin Eski Ankara Büyükelçisi Eric Edelman ile birlikte hazırladığı raporda Türkiye için “haydut devlet” şeklinde bir ifade kullanmıştı. Bu sefer, Birleşik Arap Emirlikleri tarafından fonlanan “Demokrasileri Savunma Vakfında”, yayınladığı bir yazıyla tekrar Türkiye’yi hedef gösterdi. “Biden, Erdoğan’ın Afganistan Gambitine Karşı Dikkatli Olmalı” başlığıyla kaleme aldığı ihanet dolu yazısında, “Havalimanı, Türk Cumhurbaşkanına verilmemeli.” diyen Firari FETÖ’cü Aykan Erdemir, Türkiye’ye iftira atarak teröristlere destek verdiğini söyledi.

Firari FETÖ’cü Aykan Erdemir Türkiye’ye terör iftirası attı

Biden’a çağrı yaparak Türkiye’ye saldıran Erdemir: “Havalimanını Türk Cumhurbaşkanına emanet etmek pek akıllıca bir seçim olmayabilir.” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin Rusya’dan S-400 satın aldığını hatırlatarak, Erdoğan’ın terör örgütlerine destek verdiği şeklindeki iftirasını gerekçe olarak gösterdi. Biden yönetimi ile Erdoğan arasındaki uzlaşmadan rahatsız olan Erdemir yazısında: “Erdoğan’a güvenmenin tehlikelerine rağmen,  Biden yönetiminin Erdoğan hükümetine yönelik tavrında şimdiden belirgin bir yumuşama oldu.” dedi.

TSK 6 senedir Kabil’de

ABD ve NATO müttefikleri, 11 Eylül saldırılarını sebep göstererek, 7 Ekim 2001’de Afganistan‘ı işgal etmişti. 2 bin 442 ABD’li askerin öldüğü, 20 bin 666’sının yaralandığı savaşta, 1144 NATO personeli de hayatını kaybetmişti. Joe Biden’ın 15 Nisan’da Afganistan’daki tüm askeri kuvvetlerin çekileceği kararını açıklaması üzerine, bölgedeki tansiyon gerilemişti. Biden, 1 Mayıs’ta çekilme sürecinin başlatılacağını, 11 Eylül’den önce tüm askeri kuvvetlerin çekilmiş olacağını söylemişti. ABD, Afganistan’dan çekilirken, Afganistan‘ın başkenti Kabil‘de bulunan Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nın korunmasıyla ilgili gözler Türkiye’ye dönmüştü. Türk Silahları Kuvvetleri (TSK), NATO Kararlı Destek Misyonu kapsamında havalimanının işletilmesi görevini 6 senedir yürütüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Joe Biden, NATO Zirvesi esnasında yaptıkları görüşmede Kabil havaalanının güvenliği konusunda müzakere etmişlerdi.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Biden ve Erdoğan’ın, Türkiye’nin Kabil Havalimanı’nın güvenliğini sağlamasında önemli bir rol oynaması konusunda anlaşıldığını duyurdu. 20 Haziran’da Kuzey Kıbrıs’ta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bayram namazı çıkışında konuyla ilgili açıklama yaptı. Erdoğan, ABD’nin Kabil’deki Havalimanı’nın işletmesine Türkiye tarafından devam edilmesini istediğini belirterek;

“Bir diplomasi noktasında Amerika bizim yanımızda yer alacak. İki lojistik noktasında imkanlarını bizim için seferber edecek hangi gücü varsa lojistik anlamda bunları Türkiye’ye devredecek. Bir diğeri de tabi burada bu süreç içerisinde çok ciddi bir mali noktada idari noktada sıkıntılar olacak. Bu konuda da gerekli desteği Türkiye’ye verecek. Eğer bunlar sağlanabilirse, biz Türkiye olarak bu süreçte Kabil Havaalanı’nın işletimini ele almayı düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Firari FETÖ’cü Aykan Erdemir Biden’a yalvardı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Biden’ın Türkiye düşmanlığı, kampanya döneminden tescilliydi:

“Burada esas sorun Türkiye’dir.” pic.twitter.com/3J61OUsYKS

— Yekvücut (@yekvucutcom) April 28, 2021

Joe Biden’ın tescilli Türk düşmanlığı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Uluslararası Kurtarma Komitesi bir rapor yayımlayarak ABD Başkanı Joe Biden‘ın seçim sürecindeki vaatlerini tekrar gündeme getirdi. Komitenin hazırladığı raporda Biden’ın Amerikalı vatandaşlara verdiği sözleri tutmadığı ifade edildi. Raporda, Joe Biden için “ABD’nin yakın tarihinde en az mülteci kabul eden başkanı olabilir” denildi. Diğer yandan Donald Trump döneminde imzalanan 15 bin kişilik mülteci kotasının devam edildiği söylendi. Bunun ABD tarihindeki en düşük kota olduğu belirtildi. Raporda şu ifadelere yer verildi. “Biden, Trump döneminin mültecilere karşı politikalarını sık sık eleştirmesine rağmen ülkenin modern tarihinde en az mülteci kabul eden başkanı olabilir.”  Ayrıca, ABD‘nin 2021’de kabul ettiği mülteci sayısının yalnızca 2 bin 50 olduğu bu oranın devam etmesi halinde yıl sonunda ülkeye kabul edilen mülteci sayısının sadece 4 bin 510 olacağı açıklandı. Trump’ın görev yaptığı son yılda 11 bin mülteci kabul ettiği ve bunun ülke tarihindeki en düşük mülteci sayısı olduğu paylaşıldı.

ABD-Meksika sınırında gözaltına alınan çocukların sayısı neredeyse 4 bine ulaştı

CNN’in haberine göre, ABD-Meksika sınırında gözaltına alınan refakatsiz göçmen çocukların sayısı her geçen gün artıyor. ABD-Meksika sınırında gözaltına alınan çocukların sayısı 4 bine ulaştı. Haberde çocukların çoğunun sınırdaki hapishane benzeri tesislerde tutulduğu ve sayılarının 3 bin 700’ü aştığı açıklandı. Meksika sınırındaki İç Güvenlik yetkilisi, geçtiğimiz günlerde ABD Sınır Devriyesi, yaklaşık 800 refakatsiz göçmen çocuğu yakaladığını bildirdi. Yetkili, her gün ortalama 450 çocuğun yakalandığını belirtti. Bu konuyla ilgili toplantıların en üst düzeyde sürdüğünü söyleyen yetkili, Biden yönetiminin çocukların sınıra gelmesini engellemenin bir yolunu bulana kadar bu durumun bir sorun olarak kalacağını öngördü. Ayrıca, “Bunu durdurmak çok zor olacak” dedi. Geçtiğimiz haftalarda da 340 çocuğun yakalandığı duyuruldu. ABD Başkanı Biden’in göçmenlik yaklaşımı kritik bir testle yüz yüze geldi. Yönetim, göçmen çocukları barındırmak için yarışıyor. Başkan Donald Trump yoksulluktan ve şiddetten kaçan insanların ABD’ye gelmesini zorlaştıran acımasız politikalar uyguluyordu. Biden ise seçimlerde nu politikaları düzenleyeceğini vadetti. Ancak henüz konuyla ilgili bir adıma atılmadı.

Sınır tesislerinde çocukların yatacak yatağı dahi yok

Yetkililer, çocukların sığınmaları için bir alan bulmaya çalışırken, çocuklar Sınır Devriyesi nezaretinde tutuluyor. 100’den fazla çocuk yaklaşık 10 gündür gözaltında tutuluyor. Sınır Devriyesi merkezine alındıktan sonra, refakatsiz çocukların, istisnai durumlar dışında göçmen çocuklara bakmakla görevli Sağlık ve İnsan Hizmetleri Departmanına 72 saat içinde teslim edilmesi gerektiği bildirildi. DHS yetkilisi, sınır tesislerinin “kesinlikle” çok fazla kalabalık olduğunu açıkladı. Çarşamba günü itibariyle, ABD Gümrük ve Sınır Korumasının 9 Sınır Devriyesi sektöründen 7’sinde kapasitenin dolduğunu söyleyen yetkili, Yuma, Rio Grande Vadisi ve Del Rio’nun “aşırı kapasite fazlası” olduğunu da duyurdu. Covid-19 salgını, gözaltındaki göçmenler için mevcut alanı daha da kısıtladı. Yetkili, son birkaç aydaki tek günlük rakama atıfta bulundu. “Sayıyı en son ne zaman bu kadar yüksek gördüğümü hatırlayamıyorum,” diye konuştu. CBP, Çarşamba günü Şubat ayında ABD-Meksika sınırında 100.000’den fazla göçmenle karşılaştığını ve göçmen sayısının 2019’dan beri görülmeyen seviyelere ulaştığını kaydetti. CBP komisyon üyeliğinin görevlerini yerine getiren üst düzey yetkili Troy Miller Çarşamba günü düzenlediği basın brifinginde, “Özellikle salgın göz önüne alındığında gözaltımızdaki kişilerin sayısıyla mücadele etmeye devam ediyoruz,” ifadelerinde bulundu. Miller, sınır dairesinin çocukları olabildiğince çabuk gözaltından çıkarmak için HHS ile birlikte çalıştığını söyledi. “Onları daha hızlı çıkarmamız gerekiyor,” diye konuştu.

Uluslararası Kurtarma Komitesi: Biden seçim vaatlerini unuttu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Seçim zamanında göçmen politikalarını değiştireceğini vadeden Joe Biden, verdiği sözü tutacak mı? pic.twitter.com/IDjIqCjvkD

— Yekvücut (@yekvucutcom) March 24, 2021

Joe Biden, göçmen politikalarını değiştirme sözünü ne zaman tutacak? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD, Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili raporu yayınladı. ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü (DNI), 2018 yılında hazırlanmış olan ancak Donald Trump yönetiminin kamuya açıklamadığı “Kaşıkçı istihbarat değerlendirme raporunu” sundu. Yayımlanan rapora göre gazeteci Cemal Kaşıkçı‘nın yakalanması ve öldürülmesi emrini Suudi Veliaht Prensi Selman verdi. Hazırlanan rapora başta Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) olmak üzere ilgili istihbarat kurumlarının katkıda bulundu. Cemal Kaşıkçı cinayetini onaylayan kişinin Veliaht Prens olduğu ifade edildi. Raporda, “Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman‘ın, Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın, Türkiye’nin İstanbul kentinde yakalanması ya da öldürülmesine yönelik operasyonu onayladığı sonucuna ulaştık” ifadesi yer aldı. Böylece Suudi Arabistan Kralı Muhammed bin Selman’ın işlediği suç tescillenmiş oldu.

Muhammed bin Selman’a yaptırım yok

Raporda, Cemal Kaşıkçı’yı öldüren 15 kişilik ekibin, 2 Ekim 2018’te İstanbul’a gittiği bildirildi. Bu ekipte Muhammed bin Selman için çalışan kişilerin olduğunu vurgulandı. Cinayeti işleyen ekipte yer alan Saud el Kahtani’nin ise Muhammed bin Selman’ın izni olmadan hiçbir adım atmadığına işaret edildi. Yayımlanan raporun ardından, Biden yönetiminden Suudi Arabistan’a yaptırım ve kısıtlama kararları ardı ardına geldi. ABD Hazine Bakanlığı, Cemal Kaşıkçı cinayetiyle bağlantılı Suudi Arabistan Kraliyet Ani Müdahale Gücü’ne yaptırım kararı aldığını açıklayacak. Diğer bir karar da ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan geldi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, başta Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı başta olmak üzere Suud yönetimine muhalif kişileri tehdit ettikleri belirlenen 76 Suudi Arabistan vatandaşına yaptırım uyguladıklarını bildirdi. Kaşıkçı cinayetinde yer aldığı düşünülen 21 Suudi Arabistanlı kişinin ismi de yayımlandı.

Doğrudan yaptırım uygulanmadı

Öte yandan Muhammed bin Selman’a Biden yönetiminden doğrudan bir yaptırım uygulanmadı. Selman’a yaptırım uygulanmaması ise basında tepki çekti. ABD’nin önde gelen yayın kuruluşlarından CNN, “Biden, üst düzey Suudi isimleri cezalandıracağına dair söz vermiş olmasına rağmen Veliaht Prense ceza vermedi” başlığını attı. Yapılan haberde Biden’ın seçim kampanyası sürecinde Kaşıkçı cinayetinin sorumlularından hesap sorulması için verdiği söz hatırlatıldı. “Biden’ın yaptığı hesap, Muhammed bin Selman’ı cezalandırmaktan geri durmak konusunda Trump yönetiminin verdiği karara benziyor.” eleştirisi yapıldı.

Biden, Muhammed bin Selman’a yaptırım uygulamayacak yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Cumhuriyetçi Parti adayı ABD Başkanı Donald Trump, 3 Kasım 2020’de yapılan seçimleri kaybetmiş ancak seçimlerin “hileli” olduğunu iddia ederek sonuçlara itiraz etmişti. Ancak, birçok eyalette başladığı hukuk mücadelesinden bir sonuç alamamıştı. Seçimlerin galibi Joe Biden ise 20 Ocak’ta ABD başkanlığı koltuğuna oturacak. Beyaz Saray’a veda edecek olan ABD Başkanı yeni bir siyasi parti kurma hazırlığında. İddiayı ortaya atan Wall Street Journal gazetesi, son günlerde yakın çevresine Trump’ın bu yeni partiden söz ettiğini aktarırken, partinin isminin ise “Patriot Party (Vatansever Parti)” olacağını belirtti.

ABD Başkanı, geçtiğimiz günlerde Senato Çoğunluk Lideri Mitch McConnell da (R.,Ky.) dahil olmak üzere birçok Cumhuriyetçi liderle aralarında anlaşmazlık yaşadı. Anketler, eski başkanın seçmenleri ile arasında güçlü bir desteğe sahip olduğunu gösteriyor.

Beyaz Saray yorum yapmayı reddetti

Eski ABD Başkanının, önemli miktarda zaman ve kaynak yatırımı gerektiren yeni bir parti kurma konusunda ne kadar ciddi olduğu belirsiz. Geniş bir destekçisi tabanı var ve bunların bazıları Trump’ın 2016 kampanyasından önce Cumhuriyetçi siyasete derinlemesine dahil olmayanlardan oluşuyor. Üçüncü partiler, tipik olarak ulusal seçimlerde önemli bir rol oynamaya yetecek desteği almada başarısız oldular. Yeni bir parti kurma çabası muhtemelen, Trump’ın GOP adaylarının desteğini kesmesi düşüncesinden rahatsız olacak olan Cumhuriyetçi parti yetkililerinin yoğun muhalefetiyle karşılaşacak.

Yeni sosyal medya platformu

Trump’ın “realDonaldTrump” kullanıcı adlı hesabını askıya alan Twitter, seçim kampanya ekibi tarafından kullanılan ve 2,4 milyon takipçisi olan “TeamTrump” adlı hesabı da askıya almıştı. ABD Başkanı, Twitter’ın kişisel hesabını askıya almasından sonra kendi sosyal medya platformunu kuracağını da açıklamıştı.

ABD Başkanı, Twitter’ın hesabını askıya alacağını tahmin ettiğini söyleyerek, “Birçok diğer site ile iletişim halindeydik ve yakın zamanda büyük bir duyurumuz olacak. Aynı zamanda yakın gelecekte kendi platformumuzu kurma ihtimallerini de değerlendiriyoruz. Bizi susturamayacaksınız.” açıklamasında bulunmuştu.

Trump yeni bir siyasi parti mi kuruyor? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

New York Post’un ele geçirdiği ve Hunter Biden’a ait olduğu iddia edilen e-maillerde Joe Biden’ın başkan yardımcısı olduğu dönemde, oğlu Hunter Biden’ın Ukraynalı enerji şirketi Burisma ile ilişkisi ortaya çıktı.

Hunter Biden’ın aylık 50 bin dolar maaşla yönetim kurulu üyesi olduğu Burisma’nın yönetim kurulunda bulunan Vadym Pozharskyi’nin Mayıs 2014’teki bir e-mailinde Hunter Biden’a “Etkinizi şirketimizin yararına nasıl kullanabilirsiniz?” diye yazdığı ortaya çıktı.

Hunter Biden ise buna yanıt olarak o an Katar’da olduğunu belirtti ve “Burisma’ya yönelik resmi bir suçlama var mı?” sorusunu yöneltti. Aynı gün içinde Burisma bir duyuru yaparak Hunter Biden’ı da yönetim kurullarına aldıklarını açıkladı. Pozharskyi, 17 Nisan 2015’te Hunter Biden’a gönderdiği mailde, “Sevgili Hunter, beni Washington’a davet ettiğin, babanla tanıştırdığın ve onunla vakit geçirme fırsatı tanıdığın için teşekkür ederim.” ifadelerini kullandığı görüldü. Biden’ın kovulmasını istediği başsavcı Burisma’yı soruşturuyormuş Pozharskyi’nin 2015’teki mailinden yaklaşık 8 ay sonra, o dönem başkan yardımcısı olan Biden’ın Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroshenko ve Başbakanı Arseniy Yatsenyuk’a, Başsavcı Viktor Shokin’i görevden alması için baskı yaptığı belirtildi.

Biden bu baskıyı 2018’de yaptığı bir konuşmada kendisi de kabul etmiş ve “Onlara bakıp, 6 saatleri olduklarını söyledim. Başsavcıyı kovmazlarsa bizim onlara yardımları geri çekeceğimizi belirttim.” demişti. Joe Biden, ABD’nin Shokin’in kovulmasını yolsuzluk şüphesi nedeniyle istediğini iddia etse de Shokin, Mart 2016’da kovulduğu zaman Burisma’ya soruşturmak için özel planları olduğunu söyledi.

Maillerin bulunduğu bilgisayar tamirciye bırakıldıktan sonra geri alınmadı Joe Biden, Hunter Biden ve Burisma ile ilgili sorulara sürekli “Ben hiçbir zaman oğlumla deniz aşırı iş anlaşmaları hakkında konuşmadım.” yanıtını veriyordu. Söz konusu maillerin ortaya çıktığı bilgisayarın Nisan 2019’da Biden’ın da memleketi olan Delaware’deki bir bilgisayar tamircisine bırakıldığı aktarıldı. Bilgisayar tamircisinin sahibi ise bilgisayarı kendisine sudan dolayı hasar gördüğü için bir kişinin bıraktığını ve bir daha bu kişinin gelmediğini kaydetti.

Videoyu Oynat Bu kişinin Hunter Biden olup olmadığından emin olamadığını belirten tamirci, bilgisayarın üzerinde Joe Biden’ın yaşamını yitiren oğlu Beau Biden adına kurulan vakfın etiketi olduğunu söyledi. Söz konusu bilgisayarı aralık ayında FBI’a teslim ettiğini belirten tamirci, teslimattan önce bilgisayarın içindeki bilgileri kopyalayarak, bunu Donald Trump’ın avukatı Rudy Giuliani’nin avukatı Robert Costello’ya verdiğini aktardı. Burisma olayı Trump’ı azlin eşiğine getirmişti Eylül 2019’da adı açıklanmayan bir “muhbir” tarafından yazılan raporda, ABD Başkanı Donald Trump’ın, Demokrat rakibi Joe Biden ve oğluna yönelik Ukrayna’da soruşturma yapılması için 2019 Temmuz ayındaki telefon görüşmesinde Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’e baskı yaptığı belirtilmişti.

Bunun üzerine Temsilcilier Meclisi, Trump hakkında azil soruşturması açmıştı. Yaklaşık 5 aylık süreçte Temsilciler Meclisinde aralık ayında iki azil maddesiyle suçlanan Trump, 5 Şubat günü Senatoda yapılan oylama sonucunda her iki suçlamadan da aklanmıştı. Facebook ve Twitter’dan Joe Biden’ın oğlunun e-Postalarıyla ilgili haberlere kısıtlama New York Post gazetesinin ele geçirdiği, Hunter Biden’a ait olduğu iddia edilen e-Postalarda, Biden’ın Başkan Yardımcısı olduğu dönemde, oğlunun Ukraynalı enerji şirketi Burisma ile ilişkisini ortaya çıkarmasının ardından söz konusu habere ilişkin Twitter ve Facebook’tan yeni bir adım geldi.

Facebook Sözcüsü Andy Stone, yaptığı açıklamada, söz konusu haberin “doğru bilgi içerme” standartlarına uygunluğunu incelediklerini, bunu yaparken de haberin yayılmasını azalttıklarını belirtti. Twitter ise söz konusu haberle ilgili bağlantıların ya da görsellerin paylaşılmasını engellediğini duyurarak, bu haberin şirketin “hacklenme yoluyla elde edilmiş belgelerin paylaşılmaması” ilkesine aykırı olduğunu savundu.

Cumhuriyetçilerden ve Trump’ın seçim ekibinden tepki Öte yandan, sosyal medya platformlarının bu adımına Cumhuriyetçilerden ve Donald Trump’ın seçim ekibinden tepki geldi. Missouri Senatörü Josh Hawley, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Büyük teknoloji firmalarının bu seçimleri satın almak istediği hissiyatına kapılıyoruz.” ifadesini kullandı. Trump’ın kampanya ekibi de sosyal medya platformlarını Amerikan seçimine müdahale etmekle suçladı.

Biden’ı ifşa eden haberlere Twitter’dan yasak yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Goldman Sachs’dan dolar sat tavsiyesi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.