Muhammed Bin Selman arşivleri | Yekvucut Akıl ve vicdan sahiplerine Sat, 27 Feb 2021 11:32:54 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://yekvucut.com/wp-content/uploads/2022/11/favicon_yek.png Muhammed Bin Selman arşivleri | Yekvucut 32 32 Biden, Muhammed bin Selman’a yaptırım uygulamayacak https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/biden-muhammed-bin-selmana-yaptirim-uygulamayacak/ Sat, 27 Feb 2021 11:32:54 +0000 https://yekvucut.com/?p=47753 Biden, suçluluğu tescillenen Muhammed bin Selman’a yaptırım uygulamayacak ABD, Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili raporu yayınladı. ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü (DNI),...

Biden, Muhammed bin Selman’a yaptırım uygulamayacak yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Biden, suçluluğu tescillenen Muhammed bin Selman’a yaptırım uygulamayacak

ABD, Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili raporu yayınladı. ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü (DNI), 2018 yılında hazırlanmış olan ancak Donald Trump yönetiminin kamuya açıklamadığı “Kaşıkçı istihbarat değerlendirme raporunu” sundu. Yayımlanan rapora göre gazeteci Cemal Kaşıkçı‘nın yakalanması ve öldürülmesi emrini Suudi Veliaht Prensi Selman verdi. Hazırlanan rapora başta Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) olmak üzere ilgili istihbarat kurumlarının katkıda bulundu. Cemal Kaşıkçı cinayetini onaylayan kişinin Veliaht Prens olduğu ifade edildi. Raporda, “Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman‘ın, Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın, Türkiye’nin İstanbul kentinde yakalanması ya da öldürülmesine yönelik operasyonu onayladığı sonucuna ulaştık” ifadesi yer aldı. Böylece Suudi Arabistan Kralı Muhammed bin Selman’ın işlediği suç tescillenmiş oldu.

Muhammed bin Selman’a yaptırım yok

Raporda, Cemal Kaşıkçı’yı öldüren 15 kişilik ekibin, 2 Ekim 2018’te İstanbul’a gittiği bildirildi. Bu ekipte Muhammed bin Selman için çalışan kişilerin olduğunu vurgulandı. Cinayeti işleyen ekipte yer alan Saud el Kahtani’nin ise Muhammed bin Selman’ın izni olmadan hiçbir adım atmadığına işaret edildi. Yayımlanan raporun ardından, Biden yönetiminden Suudi Arabistan’a yaptırım ve kısıtlama kararları ardı ardına geldi. ABD Hazine Bakanlığı, Cemal Kaşıkçı cinayetiyle bağlantılı Suudi Arabistan Kraliyet Ani Müdahale Gücü’ne yaptırım kararı aldığını açıklayacak. Diğer bir karar da ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan geldi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, başta Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı başta olmak üzere Suud yönetimine muhalif kişileri tehdit ettikleri belirlenen 76 Suudi Arabistan vatandaşına yaptırım uyguladıklarını bildirdi. Kaşıkçı cinayetinde yer aldığı düşünülen 21 Suudi Arabistanlı kişinin ismi de yayımlandı.

Doğrudan yaptırım uygulanmadı

Öte yandan Muhammed bin Selman’a Biden yönetiminden doğrudan bir yaptırım uygulanmadı. Selman’a yaptırım uygulanmaması ise basında tepki çekti. ABD’nin önde gelen yayın kuruluşlarından CNN, “Biden, üst düzey Suudi isimleri cezalandıracağına dair söz vermiş olmasına rağmen Veliaht Prense ceza vermedi” başlığını attı. Yapılan haberde Biden’ın seçim kampanyası sürecinde Kaşıkçı cinayetinin sorumlularından hesap sorulması için verdiği söz hatırlatıldı. “Biden’ın yaptığı hesap, Muhammed bin Selman’ı cezalandırmaktan geri durmak konusunda Trump yönetiminin verdiği karara benziyor.” eleştirisi yapıldı.

biden selman kaşıkçı
Biden, suçluluğu tescillenen Selman’a yaptırım uygulamayacak

Biden, Muhammed bin Selman’a yaptırım uygulamayacak yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Muhammed Bin Selman’ın başı bu kez büyük belada: Tüm sırları deşifre olabilir https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/muhammed-bin-selmanin-basi-bu-kez-buyuk-belada-tum-sirlari-desifre-olabilir/ Sat, 08 Aug 2020 11:51:57 +0000 http://yekvucut.com/?p=32542 Suudi Arabistanlı eski İçişleri Bakanlığı istihbarat yöneticisi Saad el-Cebri ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman arasındaki savaş ABD...

Muhammed Bin Selman’ın başı bu kez büyük belada: Tüm sırları deşifre olabilir yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Suudi Arabistanlı eski İçişleri Bakanlığı istihbarat yöneticisi Saad el-Cebri ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman arasındaki savaş ABD mahkemelerine taşındı.

Saad el-Cebri’nin oğlu Halid el-Cebri, babasının Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman aleyhinde ABD federal mahkemesinde dava açtığını söyledi.

Saad El-Cebri neden önemli ?

Saad El- Cebri, Muhammed Bin Selman’dan önceki veliaht prens Muhammed bin Nayif’in yakın çalışma ekibindeydi. Onun veliahtlığı döneminde İçişleri Bakanlığı’na bağlı istihbarat biriminin yöneticiliğine kadar yükseldi.

Yapay zekâ alanındaki doktorasını Birleşik Krallık’taki Edinburgh Üniversitesi’nde yaptı. El Kaide ile mücadelede ABD ile yakın çalıştı. Suudi Arabistan Kraliyet ailesinin tüm sırlarına vakıf olan El- Cebri, Muhammed bin Selman’ın göreve gelmesi sonrası gözden düştü. Muhammed bin Selman’ın yakın arkadaşı ve akıl hocası Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayed tarafından istenmeyen El-Cebri, Müslüman Kardeşler ile yakın ilişkide olmakla suçlandı.  Suudi Arabistan’da kalamayacağını anlayınca önce Almanya’ya sonra da Kanada’ya kaçtı.

Amerikan CNN televizyon kanalına röportaj veren Cebri, ailesinin hukuk dışı bir terör kampanyasına maruz kaldığını, iki kardeşinin (Ömer ve Sare) halen Suudi Arabistan’da rehine olarak alıkonulduğunu dile getirdi.

Cebri, iki hafta önce kendisinin de babasınınkine benzer bir tehdit aldığını ve hayatına kastedildiğini, Kanada ve Amerikan istihbaratlarının konuyu iyi bildiklerini aktardı.

En sonunda ABD mahkemeleri aracılığıyla adalete başvurmaya mecbur kaldıklarını anlatan Cebri, kardeşleri Ömer ve Sare’nin serbest bırakılması, babalarının da korunması yoluyla yaşadıkları bu aile işkencesinin bitmesini ümit ettiklerini belirtti.

Cebri şunları söyledi:

“Biz Suudi Arabistan’ı seviyoruz ve herhangi bir ajandamız yok. Karşı tarafın iddiaları savunmak için masaya gelmesini umuyoruz. Çocukları kaçırmanın ya da suikast timi göndermenin gereği yok.”

Muhammed bin Selman, Cemal Kaşıkçı gibi öldürecekti

Baba Saad el-Cebri açtığı davada, Bin Selman ile anlaşmazlık yaşamasının ardından geçen süreçte Cemal Kaşıkçı cinayetinden birkaç gün sonra aynı cinayette görev alanların olduğu bir suikast timinin kendisini öldürmek için Kanada’ya gönderildiğine dikkati çekti.

Bin Selman’ı ülkeden kaçtıktan bir yıl sonra kendisini öldürmek için bir suikast timi göndermekle suçlayan Cebri, kendisinin ülkeye dönmesi için Bin Selman’ın defalarca verdiği uğraşlara olumlu cevap vermediğini vurguladı.

Cebri, açtığı davada, Muhammed bin Selman’ın kendisine WhatsApp uygulamasından “ülkeye derhal geri dön” mesajı yolladığını kayıt altına aldı.

Suudi Arabistan’a geri dönmesi için Muhammed bin Selman’ın tehditlerini tırmandırdığını söyleyen Cebri, kendisine ülkeye geri dönmesi için de tüm araçları kullanacağını söylediğini ve zarar verecek icraatlar yapmakla tehdit ettiğini kaydetti.

CNN’deki açıklamalara ilişkin ne Suudi Arabistan hükümeti, ne Washington’daki büyükelçilik ne de Veliaht Prens’in hayır cemiyeti “Misk”, talep edilmesine rağmen herhangi bir yorum yaptı.

Dava dosyasına göre, suikast timi 9 ay önce Cebri’yi öldürmek için Kanada’ya geldi. FBI bürosu, Cebri’yi konuyla ilgili uyardı.

Yine dosyada geçtiği şekliyle iki FBİ ajanı eşliğinde Cebri’nin, bu konuda şikâyette bulunmak üzere Boston’a geldiği kaydedildi.

Cebri’nin danışmanı, Kanada’ya gelen Suudi Arabistanlı istihbaratçıların havalimanından geri gönderildiklerini bildirdi.

CNN, CIA ve FBI’daki yetkililerin konuya ilişkin istihbari bilgilere sahip olmalarına rağmen yorum yapmadıklarını aktardı.

Cebri, 2017 yılında kaçmak zorunda kaldığı Kanada’da Muhammed bin Selman’ın baskılarına karşı direnmeye çalışıyor.

Öte yandan Globe and Mail adlı Kanada gazetesi daha önce Cebri’nin sığınma başvurusunda bulunduğunu açıklamıştı.

Muhammed Bin Selman’ın başı bu kez büyük belada: Tüm sırları deşifre olabilir yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Kaşıkçı cinayetinde Selman’ın rolü soruşturulmalı https://yekvucut.com/feto-gercekleri/kasikci-cinayetinde-selmanin-rolu-sorusturulmali/ Tue, 24 Dec 2019 08:26:12 +0000 http://yekvucut.com/?p=26675 Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard, Washington Post’ta kaleme aldığı makalesinde, Suudi Arabistan yargısının Kaşıkçı...

Kaşıkçı cinayetinde Selman’ın rolü soruşturulmalı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard,
Washington Post’ta kaleme aldığı makalesinde, Suudi Arabistan yargısının Kaşıkçı cinayetinin üstünü kapatma hamlesine tepki gösterdi.

“Kaşıkçı cinayeti konusunda verilen kararlar adaletle çelişiyor” diyen Agnes Callamard, “Tetikçilere idam cezası verildi ve böylelikle de muhtemelen kilit tanıklar kalıcı bir şekilde susturulmuş oldu ama bu işin bariz planlayıcıları serbestçe dolaşıyor, soruşturmalarda ve duruşmada onlara pek dokunulmadı. Cezasız kalmak tam da böyle bir şey ve bu durum kınanmalı. Basın özgürlüğünü umursayan herkes, gerçekten tarafsız bir soruşturmayla en üst seviyelerdekiler sorumlu tutulana kadar bu saçmalığı kınamalı” dedi.

Adaleti engellediler

Suudilerin yürüttüğü soruşturma ve duruşmanın oldukça yetersiz kaldığını, en düşük seviyedeki uluslararası standartları bile karşılamadığını belirten Agnes Callamard, “Hem infazın planlayıcılarını hem de bu cinayeti teşvik eden, izin veren veya görmezden gelenleri tespit etmek için Muhammed bin Selman’a kadar uzanan emir komuta zinciri soruşturulmalı. Böyle bir soruşturma yapılmadı. İstanbul Başkonsolosluğunda cinayet mahallinin 18 Suudi yetkili tarafından temizlenmesi konusu ele alınmadı. Bu bile tek başına adaletin engellenmesi demektir ve keyfi cinayetlerin soruşturulmasına ilişkin Minnesota Protokolü’nün ihlalidir. Ayrıca uluslararası hukuk kapsamında bunu haklı çıkaracak hiçbir gerekçe olmamasına rağmen duruşma da kapalı kapılar ardında yürütüldü. Kanıtlar düşünüldüğünde mahkemenin kararı mantıklı değil” dedi.

Prens’ten talimat aldılar

Agnes Callamard yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Haklarında idam cezası verilen beş kişinin Türkiye’deyken Riyad’daki üstlerinden talimat almadan veya onları bilgilendirmeden ünlü bir gazeteciyi öldürme kararı aldığına inanmak zor. Sanıklar da defalarca talimatları yerine getirdiklerini söyledi. Kendi kaynaklarıma göre Suudi savcı bile bu cinayetin önceden planlanmış olduğunu öne sürdü. Ama Vealiht Prens, bütün kanıtlara rağmen bunun bir kaza olduğunu veya bunu başına buyruk hareket eden aktörlerin yaptığını söylüyor. Hakimin de onun izinden gitmesi şaşırtıcı değil. Suudi Arabistan yönetiminin düzgün bir soruşturma ve tarafsız bir duruşma yürütmemesi mazur görülmemeli. Bu şekilde devam ettiği takdirde de başka ülkeler harekete geçmeli. Cezai kovuşturmaların kendi ülkelerinde yapılıp yapılamayacağını araştırmalılar. BM kapsamında bunun gibi cinayetlerin soruşturulmasını mümkün kılacak kalıcı bir mekanizma oluşturulmalı. En azından adalet gerçekten sağlanana kadar Suudi Arabistan diplomatik ziyaretlerle ödüllendirilmemeli veya G-20 Zirvesi gibi etkinliklere ev sahipliği yapmasına izin verilmemeli. Kamuoyu da kendi liderlerinin Suudi Arabistan’dan adalet talep etmesini istemeli.”

Kaşıkçı cinayetinde Selman’ın rolü soruşturulmalı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
İngiltere Yemen’de katliam yapan Suudi Arabistan’ın ordusunu eğitiyor https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/ingiltere-yemende-katliam-yapan-suudi-arabistanin-ordusunu-egitiyor/ Thu, 11 Apr 2019 08:55:48 +0000 http://yekvucut.com/?p=22562 İngiltere’nin Suudi Arabistan ile kurduğu çıkar ilişkisini hiçbir şey bozamıyor. Cemal Kaşıkçı cinayetine en çok tepki gösteren ülkelerden biri olarak...

İngiltere Yemen’de katliam yapan Suudi Arabistan’ın ordusunu eğitiyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
İngiltere’nin Suudi Arabistan ile kurduğu çıkar ilişkisini hiçbir şey bozamıyor. Cemal Kaşıkçı cinayetine en çok tepki gösteren ülkelerden biri olarak görünen İngiltere’nin bir yandan da Suudi Arabistan’a silah satışı için resmî heyet gönderdiği ortaya çıkmıştı.

Son ortaya çıkan bilgi ise İngiltere’nin Suudi Arabistan’ın katliamlarına verdiği desteğin sadece silah satmak olmadığını gösterdi.

İngiliz Guardian gazetesinin haberine göre, en az 43 Suudi asker, Sandhurst Kraliyet Askeri Akademisi ve Kraliyet Deniz Koleji’nde 2015’ten beri eğitim görüyor.

Söz konusu 43 askerin çoğunun, Kraliyet Deniz Koleji’nde eğitim aldığı ifade edilen gazetenin haberinde, Suudi Deniz Kuvvetlerinin, özellikle çocukları etkileyen bir ablukayı uygulamak ve açlığın görüldüğü Yemen’de balıkçıları öldürmekle suçlandığına dikkat çekildi.

Guardian, asker sayılarına ilişkin veriyi, Savunma Bakanlığının bilgi talebi başvurusunu reddetmesi üzerine mahkemeye yaptığı itirazın kabul edilmesiyle edindiğini duyurdu.

İngiliz Savunma Bakanlığı, bu eğitim karşılığında kazanılan para miktarına ilişkin bilgi vermedi. Bakanlık, buna gerekçe olarak da bu tür bilginin Londra’nın Riyad ile olan ilişkilerini etkileme veya diğer devlet ya da şirketler tarafından rekabet amacıyla kullanılabilme tehlikesini gösterdi. Konuya ilişkin konuşan İşçi Partisi Milletvekili Lloyd Russell-Moyle, İngiltere’nin Suudi askerleri eğitmesinin, “İngilizlerin Suudi savaş makinesinin Yemen halkını mahvetmesine olanak tanıyan buzdağının görünen kısmı” olduğunu ifade etti.

Russell-Moyle, hükümeti ayrıca “insanların çektiği acılardan para kazanmakla” suçladı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Priyanka Motaparthy de bu bilginin İngiliz ordusunun, Suudilerle ne kadar yakın çalıştığını gösterdiğini belirterek, Suudi Arabistan ordusunun denizde abluka uyguladığına ve Yemenli balıkçıları öldürdüğüne işaret etti.

Sky News’e göre ise İngiltere Yemen’de operasyon düzenleyen Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyona 2015’ten bu yana en az 5,7 milyar sterlin (42,5 milyar TL) değerinde silah sattı.

 

Kaynak:

© Batı Raporu

İngiltere Yemen’de katliam yapan Suudi Arabistan’ın ordusunu eğitiyor yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Suudi Arabistan’da Kral için hazırlanan rapor Muhammed Bin Selman’ı suçladı https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/suudi-arabistanda-kral-icin-hazirlanan-rapor-muhammed-bin-selmani-sucladi/ Mon, 01 Apr 2019 09:25:58 +0000 http://yekvucut.com/?p=22452 Guardian gazetesinin haberine göre, Suudi Arabistan’daki mahkumların sağlık durumuna ilişkin Kral Selman Bin Abdulaziz için hazırlanan tıbbi raporlar basına sızdı....

Suudi Arabistan’da Kral için hazırlanan rapor Muhammed Bin Selman’ı suçladı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Guardian gazetesinin haberine göre, Suudi Arabistan’daki mahkumların sağlık durumuna ilişkin Kral Selman Bin Abdulaziz için hazırlanan tıbbi raporlar basına sızdı.

Haberde, raporların Suudi Arabistan yönetiminin, gözaltındaki kadın ve erkeklere işkence uygulandığını inkar etmesine rağmen, siyasi mahkumların ciddi fiziksel şiddette maruz kaldıklarına dair belgelenmiş ilk deliller olduğu belirtildi.

Habere göre, Cemal Kaşıkçı cinayetinin ortaya çıkmasının ardından Kral Selman, Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın emriyle hapsedilen yaklaşık 200 erkek ve kadın mahkumun gözaltı ve tutuklama kararlarının gözden geçirilmesi emri verdi.

Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın yardımcılarından gelen itirazı reddeden kraliyet mahkemesi, bazı mahkumlar için tıbbi raporlar hazırlanmasını da istedi.

Raporlarda, bu kişilerin maruz kaldığı işkencelerin sonuçlarına ilişkin şu ifadeler yer aldı:

“Hasta, sürekli kanlı kusma nedeniyle ciddi kilo kaybı yaşıyor. Ayrıca vücudunun çeşitli bölgelerine dağılmış çok sayıda yara ve morluk var.”

“Göğsünde ve sırtının altında gözle görülebilir yaralanmalar var.”

“Acil tedavi ve ileri tetkikler için hasta hücreden uzman kliniğe transfer edilmeli.”

“Hasta, bacak bölgesinde görülen çok sayıda morluklar nedeniyle yürümekte zorluk çekiyor. Kolunun ön ve sırtının alt bölgesinde çok sayıda yaralanma görülüyor. Kötü beslenme ve ciltte belirgin kuruluk var.”

“Hastanın vücudunda özellikle de sırt, karın ve uyluk bölgelerinde çok sayıda morluk var. Ayrıca yiyecek yokluğu, yüzde solukluk ve vücuttaki genel zayıflık nedeniyle yetersiz besleniyor gibi görünüyor.”

“Hasta, her iki bacağındaki yaralar nedeniyle hareket edemiyor, yetersiz beslenme ve sıvı eksikliği nedeniyle vücudunda ciddi zayıflık var.”

“Hasta, ciddi beslenme yetersizliği ve genel sıvı eksikliği nedeniyle hareket zorluğu çekiyor. Ayrıca vücudun her yerinde çeşitli morluklar ve yaralar var.”

Suudi Arabistan’da Kral için hazırlanan rapor Muhammed Bin Selman’ı suçladı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Cemal Kaşıkçı cinayeti ABD’nin İnsan Hakları Raporu’nda yer almadı https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/cemal-kasikci-cinayeti-abdnin-insan-haklari-raporunda-yer-almadi/ Thu, 14 Mar 2019 14:17:50 +0000 http://yekvucut.com/?p=22262 ABD Dışişleri Bakanlığı’nın her yıl yayınladığı “İnsan Hakları Raporu”nda Suudi Arabistan’a iltimas geçildi. Bakanlığın her yıl yayımladığı rapor, Dışişleri Bakanı...

Cemal Kaşıkçı cinayeti ABD’nin İnsan Hakları Raporu’nda yer almadı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın her yıl yayınladığı “İnsan Hakları Raporu”nda Suudi Arabistan’a iltimas geçildi.

Bakanlığın her yıl yayımladığı rapor, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun katıldığı basın toplantısında kamuoyuyla paylaşıldı.

Raporun, Suudi Arabistan bölümünde yer alan Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili kısımda Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın adının hiç geçmemesi dikkatlerden kaçmadı.

Raporda, SDG ismini kullanan terör örgütü YPG/PKK’nın Suriye’de halka uyguladığı baskı ve şiddete ise çok kısa yer verildi.

Terör örgütünün özellikle DEAŞ’tan kurtarılan bölgelerdeki Arapları zorla evlerinden çıkarttığı, yerel kanaat önderlerini, gazetecileri ve sivilleri tutukladığı kaydedildi.

Raporda ayrıca, YPG/PKK’nın çocukları zorla silah altına aldığı, muhaliflere işkence ve yargısız infaz uyguladığı vurgulandı.

Terör örgütü DEAŞ ve diğer terör örgütleri ele alınırken de bu örgütlerin katliam, bombalama, adam kaçırma, işkence gibi çok çeşitli insan hakları ihlalleri işledikleri vurgulandı.

Raporda, Mısır’daki darbeci yönetim tarafından işlenen keyfi cinayetlere de işaret edildi. Hükümetin insan hakları suçları işleyen devlet görevlilerini takip etmediği ve cezalandırmadığı belirtildi.

Cemal Kaşıkçı cinayeti ABD’nin İnsan Hakları Raporu’nda yer almadı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Özel Haber: Avrupa Birliğinin göstermelik Suudi Arabistan kararı https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/ozel-haber-avrupa-birliginin-gostermelik-suudi-arabistan-karari/ Thu, 14 Feb 2019 08:28:26 +0000 http://yekvucut.com/?p=21844 Avrupa Birliği Komisyonu, Suudi Arabistan’ın da aralarında bulunduğu 23 ülkeyi terörizmin finansmanı ve kara para aklamada başarısız ülkeler listesine ekledi....

Özel Haber: Avrupa Birliğinin göstermelik Suudi Arabistan kararı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Avrupa Birliği Komisyonu, Suudi Arabistan’ın da aralarında bulunduğu 23 ülkeyi terörizmin finansmanı ve kara para aklamada başarısız ülkeler listesine ekledi.

Peki bu kararın bir yaptırım gücü var mı? Görünürde yok. Çünkü Avrupa ülkeleri için Suudi Arabistan milyarlarca dolarlık anlaşmadan başka bir anlam ifade etmiyor.

Avrupalı silah üreticilerinin çıkmaması için büyük uğraş verdiği bu karar ile sadece Suudi Arabistan’ın AB ülkeleri ile mali ilişkileri zorlaşacak.

Suudi Arabistan daha önce 11 Eylül saldırılarına verdiği destek nedeniyle gündeme gelmiş, fakat bu meseleden kolayca sıyrılmıştı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman petro-dolarları ile reklam yaparken 11 Eylül ile alakalı bağlarını reddetmiş ve “Vehhabiliği ABD istediği için yaydık.” açıklamasıyla hem kendini aklamış hem de Batılı ülkeleri tehdit etmişti.

Batı’nın MBS aşkı

Muhammed Bin Selman, Cemal Kaşıkçı suikastı öncesi Batı dünyasının el üstünde tuttuğu bir isimdi. İngiltere’ye yaptığı ziyaret bu ülkede tartışmalara neden olsa da Başbakan Theresa May onu cansiparane bir şekilde korumuştu.
Cemal Kaşıkçı suikastı sonrası AB ülkeleri mecburen Suudi Arabistan ile aralarına mesafe koymaya başladılar. Bu göstermelik tepkiye rağmen Alman medyasında “Suudi Arabistan’ı ne kadar önemli bir müşteri olduğu” haberleri yer aldı.
Avrupa Birliği Komisyonunun bu kararından sonra da AB ülkelerinin Suudi Arabistan ile ilişkilerini kesmesi beklenmiyor. Zira hem Almanya hem Fransa hem de birlikten ayrılmaya çalışan İngiltere, Suudi Arabistan’a Yemen’de yaşanan katliamlar sonrası silah satmaya devam etti.

Özel Haber: Avrupa Birliğinin göstermelik Suudi Arabistan kararı yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Prensin reformlarının illüzyon olduğu Kaşıkçı vakasıyla mı anlaşıldı? https://yekvucut.com/gundem/prensin-reformlarinin-illuzyon-oldugu-kasikci-vakasiyla-mi-anlasildi/ Mon, 21 Jan 2019 13:08:10 +0000 http://yekvucut.com/?p=21546 Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı 2 Ekim günü İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğuna girdi ve bir daha çıkamadı. Olay uzun süre...

Prensin reformlarının illüzyon olduğu Kaşıkçı vakasıyla mı anlaşıldı? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı 2 Ekim günü İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğuna girdi ve bir daha çıkamadı. Olay uzun süre küresel medyanın gündemine birinci sıradan girdi. Kaşıkçı’nın konsoloslukta öldürüldüğü belirlenirken, yetkililer de perde arkasında neler yaşandığına dair araştırmalarına devam ediyor. Peki, Kaşıkçı’nın Washington Post yazarı olması ve Türkiye’deki konsolosluğa girerken hayatından endişe etmesi gibi gerçekleri bir kenara bırakırsak olayın ekonomik ve politik karşılığı ne olabilir? Küresel medyanın bu olayı vuku buluşundan itibaren ısrarla gündemde tutmasının sebebi nedir?

ABD Başkanı Trump, olayın ardından Amerikan hükümetine yakınlığıyla bilinen Fox TV kanalına, Kaşıkçı ve ABD-Suudi Arabistan ilişkilerine dair açıklamalar yaptı. Trump, ABD’nin Ortadoğu projesinde Suudi Arabistan’ın ve özellikle Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın önemini vurgulayarak “Suudi Arabistan’a ihtiyacımız var.” ifadesini kullandı. Kaşıkçı olayının ardından yöneltilen “Suudi Arabistan’a silah satışını durdur” çağrıları hakkında ise üzerindeki inanılmaz baskıya rağmen Riyad yönetimine silah satışını durdurmayı düşünmediğini ve yapılan satışın Amerikan halkı için 500 bin yeni istihdam anlamına geldiğini dile getirdi.

Amerikan senatosundan yükselen muhalif sesler, Trump’ın öncelediği ekonomik kaygıların aksi yönünde yükseldi. 2 Ekim’de yaşananlardan sonra Senato tarafından Trump’a uyarı mektupları kaleme alındı. Yazılan mektuplarda, “Paranın, adalet ve diğer Amerikan değerlerinden daha önemli olduğu yönündeki açıklamalarınızdan oldukça endişe duyduk.” ifadesi kullanıldı. Öyle ki Senato, Kaşıkçı olayının aydınlatılması için Magnitsky Yasası çerçevesinde harekete geçilmesini istiyor. Dış İlişkiler Komitesinden talep gelmesi durumunda ise ABD Başkanının “ifade özgürlüğü hakkını kullanan bir kişiye yönelik yasa dışı infaz, işkence ve diğer ağır insan hakları ihlallerini” soruşturma şartı getiriyor. Mektupta, “araştırmada çıkan sonuç, medyada yer alan ilgili haberlerle örtüşürse ilgili ülkeye gerekli yaptırımların uygulanması” çağrısı yapıldı. Ayrıca Yemen’e yapılan müdahalenin de sonlanması temennisinde bulunuldu.

Peki, Trump’ın ekonomik yaptırımı göze alamadığı Suudi Arabistan, ABD için neden önemli?

Suudi Arabistan ve ABD arasında kurulan ilişki; petrol, yatırımlar, silah ve savunma anlaşmaları başlıklarında gizli. Kuşkusuz, Trump’ın en çok endişe duyduğu nokta, Suudi petrol kaynaklarının Çin başta olmak üzere diğer ekonomik güçlere kanalize edilmesi. Amerikan hükümeti ile iyi ilişkileri olan Veliaht Prens Bin Selman ise göreve geldiği Haziran 2017’den beri reformist çağrıları ve Batı’yla geliştirdiği iyi ilişkilerle biliniyor.

Önce ABD ve Suudi Arabistan arasındaki bağa kısaca değinelim. Arap yarımadasının en büyük yüz ölçümüne sahip ülke, 1932 yılında Kral İbn Suud’a ait toprakların birleştirilmesiyle Suudi Arabistan adını alıyor. Zaten kurulduğu günden bu yana ülkeye Suud ailesi hükmediyor. Ülkenin dünya politikasındaki önemi ise elbette ki petrol kaynaklarından ileri geliyor. Ülkedeki zengin petrol kaynakları 1938 yılında keşfediliyor ve Suudi Arabistan ekonomik olarak güç kazanmaya başlıyor. ABD Başkanı Roosevelt ve Kral İbn Suud’un 1945 yılında Kızıldeniz’de bir gemide gerçekleştirdiği görüşme, iki ülkenin ekonomik ilişkilerini şekillendirmek için atılan ilk adımdır diyebiliriz. Zira Kral, Başkan Roosevelt’i deyim yerindeyse “çok cana yakın” buluyor ve Churchill’in tüm müdahalelerine rağmen, ülkesinde petrol aramasına izin veriyor. Nihayetinde bu görüşme bugün en büyük günlük üretim sayısına sahip petrol şirketi Aramco’nun kuruluşuna vesile oluyor. Roosevelt ve İbn Suud görüşmesinden çıkan sonuç ise Filistin-İsrail meselesindeki uyuşmazlıklar bir kenara bırakılarak Arabistan’ın güvenliğini sağlayan Amerika’ya göre şekillenecek olan petrol politikası oluyor.

Mart 2018’de Veliaht Prens Selman ile Trump’ın danışmanı Jared Kushner bir araya geldiğinde, Veliaht Prens, Krushner’ı 73 yıldır devam eden bu dostluğun altını çizmek istercesine dedesi İbn Suud ve Roosevelt’in 1945’teki görüşmesini resmeden tablonun önünde ağırladı. Tablonun önünde verilen bu kare önemliydi. Zira dede Suud ve Roosevelt’in o cana yakın ilişkisi hala sapasağlamdı ve bu eski dostluğun ektiği tohumlar Veliaht Prens vesilesiyle yeniden yeşertiliyordu. Aslında her iki ülke de sürdürülen politik ilişki neticesinde iç politikalarında dönem dönem sorunlar yaşıyordu. Filistin meselesindeki farklı bakış, din faktörü ve ABD’nin Suudi Arabistan’a reform baskısına rağmen Suudi devletinin süregelen iç ve dış güvenlik endişesi ile petrol üzerinden gelişen ekonomik ilişkiler iki devlet arasındaki genel tablonun yansımaları. Suudi Arabistan elindeki petrol kaynaklarını işletmek ve pazarlamak için Amerika’ya ihtiyaç duyarken ABD de ucuz enerji kaynağını kaybetmek istemiyor.

Petrol ve doğalgaz üreticiliğinde birinci sırada yer alan Suudi Arabistan gelirinin %45’ini, ihracatının ise %95’ini petrolden sağlıyor. Her ne kadar ikili ilişkiler yolunda görünse de Suud-ABD ilişkilerini etkileyebilecek bazı önemli noktalar var. Yaşanan her krizde bu endişeler gün yüzüne çıksa bile dengenin neye bağlı olduğunu yeniden belirtmekte fayda var. Küreselleşen dünyanın yeni aktörleri Çin, Hindistan ve Rusya’ya Suudi enerji kaynaklarının pazarlanması ve Suud’un bu ülkelerle ekonomik ilişkiler geliştirmesi ABD için son derece önemli ve riskli bir alan. Özellikle Çin ile “ticaret savaşı”nın başlatıldığı böyle bir dönemde ABD için Suudi kaynaklarını kaybetmek epey zedeleyici olacaktır. Bu nedenle hem bir bölgesel aktör olarak hem de enerji kaynakları açısından önemli olan Suudi Arabistan, Trump için kaybetmek istenmeyecek bir müttefik. Öyle ki Trump göreve geldiği dönem ilk yurt dışı ziyaretini Suudi Arabistan’a yapmış ve 120 milyar dolarlık silah anlaşması ile ABD tarihinin en büyük silah satışı anlaşmasına imza atmıştı. “Yemen’deki çatışmaların bitirilmesi” misyonunu üstlenen ABD, böylece bölge ülkelerinin desteğini almaya çalıştı.

Prens Bin Selman ve yarattığı demokrasi illüzyonu

Trump, Veliaht Prensin ABD’nin Ortadoğu projeleri açısından önemini defalarca vurguladı. Aslında Prens yaptığı reformlarla göreve geldiği günden bu yana büyük ilgi toplamış, takdir edilmişti. Suudi Prens İngiltere’de “Gelin İslam’ı birlikte modernize edelim” çağrılarında bulunmuştu. Futbol izleme veya sinemaya gitme hakkı gibi simgesel hakların tanınması ise son dönem Arabistan’ının bir gerçeği. Hatta kadınlara araba kullanma hakkı verildiğinde, konu dünya gündeminde epey yer almış, ehliyet alan ilk on kadınla simgesel röportajlar yapılmıştı. Ancak belirtmekte fayda var, kadınların araba kullanmasının yasak olduğu tek ülke olan Suudi Arabistan’da birçok kadın hakları aktivisti, yasağı protesto ederek araba kullanmış ve bu sebeple hapis yatmıştı. Bu örneklerden biri olan Manal el Sharif, araba kullandığı için 2011 yılında hapis yattıktan sonra Suudi Arabistan’ı terk ederek Avusturalya’ya yerleşti. Bunun yanı sıra kadınlar hala reşit bireyler sayılmıyor ve eşlerinin ya da babalarının vasiliğine mecbur bırakılıyorlar.

Muhammed bin Selman döneminde kafa kesme cezalarının iki katına çıktığı, kadın hakları aktivistlerinin tutuklanmasına devam edildiği gerçeği, Yemen’deki cansız bedenlerin yanı başında durmaya devam ediyor. Reformlara dair sahte bir algı yaratmak için Avrupa’ya ve Amerika’ya yapılan ziyaretler, kurulan sıkı bağlar ise gerçekten akıllıca yatırımlardı. Trump’ın “doğru zamanda doğru kişi” dediği Veliaht Prensin reformları ise ilk günden bu yana coşku seliyle karşılandı. New York Times Yazarı Thomas L. Friedman ise Prensi köşesinde şöyle anlatmıştı. “(…) Prens, yalnızca vücutlarının her bir santimetre karesini kapatmadıkları için kadınları azarlayan korkutucu Suudi din polislerinin otoritesini kırmakla kalmadı, aynı zamanda kadınların araba kullanmalarına da izin verdi. Diğer Suudi liderlerin aksine, tutucularla ideolojik olarak kapıştı. ABD’de eğitim alan 28 yaşındaki Suudi bir kadın bana, ‘Prens farklı bir dil kullanıyor. Köktenciliği yok edeceğiz’ dedi”. Kısacası Batı, Selman’ın reformlarını takip ederken bebeğinin emeklemesini izleyen anne babalar kadar şendi. Suudi Arabistan sonunda sihirli değneğini bulmuştu…

Peki, Suudi Arabistan tarihindeki bu “ilkler” toplumsal muhalefet ekseninden koparılıp sadece Veliaht Prens’e bağlanabilir mi? İnsan hakları ve ifade özgürlüğü fetişisti liberal düzenin uygulayıcıları yaklaşık üç yıldır açlığın, hastalığın ve ölümün kol gezdiği Yemen için neden dünyayı ayağa kaldırmıyor?

Yemen demişken vicdan ve ahlak timsali Batının geçmişine göz gezdirmek, tam da bu noktada elzem bir hal alıyor. Uluslararası koruma mekanizmaları yaşanacak insan hakları ihlallerini önlemek için bir takım usuller geliştirir. Uluslararası arenada her devletin tabi olduğu bir “yargı mekanizması boşluğu” olduğu düşünülürse, hukuk ve adalet gibi temeller politik ilişkiler, kaygılar ve çıkarlar üzerinden gelişir demek yanlış olmaz. Birleşmiş Milletlerin (BM) insan hakları ihlali barındıran durumlara müdahale hakkı saklıdır. Bizlerin “insani müdahale” olarak bildiği ve BM’nin bazen müdahalesiyle canhıraş insanlık takdim ettiği, bazen de elinden hiçbir şey gelmediği örnekler mevcut. Aslında bu yazıdaki amaç ne yaşanan vahşeti, katliamları kıyaslamak ne de bir insanın ölümünün binlerce insanın ölümünden daha az önemli olduğunu düşünmek. Asıl amaç, küresel güçlerin ve uluslararası ilişkilerin “çıkar” söz konusu olduğunda nasıl konumlandığıdır.

İnsani müdahale kavramı “bir devletin başka bir devlete karşı, geniş çaplı insan hakları ihlallerini önlemek amacıyla kuvvet kullanması” olarak tanımlanabilir. Ancak Ruanda’da ve Srebrenitsa’da yaşanan soykırımları engellemek için yapılan BM müdahaleleri başarılı “olamadı”. Bu iki vakadan sonra insani müdahale konusu üzerine yeniden düşünüldü ve “koruma sorumluluğu” ile kavramın sınırları belirlendi. Öte yandan insani müdahale kapsamında olmasa da Irak’ta yaşanan başka bir müdahale şekline şahit olduk. Aslında yine vicdan, özgürlük, ahlak gibi kavramların ve elbette dünyanın süper gücü olmanın verdiği ehliyetle yapılan bu müdahalede tek amacın petrol olduğu ortaya çıkmıştı. Peki, Fransa’nın Ruanda’da saldırı gruplarını silahlandırdığı iddiası, BM’nin Bosna için gerekli gayreti ortaya koymadığı gerçeği ve ABD’nin petrol rezervi ülkeleri “özgürleştirmek” istemesi tesadüf olabilir mi?

Ve en önemlisi, gerekli güce sahip olduğu halde Yemen’deki çatışmayı sonlandırmak yerine Suudi Arabistan’a silah satışı yapanlar, BM marifetiyle Yemen’de ölenleri raporlamaya, istatistik haline getirmeye devam mı edecek?

Kaşıkçı’nın kaybolmasını gündemden düşürmeyen küresel medya Yemen için neden suskun?

Küresel medya ve uluslararası karar alıcılar, aylardır Suudi gazeteci Kaşıkçı’ya olanları, bunun insan hakları ve Suudi Arabistan’ın uzun süredir devam eden yabancı ilişkileri için ne ifade ettiğini tartışıp durdular. Suudi eylemlerinin, Yemen’de Amerikan silahları vasıtasıyla binlerce yaşama son vermesine dair ise pek bir gündem yok. Suudi Arabistan liderliğindeki ABD destekli bir koalisyonun 2015’ten beri İran’a bağlı bir isyancı grupla çatıştığı Yemen, belki de yüzyılın en büyük kıtlığını yaşıyor.

Şimdiye kadar kayda geçen 10.000’den fazla ölüm olsa da batılı klasik müzik konserlerinin verildiği yeni Arabistan ve Da Vinci’nin Salvator Mundisi’ni satın alan bu zevkli Prens’in küçük cinayetleri dengeleri nasıl etkileyecek?

Yoksa zenginlik ve politik güçlerle kurulan sağlam ilişkiler dünya tarihine yeni cezasızlık örnekleri mi armağan edecek?

Ve bir soru daha: Bir gazetecinin ölümü Yemen’de öldürülen binlerin yaratamadığı etkiden büyük bir etkiyi nasıl yarattı?

Yoksa trajediler ve istatistikler hakkında söylenenler doğru mu?

Ayşegül Yılmaz

Prensin reformlarının illüzyon olduğu Kaşıkçı vakasıyla mı anlaşıldı? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Özel Haber: PKK’ya askeri konvoyu Suudi Arabistan mı gönderdi? https://yekvucut.com/feto-gercekleri/ozel-haber-pkkya-askeri-konvoyu-suudi-arabistan-mi-gonderdi/ Mon, 26 Nov 2018 08:48:07 +0000 http://yekvucut.com/?p=20900 Amerikan merkezli VOA’ya açıklamalarda bulunan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Direktörü, bir Arap ülkesinin Deyrizor’daki çatışmalarda terör örgütü PKK/YPG’yi desteklemesi için...

Özel Haber: PKK’ya askeri konvoyu Suudi Arabistan mı gönderdi? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Amerikan merkezli VOA’ya açıklamalarda bulunan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Direktörü, bir Arap ülkesinin Deyrizor’daki çatışmalarda terör örgütü PKK/YPG’yi desteklemesi için geniş bir askeri konvoy gönderdiğini söyledi.

“Büyük ihtimalle bir Körfez ülkesi” olarak tanımlanan bu Arap ülkesi akıllara PKK’ya verdiği destekle bilinen Suudi Arabistan’ı getirdi.

Eylül ayında Suudi Arabistan istihbaratından bazı yetkililerin Suriye’deki aşiretlere PKK’ya destek vermeleri halinde ciddi ekonomik destek alacakları vaadi verdikleri haberleri gelmişti.

Suudi Arabistan Devlet Bakanı Samir es-Sebhan, geçtiğimiz yıl yanında Brett McGurk ile birlikte, YPG/PKK işgalindeki Rakka’nın Ayn İsa bölgesi ve bazı köylerini ziyaret etmişti.

Suudi Arabistan’da kraliyet ailesine yakınlığı ile bilinen Okaz gazetesi PKK’nın üst düzey liderlerinden terörist Rıza Altun ile röportaj yapmıştı.

Rıza Altun röportajda “[Saldırı] önceliğimiz Türkiye ” demişti.

Suudi Arabistan, terör örgütü PKK’ya 100 milyon dolar yardım yaptığını açıklamıştı.

Yardım tutarını da Cemal Kaşıkçı’nın vahşice öldürülmesi sonrası Suudi Arabistan’a giden ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun ziyareti sırasında ABD’ye göndermişti.

Özel Haber: PKK’ya askeri konvoyu Suudi Arabistan mı gönderdi? yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı: Suudi Arabistan iyi niyetimize karşılık vermedi https://yekvucut.com/utanc-gunlugu/istanbul-cumhuriyet-bassavciligi-suudi-arabistan-iyi-niyetimize-karsilik-vermedi/ Wed, 31 Oct 2018 14:26:09 +0000 http://yekvucut.com/?p=20506 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın önceden yapılan planlama doğrultusunda başkonsolosluğa girer girmez boğularak öldürüldüğünü bildirdi. Açıklamada ”Kaşıkçı’nın cesedi...

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı: Suudi Arabistan iyi niyetimize karşılık vermedi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın önceden yapılan planlama doğrultusunda başkonsolosluğa girer girmez boğularak öldürüldüğünü bildirdi. Açıklamada ”Kaşıkçı’nın cesedi öldürülmesinin ardından parçalanarak yok edilmiştir” denildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cemal Kaşıkçı’nın önceden yapılan planlama doğrultusunda başkonsolosluğa girer girmez boğularak öldürüldüğünü belirtti.

Başsavcılığın açıklamasında “Kaşıkçı’nın cesedi öldürülmesinin ardından parçalanarak yok edilmiştir” ifadesi de yer aldı.

Başsavcılık’tan yapılan açıklama şöyle:

”Gerçeğin ortaya çıkarılmasına yönelik tüm iyi niyetli çabalarımıza rağmen görüşmelerden somut sonuç elde edilememiştir. Cemal Kaşıkçı evlilik işlemleri için girdiği Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda daha önceden yapılan planlama doğrultusunda konsolosluk binasına girer girmez boğularak öldürülmüştür. Kaşıkçı’nın cesedi öldürülmesinin ardından parçalanarak yok edilmiştir. Olayla ilgili yerli işbirlikçi bulunduğuna dair Suudi Arabistan makamlarının herhangi bir beyanının olmadığı bildirilmiştir. ‘Yerli işbirlikçi’ olarak kamuoyuna yansıyan kişinin kim olduğu sorulmuş, bu sorular aynı gün yazılı olarak kendilerine iletilmiştir. Suudi Arabistan’da tutuklandığı bildirilen şüphelilerin ülkemize iadesi talebi yinelenmiştir.”

Neler yaşanmıştı:

Washington Post Gazetesi yazarı Cemal Kaşıkçı’dan, 2 Ekim Salı günü evlilik işlemleri için Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’a girdikten sonra bir daha haber alınamamıştı.

Suudi Arabistan yönetiminden 20 Ekim’de yapılan açıklamada, Kaşıkçı’nın “konsolosluk binasında yaşanan arbede sonucunda öldüğü” belirtilmiş ancak cesedinin nerede olduğuyla ilgili bir bilgi verilmemişti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında görevlendirilen bir başsavcıvekili ile bir savcı koordinesinde, konsolosluk binası ile Türkiye’den ayrılan Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosu Muhammed el-Uteybi’nin konutunda inceleme yapılmıştı.

Soruşturma kapsamında aralarında şoför, teknik bakım, muhasebe ve santral görevlilerinin de bulunduğu 38 konsolosluk çalışanının ifadesine başvurulmuştu.

Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili incelemelerde bulunmak iki gün önce özel uçakla İstanbul’a gelen Suudi Arabistan Başsavcısı Suud Muceb, aynı gün İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan ile yaklaşık 1 saat 15 dakika görüşmüştü.

Muceb, dün yine adliyeye giderek Fidan’la yaklaşık 1 saat görüştükten sonra beraberindeki heyetle ülkesinin Levent’teki başkonsolosluğuna gelerek burada yaklaşık 1,5 saat kalmıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı: Suudi Arabistan iyi niyetimize karşılık vermedi yazısı ilk önce Yekvucut üzerinde ortaya çıktı.

]]>