FETÖ’nün Poyrazköy kumpası hakkında iddianame

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, 68 kişi şüpheli olarak yer aldı. Şüphelilerin, FETÖ ile ilgili birçok davada örgüt üyeleri veya yöneticileri oldukları gerekçesiyle yargılanan ve bazı dosyalarda hüküm giyen eski emniyet müdürleri olduğu belirtildi. Şüpheliler arasında, Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan, Kazim Aksoy, Mutlu Ekizoğlu, Nazmi Ardıç, Ömer Köse, Tufan Ergüder ve Yurt Atayün‘ün yanı sıra eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklandıktan sona Silivri’ye götürüldüğü araçta yer alan görüntüsüyle gündeme gelen Gafur Ataç bulunuyor. Şüphelilerin, “cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “iftira”, “haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek”, “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçlarından yargılanacağı belirtildi.

Ergenekon davalarının başlangıcı

Ergenekon davaları, 2009 yılında İstanbul Poyrazköy’de mühimmat bulunmasıyla başlatıldı. Ergenekon soruşturması kapsamında, 21 ve 28 Nisan 2009 tarihleri arasında, Poyrazköy Keçilik mevkisinde yapılan kazılarda mühimmat bulunduğu duyurulmuştu.

Dönemin özel yetkili savcıları, kazılarda ele geçirilen silahların Ergenekon Terör Örgütü’ne ait olduğunu ileri sürmüştü. Davada yargılanan askerler, silah bulunan arazinin SAT komandolarının eğitim alanı olduğunu söyleyerek, mühimmat denilen silahların eğitimlerde kullanıldıktan sonra atılan tek kullanımlık LAV silahları olduğunu savunmuştu. Poyrazköy davası, daha sonra “Kafes Eylem Planı”, iki ayrı “Amirallere Suikast” davası, “Gölcük Donanma Komutanlığı’nda yapılan arama”, “ÇYDD ve ÇEV” davaları ile birleştirilmişti. Toplam 6 ayrı dosyanın birleşmesinden oluşan dava, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması üzerine İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülmüştü. Mahkeme, 84 sanık hakkında beraat kararı çıkartmış, sahte delillerin kimler tarafından üretildiğinin tespit edilmesi için de savcılığa ihbar ve suç duyurusunda bulunmuştu.

Yarbay Ali Tatar’ı intihara sürükleyen süreç

FETÖ’nün kumpas soruşturmaları sonucunda, Yarbay Ali Tatar intihar etmişti. FETÖ, Tatar’ı hedef belirleyerek tutuklamak istiyordu. Görevi sürecinde FETÖ’cü polis müdürü Yurt Atayün tarafından fişlenen Tatar hakkında, FETÖ’cü savcı Süleyman Pehlivan tarafından da vatana ihanet suçlamasıyla dava açıldı. FETÖ’nün yayın organları tarafından kendisine karşı karalama ve iftira süreci yürütülen Tatar, tüm bu yaşananlar sonucu intihar etti.

KAYNAK: FETÖ GERÇEKLERİ

FETÖ’nün Poyrazköy kumpası soruşturmasında önemli gelişme yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Siz giderken biz dönüyorduk! pic.twitter.com/JVKcUN75lP

— Yekvücut (@yekvucutcom) July 8, 2021

Strateji buna derler! yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FETÖ üyesi hâkimler Metin Özçelik, Birol Bilen, Mehmet Ekinci ve Mehmet Uğurlu ile savcılar Fikret Seçen ve Celal Kara hakkında ‘silahlı terör örgütüne üye olma, görevini kötüye kullanma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından iddianame hazırlandı.

Hürriyet gazetesinden Toygun Atilla’nın haberine göre davanın savcı, “Sanık 56 kişinin ortak özelliği, Silahlı Kuvvetler’in milli projelerinde görev almalarıydı” dedi. İddianamede, sanık hâkim ve savcıların kumpastaki rolleri ve hukuksuzlukları şöyle anlatıldı:

– Yarbay Tamer Karslıoğlu’nun lehine deliller dikkate alınmadı. Evindeki CD’de çocuk pornosu bulunduğu iddia edildi ve TSK’dan atıldı. Karslıoğlu göreve 7 yıl sonra kumpas ortaya çıkınca dönebildi.

– Örgüt lideri olarak anılan İbrahim Sezer, diğer şüphelilerden sadece birini tanıyordu. Buna rağmen suç unsuru içermeyen 1000 civarı telefon görüşmesi dosyayı kabarık göstermek amacıyla dava klasörlerine koyuldu.

– 100’e yakın adreste hukuka aykırı arama ve el koyma işlemi yaptırıldı.

– Tanıklar dinlenmedi. Aramalara katılan polislerin tanık olarak dinlenmesi talepleri kabul edilmedi, mahkemeye çağrılmadı.

– Sahteliklerinin ortaya çıkmasını engellemek amacıyla USB ve CD’lerin üzerindeki parmak izlerinin kime ait olduğunun tespit edilmesi talepleri reddedildi.

Milli projelerde çalışanları kumpasla hedef almışlar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, anamuhalefet partisi CHP’deki kumpas krizine ilişkin ilk kez konuştu. CHP içerisinde büyük bir hesaplaşma olduğunun altını çizen Bahçeli, ‘Yaşananlar kumpastan ziyade bir projedir. Bu projenin ismi de Kılıçdaroğlu’na alternatif oluşturma projesidir” dedi.

Atatürk’an ahı tuttu

CHP’de artık suların durulmayacağına dikkat çeken Bahçeli, “CHP’nin gelenekleri bu şahsı artık taşıyamıyor, terör örgütleriyle girdiği mesai onu çuvallatmış Atatürk’ün ahı tutmuştur” diye konuştu.

Kaynak: Türkgün

Bu kumpastan ziyade bir proje yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Halkbank, kumpasa karşı bir adım daha attı.  Hukuk Firması King & Spalding’in avukatı Andrew Hruska, mahkemeye  gönderdiği son dilekçede, Hâkim Berman’ın Hakan Atilla’nın duruşmaları sırasında mahkeme içi ve dışındaki açıklamalarıyla tarafsızlığını kaybettiğini ifade ederek, Berman’ın davadan el çekmesini talep etti. Berman’ın FETÖ ile olan bağı tüm ayrıntılarıyla ifşa olmuştu.

Halkbank’tan, ABD’deki kumpasa tokat gibi cevap yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

New York yönetiminin Wiggins’e bir milyon dolar ödemeyi kabul etmesi üzerine dava, mahkeme safhasına geçmeden çözülmüş oldu.

New York Polis Departmanı (NYPD), bir polisin Wiggins’in arabasını yarıp geçmesini örtbas etmek için alengirli bir yol seçerek kendi teşkilatındaki polisi değil; Wiggins’i sarhoşken araba sürmekten tutukladı.

Daily News web sitesine göre, Oliver Wiggins kendisinin bir örtbas olayında suçlandığını belirtti. Avukat Scott Rynecki CBS New York’a şu açıklamada bulundu: “Polis memurları bunu basitçe gerçeği saklamak ve aracı pervasız bir biçimde kullandıkları gerçeğini örtbas etmek için yapmaya çalıştı.”

Wiggins’e yapılan alkol ve uyuşturucu testleri negatif çıktı. Savcılar üç ay sonra suçlamaları reddetti. Wiggins ehliyetine el konulduğunu ve tutuklanmasından dolayı sigorta şirketinin arabasının tamirini karşılamadığını söyledi. Winggins’in kolunda kazadan oluşan sağlık sorunları da sigorta kapsamına alınmamıştı.

NYPD gazetecilerin yorum taleplerini belli bir meblağ üzerinden davayı anlaşarak çözmenin kentin çıkarına olduğunu savunan New York Hukuk Departmanına yönlendirdi. Daily News haber sitesine göre, olaya karışan memurlar hiçbir şekilde suçlanmadı ve hala polis teşkilatında çalışmaya devam ediyor.

New York polisinin kendini aklama kumpası pahalıya mal oldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, MİT tırlarına ilişkin yürütülen dosya kapsamında tutuklanan avukatlar Sönmez Ahi, Bekir Mustafa Yılmaz, Atilla Tarık Çilekçi ve firari şüpheli Faruk Öksüz hakkında soruşturma tamamlandı.

Bekir Mustafa Yılmaz

Soruşturma sonucunda hazırlanan ve İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 95 sayfalık iddianamede, şüpheli Bekir Mustafa Yılmaz’ın, mali raporlara göre örgütle ilişkisi olduğundan bahisle haklarında işlem yapılan kişilerle yurt dışında ”Gülenist” kuruluş olarak bilinen kuruluşlara para gönderen kişilerle parasal ilişkisinin bulunduğu, şüpheli ile aynı gün yurt dışı çıkışı yapan kişilerin örgütle ilişkili kuruluşlarla parasal ilişki içerisinde bulunduğu kaydedildi.

Şüphelinin cep telefonunda ByLock tanıtıcı isminin bulunması ancak programlarda bulunmaması, buna göre programın silinmiş olabileceği, tespit edilemeyen bir hatla ByLock kullanmış olabileceğinin değerlendirildiği anlatılan iddianamede, şüphelinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ”FETÖ Çatı” soruşturmasında ismi geçen Kudret Ünal, Abdülkadir Aksoy, Süleyman Tiftik, Rıdvan Akovalı ile bu dosyanın şüphelisi avukat Atilla Tarık Çilekçi ile irtibatlı olduğu kaydedildi.

Şüpheli Yılmaz’ın MİT tırlarının durdurulması olayında kilit rol oynayan ve hakkında dava açılan eski tümgeneral Hamza Celepoğlu’nun avukatlığını yapan ve Ankara’da “abilik” yaptığı belirtilen Sönmez Ahi’nin ortağı olduğu vurgulanan iddianamede, MİT tırlarının durdurulması olayından kısa bir süre sonra, örgütün amacına ulaşması kapsamında, MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin görüntülerin Cumhuriyet gazetesinde haber olarak geçen Can Dündar’ın ilan vermesine rağmen uzun süre satamadığı gayrimenkulünü, diğer şüpheli Sönmez Ahi ile beraber aldıkları öne sürüldü.

Sönmez Ahi

İddianamede, şüpheli Sönmez Ahi hakkında yapılan ihbarda, şüphelinin Ankara’da ”abilik” yaptığı ve Zekeriya Öz ile irtibatlı olduğu belirtilerek şüpheli hakkında başka bir ihbar da ise Ankara’da bu dosyanın diğer şüphelisi Atilla Tarık Çilekçi’nin işlerini yürütmesi, FETÖ’ye iltisakı ile meslekten ihraç edilen eski hakim Kadir Kayan ile örgüt evlerinden arkadaş olduğu anlatıldı.

Şüpheli Ahi’nin yapılan araştırmada Bank Asya’da hesabının bulunduğu, mali raporlara göre örgütle ilişkisi olduğundan bahisle haklarında işlem yapılan kişilerle, yurt dışı ”Gülenist” kuruluş olarak bilinen kurumlara para gönderen kişilerle parasal ilişkisinin bulunduğu vurgulanan iddianamede, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ”FETÖ Çatı” soruşturmasında ismi geçen Ahmet Can ile irtibatlı olduğu, bacanaklık ilişkisi bulunan şüpheli Atilla Tarık Çilekçi’nin İstanbul’da, kendisinin Ankara’da faaliyet göstererek koordinasyonu sağladığı anlatıldı.

MİT tırlarının durdurulması olayında kilit rol oynayan ve hakkında dava açılan eski tümgeneral Hamza Celepoğlu’nun avukatlığını da yapan şüpheli Sönmez Ahi’nin, Mit tırlarının durdurulması olayından kısa bir süre sonra, örgütün amacına ulaşması kapsamında MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin görüntüleri Cumhuriyet gazetesinde haber olarak yayınlayan Can Dündar’ın uzun süre satamadığı gayrimenkulünü, resmi işlemlerde ortağı olan diğer şüpheli Bekir Mustafa Yılmaz’ın adı geçmesine ve ifadesinde hadiseyi sonradan öğrendiğini beyan etmesine rağmen, incelemeye takılan görüşmesini içeren tape kaydına göre Bekir Mustafa Yılmaz ile beraber aldığı belirtildi.

Faruk Öksüz

İddianamede, hakkında yakalama kararı bulunan şüpheli avukat Faruk Öksüz hakkında ihbara da yer verildi. İhbarda, şüpheli Öksüz’ün örgüt içerisinde ”avukat abi” olarak yer aldığı, diğer şüpheli Sönmez Ahi ile ilgisinin bulunduğu, örgütün toplantı ve dernek faaliyetlerine katıldığı anlatılan iddianamede, hakkında FETÖ davası açılan Bank Asya’nın eski avukatlarından Süleyman Taşbaş’ın beyanına göre, şüphelinin kapatılan TUSKON’un avukatı olduğu belirtildi.

Aramalarda şüpheliden ele geçirilen dijital materyallerde örgüt elebaşısı Gülen’in fotoğraf ve videolarının bulunması, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ”FETÖ Çatı” soruşturmasında ismi geçen Ali Çelik ve Ahmet Can ile irtibatlı olduğu belirtilen iddianamede, örgütle ilgisi bulunduğu değerlendirilen şirket ortağı olduğu ve ByLock kullanıcısı olduğu kaydedildi.

Atilla Tarık Çilekçi

Diğer şüpheli Atilla Tarık Çilekçi hakkındaki suçlamalar ise iddianamede şöyle anlatıldı:

”Şüpheli Çilekçi’nin 24 Kasım 2015 günlü ihbar içeriğine göre gizli örgüt toplantılarına katılması, örgüt içinde Ömer kod adını kullanması, 08 Şubat 2016 tarihinde ihbarda bulunan kişinin ifadesine göre Ömer kod adını kullanması, küçüklüğünden beri örgüt içinde yer alması, örgüt liderinin yakınında bulunması, hakim, savcı ve emniyet mensuplarıyla irtibatlı olarak davalar ile ilgili görüşmesi, örgüt üyelerinin gezilerini ve seminerlerini organize etmesi, örgüt liderinin bizzat görüşmek için şüpheliyi çağırması, örgüt avukatlarının şüpheliden aldıkları talimatla Yargıtay ve Danıştay’da davaları takip ettikleri, Fahri Toğa’nın beyanına göre ortaokul yıllarından itibaren örgüt içerisinde yer alması, açık kaynaklarda örgüt lideri ile görüntülerinin bulunması, aramalarda ele geçirilen dijital materyallerde örgüt liderinin görüntülerinin, konuşmalarının, örgüt lideri ve örgüt liderinin yeğeni ile çekilmiş fotoğraflarının, örgüt liderinin kitaplarının, örgüte müzahir dergi sayılarının bulunması, Bylock kullanıcısı olması, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı çatı soruşturmasında ismi geçen Süleyman Tiftik ile irtibatlıdır.”

İddianamede, şüpheli Çilekçi’nin diğer şüphelilerden Sönmez Ahi ile bacanaklık ilişkisi bulunduğu, FETÖ şüphelisi meslekten ihraç edilen hakim savcılarla irtibatlı olduğu anlatılarak şüphelinin ifadesinde 17/25 Aralık sonrası yapının amacını anladığını, örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde yer almadığını beyan etmesine rağmen, o tarihten sonra örgüt üyelerine has Bylock programını kullanması, örgüt elebaşının görüntülerini saklamaya devam ettiği kaydedildi.

15 yıla kadar hapis istemi

İddianamede, 4 şüpheli hakkında tüm bu nedenlerle atılı ”silahlı terör örgütüne üye olma” suçunu işledikleri belirtilerek, söz konusu suçtan 7,5 yıldan on beşer yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep edildi.

Can Dündar’ın villasını satın alan 4 avukata FETÖ davası yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Kapatılan Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın YKK avukatlık bürosunun ortaklarından Cüneyt Yüksel’e örgütte abiliği yaptığı, Yüksel’in de Zaman gazetesinin ve FETÖ’nün bazı davalarına baktığı ortaya çıktı.

FETÖ elebaşının avukatı itiraf etti

Fetullah Gülen’in avukatlığını yapan ve hakkında 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan Hasan Günaydın, YKK avukatlık bürosu hakkında ilginç bilgiler verdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesine göre Hasan Günaydın, Ekrem Dumanlı’nın yöneticisi olduğu Zaman’ın bir kısım dosyalarını, YKK avukatlık bürosunun takip ettiğini söyledi.

Günaydın, Fadıl Akgündüz’ün sahibi olduğu Caprice Gold’un, “Zaman Eriyor” içerikli ilanına karşı Zaman gazetesi adına Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ndeki davayı söz konusu büronun takip ettiğini kaydetti.

Günaydın, Zaman Genel Müdür Yardımcısı Avukat Mehmet Tahsin’in kendisine, Ekrem Dumanlı’nın dershanede çalıştığı dönemde YKK ortaklarından Cüneyt Yüksel’e abilik yaptığını söylediğini anlattı.

ABD’deki kumpas davasının yargıcıyla bağlantılı

8-9 Mayıs 2014’te İstanbul Bosphorus Four Seasons Oteli’nde düzenlenen “Adalet ve Hukuk Devleti” konulu sempozyumun otel, konaklama ve uçak biletlerinin FETÖ’nün kozmik avukatlık bürosu YKK tarafından karşılandığı ortaya çıkmıştı.

ABD New York Güney Bölge Hâkimi Richard Berman, 17-25 Aralık darbe girişiminden 5 ay sonra İstanbul’da FETÖ’cülerin düzenlediği bir sempozyumda moderetörlük yapmıştı. Berman burada yaptığı konuşmada FETÖ’cü polislere sahip çıkmıştı.

Firari FETÖ’cü Ekrem Dumanlı kumpas organizatörlerinin örgüt abisi çıktı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Duruşmanın ikinci gününde, savcılık makamının tanıklarının dinlenmesine devam edildi. “Cezaevinden çıkmak için itirafçı oldum.” sözleriyle konuşmasına başlayan Rıza Sarraf üzerinde açık renkli mahkum kıyafetiyle duruşma salonuna getirildi.

Sarraf, kendisine yöneltilen bütün suçlamaları ve savcılıkla iş birliği yaptığını kabul ettiğini anlattı.

FETÖ firarileri duruşmayı izledi

Hrant Dink cinayeti kapsamında hakkında yakalanma kararı çıkartılan, FETÖ firarisi Adem Yavuz Arslan’ın duruşmayı izlediği görülürken duruşma arasında ve sonunda mahkeme binası dışından “Periscope” üzerinden yayın yapması dikkat çekti. Adem Yavuz Arslan’ın yanı sıra firari durumda olan birçok FETÖ’cü de duruşmayı takip etti.

ABD’deki duruşma FETÖ’cü buluşmasına döndü yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

FETÖ’nün kumpas davaları sonucu hapis cezası alan veya TSK’dan uzaklaştırılan kurmay albaylar, YAŞ kararlarıyla generalliğe yükseltildi.

Balyoz davasında hapis cezası alan kurmay albaylar; Türker Koçpınar, Ayhan Gedik, Şafak Duruer, Cem Okyay ve Yavuz Kılıç tuğamiralliğe getirildi.

İzmir’deki askeri casusluk davası kapsamında hapis yatan Kurmay Albay Oğuz Okuyucu ile davanın diğer bir mağduru Kurmay Albay Deniz Özkütük de generalliğe terfi ettirilen isimler arasında yer aldı.

Ayrıca FETÖ’nün baskıları sonucu emekliliğe zorlanan ve daha sonra TSK’ya geri dönme imkanı verilen kurmay albaylar Yaşar Kadıoğlu ve Fidan Yüksel de tuğgeneral rütbesine yükseltildi.

Hak ettiklerini aldılar yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.