ABD New Jersey eyaletindeki huzurevinde 119 kişi koronavirüsten hayatını kaybetmişti. Ancak ölenlerin, aslında yöneticilerin ağır ihmali yüzünden hayatını kaybettiği ortaya çıktı. New Jersey eyaletine ait Menlo Park ve Paramus Gazi Evleri isimli huzurevlerinin bağlı olduğu New Jersey eyaleti koronavirüsten hayatını kaybeden 119 kişinin ailelerine “yeterli önlem alınmadığı” gerekçesiyle 53 milyon dolar tazminat ödeyecek. New Jersey eyaleti yönetimi, emekli askerlerin kaldığı huzurevinde 2020’de koronavirüs salgınından hayatını kaybedenlerin yakınlarına tazminat ödemeyi kabul etti. Bakımevlerinde koronavirüs kaynaklı ölümlerin, yöneticilerin ağır ihmali sonucu olduğu ortaya çıktı. New Jersey Sağlık İdaresi, huzurevindeki yaklaşık 200 hastanın salgının ilk aylarında koronavirüs yakalandıktan sonra ihmal sonucunda hayatını kaybettiğini kabul etti. Dahası huzurevinde, ölenlerin yanı sıra 82 emekli askerin de koronavirüs hastası olduğu ortaya çıktı.

ABD New Jersey ‘deki huzurevi yöneticileri bilerek önlem almadı

Ekim 2020’de yayımlanan Wall Street Journal’nin araştırması, söz konusu tesislerde yöneticilerin sırrını ortaya çıkardı. Koronavirüs vakalarının gerçek saylarını gizlediler. Araştırmaya göre yöneticiler, sakinlerin yakınlarını huzurevindeki durumdan haberdar etmedi. Üstelik salgına karşı maske takan çalışanları tehdit etti. Araştırmanın yayımlanmasından sonra, New Jersey Valisi Phil Murphy, eyalete bağlı huzurevlerindeki yöneticileri kovmuştu. ABD’nin Massachussetts eyaletinde emekli askerlerin kaldığı huzurevinde, 70 kişinin yeni tip koronavirüs salgınından hayatını kaybetmişti. Gerekli tıbbi önlemlerin alınmadığı şüphesiyle inceleme başlamıştı. ABD’nin Massachussetts eyalet yönetimi tarafından işletilen Halyoke Askeri Huzurevinde, koronavirüs vaka sayısı artış göstermeye devam ederken, yetkililerin huzurevindeki ölü sayısının 70’e çıktığını açıklaması tartışmalara sebebiyet verdi.

ABD New Jersey ‘deki huzurevi yöneticilerinin ihmali ölümlere sebep oldu

Federal hükümet, 230 kişinin kaldığı huzurevinde gerekli tıbbi önlemler alınıp alınmadığı konusunda inceleme başlatmıştı. Bölge Federal Savcılığı da konuyu yargıya taşımaya hazırladığını ileri sürmüştü. Yetkililerinin huzurevi sakinlerini bilerek ölüme terk ettiği öne sürüldü. Huzurevi Müdürü Bennet Walsh ise federal yetkililerce idari izne çıkarıldı. Walsh yerel basına açıklama yaptı. Personel ve malzeme eksikliğinin huzurevinde uzun zamandır sorun olduğunu gerekçe gösterdi.

ABD New Jersey ‘deki huzurevi yetkililerinin ağır ihmali! yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Kanada’da koronavirüs salgını bahanesiyle 33 milyon mobil cihazı izlediği ortaya çıktı. Kanada Halk Sağlığı Merkezi, salgın süresince uygulanan tam kapanmada insanların cep telefonundaki verilere erişti. Ajans, yayılan haber üzerine gazeteye açıklama yolladı. Karantina sırasında insanların hareketlerini izlemek için 33 milyon mobil cihazın konum verilerine erişildiğini doğruladı. Ancak PHAC sözcüsü , ajansın, karantina önlemlerinin etkinliğini değerlendirmek istediğini ifade etti. Kanada içindeki nüfus hareketi ile koronavirüsün yayılması arasındaki olası bağlantıları anlamasına izin vermek için konum verilerini kullandığını açıkladı. Habere ilişkin görüşlerine yer verilen Pandemik Gözetim kitabının yazarı ve Queen’s Üniversitesi Gözetim Çalışmaları Merkezinin eski direktörü David Lyon da bu açıklamayı doğruladı.

Gözetim teknolojisinde yeni “normal”

Sözcü, Kanada’daki hareket eğilimlerinin “tanımlanmamış ve toplu verilerini” sağlamak için sözleşme imzalandığını belirtti. Ancak sözleşmenin Ekim 2021’de sona erdiğini ifade etti. PHAC’ın artık konum verilerine erişimi olmadığını ifade etti. PHAC sözcüsü, hareketlilik veri analizinin halk sağlığı hedeflerini ilerletmeye yardımcı olduğunu, bulguların halk sağlığı mesajları, planlama ve politika geliştirmeyi bilgilendirmek için özel danışma komitesi aracılığıyla iller ve bölgelerle düzenli olarak paylaşıldığını da ifade etti. Ancak haberde görüşlerine yer verilen Pandemik Gözetim kitabının yazarı ve Queen’s Üniversitesi Gözetim Çalışmaları Merkezinin eski direktörü David Lyon, “Kanada halkının, salgın sona ermeden ve sonrasında bu tür birçok yetkisiz gözetim girişimini öğreneceğini düşünüyorum…

Kanada’da koronavirüs gizlilik ihlali gerekçesi oldu

..Koronavirüs salgını sırasında gözetim teknolojisinin artan kullanımı, güvenlik adına yeni bir normal oluşturdu. Salgın, yalnızca halk sağlığı için gözetlemiyor. Dahası birçok meslek grubundaki insanı izlemek için  büyük bir gözetim için fırsat yaratıyor.” açıklamasını yaptı. Lyon, ” 11 Eylül’den sonraki gözetimi gölgede bırakan salgın gözetimine dair kanıtlar var.” açıklamasını yaptı. Ulusal Gizlilik Komiserliği, Kanada Halk Sağlığı Ajansının, özel verilere bu şekilde ulaşmasını incelemeye aldı. Ayrıca Gizlilik Komiserliği Ofisi, “girişim hakkında daha fazla bilgi almak için ajansın takip edildiğini” belirtti. Üstelik şu aşamada ek yorum yapılamayacağını duyurdu.

Kanada’da koronavirüs bahanesiyle 33 milyon mobil cihaz gözetlendi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Hollanda Sağlık Hizmetleri Kurumu, ülkedeki 73 hastanenin 14’ünün yatak kapasitesinin dolduğunu açıkladı. Bu sebeple hastanelerin koronavirüs hastalarına gerekli tedaviyi veremeyecek duruma geldiğini belirtti. Hollanda’da vaka sayısı artışıyla yatak kapasiteleri dolmaya başladı. Birçok hastane koronavirüs gerekçesiyle önemli ameliyatları erteledi. Ülkedeki 73 hastanenin 14’ünün yatak kapasitesi doldu. 49’unda da salgın sebebiyle planlanan ameliyatlar ve tedaviler yapılamadı. Hollanda Sağlık Hizmetleri Kurumu, ülkedeki 12 hastanenin yoğun bakımlarının dolduğunu açıkladı. Uzun süren tedavilerin süresinin kısaltılması gerektiği uyarısını yaptı.

Hollanda’da vaka sayısı artışıyla başa çıkamadı

Hükümet yatak kapasitesinin dolması ve başka hastalara yer açmak için hastaları, Almanya’daki hastanelere sevk etti. Hollanda Ulusal Hasta Dağılımı Koordinasyon Merkezi yetkilisi Monique Jacobs,  Almanya’da da yoğun vaka artışları nedeniyle hastaneler üzerindeki baskının arttığını vurguladı. Fakat Hollanda için ayrılan 20 yatak daha olduğunu ifade etti. Hollanda geçen yıl da hastanelerde ortaya çıkan kapasite sorunu nedeniyle, bazı koronavirüs hastalarını Almanya’ya nakletmişti.

Hollanda’da vaka sayısı sebebiyle hükümet mesafe kuralını zorunlu hale getirdi

Ekim ayından beri yükselişe geçen vaka sayıları,  günlük ortalama 20 binin üzerine çıktı. Ülkede son 24 saatte 23 bin 39 kişiye koronavirüse yakalandığını belirten hükümet, 1,5 metrelik sosyal mesafe kuralını tüm ülkede zorunlu hale getirdi. Mesafe kuralına uymayanlar, 95 avro para cezası ödeyecek. Hükümet, 2 Kasım’da, koronavirüs vaka sayılarının artmasının ardından bazı yerlere maske kuralını geri getirdiğini açıklamıştı. Ayrıca, kalabalık mekanlarda sosyal mesafe kuralının uygulanmasını tavsiye etmişti. Vaka sayılarındaki artışın devam etmesinin ardından, 12 Kasım itibarıyla kısmi kapanmaya gidildiği açıklanmıştı.

Hollanda hastanelerdeki yetersizliği personel eksikliği ile açıklamıştı

Hastaneler koronavirüs hastalarına bakmak için diğer hastaların ihmal edilmesi tehlikesiyle kaşı karşıya kaldı. Polikliniklerin yüzde 144, yoğun bakımların yüzde 136 kapasiteyle çalıştığı belirtilen açıklamada, 3. doz aşıların bir an evvel başlaması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, durumun Limburg için geçerli olsa da Hollanda’nın diğer bölgelerinin de yakında benzer bir durumda kalabileceği uyarısında bulunuldu. Günlük vaka sayılarının ekim ayının başından beri yükseldiği Hollanda’da yüksek aşılama oranına rağmen vaka sayılarındaki yükseliş devam ediyor.

Hollanda’da vaka sayısı artışı, tedavide kısıtlama getirdi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD’nin ilk siyahi Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Colin Powell, Covid-19 (koronavirüs) sebebiyle hayatını kaybetti. CNN’nin yaptığı habere göre, ailesi, sosyal medya üzerinden 84 yaşındaki Powell’ın öldüğünü açıkladı. Powell’ın ailesinin Facebook’da yaptığı paylaşımda, “Eski ABD Dışişleri Bakanı ve Genelkurmay Başkanı General Colin L. Powell, Covid-19 komplikasyonları nedeniyle bu sabah vefat etti. Olağanüstü ve sevgi dolu bir eş, baba, büyükbaba ve büyük bir ABD’yi kaybettik.” ifadeleri yer aldı. Powell’ın koronavirüs salgınına karşı iki doz aşı  olduğu da belirtildi. Powell,  ABD’nin New York kentinde 5 Nisan 1937 tarihinde doğmuştu. 20 Ocak 2001’de 65. Dışişleri Bakanı olarak göreve gelmişti. Powell, 26 Ocak 2005’e kadar dışişleri bakanlığı yapmıştı.  2003’teki Irak Savaşı’ndan önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde yaptığı açıklamalarla hafızalara kazınmıştı.

Powell Irak’a kan ve gözyaşı götürdü

1989-1993 yılları arasında ABD genelkurmay başkanı olan Powell’ın görevi sırasında Körfez Savaşı yaşandı. Powell, Irak’ın işgali sırasında ise 2001-2005 yılları arasında Amerika’nın ilk siyahi dışişleri bakanı olarak görev yaptı. ABD, kitle imha silahlarını bahane ederek 2003’te Irak’ı 2003 işgal etmişri. Eski siyasetçi Powell, ülkesinin işgaline uluslararası destek sağlamaya çalıştığı bir dönemde ABD halkını yanıltmakla suçlandı. Powell, aynı yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda uzun bir konuşma yaptı. Elinde kanıt olduğunu iddia ederek birtakım unsurlar öne sürdü. Colin Powell, işgalin başlangıcından bir yıl sonra yaptığı açıklamada, Irak’ta kitle imha silahları bulunduğu konusunda ABD istihbaratının yanıldığını kabul etti. Powell, “İstihbaratımız, kitle imha silahları konusunda bariz şekilde hata yapmış.” diye konuşmuştu.

Powell Saddam’ın kitle imha silahları olduğunu öne sürmüştü

ABD’nin 65. Dışişleri Bakanı olan Colin Powell, aynı zamanda bu göreve getirilen ilk Afrika kökenli Amerikalıydı. Powell’ı daha sonra Condoleeza Rice izlemişti. Görevden sonra ABD‘de birkaç yönetime askeri danışmanlık da yapan Powell, kendisinin dahi kuşkuları bulunmasına rağmen, 2003 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşma ile Saddam Hüseyin’in elinde kitle imha silahlarına sahip olduğunu öne sürdü. Bu nedenle Irak işgal edildi ve yüz binlerce masum insan ABD askerleri tarafından acımasızca katledildi.

Irak işgalinin mimarı Colin Powell hayatını kaybetti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Fransız hekimler hükümetin koronavirüs (Covid-19) salgınında izlediği yola isyan etti. Doktorlar üçüncü dalgayla mücadele planının “hangi hastanın yaşaması ve hangi hastanın ölmesi gerektiğine karar vermeye zorladığı” uyarısında bulundu. Fransız hekimler hükümeti sorumluluklarını yerine getirmeye davete etti. Doktorlar Fransa’nın önde gelen gelen basın kuruluşu olan Le Monde gazetesinde açık mektup yayımladı. Mektupta Fransa‘nın başkenti Paris’te yoğun bakım servislerinde çalışan 9 doktor, hükümetin yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgının üçüncü dalgasına karşı isyan etti. Ülkedeki birçok bölgede hastanelerde tedavi görenlerin sayısının arttığı vurgulandı. Fransız doktorların yayımladığı mektupta, ağır hasta olanların ilk iki dalgaya göre daha genç yaşta oldukları bildirildi. Özellikle Paris’te yoğun bakım kapasitelerinin aşıldığı, hastanelerin dibe vurduğu söylendi.

Fransız hekimler “hükümet sorumluluktan kaçıyor”

Mektupta, aşı uygulananların sayısının artmasıyla gelecek aylarda salgının etkisinin kırılmasının umulduğu bildirildi. Fakat doktorların yoğun bakımlardaki kapasitesinin aşılmasıyla ortaya çıkan sorunla baş başa kaldığı belirtildi. Hastanelerdeki yoğunluk nedeniyle hastaların başka bölgelerdeki hastanelere nakledilebileceği söylendi. Fakat aynı zamanda hastanelerdeki yatak kapasitesinin artırılması gerektiği de aktarıldı. Mektupta, hükümetin acil müdahale gerektirmeyen ameliyatların yüzde 70’inin ertelenmesini istediği kaydedildi. Bu durumda Covid-19 (koronavirüs) hastalarına öncelik verildiğine ve diğer hastaların bundan zarar gördüğü belirtildi. Mektupta “Hükümet, sağlık çalışanlarını hangi hastanın yaşaması ve hangi hastanın ölmesi gerektiğine karar vermeye zorlayarak, ikiyüzlü şekilde sorumluluktan kaçıyor.” ifadesi kullanıldı. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un geçen yıl koronavirüs salgınına karşı “savaşta” olduklarını söylediği ancak böyle bir savaşın aslında olmadığı savunuldu.

Fransız hekimler isyanda

Öte yandan Le Journal Du Dimanche dergisinde yayımlanan başka bir açık mektupta, Paris ve çevresindeki hastanelerin yoğun bakım servislerinde görev yapan 41 doktor, Kovid-19’a karşı uygulanan önlemlerin salgına ilişkin verilere olumlu etkisi olması için yeterli olmadığı bildirildi. Mektupta, hastanelerin salgınla mücadele için sahip olduğu imkanlar “felaket” olarak nitelendi. “Mümkün olan en fazla kişinin hayatını kurtarmak için Covid-19 tespit edilen veya edilmeyen hastalar arasında seçim yapmak zorunda kalacağız.” değerlendirilmesi yapıldı. Mektupta, geçen yıllarda meydana gelen saldırılarda bile hastanelerin durumunun bu şekilde olmadığı anımsatıldı. “Bir zamanlar ettiğimiz Hipokrat yeminine ihanet etmeden sessiz kalamayız.” denildi.

Fransız hekimler hükümetin koronavirüs politikalarına isyan etti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

ABD’nin New York eyaletinde, bakımevlerindeki koronavirüs (Covid-19) ölümlerinin gizlendiği öne sürüldü. Tartışmalara neden olan skandalın, New York Valisi Vali Andrew Cuomo’nun üst düzey danışmanlarının sağlık yetkililerine müdahale ettiği iddia edildi. Ve sayıların kasıtlı olarak az gösterildiği söylendi. New York Times ve Wall Street Journal’ın yaptığı haberlere göre, New York Valiliğinin Temmuz 2020’de açıkladığı raporda sadece bakımevlerinde Covid-19’dan ölenlerin gösterildiği iddiası yer aldı. Konu hakkında bilgisi olan kişilere dayandırılan haberlerde, bakımevlerinde koronavirüse yakalanıp hastaneye kaldırılan ve hayatını kaybedenlerin rapora dahil edilmediği kaydedildi. Yapılan haberlerde, New York Valisi Cuomo’nun danışmanları ile sağlık yetkililerinin, New York eyaletindeki yaklaşık 600 bakımevindeki Covid-19 bağlantılı ölümlerin toplam sayısını bildikleri fakat verilerin kamudan gizlendiğinin ortaya çıktığı iddia edildi.

New York’taki bakımevlerinde incemeler başlatıldı

New York Başsavcılığı 28 Ocak’ta 76 sayfalık rapor hazırlamış, raporda eyaletin sağlık departmanı, bakımevlerindeki koronavirüs ölümlerini yüzde 50’sini varan oranda az göstermekle eleştirilmişti. Raporda, geçen yaz yapılan şikayet üzerine New York’taki bakımevlerinde incelemeler başlatılmıştı. Yapılan incelemeler sonucunda, New York eyaleti yetkililerinin 8 bin 500 civarında açıkladığı ölüm raporuna rağmen 15 binden fazla can kaybının tespit edildiği görülmüştü. New York Valisi Andrew Cuomo’nun yönetimi bakımevlerindeki gerçek verileri gizlemekle suçlanmıştı.

Vali Cuomo kabul edildi

Cuomo’nun baş danışmanı Melissa DeRose da 10 Şubat tarihinde eyalet milletvekillerine açıklamada bulunmuştu. DeRose, bakımevleri ile ilgili verileri, eski başkan Donald Trump yönetimi tarafından siyasallaştırılmasından endişe duydukları için açıklama yapmadıklarını söylemişti. Associated Press’in (AP) ulaştığı kayıtlara dayanarak yaptığı bir haberde de ayrıca New York eyaleti yetkililerinin salgınının başladığı ilk aylarda virüse yakalanan 9 binden fazla hastayı hastanelerden bakımevlerine geri gönderdiği öne sürülmüştü. Haberde, açıklanan rakamın, eyalet sağlık departmanı tarafından salgının ilk aylarında rapor edilen orandan yüzde 40 daha fazla olduğu belirtilmişti. Eyalet yönetimi bakımevi sakinleri ve aileleri tarafından salgını daha fazla yayma ve ölümlere neden olmakla eleştirilere maruz kalmıştı. Cuomo, 16 Şubat’ta düzenlediği basın toplantısında, bakımevlerindeki koronavirüs bağlantılı ölümlerinin gizlenmesiyle ilgili eleştiriler üzerine hata yaptıklarını ve yeterince şeffaf olamadıklarını kabul etmişti. “Bakımevlerindeki Covid-19 verilerini kamuoyuyla paylaşmalıydık. Daha farklı olabilirdi, dersimizi aldık.” diye konuşmuştu.

New York’ta Covid-19 bağlantılı ölümlerin gizlendiği iddiası yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Hollanda‘da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedavisine son verilmek istenen Türk vatandaşı Selahattin Kandaz, tedavisine devam edilmek üzere Sağlık Bakanlığına ait ambulans uçakla Türkiye’ye gönderildi.

Amsterdam’daki OLVG Oost Hastanesinin yoğun bakım ünitesindeki tedavisi sonlandırılmak istenen Kandaz, ailesinin buna karşı çıkması üzerine bu akşam Amsterdam Schipol Havalimanı’ndan Ankara’ya gönderildi.

“Dünyanın neresinde olursa olsun vatandaşımızın yanındayız.”

Konuya dair kişisel Twitter hesabından açıklama yapan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, “Dünyanın neresinde olursa olsun vatandaşımızın yanındayız.” ifadesini kullandı.

Kandaz’ın tedavisine Ankara Şehir Hastanesinde devam edilecek.

Hastane Türkiye’ye sevkine zorluk çıkarmıştı

Kandaz’ın ailesi, tedaviye son verilmesine karşı çıkarak Amsterdam Başkonsolosluğu ve Sağlık Bakanlığı’ndan ambulans uçak talebinde bulundu.

Hastanın havalimanına sevki için gerekli belge ve ambulansın hazırlanmasında zorlukla karşılaşan aile, sevk gerçekleşene kadar tedavinin sonlandırılmaması için büyük çaba gösterdi.

Hollanda’da hasta haklarıyla ilgilenen ‘Zorgen na Coma’ Vakfı başkanı Osman Elmacı ve Denk Partisi üyesi Süleyman Koyuncu’nun desteğinin yanı sıra ailenin avukatının devreye girmesiyle ambulans sorunu aşılarak Selahattin Kandaz bu gece Ankara’ya gönderildi.

Türkiye vatandaşını ambulans uçakla kurtardı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Avusturya’da sığınmacılar pandemi döneminde dahi ikinci sınıf muamelesi görüyor. Avusturya merkezli bir yardım örgütü, “Avusturya’da sığınmacılar koronavirüs aşılama programlarının dışında tutuluyor” açıklaması yaptı. Yardım örgüt, uluslararası toplumu sığınmacıların aşılara erişimi konusunda sorumluluk almaya çağırdı. Örgüt Sözcüsü Boris Breyer, 114 ülkenin üçte birinin aşı programlarına sığınmacıları katmadığını açıkladı. Breyer, Kolombiya Devlet Başkanı Ivan Duque’nin yasal statüye sahip olmayanların aşılanmayacağı yönündeki açıklamalarına da tepki gösterdi. Breyer, ülkede sığınmacıların açık bir biçimde dışlandığını ifade etti. Avusturyalı sivil toplum kuruluşu sözcüsü, koronavirüs (Covid-19) salgınının pek çok ülkedeki sığınmacıların yaşamını daha da zorlaştırdığını belirtti. Sözcü, “Sığınmacılar, aşılama konusunda da ikinci sınıf insan muamelesi görüyor” diye konuştu. Ayrıca uluslararası toplumun, sığınmacıların aşıya ulaşmasını sağlama yükümlülüğü olduğunu vurguladı.

Avusturya’da sığınmacılar için “on emir” kuralı hazırlanmıştı

2019 yılında, Avusturya’da sığınmacılar için on tane uymaları gereken bir emir dosyası hazırlanmıştı. Aşağı Avusturya eyalet hükümetinin ilticadan sorumlu, aşırı sağcı FPÖ üyesi bakanı, eyalete yeni gelen mültecilerin uyması gereken bir çeşit değerler listesi hazırlamıştı. Aşağı Avusturya eyaletinde, mültecilerin uyması gereken kuralları derleyen ve “Göçün On Emri” başlığını taşıyan kurallar hazırlanmıştı. Welt gazetesinin yaptığı habere göre bu kurallar, eyaletin iltica konularından sorumlu bakanı Gottfried Waldhäusl tarafından hazırlandı. Waldhäusl, ülkede federal düzeyde hükümet ortağı olan aşırı sağcı Avusturya Özgürlükçü Partisi’nin (FPÖ) bir üyesi. Waldhäusl, “Bize gelen her mülteci, standart idari belgelerin yanı sıra ‘Göçün On Emiri’ başlıklı bir belge de teslim alacak. Emirler daha sonra, toplam 15 dilde, ülke değerlerinin anlatıldığı kurslar ve entegrasyon projelerinde de kullanılacak” açıklamasında bulunmuştu. Bakan, söz konusu uygulamaya en kısa sürede başlanacağını söylemişti. Ayrıca mültecilerin, söz konusu belgeyi imzalaması gerektiği bildirilmişti.

Avusturya’da sığınmacılar için hazırlanan belgede şunlar bulunuyor

Avusturya’da sığınmacılar için hazırlanan kurallar arasında, Almanca öğrenmek, Avusturya yasalarına bağlı kalmak, Avusturya değerlerini’ benimsemek ve çocuklarını buna göre yetiştirmek, Anlaşmazlıkları şiddet kullanmadan, barışçıl biçimde çözmek, din özgürlüğüne saygı duymak, hayvanların gereksiz acı çekmesini engellemek Avusturya’ya minnet göstermek gibi emirler yer alıyor. Ancak, Avusturya hükümetinin mülteciler için bu kadar kural hazırlamışken, onların sağlını hiç düşünmediği ise açıkça görülüyor.

Avusturya’da sığınmacılar koronavirüs aşısına ulaşamıyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Türkiye’de bir kesimin dilinden düşürmediği gelişmiş ülkelerin sunduğu yardımlar ile ülke ekonomileri zarar görmemiş de Türkiye ekonomisi batıyor algısı oluşuyor. Oysa durum hiç de öyle değil! Gelişmiş ülkelerde yoksullara nakdi yardımdan milyar dolarlık mali yardım paketlerine, bağış kampanyalarına…Dünya genelinde milyarlarca kişi sokağa çıkma yasağı veya kısıtlamaları, salgın tedirginliği veya devlet ve şirketlerin mümkün kıldığı evden çalışma uygulaması nedeniyle işe gitmiyor. Bu durum, başta sanayi olmak üzere dünya ekonomisini büyük tehlike altına girdi. Koronavirüs salgını sürecinde ülkeler ekonomilerini korumak için destekler açıklasa da, ne ekonomilerini ne de bünyesindeki şirketleri koruyabildiler. Küresel salgınla mücadele kapsamında açıklanan paketler ekonomik krizin gelmesini engelleyemedi. Ekonomiler son yılların en büyük şokunu yaşıyor. ABD, Japonya, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Kanada’nın toplam borcu 8 trilyon dolardan 13 trilyon dolara ulaştı bile. Sadece tutar olarak değil, aynı zamanda yüksek borç/milli gelir oranı gelişmiş ülkelerde tehlike sınırının üstünde seyrediyor. Yedi ülke ekonomisi ve gelişmekte olan piyasalar, en az on yıl içinde en ağır tahvil vadeleriyle karşı karşıya. Bloomberg tarafından derlenen verilere göre, bu hükümetlerin 2020’ye göre yüzde 51 daha fazla borç ödemesi gerekebilir.

ABD’de dış ticaret açığı 14 yılın en yüksek seviyesinde

Gelişmiş ülkelerin başında gelen, dünyanın en büyük ekonomisine sahip ABD‘de durum farklı değil. ABD Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı Kasım 2020 dönemine ilişkin dış ticaret verilerine göre; ülkenin dış ticaret açığı, geçen yıl kasımda bir önceki aya kıyasla yüzde 8 artarak 68,1 milyar dolara yükseldi. Ağustos 2006’dan bu yana kaydedilen en yüksek seviyeye ulaşan dış ticaret açığına ilişkin piyasa beklentisi, söz konusu dönemde 65,2 milyar dolar olması yönündeydi. Dış ticaret açığının artmasına ihracat-ithalatın durma noktasına gelmesiyle birlikte Çin ve AB ile yaşanan krizler de eklendi. AA‘da derlenen bilgilere göre, ABD’nin 2020 yılı başında birinci faz ticaret anlaşması imzaladığı Çin ile arasındaki ticaret açığı, geçen yıl kasım ayında artış gösterdi. Ülkenin Çin ile olan ticaret açığı, söz konusu ayda bir önceki aya göre yüzde 13,2 artarak 30 milyar dolara çıktı. ABD’nin Çin’e ihracatı bu dönemde 12,6 milyar dolar olurken, ülkeden yapılan ithalat 42,6 milyar dolar olarak kaydedildi. Aynı dönemde ABD’nin Avrupa Birliği (AB) ile olan ticaret açığı ise aylık yüzde 6,4 artışla 16,7 milyar dolara yükseldi. ABD’nin AB’ye ihracatı 20,4 milyar dolar olarak hesaplanırken, bölgeden yaptığı ithalat 37,1 milyar dolar oldu.

İngiltere’de 4 bin finans şirketi iflas riskiyle karşı karşıya

İngiltere Finansal Yönetim Otoritesi (FCA), ülkede 23 bin finans şirketin salgının yarattığı olumsuz koşullara karşı mevcut direncini incelemeye aldı. Bu inceleme sonucunda da, ülkede çok sayıda sigorta, ödeme sistemleri, e-para ve yatırım yönetim şirketinin karantina döneminde nakit ve likidite varlık sıkıntısı çektiği ortaya çıktı. Ekim ayının sonu itibarıyla düşük finansal dirence ve artan iflas riskine sahip 4 bin şirket, bunların büyük çoğunluğunun orta ve küçük ölçekli şirketler ve yüzde 30’unun iflas durumunda zarar verme potansiyeli olduğu belirtildi. İngiliz ekonomisinin 2020 sonunda yüzde 11,1 daralmış olması bekleniyor.

Avro Bölgesi’nin 2020’nin son çeyreğinde küçülecek

Mali destekler, koronavirüs salgınının reel ekonomi üzerindeki olumsuz etkisini önemli miktarda hafifletse de, mali desteklerden dolayı 2019’da GSYH’nin yüzde 0,6’sı olan Avro Bölgesi’ndeki genel hükümet bütçe açığının, geçen yıl GSYH’nin yüzde 8’ine yükselmesi bekleniyor. Halihazırda, Almanya’da 2020 yılında 480 bin kişi daha işsiz kaldı. İşsiz sayısı 2 milyon 700 binin üzerinde. Daha 2020’nin ilk yarısında 9 bin 6 işletme iflas etti. 38 bin 680 borçlu da iflas başvurusunda bulundu. Almanya, geçen yıl 201 milyar dolar olan finansman ihtiyacı, bu sene 325 milyar dolara yükseldi. Finansman ihtiyacında Avrupa’da en ağır faturaya sahip olan ülke 433 milyar dolar ile İtalya ve onu da 348 milyar dolar ile Fransa izliyor.

Gelişmiş ülkelerin sunduğu yardımlar ekonomilerini korumaya yetmedi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Dikkat!!

? Gerçekten öğrenmek ve hatırlamak isteyenler için…

? #Türkiye’nin salgının etkisini azaltmak için saymakla bitmeyen destekleri ?? pic.twitter.com/XUpNhyz2gD

— Yekvücut (@yekvucutcom) December 25, 2020

Türkiye’nin saymakla bitmeyen destekleri yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.