Fotoğrafların yayınlanmasından sonra basına açıklama yapan Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, söz konusu olayın Avusturya’da yeri olmadığını ve böyle bir olaya asla müsamaha gösterilmeyeceğini söyledi.

2016 yılında çekildiği belirtilen ve haftalık “Falter” gazetesinde yayımlanan fotoğraflarda, asker üniforması giydirilmiş çocuklar Birinci Dünya Savaşı sırasında Çanakkale’de savaşan askerleri canlandırıyor.

Partinin Viyana Eyalet Teşkilatı Başkanı Gernot Blümel de Din İşlerinden Sorumlu Kültür Dairesi’ne olayla ilgili detaylı bir soruşturma başlatılması yönünde talimat verdiğini açıkladı.

Sağ çizgideki Avusturya Halk Partisi (ÖVP) lideri Kurz, Avusturya yasalarına göre etkinliğin sergilendiği Avrupa Türk İslam Birliği’ne (ATİB) bağlı caminin kapatılmasının dahi söz konusu olabileceğini belirtti.

Kurz, ayrıca Sosyal Demokrat Partili (SPÖ) Viyana Belediyesi’nin Müslüman derneklerine sağlanan devlet yardımları konusunda “daha katı olması gerektiğini” söyledi.

Ortaya çıkan Çanakkale anması görüntüleri Avusturya Başbakanı Kurz’u delirtti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Kurz, ÖVP genel merkezinde düzenlenen basın toplantısında, seçimin ardından hızlı bir şekilde parlamentoda sandalyesi bulunan partilerle görüşerek fikir alışverişinde bulunduğunu anlattı.

Sebastian Kurz, Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) Genel Başkanı ve Başbakan Christian Kern ile yaptığı görüşmenin sonucunda merkez sağ ÖVP ve SPÖ koalisyonu kurulmasına ilişkin olumlu izlenim edinemediğini söyledi.

Aşırı sağcı FPÖ Genel Başkanı Heinz Christian Strache ile yaptığı görüşmenin gayet yapıcı geçtiğini belirten Kurz, merkez sağ ÖVP ve aşırı sağcı FPÖ’nün parti programlarının birçok açıdan örtüştüğünü, bazı konularda da ayrıştığını kaydetti.

Kurz, “Avusturya en hızlı şekilde hükümet kurulmasını ve parlamentoda ciddi bir çoğunluğa sahip istikrarlı bir hükümeti hak ediyor. Bu nedenle FPÖ Genel Başkanı Heinz-Christian Strache’yi hükümet görüşmeleri ve turkuaz (ÖVP)-mavi (FPÖ) koalisyon hazırlıkları için davet ettim.” dedi.

Kurulacak hükümetin verimli çalışabilmesi için önemli bulduğu konulara değinen Kurz, karşılıklı anlayış ve saygıya dayalı bir çalışma prensibinin sağlanması gerektiğini ifade ederek vergilerin azaltılmasının ve hükümetin Avrupa Birliği (AB) yanlısı politikalar üretmesinin önemli olduğunu vurguladı.

Kurz, Avusturya’nın AB içinde aktif rol üstlenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Ülkede hükümet kurulma süresinin ortalama 60 gün olduğunu anımsatan Kurz, Noel’e kadar istikrarlı bir hükümet kurulması için çalışacaklarını sözlerine ekledi.

Ve Sebastian Kurz ırkçı partiyle koalisyon teklifini iletti yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Polis Sözcüsü Daniel Fürst, konuya ilişkin basına yaptığı açıklamada, örtülü kadının polise direnmediğini ve kimlik tespiti için yüzünü açtığını söyledi. Fürst ancak karşı tarafın şikayeti üzerine, Müslüman genç kız hakkında hem burka yasağına muhalefet ettiği hem de tartıştığı iki kadını iterek düşmelerine neden olduğu gerekçesiyle yasal işlem yapıldığını aktardı.

Topluma açık yerlerde yüzün tanınmayacak şekilde peçe ya da maske, kask gibi unsurlarla örtülmesini yasaklayan kanun, ülkede yaşayan yerleşik yabancılar başta olmak üzere, Avusturya’ya gelecek turist, Birleşmiş Milletler Viyana Ofisi, OPEC, AGİT gibi kurumlarda çalışan bürokratları da kapsıyor. Burka yasağına uymayanlar 150 avro para cezasına çarptırılırken, yüzünü açmamakta direnenler kimlik tespiti yapılmak üzere polis merkezlerine götürülebiliyor.

Avusturya’da burka giyen kıza saldırı girişiminde bulunuldu yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

IDB’nin yayımlanan “2016 Avusturya Eğitim Sisteminde Ayrımcılık Raporu”, eğitimde dini, cinsiyeti, kültürel ve etnik kökenleri dolayısıyla ayırımcılığa maruz kalan öğrenci ve eğitmenlere ilişkin bilgileri tek kaynakta topluyor.

Geçen yıl kurulan dernek, ülkede henüz benzerine rastlanmayan bir çalışmaya imza atarak bugüne kadar fazla ele alınmayan bu alana dikkati çekmeyi amaçlıyor.

İslam düşmanlığı en büyük neden

Raporda, Müslüman kız öğrencilerin yüzde 73’lük oranla en fazla ayrımcılığa maruz kalan grup olduğuna işaret edildi. Ayrımcılık nedeni olarak da yüzde 61 ile “İslam düşmanlığı” ilk sırayı alırken, etnik kökenden dolayı ayrımcılığa uğrayanların oranı ise yüzde 39,91.edildi.

“Müslüman çocuklar zorla Hristiyanlaştırılmak isteniyor” 

Raporda, Avusturya eğitim sisteminin farklı evrelerinde çeşitli nedenlerle ayrımcılığa maruz kalan mağdurların tecrübelerine de yer verildi.

Tirol eyaletindeki bir anaokulda ailesinin izni olmadan bir Müslüman çocuğun vaftiz edildiğine işaret edilen raporda, çocuklarının yemek sırasında “istavroz çıkartmak” istemesiyle durumu fark eden ailenin, çocuklarına zorla domuz eti yedirilmek istendiğini de öğrendiği aktarıldı.

Rapora göre durumu okulun pedagoguna taşıyan aile, “Burası Katolik bir eyalet, bu gayet normal.” yanıtını aldı.

Ayrımcılık yapana ceza yok 

Raporu değerlendiren IDB Derneği Başkanı Dr. Sonia Zaafrani, çevresinde yaşananlardan ve kendi tecrübelerinden hareketle bu çalışmaya başladığını belirterek, şunları söyledi:

“Özellikle ayrımcılığa maruz kalan öğrenciler nereye başvuracaklarını bilmiyor. Eğer öğrenci yaşadığı ayrımcılığı okul yetkililerine bildirirse çocuğun kimliği ortaya çıkıyor, öğretmen kendisini şikayet eden öğrencinin kim olduğunu öğreniyor. Öğretmen sergilemiş olduğu davranıştan dolayı çoğunlukla herhangi bir cezai yaptırımla karşılaşmıyor ve sonuç olarak ayrımcılığa maruz kalan ve ayrımcılığı yapan aynı sınıfta eğitime devam ediyor. Çoğu öğrenci bu durumdan çekindiği için yaşadığı kötü deneyimi anlatmıyor. Bu nedenle mağduriyet yaşamış kişilerin kimliklerini saklayarak başvurabilecekleri bir dernek kurmak istedik.”

Müslümanlar arasında en çok ayrımcılık Türklere 

Avusturya eğitim sisteminde ayrımcılığın yasal olarak yasak olduğunu vurgulayan Zaafrani, “1960’da düzenlenen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde eğitim alanında ayrımcılığın yasaklanması yönünde karar alınıyor. 2011 yılında Avusturya devleti alınan bu kararı kendi yasalarına taşıyor. Burada yasal bir güvence var ancak ayrımcılığa maruz kalanların birçoğu ne yazık ki bundan bihaber.” ifadelerini kullandı.

Zaafrani, 2016 verilerine göre ülkede en çok ayrımcılığa uğrayan etnik grubun Müslüman Türkler olduğunu belirterek, “Eğer bir Türk, hem Müslüman hem de kandınsa ayrımcılığa neden olan din, etnik kimlik ve cinsiyet unsurlarını üzerinde taşıyor demektir. Bu da mağdur oranını artırıyor. Bize gelen şikayetlerde Türk isimleri çok fazlaydı.” diye konuştu.

Avusturya’da Müslüman kız öğrenciler daha çok mağdur ediliyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

Avusturya’nın önemli gazetelerinden Falter, raporun bazı bölümlerinin üzerinde oynanarak, ülkedeki Müslümanların eğitim kurumlarını karalayıcı yönde değişikliklerin yapıldığını öne sürdü. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Florian Klenk, sosyal medya hesabından ‘Kurzleaks’ etiketiyle, uyum bakanlığı çalışanları tarafından İslami Kreşler Raporu’nun müdahale edilerek bazı kısımlarının değiştirildiğini duyurdu. Gazetenin internet sitesinde yayımlanan haberde, iki bakanlık çalışanının raporda yer alan kimi ifadeleri Avusturya Halk Partisi’nin (ÖVP) yeni Başkanı Kurz’un siyasi çıkarları doğrultusunda değiştirdiği ileri sürüldü.

Çalışmayı hazırlayan Aslan’ın da değişikliklerden haberdar olduğu belirtilen haberde, Kurz’un, adı geçen raporda yer alan bilgilerden hareketle Müslümanlara ait kreşlerin kapatılması gerektiği yönünde açıklamalarda bulunduğu belirtildi. Gazete, raporun orijinalini ve daha sonra yapılan değişiklikleri okuyucularıyla paylaşarak, Bakan Kurz’un İslami kreşlere ilişkin kullandığı ifadelerin gerçeklerle örtüşmediğinin altını çizdi.

Raporda yapılan değişiklikleri bazı örneklerle açıklayan gazete, 2016’da yayımlanan raporun orijinal versiyonunda “Ebeveynlerin İslami kreşlerde çocuklarına sevgi dolu, saygılı ve özgür görüşlü olmaları yönünde eğitim verilmesini istedikleri” belirtilirken, bu ifadelerin “Çocuklarımız, toplumun çoğunluğuna ait değerlerden korunmalı” olarak değiştirildiğini aktardı.

Başka bir örnekte ise ailelerin Müslümanlara ait kreşlerde çocuklarına, “Saygı, huzur, çocukların bireysel gelişimi, temizlik, çocukların mutluluğu, sevgi, sıcak kanlılık, emniyet, yasalara saygılı olma gibi değerlerin verilmesini istediği” yönünde görüşleri yer alırken, bakanlık çalışanları tarafından bu ifadeler silinerek “İslami değerler öğretilsin” ibaresinin yazıldığı, İslami değerlerden “şeriat, halife” gibi kavramların anlaşıldığı vurgulandı.
Haberde ayrıca bakanlığın bu çalışma nedeniyle Aslan’a 36 bin euro ödediği, halkın vergilerinden elde edilen gelirin yanlış yollara aktarıldığı kaydedildi.

Bayburtlu Ednan Aslan Kurz’un akıl hocası

Raporu hazırlayan Ednan Aslan, İslamofobi terimini kullanmayı reddederek bütün bir İslam tarihini “şiddet teolojisi” olarak nitelendirmişti. Ednan Aslan FETÖ’nün Fransa’da düzenlediği 2015 yılında düzenlediği etkinliğe katılmıştı. Aslen Bayburtlu olan Ednan Aslan AK Parti ve Müslüman Kardeşler nefretiyle biliniyor.

Konuya ilişkin Kurz ve bakanlık çalışanlarından herhangi bir açıklama yapılmazken, çalışmayı hazırlayan Profesör Aslan ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Çalışmamın noktası, virgülüne kadar arkasındayım” dedi.

Ülkede paralel kültür oluşumunda İslami kreşlerin önemli bir rol oynadığını ileri süren Kurz, 2016 yılında akademisyen Aslan’a konuya ilişkin bir çalışma yaptırmış, burada yer alan bilgiler doğrultusunda Müslümanlara ait eğitim kurumlarının kapatılması gerektiğini savunmuştu.

Öte yandan Viyana Üniversitesinin internet sayfasında bulunan ‘İslami Kreşler Raporunun’ kaldırıldığı ve rapora online olarak ulaşılamadığı öğrenildi.

Sebastian Kurz, Müslüman nefretiyle raporda sahtekarlık yapmış yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.